26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 AĞUSTOS 1989 CUMHURİYET/9 HAFTANIN MUHAKEMESİ Amasya İl Genel Meclisi seçimlerinde çoğunluğu efe geçiren SHP'liler, bu meclisin organlarının belirlenmesi amacıyla yapılan seçimi de kazanmışlardı. Ama Amasya Valisi'nin bu seçimi iptal ederek, yeni bir seçim yaptırması, bu seçimden de ANAP ile DYP ıttifakının galip çıkması, konuyu mahkemelik yaptı. SHP'lılerın açtığı davada ılk olarak Samsun İdare Mankemesi, ikinci kez yaptırılan seçimleri mevzuata aykırı bularak, SHP'lilerin kazandığı ilk seçimin geçerli olması gerektiğı gerekçesiyle valiliğin işlemi konusunda 90 gun süreyie yürütmenin durdurulması kararı verdı. Bu kararını verirken, valiliğin ikinci seçimin geçerli olması gerektiği şeklindeki savunmasını da inceleyen idare mahkemesi, savunmada sıralanan gerekçelerin ortada bulunan "hukuka açık aykırılığı" ortadan kaldırmadığı sonucuna vardı. Ama aradan 20 gün geçti, yapılan itırazı inceleyen aynı idare mahkemesi, bu kez ilk verdiği kararın tam aksi bir sonuca vararak, vermiş olduğu yürütmenin durdurulması yönündeki kararını ortadan kaldırdı. Bu kararın gerekcesinde ise dana önce mevzuata aykırı bulduğu ve ANAPDYP ittifakının kazandığı ikinci seçimin sonucunu bu kez yasa ve yönetmelik kurallarına uygun buldu. Samsun İdare Mahkemesi'nde ilk kararı veren heyette Başkan Kırdar Özsoytu, Saliha Ulusan ve Mehtap Caynak yer aJmıştı. İkinci kararı veren heyette ise Ulusan'ın yerine Hatice öksüzer görev aldı, ama her iki karar da oy bırliğı ile verıldı. Şimdi Amasyalı SHP'liler, basından beri bu konuya duyarsız kalan milletvekillerine duydukları kırgınlığın yanı sıra, adaletin bir gün başka, diğer gün başka tartan terazisinın hikmetini merak ediyorlar. Adaletin terazisi ANKARA FÖTDŞAKA HAFTANIN MACI CDS: 500, MIT: 0 HAVASI Cumhuriyet Ankara Bürosu Devlet Bakanı Ercüment Konukman açıkladı: "500 Bulgar casusu Türkiye'ye girdi çıktı." Sonra da ekledı: "Bunların büyük bölümü vazifelerini yapıp, geri döndüler." Pekı Bulgar gizli servisi CDS'nin elemanlan Türkıye'de cirit atarken, bu arada MİT ne yapıyordu? Başkent kulıslerinde bu kbnuda üretilen senaryolar şunlar: MİT yöneticileri Başbakan'a uyup yaz tatiline çıkmışlardı. MİT mensupları, "Yuvanızı yapacağız cocuktar" diyerek kendilerini kooperatif üyesi yapıp, sonradan ev yerine hava aldıran müteahhiti arıyortardı. Universite kayıtlarının başlaması nedeniyle 530 bin "potanslyel tehllke" nin kayıt işlemlerini yakından takıp edıvorlardı. Nasıl olsa btlg< toplar ve bıze verir "diye, Amerika'nın istihDaratçı yeni Ankara Büyükelçisi Abromowitz'in çalışmalannın sona ermesini bekllyortardı. Diyarbakır'da PKK tarafından mutat aralıklarla bombalanan MİT bölge binasının onarımıyla uğraşıyorlardı. Geçen yıl gazete ilanıyla aldıkları yeni elemanlann eğitlmleriyle uğraşıyorlardı. Devlet Bakanı Işın Çelebi'yı demir çelik greviyle ilgili olarak ölümle tehdit edenleri ortaya çıkarmak için derın araştırmalar yapıyorlardı. Cezaevlerindeki açlık grevlerlni kimlerin destekledlğl ve gazetelere ilan verenlerin kimler olduğu konusunda arşiv tutuyorlardı. Türkiye için "atıl" tehlike olarak gördükleri aydınların fişlerini bilgisayara geçirmeye uğraşıyorlardı. FOTDGRAFÇILIK CENNET CEHENNEM Torumtay'ın gözleri niye kapalı? Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda düzenlenen emeklilik töreninin ardından kokteyl verildi. Kokteylin ilgi odağını ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral NecipTorumtay ile yeni Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Doğan Güreş'in sohbeti oluşturdu. Gazetecıler, bu ikilinin fotoğraflarını çekmek için yarıştılar. Torumtay gazetecilere sordu Nlye bu kadar çok fotoğraf çekiyorsunuz? Bu kadar fotoğrafı ne yapacaksınız? Gazetecilerden "Efendlm, az fotoğraf çekersek güzel bir pozunuzu yakalayamamak olasriığı var" yanıtını alan Torumtay, bunun üzerine bir anısını anlartı: "Bir gün bizJm oğlan, cebinde bir fotoğraf ımı bulmuş. Bakmış gözlerim kapalı. Bana sordu, "Baba, çektire çektıre bu fotoğrafı mı çektirdin?' diye. O fotoğrafın hikâyesl de söyle olmuştu. Bir gün fotoğrafım gerekmiş. Birliğin fotoğrafçısı geldi, makamımda otururken tek kare çekip gitti. Tesadüfen de gözüm kapalı poz vermişim." Sözlerini bitirince bir gazeteci hemen Torumtay'a sordu: Efendim, anınızdan çıkan kıssadan hlsse, bol fotoğrafınızın çekilmesinde fayda var olabilir mi? Torumtay, "Karadenizll kahkahastm" patlatarak, "kıssadan hlsse"yi onayladı. Öyle ya; belki gazetecıler gözu kapalı bir fotoğrafım yakalayabilirlerdi... Son kampanya Ankara'dakı son kampanya Kuş Cenneti için. Bandırma'daki Manyas ya da Kuşgöiü kıyısındakı deitada 250'den fazla kuş türü yaşıyor. Avrupa Konseyi bu bölgeye üç yıl üst üste "A sınıfı milli park diploması " verdi. Şimdi, milli park diploması iptal edilme aşamasında. Neden: Kirlilik. Pislikten akamayan dereler, ne ürettiği anlaşılamayan fabrikalar, kuruyan ağaçlar, çöp dağları ile Kuş Cenneti "kuş", böyle giderse de "canlı" cehennemi olmak üzere. Kuş Cenneti'nı Yaşatma Gönüllüleri adıyla bir grup Altan Yasar önderlığınde kampanyayı başlattılar. İlk sonuçlar alındı: Bandırma Kaymakamı ve Balıkesir Valisi "Yetkimlz yok" demişler. Gönüllüler "yetkili" ve "etkill" arıyorlar... Arayan bulur... Ne var, ne bakıyorsunuz? Yuzde 21.75 ile ancak bu kadar dolar herhalde. HAFTANIN FOTOĞRAFI DIPLOMASI Ulusal günler Uzun süredir "tatil rehavetf'ni yaşayan başkent diplomasisi, geçen hafta "ulusal gün kutlamalan" ile bu rehavetinden bir parça sıyrıldı. Romanya ve Endonezya büyükelçilıklerinde düzenlenen kutlamalarda, ağustos ayında Ankara'da kalmayı tercih eden diplomatlar bir araya geldi. Romanya Büyükelçisi Dragot Lucianu ve eşi, "Romanya Ulusal Günü"nü Bükreş Sokak'taki büyükelçilik binasında yerdikleri resepsiyonla kutladılar. Özelhkle sosyalist ve Üçüncü Dünya ülkelerının büyükelçılerinin ağırlığının hissedildiği resepsiyonda, "sohbetlerin merkezl"ni yüzünde gülümsemesi hiç eksik oimayan Sovyetler'in Ankara Büyükelçisi Albert Çernişev oluşturdu. Dışişleri Müsteşarı Tugay Özçeri de, kafasının "Bulgaristan sorunu" ile dolu olduğu günlerde, sosyalistlerin ağırlıkta olduğu resepsiyonda nabız yoklama olanağmı buldu. Hükümetin, Devlet Bakanı İlhan Aşkın tarafından temsil edildiğı resepsiyonda, ana muhalefetı SHP Parti Meclisi üyesi Kemal Anadol, DYP'yi ise Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratfıoğlu temsil ettiler. Ankara'dakı diplomatik misyon şeflerinden yaz tatilinde olmayanlar da resepsiyondaydılar. Gecenin konusu ise, hiç kuşkusuz Bulgaristan'dan sınırdışı edilen Türkler oldu. Doğu Bloku ülkelerinin başkentteki temsılcileri, Bulgarıstan'ın tutumunu onaylamadıkiarını, Dışişleri yetkililerinın kulaklarına fısıldadılar. Haftanın ikinci resepsiyonu ise "Endonezya Ulusal Günü" nedeniyle verıldı. Endonezya Büyükelçisi Nasrun Syahrun ve eşinin Devlet Konukevi bahçesinde verdiklerı resepsiyon, başkentin sıcak bir gününün ardından konukların serinlemesi için ideal bir fırsat oldu. Dışişleri Bakanlığı'nı, yakında UNESCO'daki görevine başlamak üzere Paris'e gidecek olan Büyükelçı Pulat Tacer'in temsil ettiği toplantıda, Ankara Anakent Belediye Başkanı Murat Karayalçın, diplomatik misyon şeflerinden büyük ilgi gördü. Karayalçın, uzun uzun Ankara'da gerçekleştirmeyı düşündükleri projeleri anlartı. El Fetih'in Tunus'taki toplantısından döner dönmez ayağının tozuyla resepsiyona katılan FKÖ temsilcisi Ebu Firas da, çevresini saran Suriye, Libya, Birleşik Arap Emiıiikleri, Sudan ve Cezayir büyükelçilerine son gelişmeleri açıkladı. Demirel: "Özal tükürduğünü yaladı" Çevre temızlıği yolunda örnek bir hareket! ** Gazetede başlık: "Demokrasıde zarafet." Sankı demokrasi bulmuşuz da zarafetı kusur kalmış! * * Celal Bayar'ın ölüm ytldönumü do/ayısıyla aklımıza geldi. Yakında yapılacak cumhurbaşkanltğı seçiminde, eskaza bir sMI seçilirse, kendisine tavsiyemiz, Cumhurbaşkanltğı Muhafız Alayı'nı lağvetmesi... Çünkü bir darbe oldu mu sivil Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı teslim alınır. fiÜNÛN KONUSU TRTGÜNLÜĞÛ İstim gibi koordınasyon Sayıları 300 bini bulan göçmenlerin barınma ve işe yerleştirme gibi sorunlannın çözümü ıçin bakanlıklar arasında koordinasyonu sağlamakla görevlendirilen Devlet Bakanı Ercüment Konukman da burokrasiden yakınıyor. Bu konudaki sorulara yüzünü "illallah " dercesine ekşiterek "hiç sormayın" diyen Konukman, "Peki nasıl çalışıyorsunuz?" sorusuna, "Biz yapacağımızı yapıyoruz, koordinasyon arkadan geliyor" yanıtını veriyor. Memleket tuhaf oldu Şinasi Nahit Berker olaylan neden kamuoyuna duyurmuyorsunuz? Biz nöbetçi görevliyiz efendim. Hangi haberlerin bültene girmesi gerektiğine yetkili müdürler karar verir. Yani onları mesai saatleri Içinde aramamız mı gerekiyor? Evet... Peki bu konuda sizi başka arayan yok mu? Kamuoyundan şikâyet gelmiyor mu? Hayır ilk siz aradınız... Tuhaf bir ülke oldu burası... Yalnızca ben ha... dedi ve kapattı... Aydın Cezaevi'ndeki olaylar günlerdir gazetelerde boy boy yer alırken TRT açlık grevlerini ancak Adalet Bakanı konuyla ilgili birkaç söz söyledığinde verdi... Bir de Eskişehir'deki ölüm olayına değindi kuşkusuz... Önemlı olan olayın kendisı değıl, bakanın söylediğıydı herhalde. Ancak bunlann dışında TRT bu konudan haber bültenlerinde bahsetmiyordu bıle... Azimli bir vatandaş televizyonun ana haber bülteninde açlık grevinden bahsetmemesı üzerine telefona sarıldı ve karşısına çıkan gorevlıye sordu: Kardesim Aydın Cezaevi'ndeki BgETECİSlDER Genç'e son mektup V M İ Kara Kuvmtleri Ksmrtaaı Dafaa ttraş Komutan görevrje, Meh REORGANIZASYON DİYALOG ' TRT Sanatoryumu TRT'nin kuruluş ve görev yönetmeliğıni değıştiren yeni yönetmelik, Resmi Gazete'de bir gün ansızın yayımlanıverdi. Her şey kâğıt üzerinde yerli yerindeydi. Tam 17 sayfada TRT teşkilatınm müdürlükleri, daıreleri ve servisleri sıralanmıştı. °Haber Mudurluğu"nün olduğu bölüme gelince, buradaki servisin adını okuyanlar bir şaşkınlık geçirmekten kendilerini alıkoyamadılar. Haber Müdürlüğü'ne oağlı bir de "Dinlenme Servisi" vardı. Bu da ne ola ki? Acaba fazia iş yapmaktan yorulanlar bu serviste "rehabilite" mi edileceklerdi? Yoksa kızağa alınanlar, başka yerlere atananlar için ayrı bir servis mi kurulmuştu? Reorganizasyon dediğin böyle olurdu.. Sonunda anlaşıldı. "Dinlenme Servisi" aslında, sadece bir dizgi hatasıydı. Doğrusu "Dinleme Servisi" idi. İyi oldu Özal, Bulgaristan sınırını kapatmış... İyi oldu. Zaten cereyan yapıyordu... Geçenlerde ölen gazeteci Rafet Genç'e son bir mektup geldi. Cezaevınden. Özgür Gelecek Dergisi yönetıcilerinin nasıl toparlanıp DGM savcılığı emriyle gözattında tutulduktan sonra, 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nce tutuklandıkları anlatılıyordu. Dergiye yapılan baskılar sıralanıyordu. Bu konuda gerekli dayanışmaya çağrı yapılıyordu. Mektubu okuyanlar, "Yasasaydı bir seyler yapardı herhalde..." dedikten sonra, "Sorunjar ne zaman değişecek" diye sormaktan da kendilerini alıkoyamıyorlardı. metçik tetikte... (Fotoğraf: Rıza Ezer) GÛNÜN SORUSU Başbakan niye Bodranfa gitti? Başlıktakı soruya "Olur ya gider yaz mevslmi değll mi?" gibi yamt veriiemeyeceği düşüncesindekiler (Başbakan olması nedeni ile) Ankara'daki arayışlarını sürdürüyorlar: Çok yoruldu, biraz dlnlenecek.. Orada da calışıyor, teknede fax var zaten. Biraz toparlanıp, yeni bir güçle Türkiye'nin gündemine hâkfm olacak... Derken, Güniz Sokak dolaylarından bir yorum geldi: Bunların sırtında gaz tenekesi parlamıştır. Kendilerini göle atmaktan başka çareleri kalmamıştır... Tuz Gölü olmaz, kala kala Bodrum'un denizi kaldı, bir de Van Gölü... EŞBANK DÜNYA Kişi ve kuruluşların dünya borsalarından menkul kıymet alım satımları, kuruluşların kuruluşlara ihraç ettlkleri menkul kıymetlerin yabancı yabancı menkul kişi ve satışı, kişi ve kuruluşlara kıymetlerde portföy danışmanlığı konularında, bu alanda dünyanın en büyük uzman kuruluşlarıyla işbirliği içinde hizmetinizdeyiz. MENKUL KIYMETLER MERKEZI BORSALARINDA ESBANK Meşrutıyet Caddesi 141, Tepebaşı, 80050 Istanbul Tlf: 151 72 70 (19 Hat) Direkt: 149 10 84, 149 10 33 Fax: 151 72 70/369
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear