23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 OCAK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/15 KUVEYT Yılmaz ve Dimitrovkrizi görüştüTürk ve Bulgar dışişleri bakanları, dün karşılıklı görüşmelerin ikinci turunda bir araya geldiler. Dimitrov, Türklere haklarının iadesi kararından geri dönülmeyeceğine güvence verdi. Ortak bildiri bugün sunulacak. KUVEYT (Ajanslar) — Türkiye ile Bul- garistan arasında, Türk azınlığın durumu da dahil olmak üzere ikiü ilişkilerin ele alın- dığı görüşmelerin ikinci turu dün Kuveyt'- te başladı. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz ile Bulgar meslektaşı Boiko Dimitrov'un ya- nı sıra, Islam Konferansı örgtitü Genel Sek- reteri Haraid El Gabid'in katıldığı görüş- melerde Bulgaristan'da meydana gelen son etnik gösterilerin de gündeme geldiği bildi- riliyor. Mesut Yümaz görüştneden çıkarken yap- tığı açıklamada, görüşmelere ilişkin ortak bildirinin bugün Kuveyt Emiri Şeyh Cabir El Ahmet El Sabah'ın, bugün yerel saatle 09.00'da (TSl 10.00) her iki bakanı kabulü sırasında açıklanacağını belirtti. Dışişleri Bakanı Yılmaz, Dimitrov ile Türk azınlığın durumunu görüşmek üzere 12-15 şubat tarihleri arasında Kanada'da yapıîacak olan Serbest Semalar Konferan- sı açıbş oturumu sırasında, yeniden bir ara- ya geleceklerini de açıkladı. Yılmaz, dün akşam Türkiye Büyükelçi- liği'nde görüşmeler hakkında Türk basın mensuplanna bilgi verirken, şubat ayındaki toplantı sırasında Bulgaristan'daki gelişme- lere göre, iki ülke arasındaki ilişkilerin tüm yönlerini ele alacak bir mekanizma oluştu- rulacağım ve bu mekanizmanın mart ayı içinde işlemeye başlayacağını bildirdi. Yılmaz, Dimitrov'un kendisine, Türk azınlığın haklarının iadesi konusunda 29 aralık tarihinde alınan kararlann kesinlik- le uygulanacağını ve geriye dönüş olmaya- cağını teyit ettiğini belitti. AA'nın haberine göre Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, dün sabah başlayan görüş- melerin ilk oturumu öncesinde, Kuveyt Dı- şişleri Bakanı Şeyb Sabah El Ahmet El Sa- bah ile bir araya geldi. Daha sonra Dışiş- leri Bakaru Yılmaz, Bulgaristan Dışişleri Bakanı Dimitrov, Kuveyt Dışişleri Bakanı El Sabah ve lslarn Konferansı örgütü Ge- nel Sekreteri Hamid El Gabid ile Türk ve Bulgar heyetlerinin katıldığı açılış oturumu yapıldı. Kuveyt Dışişleri Bakanı El Sabah, açılışta yaptığı konusmada, ikinci tur göruşmenin, tarafların, Bulgaristan'daki Müslüman azınlık konusunu ciddi ve sağduyulu bir şe- kiide ele almaya devam etme konusundaki kararlılığını gösterdiğini belirtti. El Sabah, 30 ekimde yapılan ilk turda el- de edilen başandan ve konuya doğrudan ta- raf olan iki ülkenin verimli diyaloğu sür- dürme konusundaki karşılıklı isteğini güç- lendiren olumlu sonuçlarından memnuni- yet duyduklannı kaydetti. Kuveyt Dışişleri Bakanı'nın konuşmasın- dan sonra, Mesut Yılmaz ve Boiko Dimit- rov, heyetlerin bulunduğu salondan aynla- rak baş başa görüşmek üzere başka bir sa- lona geçtiler. Toplantının açılış oturumuna katılan Türk heyetinde, Dışişleri Bakanlığı Doğu Avrupa Genel Müdür Yardımcısı Berhan Ekind, Dışişleri Bakanlığı Danışmaru Meb- met Ali ırtemçelik, Kuveyt Büyükelcisi Gü- ner Öztek ve Sofya Büyükelcisi Yalçın Oral bulundu. Bulgaristan heyetinde de Dışişleri Bakan Yardımcısı Staikov, Ankara Büyükelcisi Minko Sladkarov, Kuveyt Büyükelcisi An- cel Mançev ve Uluslararası Hukuk Dairesi Başkanı Tepa Viçerov yer aldı. Yılmaz ve Dimitrov, İKÖ Genel Sekre- teri Hamid El Gabid ile birlikte bir öğle ye- meği yedikten sonra görüşmelere devam et- tiler. Yorumlar Görüîmeleri izleyen Türk ve Bulgar yet- kililer, Bulgaristan'ın hassas bir dönemden geçmekte olduğu görüşunde birleşiyorlar. Türk yetkililer, Jivkov yönetiminin Bul- gar toplumuna büyük zararlar verdiğini ve Bulgarlar arasında şovenlik tohumlan saç- tığına dikkat çekerek, şu anda bunun dü- zeltilmesinin önem taşıdığını vurguluyorlar. Üst düzeydeki bir Bulgar yetkili de Bul- garistan'da halen KP yerel yöneticilerinin seçilmekte olduğunu ve Jivkov yönetimine bağhlığıyla tanınan yetkililerin değişmesi- nin beklendiğini vurguladı. BULGARİSTAN Mladenov'danumut verici açıklamaDevlet Başkanı Petar Mladenoy, Todor Jivkov yönetiminin Türk azınlık politikasını "ciddi bir siyasal hata" olarak niteledi. D.ALMANYA Dtş Haberler Servisi — Bulgaristan'da Türk azınlığa hak ve özgürlüklerinin geri verilmesine ilişkin karara karşı gösteriler bi- rinci haftasını doldururken, Devlet Başka- nı Petar Mladenov'un önceki gece yaptığı konuşma, Turk azınlık arasında umut ya- rattı. Mladenov, kendilerinden önceki To- dor Jivkov yönetiminin azınlık politikası- nı, "ciddi bir siyasal hata" olarak niteledi. Bulgaristan Haber Ajansı BTA'nın habe- rine göre Mladenov, önceki akşam Sofya 1 da milliyetçi Bulgarlann kurduğu "Uiasal Çıkarlann Korunması tçin Halk KomitesT- nin temsilcilerini kabul etti. Mladenov, kabul sırasında yaptığı konus- mada, Jivkov rejiminin Türk azınlığa karşı uyguladığı politikalan eleştirdi ve "1984 yı- lında Müslüman azınbk hakkında aknan kararlar, vahim hatalardı" dedi. Mladenov, bu hatalann Bulganstan'ı, uluslararası alan- da yalnızlığa ittiğini kaydetti. Mladenov, Bulgaristan'ın saygınlığının ye- niden sağlanabilmesinin "bütün Bulgaris- tan yurttaslannın anayasal baldannııı tanın- masından geçtiğini" belirtti. Türklerin haklarının tanınmasına karşı çıkan bazı Bulgarlar ise bu kararlann, Bul- garistan'ın ulusal bütünlük ve güvenliğini tehlikeye attığını iddia etti. öte yandan Sofya Press ajansı tarafından verilen habere göre, 8 ocak günü Sofya'da çalışmalanna başlayan Sosyal Forum, ça- BATIBASINI lışmalarını sürdürüyor. Forum'un oturum- lanna Ulusal Çıkarlan Koruma Genel Halk Komitesi'nin, Komünist Partisi'nin, Bulgar Çiftçi Halk Birliği parlamento gruplannın, aynca halk meclisi daimi komisyonlanmn, siyasi ve toplumsal örgütlerin temsilcileriyle Türk azınlık temsilcilerinin, Bulgar Patriği Maksim ve Başmüftü Nedo Gencev'in de katılacağı kaydedildi. Forum'un amacuun, incelemeler temelin- de ulusal sorun konusunda genel bir belge oluşturmak ve bu belgeyi görüşülmek üze- re halk meclisine sunmak olduğu da bildi- rildi. Jivkov yargılanabilir Bu arada Bulgaristan'da hükümet yetki- lilerinin yolsuzluklanru araştırmakla görevli bir komisyon, eski KP lideri ve Devlet Baş- kanı Todor Jivkov hakkında dava açacak kadar delil bulunduğunu bildirdi. Komisyon Sözcüsü Luben Kulişev, dün Bulgar televizyonuna yaptığı açıklamada, soruşturma sonunda Jivkov tarafından ya- zılan kitaplann ülkede ve yurtdışında ya- yımlanması için büyük miktarda devlet pa- rasının kullanıldığımn ortaya çıktığını söy- ledi. Kulişev, yalnızca bunun bile Jivkov'a karşı dava açmak için yeterli olmasına rağ- men, Jivkov ailesinin yabancı bankalarda hesabı bulunduğunu gösteren kanıtlann da dava açmak için yeterli olduğunu soyledi. Anti-Türk gösteriler dünya basınında S Mesut Yılmaz'ın demeçleri fazla iyimser. T h e Gtiardİan: Türk aleyhtarı hareket, reformlan tehdit ediyor. T h e N e w Y o r k H m e s : Muhalefet milliyetçi akımlardan çekiniyor. Dış Haberler Servisi — Bulgaristan'da Türk azınlığın durumuyla ilgili son tartış- malar dünya basınında da geniş şekilde yer alıyor. Batı basınının önde gelen organlan sayfalarında konuya ilişkin haber yorum- lara sürekli olarak yer veriyorlar: Ingiltere'de yayımlanan The Tlmes ve The Guardian gazeteleri, Bulgaristan'daki Türk azınlık aleyhtarı gösterilerin, reform- lan tehdit ettiğini belirttiler. The Times Gazetesi, Dışişleri Bakanı Me- snt Yılmaz'ın, gösteri yapanlar için, "To- dor Jivkov yönetiminin kalıntılan" dedi- ğini hatırlatarak Yılmaz'ın bu sözlerini "fazla iyimser" olarak niteledi. Gazete, bununla birlikte, Türk azınlığa haklarının geri verilmemesi yolundaki ta- leplerin, hem Bulgar hükümeti hem de de- mokratik muhalefet tarafından reddedilme- sinin olumlu bir gelişme olduğunu belirtti. The Times, Bulgar hükümetinin, bu ta- leplere karşı "Direnmeye teşvik edilmesi" gerektiğini de vurguladı. Rekabetçi dünya ekonomisinde yer edin- ntek istiyorsa Bulgaristan'ın para ve teknik yardıma ihtiyaç duyacağmı kaydeden gaze- te, yardım gelmesinin, hükümetin reform yapmasına bağlı olduğunu bildirdi. The Guardian Gazetesi de "BulgarisUn'- da Türk aleyhtarı şovenizmin geüsmesinin Doğu Avrupa'daki her radikal degişimin, devrim etiketini hak etmediğini gösterdi- ğini" bildirdi. 300 binden fazla Türk azınlık mensubu Türkiye'ye göç ettiğinde, bunun sorumlu- luğunun, "sanki ırkçılık sadece yoz devlet sosyalizminin bir özelliğiymiş gibi Jivkov rejimiae yüklendigini" kaydeden gazete, "en gerici politika bile, bir şekilde toplum- sal tabanı olmadan işleyemez" ifadesini kullandı. The Guardian, Türk azınlık aleyhtan ha- reketin, Jivkov sonrası reform çabalannı tehdit etmeye başladığmı vurguladı. ABD'de yayımlanan The New York Ti- mes Gazetesi'nde Bulgaristan'da Türklere karşı yapılan gösterilerle ilgili gelişmelere önceki gün yine birinci sayfada yer verildi. Sofya'dan Clyde Haberman imzası ile ya- yımlanan haberde Bulgaristan hükümetinin Türklere karşı artmakta olan gösterilerden endişeli olduğu kaydedilirken, muhalefetin taban kaybetmek korkusuyla Bulgaristan'- daki milliyetçi akımlann taleplerine karşı bir program getirmekten çekindiklerine de- ğinildi. Haberde anti-Türk politikaların altı yü önce Todor Jivkov tarafından getirüdiği, bu politikalann Bulgaristan'da yüzyıllarca süren Türk egemenliğine karşı duyulan tep- kiye dayanan bir Türk nefretinden kaynak- landığı kaydedildi. Göstericilerde de ben- zer bir nefretin söz konusu olduğu kayde- dilen haberde Bulgarlann Türkleri bir "Trnva atı" gibi gördüklerini, ilerde tek- rar Türk egemenliği kurulması için bir pi- yon olarak değerlendirdiklerini ömekledi. "ALMANYA TEK VATAN" — Leipzig'deki gosteride onbinlerce Idsi "Almanya tek vatan" diye slogan atarak gösteri yaptı. Tek Almanya' fırtınasıDemokratik Almanya'da önceki akşam Leipzig'de yapılan ve 100 bin kişinin katıldığı gosteride hemen herkes Federal Almanya bayrağı taşıdı. Diğer kentlerde de birleşme için gösteriler yapıldı. GÜNER YÜREKLİK BATI BERLİN — Noel ve yılbaşı tatil- leri nedeniyle bir süre durgunlaşan Demok- ratik Almanya'daki siyasal gelişmeler, ge- çen günlerde yeniden hareketlendi. Geliş- meleri şimdi iki Almanya'nın birleşmesini savunan vf. giderek bir çığ gibi büyüyen gö- rüşlerle sağcı eğilimler ve 6 mayısta gerçek- leştirilecek ilk serbest seçimler belirliyor. 3 haftalık aradan sonra önceki akşam Leib- zig'de yapılan geleneksel pazartesi yürüyü- şüne katılan yaklaşık 100 bin kişinin bu kez hemen tamamı Federal Alman bayraklan taşıdı ve iki Almanya'nın birleşmesinden yana sloganlar atarak marşlar söyledi. D.Alman haber ajansı ADN, gösterilerin diğer kentlere de yayıldığmı, ülkenin güne- yindeki Karl-Marc-Stadt ve Cottbus kent- İeri ile Halle, Neubrandebourg ve Schwe- rin kentlerinde de gösteriler olduğunu du- yurdu. ADN, ülkenin işçi kenti Karl-Marx- Stadt'da yaklaşık 50 bin kişinin düzenlediği gösteride, hür sendikalar kurulması ve grev hakkı tanınmasının istendiğini belirtti. Leipzig'de göstericiler D.Alman Komü- nist Partisi ve Devlet Güvenlik Örgütü (Sta- si) karşıtı sloganlar attılar. Göstericilerin ilk kez Başbakan Hans Modrow aleyhinde de attıkları gözlendi. Göstericiler "Almanya tek vatan" diye bağırdılar. Demokratik Almanya'nın bağımsızlığı- m savunan muhalif gruplardan hemen hiç- birinin Leipzig'deki yürüyüşe katılmadığı görüldü. Muhalif gruplar iki Almanya'mn birleşmesinden yana görüşlerin egemen ol- duğu bu yürüyüşe, katılınmaması için çağ- rıda bulundular. Yine ilk kez bu yürüyüş- te Federal Almanya'dan gelen aşırı sağcı Cumhuriyetçilerle Nasyonel Sosyalistler (Faşistler) gazete, bildiri, parti programı da- ğıtarak açıkça faaliyette bulundular, pro- paganda yaptılar. Televizyona beyanat ver- rnekten kaçuımayan Federal Alman Faşist- ler, yürüyüşte 25 bin bildiri dağıttıklannı belirttiler ve gelecek haftaki yürüyüşe da- ha tedbirli ve örgütlü geleceklerini söyledi- ler. Siyah kırmızı altın renkli yalnızca Fe- deral Alman bayraklaruun dalgaJandığı yü- rüyüşte, Demokratik Alman vatandaşlan basın yayının sorulannı yanıtlarlarken ne Sosyalist Birlik Partisine, ne hükümete, ne de muhalif gruplara güvendiklerini söyle- diler ve "Komünist partinin 40 yıl yerle bir ertiği ekonomiyi şimdi biz tek başımıza kal- kındıramayız. Federal Almanya'daki sos- yal refahın bu kadar gelişmiş olduğunu bil- miyorduk. Ne yapsak o refaha ulaşamayız. Bizim 20 milyar dolar dış borcumuz >ar. Nasıl kalkınabiliriz. Birleşmemiz şart" de- diler. 6 ma>ıs seçimlerinin ise hiçbir şey de- ğiştiremeyeceğini belirttiler. Gerek hükümete ve gerekse muhalif gruplara karşı Demokratik Alman halkı arasında giderek yaygınlaşan bir güvensiz- lik ve kuşkunun olduğu göze çarpıyor. "Kahrolsnn Sosyalist Birlik Partisi" pan- kartlan ile Hükümet Başkanı Hans Mod- row'un istifasuu talep eden sloganlar gün- den güne çoğalıyor. Yeni hükümet görev- lileri ile Sosyalist Birlik Partisi üyelerine "Honecker'in adamlan" gözü ile bakılıyor. DIŞ BASIN Sovyetler Birliği'nde ayrılıkçı eğilimler THE WALL STREET JOÜBNAL "İçinde yaşadığımız günlerde, kendi kadehni ayrılma yoluyla belirlemek, birliği dinamitlemek, halklan birbirlerine karşı kışkırtmak, kargaşa, kan ve ölüm tohumlarını saçmak demektir." Mihail Gorbaçov, 1989 "Kraliçenin başbakanhğı görevini, tngiliz tmparatorluğu'nun tasfiyesini yönetmek için üstlenmedim." mnston Churchill, 1942 Nikolay Çavuşesku'nun infazı, son Sta- linciyi tahtından indirirken, Sovyet Halk Temsilcileri Kongresi, Hitler-Stalin paktı- ran gizli protokolünün "yasal bakımdan sa- vunulamaz ve geçersiz" olduğunu açıkla- dı. Sovyetler Birliği'nin Litvanya, Leton- ya ve Estonya'yı içine almasının tarihi te- mellerini protokol oluştursa da Sovyet Halk Temsilcileri Kongresi bunun yasal olmadığım" ilan etti. Gorbaçov, Litvanya Komünist Partisi'n- ce açıkça dile getirilen çok partili düzeni eleştiren bir konuşma yaptı. Gorbaçov ken- disini hâlâ bir komünist olarak niteledi ve bundan gurur duyduğunu belirtti ve cum- huriyetlerdeki ayrılıkçıları kınadı. 19. yüzyıldan gelen bir ziyaretçi, günü- müzdeki olaylan, büyük imparatorluklann sonuncusunun çöküşü olarak tespit etme- de hiç güçlük çekmez. II. Dünya Savaşı'ndan sonra tngiliz ve Fransız imparatorluklannın tasfıyesine ta- nık olduk. Avusturya - Macaristan ve Os- manlı kara imparatorluklan I. Dünya Sa- vaşı'mn sisleri arasında kayboldular. Dışiş- leri Bakanlığı'nın SSCB'ye ilişkin bilgilen- dirme notlan, "Modern Rusya tarihi 1917 martında başlar" sözleri ile tarih bölümü- ne girer. Çarların yıkılışından uzun yıllar önce, Rusya ımparatorluk geleneği ile övünüyor- du. 1400 ile 1900 arasındaki üç yüz yüda imparatorluk günde 100 kilometrekare ora- nında büyüdü. Yanı başında Doğu Avrupa, Moğolistan, Kuzey Kore, günümüze kadar süre gelen kukla Afganistan rejimi ve de- nizaşın ülkelerde Küba, Nikaragua, Etiyop- ya, Angola ve Vietnam yer alıyordu. Sov- yetler Birliği'nin kendisi bir etnik pazardır. Tam on altı düin her biri en az bir milyon insan tarafından konuşuluyor. Siyasal ba- kımdan, SB esas olarak etnik özellikli 15 cumhuriyet biçiminde örgütlenmiştir. Rusya tmparatorluğu Leninist örgütlen- me ve Stalinci baskı sayesinde çağdaşlann- dan uzun yaşayabildi. Fakat yıllar geçtik- çe, komünizmin ideolojik çekiciliği kaybol- du, baskı çekilmez hale geldi ve sınırlan- nın ötesine taşan imparatorluk, zaten geri olan ekonominin sırtına iyice yük oldu. ABD mücahitlere Stingers füzeleri verme niyetinden söz edince, Kızıl Ordu savaş bir- liklerini Afganistan'dan çekti ve Başkan Gorbaçov, açıklığı (glasnost) yürürlüğe ko- yarak Sovyet ekonomisini kurtarmak için yeniden yapılanmayı (perestroyka) başlattı. Bu koşullar altında, Ruslarla onlara ba- ğımlı olanlar arasında olduğu kadar, Hıristiyan-Errneniler ve Müslüman Azeri- ler gibi çatışan gruplar arasında da etnik gerginliklerin artacağmı önceden kestirmek, yapılabilecek en kolay işti. Gorbaçov'un Litvanya ziyareti ile dominolann düşüşü- nü durdurmayı başarabileceği de çok kuş- kuludur. Hitler-Stalin paktı ile mi başara- caktır bunu? Romanya'mn eski Besarab- ya eyaleti olan Moldovya Cumhuriyeti ve Kuzey Bukovina da aynı anlaşmadan doğ- muştu. Yeni Romanya hükümeti nisanda seçim vaat etti. Kafkaslarda, Gürcistan'da askeri birlikler ve zehirli gazlar kullanıldı, Türk cumhuriyetleri hep belirsiz olmuştur ve Ukrayna, Papa'ya bağlı bir yeraltı kili- sesini banndırmıştı. Bu mayalanmaya karşı Batı nasıl bir tu- tum almalıdır? ABD Dışişleri Bakarüığı, Baltık uluslannın ya da Moldavya'nın yu- tulmasını hiçbir zanıan resmen tanımamış ve Batı, Sovyetler Birliği'ne ve Doğu Av- rupa'ya radyo yayımlannı sürdürmeyi ba- şarmıştı. Günümüzde, "sol realpolitik"in ilerle- mesine tanık oluyonız. Bu yaklaşıma göre Sovyet tehdidi sona erdigine göree birleşik Almanya tehdidine başvurmalıyız. Bu yak- laşım şöyle devam ediyor: Sorun çözüm- leninceye kadar Ruslar iki Almanya'nın birleşmesini önlemek için D. Almanya'da 380.000 kişilik kuvvet bulundurma "meş- ru hakkım" koruyacaktır. Batılı hükümetler ve Batılı kamuoyları sık sık ve açıkça neden Rusya'nın Alman- ya'da 380.000 kişilik bir kuvvet bulundur- duğunu, neden birliklerin Kafkasya'ya yol- lanmak ihtiyacının hissedildiğini, neden re- formcu olduğu varsayılan Başkan Gorba- çov'un bütün Litvanya haikımn açık iste- ğini kabul etmediğini sormak zomndadır- lar. Bunlar tngiliz ve Fransız imparatorluk- lannın tasfıyesi sırasında Amerikan kamu- oyunun ve hükümetlerinin sordukları so- rulardır. Şimdi bunlan yapmaktan vazge- çemeyiz.(3 Ocak). AZERBAYCAN Dışişlerine serbest geçiş başvnrusu Nahcivan Özerk Cumhuriyeti, SSCB Dışişleri Bakanlığf na resmen başvurarak Iran sımrından geçişlerin kolaylaştırılmasını istedi. MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birüği'- nin Azerbaycan Cumhuriyeti'ne bağlı Nah- civan özerk Cumhuriyeti'nde, halkın yıl- başında başlattığı ayaklanmalarla, tran'a geçişlerin kolayiaştırürnasını istemesinin ar- dından, bu isteğin yerine gelmesini sağla- yacak süreç resmen başlatüdı. Nahcivan Komünist Partisi'nin, olaylar- dan sonra göreve atanan yeni lideri Asaed- din Celilov, TASS'a yaptığı açıklamada, Nahcivan özerk Cumhuriyeti'nin, Sovyet- ler Birliği Dışişleri Bakanlığı'na resmen baş- vurarak, tran sımrından geçişlerin kolay- laştırılmasını istediğini bildirdi. Yaklaşık beş railyon rublelik (8 milyon dolar) zarara yol açan gösterilerde dile ge- tirilen sınır geçiş kolayhğına ilişkin görüş- meler de, Moskova'da bulunan tran Dışiş- leri Bakanlığı heyetinin temaslan çerçeve- sinde ele alıruyor. Celilov, yapıîacak reformlarla, halkın haklı isteklerine uygun olarak, daha önce snır koruma bölgesi içinde kalan 17 bin hektar verimli tanm arazisinin ekime açıl- masına çalışılacağını bildirdi. Nahcivan halkı, sınınn kaldınlmasına ilişkin olarak yaptığı gösterilerde, sımr ko- ruma bölgesi içine alman verimli tanmsal arazinin kullanıma açıimasuun yanı sıra, sı- mr koruma bölgesi içinde kalan mezarlık ve anıtlann koruma altına alınmasını da ta- lep etmişti. Köprii sorunu Bu arada, tranlı ve Azerbaycanlı mühen- dislerin, Azerbaycan-lran sının üzerinde- ki tarihi bir köprünün korunması üzerin- de anlaşmaya vardıkları bildirildi. TASS'- ın "tarihse! bir yapı" olarak nitelediği köp- rünün, bölgede kurulması planlanan baraj göllerinın altında kalmasına karşı çıkan Azerbaycan halkının protestolan üzerine, tran ve Azerbaycan'ın ilgili kuruluşlan ara- sında yapılan görüşmeler sonucunda, ba- rajın, nehir yatağının daha yukansına ahn- ması kararlaştırıldı. Sovyet yetkililerinin, bu konuda hızlı davranarak, Azerbaycan'da yeni bir "çıbanbaşı" olma potansiyeline sahip bir sorunu, zamanında önledikleri beürtiliyor. SOFYA Rijkov: Comecon'un dağılması söz konusu değil Dış Haberler Servisi — Doğu Bloku ül- keleri ekonomik yardımlaşma konseyi CO- MECON, Bulgaristan'ın başkenti Sofya'- da dün toplandı. iki gün sürecek olan top- lantının ilk gününde, COMECON'un Do- ğu Avrupa'da meydana gelen değişikliklerle birlikte ciddi bir tehditle karşılastığı, ancak olumsuz koşullara karşın varlığım ve bü- tünlüğünü koruyacağı görüşü dile getiril- di. Doğu Bloku'na bağlı on ülkeden altısı- nın başbakanının katıldığı toplantının ar- dından konuşan Sovyetler Birliği Başkanı Nikolay Rijkov, COMECON'un dağılma- sı tehlikesinin söz konusu olmadığım söy- ledi. Rijkov, basına kapalı olarak gerçek- leştirilen toplantıdan sonra gazetecilere ver- diği demeçte "Bu loplantıda iyi karariar alarak COMECON ile ilgili her türlü teh- likenin üstesinden gelebüiriz" dedi. Çekoslovakya Maliye Bakam Vadav Klaus ise COMECON'un dağılmayacağı görüşüne katılarak "COMECON, şu veya bu şekilde varlıgını sürdürecektir" dedi. Maliye Bakam Klaus, geçen hafta yaptığı bir açıklamada, COMECON'un bütün ge- çerliliğini ve inandırıcüiğını yitirdiğini söy- leyerek bu kurumda reform yoluna gidil- memesi durumunda, Çekoslovakya'nın COMECON'dan çekileceğini duyurmuştu. Toplantının açılışmda konuşan Bulgaris- tan Başbakanı Georgi Atanasov ise "CO- MECON ülkeleri son zamanlarda çok bü- yük değisiklikier yaşadı. Bu toplantı, CO- MECON için bir döniim noktası olacakür" dedi. Atanasov, toplantının, COMECON'- un etkin bir kuruluş haline gelmesini sağ- lama yolunda atılmış bir adım olmasını di- leyerek, COMECON'un dinamizmini yitir- mekte olduğunu ve Sofya'daki toplantıda Avrupa Topluluğu ve diğer Batılı ülkelerle olan ilişkilerin yeniden gözden geçirilerek yeni bir temele oiurtmanın gerekliliğini di- le getirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear