23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 KASIM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Morais'in piyano resitali • Kttltür Servisi — Portekizli sanatçı Maria Jose Morais, 12 kasım günü İstanbul Büyukşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bir piyano resitali verecek. 1953 ydında Porto'da doğan Morais, ilk konserini 4 yaşında verdi. 16 yaşında Portekiz Devlet Konservatuvarı'nı birincilikle bitiren sanatçı, ilk önemli çıkışıru 1974 yıhnda Paris ve Londra'da yaptı. Viyanalı eleştirmen Dr. Kobes tarafından "büyük bir Chopin yorumcusu" diye nitelenen Morais, R. Declerck adlı Belçikalı eleştirmen tarafından ise "üstun bir Scarlatti yorumcusu" olarak tanıtılıyor. Fransa, Ingiltere, Polonya, İspanya, Portekiz, Belçika, Bulgaristan, Sovyetler Birliği, ABD ve Mısır'da başarılı resitaller veren Morais'in Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki konseri saat 19.00'da gerçekleşecek. Varhk'ta kasım ayı • Kültıir Servisi — Aylık edebiyat ve sanat dergisı Varlık'ın kasım sayısının Türkiye Dosyası 1980'li yılların şiirine aynlmış. Dosya kapsamında M.H. Doğan'm 'Şiir 1980-1990', şair ve dergi yöneticilerinin yeni şairlerin şiir tablosu uzerine yaptıklan değerlendirme, Adnan Özer'in '1980'li Yıllar Şiirine Sübjektif Bakış' adlı yazısı ve 1980'li yıllann şiiri üzerine bir soruşturmaya yer veriliyor. Dergide aynca Turgut Çeviker'in, Kemal Urgenç'le, Necati Tosuner'in de Yüksel Pazarkaya ile yaptığı söyleşi okunabilir. Dergide Faik Baysal, Konur Ertop, Emre Kongar, Mehmed Kemal, Erdal Atabek, Necdet Batum, Hüsamettin Bozok, Adnan Özyalçıner, Hasan Bülent Kahraman, Mahir Ünlü yazılarıyla, Cengiz Bektaş, Metin Altıok, Sennur Sezer, Mehmed Kemal, Altay Öktem, Haşim Şahin, Atılgan Bayar, Esra Zeynep, şiirleriyle yer alıyor. Ayrıca Yüksel Pazarkaya'nın Yugoslav şair İzzet Sarayliç'i tanıtan yazısı da okunabilir. ^Iepsilerde Manzara ResimlerT • KUItür Servisi — Beymen'in geleneksel sezon sergilerinin sekizincisi 15 kasım günü Şişli Beymen Mağazası'nda açılıyor. Sergi kapsamında birçok yayına konu olan Türkiye'de ise bugüne dek pek ilgilenilmediği için hakkında kaynak ve bilgi bulunmayan tepsi resimleri sunulacak. Prof. Dr. Rüçhan Arık'ın bilimsel danışmanhğında hazırlanan sergide, çoğunluğu Ayla Hariri'nin koleksiyonundan alınan 40'a yakın tepsi yer alıyor. Tepsi süsleme sanatının Türk evlerine resmin girmesinde yardımcı olduğu biliniyor. Tepsi resimlerinde Batı etkisinin yanı sıra minyatür sanatının da etkileri gözleniyor. 19. yüzyıl duvar resimleri ile büyük benzerliği olan tepsi manzaralarından bazılarının gravürlerden kopya edildiğinin sergi çalışmaları sırasında saptandığı belirtiliyor. 'Tepsilerde Manzara Resimleri" sergisi 1 aralık tarihine dek görulebilecek. Çağdaş Bale Toplııluğıı • Kiiltiir Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası'nın kültür ve sanat etkinlikleri 12 kasım pazartesi günü tstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Çağdaş Bale Topluluğu'nun sunacağı bale gösterimi ile başlayacak. Beyoğlu Karaca Tiyatrosu'nda Türkiye'nin ilk özel bale topluluğu, kuruluşunun 18. yılında koregrafilerini Cem Ertekin'in üstlendiği üç bale sergileyecek. Topluluk, Astor Piazzolla'nın müziği ile "Beş Tango", Mikis Theodorakis'in müzikleri ile "Equinox" ve Edith PiaFın şarkıları eşliğinde ise "Piaf Suite" adlı baleleri sunacak. "Beş Tango"da Çağdaş Bale Topluluğu'nun son dönem dansçilan dans ederken, "Equinox"ta Ayfer Zeren, Aylin Özalpman, Tabar Wargarosyan, Çiğdem Tezcür, Funda Bilbaşar, Oral Yazıcı, "Piaf Suite"de ise topluluğun eski ve yeni kuşak dansçılan dans tiyatrosu stilinde dans ediyor. BİLKENT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN SANAT DALLARINDA ÖZELYETENEKLİ GENÇLERİN EĞfrİMLERİ İÇİN • Türkçe • Edebiyat • Sanat Tarihi ve • Felsefe grubu derslerini Fakülte ve Muzik Hazırlık Okulu (Ortaokul - Lise) düzeyinde verecek, alanlarında eser- leriyle, etkinlikleriyle tanınan öğretim ele- manlarına (tam veya yarı zamanlı statüde görevlendirilmek üzere) ihtiyaç duyul- maktadır. » Başvuru: Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi 06533 Bilkent-Ankara Tel : 266 44 15-266 41 38 Fax : 266 41 27 "Yeni Dünya Plak, tanhimiz boyunca halkımızın zutme, sömürüye ve baskıya karşı mücadele direncini dile getiren ve direnç veren türkûler/marşlar dizisinin ilkini sunar." SIIRLER • TURKULER • MARŞLAR YENİ BİR DÜNYA İÇİN ŞİİRLER: NAZIM HİKMET (KENOJ SESİNDEN) YAPIM: YENİ DÛNYA PLAK DAĞITIM: ADA MÛZİK (İST. 5130064 / ANK. 1315063) AVRUPA DAĞITIM: TÜRKÜOLA (Tel: 0221 / 35 10 95 • FAX: 0221 / 35 30 52 • KÛLN) Antika Fuarı, Raffi PortakaVın düzenlediği müzayedeyleyarın kapanıyor Müzayedede açıklık politikasıYarın saat 15.00'ten başlayarak Yıldız Sarayı Silahhane binasında yapılacak müzayedede ilk kez Selçuklu dönemi eserleri de satışa sunulacak. Müzayedenin seçkin parçaları arasında yer alan tombaklar da göz kamaştınyor. CEM HAMULOĞLU "VI. Uluslararası İstanbul Antika ve Sanat Fuan", Raffi Portakal'ın düzenlediği müzaye- de ile yarın kapanıyor. Porta- kal'ın müzayedesinde satışa su- nulacak olan 300 dolayında ese- rin "muhammen bedeT'lerinin toplamı 4 milyar liraya ulaşıyor. Antika ve Sanat Fuan'nın kapa- nış günü olan 11 kasım pazar günü Yıldız Sarayı Silahhane bi- nasında saat 15.00'te başlayacak müzayedenin en pahalı eseri ise bir Osman Hamdi Bey tablosu. Osman Hamdi Bey'in "Ziyaret" adlı yağlıboya tablosu, artırma- ya 450 milyon lirayla çıkıyor. Bu fıyat, bir Türk ressamı için mü- zayedelerde bugüne dek biçilen en yüksek fiyat olma özelliğini de taşıyor. Müzayede öncesi söyleşi yap- ma olanağı bulduğumuz Raffi Portakal, öncelikle, fuar kapsa- mında bu yıl altıncısını düzen- lediği müzayedelerin, sanat eser- lerinin tanınması yolunda önemli işlevleri olduğunu vurgu- layarak şunları söylüyor: "Ben buna 'açıklık politikası' diyorum. Çiinkii biz müzayede öncesi, fuar boyunca satışa su- nacağımız eserleri 10 gttn süreyle sergiliyoruz. Hazırladıgımız ka- taloglarda, eserler hakkında açıklayıcı bilgiler veriyonız. Da- ha da önemlisi katalogda mu- harnraen bedelleri belirtiyoruz ve müzayede sonrasında hangi eşyanın kaça satıldıgını bir liste 9e açıklıyoruz. Bu da hep kapalı kapüar ardında yapıldığı sanılan antikacılıgın aslında şeffaf oldu- ğunu ortaya koyuyor." 14S katalog numarasıyla satı- şa sunulan "Kulplu Tunç Havan ve Tokmak" müzayededeki Sel- çuklu eserlerinin en önemlisi. Salah Cimcoz koleksiyonundan çıkan, 12-13. yüzyıllara tarihlen- dirilen eserin muhammen bedeli ise 20 milyon lira. Müzayedede, Selçuklular dönemine ait sera- mik eserler de yer alıyor. Raffi Portakal, "Neden Selçuklu?" sorusunu şöyle yanıthyor: "Selçuklu eserleri maalesef Türkiye'de yeterince tanınmış degil. Belki bu müzayede ve bu- nu takip edecek müzayedelerle, sergiler. bu eserler konusunda bilgilenme açısından fayda sag- layabilir. Bu da Selçuklu eserle- rinin kaybolmamasını, yerüstü- ne çıkmasını sağlayabilir. Açık- çası ben bu eserlerin estetigini, yalınlıgını çok seviyorum. Salah Cimcoz koleksiyonundan olağa- nüstü güzel bir havanı ilk kez müzayedeye koyma şansı dogdu. Yine tesadüfen başka Selçuklu eserler de çıkü. Tabii bunlar çok az bulunan parçalar. Ama ben önumuzdeki gunlerde, bu eser- lerin biraz daha sevileceği, tanı- nacağı kanaatindeyim." Müzayedenin seçkin parçala- n arasında yer alan tombaklar da "göz kamaştınyor." Bunların başında muhammen bedeli 250 milyon lira olan "Tombak Mih-. rap Şamdan" bulunuyor. 16. yüzyıla tarihlendirilen 80 santi- metre yüksekliğindeki şarndanın yanı sıra 18. yüzyıhn ikinci ya- rısına tarihlendirilen 55 santi- metre uzunluğundaki 85 milyon değerinde "Tombak Kama", 45 milyona "Tombak Hamamtası" ile 40 milyonluk bir "Tombak Zemzemlik" de bulunuyor. Türk ressamlannın tabloları ise müzayedeye ayrı bir önem katıyor Tabii bu tablolann ba- şında 450 milyonluk "rekor fi- yaf'ıyla Osman Hamdi Bey'in "Ziyaret" adlı eseri bulunuyor. Tuval üzerine yağlıboya çalışıl- mış 95x51 santimetre boyutla- nndaki bu tablo için Portakal şunları söylüyor: "tlk kez bu kadar yüksek fi- yatla bir Osman Hamdi müza- yedeye çıkartılıyor. Ama öyle düşüamek lazım: Biz müzayede- de bir Osman Hamdi olmasını çok istiyorduk. Geçen yıl yanıl- mıyorsam bir Osman Hamdi 310-320 milyona satılmıştı. Şim- di enflasyon oranı duşunüldüğü zaman bu fiyat normal olarak çıkıyor. Sahibiyle çok mücade- le ettik fiyatını biraz daha aşağı çekebilmek için. Ama ikna ede- medik o daha yüksek bir fiyat istiyordu. 450 milyon lirada or- tak bir noktada buluştuk." Müzayedede Halil Paşa'nın da iki tablosu yer ahyor. "tlk- bahar" konulu 1902 tarihli tab- lo 141x48 santimetre boyutla- rında. "Kış" konulu ayru boyut- lardaki öteki tablo 1903 yılında yapümış. Fiyatlan ise 325'er mil- yon lira. İlk Türk empresyonis- ti Nazmi Ziya'nın 1936 tarihli, 66x81.5 santimetre boyutların- daki "peyzaj"ı ise 350 milyon li- radan satışa sunuluyor. Raffî Portakal'a basına sıkca yansıyan "tablo sahtekârlığı" üzerine yö- nelttiğimiz sorunun yanıtını ise şöyle alıyoruz: "Müzayedede bir Sülevman Seyyid var. Ben bu tabloyu mü- zayedeye özellikle koydum, in- sanlar öğrensin diye. Yine laf ge- lir. Biliyorum, ama bile bile ya- pıyorum. Çünkü öğretmek la- zım. Bizim çıkardıgımız 'Portakal' konulu natürmorttan benim bildigim 5 tane daba var. Mesela bir tanesi Resim ve He>- kel Müzesi'nde. Bunlar hemen hemen birbirkrinin aynı. Bu na- sıl oluyor? Çok açık, çünkü bir- çok ressam tablolannı çogu kez tekrariar." Silahhane'de düzenlenecek müzayedede yer alan eserlerin hepsi milyonlarca liralık fiyat etiketleri taşımıyor. 200-300 bin liralık başlangıç fiyatlarıyla ol- dukça ilginç ve seçkin parçalar da bulunuyor. Bunlar arasında Fikret Adil koleksiyonundan çıkma mektuplar dikkati çeki- yor. Halikarnas Balıkçısı'nın 1956'da Fikret Adil'e yazdığı mektup 150 bin lira ile artırma- ya çıkanhyor. Abidin Dino'nun içinde bir deseninin de yer aldı- ğı 1971 tarihli mektubu da aynı fiyatı taşıyor. Fikret Mualia'nın 2 mektubu içinse 300 bin lira is- teniyor. Raffi Portakal, "Ben her müzayedede ucuz ama rafi- ne parçalann da bulunmasına olabildiğince özen gösteriyo- rum" diyerek nedenlerini şöyle açıkhyor: "Toplumun her kesiminden insanlar sanat eserlerini sevebil- meli, satın alabilmeli. En azın- dan satın almak amacıyla artır- maya katılabilmeli." EN PAHALI OSMAN HAMDİ — Osman Hamdi Bey'in "Ziyaret" adlı tablosu yannki müzayedede 450 milyon lira açıhş fiyatıyla sattşa sunulacak. Tuval üzerine yağlıboya tablo, 95x51 santimetre boyutlarında. Türk ressamların tabloları yarın Silah- hane'de yapılacak müzayedede önemli bir yer tutacak. MÜZAYEDENIN EN PAHALILARI Kulplu Tunç Havan ve Tokmak: 20 milyon TL. • Osman Hamdi Bey (1842-1910) "Ziyaret". Tuval üzerine yağlıboya tablo. 95x51 santimetre boyutlarında. 450 milyon TL. • Nazmi Ziya (1881-1937) "Peyzaj." Tuval üzerine yağhboya. 66x81.5 santimetre boyutlarında. 350 milyon TL. • Halil Paşa (1857-1937) "llkbahar" ile "Kış" adlı iki tablo. 141x48 santimetre boyutlarında. Bu iki tablo da Halil Paşa'nın ünlü "Dört Mevsim" serilerinden şimdiye dek bilinen en büyük boyutlulannın bir bölümü. 325'er milyon TL. • Tombak Mihrap Şamdan. 16. yüzyıl. 16 kilo 250 gram ağırlığında. 56 santimetre çapında. 80 santimetre yüksekliğinde. 250 milyon TL. • Gümüş Mangal. Fransız gümruk damgalı. 15 kilo 300 gram ağırlığında. 73 santimetre yüksekliğinde. 200 milyon TL. • Alexander Dorogoff (1819-1850) 'Deniz ve Sandal! Ahşap üzerine yağlıboya. 50x77 santimetre boyutlarında 90 milyon TL. • Tombak Kama. 18. yüzyılın ikinci yarısı. 55 santimetre. 85 milyon TL. • Gümüş Leğen-İbrik. Sultan II. Abdülhamid tuğralı. 2 kilo 825 gram ağırlığında. 34 santimetre çapı, 44 santimetre yüksekliği var. 75 milyon TL. İskenderiye Dörtlüsü'nün yazarı Lawrence Durrell 78 yaşında Fransa'da öldü Ingilizlerin Akdenizli çocuğu "İskenderiye Dörtlüsü" adlı yapıtı Ülker Ince tarafından dilimize çevrilen Lawrence Durrell'ın "Acı Limonlar"ı da önümüzdeki gunlerde Hüseyin Aşuroğlu çevirisiyle yayımlanacak. Durrell, "Acı Limonlar"da Kıbrıs'ı anlatıyor. Kültür Servisi — ikinci Dün- ya Savaşı sonrası İngiliz edebi-' yatının en özgün yazar ve şair- lerinden Lawrence Durrell, uzun süredir yaşadığı Güney Fransa 1 da, Sommieres köyünde 78 ya- şında öldü. Dilimize de Ülker Ince tarafından çevrilen "tsken- deriye Dörtlüsü" (Justine, Balt- hazar, Mountolive, Clea) ile bü- yük üne erişmiş olan Lavvrence Durrell'ın şiirleri ve topografik kitapları İngiltere'de çok sayıda eleştirmen tarafından onun en kalıcı ürünleri olarak değerlen- dirilmişti. 27 Şubat 1912'de Hindistan 1 da Darjeeling'te dünyaya gelen Lawrence George Durrell, ingil- tere'de hiç yaşamamış bir İngi- liz demiryolu muhendisinin oğ- luydu. Okula gitmek üzere 12 yaşında Hindistan'dan ayrılan Durrell, İngiltere'nin Canter- bury kentinde Saint Edmund School'da okudu. Ancak Ingil- tere"ye gönderilmesine karşı çı- kan Durrell, sonradan, "Btttün derslerden kalarak babama bir ders verdim" diyecekti. önceleri gece kulüplerinde pi- yano çalarak hayatını kazanan Durrell, 1930'larda annesi ve kardeşleriyle birlikte Yunanis- tan'ın Korfu Adası'nda yaşadı. Korfu'daki 5 coşkulu yıl, sonra- lan Durrell'ın erkek kardeşi, zo- olog ve yazar Gerald Durrell ta- rafından kaleme alınacaktı. İkinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde Lavvrence Durrell, Atina'da tngilizce hocahğı yapı- yordu. Nazi işgalinin ardından ilk kansı ve küçük kıayla Girit'e kaçan Durrell, oradan 1941'de Mısır'a gecti. İngiliz Dışişleri'ne girdikten sonra İskenderiye ve Belgrad'da basuı ataşeliği, Yuna- nistan ve Arjantin'de İngiliz Kültür Heyeti Başkanlığı'nda bulunan Durrell, 1952'de dışiş- lerinden aynlarak Kıbrıs'a yer- leşecek, orada öğretmenlik ya- pacaktı. Durrell, 4 yıl sonra da Fran- sa'ya yerleşti. Nimes yakınların- daki Sommieres köyünde bağlar içinde bir ev alan Durrell, ora- da bir lokanta işleten Françoise Kesisman'la yaşamaya başladı. Son yıllarda kendisiyle yapılan bir söyleşide Güney Fransa'da- ki köye bir rastlantı sonucu gel- diğini söyleyen Durrell, "Beş pa- rasız kalmıştım. Bir sığınak ola- rak gördüğüm Fransa'da yaşa- mak istiyordum, yazarak geçin- meyi denemeye karar vermiş- tim" demişti. İlk kitabı 1931'de yayımlanan Durrell'ın şiir, roman, oyun, de- neme, inceleme, gezi türündeki kitaplan birbirini izledi, ama asıl üne eriştiren "İskenderiye Dörtlüsü" adlı roman dizisi ol- du. "İskenderiye Dörtlüsü" en çok satanlar kitaplar arasına gir- di, övgü dolu eleştiriler aldı. Dörtlünün ilk üç kitabında İkin- ci Dünya Savaşı öncesinde İs- kenderiye'de geçen bir dizi ola- yı farklı bakış açılanndan anla- tan Durrell, dördüncü kitapta ise öykünün savaş yıllarındaki gelişimini işledi. Konusu çağdaş sevginin araştınlması olan bu 4 romanında Sigmund Freud ve Maıtjois de Sade'ın sevgi kuram- lan doğrultusunda, sevgi ve cin- sellik temalannı işleyen; Einste- in'ın görecelik kuramını roman tekniğine uygulamayı deneyen Durrell'ın "iskenderiye Dörtlü- sü"nün en önemli yanını; cinsel yaşam, sanatsal uğraş ve sevgi- nin, mutlak doğruya ve gerçeğe ulaşmada ceşitli asamaları kav- ramayı, bunları aşmayı öğren- menin yolları olduğunu işleyen dolaylı teması oluşturdu. Dün- yanın birçok ülkesinde eleştir- menlerin büyük övgüsünü kaza- nan roman, İngütere^de kimi olumsuz eleştiriler de içeren sı- nırlı bir övgüyle karşılanacaktı. Ashnda Durrell, kişilerin kur- duklan ilişkilerin temelini oluş- turan çağdaş sevgi kavramının içerdiğı bütün karşıt duyguları ve bunların insan bilincine yan- sıyışlarını karmaşık süreçle'r içinde aktardığı hemen bütün yapıtlarında, çeşitli gözlemcile- rin saptamalarını görecelik ilke- sine uyarlanmış olarak verdi. Durrell'm 1930'larda Korfu Adası'nda yazdığı ilk romanla- rından "Kara Kitap", özellikle edebiyatçılar arasında büyük bir hayranlıkla karşüanmış, ancak İngiltere'de 1973'te yayımlana- bilmişti. İngiltere'nin güneyinde- ki kasvetli yaşamı anlatan ro- mandan T.S. Eliot, "Bana mo- dern roman için umut veren ilk kitap" diye söz etmiş, Amerikalı yazar Henry Miller da romanı "dehset, bayranlık ve şaşkınlık" içinde okuduğunu söylemişti. Henry Miller, Paris'te dost oldu- ğu Lawrence Durrell'a yazdığı mektuplarından birinde "Kara Kitap"tan söz ederken, "Sen İn- giliz dilinin ustasısın. Bu kitap- ta kimsenin yazmayi göze ala- madıgı seyler yazmışsın. Yaba- nıl, yok edici, afallatıcı seyler..." demişti. Durrell ile Miller ara- sında yaklaşık 25 yıl süren yazış- malar da 1962 yılında, "Lawren- ce Durrell ve Henry MIDen Özel Yanşmalar" adıyla yayımlandı. Çağdaş İngiliz romanımn ön- de gelen temsilcilerinden kabul edilen Lawrence Durrell, bilinç akışı yöntemini, kendisinden önceki yazarlar gibi yalnızca za- man içinde değil, mekân boyut- ları içinde de kullandı. Gelenek- sel romana özgü öykü ve karak- ter, Durrell'ın yapıtlarında, ro- mansa ve simgesel kişiye dönüş- tü. Romanlarında büyük bir dil ustalığı gösteren Durrell, tensel duyarlılıklan başanyla yansıtır- ken şiirsel, erotik öğeler ile ya- dırgatıcı, irkiltici öğeleri iç içe kullandı. Özellikle "İskenderiye Dört- lüsü"ndeki basansıyla birçoklan OTUZ YU.DIR FRANSA'DA YAŞIYORDU- Lawrence Durrell son otuz yıldır Fransa'nın güneyindeki Sommieres köyündeki evinde yaşıyordu. 1912'de Hindistan'da doğan Durrell gerçege ulaşmanın yolları olarak cinsel yaşam, sanatsal uğraş ve sevgiyi görüyordu. tarafından romancı olarak gök- lere çıkanlan Lawrence Durrell, birçok eleştirmen tarafından da şiirleri ve topografik kitaplanyla yüceltildi. Nitekim Durrell, bir söyleşide kendisine çağdaş İngi- liz romanında ayrılan önemli ye- ri bir kenara iterek şiirleriyle ta- nınmayı yeğlediğini söylemişti. Durrell'ın şiiri, sık sık Robert Graves'in şüriyle kıyaslanmıştı. Durrell, ikisiyle de tanışmama- sına karşın, çoğu zaman Gra- ham Greene ve Anthony Bur- gess'a olan hayranlığını dile ge- tirmekten çekinmemiş, ama Greene, Durrell'ın şiirlerinden nefret ettiğini belirtmişti. Dur- rell'ın bütün şiirleri İngiltere'de 1980 yılında yayımlanmıştı. Lawrence Durrell, "Prospe- ro'nun Hücresi", "Bir Deniz Ve- nüsü Üzerine Düşünceler" ve "Acı Limonlar" adlı kitaplann- da ise üç adayı anlatmıştı. 1930'larda yaşadığı Korfu'yu, 1945-46 yıllarında müttefiklere bağlı Yunan hükümeti adına ba- sın görevlisi olarak çahştığı Ro- dos'u ve 1952'den 1956 yılına ka- dar yaşadığı Kıbns'ı. Atatürk ve Laiklik • Kültür Servisi — Hacı Bektaş Kültür ve Tanıtma Derneği "Atatürk ve Laiklik" konulu açık- oturumunu saat 14.00'te Gazeteciler Konferans Salonu'nda yapacak. Prof. Bahri Savcı'nın yöneteceği açıkoturuma Prof. Cahit Tanyol, Prof. Necla Arat, Prof. Toktamış Ateş, yazar- şair Sennur Sezer ve yazar Meriç Velidedeoğlu katılacak. Açıkoturuma Ord. Prof. Hıfzı V. Velidedeoğlu'da bir bildiri gönderecek. Sait Maden'den 'Simgeler* • Kültür Servisi — Ülkemizdeki grafik sanatının öncülerinden ve sayılı ustalarından Sait Maden, bugüne dek çizdiği yüzlerce amblem ve Iogodan bir bölümünü "Simgeler" adı altında bir araya getirdi. Kitapta yer alan, ilki 1955, sonuncusu 1990 tarihini taşıyan 150 simge, bir yandan Türk ekonomisinde 35 yıldan beri süregelen yapısal değişmeleri grafik sanatı yoluyla yansıtırken bu sanatın özel bir alanmda yaratılan plastik güzellikleri de sergiliyor. "Simgeler" adlı kitap İstanbul Kitap Fuan'nda Simavi Yaymlan standında sergileniyor. "OrasınıE^s • Kültür Servisi — Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Tiyatrosu 21 kasımdan itibaren "Kiralık Daire" ile birlikte "Orasmı Es Geç" adlı oyunu da sergilemeye başlayacak. Maurice Hennequin ve Pierre Veber'in birlikte yazdığı, Zihni Kuçümen'in çevirdiği oyunu Gazanfer Özcan yönetiyor. Yanlış seçilen bir şakanın, şok etkisi yaratan bir sesin insanın cinsel yaşamıfıı nasıl etkilediğini anlatan oyunda Gönül Ülkü, Gazanfer Özcan, Göksel Kortay, Orhan Alkan, Teoman Aksoy, Fulya Özcan Ündüz, Suat önen, Şemsay Cankara, İlter Akçebe rol alıyorlar. Memet Baydur LizbonVla • MADRİD (Cumhuriyet) — Geçen eylül ayında kurulan "Uluslararası Akdeniz Tiyatro Enstitüsü"nün ikinci toplantısı 6-9 aralık tarihleri arasında Portekiz'in başkenti Lizbon'da yapılacak. Avrupa Komisyonu'nun desteğiyle ktlrulan enstitünün ilk toplantısı lspanya'nın Merida kentinde gerçekleşmiş ve yazar Memet Baydur yönetim kurulu üyeliğine seçilmişti. Amacı, çoksesli Akdeniz kültürünü dünyada yaşanan tiyatro krizine karşı bir alternatif olarak sunmak ve Akdeniz tiyatro geleneğini canlandırmak olan enstitünün toplantısı "Akdeniz, Deniz ve Kültür" ana başlığı altında bir dizi tartışma içeriyor. BüGÜN • Grup Cry Bilsak'ta saat 16.00'da Grup Cry bir dînleti sunacak. • Aka'nın sergisi Ahmet Aka'nın fotoğraf sergisi Galeri Arşiv'de açılıyor. • Müzecilik-Atatürk' Erdem Yücel'in "Müzecilik ve Atatürk" konulu konferansı saat 15.00'te Topkapı Sarayı'nda yer alıyor. BILSAK' TA BUGÜN 10 Kasım Cumartesi: 14.30 Günlerin Gölürdüğü: "Türkiye Açısından Körfcz Krizinin Ekonomik vc Siyasi Sonuçları"Nazif Kocayusufpaşaoğlu, Asaf Savaş Akad, Arslan Başcr Kafaoğlu 18.00 Fikret Mualla: Şizofrcni vc Yaratı FcriıEdgii, Sülcyman Vclioğlu 19.30 Bilsak Tiyairo Atölycsi: "Iştc Baş Iştc Gövdc Iştc Kanatlar" Yazan: Scvim BÜRAK Cafe-Foyer-lîar (Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Har (5.Kat) 12.00-18.00 HcavyMctal 18.00-24.00 Rock 16.00 "Grup Cry" 21.30 ErkinKoray IJİLSAK, Sırasclvilcr Cad., Sogancı Sok.7 CİHANGİR 143 28 79-99
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear