24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 FYLÜL 1989 KÜLTÜRYAŞAM P İ K N İ K PİYALE M.4DRA CUMHURİYET/5 14. TORONTO FESTİVALLER FESTİVALFNDEN Ödtilsüz zengînlik MEHMET BASUTÇU TORONTO Çağdaş mimarinin kaleleri parlak gokdelenlerle, yüzyüunızm başında ya da daha önce inşa edilmiş olan, ağaçlarla sarmaş dolaş iki katlı tipik tngiliz evleri, aynı caddenin ikı yanına sıralannuş. Ashnda bu çelişkili görünüm ardında, kentte yaşanan çok renkli ve çok boyutlu birlikteliğin zenginliği somutlaşmakta. O aynı cadde uzerinde bulunan dört sinema salonu önunde, on gun boyunca, ta sabahın köründe kuyruk yapmaya başlayan sinemaseverler de "Toronto Şenlikler Şenligi" (Festival of Festivals) programımn içerdiği çelişkili, ama doyurucu benzersiz zengınliğe yine dört elle sarılıyorlardı. Bir sinema şenliğinin sunduğu benzersiz zengialik ne deraek? tlk önce işin kolayından, sayılardan başlayalım: Toronto'da 716 eylül tarihleri arasmda, tam 38 ülkeden gelen 352 fılmi, ozel olarak basın için yapılanlar dışında kalan 704 gösteride izleyenlerin sayısı, bu yıl daha da artarak iki yuz elli bin sınınnı aşıyordu. Kuşkusuz niceliğe hiçbir zaman nitelikten daha fazla onem vermemeliyiz. Ancak sayısal verilere koşut olarak sinema duzeyi de yukselen bir çizgi izlediğinde, karşınıza benzeri az bulunan bir sinema olayı çıkıveriyor. Peki nasıl oluyor da bu şenlik uluslararası platformda ün yapmış nice şenlikten daha zengin ve doyurucu olabilıyor sorusunun yanıtı da çok basit: Çunku Toronto Şenlikler Şenliği adından da anlaşılacağı gibi ödülsüz bir şenlik. Bir yıl boyunca, dunyanın değişik şenliklerinde ödul alan ya da beğenilen en iyi filmler burada. Bu bir. Ikinci nokta ise sinema kültürleri köklü, estetik beğenileri olgunlaşmış dört beş kişiden oluşan seçici kurulun, yıllar boyu öriilen ilişki ağının genışlıği saye fflZLI GAZETECİ KECDET ŞE ÇİZGİLÎK KÂMİL MASAR.4CI OaK şaıtacı Mlrtam Makeba başrolde Toronto Festivajler Festvalı'nin bir özelliği de Çın'den Afnka ülkelerine uzanan farklı külturlenn aynaları olan fılmlere yer vermesı Önceki yıllarda Istanbul Festivali'ne katılan ünlü Afrikalı şarkıcı Minam Makeba'nın başrolde oynadığı Güney Afnka yapımı "Son Zamanlarda Davul Gördün mü?" de Toronto'daki gervç ıdeyicıler tarafından ilgiyte karşılandı sinde, zaman zaman öncü bir rol bile ustlenebilmesi. Örneği genel duzeyi duş kırıklığı yaratan son Venedik Fılm Şenliği'nde sunulan filmler içinde sivrilebilen yapıtların bir bölumu, birkaç gunlük arayla Toronto'da da izleniyordu. En onemlisi Venedik'te "Altın Aslan"ı kazanan Tayvanlı yönetmen Hou SiaoSien'in fılmı "Acılar Kenti" Toronto'da, Venedik Şenliği daha sonuçlanmadan once alkışlanmıştı. Krzysztof Kieslowski'nin "On Emir" dizisi yanında, "Spolüght: Kieslowski" bölumu çerçevesınde yönetmenin yapıtlarına yoneltilen genel ışık, "Polonya Sineması" adh daha geniş bir bolume doğru yayılıyordu. Son ayların en iyi Fransız filmlerı de Toronto'daydı: Berirand Tavernier, Alain Corneau, Bertrand Blier, Patrice Leconle, Claude Miller, Pierre Jolivet ve Marceline Loridan da şenliğin konukları arasındaydılar. Türk sinemasına gelince, Montreal şerüiğınden sonra Toronto'da da en başarıh örneğiyle, Tevfik Baser'in "YanlışCennete Elveda" adh fılmiyle varlık gösteriyordu. "Festival of Fesüvals" 1976'dan bu yana, Kanada'nın bu en buyuk kentinde yaşayan ve buyuk bölümü gençlerden oluşan sinema hastalanna yılhk ilaçlarım cömertçe sunan bir şenlik olarak, giderek önem kazanıyor. Parasai yardımda bulunan şirketlerin sayısı da yıldan yıla artmakta. Ancak "şenlikler şenliği"nin en büyuk desteğini, kuşkusuz Çin'den Afrika ülkelerine dek uzanan farklı kultürlerin aynalan olan filmlere doymak bilmeyen bir ilgiyle saldıran, açık görüşlu ve hoşgörülu izleyici gizli gucü oluşturuyor. Evet, belli başlı şenlikleri izleyenler, orada burada kaçırdıkları filmlerin en onemlilerini, Toronto'da yakalama olanağı bulup, Kanada sinemasının yeni ornekleriyle tanışırlarken, şenliğin asıl hedefı olan Torontolu sinemaseverler ise yağmur ya da guneş demeden bazen saatler boyunca kuyruklarda bekleşerek, bıkıp usanmadan sinema konusunda tartışıyorlardı. Tutkulu insanlardan oluşan bu kalabalık arasında izledikleri filmlere olgun bir eleştirel bakış getirebilenlerin oranı, kişiyi şaşkınhğa düşürecek kadar yuksekti. Odulsuz sinema şenlikleri, yera ve hıç gösterilmemiş film peşinde koşmadıklan için çok daha doyurucu programlar sunarken, genç sinemaseverleri eğitme işlevinde de daha başarılı oluyor. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES I I öakal ANKARA (ANKA) 918 Mart 1990 tarihleri arasında üçüncüsü gerçekleştirilecek olan Ankara Film Şenliği çerçevesınde kısa film ve karikatür yarışması duzenlendi. BİLAR Bilim ve Sanat Dergisi ile Mülkiyeliler Vakfı işbirliği ile iki >ıldır gerçekleştirilen Ankara Film Şenliği. kısa fılm yarışmasının dört ayrı dalda yapılacağuu açıkladı. Kısa film dalında 8 mm'lik filmler, videoyapını, canlandırma (8 mm, 16 mm, 35 mm) ve 16 mm 35 mm'lik filmler yanşacak. 8 mm'lik fîlmler üe videoyapım dalının binncilerine birer, canlanduma ile 16 mm 35 mm'lik fîlmler dalının birincilerine de ikişer milyon lirahk ödül verilecek. 8 mm'lik film yarışmasına canlandırma dışında bütün filmler katılabilecek. Canlandırma yarışmasına ise tek kareya da bılgisayar vöntemleriyle yapılmış her tür film kabul edilecek. Kısa film yarışmasına katılabilmek için filmlerin 1987 yılı başından yarışma tarihi olan mart 1990'a kadar yapılmış olması gerekıyor. Birınci ve ikıncı Ankara Film Şenliği'ne katılmış filmlerin yanş Şenlikte 2 yarışma J * UcÜNCÜANKARA FtLM ŞENLİĞİ Kıtırttırttırık... Bu ses boynumu çevırırken çıktı. Tatile çıkmada önceki mahmurluğa benzetilebilir. Uzun soluklu bir mücadele sürecinin ardından eylemsiz ve dolayısıyla sorunsuz günlerin başlangıcına ilk adırr anlamına gelen bugün (12 Eytül 1980) sabah olmak üzere ve ben her ne kadar Evlent'm telefonuyla uyanmışsam da tank gıcırtılarını duyuyorum ve ağır adımlarla banyoya doğru gıderek ızale bir yaşantıya merhaba demek "Sakallara elveda" diyorum... maya katılamayacagı açıklandı Kısa fılm yarışmasına son başvuru tarihinin 1 Şubat 1990 olduğu belırtıldi. Katılmak isteyenlerin "Ankara Film Şenliği Yazmanlıfı. P.K. 528 KınlayAnkara" adresine başvuru formlannı en geç 1 Şubat 1990 tarihine kadar göndermeleri gerekiyor. Karikatur yanşmasının konusunun "Siaema Izleyicisi" olduğu behrtildi. Bir kişinin en fazla 3 karikatürle katılabiieceği yarışma için katılacakların karikaturleriyle birlikte özgeçmişleri ve bir adet fotoğraflarıyla en geç 10 Şubat 1990 tarihine kadar " 3 . Ankara Film Şenliği Karikatur Yarışması, BtLAR A.Ş. tlk Belediye Csddesi, No: 5, Kiıçük Tünel Han 2, Daire: 5 İslanbal" adresme başvurmaları ıstendi. 1 Mart 1990 tarihinde açıklanacak yanşma sonuçlannda, birinciye 1 milyon ödul verilecek. 4 kijiye de 250 bin lira başan ödülü verilecegj belirtiidi. Karikatur yarışması seçici kurulu Semib Balcıoğlu, tsmail Gnlgec, Ali Llvi Ersov, Nezib Daayal, Feıruh Doğan, kârail Masaraa ve Tan Oral'dan oluşuyor. GARFIELD jDt DAVIS TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS 19 Eylül Karanlıkta yeşeren umutlar Bu yıl karamsarhk Venedik Şenliği'nin pek çok fıimi için ortak temaydı. Bazı yönetmenler karamsar bakış açılannı seyirciyle paylaşmakla yetinirken bazüan da aydınlık ufuklara doğru yelken açıyorlardı. "On Emir" dizisinde, Kutsal Kitap'taki "emir"lerden yola çıkarak günümüz dünyasım yorumlayan Polonyalı usta Kieslowski, umudun en karanlık ortamlarda bile yeşerebileceğini sezinletiyordu. VECDİ SAYAR VENEDİK Venedik'te şolenin sonuna yetişmeme karşın hemen bütün onemli filmleri görebilmişim. Hou Siao Sien, Joao Cesar Monteiro, Otar Yoselyani, Eltore Scola, Mrinal Sen, Peter Weir ve Krzysztof Kieslowski. Anlaşılan, festival yonetmen; Bıraghi, bütun ağır topları sona saklamış. Ödüllerin de hep bu filmlere gitmesi galiba festival programcılığının sırlarından bırıni ele veriyor. Muşterinin yorulmaya yuz tuttuğu bir sırada onemli filmlen birbiri ardına sıralayarak yoğunlaşan karamsarhk bulutlarını dağıtıvermek. Karamsarhk, 46. Venedik Film Festıvali'nin pek çok filmi için ortak bir temaydı bu yıl. Baa yönetmenler karamsar bakış açılannı seyirciyle paylaşmakla yetinirken, bazıları da aydınlık ufuklara doğru yelken açıyorlardı. Kimıleri kişisel dünyaları incelemeye koyulmuştu. lnsan ilişkilerindeki yetersizlikler, diyalog kopukluğu, pek çok fılmde on plandaydı. Joao Cesar Monteiro'nun "Sarı Evden Anılar"ı ve Mrinal Sen'in "Bir Gün Ansızın" adh yapıtlan, ozel yaşamların çıkmaz sokaklannda kara gozluklerle dolaşırken, aynı dunyaya pembe gozluklerle bakanlar da vardı. Scola gibi. Her zamanki humor'u, iyimserliği ile kuşaklararası çatışmayı gundeme getirıyor, kuşakları bırbirinı tanımaya, anlamaya çağırıyordu. bınmiş yerlı kadınlar gibı fantezılerie başlayan "Ve Işık Geldi"nın sıradan bir etnogıafık film olmadığım, evrensel boyutlar taşıdığını görmemek olası değildi. Bu fılmin de kulturlerarası bir anlayış, bir uzlaşma ve bir eylem çağnsı olduğu söylenebilirdi. Evet, Venedik Festivali bu yıl uzlaşmayı gundemine almıştı. Başkaldırıya prim veren, kohnemış eğitim anlayışmı yerden yere vuran Peter Weır'in "Ölu Şairler Örgütü" bile sonuçta bir uzlaşma çağnsı değil mıydi? Çocuklarını askeri bir disıplınle yetiştirmeye çalışan, onlann isteklerinı, ozlemlerini gormezden gelen anababaların yol açabileceği felaketleri sergileyen Weir, sinemanın bılinen butun khşelenni kullanarak çocukların yanında saf tutmamızı sağlıyor. Sonuçta, "iyi" oğretmenin yolundan gıden çocuklann masum direnişlerıne katılmamak mumkun mu? Peter Weir, sinemanın anlatım olanaklarını iyi tanıyan usta bir teknisyen. Ama filmin aldığı olağaniistu olumlu tepkıler, teknik ustahğı kadar verdiği mesajın iyimserliğınden, aydınhğından gelmiyor mu, duşunmeye değer. İyilerin her zaman kazanacağına inanmak iyi. Üstelık Weır orneğinde olduğu gibi ınsana para da kazandırıyor. Ne var kı yaşamda kazananlar her zaman lyiler olmuyor. Populer olmama rıskini goze alabilen bazı sinema adamlan da dunyaya boyle bakmayı denıyor. Yani gormek istedikleri dunyayı değil, gordukleri dunyayı anlatıyorlar. Karamsarlıklannı paylaşıp paylaşmamak size kalmış bir şey. Ama etkilenmemek elde değil. İnsan ilişkılerine duyarlı merceğiyle yaklaşan ustalardan Krzysztof Kieslowski bu soy sinema adamlarından. Kieslowski'nin dev projesi "On Emir", en sonunda Venedik'te tumuyle karşımıza geldi. Bu on bölumlük televızyon dizisinin iki bölumünun sinema versiyorüarım, "Öldurme Üzerine Küçük Bir Film" ile "Aşk Üzerine Kıiçök Bir Film"ini bu yıl tstanbul'da izlemiştik. Ötekı sekız bölum birer saatlik filmler. Ama hiç de kısalık duygusu vermeyen, yoğun bir anlatımla insan denen hayvanın kıskançlık, sadakat, dürüstluk, inanç gibi temel duygulannı, durtulerini taşıyan filmler bunlar. Her birı Kutsal Kitap'taki "Emir'Merden yola çıkarak gunumuz dünyasım, bu dunyanın ilışkilerini yorumluyor. Bana kalırsa, Polonyalı usta hiç de karamsar değil. Umudun en karanlık ortamlarda bile yeşerebileceği duygusunu filmleriyle verebiliyorsa, yetmez mi? Gunumuzun bu buyuk ahlakçısının "On Emir'M Venedik'te Uluslararası Sinema Lazarları Örgutü (FIPRESCI) Odulü'nun yanı sıra Italyan eleştirmenlerin ödulunu ve Gençlık Ödulu'nu kazandı. 37. San Sabestian Film Festivali'nde ilk ışim, kaçırdığım "Emir"leri yakalamak olacak. VENEDİK FÎLM SENLİGİ'NDEN SAN SEBASTIAN FİLM FESTİVALfNE YOLCULUKIÇIN BAVUL. ÇANTA.. 19OS'TE 8USUN, SAl/UL VE ÇA/V7* IMAL EDEM g/g KUBVLUÇUN &EKLÂUI IMGILİZ BAStMifJPA YEG ALMIÇTI. YıRMıUCI YUZYICA PE6İN, YOLCULUKCAGOA AĞI/SL/KLI OIARAK METAL ÇEMBEfcLI TA SANDIKLA&Pf. SAĞLAM OLUÇLAÜI A/EPEAJ/YCE EıV ILKEL ULAÇIM ARAÇLAKlNA DAYAMAB'iME'ltcreYPI ANCAK, 19. YUZYILIN SON YARISINPA GEUŞEH BUHARU TİSENLER VE ZO. YUZYILtN OTOMOBlLLERl, YOLCULUKLAgJ <OLAYLAÇ7/#P/tCÇA, DEBfPEM yAPILMIÇ BAfUL YA PA ÇANTAUİK yETEIZU OLMAYA BAŞLAMIÇr/ YAMpA, Bu TTJg HADAYAUIKLI PEg/ ÇANTA [/E g/°7 TURK ve DÜNYA KARİKATÜRÜNDEN Kimi yönetmenler ise toplumsal çatışmalar içinde bireyin konumunu tartışıyorlardı. Tayvanlı genç yonetmen Siao Sien, Çin toplumunu ikiye bolen sağsol çatışmasının sonuçlannı, bir ailenin seruveni çerçevesinde ele alıyordu "Acılar Kenti"nde. Gurcu yonetmen Yoselyani ise doğadan kopan insanoğlunun doğaya, dolayısıyla kendı kultüriıne karşı ışlediğı suç Kültirlerarası anlayış Gürcü yonetmen Otar Yoselyani'nin (ortada) Venedik'te göstenlen "Ve Işık Geldı" adh ları dıle getıriyordu. Timsahlara yapıtı, sıradan bir etnografık film değil, evrensel boyutlar taşıyan bir çalışmaydı Hedef! Mehmet PoUt Charis Anagnostopoulos (Yunanistan)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear