Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 12 KASIM 1990
'Insan gereksinmelerine en uygun yaşama mekânı neresidir' tartışması sürüyor m
Gecekondu mu toplu konut mu?1980'lerden bu yana
ülkede giderek
yaygınlaşan toplu
konutlara,
gecekondularda
yaşayanlar nasıl bakıyor?
Bu konutları
benimseyebiliyorlar mı?
Seçme şanslan olsa toplu
konutlarda mı yoksa
gecekondularda mı
yaşamayı yeğlerdi?
- 2 —
TÜREY KÖSE
İZMİR — Mimar Cengiz Bektaş toplu ko-
nutların "en ufak bir biçimde bile biziın in-
sanımız için diişünülmüş >anı olmadığını,
standart yaşam biçimi öngören standart
konutlar" olduğunu söyluyor. Ve Bekjaş'a
göre insanlar bu konutları "yuva" değil
"mal" gibi görüyorlar. lnsanlann "yuva"-
larını yitirmelerinin sonuçları ne oluyor?
Bektaş bu soruya şu yanıtı veriyor:
"İnsanlar beton kutularda yalnızlığa iti-
llyor. Türkiye'nin sorunlarıyla ilgisi olma-
yma insanlar üretiyoruz. On yd sonra o in-
sanlar çok daha biı>uk sorunlara yol aça-
cak. Viyana'da bu tıir bloklar >apıldı, son-
ra yeni bir meslek türedi: Sosyal doktorlar.
Biz kimiz, neyiz, bnnlar gozetilmeden tek
dden çıkraışçasına aynı tip konutlar üreti-
liyor. O zaman bu yuva olmuyor, mal olu-
yor. Kiilıür kirlenmesi yaşanıyor. Felaket tel-
talifı yapmak istemiyonım, ama kenderimi-
zin geleceğini iyi görmuyorum. Buyük so-
ranlar yaşanacak. Ülkeye yabancı, garip
kuklalar gibi olacağu."
Cengiz Bektaş yaşadıkları konutlara in-
sanların hiçbir katkılarının olmamasından
da yakınıyor. "Demokrasi sadece oy vermek
gibi görülüyor. Oysa insanlar apartman yö-
netim kunılu gibi kendi yaşama birimleri-
ni de yönetmelidir" diyor.
Mimar Hasan Özbay toplu konut alan-
lannı insanların isteyebÛeceği mekânlar ola-
rak kabul etmenin ve bunlara "ev" deme-
nin çok zor olduğunu vurguluyor. "Bunlar
insan silolandır" diyen Özbay, sozlerinı şöy-
le surdürüyor:
"L'lkemizde son yıllarda gerek koopera-
tifler gerekse de özel girişimciler eliyle üre-
tilen konut alanları mekânsal kaliteyi salt
flziki düzevde içermektedir. Çoğunun fizi-
ki nitelikleri de ayrıca tartışma konusudur.
Ancak bunlar ekonomik gerekcelerle tek bir
tipin defalarca tekrar edilmesiyle üretilmiş
kentsel mekânlardır. Çeşitlilik >oktur. mo-
notondur, kimliksizdir. Bu mekânlann ta-
sarianmasında estetik kaygı yoktur. Bunlar
ancak insan silolandır. Fakat toplumun bu-
nu anlaması da zordur. Gunumuzde bu ko-
nutiar toplumun ozlemi haline gelmiştir.
Kitleier başını sokacak yer bulma telaşın-
dadır. estetik kajgıları gözetecek hali yok-
tur. Tehlikeli olan da budur."
özbay toplu konutlardaki mimari katkı-
nın arttırılmasını mimarın tek başına başa-
ramayacağı kanısında. Olayın temelde kül-
türel bir sorun olduğunu, toplumun mimar-
dan böyle bir hizmet beklemediğini, işi
ucuzlatmak için mimardan tek tip talep
edildiğini söyluyor. Özbay'a göre kentsel
çevre, mimar, şehirci, ekonomist, altyapı uz-
manlan, peyzaj miman gibi tüm ihtisas dal-
Gecekondu taalkı toplu konut yaşamını reddediyor, aityapısızlığa ragmen kendine ait 'bahçeli bir ev'i tercih ediyor. (Fotograf: Ergun Çagatay)
laruıın birlikte ürün vermesiyle oluştu-
rulmalı.
Mimar Oktay Ekinci toplu konutlann ge-
lecekte önemli sosyal sorunlara yol açaca-
ğına inanıyor. Ucuz oluyor diye tip proje-
ler uygulanmasınm kentleri kimliksizleştir-
diğini söyluyor. Ekinci aynca bir başka teh-
likeye dikkat çekiyor: Kentlerde yaşayanla-
nn "mutena semüer" ile "tophı konut Mok-
larT'nda oturanlar olarak iki ana sosyal di-
lime ayrılması. Ekinci, iki farkh kültür, iki
farklı yaşam tarzı, iki farklı hizmet anlayı-
şının sürekli çatışması sonunda kentlerin
"ne şehir ne de köy olan, ama kişiliksizlik-
leri açısından giderek birbirine benzeyen bi-
rer yapı yığmlart alanlan" durumuna gel-
diğini vurguluyor. Ekinci, "Ne yapılmah"
sorusuna da şu yanıtı veriyor:
"Kentlerde kunılan yeni mahalleler salt
olabildigince çok konut üretmek iızere de-
ğil, daha da önemli olarak kentlerimizin fı-
ziksel, kultürei, sosyal ve ekonomik özellik-
leri ve ilişkilerivle butünleşecek şekilde ele
ahnmalı. Bir kentte yaşayan herkesin o kenti
şehir yapan ozelliklerden sonuna kadar ya-
rarlanması ve bu anlamda şebirli olarak
kent yasamına katılması giinümuzde en te-
mel insan haklarından biri durumuna gel-
miştir."
'Toplu konut. bir kümestir'
DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet
Diilger de bir mimar. Dülger "mimar" sı-
fatıyla konuşurken toplu konutlan bir
"kümes" olarak nitelendiriyor. "Eğer po-
litikacı olmasaydun, Tiirk ailesinin yaşamı-
na uygun konut nasıl olur, bunu
araştınrdım" diyen Dülger, sözlerini şöyle
surdürüyor:
"Toplu konutlar ortalama bir Türk aile-
si ne diişünür, ne yer, nasıl geçinir, nasıl ya-
şar soruları yamtlanmadan yapılıyor. Yağ-
mur yagarken dam altına girmekle, bugii-
nttn kooperatif konutlarında yaşamak ara-
sında fark yok. Konutlarda hiçbir mimari
katkı yok. Tiirkiye heniu ikamet etmiyor,
mimarlar da ikamete uygun bir şey yapmı-
yor. Daha barınma seviyesindeyiz. Toplu
konut bir kümestir. O kümeste yaşayıp in-
sanlar ne yapacak? Mahalle birimi yok ol-
du. Eskiden mahallenin zengini vardı, yok-
sulu vardı, mahallede sosyaJ dayanışma var-
dı. Şimdi btttiin bunlar yok oldu."
Mehmet Dülger 'iıst üste binmiş binalar-
dan vazgeçmenin mümkün olmadıgını" go-
ruşünde. "BugUnkii nıifus artışı mutlaka
iist üsteliği gerektiriyor. Ama evler 120 met-
rekareden aşağı olmamalı. Türk ailesi da-
racık evlerde yaşayamaz. Aynca konutlar
dört beş kattan yüksek olmamalı, çevreleri
yeşil olmalı. insanlann ihtiyaçlan gözetile-
rek planlanmalı" diyor.
Gecekondu ve toplu konut
Gecekondu mu toplu konut mu? Bu tar-
tışma henüz sonuçlanmış bir tartışma de-
ğil. Kolay kolay da sonuçlanacak gibi gö-
zükmüyor. Bazıları insanlann kendi gerek-
sinimlerine göre yaptıkları gecekonduları
savunuyor, bazıları da "yasal ve altyapılı"
toplu konutları...
1980'lerden bu yana ülkede giderek yay-
gınlaşan toplu konutlara, gecekondularda
yaşayanlar nasıl bakıyor? Bu konutları be-
nimseyebiliyorlar mı? Seçme şanslan olsa
toplu konutlarda mı yoksa gecekondular-
da mı yaşamayı yeğlerlerdi?
Sosyolog yazar Prof. Dr. Emre Kongar
gecekondu halkının toplu konut yaşamını
reddettiğini söyluyor. "Yani kabul etmemek
falan değil, yapıyorsunuz, inşa ediyorsunuz,
bu zelzele bölgelerinde görüldii, insanlar
gitmiyor" diyor. Prof. Dr. Emre Kongar bu-
nun gerekçelerini ise şöyle anlatıyor:
"Gecekondu halkı, istediğiniz kadar top-
lu konutun tçine konforu kovun. o tek kat-
lı, kuçük, bahçeli evi tercih ediyor ve hangi
standarta göre bakarsanız bakın bence doğ-
ru da bir tercih bu. Dünyanın neresinde siz
bahçeli bir villadan insanı alıp da apartman
içindeki 50 veya 80 metrekarelik eve soka-
bilirsiniz. Dtinyada, nufiis yogunluğunun
artışından ortaya çıkan yüksek katlı apart-
manlara dayalı bu toplu knnut projeleri tar-
tışüıyor. Turkiye'de bu tartışma iyice aleyhte
bir sonuç verir durumda. Sosyolojik açıdan
bakıldığında da gecekondu bir yaşam biçi-
mi olarak ortaya çıkıyor. Üstelik bu yaşa-
ma biçimi, en liiks, en üstün yaşama biçi-
mi olan tek katlı villa tipi evdeki yaşama bi-
çimi."
Prof. Dr. Emre Kongar gecekondularda
çağdaş ölçülere göre özlenen insan-doğa
ilişkisinin gerçekleştirildiği kanısında. Ge-
cekondularda yaşayanların hem kırsal ya-
şamı kente taşıdıklannı hem de kentin ola-
naklarından yararlandıklannı söylüyor.
Prof. Dr. Emre Kongar dunyada toplu ko-
nut uygulamasının ciddi bir kent planlaması
alternatifi olarak ortaya çıktığını belirterek
"Türkiye'deki duruma bakarsak toplu ko-
nut projeleri açısından en önemli öğenin,
toprak rantını kontrol etme öğesinin olma-
dıgını görürüz. Çunku gecekondulaşma
olayı denilen biçimde yeni kent bolgelerini
mafya kontrol ediyor. Boyle olunca da ge-
lişürtten toplu konut projeleri bir defa kente
yeni gelen halkın ihtiyaçlanna cevap veren
projeler olmaktan uzak bir niteiik taşıyor"
diyor.
Prof. Dr. Emre Kongar'a göre Türkiyei
de toplu konut kavramı gecekondu mode-
line uygun biçimde yeniden oluşturulmalı.
Bunun için de toplu konutlar yüksek katlı
olmamalı, bahçeli olmalı, yaygın alanlara
dağılmalı ve devletin altyapı yapmasından
sonra kişist'I becerileriyle evlerini tamam-
lamak isteyenlere kredi benzeri olanaklar ta-
nınıp "dinamik gecekondu halkının girişim-
ciliğiyle devlet olanakları buluşturulmalı."
'Toplu konutlar zorunlu'
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fa-
kültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ce-
vat Geray toplu konutlara yönelik eleştiri-
lere katılmıyor. Geray, hem Kent-Koop'ta
görev yapmış bir kişi hem de Batı Kent'te
yaşayan bir yurttaş olarak toplu konutlar-
dan memnun. Mimarlarırı sert eleştirileri-
ne "Mimarlar her zaman estetik açıdan be-
ğenmezler. Ama mimaıiık kadar ekonomi
ve sosyal işlevler de önemli. Toplu konut-
lar savaş sonrası sıkıntılan gidermede, bora-
balanmış, yok edümiş kentlerde biiyüyen
konut sorununun çözümüne yaradı. Fran-
sa'da, tsveç'te, Polonya'da bunun giizel ör-
nekleri var. Toplu konutlardan çok, yap-
satçılann yaptığı beton yığıolarına yüklen-
mek gerekli" karşıhğını veriyor.
Prof. Dr. Cevat Geray da toplu konutla-
rı savunurken artan konut gereksinimine
dikkat çekiyor ve bugün anakentlerde nü-
fusun büyük çoğunluğunun imarsız, izin-
siz gecekondu alanlarında yaşadığını söy-
lüyor. Prof. Dr. Cevat Geray son söz ola-
rak, "Çagdaş kentleşme açısından çöziim
yolu toplu konuta yönelmektir. Bunun ba-
şanlı örnekleri de vardır, başansız örnek-
leri de" diyor. Başarı için de devlet desteği
ve yerel yönetim desteğinin zorunlu oldu-
ğunu sözlerine ekliyor.
Siyasi partiler nasıl bakıyor?
ANAP "toplu konut" modeline büyük
önem verirken diğer siyasi partiler bu mo-
dele nasıl bakıyor? SHP programında "Ko-
nut sorununa bir yaşam çevresi yaratılması
açısından bakıldığından, toplu konut giri-
şimlerine özellikle önem verildiği" vurgu-
lanıyor. Aynca devletin yalnızca "miilk
konut" üretimine dayanan bir politika iz-
lemesinin doğru bulunmadığı, "kiralık
konut" arzını da arttıncı bir politika izlen-
mesi gereğine dikkat çekiliyor.
DYP programında da "herkesin bir mes-
kene sahip olması hedefimizdir' denilerek
şu göruşlere yer veriliyor:
"Gecekondu problemini sosyal mesken ve
mevcutlardan ıslahı mümkün olanlann, bel-
li bir plan içinde ı>lah yolu ile çözümü ko-
nut meselesinde devletin emrivakileri düzen-
leme yerine, önceden tedbir almasını, bu
maksatla/şehir gelişme alanlannda altya-
pısı hazırlanmış, önceden planlanmış arsa-
lann alt gelir gruplarındaki vatandaşlardan
ev yapacaklara, belli vasıflara uygun inşa-
at yapmalan şartı ile kredili olarak verilme-
sini, böylelikle yeni gecekondu yapılması-
nın önlenmesi ve mevcutların ıslahında bu
yoldan faydalanılmasını uygun buluruz."
Yaşanan mekânlar üzerine
düşünmek
Bir yanda bazı ülkelerde yıkımlarla so-
nuçlanan toplu konut deneyimi, diğer yan-
da giderek artan nüfus ve kentleşme nede-
niyle artık milyonlarla anılmaya başlayan
konut gereksinimi. Soruna "5 milyon ko-
nut açığımız var" diye bakıldığında, ureti-
len toplu konutlara estetik kaygılar ya da
"uzun erimde burada yaşayanlar mutlu ola-
cak mı?" diye yaklaşmak bugün için "lüks
kaygılar" olarak nitelendirilebilir. Oysa da-
ha önce bu deneyimi yaşayan ulkelerdeki so-
nuçlara bakıldığında, bunların hiç de "lüks
kaygılar" olmadığı görülüyor. önemli olan
insanlann yaşadıkları mekânlann oluşumu-
na katkıda bulunmalan, yaşadiKİan mekân-
lar üzerine düşünmeleri ve tartışmalan, ka-
tılmalan...
Felsefeci-yazar Kiirşat Bumin "Demok-
rasi Arayışında Kent" adlı kitabının önsö-
zünde "Batı'da devlet 'ev 'i ve 'şehir'i kurar-
ken eyleminin yamnda bir siirii de laf etmiş-
ken bizde tamamen farklı olarak insanla-
nn 'yuvasını yapmak' için bildik yöntem-
•erle yetinmiş" diyor. Bumin "ne yapmalı"
sorusuna da şu karşılığı veriyor:
"Diğerlerinin olduğu gibi şehri konu alan
bir duşuncenin önündeki engelin de iilke-
deki politika anlayışının değişmesiyle kal-
kacağını söyleyebiliriz. Bu anlayış, içerisinde
kulturun, şehir kulturunun en fazla geliş-
me imkânı bulacağı bir politik-idari refor-
ma yönelmelidir. Yeni politik yapı gerçek bir
adem-i merkeziyetçi yapı olmalıdır. Ekono-
mik, toplumsal, kultürei bütün alanlarda
güçlenmiş, hemşerileriyle gerçek bir diya-
log içine girmiş yerel yöneümler; insanlan
olduğu gibi şehirleri de birbirinin aynı yap-
maya çalışan, bir buyük 'bir' peşinde ko-
şan merkeziyetçi bir yapının karşısında tek
çıkış yolu gibi görünmektedir. İnsanlan ve
şehirleri kendi malı gibi gören bir giiciin
karşısında 'bu bizim şehrimiz' diyerek dü-
şiinmeye ve yaşamaya başlayacak şchiriile-
re herhalde bu yoldan ulaşüabilecektir."
—BtTTt—
MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI
MUHASEBAT GENEL
MÜDÜRLÜĞÜNDEN
Maliye ve Gümrük Bakanhğı Muhasebat Genel Müdürlüğunce
15.12.1990 (Curaanesi) tarihinde bakanlığımızda ve diğer kamu ku-
rumlanndaki memurlann kalüabileceti devlet muhasebe uzman aday-
hğı yarışma sınavı açıklanacaktır.
SINAVA KATILACAK ADAYLARIN
a) Siyasal Bilgiler, Iktısat, Hukuk, Ona Doğu Teknık Üniversite-
si, Iktisadı ve İdari Bilimler Fakultesi ile bunlara bağlı yüksek okul-
lar veya bu okullar gibi; Maliye, Muhasebe, Iktisat, Işletme, Hukuk
konularında a&rlıklı olarak eğitim veren en az4 vıl sureli ve yukan-
da belirtılen eğitim kurumlanna eşitliği yetkili kurumlarca belirle-
nen yerli ve yabancı fakulte, akademi ve yüksek okullardan birini
bitirmi; olmaları,
b) Erkek adaylann askerliklerini yapmış olmaları, askerlikten muaf
(bağışık) tutulmalan veya tecilli olmaları,
c) 1.1.1990 tarihi itibariyle 35 yaşını doldurmamış bulunmalan,
d) Yapılacak inceleme ve soruşturma sonucunda uzman olmalan-
na engel hallerinin bulunmadığının anlaşılması gerekmektedir.
Smava giriş şartları ve sınav konulannı gösteren duyuru ık baş-
vuru formu, Ankara'da Muhasebat Genel Müdurlüğu Personel Ata-
ma Şubesi Mudurlugıi'nden, İUerde Oefterdarlıklardan, llçelerde
Malmüdürlüklerinden sağlanabilir.
Yazüı ve sözlü sınavian kazanan adaylar Devlet Muhasebe Uzmanı
olarak yetiştirilmek ve Ankara'da istihdam edilmek üzer&aıanacak-
lardır.
Bu sınav için son başvuru tarihi 30.11.1990 olup, posladaki ge-
çikmeler dikkale alınmayacaktır.
llan olunur. Basın: 38410
T.C ACIPAYAM KADASTRO
MAHKEMESİ
Karar: 1990/81
Acıpa^m Kadastro Mahkemesi'nin 1984/134 esas, 1986/24 karar
sayılı da« dosyası davalı AIi Rıza Ün&al tarafından temyiz edilmiş
olup 25.4.1986 tarihli mahkeme kararına gorç 149 numarah parselin
tamamı 64 pa> kabul edilerek 30 payımn Hasan Ali Kızı Elif Dikici,
17 payımn Fatma Zengin, 17 payının da davalı Ali Rıza Ünsal'a ve-
rilmesinekarar verilmiş ve bu verilen karar Yargıtay 7'nci Hukuk Da-
iresi'nin 16.5.1990 tarih ve 1986/13509 esas, 19905912 karar sayılı
ilamı ile tespitte 15/32 pay sahibi olarak gözuken Elif Dikıcı ıtiraz
etmediğinden onun payı yönunden tespıt davalı taraf yararına kesin-
leşmiştir. Dava dışına çıkılarak Elif Dikici'ye pa> verilmesi ısabet-
sizdir. Davahnın temyiz ıtirazları bu nedenle yerinde goruldügunden
kabulü ile Elife, payına yonelik olmak uzere hukmun bozıılmasına
karar verilmiş olup Ebf Dikici'nin adresi tespit edilemedığinden Yar-
gıtay bozma ilamı ve duruşma gunu ilanen tebliğ olunur. 17 10.1990
Duruşma gunu: 13.2.1991
Basın: 48517
OZEL BORA
SURUCU KURSU
DERŞHANE:
ÜSKÜDAR: 343 67 82
PİSTLERİMİZ
KOZYATAĞI: 362 47 33
TARABYA :16208 18
Tercihinızi yaparken
dersharte ve pıstlerimizi
yerinde ınceleyın
GÖKŞEN
SÜRÜCÛ
KURSU
ÖOEMEDE
KOLAYLIK
Millet Cad. 20 Aksaray
525 30 00
ANKARA 9. SULH CEZA MAHKEMESİ
HÜKÜM ÖZETİ
Esas 1990/407
Karar: 1990/596
Hâkim: Ertüzün Güner-17326
Kâtip: Hatice Yarkaya
Sanık: YAVUZ OKUMUŞOĞLU, Abbas ve Ayse'den olma, 1957
D.lu Rize ili Çamlıhemşin ilçesi Asağışimşirli koyü nufusuna kayıtlı
olup, Ankara'da Toros sokak 35/9 Sıhhiye adresinde mukim, okur-
yazar fırıncı sabıkalı T.C. lslam.
Suç: Gıda Maddeleri Nizamnamesine muhalefet etmek.
Suç Tarihi: 22.11.1989
Samğın Gıda Maddeleri Nizamnamesine muhalefet etmek suçun-
dan TCYnin 398. 402. 647/4, 402/1, uç ay curme vasıta kıldığı raes-
lek ve sanatmın tadiline ve takdiren YEDÎ GÜN iş yerinin kapatıl-
masına, huküm özetinin kapatma süresi kadar göze çarpan bir yeri-
ne asılmasına, karann kesinleşmesini müteakip, hukum özetinin An-
kara'da tirajı yuzbinin üzennde bulunan bir gazetede derhal ilan olun-
masına, 600.TL yargılama giderinin alınmasına, samğın yokluğunda
Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/7/1990
Basın 37996
İLAN
KAYSERİ 4. ASLİYE CEZA
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 1989/379
Karar No: 1990/70
Davacı: K.H.
Samklar: 1. Badem Çiftçi: Çakır kızı Emine'den olma 1958 D.lu,
Turkiye'de nüfusa kayıtlı değil Haymatlos, Kayseri Argıncık Kaya-
başı mahailesinde oturur.
2. Fidan Uçyıldız: tbrahim Kızı Saliha'dan olma 1969 D.lu, Tür-
kiye'de nüfusa kayıtlı değil Haymatlos, diğer sanıkla aynı adreste otu-
rur.
Suç: Anahtar uydurmak suretiyle binadan nırsızlığa teşebbüs.
SuçTrh.: 4.7.1989
Yukanda açık kimlikleri ve müsnet suçîan yaalı sanıklaı hakla-
rında mahkememizde yapılan açık yargılamalan sonunda; mahke-
memizin 27.2.1990 tarih ve 1990/70 saydı kararı ile; TCK.'nun 491/4,
62, 522, 647 sayılı yasanın 4-6 maddeleri gereğınce 400.000'er lira
ağır para cezasıyla cezalandınlmalanna ve cezalarımn teciline karar
verilmiştir.
Sanıklarm yokluklannda verilen karar, bütün aramalara rağmen
samkların bulunamadıkları ve açık adreslerinin de tespit edilemedi-
ğinden, 7201 sayılı tebligat yasasının 28, 29 ve 30. maddeleri gere-
ğince karann ilanen tebliğine, ilan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde
temyiz edilmediği takdirde kesinleştirilerek infaza verileceği hususu
ilanen tebliğ olunur.
Basın: 38910
NİŞANTAŞI
IRESTAURANT
Duğun Salonları
16. V»
19.VJTJ»
RU:f4762 39/147 7*40
Salanlaruuz kliaal ı ve
*00-I0no klşilUtir.
SANCHESİN
ÇOCUKLARI
13.OO-15.30-18.OO-20.15
OKM Dereboyu Cad. 110
Ortaköy 158 69 87
ILAN
KAYSERİ 4. ASLİYE CEZA
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 1989/697
Karar No: 1990/159
Davacı: K.H.
Sanık: Şükrü Koç: Süleyman oğlu Nadire'den olma 1962 D.lu, Kay-
seri Kocasinan Uçesi Salur köyü nufusuna kayıtlı olup halen aynı yerde
oturur.
Suç: Dolandırıcılık.
Suç tarihi: 21.8.1989
Dolandırıcılık suçundan sanık Şükru Koç hakkında açılan kamu
davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
Samğın; TCK.nun 503/llk, 522 maddeleri gereğince 3 ay hapis ve
10.000 TL. ağır para cezasıyla cezalandınlmasına 28.3.1990 tarihin-
de karar verilmiştir.
Samğın yokluğunda verilen karar samğa tebliğ edilememiş ve bu-
güne kadar yapılan yazışmalara rağmen açık adresi de tesbit edile-
mediğinden, 7201 sayılı tebligat yasasının 28, 29 ve 30. maddeleri
gereğince ilanen tebliğine, ılan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde
temyiz edilmediğı takdirde kesinleşerek infaza verileceği hususu ila-
nen tebliğ olunur.
Basın: 38913
İLAN
HAVZA ASLİYE CEZA
HÂKİMLİĞİNDEN
HÜKÜM ÖZETİ .
Dosya No: 1989/86
Vergi kaçakçılığına teşebbüs suçundan sanık Cevdet ve Cemile oğlu,
1955 doğumlu, Havza Şeyhali kö>Ti nufusuna kayıtlı Erdal Yüksel'-
in yapılan yargılaması sonunda, samğın süresinde ödeme kayıt edici
cihazı kullanmadığı ve vergi kaçakçılığına teşebbüs suçunu işlediği
eylemine uyan 213 sayılı yasanın 358. maddesi yoluyla aym yasanın
369-1 maddesi gereğince takdiren 1 ay hapis bu kadar müddet tica-
ret ve meslek icrasından mahrumiyetine 647/4 sayılı yasa gereğince
9000 lira ağır para cezasına çevrilmesine karann gerekli ilamnın ya-
pılmasına yargılama giderlerinden sanıktan tahsiline karar verilmiş-
tir. 12.9.1990
Basın: 38894
ANTALYA BİRİNCİ SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas: 1989/630
Karar: 1990/1076
Davacı Osman Sefalı tarafından davalılar Ayşe Manay vs. aleyhine
açılan izaleyi şuyu davasının yapılmakta oian durusması sonunda:
Davalı Ayse Manay'ın adresi belli olmadığından ve C.Savcılığı ka-
nalı ile de adresi bulunamadığından karar tebligatlarımn ilanen teb-
liğine karar verilmiştir.
Buna göre dava konusu Antalya Merkez M.Pasa Mahallesi 2674
ada, 6 parselde kayıtlı gayrimenkulün hissedarlan arasında taksimi
mümkün olmadığından satışı sureti ile şuyuun giderilmesine,
Satış bedeli üzerinden ^oO5 harcın hıssedarlardan hisseleri nispe-
tinde tahsiline,
Taraf vekilleri için 120.000 TL. vekâlet ucretinin takdırı ile hısse-
darlardan hisseleri nispetinde alınarak adı geçen ı ıraflara verilmesi-
ne,
Artan satış bedelinin hissedarlara hisseleri nispetinde levzıine,
Davacı tarafından mahkeme masrafı olarak sarf edilen 437.333
TL.'nin hissedarlara hisseleri nispetinde tevzi edildikten sonra davalı-
lara isabet eden oranda kendilerinden alınarak davaaya verilmesine
karar verilmiştir.
Karar özeti, davalı Ayşe Manay'a karar tebliği yerine geçmek üzere
ilanen tebliğ olunur. 18.10.1990
Basın: 48520
Sigorta kartımı kaybettim,
hükümsüzdür.
NADİDE KA YAŞ
T.C.
GAZİANTEP
1. SULH CEZA MAHKEMESİ
HÜKÜM ÖZETİ
Esas : 1986/302
Karar : 1988/3260
Hakim: Nizamettin Haznedar-27662
Katip : Haşim Can
Sanık : Murat Büyükuncu, Müslüm oğ. 955 D.lu, Ordu Cad. No:
9/2'de oturur, Un İmalatçısı. Gaziantep
Suç : Gıda maddeleri nizamnamesine muhalefet
Suç tarihi: 23.10.1985
Yukanda açık kimliği yazılı sanık hakkında;
Samğın üzerine atılı müsnet suçtan TCK'nun 3%, 402 ve 647 sayı-
lı kanun maddeleri uyannca 32.000 TL. lira ağır para ve cünne vası-
ta kaldığı meslek ve sanatının 3 ay tatiline cürme vasıta kıldığı işyerinin
7 gün kapatılmasına, karar özetinin, lstanbul, Ankara, Izmir'de ya-
yınlanan tirajı yüzbinin üzerindeki bir veya iki gazetede aynca bir
mahalli gazetede ilan edilmesine ve masrafının sanıktan alınmasına
karar verildi. 25/10/1990
Basın: 38917
T.C.
GAZİANTEP
1. SULH CEZA MAHKEMESİ
HÜKÜM ÖZETİ
Esas : 1986/302
Karar : 1988/3260
Hakim: Nizamettin Haznedar-27662
Katip : Haşim Can
Sanık : Murat Büyükuncu, Müslüm oğ. 955 D.lu, Ordu Cad. No:
9/2'da oturur, un imalatçısı. Gaziantep
Suç : Gıda maddeleri nizamnamesine muhalefet
Suç tarihi: 23.10.1985
Yukanda açık kimliği yazılı sanık hakkında;
Samğın üzerine atılı müsnet suçtan TCK'nun 396,402 ve 647 sayı-
lı kanun maddeleri uyannca 32.000 TL. lira ağır para ve cünne vası-
ta kaldığı meslek ve sanaunın 3 ay tatiline cürme vasıta kıldığı iş yerinin
7 gun kapatılmasına, karar özetinin, lstanbul, Ankara, tzmir'de ya-
yınlanan tirajı yüzbinin üzerindeki bir veya iki gazetede aynca bir
mahalli gazetede ilan edilmesine ve masrafının sanıktan alınmasına
karar verildi. 25/10/1990
Basın: 38915
MAZGİRT 1. NOLU KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1955/1652
Karar No: 1988/173
Parsel No: 411
Mahkememizce verilen 27.12.1988 tarih ve 1955/1625 Es. 1988/173
Ka. sayılı karan ile Mazgin ilçesi Kabun köyü hudutlan dahilinde
kalan 411 nolu parselin davalı Hasan Aydoğan adına tapuya tescili-
ne karar verildiği, davacılardan Tuncer Çağlı mirascılan Elemsaba-
no, Necati, Şirin, Aynur, Gülnur, Hüseyinonur, Semra, Nilüfer,
Berrin, Kemal, Hasan, Emel Çağlı ve Emoş Yıldız'ın adresleri meç-
hul olduğundan ve kendilerine karar tebliğ edilemediğinden iş bu ilanın
gazetede ilanından 15 gün sonra davalı ve davacı mirasçılanna ilan
edilmiş sayüacağı ilan olunur.
Basın: 48624