24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER mayı reddederken şu gerekçeyi ileri sürmüştür: "Kanunların; bütün kurum ve kuruluşlan ile fonksiyonlannı tam olarak yerine getiren, suçlann işlenmesinin istisnai olduğu ve suçlulann da en kısa sürede yargı mercileri önune istisnasız olarak çıkanlabildiği bir kamu düzeninde uygulanmak üzere kabul edilip çıkarıldıkian; bu kanunlara vatandaşları ve egemenlik hudutlan içinde bulunan kişileri riayet ettirmek ve kamu düzeninin bozulmasını engellemekle görevli ve yetkili olan devlet, bütün alınan tedbirlere rağmen kamu düzeninin bozulmasını engelleyemediği takdirde, suç işlemekle kamu düzenini bozmuş kişileri önceden konmuş bulunan kurallara göre zamamnda gerekli şekilde cezalandırmak yetkisi varolmakla beraber, devletin bu görevini, bütün kurum ve kuruluşlan ile uyum içinde çahşabildiği oranda yerine getirebileceği, devletin sözünü ettiğimiz bu fonksiyonunu yerine getirmede değişik nedenlerle zaafa düştüğü zamanlarda rnakul ve suç işleme kastini taşımayan kişilerin, soyut kurallann arkasma sığırup bozuhnuş olan kamu düzeninden yararlanmak ve kamu düzenindeki bozuklukları daha büyük boyutlara ulaştıracak taleplerde bulunmalannın demokratik ve makul dusünce kurallanna aykınlığı aşikâr olduğu;" (2). Bu karara göre 12 Eylül öncesinde, Adliye, mahkemeler, C. savcılıkları zaafa (yani acze) düşmüşler, ve bundan ötürü görevlerini yapamamışlar, isabetli kararlar verememişlerdir. Bu nedenle o mahkemeler ve C. savcüıklannca verilen beraat ve takipsizlik kararlannın hukuksal bir değeri yoktur. Gerçek ve tüzd kişiler, daha önce genel mahkemelerce yargılanmış, beraat etmiş ya da C. savcıhklarından takipsizlik kararları almış olsalar bile olağanüstü dönemlerde yeniden yargüanabilirler. devlet, olağanustu dönemlerde de varlığını ve siırekliliğini korumakta, tüm kurum ve kuruluşlanyla işler halde bulunmaktadır. Vatandaş bir davada beraat ettikten ya da bir koğuşturmada takipsizlik karan aldıktan sonra kendini güvence içinde görmeli, ileride bu konuda yeniden yargılanabileceğini düşünmemelidir. Bu, vatandasın güvenlik haklanndandır. Yukanda açıklanan anlayışa göre genel, olağan, bağımsız, siyasal etkilere açık olmayan, doğal hâkim ilkesine uygun olarak kurulan mahkemelerin verdikleri kararlar geçersiz sayılmakta, siyasal iktidara bağımh, doğal hâkim ilkesine aykırı, siyasal etki ve telkinlere açık olağandışı bir mahkemenin verdiği karar geçerli ve adil kabul edilmektedır. TöbDer davasında uygulama bu ölçülere göre yapılmıştır (3). 13 EYLÜL 1989 12 Evlül Yarglsı Ve TÖBDER Karan TÖBDER davasında mahkumiyet kararları sayılacaksa beraat kararlannın geçersizlik gerekçesi nasıl açıklanabilecektir? Yapılacak böyle bir ayrımda haklüık payı ne olacaktır? PENCERE Tarih Baba ile Beş General... HALİTÇELENK Hukukçu Ceza yargılaması tarihinde biri "olağan" ve öteki "olağan dışı" (ya da olağanustu) olmak üzere iki lür yargıya rastlanmaktadır. Olağan yargı yerleri, bağırasız, "doğal hâkim" ükesine uygun, yani suçun işlenmesinden ve sanıkların beUi olraasından önce kunılan genel mahkemelerdin Sulh ceza, asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri gibi. Bu mahkemelerin hâkimleri, kendi meslek kuruluşlan, örneğin Yüksek Hâkiraler Kurulu tarafından görevlendirilir, siyasal iktidarın etkilerinden uzaktırlar. Olağan dışı yargı yerleri, yani olağandışı mahkemeler, siyasal iktidarların olağan ve genel mahkemelere güvensizliklerinden kaynaklanan, suçun işlenmesinden sonra siyasal amaçlarla kurulan mahkemelerdır. "Olağan dışı raahkemelere gereksinme, olağan mahkemelere güvenmemekten gelir. Asıl neden budur. Daha hızlı adalet ve benzeri düşünceler bahanedir" (1). 12 Eylül döneminde, TÖBDER hakkındaki mahkumiyet kararını bu tür olağan dışı bir mahkeme vermiştir. Bu kararın onanmasına ilişkin askeri yargıtay karannda olağan ve genel mahkemelere, hatta 12 Eylül öncesi C. savcılıkları kararlarına güvenilmediği dile getirilmiştir. Sonuç Bu uygulama kimi sorulan gündeme getirmektedir: 12 Eylül müdahalesinden geriye doğru devlet ve yargı kaç yıl zaafa düşmüştür? Hangi davalann ve olaylann yargılanmasında acze düşmüştür? Böyiece devletin ve devlet kurumlanrun acze düşmesi nedeniyle verilen beraat ve takipsizlik kararları yanında mahkumiyet hararlan da geçersiz sayılacak mıdır? Mahkumiyet kararları geçerli sayılacaksa, beraat kararlannın geçersizlik gerekçesi nasıl açıklanabilecektir? Yapılacak böyle bir aynmda hakulık payı ne olacaktır? Bu tür değerlendirmeler, olaya olağanustu bir dönemin geçici ve dar çerçevesinden bakan çevreler açısından yerinde görülebilir, ama hukuka saygılı kişileri doyuramaz. TöbDer hakkındaki bu uygulama, Olağandışı yargılamalann ne denli adaletsizliklere yol açtığını ortaya koyan çarpıa bir örnektir. 1) Olağandışı Yanplamalar. F. Erem. Sa: 1112 2) Ai. Yar. 4. D.15/2/1983 T. 983/1 es. 1983/155 S.h K. 3) Stkıyöoctira kalktıktan sonra, daha önce sorgulan yapılamadıgı için haklarında Sıkıyönetim mahkemesinde dava açılamayan 20 TöbDer jönetıcisi hakkında Ankara 2. Agır Ceza Mahkemesi'nde aynı eylemlerden öturü dava açılmış ve beraat karan verilmişlir. Bu kararlann ortaya kovdugu hukuksal durum ayrı bir yazıda inceleme konusu yapılacakur. Askeri Yargıtay'ın gerekçesi... Sözu geçen mahkeme tarafından verilen mahkumiyet karan, benim de içinde bulunduğum savunmanlarca temyiz edilmiş, ve 12 Eylül öncesinde de ülkemizde bir devletin varolduğu, yargı yetkisine sahip mahkemelerin, dava açma yetkisine sahip C. savcılannın görev başında olduklan, 12 Eylül öncesinde dernek hakkmda aynı eylemler için mahkemeler ve C. savcüıklannca beraat ve takipsizlik kararları verildiği, bu kararlann kesinleştiği, ceza yargılama kurallanna ve uluslararası antlaşma ve sözleşmelere göre kişinin bir eyleminden ötürü bir kez yargılanabüecegi, aynı eylemden ötürü ikinci kez yargılanamayacağı, savcılıkça ileri sürülen bir böİüm eylemler için dava zaman aşımtnın dolduğu, bu nedenle anılan eylemlerin yeniden yargılama konusu yapılamayacağı ileri sürülmüştür. Bu savunma askeri yargıtayda da sözlü ve yazılı olarak açıklanmış ve yinelenmiştir. TöbDer olayı Bu tür yargı yerlerinin en belirgin örneği, özellikle ülkemizde, sıkıyönetim askeri mahkemeleridir. • Bu mahkemeler, hâkim ve savcılan siyasal iktidar tarafından görevlendirilen, "mahkemelerin bağımsızlığı" ilkesine aykırı olarak kurulmuş mahkemelerdir. Doğal hâkim ilkesine de uygun olmayan bu mahkemeler, 12 Eylül döneminde örnekleri görüldüğü gibi, siyasal iktidarın etki ve telkinlerine açık yargı yerleridir. Güvenceden yoksun Böyle bir gerekçe, devlet ve toplum yaşamında kararlıhğı (istikrar) ve güveni ortadan kaldıran, vatandaşı yargı organlan ile ve giderek devletle ilişkilerinde güvenceden yoksun bırakan, siyasal niteTöbDer hakkında sıkıyönetim askeri mahkeme ligi ağır basan ve hukuk devleti ilkesine ters düsen since verilen mahkumiyet kararını onaylayan As bir gerekçedir. Öte yandan bu gerekçe, "devletin keri Yargıtay 4. Dairesi, onama karannda bu savun sürekliliği" ilkesine de aykırı düşmektedir. Çünkü OKTAYAKBAL EVET/HAYIR OKURLARDAN oturma olanağı vermeleridir. Konutlanmızın yanında halen insası süren ve diğer kooperatiflere ait konutlann Ankara 100. Yıl mevkünde bitmesini beklemek ve bu kooptratifimiz vasıtasıyla 146 kooperatiflerle belediyeye adet konut yaptırdık. katüım payı ödeyerek, bir lnşaatlanmtı bitim seviyesine proje oluşturma çalışmamız geldi. Son bir aylık çalışma var. Ancak, bu çalışma uzun ile tamamlanacak. Bizler, vadeli, 1 yılı asan bir konut sahipleriyiz ve çahşmadır. Bu çalışmamız tamanumız şimdilik kiracıyız. devam edecektir. Hepimiz kira ödemesi Çalışmalannı, görev yapmaktayız. Evlerimiz anlayışlanm canı gönülden tamamlanmasına rağmen, desteklediğimiz evlerimize oturamıyoruz. belediyemizden bize bir Nedeni: Kanalizasyon çözüm getirmesini, 1990 eksikliği. Oysa ki, yılınıt] sonuvnm bulmadan, kooperatifimizin hemen biten evlerimize yerlesme alttnda 100. Yıl işçi sitesi var. olanağı sağlamasmı kooperatif üyeleri olarak Bizim kanalizasyonumuz da beklemekteyiz. geçici olarak o kanala MESUT ÇİFTLİK / Ankara bağlanabUir. Kanalizasyon istiyoruz Sinema Geçmişte mi Kaldı?... Beyoğlu'na her zaman çıkamıyorum. Oysa çocukluğum, ilk gençliğim bu caddede geçti. Her öğle paydosunda yarım saatliğine bu caddeye gelmek ayrı bir dünyada kendimi duymaktı. Sinemalar, pastacılar, mağazalar. Geçen gün Tünel'den Taksım'e kadar yürüdüm. O eski günlerin sinemalarını anımsadım. Yüksekkaldırım'daki Astorya, İstiklal Caddesi'nin başındaki Santral Sineması çoktandır geçmişin küllerıne karıştı. O Santral Sineması ki, Sait Faık'in bir öyküsünde ölümsuzleşmiştir. O Astorya ki, balkonunda oturan nerdeyse elini uzatsa perdeve dokunabilirdi. Hiç biri yok? Atillâ Dorsay'ın 'Sinema Yaşanan Bir Törendir' başlıklı yazılarını okudunuz mu bilmem. Orta yaşta bir kişi iseniz sizi alıp o bol sinemalı günlere, gecelere götürecek. Gençseniz, beyazperdenin egemenlik sürdüğü bir altın çağa... Televizyon, video çıktığından beri sinema salonları bir bir kapanıyor. Yalnız bizde değil tüm dünyada böyle. italya'da sinema salonları yarı yarıya azalmış, Fransa'da sinema seyircisi yüzde elliye inmiş. Ya bizde? Size kapanan sınemaları bir bir saysam mı? Sehzadebaşı'nda Milli, Hilal; Beyoğlu'nda Şık, Yıldız, Saray, İpek, Yeni Melek, Şişli'de Kent... Bunlar ilk akl/ma gelenler. Sirkeci'deki Azeri, Kemalbey, Alemdar gibi salonları da unutmamalı... Daha başkalarını da siz anımsayacaksınız. Sinemaya gitmek istanbullu için başlı başına bir olaydı. Sehzadebaşı'nda doğup büyüdüğüm için küçük yaşta sinema salonlarını tanıdım . Evimiz caddeden iki üç sokak ıçerdeydi. Her cumartesi bizim sinema günümüzdü. Okuldan çıkar çıkmaz acele fırına koşar, bir şeyler alıp ya Milli ya Ferah sinemalarına kapağı atardık. Milli sinemasının kapısında zenci bir görevli dururdu. Yıllar geçti, yaşlandı, ama hep Şehzadebaşı'nın bilinen bir kişisi olarak kaldı. Millı'de salon fiimleri oynardı daha çok. Küçücük bir salondu. Balkonun ortasından projeksiyonun ışıklı dumanı geçerdi. Kalabalık olunca oraya da seyirci alırlardı, kafanı kaldırırsan beyazperdeye gölgesı çıkardı. Bir anda kıyamet kopardı, 'Kafanı çek', 'Kafan kopsun' sesleri ortalığı inletirdi. Bir zamanlar İstanbul'un sinemalarını öyküler halinde yazmaya kalkışmıştım. Bu yazılann biraz da belgesel olmasını istedim. İstanbul sinemaları ile ilgili bir çalışma bulamadım. Örneğin Beyoglu'ndaki sinemalar ne zaman açıldı, kimlerdi o salonlarda ilk fiimleri oynatan? Bunları bilen yok. Derme çatma bilgilere dayanarak İstanbul sinemalarını anlatmak olası değil. Ben de kendi izlenimlerimi, anılarımı yazmaya giriştim. Ne yazık ki bu çalışmayı bitiremedim, daha doğrusu kendi yazdıklanmı beğenemedim. Artık sinema salonları tarihe karışıyor. Geçen gün Şişli'deki Kent sinemasının sahibi. 'sonuna kadar salonu ayakta tutacagım' söylüyordu. Zararına da olsa Kent'i yaşatmak isteğindeydi. Daha önce Avrupa'da başlayan bu çöküş, sonunda bizde de kendini gösterdı. Nedeni de eski ilginin azalması. Gerçekten de salonlar yarı yarıya boş. En güzel filmlerde bile seyirci az. Bu durumda salon sahipleri bu yerleri garaja, pasaja çevirmeyi daha yararlı görüyorlar. Onları da kınamak zor. Atillâ Dorsay şöyle yazmış: "Salon sinemasının ölümü yalnızca film izleme olayının bir teknolojiden öbürüne nakli gibi basit ve sıradan bir değişme değildir İnsanların sanatsal kültürel ağırlıklı bir toplu seyir ve kitlesel arınma olayından tümüyle vazgeçmeleri anlamına da gelmektedir... Sinema salonlarının ölümü biraz da cağdaş uygarlığımızın ölümü anlamına gelmektedir." Açıyorsunuz TV'nizi, karşınızda bir film, aracınızın ekranı ister büyük ister küçük olsun fark etmez, tek başınızasınız ekrandaki olaylann karşısında ya da bir iki yakınınızla... Salonlardaki toplu coşku, toplu mutluluk ya da üzürrtü durumları yok olmuş! Sinema toplumsal bir olay olmaktan çıkıp bireysel bir seyir haline gelmiş. insan ister istemez çocukluk yıllarındaki sinema coşkusunu, o toplu heyecanlanma, sevinme, üzülme ortaklığını anyor... "Duvarlar ardındaki iyi korunmuş kişisel kalelerine kapanmış birbirinden uzak bireyler"in seyrettiği fılmter bilmem, o eski güzel duygulanmaları, coşkuları, ortaklaşa paylaşılan tatları verir mi, verebilir mi? algılayabiliyorum. Yaşamayı kitap okumakla bağdastınyor ve öyle yörüngesine oturtuyorum. Dar olanaklar içerisinde bulunduğum için kitap dünyasma, kitap etkinliklerine katıtamıyorum. Cumhuriyet okurlannm kitap bağıslannı bekliyorum. Mis Sokağı cinayetini ifleyenler görsünler kitabın gücünü!... HÜDAİ CESUR / Adana Doruk kasabası Yeşilyurt Mahallesi 01955 CEYHAN ANKARA ve bunun için üniversite sınavlarmda Türkçe matematik ve sosyal bilgiltr sorularım cevaplandırmahyım. tşte, belki tüm hayatımı etkileyecek sorun buradan kaynaklanıyor. Matematik yetersiz olduğu için edebiyat subesini, coğrafya dersleri bulunmadığı için fen subesini seçmekte tereddüt ediyorum. Neden okulda öğretîldiği halde bu iki dersten birini dısandan katkılarla güçlendirmek zorunda kalayım? Kanımca yapmak zorunda olduğumuz seçim değil kumar. "Sınıf seçme" yerine, geleceğimiz açısmdan en sağhklısı olduğu tartısılmaz olan "ders seçme" sistemi neden Milli Eğitimimizce benimsenmiyor? Bu koşullarda basanlı olacağımıza inandığımız branşlarda eğitim görmemiz, ilerlememiz gittikçe imkânstzlaşmıyor mu? ŞULE ÖZDEMİR Sınıf seçme yerine ders seçme getirilsin, Bir lise 1. sınıf öğrencisi olarak, meslek seçiminde sağhkh olması amacıyla, önumüzdeki iki öğretun yıh için edebiyat ya da fen şubesi seçimini yapmak zorunda kaldım. İşletmeci olmak arzusundayım Ankara Büyükşehir Belediye ve Çankaya Belediyesi'nden istemimiz kanalizasyon sorununu bir an evvet çözertk bizi kendi evlerimize "Kitabı seviyorum" Kitap okumayı seviyorum. Evrenin gerçeklerini kitaplarla Evlerde. işyerlerinde. insana saygı duyulan her birimde. Pencereleri kapatın. Temiz havada yaşamaya başlayın! Ontrol Elektrostatik Hava Temizleyicileri... Havayı sigara dumartı, toz. kurum. bakterı gibi sağlıga zarartı yaoancı maddeterden, kötu kokulardan arındınr GereV yaşama, gerek çalışma sağlıgı için daıma "havadar" bir ortam yaratır Tarih Baba ak sakallı, uzun cübbeli, keltoş kafalı bir ihtiyardır; elindeki diviti zamanın hokkasına batırarak sağ dizınin üstündeki kara kaplı deftere durmadan bir şeyler yazar Serinkanlıdır; hatta soğuktur; coşkuyu sevmez, duygulardan arınmıştır; sevgiyi de nefreti de dışlar; düşmanlıktan, dostluktan nasibi yoktur; olaylara yaklaşırken ne öfkelidir; ne de sevecendir; 9'uncu yıldönümünde 12 Eylül'e göz atarken Tarih Baba'nın kimliğini değiştireceğini sanmayalım; kimseye ayrıcalık tanımayan ihtiyar, bir askeri darbeyle Türkiye'nin yazgısını ele geçiren beş generale neden "ilümas" yapsın? Ne var ki tarihin yargılaması 12 Eylül mahkemeleri gibi de değildir; şimdi size belki inanılmaz gelir; ama Tarih Baba'nın duruşmasında MGK'nın beş generaliyle Fatsa'nın eski Belediye Başkanı Terzi Rkri eşittir. Biliyorum, şimdi bu satırları okuyanlar arasında öfkelenenler, tepki duyanlar, tepesi atanlar olacaktır: Ne demek? "Anarşist, terörist. komünist Terzi Fikri" tarih önünde beş generalle bir mi tutulurmuş? Elbette öfkelenenlerin tepkisini de doğal saymak gerekir; çünkü, onlar olaylara sıcak bakan birer "ö7um/ü"dürler. Oysa Tarih Baba soğuk mu soğuktur; her şeyin anlamını ortaya koymak ister; ne Danton'dan yanadır ne Robespierre'den, ne 16'ncı Louis'ye acır ne de Marie Antoinette için yüreği burkulur; yalnız sonuca bakar ve sorar: 1789, insanlığa ne getirdi, ne göturdü? * Tarih Baba'nın bir yontemi de belgelerle çalışmasıdır. 1789'un "İnsan Haklan Bildirisi" olayın anlamını veren en önemli belge değil midir? Tarih Baba 12 Eylül'ün beş generalini yargılarken de soracaktır: Dosyada iki belge var: Biri 1961 Anayasası, öteki 1982 Anayasası. İlki 27 Mayıs'ın belgesı, ikindsi 12 Eylül'ün belgesi değil mi? Beş general: Evet, efendim.. Birincisi, insan haklan ve temel özgürtüklere daha yakm bir belge, ikindsi, bunlardan uzaklaşan ve demokrasiye ters düsen bir belge... Neden böyle yaptmız? 1961 Anayasası'nı halkımız için "luks" bulduk, değiştirmek gereğine inandık... Demek ki sizler, bir darbeyle iktidan ele geçirdikten sonra elinizdeki gücü aykın biçimde kullandınız, Türk Ulusu'nu uygarih ğın gerisinde saydınız, demokrasiye layık görmediniz. Öyle oldu, efendim... Peki, biliyorsunuz uygariıkta en önemli dönüşümlerden birisi laiklik devrimidir. Mustafa Kemal sizden yanm yuzyıl önce Türkiye'de laiklik devriminı gerçekleştirmiş, okullarda öğretim birliğini sağlamış... Siz neden ülkenizi yarım yuzyıl öncesine döndürecek yasaları çıkardınız? Uygarlık tarihini hiç mi okumadınız? Bilemedik efendim. Mahkemede "kanunu bilmemek mazeret sayılmaz"; Tarih Baba'nın yargılamasında da "uygarlık" ve "aydınlık"\an habersiz olmak, bağışlanmak için bir neden değildir. 20'nci yuzyıl "sosyal devrim" çağıdır. 1961 Anayasası da "sosyal devlet' kavramını Türkiye'ye getirmiş, yürürlüğe koymuştu. 12 Eylül ne yaptı? Tarih Baba, soğuk bakışlarıyla beş generali süzecek, bu konuda gerekli sorgulamayı yapacaktır. Bizimkilerin suçsuzluklannı kanıtlamalan olanaksızdır. • 12 Eylül'den bu yana 9 yıl geçti, 10'uncu yıla girdik; beş general artık siyaset sahnesinden çekiliyorlar. Çok adam astılar, çok adamı yok ettiler, çok insanın ocağına incir ağacı diktiler, hukuku çiğnediler, adaleti sildiler, zulmü yeğlediler; düşmanları da var, dostları da; yandaşları da var, karşıtları da... Hiç kuşkusuz kendilerini savunacaklar, yaptıklarınagerekçeler arayacaklardır. Bütün bunlar güncel politıka dağdağasının sorunlarıdır, gazetelerdeki siyasal tartışmaların içeriğini oluşturan birer incir çekirdeğidir. Ancak Tarih Baba'nın yargısı önemli... Tarih Baba beş generalin Allah beşine de uzun ömür versinmezar taşlarına ne yazacak? Kendi ülkesınin halkına temel özgürlükleri, insan haklannı ve cağdaş demokrasiyi çok gören "bes/»"nin mezar taşlarına neyazılır ki... 1 . 2 ^ 0 0 + KDV 675.000 + KDV 1 ekime kadar ANMA ZELİHA EREN (19281988) 1. ölüm yıldönümünde sevdiklerin ve dostların olarak saygıyta amyoruz. TMS Genel dağıtım Elektrostatik model. BirTemizleyicileri Hava yıl garanti. 5 ayrı HaynyeCao 16 80060G^aBsaraylslanbulTel 143 02 83 1499340Tetete 25069 sıtı Turan Emefcsa Sok an. 06700 GaaosmanpaşaAnkara Tel 127 !0 09Telefcs 42156 pefctr Cumhuryel Bulvarı Aıa Ap( 182 Kal 5 35220 Afcancaklzn*r T<M 22 15 43 Aıaiurv Cadöesı. Ekmekçıler AJJ 171.Ka15 01120 Adana Tö 40843 ontrol Kardeşi: ERDAL ÖZDİL NİZAMETTİN ORHANGAZÎ < D (19571978) Onurlu yaşamın ve özgürlük mücadelen unutulmayacak! Saygıyla aruyonız. Ailesi adına NURETTtS ORHANGAZÎ İLAN ESKİŞEHtR 1. SULH CEZA MAHKEMESİ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR Sanık: ALİ SUAT SUNGUR: Abdullah ve Ayşe Kıymet'ten olma, 1962 doğumlu, Eskişehır Merkez Akçağlan mahallesi nüfusuna kayıtlı, halen Eskişehır Özbek Oteli'nde yatar, kalkar. HÜKÜM ÖZETİ: Yukanda kimliği yazılı olan sanığın Eskişehir Pamukbank şubesince kendisine verilen çek karnesini bankanın geri istemesine rağmen iade etmedigi ve böyiece Çek Kanunu'na aykın davrandığı anlaşıldıgından; Mahkememizin 25.7.1989 tarih 1989/356396 numaraü kararı ile sanığın 3167 sayılı kanun 13/1. maddesine ve 119/5. maddeleri gereğince DOKSAN BİN LİRA AĞIR PARA CEZASI ile cezalandınlmasına karar verilmişür. Bu karar sanığın mevcut adreslerine tebliğ edikmcmiştir. Zabıtaca da arandığında yeni adresi tespit olunamamıştır. Bu nedenie 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. maddesi uyannca hüktlm özeünin Uanen tebbğine karar verilmiştir. Hüküm, ilan edildiği tarihten yedi gün sonra sanığa tebliğ edilmiş sayılacaktır. İlan olunur. 31.8.1989 Basın: 31642 DürOst ve namuslu bir insan, örnek hukukçu Av. EKREM TOS yıllarca hukukumuzun, ideallerimizın, emeğimizin savunucusu oldu. Uğradığı haksızlıklar karşısında yalnız bırakmamak ödevimizdir. HUKUKUN ÜSTÜNLÜCÜNE İNANANLAR Telefonlar: 9.661/31528 veya 9.661/23646 Beş dakikanızı a)nnn lütfen!.. ADAPAZARI 2. SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas: 1989/281 Karar: 1989/498 Hâkim: Nadide Duru Ünsal 16575 Kâtip: Ferda Yücel Davacı: K.H. Sanık: SÜLEYMAN GÜREŞ: Hasan ve Necmiye'den olma, 1949 D.lu, Adapazan Akıncılar m.n. kayıtlı, Adapazan Erenler Sanayii 4. Blok, No: 4'te otunır, evli, 3 çocuklu, okuryazar, sabıkasız, peynir imalatçısı. Suç: Gıda maddeleri tüzüğüne aykın davranıs SuçT.: 23.1.1989 Yukanda açık kimliği yazılı sanık hakkında Adapazan 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yapılan açık duruşma sonunda: G.D Sanık Süleyman Güreş'in gıda maddeleri tüzüğüne aykın olarak Yaprak marka kasar peyniri imal ederek satışa arz etmesinden dolayı eylemine uyan T.C.K'nın 396402/1. 647 sayılı kanunun 4. maddeleri uyannca; Dört yüz elli beş bin lira ağır para cezası ile cezalandınlmasına, Üç ay süre ile cttrme vasıta kıldığı meslek ve sanatın ve ticaretin tatiüne, Yedi gün sure ile işyerinin kapatılmasına, Karar verildi. 20.6.1989 Basın: 31380 ANMA 14 temmuz büyük ölüm orucunda ölen M. Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz, Ali Çiçek'i ölümlerinin 7. yıldönümünde saygıyla anıyoruz. İNGİLİZCE KURSU TEK DILLE BURAYA KADAR İNGİLİZCETE İHTİYACINIZ VAR Bize gelin, Boğaziçi Üniversitesi metoduyla öğrenin TEK DÎLLE YAŞAMAYIN Güz kayıtlan başlad BUYUK SURMELI OTELI KARSISI GAYRETTEPE 174 28 90 174 28 91 ADALET BAKANLIĞI'NDAN MÜNHAL NOTERLİKLER Aşağıda 1988 yılı gayrisafi gelirleri ve isimleri yazılı bulunan ikinci sınıf noterlikler münhaldir. 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 22 ve müteakip maddeleri gereğince ikinci sınıf noterlerden veya üçüncü sınıf noterlerden bu noterüklere atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay içinde bakanhğımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcıhklanna başvurmaları gerekmektedir. Posta ile doğrudan doğruya bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler başvurma süresi içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde nazara alınmaz. İlan olunur. Sıra No: 1. 2. 3. 4. Münhal Noterliklerin Adı Acıpayam Noterliği Dinar Noterliği Kastamonu Birinci Noterliği Ke$an Birinci Noterliği Basın: 31824 1988 Yılı Gayrisafi Gelir 44.212.519.00 33.636.652.00 40.708.502.00 63.151.392.00 Lira Lira Lira Lira DİYARBAKIR 1 NOLU E TİPİ CEZAEVJ TUTUKLU TEMSİLCİLİĞİ ADINA NURETTİN YILDIRIM OOmser HAŞARAT İLAÇLAMA SERVİSI FÖMteASYOII Kimya Mühendisı İBRAHİM COŞKUN Tel. 520 55 76 512 09 02 Stcıl Ttc No 180823/128329 INGILTEREDE Aupairlik Bayanlara çalışarak İNGİLİZCE Dil Okulları Ucuz Tatil imkânı . SÜMTAŞ Ist.. 151 26 15 Izm.: 36 00 08 Nüfus cüzdanımı ve ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. ALAETTtN SÜLEYMANOĞLV 1ETT ve iş kimliğimi kaybeltim. Hükümsüzdür. ALtEĞRt IstikMI Caö. 35O71 Tunel Beyoğhı lal TfcAKT Deniz (İştipliler) Aktari ile Erdinı Aktari evlendiler 13.9.1989 İzmir
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear