Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/14
AĞIK
HABERLERİN DEVAJVH 21 KASIM 1990
belgesi
bugün
imzalanıyor
PARİS (Cumhuriyet) — 34 ül-
kenin karanyla "Avrupa'nın
Gelecegi İçin Paris Şartı" adım
alan "AGtK" Paris zirvesinin
sonuç deklarasyonu bugun im-
zalanıyor. 34 ülke 1992 martın-
da tekrar Helsinki'de buluşa-
cak. Geçen pazartesi günü im-
zalanan konvansiyonel silah in-
dirimi antlaşmasının (AKKA)
ikinci bölümünün 1992'ye ka-
dar gerçekleşmesi bekleniyor.
Bu bölümde askeri personel sa-
yılan da azaltılacak.
öte yandan Stratejik Silahlar
lndirim Antlaşmasının da
START 1992 tarihine yetişmesi
öngörülüyor. O zamana kadar
her şey yolunda giderse 1975'te
açılan Helsinki süreci, 1992 ta-
rihinde yine Helsinki'de "tam
not" alarak noktalanacak.
AGİK zirvesinin önceki gün-
ku açılışından önce imzalanan
Avrupa'da Konvansiyonel Kuv-
vet Antlaşmasfnın (AKKA),
yankılan, SSCB Başkanı Mihail
Sergeyeviç Gorbaçov'un Körfez
krizine ilişkin açıklaması ile
ikinci plana itildi. Gorbaçov,
Irak'a karşı girişüebilecek askeri
bir harekât konusunda pek is-
tekli bir tavır onaya koymayıp
'beklenilmesi' gerektiğini söyle-
yince, zirve, biraz erken de ol-
sa Körfez ağırlıklı bir havaya
büründü. Bu durum, dün lider-
ler arasında yapılan tüm ikili
görüşmelere ve yapılan iki otu-
ruma da yansıdı, AGtK zirvesi-
nin dün sabahki oturumundan
önce tngiltere Başbakanı Mar-
garet Thatcher, SSCB Başkanı
Gorbaçov ve Fransa Cumhur-
başkanı François Mitterrand, ile
bir araya geldi. Paris'teki SSCB
Buyukelçiliği rezidansında Gor-
baçovla görüşen Thatcher, ga-
zetecilere görüşme ile ilgili hiç-
bir açıklama yapmadı. Thatc-
her'ın Mitterrand'la yaptığı gö-
rüsmeden de bilgi sağlanamadı.
Ancak yapılan göruşmelerın
Körfez krizi ağırlıklı olduğu çe-
şitli çevrelerde dile getirildi.
San Marino'nun başkanlık
ettiği sabahki oturumda, Körfez
krizinin dışında, çeşitli sorunlar
da gündeme geldi. Oturumun
ikinci konuşmacısı Macaristan
Başbakanı Jozsef Antall, Var-
şova Paktı'nın askeri örgütunun
kaldırılacağını belirtti. Antall,
bu konuda Varşova Paktı üye-
si 6 ülke arasında göruşbirliği-
ne vanldığmı ve 1991 yılında as-
keri'. . örgütürv' feshedileceğini-
söyledi.
Yunanistan Başbakanı Kons-
ttntin Mitçotakis de tüm AGİK
ülkelerinin 16 yıldır süren bir
dramı sona erdirmek için ulus-
lararası kuralların uygulanma-
sına katkıda bulunmalarını iste-
di.
Mitsotakis, ad vermeden,
"Işgali, ulusların haklannın ih-
lalini, bağımsıziık ve toprak bu-
tünlügüne yönelik tehditleri ne-
rede olursa olsun kınıvoruz"
dedi.
F.Almanya Başbakanı Hel-
mut Kohl, Doğu ile Batı arasın-
daki 45 yıllık soğuk savaşa son
verildiği bir donemde Avrupa'-
yı bugun gelınen seviyeden ge-
riye göturebilecek milliyetçilik
anlayışının yeniden ortaya çıka-
bileceği konusunda uyardı.
Cuellar
(Baftarafı l. Sayfada)
hş olur.
— Buna karşıük, Kıbns soru-
nunun yirrni yedi yıllık bir bu-
nalım oldugunu soylemek sure-
tiyle, sorunun Türkiye'nin askeri
çütarmasıyla başlamadığını do-
laylı şekilde kabullenmiş oldu-
nuz. Bu da Türk tezlerine daha
yakın bir ifade tarzı olarak al-
gılandı. Bu noktayı aydınlatır
mısınız?
DE CUELLAR — Sizin gibi
Kıbrıs sonınunun tarihine iliş-
kin belgelere başvuracak zama-
nım olmadı. Başka neden yok...
Perez de Cuellar'ın, Paris zir-
vesinin Fransa Cumhurbaşkanı
Mitterrand'dan sonra 34 ülke li-
derlerine hitaben yaptığı konuş-
masında, Kıbrıs sorunu aynen
şu ifadelerle yer almıştı:
"Bizzat Avrupa'da sessizlikle
geçiştiremeyecegim bir aynlık
vardır. O da Kıbrıs aynlığıdır.
Birieşmiş Milletler'in hedefi,
Rum ve Türk Kıbnslı toplumla-
n, Kıbns'ın birliğini, hükumran-
lığını, bagımsızlığını ve toprak
bütünlügunu, iki toplumlu ve iki
bölgeli bir federasyon çatısı al-
tında konımalanna yardımcı ol-
maktır. kesintisiz çabaiaruna
ragmen bu problemin sürraesi,
diger sorunlann çözümü için
harcanan çabalann önemi göz
önüne alındıgında şaşırtıcı bir
durum gibi gözukmektedir. Emi-
nim ki 27 yıldan beri devam
eden bu sorunun banşçı ve ke-
sin biçimde çozume ulaşmasma
her turlu desteği saglamak böl-
genizin sorumluluğu alnndadır."
Vasiliu
öte yandan Kıbns Cumhuri-
yeti'ni temsilen AGİK zirvesine
delegasyon başkanı olarak katı-
lan Yorgo VasUiu'nun, toplantı-
nın dün sabahki oturumunda
yaptığı konuşmada yer yer Kıb-
ns sonınuna değinmekle birlik-
te, "dengeli" biçimde konuşma-
yı tercih ettiği dikkati çekti.'
Cumhurbaşkanı ÖzaPın mekik diplomasisi(Baftarafı 1. Sayfada)
di.Cumhurbaşkanı Özal, göruş-
mede, Türkiye'nin Irak'a kom-
şu olması nedeniyle Körfez kri-
zinden en fazla zarar ülke oldu-
ğunu anlattı ve kriz öncesi du-
ruma dönmesinin çok guç ola-
cağını bildirdi.
Perez de Cuellar, Kıbrıs me-
selesinin bir Avrupa sorunu ol-
duğunu ve Avrupa devletlerinin
bu sorunun çözüme katkıda bu-
lunmaları gerektiğini savundu.
Genel Sekreter Perez de Cu-
ellar, bir soruyu yanıtlarken
Kıbns sorununun 27 yıldır BM
gundeminde bulunduğunu anla-
tarak "Sorun, bazılannın dediği
gibi 1974ten sonra başlamtş bir
sorun değildir, 27 yıldır BM
gündemindedir. BM'nin pozis-
yonu budur, Cumhurbaşkanı
Özal da aynı göruşü paylaşı-
yor" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Ozal'ın BM
Genel Sekreteri Perez de Cuel-
lar ve İngiltere Başbakanı
Thatcher ile yaptığı görüşmele-
re, Başbakan Yıldınm Akbulut
ve Dışişlen Bakanı Ahmet Kurt-
cebe Alptemoçin de katıldılar.
Thatcher'la görüşme
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
Thatcher'la yaptığı görüşmede
Kıbns sorununda aceleye getıri-
lecek bir çözumun, ileride baş-
ka sorunlara yol açabileceği me-
sajını verdi ve soruna, Türk te-
zine uygun olarak toplumlara-
rası göruşmeler yoluyla, iki bol-
geli ve iki toplumlu bir çözüm
getirilmesini istedi.
Özal-Thatcher görüşmesinde,
Körfez krizine bulunacak çö-
zum konusunda görüş ahşveri-
şinde bulunuldu. Görüşmede,
Irak'a uygulanan ambargonun
etkisini göstermeye başladığı
ifade edilerek, bu çozüm yolu-
nun tercih edileceği vurgulandı,
askerı çözumün ise, son çare
olarak düşunulduğu kaydedildı.
Cumhurbaşkanı özal ve İn-
giltere Başbakanı Thatcher,
Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesinin
yanı sıra Irak'ta bulunan kim-
yasal silahların da ileride bir
tehdit oluşturmamasını sağlaya-
cak tedbirlerin alınmasını da ıs-
tediler.
Özal-Thatcher göruşmesinde,
Kıbrıs konusuna genel kapsam-
da değinildiği belirtildi ve Genel
Sekreter'in bu konudaki gırı-
şimlerinin sonucunun beklen-
mesi istendi. Cumhurbaşkanı
Özal, soruna, iki toplum arasın-
daki göruşmeler yoluyla iki top-
lumlu ve iki kesimli bir çözum
getirümesi hususu üzerinde ısrar
etti ve Kıbns Türk halkının hak-
lannın korunması ve sorunlan-
nın çözülmesi gerektiğini be-
lirtti.
Bush'tan övgii
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
AGİK zirvesinin yapıldıgı ulus-
lararası konferanslar merkezin-
de ABD Başkanı George Bush'-
la görüşerek, dünku ikili temas-
larını tamamladı.
TSİ 14.45'te Amerikan dele-
gasyonunda yapılan görüşme-
den sonra Cumhurbaşkanı
Özal, öğleden sonraki oturumu
yönetmek uzere toplantı salonu-
na döndu. Görüşmede, Başba-
kan Yıldınm Akbulut'la Dışiş-
leri Bakanı Ahmet Kurtcebe
Alptemoçin de yer aldılar.
ABD Başkanı George Bush,
Cumhurbaşkanı Özal ile görüş-
mesinden önce kısa bir konuş-
ma yaptı ve Körfez krizi konu-
sunda sağladığı destekten ötüru
Turkiye'ye teşekkurlerini bildir-
di.
Görüşme başlamadan önce
Turk gazetecilerine göruşlerini
açıklayan Başkan Bush,
"Türkiye, Körfez bunalımının
başlangıcından beri ABD'yi en
guçlü şekilde destekleyen ölke-
lerden biridir. Bu tutumu tak-
dirle karşılıyonız ve teşekkür
ediyonız" dedi.
Bush 1991 'de
Türkiye'ye geliyor
ABD Başkanı George Bush-
un, 1991 yılının ilk 6 ayı içinde
Turkıye'yi resmen ziyaret edece-
ğ
Beyaz Saray sözcusü Mariin
Fıtrwater, yazılı bir açıklama yar
parak, George Bush'un Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal ile Pa-
ris'te yaptığı görüşmede, Özal1
ın davetini kabul ederek 1991 yı-
lının ilk yansında Turkiye'ye ge-
leceğini söylediğıni bildirdi.
Mariin Fitzwater, "Başkan'ın
ziy'areti iki ülke arasındaki miı-
kemmel Uişkilerin devamına kat-
kıda bulunacaktır" dedi.
Fitzwater, iki liderin yakın bir
gelecekte ziyaretin tarihini belir-
leyeceklerini de kaydetti.
Bu arada SSCB Başkanı Mi-
hail Gorbaçov'un sözcüsü Vitali
Ignatenko, Bush'un ocak
1991'de Moskova'ya resmi bir zi-
yaret yapabileceğini açıkladı.
Sözcü, stratejik silahların in-
dirimiyle ilgili bir anlaşmanın
bu ziyaret sırasında imzalanıp
imzalanmayacağının sorulması
üzerine, "Eğer bu anlaşma im-
_bu ziyaretin
önemi daha da artar" demekle
yetindi.
Beyaz Saray ise, bu konuda
açıklayacak herhangi bir şey ol-
madığını bildirdi.
Özal bilgi verdi
Cumhurbaşkanı Özal ile
Bush arasındaki görüşme 1 sa-
at 7 dakika sürdü. Görüşme
Ozal'ın, Körfez krizinin barışçı
yollardan çözümu için "BM'den
Irak'a kuvvetli bir mesaj gitme-
si gerektiğini" söylediği öğrenil-
di.
Özal gorüşmeden sonra bu-
yıik bölümünu Türk gazetecile-
rin oluşturduğu basın mensup-
larının sorulannı lngilizce ola-
rak yarutladı. özal, BM'den çı-
kacak karara Türkiye'nin etkisi-
nin olamayacağını belinerek,
"Ancak Türkiye'nin bu kararı
destekleyeceğini Bush'a soyle-
dim. Ama şimdi ne yapacağımı-
\O1K iirvesine katılan ülkelerin liderlerinkı eşleri Fransa Bajbakanı nın eşi Bayan Rocard'ın yemeğinde bir araya geldiler.
zı soylemek durumunda
değilim" diye konuştu. Özal,
BM'nin vereceği olası bir karar-
dan sonra Meclisin hükümete
verdiği yetkinin tazelenip taze-
lenmeyeceği yolundaki bir soru-
ya ise "Bu soruya cevap verir-
sem, bilmece gibi netice tahmin
edersiniz" dedi.
özal, Thatcher ile yaptığı gö-
rüşmede Kıbns konusunun gün-
deme gelip gelmediği sorusunu,
"Genel hatlan ile Kıbns mese-
tesinin iki toplumun meseksi ol-
dugunu, bu çerçevede çözülme-
si gerektiğini'1
söyleyerek yarut-
ladı.
Cumhurbaşkanı özal, Kıbrıs
ile Kuveyt arasmda kurulan pa-
ralelliğe değinirken de bu ben-
zerliğin sadece, "1974'te Yunan
cuntasının adadan Makarios'u
kovalayıp Kıbns'ı Yunanistan'a
bağlamak istemesi yönunde ku-
rulabileceğini" ifade etti. Yeşil
hat benzetmesinin tumüvle yan-
hş oldugunu kaydeden Özal, ye-
şil hattın 1953'te BM kararı ile
çekildiğini, De Cuellar'ın zirve-
deki konuşmasında "Kıbns so-
rununun 27 yıllık oldugunu söy-
lemesinin çok yerinde oldugu-
nu" söyledi.
özal, bir Bulgar gazetecinin
Turk - Bulgar ilişkilerine yöne-
lik sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Bulgaristan'daki reform ha-
reketleri gerçekleştikten sonra
Bulgaristan ile ilişkilerimiz adım
adım ilerledi. Başbakan Luka-
nov ve Cumhurbaşkanı Jelev ile
göruşmelerimiz oldu. Bundan
sonra Turkiye'den-ekonomik bir
heyet Bulgaristan'a gilti. Bugün
ise Başbakan Jelev olumlu bir
konuşma yaptı. Oradaki Turk
azınlığın iki komşu ulke arasın-
da kopni rolu oynayacagına ina-
nıyorum."
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
Başbakan Yıldınm Akbulut ve
Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtce-
be Alptemoçin ile beraberlerin-
deki Turk heyetinin, bugun Pa-
ris - Toulouse hatünda hızlı tren
ile bir gezı yapacaklan bildiril-
di. Yetkililer, gezinin Türk heyeti
için özel olarak duzenlendiğini
kaydettiler.
AGtK sonuç bildirgesinin im-
zalanmasından sonra Paris'te
bulunan Turk heyetinin Anka-
ra'ya dönecekleri belirtildi.
PARİS'TEN AHMET TAN
(Baftarafı 1. Sayfada)
Gerçi sorsaydık da fazla haber
değeri taşıyacak yanıt almak za-
ten zordu. Türkiye'nin güduk
gündeminin dışına çıkmak, Pa-
ris'te "yılın zirvesinde" olunsa
bile zor. Ozal ile ozel görüşme
olanağı yakalansa da, en ufku
geniş soru şu olabilirdi:
"Yuh çekilme pahasına DYP
kongresine başarı telgrafı çeke-
cek olmanız, acaba önumuzde-
ki ANAP kongresine mesaj
göndermenin ön hazırl\gı mı-
dır?"
Bu soruyu yine de fırsat ya-
kalarsak soracağız. "Çifte imza
ile katıldığımız AGİK, Turkiye
Cumhuriyeti için ne anlama ge-
liyor?" turunden sorular guduk
gundemimize denk duşmüyor.
Özal'ı kaldığı Beşinci George
Oteli'nde bulmak zor. Gazeteci-
lerin umudu önceki gecedeydi.
Ama Özal geceyi, yanına eşini
alıp Lido Gazinosu'na giderek
değerlendirdi. Lido, bizim Mak-
sim ile Çakıl gazinolan ayarın-
da sazlı sözlü, danslı bir eğlen-
ce yerı.
özal'dan aJamadığımız özel
demeci, Chaillot Sarayı'ndakı
kabul resminde "komşu" Bulga-
ristan Devlet Başkanı Zjeno'-
den aldık. özal'a soramadığımı-
zı ona sorduk:
"AGİK'ten ne bekliyorsu-
nuz?"
Komşu Cumhurbaşkanı, al-
çak gönullü bir havada, "Büi
giivence altına almasını" dedi.
"Neye ve kime karşı giiven-
ce?"
Komşunun yanıtı çok net
oldu:
"Turkiye'ye karşı. Çiinkiı
Türkiye'den teorik de olsa teh-
dit var."
Bu yanıt henuz mürekkebi
kurumayan AGİK antlaşması-
nın işlerliği açısından çok onem-
li. Çünku AGlK'e NATO gozüy-
Ie bakanlar var. Hatta kimileri-
ne göre NATO'nun, Varşova
Paktı'nın yerini alacak bir örgüt
Bulgar Devlet Başkanı'nın de-
diğine bakılırsa, AGtK'in de
NATO'dan bir farkı olmayacak.
Öyle ya, örgutun bir uyesi öte-
kine karşı kendisini guvence al-
tına alma peşinde. Tıpkı Yuna-
nistan'ın NATO'da yaptığı gibi
Zjenev, ulkesı ile Turkiye ara-
sında, artık göcmenlerle ileili bir
sorun kalmadığını söyluyor.
Hatta bir de çok önemli haber
veriyor:
"Çifte vatandaşlık hakkı üze-
rinde çalışmalar yapı.voruz. İs-
teyen Bulgar vjatandaşı Turk pa-
saportu da taşıyacak."
Ama yine de bu, 7-8 milyon
Turk için "teorik" de olsa Turk-
Bulgar sınırının kalkması de-
mek. Buna karşın Zjenev, belli
ki "Ümügünüzu sıkanz" diyen
Ozal'ın yeniden benzeri bir he-
vese kapılmasına karşı kendini
guvenceye alma peşinde.
Bulgar Devlet Başkanı, en kı-
sa zamanda Turkiye'yi ziyaret
etmek istediğini belirtiyor. Ama
"içeride işler çok kanşık oldu-
gu için" bir tarih veremiyor.
"İçerisi" dediği Bulgar Parla-
mentosu. Komunist Partisi'nin
bölunmesinden, yeni siyası den-
geler kurulmasından söz ediyor.
Ulkesıni kanşık göstermeme ko-
nusunda bir kompleksi yok.
Yerli bir gazeteciyle konuşur gibi
rahat ve açık.
Ozal'ın dün özel bir görüşme
yaptığı BM Genel Sekreteri Pe-
rez de Cuellar ile Cumhuriyet
olarak biz de özel görüştük. Ge-
nel Sekreter, Turkiye'yi AGtK
toplantısında yaptığı konuşmay-
la biraz şaşırttığının farkında.
"KıbrıŞ, Avrupa'nın
meselesi '
Neden zırveye Kıbrıs'ı getir-
mişti? Genel Sekreter, Kıbns'ın,
öncelikle Avrupa'nın meselesi
oldugunu söylüyor. Cuellar, ko-
nuşmasında "eşit haklara sahip"
iki toplum deyimini kullanma-
masını ise, "Zaten iki kesimli,
iki toplumlu dedikten sonra bu
Unımın içinde o da var" dıyor.
Genel Sekreter'in yanıtı pek
inandırıcı değil. Nitekim Kıbrıs
işini yıllardır en ust düzeyde iz-
leyen bir buyukelçımiz, Genel
Sekreter'in yıllardır hep "tavşa-
na kaç, tazıya tut" politikası iz-
lediğini söyluyor...
BM Genel Sekreteri, Kıbrıs
sorununun "27 yıllık geçmişi
oldugunu" soylerken, Turkiye
1
ye bir "torpil" yapmadığını da
dolaylı olarak ifade ediyor. özal
ile goruşmesınden sonra, Kıbrıs
sorununun Birleşmiş- Milletler
belgelerine geçiş tarihini esas al-
dığını belirtmesi boşuna değil...
Sabetay Varol ile demeç al-
mak üzere "mühim adam" arar-
ken, Alman Şansolyesı Kohl ile
burun buruna gdiyoruz. Kohl,
yamndakılerle bağrra çağıra Al-
manca konuşuyor. Araya girıp
bir soru sorma olanağı bulamı-
yoruz. Kohl, Akbulut gibi ana-
dilinden başka dil konuşmuyor.
Bız de çevirmensizlik yuzunden
"demeçsiz" kahyoruz.
Ortalıkta Gorbaço\ yok. Ye-
rine sözcüsünü gondermiş. Söz-
cüyü Fransız televizyonundan
tanıyoruz. AGlK'e gelirken Va-
tikan'a uğrayıp Papa'nın elini
öpen Gorbaçov'un Turkiye'ye
de gelip gelmeyeceğini soruyo-
ruz. Sözcü, "Şu anda bir şe>
soyleyemem, ama ilkbahara ka-
dar Ankara'yı ziyareti soz konu-
su değil" diyor.
Sözcunun arkasında Moldav-
ya Dışişleri Bakanı var. Yakasın-
da SSCB rozeti taşıyor. Sovyet
heyetinde. Ama heyette Sovyet-
ler için değil, Mokiavyalı olarak
bulunuyor. Gagavuzlan, soydaş-
lanmızı soruyoruz. Söyledikle-
rinden, 150 bin Hıristiyan Türk-
un bağımsıziık isteklerini "an-
Ijmsu ve haksız" bulduğu an-
laşılıyor. Bu Hıristiyan Türkle-
rin "huysuzluklannı" kanıtla-
.mak istercesine anlatıyor:
"Kültür ve egitimle ilgili ihti-
yaçları karşılamak için Türkiye
1
den yardım istedik. Onlar da ki-
tap, dergi ve oteki egitim mal-
zemeleri. Ama Gaga>uzlann al-
fabeleri farklı. Rus Kiril alfabe-
sini kullanıyorlar. Sizin gibi La-
tin alfabesine geçseler, Türkiye
ile daha kolay kultur alışverişi-
ne girecekler."
Moldavya Dışişleri Bakanı,
"Bu Gagavuzlar gerçekten huy-
suz galiba. Türkuz diyorlar ama
ne Türkun dinine uymak istiyor-
lar ne de alfabesine" diyor.
AGtK, bugün törenlerle sona
eriyor. Yeni Avrupa projesine
imzalar atıldı, şimdi uygulama
başhyor. İlk adım Körfez'e doğ-
ru atılacak gibi. Bu alanda
AGtK içindeki "işbirliği", gu-
venliğe ağır basıyor...
M I L K I Y E HAFTASI, 131. YII
YÖNETİMİN YENİDEN YAPILANMASI
VE DEMOKRATİK KATILIM
SEMPOZYLM
29 KASIM 1990 PERŞEMBE
1 OTLRLM /KONFERANS
İÜ0O 1200
YONETlMveSLNUŞ
Prof Dr SAF4 REtSOCLl
KONliŞMA TLRGUT OZAL Cumhurbaşkanı
TheMarmaıaHııtel BaloSulımu
2 OT^.RÜM'P^^EL
M00 1700
'lONETlM^eSUVLŞ Prof Dr İLTER TIRAN
KONLŞMA YILDIRIM AKBULIT Bd>twkan
PANELİSTLER
MLRVT KARAYALÇIV.
Ankara Buvukşehır Beledı>e Başkanı
Prof Dr OVA ARASLI '
MEHMET BARLAS.Gdzeıecı Yazar
NECATİ ÇELİK. Hak-I4 Genel Bakanı
İSV1ET ALVER Vakıftank Genel Mud
TheMarmaidHtıtel BalııSalomı
30 KASIM 1990 CUMA ,
\ OTURLM/PANEL
I0OO- 1300
YONETiM^e SUNLŞ Dr (JINGÖR IRAS
KONLŞVIA ERDAL İNOM. SHP Gen Bd^Un.
PASELISTLER
MRETTİN SOZEN Kı Bu>uk^ehır Bel B5k
ŞE\ KET V ILM\Z Turk-U Genel Ba,kanı
GINERI Cl\AOGLL Gazcıecı • Ydzjr
İSHAK ALATOV. l>jdamı
Doç Dr BLLENT TANOR
The MuırrnıruHntel BaloSalonıt
2 OTURUM/PANEL
1400 - 1700
YONETlM ve SÜNUŞ
Prof Dr USTLN ERUUDER
KONLŞMA SILEYMAN DEMİREL DYPGenB^k
PANELİSTLER
HASAN SIBAŞI AntalyjBeledıveB^kjnı
MF.MDLH HACIOCLL İSO B^kan.
TIIRGIT KAZAN Istanbul Barosu Başkanı
KOREL UOYMEN TUSES Vakfı Bakanı
ProfDr EMRE KONGAR
Th? Marmara Hıttel BaloStılfflu
ARAUK 1990 CUMARTESİ
1 OTIRUM/PA\EL
(W M) - 12 "M)
YON veSLNLŞ CEM BOYNtR. TUSİAD Gn B:
KONLŞMA BILENT F.CEV1T. DSP Gn B^k
PANELİSTLER
NAZLI II.ICAK Gazetecı Yazar '
OZER GtNEY ESBANK Genel Muduni
YENER KAY\ Derı IşGenel Bakanı
AHMET MOLVALI DevlelBak Danışnunı
Prot DrZ4FER TOPRAK
TheMatmaıuHıtnl Bulı'Salomt
2 OTLRUM/PANEL
H30- 1630
YONETlM veSt'SLŞ
Prof DrRlŞEN KELEŞ
KONLŞMA NECMETTİN ERBAKAN RP Gn
PANELİSTLER
HALİL URIV Kon>a8u>uk^hır Bel B5l
HAS4> DENlZKtRDl TOBB Yor Kur Lve
GENCA^ ŞAYLAN Gizetecı Yazar
MLNİR CEYLAN. Peırol-I, Genel Ba^kdnı
Prof Dr CEMİL OKTAY
The Mmtnara Holel Bulıt Stfhmıt
1 OTURUM/DEĞERLENDtRME
17 (X) 20 OU
YONETlM veSUMŞ
Prof DrlLHAN TEKELI
KONLŞMACILAR
MEHMET KF.ÇECİLER DeUeı Bjkjnı
HtKMET ÇETİN SHP Genel Sekreten
MEHMET DILGER DYPGen B5k"urd
SELÇIK SONMEZ DSP Genel Sekreıerı
TA'İYİP ERDOCAN RPNunbultl Başkanı
RF.CEP YAZICIOOLI AvdınValısı
TheMurnnıraHntvl OpeıaSııhmıt
MÛLKİYELİLER BIRLIĞ1
İSTANBLL Şl BFSİ
İSTANBUL
MILKİYELİLERVAKF1
Tel ı l ı 157 46 M- ^ I S 7 2 I R 8 1 5 7 5 4 7 0
SEMPOZYUMA GİRİŞ DAVETİYELİDİR. DAVETİYELER MÛLKİYELİLER BİRLİĞİ İSTANBUL
SUBESİ: 157 46 34 - 35 ve THE MARMARA HOTELden 151 46 96 ALINAEİLİR
CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ
F u arınd a
• 17-23 Kasım • F-M Fuar Merkezı
Kadın kitapları, sanat yapıtları, çocuk edebiyatı...
Çok satan kitaplar... Uye Kayıt Bölümü...
İ M Z A G Ü N L E R İ
I BUGÜN 21 Kasım Çarşamba/16.00-19.00
ŞİRÎN TEKEL1 FÜSUN AKA TLI
YARIN 11 Kasım Perşembe/16.00-19.00
FÜSUN ERBULAK, TÜLAY BİLGİ\ER
23 Kasım Cuma 16.00-19.00
MELİSA GÜRPINAR, TÜLAY FERAH, RAMIZE ERER
24 Kasım Cumartesi 16.00-19.00
FÜSUN ÖNAL
25 Kasım Pazar 15.00-18.00
BUKET UZUNER, GÜLSÜM AKYÜZ
F-M Fuar Merkezi, Ortaklar Caddesı, Mecıdıyeköy-Istanbul
Her nin 1100-20 00 <au zıyarrıçtlert.açıkıır.
Cumhunytl Kuap Kuiübu üytlennt gıry ücrtlı %İO mdmmlıdır
Bulgaristan
Cumhurbaşkanı
Türkiye'den
teorik de
olsa
tehdit var
AHMET TAN/
SABETAY VAROL
İPARİS— AGİK zirvesi için
Paris'e gelen Bulgaristan Cum-
hurbaşkanı Jeliu Jelev, kendisiy-
le yaptığımız söyleşide "AGİK'-
ten bizim gibi kiiçük ülkelerin
güvenligini sağlamasını
umujoruz" dedi.
Jelev, sorumuz uzerine Sof-
ya'ya karşı olası bir tehlikenin
gelebileceği ulkenin "teorik ola-
rak Türkiye" oldugunu da be-
lirtti. Fransa Dışişleri Bakanlı-
ğYnın Chaillot Sarayı'nda verdi-
ği resepsiyonda görüştügUmûz
Bulgaristan Devlet Başkanı,
Turgut Özal'dan başka AGİK
zirvesi için Paris'e başbakanla-
nyla birlikte gelen az sayıda li-
derden biri. Jelev, ülkesinin iç
sorunları yüzünden önumuzde-
ki donemde Türkiye'ye gelmesi-
nin söz konusu olmadığını be-
lirtti.
Bulgaristan'daki Türk azınlık-
la ilgili olarak da "Anayasamız
etnik ve dinsel temelli partilere
izin vermiyor. Ama ber türiü
kulturel amaçlı dernegi kurabi-
lirler. Çifte vatandaşlık konusu-
nu da inceliyonu" dedi.
Felsefe doktoru olan 55 yaşm-
daki Cumhurbaşkanı, bilindiği
gibi muhalefetteki Demokratik
Birlik Partisi'ne mensup. Jelev'e
sorduğumuz sorular ve yanıtla-
rı şöyle:
— Sayın Cumhurbaşkanı ya-
kın gelecekte Türkiye'ye gelme-
yi düşünüyor musunuz?
JELEV— Maalesef iç sonın-
lanmızın fazlalığı nedeniyle ül-
keden ayrılmam söz konusu de-
ğil. Ekonomik durumumuz da
çok kötu. Biliyorsunuz, eski Ko-
münist Parti'den başka bir şey
olmayan sosyalistler son seçim-
leri kazandı. Ancak iktidan ter-
kedip yönetimi demokratik mu-
halefete bırakmaları söz
konusu.
— Türkiye He Uişkileriniz ne
durumda?
JELEV— Her alanda iyi iliş-
kilerin gelişmesini umuyomz,
Balkan ülkeleri toplantıları ya-
rarb oluyor. Daha da gelişeceği-
ni düşünüyoruz. Karadeniz Ül-
keleri Işbirügi Projesi'ne iyi göz-
le bakıyoruz. Anayasamız etnik
ve dinsel temelli partilc-e izin
vermiyor. Her türHi kültürel fa-.,
aliyet serbest. Aynca Ankara ile
karşıhklı çifte vatandaşlık uygu-
laması düşünüyoruz.
— Saym Cumhurbaşkam, Pa-
ris'teki bu konferanstan ne bek-
lentileriniz var?
JELEV— Başlıca beklentimiz
bizim gibi küçük ülkelerin gü-
venliğıni sağlaması.
— Bulgaristan'ın kuçük bir
ülke oldugunu soylerken daha
büyük hangi ülkeleri düşiinü-
yorsunuz?
JELEV— Teorik olarak Tür-
kiye'yi. Ama ilişkilerin iyiye gi-
deceğini sanıyorum.
Incirlik'te
Bush'a
hazırhk
UFUK TEKİN ~
ADANA — ABD'den gelen
özel ekiplerin de katıhmıyla In-
cirlik üssünde son günlerde yo-
ğunlaşan faaliyetler dikkat çek-
ti. ABD Başkanı George Bush'-
un yann Suudi Arabistan'a gi-
derken Incirlik Üssu'ne de uğ-
rayacağı ve bu yüzden çok ge-
niş onlemler ahndığı öne sürül-
dü.
AGİK toplantısı için Fransa'-
nın başkenti Paris'te bulunan
ABD Başkanı George Bush'un,
körfez krizi nedeniyle Dahran'a
geçerek Suudi Arabistan'da bu-
lunan ABD'li askerlerle "moral
yemeğinde bindi yiyecegı" bil-
dirildi. ABD kuvvetleri adına
Cumhuriyet 'in sorulanm yamt-
layan Incirlik'ten bir yetkili,
"Başkan Bush, programa göre
22 kasımda Dahran'da ABD'li
askerlere bir konuşma yapacak
ve birlikte hindi yiyecek. Bize
verilen bilgi bu kadar" dedi.
İnciriik'te özel
güvenlik ağı
Guvenilir kaynaklarm verdi-
ği bilgiye gore Incirlik'te son 10
gündur elle tutulur derecede his-
sedilen yoğun hazırlıklar başla-
tıldı. "Çok ustduzey bir ABD'li
konuk" için yapıldıgı söylenen
hazırlıklar, halen İnciriik'te ye-
mekhane (Mesholl) ile Sultan
Inn'in arkasmda bulunan 964
numaralı bir binanın boşaltıl-
masıyla başladı. Özel bir ucak-
la bir hafta kadar önce ABD'-
den Incirlik'e gelen özel bir ekip
de hazırlanan bu binaya yerleş-
tirildi.
ABD Hava Kuvvetleri adına
açıklama yapan bir yetkili,
ABD'den Incirlik'e gelen özel
timin varlığıru doğrularken ne-
den geldikleri yolundaki soruya
"Incirlik'e inecek özel Boeing
uçak için önlem aldılar. Gerek-
li bakım ve güvenliği sağlaya-
caklar" demekle yetindi.