Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/10 HABERLER 22 EYLÜL DUNYADA BUGUN Amstenlım B 24° Afnman Anna Bajdat Bvcetorta A 34° A 31» A 34» A 27° A 24° A 29° A 24» 8 25° B 24° A 28° A 2S° A 32° A 38° A 39° A 26° A 31» B 20° A 35» B 20» B 25° A 32° Lenıngrad Londra Madnd Mılano Momreal Mostam «ünrfı New Ytaric Oslo Pans A Y A A Y A A 6 Y B A A A A A A A A A B 21° 22° 29° 29° 15° 19° 25° 24° 20° 27° 24° 37° 30° 26» 34° 30° 30° 26° 29° 25° 1989 HAVA DURUMU Meteoroto). Genel Muduriuğu'nden alınan bilfliye gftre. Doju Karadmiz pvçab btdutlu. (fiflefyşrler az bututtu unemtaraeQÇ*»KoımayacaK. nui . o , : GÂR: Kuzey ve doflu y&ılenten haffl * w : ( J . s ara sıra orta kuvvette, yurdun bat ke "/ sımlerinde zaman zaman kuvvetBce esecek. DENİZLERIMIZDE RÜZGÂR Atafcnrtle güntabsı ve poyrazdan 35 A 3S°20°0ıy»tBlw A27°tt°EdiTO A 33° 14° Erancan A 28° 8°Eraırum A 18° 3°Es«5*ır A 26»11°Gaa*fcf) A 33°21°Giı«sun A 34° 17° Gumuîhane A 19° 12° HakMn A 35° 17° tepam A 28° 14° btanbul A 27° 13° Izmr A 25° 10° K » A 28° 13° KaSamontı A 25°12°Kıys«ri Bolu A 29° 14° Kırtdani Burea Çanakkale A 27°18°Konya A 24° 6° Kuta»va Çorum A 33° 16° «atatya Denoiı TURKIYEDE BUGUN A 32° 14° Manısa A 28°14°K.M«ş A 25° A 20° A 26°10°Muş A32°16°«Jd« A24°17°0rdu A 22° 6° « a A 23° 11° Samsun A 30°10°Siırt A 26° 17° Snop A 32°2ff > S»as A KT A 24° 7 ° T n t a n A 26» 8°Tuneeli A 26° 13° Uşak A 24° 10° \fen A 28°13°Ytagat A 28° 10° ZonguMafc A 34° (8° A A A A A A A A A A A 32° W° 32»2O° 32° 15° 28» 10° 28° 8° 24» 16° 23» 17° 23° 16° 32° 16° 24° 16° 24° 6° ANKARA...ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU Eylül mehtabının en güzel gecesinde doğumumu kutlarken ölüm duygusundan çok uzaktım. Tüm dostlarıma selam yolluyordum Aydede'yte. Ooğum günleri yılların birikimiyle kuttanıyor galiba. Kimi zaman mutlanıyor insan, ne güzel yaşamışım, diyor. Ne güzel dostlarım var, diyor, ne güzel anılarım var, diyor. Bir telefon mehtaplı geceyi karartıverdi. ismail Rüştü Aksal'ı yitirmenin acısını duydum derinden. Son yıllarda hayli uzak kaldık, ama Jale ve ismail Rüştü Aksal'ın dost dağarımda ayrı bir yeri var. Yaşamımda güzel bir dönemde yoğun bir bareberliğimiz var. O dönemi sevgiyle, teşekkürle anımsarım her zaman. Dostlukları da uzun bir soluğa benzetirim ben, kesilir, ama durmaz!.. Sayın Aksal'ı çok değişik koşullarda tanıdım; olaylara bakışı, tepkileri, onurlu davranışı ve direnişiyle çizgilerini derinleştiren güzel bir insan. 1950'ye doğru CHP iktidarı sona eriyor. Günaltay kabinesinde Maliye Bakanı Aksal; genç ve yakışıklı bir bakan, çok şık ve zarif; giyiminde, davranışlannda belli bir soyluluk göze çarpar. Belki de bu nedenle "Lord Aksal" dediler ona. Özlü bir soyluluğu var. Yıllar geçti, o genç bakan orta yaşlı oldu, kimi 2 ocaklan birlikte kutladık. Saçlarında ve bıyıklarında gümüş pırıltılarla güzelliği de parladı giderek. Kimi kişiler kaç yaşına gelirse gelsin güzel çizgilerini yitirmiyor. 27 Mayıs devrimini izleyen dönemde CHP Genel Sekreteri Sayın Aksal. Parti kurultayında bir konuşmasını anımsıyorum. Hayii duygusal bir konuşma. Ama düzeyini hiç yitirmeyen bir kişi var kürsüde. Bir politikacı değil, bir devlet adamı, olaylara geniş açıdan bakan, küçük hesapları elinin tersiyle iten bir CHP'Iİ. Dinleyenlere güven veriyor. İsmet Paşa da güveniyor ona. Pembe Köşk'te ayrı bir yeri, bir sözü, etkinliği var. İsmet Paşa'ya doğruları ve yanlışları içtenlıkle söylüyor, sözünü esirgemiyor hiç, elbet belli bir zariflik içinde, ama Paşa'ya ters düşmeyi göze aiabiliyor. Paşa da onu dinliyor. Tatile giderken Heybeliada'daki evine götürüyor. Koca biryazı birlikte geçiriyortar, kimbilir neler konuşuyor, neler tartışıyorlar. Aksal, Paşa'yı en iyi tanıyanlardan biri kuşkusuz. Paşasal olayları yorumlarken yanıldığtnı görmedim hiç. Kimi çevreler Aksal'ın "Lord"luğunu vurgular, CHP'nin sağ kanadına yakıştırırlar. Elbet belli bir amaçla. Ben bu görüşe hiç katılmadım. Ayrıca yanlış buluyorum. Tutucu değil, ilkesel bir adam Aksal. Bildiğım olaylar var. 27 Mayısçılarla kimi konuşmaları, Kurucu Meclis oluşurken belli davranışları, CHP parti meclisindeki belli önerileri beni kanıtlar. Doğan Avcıoğlu ve Mümtaz Soysal'ın CHP kontenjanından kurucu meclise girecek olanlararasında yer alması Aksal'ın önerisiyle gerçekleşti. "Ortanın solu" sloganını da herkesten önce İsmail Rüştü Aksal öne sürdü CHP'de. 1961 Anayasası doğrultusunda yeni bir politika oluşturmaktan söz etti Öyle parlak sözlerle değil, gerçekçi bir yaklaşımla. Londra'da bulunduğu yılların gözlemlerini, ülkemizin gerçeklerini değerlendirerek. Bülent Ecevit'e bakanlık yolunu da Aksal actı sanıyorum. Kimi kişiler bu olayı değişik biçimde yansıtabilir, ama Aksal'ın Çalışma Bakanlığı için genç Zonguldak milletvekilini desteklemesini kesin biliyorum. Elbet bir genel sekretere yaraşır biçimde. Gösterişten, gürültüden, kişisel hesaplardan uzak bir kişi Aksal. Kavgadaa, tartışmadan da hoşlanmaz, ama hoşlanmadığı, inandıncı bulmadığı bir konuyatepkisini hemen belirtir. Kesin davranışını ortaya koyar Hiçbir esneklik ya da ödün beklenemez ondan. Böyle kışilere kolay rastlanmıyor, böyle bir kişilik de rastgele oluşmuyor doğrusu. Belli bir kültür birikimi, belli bir görgü ve deney birikimi istiyor, çevreyle besleniyor. •Mülkiyeyi elli küsur yıl önce bitiriyor Sayın Aksal. Sonra Maliye Bakarriığı, Londra'ya gidiyor. Büyükelçi Rauf Orbay, ünlü bir denizci, Hamidiye zırhlısının komutanı, Atatürk'ün yakın arkadaşı, bir telgrafı yanıtlanmayınca merkeze dönen büyükelçi... Genç maliyeci böyle bir kişiyle birlikte çalışıyor Londra'da, birbirlerini seviyorlar, güzel bir dostluk başlıyor aralannda. Ülkemiz de dünyamız da ilginç bir dönem yaşıyor o yıllarda. Çok partili yaşama geçiyoruz. Aksal Türkiye'ye dönünce politikaya başlıyor, göze çarpan bir kişiliği, güvenirliği var. Siyasal yaşamında bir tırmanışla bakanlık koltuğuna oturuyor, ama o koltukta uzun kalmıyor. CHP, iktidarı yitirince her şeye yeniden, sıfırdan başlıyor Çok onurlu biçimde, hiç ödün vermeden. O dönemde büyük saygı duydum ona. Özel yaşamındaki mutsuzluğu da güzel taşıdı, yalmz yıllarını güzel yaşadı. 1950'li yılları '60'lara güç ulaştırdı Demokrat Parti. iktidarını çabuk yıprattı. CHP'de başka bir kadro var o zaman. Bir ismet Inönü var ülkemizin tarihini yazan, coğrafyasını çizen kişi. Demokratik yaşamda da muhalefet görevini üstlenmiş gidiyor. Olaylar da boyutlanıyor giderek. Aksal'ın CHP Genel Sekreterliği de İnönü'nün öngörusü hiç kuşkusuz. Aksal'ın belli özellikleri nedeniyle yapılıyor bu seçim. Bizim dostluğumuzun da en güzel dönemi bu. Önce Tandoğan'daki evde, sonra Tunalı Hilmi'deki çatı katında act, tatlı nice anılarımız var. Birçok olayı birlikte yaşadık, o birliktelikte daha yakından tanıdım Aksal'ı; duyariı, duygusal yanlarını da gördüm, daha çok sevdim. Bu dostluğu geliştiren, güzel diyaloğumuzu oluşturan etken Jale Aksal hiç kuşkusuz. Yumuşak, sıcak. sevecen kişilığiyle çok kolalı ilişkileri de güzel ütüleyen bir kadın Jale Aksal. Darboğazları genişleten bir dost. Kalça kemiği kırıldığı zaman önemli bir ameliyat geçirdi. Gülhane Kliniği'nin koridorunda saatlerce konuşuyoruz İsmail beyle. Ne öyküler, ne anılar, geçmiş yıllardan, İstanbul'dan, Ankara'dan, Süreyya gecelerinden, o geceleri parlatan kişilerden söz ederek zamanı aşmak için vargücümle çalıştım, ama başaramadım!. Saatine bakarken gölgelenen gözlerini hiç unutamam. Altı buçuk saat sonra ameliyathanenin kapısı açılınca o gölgenin dagılıvermesini de... Sonra Londra'da bir buluşmamız var. Jale Aksal yeniden ameliyat oldu, Marble Arch'da küçük bir katta kaldılar bir süre. Aralık ayındayız, bir Amerika yolculuğundan Londra'ya geldim ben de. Yeni yılı onlarla birlikte karşılamak istiyorum. Haluk Bayülken Londra Büyükelçisi, Ecmel Barutçu müsteşar, Orhan Koloğlu basın danışmanı. İsmail Rüştü protokolün dışında kalmaya özen gösteriyor, bakanlığını, genel sekreterliğini, siyasal yaşamdaki yerini unutmuş, sade bir vatandaş İngiliz başkentinde. Eski dostu Lady Kelly'i arıyor, Faik Ahmet Barutçu'nun oğluna bir baba dostu olarak bakıyor, ama protokol çağrılarına katılmıyor. Orhan Koloğlu'nun küçük arabasına doluyor, geziler yapıyoruz ara sıra. Aksal gözleri pariayarak Londra anılarım tazeliyor. Karlı bir gün Churchill'in şatosuna gidişimiz beyaz bir anı belleğimde. Aksal'dan Churchill'i dinliyoruz. Orhan Koloğlu aşkın ve hayran. Lord Aksal çok içten ve sade bir kişiymiş meğer, diyor. Bir de Işık'lı günlerimiz var. Paris Büyükelçimız Marsilya'daki Ermeni anıtının açılışından sonra Ankara'ya dönünce onu dostça kucaklayanlardan biri İsmail Rüştü Aksal. O dostluğun yakın tanığıyım. Aksal, Hasan Işık'ın davranışına en güzel yorumu yaptı, yapmayanlara da güzel anlattı. Her zamanki gibi zarif, ama kesin davranışını belirterek. Poîitikadan ayrılmasına ben çok üzüldum. Ancak kaçınılmaz bir olay. Çirkinliklere bulaşmadan politika yapmak dün de kolay değildi, bugün de değil. Sonunda ya ülser ya da kanser oluyor insan!. Elbet bir de özunü koruyarak, çizgisinden şaşmayarak yaşamanın güzelliği var. Öyle yaşayanlar güzel bir iz bırakarak ayrılıyor dünyamızdan, bir köşeye çekilseler de unutulmuyorlar. Ölümleri de saygın çağrışımiar yapıyor. O çağrışımlarla çevremizdeki boşluğu da daha çok hissediyoruz. her gün başka bir yüz, başka çizgiler, birbirine ters sözler ve çelişkilerle sahnede yer afan kişileri de şaşkın ve mutsuz, hatta utançla seyrediyoruz. Cumhurıyel İsmail Rüştü Aksal... Prafl Rıyad hava Az bukıthı ve açık geçecek. Ruzgâr doğudan halif ara sıra orta * " M w n a r a * « EgVd'e F s T d V n l z ^ ^ esecek Göl. Küçük dalgaiı. dalga yukseküot 0.44.6 mili hızla esecek. Deniz mutedıl dal "*& dolayında oiacak. Göruş uzakiığı. 10 km. dolayında bul u n a M k gak, dalga yukseUıği 0515 Ege ve 8atı Karadeniz'de 2 açıklarda 253 metre dolayında oiacak VanG«unde •>*. K l , A „,„.,„ ~ ^ . ,*ss /<« Aacık BIXJlut)u 6guncşk Kkart SSJSİI Yyaflmuriu Matfrıt A23°T7° ^üzbon A 28° 8° I A 28° 14° sft A 21° 9° . M A 25° 7° A 22°tS° A26°W° Ronu Sotya Şam •fel Anv üjnus Kahıre • KaMn Kopeıteg KMn Leftoşa Wnedık Viyana MMınglonA 22° Züntı A 25° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Kıyılarda ve nehirterde kullanılan, on üç çifte kürekle yürütülen ince donanma gemisi. 2/ Elle yapılan duz dikiş... Bir renk. 3/ Ay... Iri taneli bezdye. 4/ Akıl... Bir kimsenin egemenliğini tanıma. 5/ Tek bir sanatçının tek bir çalgı ile verdiği konser. 6/ Bir bağlaç... ö k ü z ye/nliği. 7/ Boyna ya da bele asılı olarak taşınan su kabı... lridyumun simgesi. 8/ Aşamasız asker... Ege bölgesinin en yüksek dağı. 9/ Çabuk ilerleyen hastahklar için kullanılan sözcük... Eğik, meyilli. VLKARIDAN AŞAClYA: 1/ Bir konuyla ilgili olarak derinliği olmayan kalıplaşmış bilgi. 2/ Avuç içi... Jüpiter gezegeninin 19O5'te keşfedilen yedinci uydusu. 3/ Uğursuzluk. 4/ Klorun simgesi... Bir nota... Ceylan. 5/ Mert, babacan ve kaleder kimse... lskambil kâğıtlarının atası sayılan deste ve bu desıe kullanıiarak bakılan falcıbk yöntemi. 6/ Kalc duvarlarında düşmana ok atmak için açılmış delik. 7/ En küçük sosyolojik birim... Yemek. 8/ Latife... Bir ilimiz. 9/ Bir tür börek. 6 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet Parke fabrikası 22 EYLÜL 1929 Şehremaneti tstanbul'da kilden parke taşı imal etmek Uzere bir fabrika açmağa karar vermiştir. Macarlarla muzakeratta bulunmaktadır. Evvelce emanet tstanbulda bulunan kil taşlarından bazı numuneleri Peşteye gönderrniş ve bu killer orada tazyik edilerek parke yapılmış buraya gönderilmiştir. Fakat bu numuneler tstanbulda muayene edilmiş lazım olduğu kadar sağlam görülmemiştir. Bu defa Emanet tstanbul civannda 15 muhtelif yerden kil numuneleri alarak Macaristana göndermiştir. Yapılan tatkikat neticesinde bunlardan yalnız ikisi muvafık görülerek parke haline ifrağ olunmuş ve lstanbula gönderilmiştir. Emanet bunları mühendis mektebinde tetkik ettirmektedir. Eğer bunlann sağlamlığı ve caddelerdeki selabeti tasdik edilecek olursa Emanet hemen evvelce Macarlarla yapılmış olan mukaveleyi imza edecektir. Bu mukaveleye nazaran tstanbulda 800.000 lira sarfıyla bir kil fabrikası açılacaktır. Bu paranın nısfını Emanet nısfı, diğerini de Macar grup verecektir. Fabrikada parkeden maada çimentodan daha sağlam kanalizasyon künkleri imal edileceği tahmin olunmaktadır. Bu kil parke taşları ile yapılan caddelerin şoselerden iki rrrisli pahalıya raal olduğu ancak 10 misli fazla dayandığı tesbit olunmuştur. Fabrika çok taş çıkanrsa Bulgaristan ve Romanyaya da ihracat yapılabilecektir. Çünkü oralarda bu cins kil bulunamamıştır. Emanet zamanla bütün caddeleri bu parkelerle döşemek tasavvurundadır. Plazode Mayo'nun analarıyla Nilgun Cerrahofllu, Carlos Menenfe soruyor Az önce Mayo Meydanfndaydım, üç çocuğunu yitiren bir ana stze mesajmı iletmemi istedi. Ne diyeceksınızT' Carlos Menem yanıtlıyor: "Meydandakaç kışi vardı, saydınız mı? Aşağı yukarı kaç anne vardı? 100 mü, 200 mu?Tabii sayı meselesı değıl. Ama Arjantın yoruldu artık. Ben Hınstiyanım. Affetmek, Hıristiyan ahlakının temelidir" Fotoğrafta Nılgün Cerrahoğlu Mayo Meydanı'nda. El Tîtrvo anlatıyor/2 NİLGÜN CERRAHOĞLU ti? Askeri rejim sizi neden mahkum etmiş Demokrasiden döntilmez MENEM Beni mi? Evel sizi. MENEM Ideotojik bir nedenden ötürü. Yani? MENEM Peronist olmamdan ötürü. Yani Peronist olmak, 5 yıl hapse atılmak için yeterii bir sebepli öyle mi? MENEM Biz Peronistler daıma kurban olduk. 1946'da doğan Peronizm'in 43 yıllık kısa yaşamında 30 yıl boyunca daima izlenmişizdir. Sürekli eziyet edilmiştir bize Yıllar boyu bizi hüsrana uğratan, engelleyen Arjantin'e son vermek istiyoruz artık. Bunun için de ne yapılması gerektiğini gayet iyi biliyoruz. Siz daha 6 ay önce, "Ben aftan yana değilim" diyordunuz. 6 ay önceki lum Arjantin gazelelerinde bu tip deklaras>onlannız var? MENEM Bu yarayı kapatmak için aftan başka önlemler de var. Fakal siz o dönemde bu tip aynnlılara girmiyordunuz ve sadece, "Yasalar tarafmdan mahkum edilenler cezalarını çekmelidirler" diyordunuz. Bu 6 ay içinde fikrinizi değişürıneye yol açan neden ne oldu? MENEM Ben fikir değiştirmedim. Anayasanın mekanizması dahilinde halledeceğiz sorunu. Bu mekanizma çerçevesinde aftan başka, cumhurbaşkanlığı affı, cezanın değiştirilmesi gibi yollar da var. Bunlann hepsi legal araçlar. Keyfi bir kapris değil söz konusu olan. Tabii. Bir kapristen söz etntiyorum ben de. Ama iktidara gelmeden önceki perspektifinizle iktidardaki perspektifinizin farklı olduğu açık. MENEM Benim şu anda Arjantin hükümetinin çıkarları için ne uygunsa onu yapmam lazım. Amaç, toplumtT bazı kesitlerine ya da birtakım grup çıkarlarına hizmet etmek değil. Tam tersi, tüm toplumun çıkannı göz önünde bulundurmak benim amacım. Giiney Amerika, büyük değişiklikleFe gebe. Önümüzdeki aylarda büyük diktatörlerin en sonuncusu Pinochet gidecek orneğin... MENEM Ya gitmeyiverirse? Ya onun adayı kazanırsa? (Menem burada güluyor). Pinochel'ye karşı olan demokrat cephenin adayı Patricio Ahwin'in zaferine artık neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Dolayısıyla büyük bir olasılüda Pinochet gidecek. Brezilya'yı 25 yıldan bu yana ilk demokralik seçimler bekliyor. Ve gerek Brezilya gerekse de Lruguay'da cumhurbaşkanlan değişecek. Sizce bunca yıldan sonra Güney Amerika'nın demokratikleşme sürecine kucak açtığı söylenebilir mi? MENEM Latin Amerika, yalmz demokratik bir gelişmeye doğru def il, geriye donuşü olmayan bir biçimde entegrasyona doğru gidiyor. Arjantin'in yaşadığı feci ekonomik krizin nedenierinden biri de Faikland Savaşı oldu. Kısa dönemde İngiltere ile olan ilişkilerinizi normalleşlirraek açısından, uzun dönemde de adalar üzerindeki hâkimiyeliniz açısından bu sorunu nasıl çozumlemeyi düşünüyorsunuz? MENEM tngiltere ile ekimde Madridde bu konuda resmi görüşmelere başlayacağız. Fakat şinıdiden aramızda "resmi" olarak nitelendirilebilecek bir diyalog başladı bile. Şimdilik adalar üzerinde hükümranlık konusunu ayrı tutuyoruz. Her halukârda tatminkâr bir çözüme ulaşabileceğimize inanıyorum. Sizin içİR, Paraguaylı eski diktatör Stroessner'in çok yakın arkadaşı olduğunuz sö>leniyor ve Stroessner'in sizin cumhurbaşkanlığı seçiminiz için su gibi para akıttığı anlalılıyor. Doğru mu bu? MENEM Yalan. Ben Paraguay halkının çok yakın dostuyum ve bu dostluğum da devam ediyor. Aynca Paraguay'a bizim tarihi bir borcumuz da var. Çünku 1865'te Brezilya ve Uruguay'la birlikte Paraguay'ı yok ettik. Bu ülkeye ayrıca bir de siyasi şükran borcumuz var. 1955'te Arjantin'den ayrılmak zorunda kaldığı zaman Peron'u ülkesinde misafir eden için gereken dürüstlük ve yeteneğe sahip olduğumu düşunüyorum, o kadar. Bu sayede ulaştım bulunduğum yere. Siz de Peron gibi. halkın sıcaklığı ile temas etmekten büyük ze>k alıyorsunuz. Neredeyse fiziki bir zevk bu. İktidann erotizmi hakkında ne düşünüyorsunuz? MENEM İlk kez bu boyutlarda bir benzetme işitiyorum. Erotizm tamamen cinsellikle ilgilidir. İktidar ise tamamen başka bir konu. Ben hükumet etme görevini her zaman yaşadığım doğalhkla, halkımın desteği ve düşüncesiyle yaşıyorum. İktidann erotizmi Batı'da pekçok politikacıyla tartışılan yaygın bir kavramdır. Siz de bu soruyu vonelltiğim ilk de\let ya da hükümet başkanı değilsiniz. Orneğin Felipe Gonzalez... MENEM Felipe Gonzalez çok erotik olabilir. Benim içiaböyle bir şey mevzubahis değil. Güney Amerika'da da hiç yaygın bir ka\ram değil bu. Ben gucümü halktan alıyorum. İktidar benim için tamamen rastlantısal oldu... Ben de bunu doğallıkla kabul ettim. Adlîye Vekilî Adliye Vekili Mahmut Esat Bey dün refakatinde müddeiumumi Kenan Bey olduğu halde umumi hapishaneyi teftiş etmiştir. Vekil Bey hapishanenin matbaasını, imalathanesini ve mapusların bulundukları koğuşları birer birer gezmiş ve hepsi hakkında vazifelerinden malumat almıştır. TASARKUF MMAMLAM Mahmut Esat Bey mapusların koğuşlannda bulunduğu sırada kendilerine temas ederek şikayetleri ve bir diyecekleri olup olmadığını sormuştur. Mapuslar hapishane idaresinden hiçbir şikayetleri olmadığını vaayetlerinden ve hayatlarından çok memnun olduklarını söylemişlerdir. Vekil Bey hapishanede gördüğü muntazam vaziyetle idare şeklinden ve aldığı müspet cevaplardan çok memnun olmuş ve iyi intibalarla aynlmıştır. Dünyanm heryerinde olduğu gibi burada da iki îemelgüç var. Bunlardan ilki, yapılann, kurumların gücü, diğeri de halkın gücü. Ben, halkın gücünde karar kıldım. Birpopülisî olduğumu düşünmüyorum. Bu göreve ulaşabilmek için gereken dürüstlük ve yeteneğe sahip olduğumu düşunüyorum, o kadar. Latin Amerika, yalmz demokratik bir gelişmeye doğru değil, geriye dönüşü olmayacak bir biçimde entegrasyona gidiyor. Stroessner olmuştu. Sonra Arjantin'deki tüm hukumet görevlileri gibi tabii benim de Stroessner'le diyaloğum oldu. Stroessner'le diyalog kuranlar içine Alfonsin hükümetini de katabilirsiniz. Valiler, içişleri bakanları, milletvekilleri, senatorler... Hepsinin Stroessner'le diyaloğu oldu. Bu arada Paraguay Cumhurbaşkanı ile benim de diyaloğum olmuş, ne kötulük olabilir bunda? Siz 1973'te Kuzey Arjantin'in kırsal yörelerinden Rioja Valiliği'ne gelmenizden beri, cumhurbaşkanı olmak istediğinizi söylediniz. Sizin gibi Arjantin pampalanndan gelen bir tasra politikacısının, gel'eneksel olarak Buenos Aires gibi kozmopolit bir başkentin yetiştirdiği diğer cumhurbaşkanı adaylannı yenebilmesinin sırrı nedir? MENEM Dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da iki temel güç var. Bunlann ilki yapılann, kurumların gucü, diğeri de halkın gucü. Ben haJkın gucünde karar kıldım. Benim en büyuk dayanağım halkın gücünde yatmaktadır. Büyük bir popülisl olduğunuzu kabul ediyorsunuz yani? MENEM Hayır. Bu göreve ulaşabilmek 59 yaşındasınız ve her lürlu sporu... MENEM Evet, tüm sporları yapıyorum. Maradona ile sahada top koşturmaktan 2 metre boyundaki basketçilerle basket oynama>fa. spor arabalarla araba yanşlanna katılmaya, uçak kullanmaya dek her sporu yapıyorsunuz, hatta kadınlar da giriyor galiba bu sporlann içine? MENEM Kadınlar bir oyun değildir. Benim bir karım, çocuklarım ve mazbut bir aile yaşantım var. Fakat özgeçmişinizde pekçok kadının adı geçiyor. Basııı da aynca evlilik dışı maceralannız üzerinde çok durdu. MENEM O sizin, basınm sorunu. Bu soruyu diğer gazeteci meslektaşlannıza yöneltmelisiniz. Arjantin gibi muazzam sonınlan olan bir ülkeyi yönetirken tüm bunlan yapmaya nasıl zaman ayırabiliyorsunuz. MENEM Günun büyük bir kısmını, temel fonksiyonum olan politikaya ayırıyorum. Boş zamanlarımı spor yaparak geçiriyorum. Ve genellikle günde 4 ya da 3 saatten fazla uyumuyorum. Bu kadar uyku bana yetiyor. *• TÛRKlrEh BANKAS1 30 YIL ONCE Cumhuriyel Kız elektrikçiler 22 EYLÜL 1959 Erkek Sanat Enstitülerine bundan böyle kız öğrenci alınacağı yolundaki haberler eğitim çevrelerinde büyük ilgi toplamıştır. Tophane sanat enstitüsü elektrik bölümüne bu yıJ kız öğrenci kabul edileceğinin bildirilmesine üzerine, ilgililere diğer bölümlere de kız oğrencilerin alınması hususunda müracaatlar olmuştur. Bu konuda kendisile görüşen gazetecilere ilgililerden biri dün, yetiştiği her dalda büyük başan gösteren kızlann erkek sanat enstitüsündeki bölümlerde de muvaffak olabileceğini söylemiş ve böylece "yetişecek zarif bir marangozun etrafta çok daha iyi tesir bırakacağını" bildirmiştir. Cumhuriyet muharriri Feyyaz Tokar ayın 21 inci günü saat 21.00 de B.B.C. radyosunda Ingiliz seçimleri hakkında bir konuşma yapmıştır. Ingiliz seçmenlerin hangi ruh haleti içinde seçimlere gittiğini izan eden Tokar, neticenin muhafazakar iktidar partisi lehine gözüktüğünu belirtmiş ve gerek iktidar, gerekse muhalefetin aynı propaganda imkanlanna sahip olduğunu söylemiştir. Feyyaz Tokar B.B.C:de BİTTİ DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Üniversitemiz Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne doktora öğrencisi alınacaktır. Adaylann Müzik Bilimleri Anabilim Dalında yüksek lisans derecesine sahip olması, kesin kayıt için yabancı dil sınavında tam notun % 70'ini, bilim sınavında tam notun " b 75'ini alması gerekmekteÇ dir. Anabilim Dalı Kontenjan Müzik Bilimleri :3 Yabancı Dil Sınavı : 28.9.1989 Saat: 9.00 Bilim Sınavı : 28.9.1989 • Saat: 14.00 Sınav Yeri : Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve ldari Bilimler Fakültesi Kampüsü Dokuzçeşmeler Buca/IZMİR Adaylann 27.9.1989 tarihine kadar bizzat enstitüye başvurarak; a) Form dilekçeyi doldurmalan, b) Resmi onaylı yüksek lisans diploması veya mezuniyet belgesı örneği, c) Resmi onaylı ve fotoğraflı nüfus cüzdan örneği, d) 2 adet fotoğraf getirmeleri gerekmektedir. Basın: 32489 KARTAL 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1988/1260 Esas 1989/314 Karar Davacı Nebahat Gül Onur vekili Av. Erkal Gumüşkaya tarafmdan davalılar Ali Rıza Yılmaz ve arkadaşlan aleyhine mahkememizde acılan ihalenin feshi davası sonunda: Kartal Yenikarye Kavaklıbayır Cephanelik yolu mevkiinde bulunan 3/1 pafta 11 ada 35 parselde kayıtlı 942 mJ. miktanndaki taşınmazın yapılan ihalesinîn feshi talebinin reddine dair Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden \erilen 23.3.1989 tarih 1988/1260 esas 1989/314 karar sayılı hüküm davacı Nebahat Gül Onur vekili Av. Erkal Gumüşkaya tarafmdan temyiz edilmesı üzerine huküm Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 4.7.1989 tarih 1989/4013 esas 1989/4714 karar sayılı ilamı ile onanmış bulunmaktadır. lşbu Yargıtay onama karannın davalılardan Birsen Alkan Erdoğan Alkan, Türkan Ersoy, Lütfiye Tuncel, Halil tbrahim TuncePe tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğine, Uanın gazetede yayınlanmasından 15 gün sonra davalılar Birsen Alkan, Erdoğan Alkan, Türkân Ersoy, Lütfiye Tuncel, Halil fbrahim Tlıncel'e yapılmış sayılmasına 4.7.1989 tarih 1989/4013 esas 1989/4714 sayı ile karar verilmiştir. Keyfiyet ilanen tebliğ olunur. Basın: 10744 GEÇEN YIL BUGÜNCumhuriYet ANAP'ta oran tarüşması 22 EYLÜL 1988 Başbakan Turgut özal'ın referandum sonucuna göre başbakanlıktan ve poîitikadan a)Tilacağı yolundaki açıklaması ANAP'taki eğilimler arasındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Liberaller Başbakan özal'ın bir oran yermesi gerektiğini savunurlarken, hareketçimuhafazakâr ittifak, Başbakan Özal'ın bir oran vererek kendisini bağlamaması gerektiğini belirtiyor. Parti içindeki geleceklerini özal'ın varlığına bağlayan ittifakçılardan Mehmet Keçeciler ve Mustafa Taşar, "Özal giderse biz de gideriz" dediler. Liberallerin temsilcilerinden lstanbul Milletvekili MKYK üyesi Bedrettin Doğancan Akyürek ise "özal gitse bile ANAP siyasi hayattaki yerini korur" şeklinde konuştu. KıtapKulubu c Cumhuriyet Kitap Kulübü Bandırma Temsilciliği Sevgili Öğretmenim Kitabevi ile Temsilcilik ilişkimiz görülen lüzum üzerine kesilmiştir. Kulüp üyelerine üçiincü şahıslara duyurulur. CUMHURtYET KİTAP KULÜBÜ