24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 HABERLERİN DEVAMI 5 AĞUSTOS 1989 AYDIN'dan HİKMET ÇETİNUYA Olüme açık çağrı (Boftarafi 1. Sayfada) lirterek hazırlanan tespit raporunun düzmece olduğunu iddia etti. Bu arada darpa ilişkin bu bulguların birinci otopsi sırasında meydana geldiği öne sürülüyor. Mehmet Yalçınkaya ile Hüseyin Hüsnü Eroğlu'nun cenazeleri dün ailelerine teslim edildi. Yalçınkaya'nın cenazesi toprağa verilmek üzere Şanlıurfa'ya. Eroğlu'nun cenazesi de tstanbul'a gönderildi. Eroğlu'nun cenazesinin bugün toprağa verileceği belirtildi. Mustafa Balbay ve Aydın Sarının bildirdiğine göre SHP Genel Sekreter Yardımcısı C«vdet Selvi, milletvekilleri Ahmel Ersin, Veli Aksoy, Hilmi Ziya Poslacı ve Kâmil ACeşoğullan, dün saat 16.30 sıralannda Adalet Bakanlığı'nın izniyle Aydın E Tipi Cezaevi'ne gittiler. Yanlarında Aydın Cumhuriyet Savcısı Nural Uçunım'un da bulunduğu SHP heyeti, revirde tutuklu ve hükümlülerle konuştular. Havur Adıbelli adlı bir hükümlü, kaburga kemiğinin kırık olduğunu, cezaevi aracindan indirildikten sonra avluda jandarma ve gardiyanların saldırısına uğradıklarını belirterek şöyle dedi: "GanJiyan ve jandarmalar, bizim çmlçıplak soyunmamızı istediler. Karşı çıktık. Bunun üzerine uzerimize tazyikli su sıkıp jandarmalar dipçtkle, gardiyanlar isc coplaria uzerimize saldırdılar. Benim kaburga kemiklerim kınldı." Şerif Simel adlı bir başka hükümlü ise milletvekillerine, sırtındaki m'uşta yaralannı gösterdi ve arkadaşı gibi olayı yineledi. Bir başka tutuklu, yatağının altında sakladığı kanlı atleti milletvekilleri ve Aydın Cumhuriyet Savcısı1 na gösterdi. Cezaevindeki olaylar sırasında yaralanan gardiyanlardan Ümmel Türkkan'ın beyin kanaması geçirdiği, Ramazan Kozal'ın sağ kolunun kırıldığı öğrenildi. Bu iki gardiyanın, 2425 nisan tarihleri arasında Nazilli E Tipi Cezaevi'nde 26 tutuklu ve hükümhıye işkence yaptıklan öne sürülüyor. Sağlığı iyice bozulduğu için revire kaldırılan 23 tutuklu ve hükümlüden tedavi kabul etmeyen 15'inin durumu kötüleşti. Halen revirde bulunan 15 kişi, nabızlarının ölçülmesini bile istemiyorlar. Halen cezaevi revirinde bulunanların adları şöyle: Mehmet Ali Hüseyinoglu, Süleyman Kılıç, Vedat Övel, Derviş Çakır, Şerif Siimen, Nurettin Şensoy, Havur Adıbdli, Alaattin Aktaş, Nesim Kılıç, Mustafa Güngör, Mehmet Doluk, Mehmet Akbaş, Hüseyin Ozpınar. Mehmet Aslan, Mehmet Özalpaslan, Mahmut Aşkın, Yunus Daglı, Erol Karabulut, Hasan Ak, Akın Yalçın, Recep Zeytind, Rıza Sankaya, Mustafa tzzet Çelik. Bu tutuklu ve hükümlülerden tedavi kabul etmeyenlerin çoğunun en kısa sürede mide ameliyatı olması gerektiği, bazılarında da "beyin küçülmesi" olduğu öğrenildi. Aydın Cumhuriyet Savcısı Nnral Uçurum, cezaevinde çatışma, isyan ve benzeri herhangi bir olay olmadığını belirterek, "Ötöm nedeni kesinlikle su kaybıdır. Miidahale yapılmıştır, ancak başanlı olunamamıştır" dedi. Uçurum, otopsiyi şöyle anlattı: "5 doktor, iki savcı otopsi yaptık. Ölenlerin iizerinde kesinlikle darp ya da kursun izi yoktu. İnanın mideyi bulamadık. Mide yoktu. Mide kalınbagırsak gibi olmuş. Mehmet Yalçınkaya'nın cenazesi dün saat 11 .OO'de kardeşi Hüseyin Yalçınkaya, amcası Şerif Yalçınkaya ve eniştesi Şakir Demir tarafından alındı. Cenaze alınmadan önce Hüseyin Yalçınkaya morga getirildi ve cesedi teşhis etmesi istendi. Bir süre içeride kaldıktan sonra fenalaştığı için iki polisin kollarında dışarı çıkan Hüseyin Yalçınkaya, "Kardeşimin sırtında bıçak yarası vardı. Oradan tanıdım. Yüziinü, vücudunu her tarafını parçalamışlar" dedi. Hüseyin Yalçınkaya, "Darp izi var mıydı" sorusuna, "Bnnu anlamak mümkiin değildi" karşıiığını verdi. Urfa'dan tuttukları bir taksiye tabutu koyan Yalçınkaya'nın yakınları polisçe videoya alındı. Bir minibüs dolusu çevik kuvvet cenaze otosunu izledi. Çevik kuvvet ekibinin DenizJi il sınınna kadar cenazeyi izlediği öğrenildi. Itiraz üzerine Hüseyin Hüsnü Eroğlu'na dün ikinci kez otopsi yapıldı. Sağlık Ocağı Doktoru Mehmet Ali Pekatçı, SSK Hastanesi Doktoru Seda Tutar, devlet hastanesi doktorlarından Ceylan Kayalı'nın katıldığı otopside, Eroğlu'nun yine aşırı su kaybından öldüğü yinelendi. Otopsiye Aydın Sulh Ceza Hâkimi Şeref Kalınomuz ile birlikte gözlemci olarak katılan sanık avukatı Veli Devecioglu, su kaybında nölüm nedenine inanmadığım, bu yüzden tutanağı imzalamadığını bildirdi. Devecioğlu'nun verdiği bilgiye göre, ikinci otopsi raporunda su kaybının yanı sıra şu bulgulara da yer verildiği saptandı: "Sağ gözaltında 2.5 X 1.5 cm büyüklügünde morluk. sol gözaltında ve elmacık kemiği iizerinde 1.5 x 0.5 cm morluk, sağ elmaak iizerinde hafif morluk, sağ göz dış kenannda 3 X 2 cm morluk, sağ göz altında 0.5 x 0.8 cm yara, sağ kulak altında morluk, sol dirsekte iç ve dış kısmında sıyrık, sağ hayada kırmızılık, sağ el iistünde 0.5 x 1 cm cm sıyrık, sağ bilekle 2.5 x 3 cm morluk, belin solunda 3 x 2 ezik, sırtın sol tarafında 1 x 1.5 cm ezik." KİKALIK DAİRK ARANIYOR Mehmet Celep (Cumhuriyet Ga/cltsi) Tel.: 512 05 05 / 469 Saat: 17.0024 arası m • Gaziantep Özel Tip Cezaevi'nde de 230 siyasi tutuklu ve hükümlü, Eroğlu ve Yalçınkaya'nın ölmesini protesto için süresiz açlık grevine başladı. lskenderun'da 3'ü tutuklu ve hükümlü yakını 22 kişinin açlık grevi dördüncü gününü doldurdu. Aralarında SHP belediye meclis üyelerinir^de bulunduğu eylemciler adına konuşan Avukat Hasan Hüseyin Reyhan, Eskişehir Cezaevi'ndeki olayları kınadıklannı bildirdi. Kahramanmaraş E Tipi Cezaevi'nde 9 siyasi hükümlünün açlık grevi onuncu gününü doldurdu. Elazığ E Tipi Cezaevi'nde de 9 siyasi hükümlünün başlattığı açlık grevi dördüncü gününe girdi. Siirt Kapalı Cezaevi'nde çoğunluğu adli hükümlü ve tutuklu 250 kişi de dün açlık grevine başladı. Ergani Cezaevi'ndeki açlık grevinin de sürdüğü öğrenildi. Aydın E Tipi Cezaevi'nde 251, Çanakkale E Tipi Cezaevi'nde 216, Buca Cezaevi'nde 17 ve Urla Cezaevi'nde 1 hükümlünün başlattıklan açlık grevleri devam ediyor. Cenazeyi aldriar Açlık grevi sırasında ölen Mehmet Yalçınkaya'nın yakınları dün Aydın'a gelerek Yalçınkaya'nın cenazesini Şanlıurfa'ya götürdüler.Polisin cenazenin alınması ve memleketine götürülmesi sırasında Yalçınkaya'nın yakınlannı videoya akJığı görüldü. (Fotoğraf: Zafer Aknar) Ancak ıkıncı otopsiye gözlemci olarak katılan Sulh Ceza Hâkimi Şerif Kalınomuz, bu bulguların birinci otopsiden kalma izler olduğunu, birinci otopsi yapılırken oluştuğunu öne sürdü. Hüseyin Hüsnü Eroğlu'nun avukatı Veli Devecioglu, Cumhuriyet muhabirine bilgi verirken, bu bulgunun birinci otopsiden sonra meydana gelmediğini belirtti ve "Zaten Adalet Bakanlığı Miısteşan'nın 1. otopsi raporunun verilmemesi konusundaki olağanüstıi özeninin lemelinde bu yatmaktadır" dedi. Herhangi bir çatışma olup olmadığını araştırmak için müvekkilleri ile görüşme talebinin kabul edilmediğini belirten Deveci, bunun da ölümün açlık grevinden olmadığı kanaatini güçlendirdiğini savundu. Deveci, otopsinin savcılar yerine yargıçlar tarafından yaptırılmasının daha doğru olduğunu, bu yasal gereğe de uyulmadığını öne sürdü ve şunları söyledi: "Neresinden bakılırsa bakıisın bu rapora güvenmediğimiz gibi şimdi yaptınlan delil tespitine de itirazımız vardır. Muhalefetimize rağmen yargıç birinci otopside bulunan patolog Seda Tular'ı delil tespitine de çağırmıştır. Ve delil tespiünde yargıç O'nun sözüne itibar etmiştir. O vüzden tutanağı imzalaraadık. Aynca dort giin önce müvekkilimin kendisiyle Eskişehir Cezaevi'nde görüştüm. Ölecek dururada olmadığını, kendi gözlemlerime dayanarak söylüyonım. Delil tespitinde yer alan tüm bulguların otopsiden meydana geldiğini söylemek mümkiin değildir. Her iki olopsi de hukuk titizliği içinde yapılmadı, yanm saatte yapılacak bir iş için tüm günümiizü hartadık." Hüseyin Husnu Eroğlu'nun cenazesi, otopsiden sonra dayısı, abisi ve babası tarafından devlet hastanesi morgundan alındı ve bir minibüsle saat 20.30'da lstanbul'a götürülmek üzere yola çıkarıldı. Baba Eroğlu, "Bundan sonra yapacak bir şey yok. Yann (bu) sabah tstanbul'a gidince oglumtı defnedeceğiz" diye konuştu. Eskişehir muhabirimiz önder Baloğlu'nun verdiği ve Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi'nden edinilen bilgilere göre nakilden bir gece önce Eskişehir Devlet Hastanesi doktorlarından genel cerrah Lütfü Üstün ve dahiliye uzmanı Büleot Baloglu, saat 00.30'da evlerinden alınarak açlık grevindeki tutuklu ve hükümlüleri muayeneye götürüldüler. tki doktor muayene sonucunda açlık grevcilerinin bu durumda nakledilemeyecekleri, ancak mutlaka yapılması gerekiyorsa, cezaevinden naklin ambülansla ve doktor denetiminde yapılması gerektiği doğrultusunda görüş belirttiler. Ancak cezaevi yönetimi ertesi gün Eskişehir Sağlık Müdürlüğü'nde görevli ve kadrolan Adalet Bakaıılığı'nda olan pratisyen doktorlar Tancr Altan ve Murat Kozanoğlu imzasıyla 280 tutuklu ve hükümlünün nakil edilebileceği doğrultusunda bir rapor alarak nakli gerçekleştirdiler. leri alakanın üzerierine çekilmesi. Işler biraz yatışsın, biz basını yeniden cezaevlerine götüriiriiz. Orada baskı olmadığını ki bunu daha önceki ziyaretlerde size de ifade etmişlerdir, siz de göriırsünüz, baskı yok, ideoloji var. Zaten gazctelere demeç veriyorlar, 'Devrimci mücadelemiz devam edecek' diye. Ölüm olması onlann isine geliyor." Korsan gösteriler Ankara, İstanbul ve Adana'da cezaevlerindeki uygulamaları protesto için korsîin gösteriler yapıldı. Ankara'da Kızılay'daki Sakarya Meydam'nda yaklaşık 100 kişi, "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Tutuklular üzerindeki baskılar kaldınlsın" sloganlarını atarak dağıldılar. Polis, olay sonrasında Sakarya Meydam'nda bazı kişileri gözaltına aldı. İstanbul'da Karaköy vapur iskelesi önünde saat 16.00 sıralannda yaklaşık 500 kişilik bir grup, yerlere döktükleri talaşı ateşe vererek traHği engellediler. Göstericiler, bomba süsü verilmiş ve "Faşizmi döktüğü kanda bogacağız Devrimci Gençlik" yazılı bir pankartı iskele önündeki yaya geçitlerini gösteren Irafik levhalarına boydan boya astılar. Bir süre slogan atan göstericiler, daha sonra ara sokaklara girerek dağıldılar. Cağaloğlu'nda Hürriyet Holding binasının karşısındaki işyeri parmaklıklarına da "Zindanlardaki baskılar hesapsız kalmayacak. TKPML Hareketi" yazılı pankart asıldı. Kartal Stadı'nda sanatçı Zülfü Livaneli'nin konserinden çıkan bir grup, korsan gösteri yaptı. Yaklaşık bin kişilik grup, iki kişinin Aydın Cezaevi'nde ölmesini protesto amacıyla çeşitli sloganlar attılar. "Kahrolsun faşizm", "Yaşasın mücadelemiz", "Zindanlar boşalsın, lutsaklare özgüriük" diye bağıran grubun bir ara kendilerine müdahale etmek isteyen güvenlik görevlilerine taş attığı gözlendi. Yiiksel ne diyor? Adalet Bakanlığı Müsteşarı Arif Yüksel, BBC muhabirinin sorularını yanıtlarken, halen 1523 hükümlü ve tutuklunun açlık grevinde bulunduğunu söyledi. Yüksel, "Ölümlerdcn siz ve Adalet Bakanı Oltan Sungurlu sorumlu lutuluyor. Istifanız söz konusu mu?" sorusuna, "Niçin istifa edelim ki, görevimizi ifa ediyoruz" yanıtını verdi. Yüksel, 1 Ağustos tki doktorun, tutuklu ve hüküm Genelgesi'nin kalkmasının söz kolülerle birlikte Aydın'da görev yap nusu olmadığını da bildirdi. mak üzere Aydın'a gönderildikleAçlık grevleri yayıhyor ri de öğrenildi. İstanbul Sağlamcılar Cezaevi'nBakanın sözleri deki tüm siyasi tutuklular, cezaAdalet Bakanı Oltan Sungurlu, evlerindeki baskıyı protesto için açlık grevlerinin bir çözüm olma dün akşamdan itibaren açlık gredığjnı söyledi. Bakan, Cumhuri vine başladıklarını açıkladılar. yet muhabirinin sorusu üzerine şu Ortak açıklamada, "Kendine insanım diyen herkesi bu vanşeti kıaçıklamayı yaptı: "Ceza ve Tevkif lşleri Genel namaya çağınyoruz" denildi. Müdürii buradaydı. Onu da gönAnkara Mamak Cezaevi'nde derdim. Kendisine gerekli talimatı DevYol davası sanıklarından 50 da verdim. Erdal Bey'in dün de tutuklunun açlık grevi sürüyor. (önceki gün) ifade ettiği gibi bir Haymana Cezaevi'ndeki açlık gresiyasi mücadele yolu olarak açlık vine adi suçtan hükümlülerin de grevi eylemini görüyorlar ve ölii katıldığı bildirildi. Ankara Mermü istiyorlar. Çiinkü bizi sıkıntı kez Kapalı Cezaevi'nde 60 kadar ya sokuyorlar. Bir defa üzerimiz siyasi tutuklunun başlattığı açlık de baskı kurmak istiyoriar. Bizim grevi sona erdi. onlara tedavi etmek dışında bir Bartın Cezaevi'nde açlık grevi yardım yolumuz yok. Kamuoyu sürerken, Aşkın Taner'in sağlık nun desteği çok önemli. Kamuo durumunun "ciddileştiği" öğrenilyunun açlık grevlerinin bir çözüm di. Bursa Özel Tip Cezaevi'nde 80 olmadığı konusunda uzerlerinde kadar siyasi hükümlü ile 9 tutukbaskı yapmasını istivoruz. Bunun lu dünden itibaren açlık grevine tek tek berkes tarafından benim başladıklarını açıkladılar. senmesini istiyoruz." Diyarbakır 1 Nolu E Tipi CeCezaevlerinde yapüan eylemle zaevi'nde yaklaşık 500 siyasi turin 1 Ağustos Genelgesi ile bir il tuklu dün açlık grevine başladı. gisinin bulunmadığını, bu nedenle Tutuklu ve hükümlüler adına de genelgenin geri çekilmeyeceği açıklama yapan Nurettin Yıldıni söyleyen Bakan Sungurlu, "On nm, " 1 Ağustos Genelgesi'yie celann ne kadar çok üzerine gider zaevlerinde yoğuniaşdnlan işkenseniz ve açlık grevine alaka gös ce ve baskılaria kanınuz, canımız terirseniz, daha da ısrar ediyorUr, pahasına insanca yaşamak için aiüzerine gidiyorlar. Bütiin istedik dığımız haklar gasp edildi" dedi. AYDIN SHP Aydın Milletvekili Hilmi Ziya Postacı, Cem Cemil Öztürk'ün mimarlık bürosundan Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'yu aradı. Sungurlu, Gümüshane'de bulunuyordu. Postacı, Bakan Sungurlu'yla konuşma olanağı bulamadı. Az sonra Adalet Bakanlığı Müsteşarı Arif Yüksel, milletvekili Postacı'yı aradı: Sayın milletvekili, bir isteğiniz varsa bana iletin. Hilmi Ziya Postacı isteğini iletti: Cezaevi revirindeki hükümlü ve tutuklularla görüşmek istiyorum. Müsteşar Yüksel: Elbet görüşebilirsiniz. Şimdi Aydın Savcısı Nural Üçurum'a talimat veriyorum. Hilmi Ziya Postacı cezaevine gitti. O sırada SHP Genel Sekreter Yardımcısı Cevdet Selvi, SHP il örgütünde basın toplantısı yapıyordu. Selvi, iki kişinin "su kaybından ve beyin küçülmesinden" öldüklerine ilişkin açıklamalara şu yanıtı veriyordu: Bu, tasarlayarak adam öldürmektir. Bu koşullarda tutuklu ve hükümlüleri çelik zırhlı araçlarla Aydın'a getirmek, ölmelerini istemektir. Başta Adalet Bakanı olmak üzere tüm sorumlular istita etmelidir. Aynca otopsinin yeniden, uzman bir doktor kadrosuyla yapılması şarttır. Milletvekili Hilmi Ziya Postacı, iki saat kaldı Aydın E Tipi Cezaevi'nde. 23 tutuklu ve hükümlü revirde kalıyordu. Revir üç ayrı odadan oluşuyordu. Sekiz kişi açlık grevini bırakıp tedaviyi kabul etmişlerdi. Geriye kalan 15 kişi tedaviye karşı direniyordu. Hilmi Ziya Postacı anlatıyordu: Eylemleri siyasi değil, insanca yaşamak istiyorlar... Postacı'ya sorduk: Bir çatışma çıkmış mı, ateş açan olmuş mu? "Hayır" diye yarjt verdi Postacı: Bu konuda hiçbir şey söylemediler... İki arkadaşlarının öldüğünü biliyorlar mı? Postacı: Hayır, bu konuda da hiç konuşmadılar, ben de sormadım. İHD Aydın Şube Başkanı Av. Erol Ertuğrul ve Denizli Şube Başkanı Av. Yıldırım Aycan, Denizli Barosu Başkanı Av. ismet Kayhan, Savct Nural Uçurum'u Aranıyor ziyaret ettiler. Savcı Uçurum, iki kişinin ölüm nedeninin vücuttaki su yitiminden ve beyin depresyonundan kaynaklandığını yineledi. Savcı Nural Uçurum görüşme sırasında şöyle dedi: Herhangi bir çatışma olmadı, bundan emin olabilirsiniz... Oysa yaralı iki gardiyanla bir polis memuru var. Ama nerede oldukları belli değil. Gazeteciler, Savcı Uçurum'a "Neredeler" sorusunu yönelttiklerinde şu yanıtı aldılar: Benim haberim yok, araştıracağım. Aydın Devlet Hastanesi'ne gazeteciler yaklaştınlmıyor. Hastane korıdorlarında çok sayıda sivil polis dolaşıyor. Morgda da hem silahlı jandarmalar hem de sivil polisler 24 saat nöbet tutuyorlar. Eskişehir'den güç koşullarda getirilen 259 tutuklu ve hükümlünün Aydın E Tipi Cezaevi'ne getirilip yerleştırilmeleri sırasında üstleri aranmaya başlanıyor. işte tam bu sırada itişme ve kakışma başlıyor. Tutuklu ve hükümlüler gruplar halinde cezaevine alınırken, bazılarının elbıseleri yırtılıyor, dipçikleniyorlar. Yine iddialara göre üç el silah sesi duyuluyor. Yaralılar arasında iki gardiyan ve bir polis memurunun da olduğu söyleniyor. Adalet Bakanı Oltan Sungurlu yaptığı açıklamada, "Tedaviyi kabul etmediler" diyor. Komaya girmiş iki kişinin hangi koşullarda tedaviyi kabul etmediği gerçekten ilginçtir. Bu açıklama, kafalarda çeşitli sorular oluşturmaktadır. Savcı Nural Uçurum'un bir başka açıklaması: Yapılan aramada tutuklu ve hükümlülerin iç çamaşırlarının içinde şeker, tuz ve haberleşmede kullanılan küçük kâğıt parçaları bu|undu... Demek kı jandarma, polis ve gardiyanlar tutuklu ve hükümlüleri aradılar. Onlar da uslu uslu, "bizi arayın" dediler. Hk; olay çıkmadı, hiç kimse bu sırada "dipçikleyin, vurun" demedi. Öyle anlaşılıyor. İki gardiyan, bir polis memuru niye yaralandı o zaman? Bu üç yaralı nerede? Aydın Devlet Hastanesi'ndeki bu güvenlik önlemi neyin nesi? . Yetkilılerm bu sorulara yantt vermeleri gerekiyor... Yoksa... Yoksa bir kılıf mı aranıyor? Ve Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun Aydın Cezaevi'ndeki ölüm olayına açıklık getirmesi için son bir soru: Halen cezaevi revirinde yatan gardiyan Ümmet Türkan'ın beyin travması geçirdiği, RaHem Adalet Bakanı Oltan mazan Kozal'ın ise sağ kolunun Sungurlu hem de Müsteşar Arif kınk olduğu ortaya çıkmıştır. ReYüksel önceki gün yaptıklan virde yatan tutuklu ve hükümlüaçıklamada bu olayı yalanlıyorlerden Havur Adıbelli'nin kaburlar. ga kemiği kırıktır. Şerif Simen'Ama... in ise sırtında bıçak yarası varO zaman niye Aydın Devlet dır. Revirde bir de kanlı atlet bir Hastanesi'ne bir tek gazeteci hükümlü tarafından milletvekilyaklaştınlmıyor, morgda gece lerine gösterilmiştir. Tutuklu ve gündüz jandarma ve sivil polis hükümlüler cezaevi araçlarınnöbet tutuyor? dan içeriye alındıktan sonra çıGelelim Eskişehir'den Ay nlçıplak soyundurulmak istenindın'a tutuklu ve hükümlülerin ce karşı çıkmışlardır. İşte o sıgetirilişine: rada jandarma, gardiyanlarla Doktor raporuna göre 312 tu birlikte tutukluların üzerine taztuklu ve hükümlünün yolculuk yikli su sıkarak dipçik ve cop etmesine izin verıliyor. Sağlık kullanmıştır. Tutuklıi ve hükümaçısından bir sakınca olmadığı lüler dün saat 16.30'da Aydın raporda yazılıyor. Cezaevi'nde saldırıya uğradıkAcaba ring adı verilen ceza larını, darp edildiklerini SHP evi araçları Dinar'da tam iki sa Genel Sekreter Yardımcısı Cevat niye bekletiliyor? det Selvi, milletvekilleri Ahmet Eğer ölen Mehmet Yalçınka Ersin, Veli Aksoy, Kâmil Ateşoya ile Hüseyin Hüsnü Eroğlu ko ğulları ve Hilmi Ziya Postacı'ya maya girdilerse doktorlar yol anlatmışlardır. Siz bu konuda üzerinde bulunan p.n yakın dev ne diyorsunuz, Aydın E Tipi Celet hastanesine niçin kaldırılma zaevi'nde çatışma çıkmış mıdır, larını istemiyor? çıkmamış mıdır? Dinar, Uşak, Isparta ve Burdur birbirine çok yakın kentler. Evet, siz Adalet Bakanı olaBu dört kentte de devlet hasta rak bu sorulara yanıt vermek zonesi var. rundasınız... DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR 1 Ağustos Genelgesi'yie gündemleşen baskılara karşı gerçekleşen açlık grevi sonucunda katledilen MEHMET YALÇINKAYA ve HÜSEYİN EROĞLU'nu saygıyla anıyor, Aydın'da işlenen cinayetin sorumlusu siyasal iktidarı şiddetle kınıyor ve devrimci demokrat kamuoyunu devrimci tutuklularla birlikte direnişi yükseltmeye çağınyoruz. İNSAN HAKLARININ KORUNMASI İÇİN DEMOKRATİK KAMUOYUNA ÇAĞRI KutluSargın davasını izleyen biz yabancı izleyiciler Eskişehir Cezaevi'ndeki tutukluların.açlık grevinde olduklarını öğrendik. Tutukluların tüm istemleriyle dayanışma içinde olduğumuzu duyuruyor, tutuklutara yapılan insanlık dışı muameleleri ve Aydın'da 2 tutuklunun öldürülmesini şiddetle kınıyoruz. Bu olayların sorumlularını, iktidarı, tüm uluslararası anlaşmalara ve insan haklarına aykırı muameleleri bırakmaya çağınyoruz. Helnz Lang (DKP MK Temsilcisi), Gudrun Schmidt (Sendika Sekreterl), Nikos Detsis (Yunanistan Belediye İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu üyesi), Stephaine Odenvvald (Öğretmen), Prof. Dr. Klaus Liebe Harkort (Bremen Üniversitesi Öğretim Üyesi), Ute Jochimsen (Öğretmen). İNSANLIK ONURU İŞKENCEYİ YENECEK Emeğin Bayrağı, Emek, Hedef, Kıvılcım, Medya Güneşi, Özgüriük Dünyası, Toplumsal Kurtuluş, Yeni Çözüm, Yeni Demokrasi, Yeni Öncü KAMUOYUNA DUYURU Eskişehir Cezaevi'nde ölüm sınmndaki tutukluları başka cezaevine sevk ederek Mehmet Yalçınkaya ve Hüseyin Hüsnü Eroğlu isimli iki tutuklunun kasten öldürülmesini lanetliyoruz. Bütün devrimci ve demokrat çevreleri, insan hakları savunucularını cezaevlerindeki insanca yaşama mücadelesini desteklemeye, eli kolu bağlı insanlara karşı iktidarın yürüttüğü kıyıcı tutumu lanetlemeye, sorumlulardan hesap sormaya çağınyoruz. KAMUOYUNA Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ndeki açlık grevinin 35. gününde, canice ve kasıtlı olarak sevk edilen devrimcilerden, Hüseyin Hüsnü Eroğlu ve Mehmet Yalçınkaya hak ve onur mücadelesinde şehit düştüler. Cinayetten sorumlu tüm yetkililer derhal görevden alınsın, hesap sorulsun. 1 Ağustos Genelgesi iptal edilsin, çağdışı baskı ve uygulamaların kaynağı olan tüzük ve yönetmelikler değiştirilsin. Baskılar, cinayetler, cezaevlerinden yükselen onurlu direnişleri durdurmayacaktır. Direniş şehitleri mücadelemizde yaşayacaktır. Baskı ve cinayetleri protesto için 4 ağustostan itibaren açlık grevine başladığımızı duyuruyor, kamuoyunu sessiz kalmamaya çağınyoruz. DEVRİMCİ YOL DAVASI SANIKLARI ADINA OĞUZHAN MÜFTÜOĞLU NASUH MİTAP CEZAEVLERİNDEKİ BASKIYA SON 12 EylüTün sivil uzantısı olan Özal iktidarının 1 Ağustos Genelgesi'ne dayanarak sürdürdüğü insanlık dışı uygulamaları şiddetle kınıyoruz. 1 Ağustos Genelgesi'nin yeni cinayetlere yol açmadan kaldırılmasını ve ayrımsız bir genel affın çıkmasını demokrasiye geçişin bir önkoşulu olarak görüyoruz. SOSYAL DEMOKRAT DERGİSİ Ercarr Karakaş / Yetkin Aröz / Necmi Baysal / Behlül Ablak / Yunus Güztoklusu / Mustafa Karaoğuz /, Murat İnceoğlu / Nilgün Karataş GAZİANTEP ÖZEL TİP CEZAEVİNDEKİ TÜM DEVRİMCİLER ADINA HÜSEYİN AKTÜLÜN SABRİ OK TEVFİK TOKER Kadıköy Belediyesi Yaz Etkinlikleri "ŞENLİKIÖNCEİISISAN" •GRUP BULUTSUZLUK ÖZLEMİ • SEYYAL TANER Fenerbahçe (KÜLTÜRPARK) 5 Ağustos 1989 20.30 • Ücretsizdir • Kızımız TUĞÇE'nin Doğumunu tüm dost ve akrabalarımıza duyururuz. GÜLİBRAHtM ERSOY
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear