23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı Cumhur:>ît Malbaacılık \e Gazeıecılık Turk ^onım Şırketı adına Nadir Nadi 9 Gencl Yayın Muduru Hasıo Oratl. Muessese Muduru Eraine l'şakllgil. \ızı 15leri Muduru Oks> GonensiD, 9 Haber Mcrkezı Muduru Yalçın Blytr, Sa\fa Duzenı Yonetmenı Alı Aor, • Temsüaler VskARA. Uunef Taa. IZMtR Hibn« Ç«tinkj>«. Iç Polmka Otel B*£uv>ç. Dıs Habcrler Eıgv Bakı. Ekonom Ctngu Turkn. U Smdjka Şokran Knraa. Kulıur Cetal l«T. Eğmm Gfla; Şayhn. Haba Arajurma Ismfl Botuu Yıın Habetlcn Nccdn Dotmn. Spor Danışmanj AMnludir Yacttau, DLB ^aniar Kcmn Çak^ın. Arasurma Jhm \tp«>. Duzdtme ^bdufck YUCL 9 Koonlınator Akmfl Korvtau. 9 Malı Iskr Erol trtuu 9 MiT.i^M- Butcnl VTOCT 9 BıIKcP'^nUma Mv(i Omanbfşrathi 9 Rckiam Vvjf Tanm. 9 Ek Ya>inlar Holjl \k>ol 9 l^>- Hıunu Gunr, 9 U'nmc Onkr Çdlfc. 9 Bdgı-lslciTi Nul Ual. 9 FVnonei Sc»p Bostmocıotla Sosc/ı «• Yman CumhunvH Mabaacılık w Gucucüık TAŞ. TUrk Ocsjı Cad 39'41 34334 la PK «6-lSimbul Td. 512 05 05 (20 hal, Tdo. 222*6 Fu. (II 526 60 72 9 «uroto- \ok«™: Zjya GOksup Bh InkıUp & No 19-4. Td 133 11 »1-47, Ttta. 42344 FUL (4) 133 05 65 9 tzmr H Zjva Bh 1352 S-Z/3. Tel 1] 12 30. ldex. 52359 Fm. (51) 19 53 60 9 AıteM: InOnu Cad. 119 & So 1 Kal 1, Td 19 3"" 52 (4 haı Tdex. «135. FM; (71) 19 3 1 52 TAKVtM: 2 OCAK 1990 İmsak: 5.50 Güneş: 7.22 Öğle: 12.12 Ikindi: 14.31 Akşanr16.52 Yatsı 18.18 Kurşunsuz benzine 19939 e dek geçilecek Motorindeki kükürt miktarını sıfıra düşürmek için TÜPRAŞ, Kınkkale, İzmir ve İzmit'te 1.4 trilyon lirahk yatırım yapacak. ANKARA (Cumhuriyet Büro- sa) — TÜPRAŞ, sıvı yakıtlardan ve motorlu taşıtlarda kullanılan akaryakıtlardan kaynaklanan ha- va kirliliğinjn kontrolü amacıy- la motorinde kükürt miktaruu sı- fıra düşürmek için Kınkkale, İz- mir ve izmit'te 1.4 trilyon lirahk yatırım yapacak. TÜPRAŞ ayrı- ca, 1989 temmuzundan bu yana yalnızca turistik yörelerde satılan kurşunsuz benzin üretim mikta- nnı 1990'da artüracak. TÜPRAŞ Genel Müdürü Mebmet Savran. kurşunsuz benzin tüketiminin ar- tık Ankara, tstanbul, İzmir, Bur- sa, lzmit gibi hava kirliliğınin yo- ğun olduğu büyük kentlere kay- dınlacağını, 1993'ten önce türn yurtta tüketilmek üzere kurşun- suz benzin üretimine geçileceği- ni söyledi. Cumhuriyet'in sorularını ya- mtlayan TÜPRAŞ Genel Müdü- rü Savran, 1980 temmuzunda yal- nızca turistik yörelerde satılan kurşunsuz benzin üretiminin an.- tınlacağını ve hava kirliliği soru- nu olan büyük illerde de kurşun- suz benzin satışına geçileceğini söyledi. Motorindeki kükürt ora- nının yüzde 0.7'den 0.5'e düşürül- düğünü belirten Savran, "Avnı- pa standardı, yüzdc OJ'tür. Ora- ya dognı gelmeye gayret ediyo- rez." dedi. Savran, bu orana ne zaman inileceği konusunda, "Bo, vannmlann gerçeklcşmesine kü- kürt alraa ünitelerinin yapımına baglı" diye konuştu. Savran, ha- va kirliliği görülen şehirlerde, ge- reksinimi karşüayacak miktarda, ağırlıkça yüzde birin altında ku- kürt içeren fuel-oil üretilmesi ko- nusunda da şunlan söyledi: "Biiyük sehiriere, özeilikk An- kara'ya verilen kalorifer yakıtmın kükürt oram maksimum yüzde 1-5'tir. Bizim bugune kadar ver- digimi7 yüzde 1^'in bep aJünda. En fazla yüzde 1.42'ye çıkılmış. Bu da yelerli oluyor. Ancak son günlerdeki hava kirliliği bnna baglanmak istendi. Ancak bunnn dogrn olmadıgı, kirliligin sistem ve riizgâr olmamaandan kaynak- landığı gonildü." Savran, "Çevre Müsteşarlıgı- nın, fnel-oilde kiıkurt oranının yüzde birin altın* düşarülmesi yönündeki yatırımları desteklediginin" anımsatılması üzerine de "Yüzde birin altına düsüliir. Zor degil. Bir defa da- ha desülfirize ederscniz rafineri- de, olabilir ve bu maliyete biner. Ama daba çok aşagılara düşür- mek, büyük yabnmlar gerektirir" diye konuştu. Savran, motorinde- ki kükürt oranının sıfıra düşürül- mesı için yapılacak olan yatınm- ları şöyle azalttı: "Kınkkale'de, tzmir vc İzmit'te hidrojenle parçalama üniteleri yspıyonız. Bu ürüteler, esas ko- londan çıkan, yani raflnerinin ilk damıtma kolonundan çıkan fnel- oili alıp motorin. jet yakıb, ben- zine parcalıyor. Bunu yaparken içinden hidrojen sülfür halinde Trabzorfda çimento fabrikası sorunu ÖMER GÜNER ~ TRABZON — Trabzon Çi- mento Fabrikası'nın çimento üretiminde yakıt olarak fuel-oiJ yerine kömür kullanmak istemi- ne, belediye, çevre>i kirletmemek ve insan sağlığına zarar verme- mek koşulu ile izin verecek. Trabzon Belediye Başkanı Atay Aktuğ, "Fabrikının yapı- mına başlattıgı kömür degirme- ni inşaatanı mühurtedik. Trabzon halkı, çevreye çimento tozu sa- çarak zarar veren fabrikayı iste- miyor. Ancak biz, Trabzon'a devleün tek yatınmı olan çimen- to fabrikasına karşı degiliz. Iste- digimiz, kömür değirmenin çev- reye zarar verrnemesi için gerek- li filtre tesislerinin yapılmasıdır." Belediye Başkanı Atay Aktuğ, Trabzon Çimento Fabrikası'nın çevreye verdiği zararın sağlıklı olarak ölçümünün yapümadığı- nı, ancak fabrikanın yanındaki otogarın yağmur oluklarının iki yılda çimento tozu ile tabakalaş- tığının belirlendiğini açıkladı. Belediye Başkanı Atay Aktuğ, düzenlediği basın toplantısında iktidann, şimdiye dek kullanma- dığı 3194 Saydı Imar Yasası'mn 9'uncu maddesinin, 26 Mart ye- rel seçimlerinden sonra kullan- masını eleştirdi. Aktug'un bu ko- nudaki görüşleri şöyle: "Uzun yıllar kullamlmayan bu yelkile- rin, son yerel seçimlerinden son- ra nızla ve özenle kuüanüdığı gö- nilüyor ve iktıdar şimdi de Özel Çevre Koruma Kurumu Başkan- hgı adı altında kurulan ve tama- mıyla yerel yönetimlerin yetkile- rini istedigi zaman kullanabilecek bir kunıluş sayesinde, seçilmiş yönetimleri bir tarafa itmektedir. Böylece, hükumel, ozel ve siya- si bir tavıria istemediği belediye- ye istedigi zoriugu çıkaracaktır." kükürtü de çekiyor. Motorini, sı- fır kükürtle çıkanyonız. Moto- rinde kükürtü sıfıra indirecek bu yabnmlar, bugünün parasıyla Kı- nkkale'de 345 milyar, tzmir'de 550 milyar, İzmit'te 450 milyar li- ra civannda. Bunlar. büyük ölçü- de problemi kökunden halleden yatınmlar. Kınkkale'de şu anda ihale bitmiştir. Anlaşması imza- lannuşbr. Lygulama projeleri ta- mamlanmak üzeredir. tzmir'de- kinin müteahhidiyle kontratı ocak ayının ortalanna dognı im- zalanacak. O da ağustos veya ey- lülde sahaya intikal edecek. Iz- mit'teki ise proje safhasında. Onun da 1990'da ibale edilebilir safhaya gelmesini bekliyonız. Bu üçü tamamlandığı takdirde, mo- torindeld kükürt meselesi kökun- den haJledilecek." Tiirkiye'nin de 1993'ten önce tamamiyle kurşunsuz benzin üre- timine geçmek zorunda olduğu- nu bildiren Savran, Enerji Ajan- sı'nın "OECD ülkelerinde 1 Ocak 1993'ten itibaren bir gram kurşunlu benzin satılmayacak. Herkes kendini 1993e gore ayar- lasın" dediğini belirterek sözle- rini şöyle surdürdü: "Biz de o zamana kadar bunu yapmazsak, Avrupa'da benzin sa- tamayız. Bizim benzin fazlalıgı- mız var. Motorin uretirken, mec- buren benzin de eide ediyorsu- nuz. Motorin elde etrnek için ra- fineriye petrol dökünce, bir mik- lar da benzin çıkıyor. Bizim ben- zin lüketimimiz düşük. Bunu kökten hallediyoruz. Bugünün parasıyla 1.4 trilyon yatınra ya- pacagız bunun için." 28 milyon öğrencinin hepsi birbirine benziyor Japon eğitim fabrikasıJapon okullarında öğrencilerin etek boyundan çorap rengine kadar en İcüçük ayrıntılar bile kurallara bağlı. Spor ayakkabıların tam 12 deliğe sahip olmasını, kızlann beyaz iç çamaşırı giymesini şart koşan okullar da var. Dış Haberier Servisi — Japon- ya'da tüm öğrenciler birbirine benziyor. Küçük askerlerden olu- şan üniformalı, disiplinli bir kit- le. Her okulun mutlaka uyulması zorunlu olan pekçok kuraJı var. Etek boyundan, çoraplann rengi- ne kadar en kuçük ayrıntılaı bile kurallara bağlı. Erkeklerin saçla- rını kısacak kesmeleri gerekiyor, kızlann saçlarım boyatması ya da kıvırması kesinlikle yasak. Hatta, spor ayakkabıların tam on iki de- liğe sahip olmasını, kızlann beyaz iç çamaşırı giymesini şart koşan okullar bile var. Kurallara uyma- yanlar cezalandınlıyorlar. Dayağa resmen izin verilmediği halde, egi- tım bakanlığınca yapılan bir araş- tırma sonucu, her üç ortaokul öğ- rencisinden birinin ögretmeni ta- rafından dövüldüğü, bunların yüzde 70'inin vücudunda yara iz- lerine rastlandığı ortaya çıktı. Haberi veren Alman "Der Spiegel" Dergisi'ne göre, şu sıra- larda Japonya'da 28 milyon öğ- renci öğrenim görüyor. Diğer Ja- pon ürünleri gibi, "egitim fabrikasından" çıkan insanlar da kaliteli, ama tüm diğer ürünler gi- bi onlar da standart. Japonlar en az dokuz yıl okula gidiyor. Yuzde 94'ü lise öğrenimi görüyor. Üç değişik yazı sıstemin- den oluşan Japon yazısının zor- luklarına rağmen halkın yüzde 99,7'si okuma yazm'a biliyor. Bu, dünyadaki en yüksek okur- yazarhk oram. Her yıl düzenlenen DİSİPLİNLİ YAŞAM — Japon öğrenciye disiplin, yuvada oğretiliyor. FarkJı düşünmek, toplum tarafından onayianmıyor. uluslararası matematik yarışma- sında Japon öğrenciler büyük farkla önde. Müzikte de parlıyor- lar. Varşova'daki "Chopin" yanş- masına katılmaya hak kazananla- nn pekçoğu Japon, ama hiçbiri fi- nale kalmayı başaramıyor. Çünkü birini ötekisinden ayırt etmeye olanak yok, hepsi de aynı biçinı- de çalıyor. Japonya'da toplumsal yüksel- menin en güvenilir yolu eğitim ol- duğundan, çocuklann uçte bıri üç yaşında, yarısı beş yaşında ögTe- nime başüyor. Pekçok Japon, do- ner bantta, çalışkan, itaatkâr in- san yetiştirmenin, Japonya'nın güçlü yanı olduğuna ve Japon ekonomik mucizesinin, eğitim mucizesinden kaynaklandığına inanıyor. Ama eğitim mucizesinin, Japonya'nın en büyük zaafı oldu- ğuna inananlar da var. "tkinci sı- nıf robot üretiminden vazgecmez- sek, önümiizdeki yüzyılda Japon- ya çoker", diyor Dentsu turizrn de- vinin müdürü Naohiro Amaya, "Geiecegin talepierinin üstestaden gelebilmek için yarabcı ve fantezi dolu insanlara ihtiyacımız var. Oy- sa okullanmız bunun tam tersini hedefliyor." Ezber de Japon eğitim sis- teminde önemli yer tutuyor. Her sorunun, bilinmesi gereken tek ce- vabı var. örneğin, "kar eriyince ne olur" sorusunu öğrencilerin koro halinde "sn" diye cevaplandırma- 1an gerekiyor. Birisinin kalkıp da "bahar gelir" demesi öğretmenin tepkisine neden oluyor. Japonya'da tamnmış bir fırma- da iş bulabilmek, maliye bakan- lığı ya da içişlerinde çalışabilmek için seçkin bir üniversiteden me- zun olmak gerekiyor. En iyi üni- versitelerin başında kısaca "Todai" diye adlandırılan Tokyo Üniversitesi bulunuyor. Ancak seçkin bir universitede okuyabilmek için iyi bir liseden, iyi bir lisede okuyabilmek için iyi bir ilkokuldan, iyi bir ilkokula gı- rebilmek için iyi bir yuvadan me- zun olmak gerekiyor. İyi bir yu- vaya başvuran her beş kişiden yal- nızca biri alınıyor; iyi bir liseye gi- rebilmek için her on kişi arasın- dan birinci gelmek gerekiyor ve iyi bir üniversitedeki her sandaJye için 40 kişi kıyasıya savaşıyor. Ancak tüm bu "en iyi" okulla- ra girebilmek için çok çeşitli sınav- lann aşılması gerekiyor. Devlet okullan, öğrencileri bu sınavlara yeterince hazırlayamadığından, son otuz yıl içinde devlet okulla- rına paralel, bir özel okul sistemi ortaya çıktı. Kısaca "Jnkn" diye adlandırılan ve ülkenin belli baş- lı sanayilerinden biri haline gelen bu okulların amacı, çocuklan sı- navlara hazırlamak. Ancak yuvadan başlayarak sı- rayla tum sınavların başanyla üs- tesinden geleni yeryüzündeki cen- net bekliyor. Genç Japon, ülkenin en iyi üniversitelerinden birine gir- meyi başarmışsa, mezun olduktan sonra ona tüm kapılar açılıyor. Tokya Üniversitesi mezunlannın büyük bölümü bakanlıklarda gö- rev ahvor. Ç a k ı r î l y M G d ç Mehmet Kısmet, Bü- lent Özgören ve Yusuf Tuvi'nin bir araya gelerek kurduklan FOG Fotograf Grubu, beş yıllık biriki- mini "Birikimler" adlı albümde topladı. Oybiriiğiyle seçtikleri FOG sözcüğünü "fotograf grubu" sozcukJerinden türeten altı fotograf sanatçısı, daha önce her yıl "Bir sergi-Bir gosteri" başlığı altın- da "Kazlıçeşme 86" ve "Surlar 87" etkinliklerini gerçekleştirmişb'. Sanatçılann biyografilerinin ve çeşitli dönemlerden fotograf çalışmalannın yer aldığı "Birikimler" albumünde Nevzat Çakır'ın bas- tonlu yaşlı kadın portresine de yer veriliyor. Aydın ValisiRecep Yazıcıoğlu: 'RuT fekefesinden hâlâ kurtulamadık ESATPALA Tokafta "Yasakçı Vali", "4. Mnrat" adlanyla anılan, Aydın Cezaevi'ndeki açlık grevinin sona erdirilmesinde etkin rol oynayan; bürokrasi, devletçilik, merkeziyet- çilik ve yerel yönetim konulann- daki açıklamalarıyla adı sık sık "Ankara'ya en ateşli eleştirileri ge- tiren vali"ye çıkan, Aydın Valisi Recep Yazıcıoğlu ile "noktasına, virgülüne" dokunmadan söyleş- tik. — Türkiye'de devlel adamlan ve bürokratlar genekk kamuoyu- na karşı konnşurken çok temkinli' davranırtar. Oysa siz sö- zünüzü biç sakınmıyorsunuz. Bn rahatlıgımzııı kaynagı nedir? YAZICIOĞLU — Uygulayıa- lar, sistcmle ve yaşanan hayatla yakından ilgüi olduİdanna göre fı- kir üretmeleri, bir arayış içinde ol- malan gerektiğine inanıyorum. tnsan, söylediğini kısmen de olsa uygulama olanağı bulabildiyse, bundan kaynaklanan bir güvence- si oluyor. örneğin toplum kalkın- ması dediğimiz, halkın yönetime katılması anlamındaki bazı fikir- lerin pratik sonuçlannın alınma- sının verdiği bir dayanak, gerek- çe var. Demokrasi, sesli düşünce- ye açık olan bir rejim. Bizdeki de- mokrasi anlayışı biraz dogmalı, il- keli, baskıcı, tepeden inmeci, ve- sayetçi. Bizim vatandaşımız rahat hissetmiyor kendini. Çoğulcu de- mokrasi diyoruz, herkes fikir üre- tecek, tartışma ortamı olacak. tn- sanlan sürekli baskı altında tutun- ca, bunun bir patlamaya dönüş- tüğü çok görülmustür. Demokra- sinin adını söylüyoruz, ülke gene- linde uvgulanabilirliğini göremi- yonız. 'Bürokrat, sesli diişünmez' diye yanlış bir kanı var. Bürokrat da sesli düşünür, ama görevini ya- par. — Yani sonın sistemde mi siz- ce? YAZICIOĞLU — Bizim bütün sorunumuz milletin her şeyi dev- letten beklemesi. Kalkınmayı, ge- lişmeyi devlete ihale ediyoruz. E>evlet müteahhit, tnillet işveren. Dünya örneklerinde görüyoruz ki milletleri milletlerin kendisi kal- kındırır. Kalkınmayı, gelişmeyi, devletin kadrolanna bırakan bir sistem, donmuş bir sistemdir. Bu- nun başanlı olması mümkün de- ğildir. Ve bunu milletin yokluğuıı- da aramak, her şeyi devlete fatu- ra eden katı, koyu merkeziyetçi sistemde aramak gerekir. Şimdi biz bunu yapamadığımız için boş- luğu gönüllü katılımla doldurma amacındayu. — lokat'ta sıze, 'Yasakçı Vali', '4. Murat' gibi adtar takmnıştı. Bu u>xışturucudan kurtarıp, köy ger- çeğini, halk gerçeğini toplumsal kalkınma gerçeğini öğretmemiz gerekir. Son dönemde gençliğimi- ze, üretme, taş taş üstüne koyma, kendini aşma, kendini yenileme mesajını vermedik. Kuşkusuz in- sanların da eğlenmek hakkıdır, ama ürettikten sonra. lşte Tokat'ta 'Yasakçı Vah" olayı da insanlan. özelhkle gençleri, bu tür kötü alış- kanlıkJardan kurtanp, üretken ha- le dönüştürme çabalanmızdan doğdu. — 26 Mart yerel seçimlerinden sonra Tokat Bdedive Başkanı DYPTi Ismet Saraçoğlu oMn. Siz de o dönemde aym yerde vaHydi- Demokrasinin adını koyduk, kendisini yapmıyoruz. Bizim demokrasimiz vesayetçi bir demokrasi. Ülke vesayet altında. Demokratik haklan büyüklerimiz sınırh olarak bize hediye ettiler. Kafaları bozulduğu zaman geri ahyorlar. sıfatlan nasıl aldınız? YAZICIOGLU — 20. yüzyüda her şey insanlan öldürmeye yöne- lik. Deterjandan tutun da çevre kirlenmesine ve kansere kadar. Canlı, dinamik, üretken, spor ya- pan, düşünen bir gençliğin yetiş- mesi lazım. Genç insan üzgün, bezgin, hayata boşvermiş halde ol- mamaJı. 'Savaşma aşk yap', 'Dü- sünme eğlen', Yani iğdiş edilmiş, dumura uğratılmış, üretmeyen, düşünmeyen, bulaşmayan, katıl- mayan, yalnız eğlenen bir gençlik yaratıldı. Ve bu sağlıklı sanıuyor. Gençierimizi diskoteklerden, niz. Başkanın ilk 'icraatlanndan' biri olan hayvanal babçesini ka- patıp 400 büyük baş bayvanı kat- letmesi olayında sessiz kalmışb- nız? YAZICIOĞLU — 4 tane hay- van zehirlendi maalesef. Tabii 4, 400 oldu. Bir kere hayvanat bah- çesi amatör bir çalışmayla kunıl- du. Bu yüzden bir belediye çöp- çüsünün, 40 çeşit hayvanı besle- mesi ve onlan doğal koşullan için- de buyütmesi bir hayaldi. Yanhş- lık şu oldu. Buranın tasfıyesi doğ- ruydu. Ancak yöntem yanlıştı. Bu (Arkası 17. Sayfada) ütağan için dava kuyruğu 6 yıl önce üretime başlayan termik santralın çevrede yarattığı zararlann giderek arttığından yakınan 3000'den fazla Yatağanlı, TEK aleyhine dava açtı. nedeniyle TEK aleyhinde dava aç- mak için birbirleriyle yanşıyorlar. Başlangıçta tek tek açılan davala- rm TEK aleyhinde sonuçlanma- sından sonra artan başvurularla Yatağan Asliye Hukuk Mahkeme- si'ndeki davalann sayısı 3000'in üzerine çıktı. 6 yıl önce üretime ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA — Yatağan Termik Santralı aleyhinde açılan davala- nn sayısı 3000'i aştı. Açılan dava- lar sonucu TEK'in her yıl yakla- şık 700 milyon lira tazminat öde- mekle karşı karşıya kaldığı öğre- nildi. Son gunlerde TEK aleyhin- de dava açmak için âdeta kuyru- başlayan Yatağan Termik Santra- lı'nın çevresinde yarattığı tahriba- ğa girildiğine dikkat çeken tl Ge- tın giderek arttığı belirtildi. önce- nel Meclisi üyesi Avukat Mehmet likle yakınındaki Şahinler Köyü'n- Uyar, "Vataodaşlar giderek çevre de olumsuzluklara ve hiçbir ta- duyariılıgını ortaya koymak için rımsal ürünün yetişmemesine ne- dava açar oldular" dedi. den olan sanıral giderek Hisarar- Yatağan ve çevresinde ureticiler dı, Hacıbayramlar, Hacıveliler, termik santralın yol açtığı hasar Turgut, Kapubağ, Eskihisar ve Bağyaka köylerini de etki alanına aldı. Yatağan'da 1986 ynlında Orman Genel Müdürlügü'nce bilirkişi ra- porlan doğrultusunda 1 milyar li- ra tazminat talebi ile TEK'e karşı Yatağan Asliye Ceza Mahkemesi'n de açılan davanın "TEK aleyhin- de sonuçlanacagı belli olunca" ge- ri ahndığına dikkat çeken ügililer, son zamanlarda yöredeki zeyiin- liklerin de santraldan etkilenme- ye başladığını belirterek şunlan söylediler: "İlk yıllarda ortaya çıkan yüz- de 10 oranındaki hasar, yüzde 70'lere ulaştı. Yakın zamana ka- dar önemli tütün üretim merkezi olan Yatağan'ın tütünu bugün sa- tılmıyor. Tahü üretimi de zor ko- şullarda yapılmakta, genelde ve- rirn alınamamakta. Uzmanlar "yer- üstü üretim yapmayın, yer- fısbgı, patates gibi ürünlerin eki- mini yapın' diyoriar. Dunım or- Uda." TEK aleyhinde Orman Genel Müdürlüğü'nden sonra ikinci res- mi dava Yatağan Belediyesi tara- fından açıldı. Mahkemenin Ege Üniversitesi'nden çağırdığı bilirki- şi heyeti "uranyum araştırması" yapamayınca Türkiye Atom Ener- jisi Kurumu'ndan bilirkişi heyeti istendi. Bu arada TEK aleyhinde açılan dava sayısı ise 3000'i aştı. Şu anda en çok davanın Hisarar- dı, Hacıbayramlar, Hacıveliler, Turgut, Kapubağ ve Bağyaka köy- lerinden acıldığmı belirten Avukat Mebmet Uyar, "Yatagan'ın içinde ve diğer köyterde de dava hazıriık- lan yapıhyor" dedi. Fas'ta kıyı alarmı • RABAT (AA) — Fas'ın Atlantik kıyılarını tehdit eden kirliliğe neden olan İran petrol tankeri Harg önceki gün kıyıdan 110 mil uzakta derair attı. Harg tankerinin petrol sızdırmaya ve Fas kıyılarıru tehdit altında tuttuğu bildirildi. Kanarya Adaları'na giderken, bu adalann 400 mil açığında alev alan tankerin, Körfez'den Avrupa'ya taşıdığı 284 bin ton ham p>etrolün üçte birini sızdırdığı bildiriliyor. Rabat'taki kaynaklar durumun şimdilik kontrol altına alındıgım, ancak Fas'ın, Fransa, îngiltere, lspanya ve Portekiz'den kıyıların temizlenmesi için ekip göndermeleri yardımı istediğini belirttiler. Dazlaklar saldırdı • LUDVVISHAFEN (AA) — F. Almanya'nın Ludwishafen kentinde 13 dazlak, 3 Türkü döverek hastanelik ettiler. Ludwishafen polisinin verdiği bilgiye göre, olay dün sabaha karşı meydana geldi. 3 Türk vatandaşı kapanmakta olan lokale girerken, lokalin son müşterileri olan 13 dazlak ile karşılaştılar. Aşın derecede içkili olan dazlaklar, Türk vatandaşlarını feci şekilde dövdüler. Çeşitli yerlerinden yaralanan Türkler, polis tarafından hastaneye kaldırıldı. Ludwishafen polisi. 13 dazlak hakkında yaralamadan dolayı dava açılacağını bildlrdi. Müze gelirleri • MUĞLA (AA) — Muğla'daki 3 arkeoloji müzesinden, geçen yıl 800 milyon lira dolayında gelir sağlandığı bildirildi. Geçen yıl Bodrum Sualtı Arkeoloji ile Fethiye ve Milas Arkeoloji Müzelerini 104 bin 3O4'ü yabancı olmak üzere toplam 150 bin kişi ziyaret etti. Yetküiler, üç müzede, 12 bin 253'ü arkeolojik, 1533'ü etnografik ve 7 bin 892'si de altın, gümüş ve bronz sikke olmak üzere toplam 21 bin 678 eser bulunduğunu kaydettiler. Dünya Barış lyllIUI • VATİKAN (AA) — Papa İkinci Jean Paul, tüm insanlara yaptığı çağrıda, insanlann ve doğanın öldurülmemesini istedi. Papa, özellikle çevre korumasının işlendiği Dünya Banş Günü dolayısıyla Saint-Pierre Meydanı'nda yaptığı konuşmada, insanlan şiddete, terorizme, savaşa ve katliama başvurmamaları konusunda uyardı ve "Bir başkasıru öldürmeyin, çünkü her insan hayatı tüm insanların ortak mirasıdır" dedi. Mevlana'ya gül bahçesi • KONYA (AA) — Konya'daki Mevlana Müzesi'nin arkasındaki boş alan "gül bahçesi" olarak düzenlenecek. Konya Valisi Necati Çetinkaya, düzenleme çalışmaları için 250 milyon lira harcanacağını bildirerek, "Gül bahçesi 100 bin metrekarelik bir alanı kapsamaktadır. Şimdiye kadar 200 çeşitli gül fidanı dikilmiştir. Gül bahçesi aynı zamanda, Mevlana Müzesi'ni ziyarete gelenlerin dinlence alanı olacaktır" dedi. Telefona zam yok • ANTALYA (Cumhuriyet) — Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer, THY ile Lufthansa'nın birlikte ortak bir Carter şirketi kurduklannı, çiçek ihracatındaki nakliye sorununun çözümlenme aşamasında olduğunu ve telefon ücretlerine "kısa süre" içinde zam yapılmayacağını söyledi. Yılbaşı nedeniyle seçim bölgesi Antalya'ya gelen ve Dedeman Oteli'nde eşi ve çocuklanyla kalan Bakan Cengiz Tuncer, THY ile Lufthansa arasında kurulan anonim şirket konusunda Yüksek Planlama Kurulu karannın da çıktığını hatırlatarak, "Bu şirketin yuzde 40 hissesi THY'nin, yüzde 40 hissesi Lufthansa'nın. Kalan yüzde 20 de Türkiye'de bulunan seyahat acentalan veya turizm işletmelerine verilecek" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear