23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 AĞIK HABERLERİN DEVAJVH 21 KASIM 1990 belgesi bugün imzalanıyor PARİS (Cumhuriyet) — 34 ül- kenin karanyla "Avrupa'nın Gelecegi İçin Paris Şartı" adım alan "AGtK" Paris zirvesinin sonuç deklarasyonu bugun im- zalanıyor. 34 ülke 1992 martın- da tekrar Helsinki'de buluşa- cak. Geçen pazartesi günü im- zalanan konvansiyonel silah in- dirimi antlaşmasının (AKKA) ikinci bölümünün 1992'ye ka- dar gerçekleşmesi bekleniyor. Bu bölümde askeri personel sa- yılan da azaltılacak. öte yandan Stratejik Silahlar lndirim Antlaşmasının da START 1992 tarihine yetişmesi öngörülüyor. O zamana kadar her şey yolunda giderse 1975'te açılan Helsinki süreci, 1992 ta- rihinde yine Helsinki'de "tam not" alarak noktalanacak. AGİK zirvesinin önceki gün- ku açılışından önce imzalanan Avrupa'da Konvansiyonel Kuv- vet Antlaşmasfnın (AKKA), yankılan, SSCB Başkanı Mihail Sergeyeviç Gorbaçov'un Körfez krizine ilişkin açıklaması ile ikinci plana itildi. Gorbaçov, Irak'a karşı girişüebilecek askeri bir harekât konusunda pek is- tekli bir tavır onaya koymayıp 'beklenilmesi' gerektiğini söyle- yince, zirve, biraz erken de ol- sa Körfez ağırlıklı bir havaya büründü. Bu durum, dün lider- ler arasında yapılan tüm ikili görüşmelere ve yapılan iki otu- ruma da yansıdı, AGtK zirvesi- nin dün sabahki oturumundan önce tngiltere Başbakanı Mar- garet Thatcher, SSCB Başkanı Gorbaçov ve Fransa Cumhur- başkanı François Mitterrand, ile bir araya geldi. Paris'teki SSCB Buyukelçiliği rezidansında Gor- baçovla görüşen Thatcher, ga- zetecilere görüşme ile ilgili hiç- bir açıklama yapmadı. Thatc- her'ın Mitterrand'la yaptığı gö- rüsmeden de bilgi sağlanamadı. Ancak yapılan göruşmelerın Körfez krizi ağırlıklı olduğu çe- şitli çevrelerde dile getirildi. San Marino'nun başkanlık ettiği sabahki oturumda, Körfez krizinin dışında, çeşitli sorunlar da gündeme geldi. Oturumun ikinci konuşmacısı Macaristan Başbakanı Jozsef Antall, Var- şova Paktı'nın askeri örgütunun kaldırılacağını belirtti. Antall, bu konuda Varşova Paktı üye- si 6 ülke arasında göruşbirliği- ne vanldığmı ve 1991 yılında as- keri'. . örgütürv' feshedileceğini- söyledi. Yunanistan Başbakanı Kons- ttntin Mitçotakis de tüm AGİK ülkelerinin 16 yıldır süren bir dramı sona erdirmek için ulus- lararası kuralların uygulanma- sına katkıda bulunmalarını iste- di. Mitsotakis, ad vermeden, "Işgali, ulusların haklannın ih- lalini, bağımsıziık ve toprak bu- tünlügüne yönelik tehditleri ne- rede olursa olsun kınıvoruz" dedi. F.Almanya Başbakanı Hel- mut Kohl, Doğu ile Batı arasın- daki 45 yıllık soğuk savaşa son verildiği bir donemde Avrupa'- yı bugun gelınen seviyeden ge- riye göturebilecek milliyetçilik anlayışının yeniden ortaya çıka- bileceği konusunda uyardı. Cuellar (Baftarafı l. Sayfada) hş olur. — Buna karşıük, Kıbns soru- nunun yirrni yedi yıllık bir bu- nalım oldugunu soylemek sure- tiyle, sorunun Türkiye'nin askeri çütarmasıyla başlamadığını do- laylı şekilde kabullenmiş oldu- nuz. Bu da Türk tezlerine daha yakın bir ifade tarzı olarak al- gılandı. Bu noktayı aydınlatır mısınız? DE CUELLAR — Sizin gibi Kıbrıs sonınunun tarihine iliş- kin belgelere başvuracak zama- nım olmadı. Başka neden yok... Perez de Cuellar'ın, Paris zir- vesinin Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'dan sonra 34 ülke li- derlerine hitaben yaptığı konuş- masında, Kıbrıs sorunu aynen şu ifadelerle yer almıştı: "Bizzat Avrupa'da sessizlikle geçiştiremeyecegim bir aynlık vardır. O da Kıbrıs aynlığıdır. Birieşmiş Milletler'in hedefi, Rum ve Türk Kıbnslı toplumla- n, Kıbns'ın birliğini, hükumran- lığını, bagımsızlığını ve toprak bütünlügunu, iki toplumlu ve iki bölgeli bir federasyon çatısı al- tında konımalanna yardımcı ol- maktır. kesintisiz çabaiaruna ragmen bu problemin sürraesi, diger sorunlann çözümü için harcanan çabalann önemi göz önüne alındıgında şaşırtıcı bir durum gibi gözukmektedir. Emi- nim ki 27 yıldan beri devam eden bu sorunun banşçı ve ke- sin biçimde çozume ulaşmasma her turlu desteği saglamak böl- genizin sorumluluğu alnndadır." Vasiliu öte yandan Kıbns Cumhuri- yeti'ni temsilen AGİK zirvesine delegasyon başkanı olarak katı- lan Yorgo VasUiu'nun, toplantı- nın dün sabahki oturumunda yaptığı konuşmada yer yer Kıb- ns sonınuna değinmekle birlik- te, "dengeli" biçimde konuşma- yı tercih ettiği dikkati çekti.' Cumhurbaşkanı ÖzaPın mekik diplomasisi(Baftarafı 1. Sayfada) di.Cumhurbaşkanı Özal, göruş- mede, Türkiye'nin Irak'a kom- şu olması nedeniyle Körfez kri- zinden en fazla zarar ülke oldu- ğunu anlattı ve kriz öncesi du- ruma dönmesinin çok guç ola- cağını bildirdi. Perez de Cuellar, Kıbrıs me- selesinin bir Avrupa sorunu ol- duğunu ve Avrupa devletlerinin bu sorunun çözüme katkıda bu- lunmaları gerektiğini savundu. Genel Sekreter Perez de Cu- ellar, bir soruyu yanıtlarken Kıbns sorununun 27 yıldır BM gundeminde bulunduğunu anla- tarak "Sorun, bazılannın dediği gibi 1974ten sonra başlamtş bir sorun değildir, 27 yıldır BM gündemindedir. BM'nin pozis- yonu budur, Cumhurbaşkanı Özal da aynı göruşü paylaşı- yor" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Ozal'ın BM Genel Sekreteri Perez de Cuel- lar ve İngiltere Başbakanı Thatcher ile yaptığı görüşmele- re, Başbakan Yıldınm Akbulut ve Dışişlen Bakanı Ahmet Kurt- cebe Alptemoçin de katıldılar. Thatcher'la görüşme Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Thatcher'la yaptığı görüşmede Kıbns sorununda aceleye getıri- lecek bir çözumun, ileride baş- ka sorunlara yol açabileceği me- sajını verdi ve soruna, Türk te- zine uygun olarak toplumlara- rası göruşmeler yoluyla, iki bol- geli ve iki toplumlu bir çözüm getirilmesini istedi. Özal-Thatcher görüşmesinde, Körfez krizine bulunacak çö- zum konusunda görüş ahşveri- şinde bulunuldu. Görüşmede, Irak'a uygulanan ambargonun etkisini göstermeye başladığı ifade edilerek, bu çozüm yolu- nun tercih edileceği vurgulandı, askerı çözumün ise, son çare olarak düşunulduğu kaydedildı. Cumhurbaşkanı özal ve İn- giltere Başbakanı Thatcher, Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesinin yanı sıra Irak'ta bulunan kim- yasal silahların da ileride bir tehdit oluşturmamasını sağlaya- cak tedbirlerin alınmasını da ıs- tediler. Özal-Thatcher göruşmesinde, Kıbrıs konusuna genel kapsam- da değinildiği belirtildi ve Genel Sekreter'in bu konudaki gırı- şimlerinin sonucunun beklen- mesi istendi. Cumhurbaşkanı Özal, soruna, iki toplum arasın- daki göruşmeler yoluyla iki top- lumlu ve iki kesimli bir çözum getirümesi hususu üzerinde ısrar etti ve Kıbns Türk halkının hak- lannın korunması ve sorunlan- nın çözülmesi gerektiğini be- lirtti. Bush'tan övgii Cumhurbaşkanı Turgut Özal, AGİK zirvesinin yapıldıgı ulus- lararası konferanslar merkezin- de ABD Başkanı George Bush'- la görüşerek, dünku ikili temas- larını tamamladı. TSİ 14.45'te Amerikan dele- gasyonunda yapılan görüşme- den sonra Cumhurbaşkanı Özal, öğleden sonraki oturumu yönetmek uzere toplantı salonu- na döndu. Görüşmede, Başba- kan Yıldınm Akbulut'la Dışiş- leri Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin de yer aldılar. ABD Başkanı George Bush, Cumhurbaşkanı Özal ile görüş- mesinden önce kısa bir konuş- ma yaptı ve Körfez krizi konu- sunda sağladığı destekten ötüru Turkiye'ye teşekkurlerini bildir- di. Görüşme başlamadan önce Turk gazetecilerine göruşlerini açıklayan Başkan Bush, "Türkiye, Körfez bunalımının başlangıcından beri ABD'yi en guçlü şekilde destekleyen ölke- lerden biridir. Bu tutumu tak- dirle karşılıyonız ve teşekkür ediyonız" dedi. Bush 1991 'de Türkiye'ye geliyor ABD Başkanı George Bush- un, 1991 yılının ilk 6 ayı içinde Turkıye'yi resmen ziyaret edece- ğ Beyaz Saray sözcusü Mariin Fıtrwater, yazılı bir açıklama yar parak, George Bush'un Cum- hurbaşkanı Turgut Özal ile Pa- ris'te yaptığı görüşmede, Özal1 ın davetini kabul ederek 1991 yı- lının ilk yansında Turkiye'ye ge- leceğini söylediğıni bildirdi. Mariin Fitzwater, "Başkan'ın ziy'areti iki ülke arasındaki miı- kemmel Uişkilerin devamına kat- kıda bulunacaktır" dedi. Fitzwater, iki liderin yakın bir gelecekte ziyaretin tarihini belir- leyeceklerini de kaydetti. Bu arada SSCB Başkanı Mi- hail Gorbaçov'un sözcüsü Vitali Ignatenko, Bush'un ocak 1991'de Moskova'ya resmi bir zi- yaret yapabileceğini açıkladı. Sözcü, stratejik silahların in- dirimiyle ilgili bir anlaşmanın bu ziyaret sırasında imzalanıp imzalanmayacağının sorulması üzerine, "Eğer bu anlaşma im- _bu ziyaretin önemi daha da artar" demekle yetindi. Beyaz Saray ise, bu konuda açıklayacak herhangi bir şey ol- madığını bildirdi. Özal bilgi verdi Cumhurbaşkanı Özal ile Bush arasındaki görüşme 1 sa- at 7 dakika sürdü. Görüşme Ozal'ın, Körfez krizinin barışçı yollardan çözümu için "BM'den Irak'a kuvvetli bir mesaj gitme- si gerektiğini" söylediği öğrenil- di. Özal gorüşmeden sonra bu- yıik bölümünu Türk gazetecile- rin oluşturduğu basın mensup- larının sorulannı lngilizce ola- rak yarutladı. özal, BM'den çı- kacak karara Türkiye'nin etkisi- nin olamayacağını belinerek, "Ancak Türkiye'nin bu kararı destekleyeceğini Bush'a soyle- dim. Ama şimdi ne yapacağımı- \O1K iirvesine katılan ülkelerin liderlerinkı eşleri Fransa Bajbakanı nın eşi Bayan Rocard'ın yemeğinde bir araya geldiler. zı soylemek durumunda değilim" diye konuştu. Özal, BM'nin vereceği olası bir karar- dan sonra Meclisin hükümete verdiği yetkinin tazelenip taze- lenmeyeceği yolundaki bir soru- ya ise "Bu soruya cevap verir- sem, bilmece gibi netice tahmin edersiniz" dedi. özal, Thatcher ile yaptığı gö- rüşmede Kıbns konusunun gün- deme gelip gelmediği sorusunu, "Genel hatlan ile Kıbns mese- tesinin iki toplumun meseksi ol- dugunu, bu çerçevede çözülme- si gerektiğini'1 söyleyerek yarut- ladı. Cumhurbaşkanı özal, Kıbrıs ile Kuveyt arasmda kurulan pa- ralelliğe değinirken de bu ben- zerliğin sadece, "1974'te Yunan cuntasının adadan Makarios'u kovalayıp Kıbns'ı Yunanistan'a bağlamak istemesi yönunde ku- rulabileceğini" ifade etti. Yeşil hat benzetmesinin tumüvle yan- hş oldugunu kaydeden Özal, ye- şil hattın 1953'te BM kararı ile çekildiğini, De Cuellar'ın zirve- deki konuşmasında "Kıbns so- rununun 27 yıllık oldugunu söy- lemesinin çok yerinde oldugu- nu" söyledi. özal, bir Bulgar gazetecinin Turk - Bulgar ilişkilerine yöne- lik sorusunu da şöyle yanıtladı: "Bulgaristan'daki reform ha- reketleri gerçekleştikten sonra Bulgaristan ile ilişkilerimiz adım adım ilerledi. Başbakan Luka- nov ve Cumhurbaşkanı Jelev ile göruşmelerimiz oldu. Bundan sonra Turkiye'den-ekonomik bir heyet Bulgaristan'a gilti. Bugün ise Başbakan Jelev olumlu bir konuşma yaptı. Oradaki Turk azınlığın iki komşu ulke arasın- da kopni rolu oynayacagına ina- nıyorum." Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan Yıldınm Akbulut ve Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtce- be Alptemoçin ile beraberlerin- deki Turk heyetinin, bugun Pa- ris - Toulouse hatünda hızlı tren ile bir gezı yapacaklan bildiril- di. Yetkililer, gezinin Türk heyeti için özel olarak duzenlendiğini kaydettiler. AGtK sonuç bildirgesinin im- zalanmasından sonra Paris'te bulunan Turk heyetinin Anka- ra'ya dönecekleri belirtildi. PARİS'TEN AHMET TAN (Baftarafı 1. Sayfada) Gerçi sorsaydık da fazla haber değeri taşıyacak yanıt almak za- ten zordu. Türkiye'nin güduk gündeminin dışına çıkmak, Pa- ris'te "yılın zirvesinde" olunsa bile zor. Ozal ile ozel görüşme olanağı yakalansa da, en ufku geniş soru şu olabilirdi: "Yuh çekilme pahasına DYP kongresine başarı telgrafı çeke- cek olmanız, acaba önumuzde- ki ANAP kongresine mesaj göndermenin ön hazırl\gı mı- dır?" Bu soruyu yine de fırsat ya- kalarsak soracağız. "Çifte imza ile katıldığımız AGİK, Turkiye Cumhuriyeti için ne anlama ge- liyor?" turunden sorular guduk gundemimize denk duşmüyor. Özal'ı kaldığı Beşinci George Oteli'nde bulmak zor. Gazeteci- lerin umudu önceki gecedeydi. Ama Özal geceyi, yanına eşini alıp Lido Gazinosu'na giderek değerlendirdi. Lido, bizim Mak- sim ile Çakıl gazinolan ayarın- da sazlı sözlü, danslı bir eğlen- ce yerı. özal'dan aJamadığımız özel demeci, Chaillot Sarayı'ndakı kabul resminde "komşu" Bulga- ristan Devlet Başkanı Zjeno'- den aldık. özal'a soramadığımı- zı ona sorduk: "AGİK'ten ne bekliyorsu- nuz?" Komşu Cumhurbaşkanı, al- çak gönullü bir havada, "Büi giivence altına almasını" dedi. "Neye ve kime karşı giiven- ce?" Komşunun yanıtı çok net oldu: "Turkiye'ye karşı. Çiinkiı Türkiye'den teorik de olsa teh- dit var." Bu yanıt henuz mürekkebi kurumayan AGİK antlaşması- nın işlerliği açısından çok onem- li. Çünku AGlK'e NATO gozüy- Ie bakanlar var. Hatta kimileri- ne göre NATO'nun, Varşova Paktı'nın yerini alacak bir örgüt Bulgar Devlet Başkanı'nın de- diğine bakılırsa, AGtK'in de NATO'dan bir farkı olmayacak. Öyle ya, örgutun bir uyesi öte- kine karşı kendisini guvence al- tına alma peşinde. Tıpkı Yuna- nistan'ın NATO'da yaptığı gibi Zjenev, ulkesı ile Turkiye ara- sında, artık göcmenlerle ileili bir sorun kalmadığını söyluyor. Hatta bir de çok önemli haber veriyor: "Çifte vatandaşlık hakkı üze- rinde çalışmalar yapı.voruz. İs- teyen Bulgar vjatandaşı Turk pa- saportu da taşıyacak." Ama yine de bu, 7-8 milyon Turk için "teorik" de olsa Turk- Bulgar sınırının kalkması de- mek. Buna karşın Zjenev, belli ki "Ümügünüzu sıkanz" diyen Ozal'ın yeniden benzeri bir he- vese kapılmasına karşı kendini guvenceye alma peşinde. Bulgar Devlet Başkanı, en kı- sa zamanda Turkiye'yi ziyaret etmek istediğini belirtiyor. Ama "içeride işler çok kanşık oldu- gu için" bir tarih veremiyor. "İçerisi" dediği Bulgar Parla- mentosu. Komunist Partisi'nin bölunmesinden, yeni siyası den- geler kurulmasından söz ediyor. Ulkesıni kanşık göstermeme ko- nusunda bir kompleksi yok. Yerli bir gazeteciyle konuşur gibi rahat ve açık. Ozal'ın dün özel bir görüşme yaptığı BM Genel Sekreteri Pe- rez de Cuellar ile Cumhuriyet olarak biz de özel görüştük. Ge- nel Sekreter, Turkiye'yi AGtK toplantısında yaptığı konuşmay- la biraz şaşırttığının farkında. "KıbrıŞ, Avrupa'nın meselesi ' Neden zırveye Kıbrıs'ı getir- mişti? Genel Sekreter, Kıbns'ın, öncelikle Avrupa'nın meselesi oldugunu söylüyor. Cuellar, ko- nuşmasında "eşit haklara sahip" iki toplum deyimini kullanma- masını ise, "Zaten iki kesimli, iki toplumlu dedikten sonra bu Unımın içinde o da var" dıyor. Genel Sekreter'in yanıtı pek inandırıcı değil. Nitekim Kıbrıs işini yıllardır en ust düzeyde iz- leyen bir buyukelçımiz, Genel Sekreter'in yıllardır hep "tavşa- na kaç, tazıya tut" politikası iz- lediğini söyluyor... BM Genel Sekreteri, Kıbrıs sorununun "27 yıllık geçmişi oldugunu" soylerken, Turkiye 1 ye bir "torpil" yapmadığını da dolaylı olarak ifade ediyor. özal ile goruşmesınden sonra, Kıbrıs sorununun Birleşmiş- Milletler belgelerine geçiş tarihini esas al- dığını belirtmesi boşuna değil... Sabetay Varol ile demeç al- mak üzere "mühim adam" arar- ken, Alman Şansolyesı Kohl ile burun buruna gdiyoruz. Kohl, yamndakılerle bağrra çağıra Al- manca konuşuyor. Araya girıp bir soru sorma olanağı bulamı- yoruz. Kohl, Akbulut gibi ana- dilinden başka dil konuşmuyor. Bız de çevirmensizlik yuzunden "demeçsiz" kahyoruz. Ortalıkta Gorbaço\ yok. Ye- rine sözcüsünü gondermiş. Söz- cüyü Fransız televizyonundan tanıyoruz. AGlK'e gelirken Va- tikan'a uğrayıp Papa'nın elini öpen Gorbaçov'un Turkiye'ye de gelip gelmeyeceğini soruyo- ruz. Sözcü, "Şu anda bir şe> soyleyemem, ama ilkbahara ka- dar Ankara'yı ziyareti soz konu- su değil" diyor. Sözcunun arkasında Moldav- ya Dışişleri Bakanı var. Yakasın- da SSCB rozeti taşıyor. Sovyet heyetinde. Ama heyette Sovyet- ler için değil, Mokiavyalı olarak bulunuyor. Gagavuzlan, soydaş- lanmızı soruyoruz. Söyledikle- rinden, 150 bin Hıristiyan Türk- un bağımsıziık isteklerini "an- Ijmsu ve haksız" bulduğu an- laşılıyor. Bu Hıristiyan Türkle- rin "huysuzluklannı" kanıtla- .mak istercesine anlatıyor: "Kültür ve egitimle ilgili ihti- yaçları karşılamak için Türkiye 1 den yardım istedik. Onlar da ki- tap, dergi ve oteki egitim mal- zemeleri. Ama Gaga>uzlann al- fabeleri farklı. Rus Kiril alfabe- sini kullanıyorlar. Sizin gibi La- tin alfabesine geçseler, Türkiye ile daha kolay kultur alışverişi- ne girecekler." Moldavya Dışişleri Bakanı, "Bu Gagavuzlar gerçekten huy- suz galiba. Türkuz diyorlar ama ne Türkun dinine uymak istiyor- lar ne de alfabesine" diyor. AGtK, bugün törenlerle sona eriyor. Yeni Avrupa projesine imzalar atıldı, şimdi uygulama başhyor. İlk adım Körfez'e doğ- ru atılacak gibi. Bu alanda AGtK içindeki "işbirliği", gu- venliğe ağır basıyor... M I L K I Y E HAFTASI, 131. YII YÖNETİMİN YENİDEN YAPILANMASI VE DEMOKRATİK KATILIM SEMPOZYLM 29 KASIM 1990 PERŞEMBE 1 OTLRLM /KONFERANS İÜ0O 1200 YONETlMveSLNUŞ Prof Dr SAF4 REtSOCLl KONliŞMA TLRGUT OZAL Cumhurbaşkanı TheMarmaıaHııtel BaloSulımu 2 OT^.RÜM'P^^EL M00 1700 'lONETlM^eSUVLŞ Prof Dr İLTER TIRAN KONLŞMA YILDIRIM AKBULIT Bd>twkan PANELİSTLER MLRVT KARAYALÇIV. Ankara Buvukşehır Beledı>e Başkanı Prof Dr OVA ARASLI ' MEHMET BARLAS.Gdzeıecı Yazar NECATİ ÇELİK. Hak-I4 Genel Bakanı İSV1ET ALVER Vakıftank Genel Mud TheMarmaidHtıtel BalııSalomı 30 KASIM 1990 CUMA , \ OTURLM/PANEL I0OO- 1300 YONETiM^e SUNLŞ Dr (JINGÖR IRAS KONLŞVIA ERDAL İNOM. SHP Gen Bd^Un. PASELISTLER MRETTİN SOZEN Kı Bu>uk^ehır Bel B5k ŞE\ KET V ILM\Z Turk-U Genel Ba,kanı GINERI Cl\AOGLL Gazcıecı • Ydzjr İSHAK ALATOV. l>jdamı Doç Dr BLLENT TANOR The MuırrnıruHntel BaloSalonıt 2 OTURUM/PANEL 1400 - 1700 YONETlM ve SÜNUŞ Prof Dr USTLN ERUUDER KONLŞMA SILEYMAN DEMİREL DYPGenB^k PANELİSTLER HASAN SIBAŞI AntalyjBeledıveB^kjnı MF.MDLH HACIOCLL İSO B^kan. TIIRGIT KAZAN Istanbul Barosu Başkanı KOREL UOYMEN TUSES Vakfı Bakanı ProfDr EMRE KONGAR Th? Marmara Hıttel BaloStılfflu ARAUK 1990 CUMARTESİ 1 OTIRUM/PA\EL (W M) - 12 "M) YON veSLNLŞ CEM BOYNtR. TUSİAD Gn B: KONLŞMA BILENT F.CEV1T. DSP Gn B^k PANELİSTLER NAZLI II.ICAK Gazetecı Yazar ' OZER GtNEY ESBANK Genel Muduni YENER KAY\ Derı IşGenel Bakanı AHMET MOLVALI DevlelBak Danışnunı Prot DrZ4FER TOPRAK TheMatmaıuHıtnl Bulı'Salomt 2 OTLRUM/PANEL H30- 1630 YONETlM veSt'SLŞ Prof DrRlŞEN KELEŞ KONLŞMA NECMETTİN ERBAKAN RP Gn PANELİSTLER HALİL URIV Kon>a8u>uk^hır Bel B5l HAS4> DENlZKtRDl TOBB Yor Kur Lve GENCA^ ŞAYLAN Gizetecı Yazar MLNİR CEYLAN. Peırol-I, Genel Ba^kdnı Prof Dr CEMİL OKTAY The Mmtnara Holel Bulıt Stfhmıt 1 OTURUM/DEĞERLENDtRME 17 (X) 20 OU YONETlM veSUMŞ Prof DrlLHAN TEKELI KONLŞMACILAR MEHMET KF.ÇECİLER DeUeı Bjkjnı HtKMET ÇETİN SHP Genel Sekreten MEHMET DILGER DYPGen B5k"urd SELÇIK SONMEZ DSP Genel Sekreıerı TA'İYİP ERDOCAN RPNunbultl Başkanı RF.CEP YAZICIOOLI AvdınValısı TheMurnnıraHntvl OpeıaSııhmıt MÛLKİYELİLER BIRLIĞ1 İSTANBLL Şl BFSİ İSTANBUL MILKİYELİLERVAKF1 Tel ı l ı 157 46 M- ^ I S 7 2 I R 8 1 5 7 5 4 7 0 SEMPOZYUMA GİRİŞ DAVETİYELİDİR. DAVETİYELER MÛLKİYELİLER BİRLİĞİ İSTANBUL SUBESİ: 157 46 34 - 35 ve THE MARMARA HOTELden 151 46 96 ALINAEİLİR CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ F u arınd a • 17-23 Kasım • F-M Fuar Merkezı Kadın kitapları, sanat yapıtları, çocuk edebiyatı... Çok satan kitaplar... Uye Kayıt Bölümü... İ M Z A G Ü N L E R İ I BUGÜN 21 Kasım Çarşamba/16.00-19.00 ŞİRÎN TEKEL1 FÜSUN AKA TLI YARIN 11 Kasım Perşembe/16.00-19.00 FÜSUN ERBULAK, TÜLAY BİLGİ\ER 23 Kasım Cuma 16.00-19.00 MELİSA GÜRPINAR, TÜLAY FERAH, RAMIZE ERER 24 Kasım Cumartesi 16.00-19.00 FÜSUN ÖNAL 25 Kasım Pazar 15.00-18.00 BUKET UZUNER, GÜLSÜM AKYÜZ F-M Fuar Merkezi, Ortaklar Caddesı, Mecıdıyeköy-Istanbul Her nin 1100-20 00 <au zıyarrıçtlert.açıkıır. Cumhunytl Kuap Kuiübu üytlennt gıry ücrtlı %İO mdmmlıdır Bulgaristan Cumhurbaşkanı Türkiye'den teorik de olsa tehdit var AHMET TAN/ SABETAY VAROL İPARİS— AGİK zirvesi için Paris'e gelen Bulgaristan Cum- hurbaşkanı Jeliu Jelev, kendisiy- le yaptığımız söyleşide "AGİK'- ten bizim gibi kiiçük ülkelerin güvenligini sağlamasını umujoruz" dedi. Jelev, sorumuz uzerine Sof- ya'ya karşı olası bir tehlikenin gelebileceği ulkenin "teorik ola- rak Türkiye" oldugunu da be- lirtti. Fransa Dışişleri Bakanlı- ğYnın Chaillot Sarayı'nda verdi- ği resepsiyonda görüştügUmûz Bulgaristan Devlet Başkanı, Turgut Özal'dan başka AGİK zirvesi için Paris'e başbakanla- nyla birlikte gelen az sayıda li- derden biri. Jelev, ülkesinin iç sorunları yüzünden önumuzde- ki donemde Türkiye'ye gelmesi- nin söz konusu olmadığını be- lirtti. Bulgaristan'daki Türk azınlık- la ilgili olarak da "Anayasamız etnik ve dinsel temelli partilere izin vermiyor. Ama ber türiü kulturel amaçlı dernegi kurabi- lirler. Çifte vatandaşlık konusu- nu da inceliyonu" dedi. Felsefe doktoru olan 55 yaşm- daki Cumhurbaşkanı, bilindiği gibi muhalefetteki Demokratik Birlik Partisi'ne mensup. Jelev'e sorduğumuz sorular ve yanıtla- rı şöyle: — Sayın Cumhurbaşkanı ya- kın gelecekte Türkiye'ye gelme- yi düşünüyor musunuz? JELEV— Maalesef iç sonın- lanmızın fazlalığı nedeniyle ül- keden ayrılmam söz konusu de- ğil. Ekonomik durumumuz da çok kötu. Biliyorsunuz, eski Ko- münist Parti'den başka bir şey olmayan sosyalistler son seçim- leri kazandı. Ancak iktidan ter- kedip yönetimi demokratik mu- halefete bırakmaları söz konusu. — Türkiye He Uişkileriniz ne durumda? JELEV— Her alanda iyi iliş- kilerin gelişmesini umuyomz, Balkan ülkeleri toplantıları ya- rarb oluyor. Daha da gelişeceği- ni düşünüyoruz. Karadeniz Ül- keleri Işbirügi Projesi'ne iyi göz- le bakıyoruz. Anayasamız etnik ve dinsel temelli partilc-e izin vermiyor. Her türHi kültürel fa-., aliyet serbest. Aynca Ankara ile karşıhklı çifte vatandaşlık uygu- laması düşünüyoruz. — Saym Cumhurbaşkam, Pa- ris'teki bu konferanstan ne bek- lentileriniz var? JELEV— Başlıca beklentimiz bizim gibi küçük ülkelerin gü- venliğıni sağlaması. — Bulgaristan'ın kuçük bir ülke oldugunu soylerken daha büyük hangi ülkeleri düşiinü- yorsunuz? JELEV— Teorik olarak Tür- kiye'yi. Ama ilişkilerin iyiye gi- deceğini sanıyorum. Incirlik'te Bush'a hazırhk UFUK TEKİN ~ ADANA — ABD'den gelen özel ekiplerin de katıhmıyla In- cirlik üssünde son günlerde yo- ğunlaşan faaliyetler dikkat çek- ti. ABD Başkanı George Bush'- un yann Suudi Arabistan'a gi- derken Incirlik Üssu'ne de uğ- rayacağı ve bu yüzden çok ge- niş onlemler ahndığı öne sürül- dü. AGİK toplantısı için Fransa'- nın başkenti Paris'te bulunan ABD Başkanı George Bush'un, körfez krizi nedeniyle Dahran'a geçerek Suudi Arabistan'da bu- lunan ABD'li askerlerle "moral yemeğinde bindi yiyecegı" bil- dirildi. ABD kuvvetleri adına Cumhuriyet 'in sorulanm yamt- layan Incirlik'ten bir yetkili, "Başkan Bush, programa göre 22 kasımda Dahran'da ABD'li askerlere bir konuşma yapacak ve birlikte hindi yiyecek. Bize verilen bilgi bu kadar" dedi. İnciriik'te özel güvenlik ağı Guvenilir kaynaklarm verdi- ği bilgiye gore Incirlik'te son 10 gündur elle tutulur derecede his- sedilen yoğun hazırlıklar başla- tıldı. "Çok ustduzey bir ABD'li konuk" için yapıldıgı söylenen hazırlıklar, halen İnciriik'te ye- mekhane (Mesholl) ile Sultan Inn'in arkasmda bulunan 964 numaralı bir binanın boşaltıl- masıyla başladı. Özel bir ucak- la bir hafta kadar önce ABD'- den Incirlik'e gelen özel bir ekip de hazırlanan bu binaya yerleş- tirildi. ABD Hava Kuvvetleri adına açıklama yapan bir yetkili, ABD'den Incirlik'e gelen özel timin varlığıru doğrularken ne- den geldikleri yolundaki soruya "Incirlik'e inecek özel Boeing uçak için önlem aldılar. Gerek- li bakım ve güvenliği sağlaya- caklar" demekle yetindi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear