26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 AĞUSTOS 1989 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/15 Göç anlaşması çağrısı (Baştarafı 1. Sayfada) rüşmelere oturmaya davet eden bir tasannın kabul edilmesiyle dün sona erdi. Yunanistan Yeni Demokrasi Partisi'nin temsilcileri beklenenin aksine tasarıya herhangi bir rezei"v koymadı. Ancak metinde değişiklik yapılarak, "Türk ve diğer Mnslüman azınlıklar" ifadesinin konulmasını istedi. Türk tarafını temsil eden ANAP milletvekilleri bu değişikliği kabul ederlerken, Antalya'da bulunan Türk yetkilileri, "aynı ifadelerin İslam Konferansı belgelerinde de yer aldıgına "işaret ederek" bunda bir sakınca olmadıgını" bildirdiler. Öte yandan toplantırun kapanışında Kıbns konusunda da bir tasan kabul edildi. Toplantıya katılan Kıbns Rum Demokratik Birlik Partisi (DISI) tarafından gündeme getirilen tasanda, Kıbns için kapsanüı, adil ve kalıcı bir çözüm için sürdürülen toplumlararası müzakerelerin "ber iki toplomun türa insan ve diger temel haklanna tam saygının sağlanmasını da içermesi" öngörülüyor. DlSl üyeleri metinde "serbest seyahat, yerieşme ve mülk edinme" haklarına ilişkin ifadelerin yer almasını isterlerken bu girişirn Türkiye'yi temsile eden ANAP tarafından engellendi. sı kaçınılmazdı. Kabul edilen metin bu şartlarda elde edilebilecek en iyi metindi" yorumunda bulundukları görüldü. Başbakan Turgut Özal'ın önceki gün Antalya'da Yeni Demokrasi Partisi lideri Konstantin Mitçotakis ile yaptığı görüşme, dünku Yunan gazetelerinde birbirinden farklı yaklaşımlarla değerlendirildi. Muhafazakâr eğilimli Kalimerini uazetesi, Mitçotakis'in başbakan olması halinde TürkYunan diyaloğunu yeni bir "temeTe oturtacağını beürterek, Antalya'daki görüşmenin "ciddi ve olumlu" geçtiğini yazdı. Elefterotipia Gazetesi "Mitçotakis, Özal'a karşı yükümlülük altına girmekte acele etti" başhklı haberinde, Yeni Demokrasi Partisi liderinin, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'nın Antalya'ya gitmemesi ya da gitmesi halinde sadece Kıbns konusunu görüşmesi şeklindeki "tavsiyelerine" kulak asmayarak, iktidara gelmesi halinde Türkiye ile açık bir diyalog yapacağı yolunda Başbakan özal'a karşı yükümlülük altına girmesinin nedenlerinin anlaşılamadığmı kaydetti. Gazete, Türkiye ile 1981'den önce yapılan "açık diyalog"un bir sonuç vermediğini hatırlattı. PASOK'un yayın organı Eksormisi Gazetesi "Mitçotakis kendini Özal'a sattr manşetli haberinde "Mitçotakis'in Yunan milli konulannda taviz vermeye başlaması için Özal ile bir defa görüşmesi yetti. Mitçotakis milli konularda ne yaptığına dikkat etmek zornndadır" dedi. "Mitçotakis ber şeyi Özal'a verdi. Türklere teslim oldu" manşetiyle yayımlanan PASOK yanlısı Avriani Gazetesi de haberinde şu ifadeye yer verdi: "Mitçotakis 24 saat içinde her şeyi Türklere verdi. Kıbns'ta 1974'le kavbolan Rum ve Yunanlılar için Özal'a tek kelime etmeyen Mitçotakis, Türklerin Batı Trakya için zaten mevcut olan iştahını daha da kabarttı. Yeni Demokrasi Partisi lideri komşumuzun hatınnı bozmamak için her şeye evet diyor." "Davos mazi oldu. Türkiye ile büyük ve kritik soruniar masa başına getiriliyor" başlığı ile yayımlanan yine Yeni Demokrasi Partisi yanlısı Mesitnvrini Gazetesi, Mitçotakis'in Başbakan Özal'a TürkYunan ilişkilerinin düzelebilmesi ve Türkiye'nin AT üyesi olabılmesinin "sadece Kıbns sorununu çözümü ile mümkün olabileceğini" açık bir dille anlattığını yazdı. öte yandan Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın Kıbns'ta iki lider arasındaki müzakerelere esas olacak bir belge sunma yetkisi olmadığını bildirdi. Yılmaz, Anadolu Ajansı ve "Kıbns" Gazetesi'ne verdiği demeçte, BM Genel Sekreteri'nin görevinin iyi niyet girişimi çevresinde taraflan bir araya getümekJe sınırlı olduğunu ve kendisine bir arabuluculuk görevi verilmediğini kaydetti. Yılmaz, "Şu andaki durnm bu mutabakata ve kendisine verilen görev talimatına aykındır. Ümit ediyorum ki Genel Sekreter de durumu yeniden gözden geçirecek ve kendisine verilen görev talimatı çerçevesinde görüşmelerin devamını sağlamak için çaba harcayacaktır" dedi. PKK yol kesiyor Haber Merkezi Erzurum'un Şenkaya ilçesi yakınlannda karayolunu ulaşıma kapayarak, araçlarda kimlik kontrolu yapan bir grup PKK militanı, otobüsten indirdikleri bir eıi oldürdüler, bir eri de kaçırdılar. Kars Ağrı il sınırındaki Nahırkıran yaylasında ise jandarma ile PKK'Iılar arasında çıkan çatışmada bir er yaralandı. Hakkâri'ye bağlı Uludere ilçesinde de teröristlerle korucular arasında çıkan çatışmada bir korucu öldü, üç korucu da yaralandı. Önceki gün saat 20.30 sularında Kars'ın Göle ilçesi ile Erzurum'un Şenkaya ilçesi arasındaki Aydoğdu köyü yakınlannda GöleErzurum karayoluna inen 20 kadar PKK militanı, karayolundan geçen 30 kadar aracı durdurarak kimlik kontrolu yaptılar. PKK'lı grup Kars'tan gelen bir yolcu otobüsünden izin için memleketlerine giden iki eri indirdiler. Muğlalı olduğu bildirileıı Erdal Oturan'ı olay yerinde oldüren PKK militanlan, diğer eri yanlanna alarak bolgeden uzaklaştılar. KarsAğrı il sınırındaki Nahırkıran yaylasını önceki gün basan bir grup PKK'lı ile bölgede devriye gezen jandarmalar arasında çatışma çıktı. Olayda bir jandarma eri yaralandı, PKK militanları ise kaçtılar. Kars'ın merkeze bağlı Ağadede köyüne önceki gece gelen bir grup PKK militanı da vatandaşlan köy meydanında toplayıp yere yatırdılar. "Hallumıza Duyuru" başhklı bir bildiriyi okuyan PKK'Iılar. gece karanlığından yararlanarak kaçtılar. Kars'ın Iğdır ilçesine bağlı Suveren yaylasını basan bir grup PKK militanı da üç çadırı yaktı. Güneydoğu bölgesinden sorja eylemlerini Kars Erzurum Erzincan bölgesinde de sürdüren PKK'nın bu bölgede 500 dolayında militanı olduğu belirtiliyor. Hakkâri'nin Uludere ilçesinin Akdomar ve Hilal köyleri arasındaki dağlık kesimde önceki gün 16.00'da PKK militanlan ile çıkan çatışmada köy korucusu Ahmet Yarar öldü, henüz kimlikleri belirlenemeyen uc korucu d? yaralandı. Olağanüstü HalBölge Valiliği'nce yapılan açıklamada Mardin ve çevresinde yasadışı faaliyetlerde bulunan İ8 kişinin yakalandığı, !7'sinin tutuklandığı bildiıildi. Dumlu'da heyecan Erzurum'un Dumlu ilçesinde dün geceyarısı duyulan silah sesleri heyecan yarattı. Erzurum Valisi ile emniyet müdürü, ilçeye giderek olayla ilgili bilgi aldıtar. Vali Recep Birsin Özen, olayın garnizon önünde meydana geldiğini, ancak çok sayıda ateşe karşın, ölen ya da yaralanan olmadığın' söyledi. Bu olaydan sonra çevn illerin teröristlere karşı uyarıldı ğı bildirildi. . Torumtay'a Şırnak'ta (Baştarafı 1. Sayfada) reketler konusunda brifingler verildi. Diyarbakır'dan önceki akşam Van'a gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay ve beraberindekiler geceyi Van Orduevi'nde geçirdikten sonra dün helikopterle Hakkâri'ye geçtiler. Hakkâri'de Tugay Komutanı Tuğgeneral Altay Tokat tarafından karşılanan Orgeneral Torumtay ve beraberindekiler, daha sonra tugayın yeni tesislerini denetlediler. Torumtay ve diğer komutanlara 2.5 saat sureyle brifing verildi. Bıifingde gazetecilerin fotoğraf çekmesine izin verilmedi. Daha sonra helikopterle Şırnak'a geçen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Torumtay ile beraberindekilere burada da geniş güvenlik önlemleri altında brifing verildi. Daha sonra yeniden Diyarbakır'a dönen komutanlara Olağanüstü Hal Bölge Valisi de bir brifing verdi. Orgeneral Torumtay ve beraberindekiler daha sonra Diyarbakır Valisi Cengiz Bulut'la görüştüler. Basına kapalı yanm saatlik görüşmeden sonra gazetecilere bir açıklama yapan Torumtay, "Geliş amacım tamamen biriikleri denetlcmek, başka bir şey yok" dedi. Torumtay ve beraberindekiler daha sonra Ankara'ya dönduler. GöçmMterte siyteşl Birteşmiş MüleUer Genel Sekreter Yardımctsı Sierra Leoneli, James Jonatı ve berabenrtdeki heyet dün Edirne'ye gelerek soyrJaşlanmızın bulunduğu çadırkentte görüşmelerde bulundu. (Fotoğraf: AA) Göçmene Bulgarca soru litikasından vazgeçmesi ve ülkeDün gelen 33 soydaşımızla birlikte Bulgaristan 'dan vizeli giriş yapanlann sayısı 90'a deki Türklerin haklarını tanıması için baskı yapmalarını istedi. yükseldi. Önceki gün Kapıkule'den vizeAvrupa trenine giriş yasağı sürdüğü için yolcular li giriş yapan 2 soydaşımız Kırklareli'ndeki çadırkentteki akrabaBulgaristan'ın Swelingrad istasyonundan larının yanına geldiler. Soydaşlaotobüslerle Türkiye'ye geçtiler. nmızın anlatımına göre BulgarisHaber Merkezi Sınırlann göçmenlere kapatılmasından sonra Bulgaristan'daki Türk büyükelçiliği ve konsolosluklardan vize alarak gelenlerin girişleri sürüyor. Kapıkule'den dün vizeli olarak karayolundan giriş yapan 33 kişiyle birlikte bu kapıdan vizeli gelenlerin sayısı 9O'a yükseldi. Dereköy1 den dün giriş yapılmadı. Her iki sınır kapısından Bulgaristan'a geri dönenlerin sayısımn 3 bine yaklaştığı belirtiüyor. Edirne muhabirimiz Murat Savaş'ın haberine göre sınırın 22 ağustos saat 02.00'de kapatılmasından sonra Kapıkule'de yine eski günlere dönüldü. Gurbetçilerin dönüşleri ve normal turistik giriş ve çıkışlar arasında az sayıda soydaşımız da vizeli olarak kapıya geliyor. Sınırın vizeli girişlere açılmasından bu yana bu kapıdan gelenlerin sayısı 90'ı buldu. Ancak bu arada Türkiye'de barınma ve iş sorunlarına çözüm bulamadıklarını gerekçe göstererek Bulgaristan'a geri dönenler de oluyor. Kapıkule'de yetkililer dönenlerin sayısı konusunda bilgi vermiyorlar. mesi için görüşmelerin sürdüğünü tan'da huzursuzluk giderek artıyor. Soydaşlanmız bir süre önce bildirdiler. Jivkov'a mektup yazarak Türkler Dereköy kapısı ve Muslüman Pomaklar üzerinde baskıların kaldınlmasını, Bulgar Kırklareli muhabirimiz Nazif vatandaşlanna da daha geniş diKaraçam'ın haberine göre, Dere ni özgürlük verilmesini isteyen ayköy sınır kapısı tam bir sesizlik ya dınlann yargılanmasına başlandışıyor. Bugüne kadar vizeli hiç gi ğını, bunun Ulkede büyük yankı rişin olmadığı bu kapıdan dün 12 uyandırdığını anlattılar. Pomaklakişi daha Bulgaristan'a geri dönüş nn, yargılanmayı protesto için yüyaptı. Yetkililer göç hareketinin rilyüş düzenlediklerini, yürüyüş başladığı 2 haziran gününden bu sırasında "Türkiye'ye gitmek istiyana 97'si ajan, 127'si Çingene yoruz. Bizi serbest bırakın" diye toplam 517 kişinin geri döndüğü sloganlar attıklarını belirten soynü söylediler. daşlanmız, yürüyüşün Bulgar poBM Genel Sekreter Yardımcısı lis ve askerince engellendiğini, zor James Jonah başkanlığındaki Uç kullanılarak dağıtılma sırasında kişilik heyet dün helikopterle çok sayıda ölüm ve yaranma olayEdirne'ye geldi ve çadırkentte larının olduğunu duyduklannı besoydaşlanmızla görüştü. Jonah'ın lirttiler. Nitekim aynı konuda görüştüğü göçmenlere sorularını Amerikan haber ajansı AP'de öntercümanı aracılığıyla Bulgarca ceki günkü haberinde, Pomaklasordu, emniyet görevlileri Bulgar nn eylemi sırasında Bulgar tankca konuşmanın tepki yaratabile lannın da yürüyüşü engellemek ceğini belirterek duruma müdaha üzere göstericilerin üzerine sürülle etmek istedi, ancak Dışişleri düğünü, olaylarda en az 15 PomaBakanhğı yetkililerinin bir sorun kın ölduğünü bildirmişti. yaratmayacağını söylemesi üzerine Jonah, sorulannı Bulgarca sorBulgar milislerin ülkeyi terk etmayı sürdürdü. Jonah'ın görüş mek için pasaport isteyen Muslütüğü göçmenler BM Genel Sekre man Pomakların yaşadığı 6 köyü ter Yardımcısı'nın daha çok ken abluka altında tuttukları bildirildilerine Türkiye'deki yaşam ko di. şulları ile ilgili soruları sorduğuPomaklarla yakın ilişkileri olan nu söylediler. kaynaklar, pasaport başvurulanJonah incekmeleri sonunda nın reddedildiğini, bölgede daha kendisinden açıktama isteyen ga önce çıkan gösterileri düzenledikzeteciler e de bir şey söylemedi ve lerinden şüphelenilen 18 Pomağın "Ben buraya göçmen halka yar ikinci kez askere alındığını belirtdım etmek için geldim, gazeteci tiler. Aynı kaynaklar, başkent Sofya'mn 120 km güneyindeki köylerlere değil" karşılığım verdi. Dünya Islam Birliği Genel Sek den giriş ve çıkışın kontrol altınreteri ve lslam Konferansı Örgü da tutulduğunu, yalmzca çevre katü Temas Grubu Başkanı Dr. Ab sabalarda çalışanlann giriş çıkışıdullah Nasif, Bulgaristan'ın ülke na izin verildiğini kaydettiler. deki Türklere yönelik baskı ve Bu arada, Türklerin haklarırun sindirme politikasının devam et korunması için açlık grevi yapan mesinden üzüntü duyduğunu be insan haklan grubu üyesi 4 kişilirtti. nin ölüm tehditleri aldıklan ve Nasif, dün yaptığı açıklamada, Bulgar polisinin kendilerinden ülMuslüman ülkelere bir çağn ya keyi terk etmelerini istediği bildiparak, Bulgaristan'a olumsuz po rildi. İki karar tasansı Yapılan görüşmelerden sonra oybirlıği ile kabul edilen kararda Bulgaristan'daki "komünisl lottliter rejimin milyonlarca Türk ve diger elnik asıllı Muslüman azınlığa karşı aşağıla>ıcı ve gayri insani uygulamalarda bulunduğu" belirtiüyor. Bu azınlığın "cebri imha ve asimilasyon politikasıyla karşı karsıya oldnğuno" belirten tasan, Bulgaristan hükümetine şu çağırıda bulunuyor: "Türk ve diğer elnik asıllı Miisliiman azınlıga karşı iraha ve asimilasyon politikasını hemen durdurmak ve bu azınlıktan Bulgaristan'da kalmak isteyebilecek olanlann hak ve hukukunu iade elmek. Bu azınlığı Bulgaristan'ı kitle halinde terk etmeye zorlamaktan vazgeçmek. Bulgaristan'ı şimdiye kadar Türkiye'ye süriilmüş ya da kaçmava mecbur edilmiş olan 310 bin insanm terk ettikleri mal varlıklan ve sosyal haidanna karşılık tazminat haklan olduğunu lanıroaya davet etmek." öte yandan, Kıbns Rum DtSl Partisi'nin inisiyatifi ile gündeme getirilen ancak ANAP mületvekillerinin girişimleri ile yumuşatılarak, serbest dolaşım, yerleşim ve mülk edinme haklarına ilişkin ifadelerin çıkanldığı ikinci tasarının metni ise şöyle: "EDU parlamenterleri, Kıbns sonınuna kapsanüı, adil ve kalıcı bir çözüm bulunması amacıyla sürdürülen toplumlararası müzakerelerin meselenin diğer yönlerinin yanı sıra, adadaki ber iki toplumun türa insan ve diğer temel haklanna tam saygınıa sağlanmasını da içermesi görüşündedirler. EDU pariamenterieri ber iki tarafa da müzakerelerin başansı için ellerinden geleni yapmalan çagınsında bulunurtar." Bu tasarı toplantıyı izleyen KKTC'Ii gazeteciler tarafından tepki ile karşılanırken, Türk yetkililerin, metnin "genel mahiyetine" işaret ederek, "Kıbns konusunda bir tasan sunulma Başbakan Özal, Marmaris'te İJMİTOTAN BODRUM Antalya'daki Avrupa Demokratik Birliği Parlamenterler Konferansı'na katıldıktan sonra tekrar tatile çıkan BaşbakanTurgut Özal, yat gezisini sürdürüyor. Son iki ayda Ankara'ya 10 kez uğrayan ve yalmzca 7 gün kalan Özal'ın Ege ve Güney sahillerinde geçirdiği gün sayısı son tatille birlikte 21 günü bulacak. Antalya'ya giderken hakesi şaşırtan Başbakan Turgut Özal, dönüşünde de alışılagelmiş şaşırtmasım sürdürdü. Antalya'ya gidişinde Imsık Havaalam'nagirmekten son anda vazgeçerek Izmir yolunu seçen özal, dönüşündede tüm protokol ve gazeteciler İzmir'de beklerken havada karar değiştirip Dalaman'a indi. Buradan da Gökova'ya geçerek yatla denize açıldı. Gökova Körfezi'ndeki bir dizi koyda dolaşan Özal'm bulunduğu tekne önceki gece Karacasöğüt Koyu yakımndaki lngiliz limanına yanaştı. özal'ın koruma araçlan ve özel aracı Bodrum Aktur'daki evinin önünden önceki gece aniden bir haberle aynldılar. Özallar yatla gezerken araçlar da kendisini karadan izliyor. Özallar'ın ne zaman ve nereden karaya çıkacakları açıklık kazanmadı. Başbakan Turgut Özal'ın tatilini bugün bitirip Van, Hakkâri ve Siirt'i kapsayan Doğu gezisine çıkması bekleniyor. Görüşmelere ara verildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Karabük ve Iskenderun DemirÇelik fabrikalanndaki grevi sona erdirmek için ÇelikIş ile MESS yöneticileri arasında 5 gündür süren görüşmelere pazartesi gününe kadar ara verildi. Taraflar görüşmelerden birbirlerine anlayış dileyerek aynldılar. Toplam 34 saat süren görüşme lerde sosyal yardım ve ücretler konusunda bir aıiidşmaya vanlarriazken 15 parasal madde içinse görüş birliği sağlandı. MESS dün masaya üç yeni ücret önerisi getirdi, Çeliklş yöneticileri bu önerileri üretim primlerini kaldırmaya yönelik olduğu gerekçesıyle kabul etmedi, ancak verilen iki günlük arada inceleyeceğini bildirdi. MESS'inyeni ücret önerilerinden birincisinde primlerin geçen yılki seviyesinde tutularak bunun ücretlere yansıtılması teklif edildi. Buna göre asgari saat ücreti olan 604 lirada yapılacak yüzde 17'lik artışa ek olarak, Türklş'in hükümetle yaptığı anlaşmalarda kabul ettiği 1. altı ayda 80 bin artı 10 bin lira getirildi. MESS, ikinci olarak primlerin zaman esasına göre 1988'deki düzeyde tutularak, zamdan sonra meydana gelecek artışın ücretlere uygulanmasım önerdi. Böylece, 604 liralık asgari saat ücretine birinci altı ayda yüzde 80 artı 10 bin liralık artış ve ikinci altı ayda ise saat ücretlerinde 100 liralık artışa ek olarak yüzde 69 artı 70 bin lira zam teklif edil DemirÇelik grevi TVen seferleri Avrupa treninin girişinin 25 ağustostan itibaren engellenmesinden sonra bu trenle dün Bulgaristan'ın Swelingrad istasyonuna gelen yolcular otobüslerle Türkiye1 ye geçtiler. Istanbul'dan Avrupa treni seferleri de iki gündür yapılmıyor. Türk hükümetinin bu trenin seferlerinin kaldırılması yolunda aldığı karar gereğince bilet alan çoğunluğu turist olan yolcular da tstanbul'dan Kapıkule"ye otobüslerle getirildiler. 60 yolcu daha sonra Bulgaristan'a geçerek, gidecekleri ülkelere Bulgaristan uzerinden trenlerle gönderilecekler. TCDD yetkilileri tstanbul kalkışlı Avrupa trenine AtinaSelanik üzerinden yeni bir güzergâh bulunabil di. MESS, üçüncü önerisinde ise primlerin ortalama olarak yüzde 25 olarak dondurulmasını isterken, birinci altı ayda asgari saat ücreti olan 604 liraya, yüzde 80 artı 10 bin liralık artış ve ikinci altı ayda ise saat ücretindeki 100 liralık zamma ek olarak yüzde 66 artı 70 bin lira teklif etti. MESS Yönetim Kurulu Başkanı Bahri Ersöz, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, üç yeni ücret önerisi verdiklerini belirterek, Çeliktş'in bu hafta sonunda bunlan incelemesini istedi. Pazartesi günü daha anlayışh bir hava içerisirjde toplantıya başlama umudunn taşıdıklanm ifade eden Ersöz, "Bu işin bitirilmesi gerektiğine onlar da kani, biz de kaniyiz. Her iki tarafın da çaba göstermesi lazım" diye konuştu. Ersöz, bu arayı kendi aralannda değerlendirme yapmak için kullanacaklarını söyledi. Çeliklş'in 15 gün önce verdiği ücret önerisinin dışında yeni bir öneri sunmadığını kaydetti. EDU izlenimleri Klerides'e mansiyon İki gün süren Avrupa Demokratik Birliği (EDU) toplantısının starları hiç şüphesiz Başbakan Turgut Özal ile Yunanistan Yeni Demokrasi Partisi lideri Mitçotakis'ti. Yaptıkları ve iki saat kadar süren başbaşa görüşme, 'Davos öldü' yorumlanna yol açtıysa da, 'Yaşasın Antalya' diyebilmek için yeterli nedenleri bulabilmek biraz zor oldu. SEMİH İDİZ ANTALYA iki gün süreyle 25'i AıNAP'lı olmak üzere toplam 80 Avrupalı "yeminli muhafazakân" bir araya getiren Avnıpa Demokratik Birliği (EDU) toplantısının "starian" kuşkusuz Başbakan Turgut Özal ile Yunanistan Yeni Demokrasi Partisi Başkanı Konstantin Miıçotakisti. Yaptıkları ve iki saat kadar süren baş başa görüşmede "Davos öldü" yorumlanna yol açtıysa da, "yaşasjn Antalya" diyebilmek için yeterli nedeııi beraberinde getirmedi. Görüşmenin bir anlamda iki ülkede yaşanan "siyasi boşlukta" cereyan etmesinin payı bunda büyük olsa gerek. Ne de olsa, bir gazetecinin ifade ettiği gibi, "biri iktidara, diğeri muhalefete >iakın" iki parti lideri göruşüyordu. Burada hangisinin iktidara, hangisinin ise muhalefete yakın olduğu nun kastedildiğini anlamak için kâhin olmak gerekmiyordu. ÖzalMitçotakis görüşmesinin gene de iki ülke arasında diyaloğun önemini vurgulamak ve çetrefil ikili sorunlann listesini bir kez daha belirlemek açısından yararlı olduğu söylenebilir. Öte yandan Antalya'nın toplantı için yerli ve Yunanlı gazetecilerin istilasına uğradığı gözlendi. ANAP yönetiminin ağır toplarının bu cennet sahil kentinde bir arada olmaları birçok Türk gazetecinin dikkatini iç siyasi gelişmeler üzerinde yoğunlaştınyordu. Yunanlılara yakın kaynaklar da aynı şeyin aslında kendi gazetecileri için de geçerli olduğunu belirtiyorlardı. Ne de olsa ülkeleri yakında genel seçimlere girecekti. Öte yandan "göz kamaştıncı" güzelliği olmamasına rağmen yine de çekici olan Mitçotakis'in kızı Dora Bakoyiani'nin özellikle magain basını tarafmdan yakın takibe alındığı gözlendi. Ancak siyasette yoğrulmuş olan ve babasının özel sekterliğini yapan Bakoyiani genellikle ciddi olan tavırlan ile magazin unsurunu pek tatmin etmedi. Bu arada Özal ile görüşmesinden sonra düzenlediği basın toplantısında, yakında kendisine oy vereceğini umduğu kesime yönelik olduğu belli olan katı tutumuyla dikkat çeken Mitçotakis, Antalya'dan ayrıhrken "iğneyi batırmayı" ihmal etmedi. Toplantırun yapıldığı Dedeman Oteli'nden kendisini uğurlayan Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz ile konuşurken imalı bir şekilde "Rodos'la yapılan EDU toplantısında parti liderleri düzeyinde katılım yüksekti. Oysa burada nedense aynı şey geçerli degil" dediği öğrenildi. EDU toplantısının "buruk adamı" ise Kıbns Rum Demokratik Birlik Partisi (DISI) Başkanı Glafkos Klerides'ti. Klerides geldiği gün gazetecilerle görüşürken Mesut Yılmaz ile bir araya geleceğini, bu arada Başbakan Özal ile de görüşmeyi umduğunu söylemişti. Ancak ne Mesut Yılmaz ne de Başbakan Özal ile görüşebildi. Mesut Yılmaz, basına bu konudaki görüşlerini dile getirirken, Kıbns Rum kesiminde, böyle bir görüşmenin resmi görüşme niteliği verileceğinden endişe edildiğini bildirmişti. Rodos'ta yapılan EDU toplantısı sırasındaki görüşmeden alınan ders buydu. Aynca Kıbns Türk kesimini, toplumlararası görüşmelerin içinde bulunduğu bu kritik aşamada kaygılandırmanın anlamı da yoktu. Ankara'nın bu konudaki duyarlılığı, Başbakan Özal tarafıudan EDU üyesi parlamenterlere verilen ziyafete de yansıdı. Klerides, toplantıya dışarıdan katılan sadece iki parti liderinden biri olmasına rağmen, (Diğeri MitçotakisL ti). Mesut Yılmaz'ın da bulunduğu Özal'ın "şeref masasına" almmadı. "mansiyon" olarak "bir numaraiı" masaya oturtuldu. Gene de yumuşak ve esprili tavırlanyla Türk gazetecilerinin dikkatini çeken Klerides bunu bir soruna dönüştürmedi. Kaldı ki, EDU Başkanı Avusturya Dışişleri Bakanı Alois Mock'un verdiği yemekte bir anlamda muradına erdi. Çünkü bu yemekte Mesut Yılmaz ile aynı masada oturuyordu. Aralannda konuştuklan görüldüyse daha sonra bir yanlış anlamaya neden olmaması için "kesinlikle müzakere etmedikleri" bildirildi. Toplantmın bir diğer ilginç şahsiyeti ise gazeteciler arasında "en sağcı solcu" sıfatı ile ödüllendirilen Macaristan Demokratik Forum üyesi Gabor Roszik idi. "Gözlemci" sıfatı ile toplantıya katılan Roszik hemen hemen her birleşimde "komünizmin çöküşünün canlı delili" olarak takdim edildi. Ne de olsa bir komünist ülkesinde ilk kez komünist olmayıp da serbestçe seçilen bir siyasetçi idi. Alois Mock'un, Başbakan Özal'ın verdiği yemekte yaptığı konuşmada anlattığı bir fıkra ise şöyleydi: "!ki Avusluryalı, Kenya'ya safariye gider. Bir ara açık arazide yürürlerken bir aslanla karşılaşırlar. Avusturyalılardan biri sırt çantasını hemen acarak iastik pabuçlarını giyer. Ötekisi bu pabuçlaria aslandan daha hızlı koşacagını mı zannettiğini sorar. Birinci Avusturyalının yanıü ise, 'hayır, öyle biı niyetim yok. Yeter ki senden hızlı koşayım' olur." Sıradan ishal mi, kolera mı? ADANA (Cumburiyet Güney İlleri Bürosu) Kuraklık nedeniyle içme ve kullanma suyu akıntısının çekilmesi, susuzluk nedeniyle de temizlik kurallanna uyulmaması sonucu Gaziantep'te ölümle sonuçlanan bağırsak enfeksiyonunun "kolera" olduğu yolunda söylentiler yaygınlaşıyor. Şanlıurfa'da yeşil sebze yasağı sürerken beş bin bağ nane ve maydonoz belediye zabıta ekiplerince yok edildi. Kentte açıkta meşrubat satışı da yasaklandı. Adanada ise gecekondu semtlerinde yoğunlaşan salgın hastalığm tifo mu, enfeksiyon mu olduğu yolundaki tartışmalar sürüyor. Gaziantep'te bir ay içinde 02 yaş grubunda 34 çocuğun ölümüyle sonuçlanan ishale karsı alınan önlemler arttırıldı. Sağlık Müdürlüğü ekiplerince içme ve kullanma sularının klorlanması her gün yinelenirken halkın uyarılmasına yönelik çalışmalara da hız verildi. Kanalizasyon sisteminin yıpranmışlığı nedeniyle içme suyuna kanşmasının nedenleri arasında gösterildiği ishale karşı yurttaşlardan kesilen suların geri gelmesi halinde on beş dakika boşa akıtılması istendi. Şanlıurfa'da belediye tarafından dört gün önce başlatılan yeşil sebze yasağı sürüyor. Kentte limonata, meyankökü şerbeti gibi meşrubatların açıkta satılmasını da yasaklayan Belediye Başkanı İbrahim Halil Çelik, geçen yıl 80 kişinin ishalden ölduğünü anımsatarak "Bu yıl da insanlann ölümüne göz yumamam" diye konuştu. Çevre kentlerdeki bağırsak enfeksiyonu ve benzeri hastalıklar tümüyle ortadan kalkmadıkça yeşil sebze yasağının süreceğini belirten Belediye Başkanı Çelik'e karşın kentte "el altından" satışlann sürdüğü öğrenildi. Bu arada belediye zabıta ekiplerince yaklaşık beş bin bağ nane ve maydanoz yok edildi. Adana'da ise özellikle gecekondu semtlerinde başgösteren ateş, ishal, halsizlik belirtileriyle ortaya çıkan hastalığın tifo mu gripal enfeksiyon mu olduğu yolundaki tartışmalar sürüyor. Yetkililerin gripal enfeksiyon açıklamalanna karşın hastalığın paratifo olduğu yolundaki görüşler ağırlık kazanıyor. ÇelıkIş Genel Başkanı Melin Türker de 5 gun süren görüşmelerde sosyal maddelerde ilkelerde anlaşmalarına karşın, sosyal yardım paketinin dört taksit şeklinde dağüımında ve tarihJerde uzlaşamadıklanru belirtti. 3 yeni öneri verdiğini ifade eden Türker, "Primlerin kalkmasına yönelik hiçbir teklifi kabul etmeyecegimizi, ancak inceleyeceğimizi söyledik" dedi. Kerbela kapıda (Baştamfı 1. Sayfada) Darlık barajına yeni takılan pompalarla Ömerli Barajı'na şu anda günde 20ü bin metrekup dolayında su aktarılıyor. Buna rağmen Ömerli Barajı'ndaki su seviyesinin aşırı sıcaklann da etkisiyle "günde ortalama 5 sanlim düşmeye devam ettiği" belirtiüyor. Bu düşme hızı sürduğü takdirde barajın yaklaşık 60 gün sonra yani kasım ayı başlannda "sıfırlaması" olasıbğı beliriyor. Boyle bir duru1 mun 8 milyon nüfuslu tstanbul da "vahim sonuçlar' doğurabileccği öne sürülüyor. İSKİ Genel Müdürii Ergun Göknel ağustos ayı başında gazetemize yaptığı bir açıklamada "İstanbul'un 4 aylık suyu kaldığını ve aralık ayı basına kadar yeterli su bulunduğunu" belirtiyor ve "umudun sonbahar yağmurlannda olduğunu" söylüyordu. Istanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen ise önceki gün basına yaptığı açıklamada lstanbul'un su sorunu için "İşimiz Allah'a kaldı" ifadesini kullandı. lediye Başkanı Nurettin Sözen, önceki günkü açıklamasında "Su sorununun büyümesinde geçmiş yönctimlcrin büvük rolü var" diyordu. İSKİ'nin eski Genel Müdürii Atom Damalı yönetiminin, Darlık'tan gelecek suya güvenerek, ömerli Barajı'ndan günde 850 bin metrekup su çektiği öne sürülüyor. Her yıl ocak ayında barajdaki su seviyesinin yağışlar nedeniyle artış gösterdiği, oysa bu yıl ocak ayından itibaren su seviyesinin düştüğu ve İSKİ yönetiminin buna rağmen gerekli kısıntı önlemlerini almadığı da öne sürülen iddialar arasında. bul'da yağmurlar geçen yıllardaki cğilime uyarak kasımaralık aylarına sarkarsa, kasım ayının su bakımından "çok kritik bir ay" haline gelmesi nrjmkün. lşSendika Servisj Beşiktaş Tarihi Çay Bahçesi'nde 18 Haziran 1989 günü yapılan İşçi Kurultayı'nda oy birliği ile kabul edilen sonuç bildirgesinin broşür olarak yayımlanmasına karar verildi. Sonuç bildırgesini hazırlamak için kurultay delegeleri arasından oluşturulan 18 kişilik "Girişim Komitesi" bildirgenin kamuoyuna sunulmasıyla birlikte kendisini genişleteıek bir dizi eylemin yapılmasına karar verdi. Girişim komitesi üyeleri dün Deriİş Beyoğlu Şubesi'nde düzenledikleri basın toplantısında gelecek 3 ay içinde gerçekleştirilmesi düşünülen eylemleri de açık Eylem kararı tşçi Kurulîayı Girişim Komitesi ladıiar. Basın toplantısında "Girişim Komitesi"nin alt komiteler kurarak çalışmalan hızlandıracağı vurgulandı ve önumüzdeki aylard$ yapılacak eylemler şöyle sıralandı: "İstanbul'da örgütlü bulunan sendikalarla birlikte 'grevlerle dayanışma gecesi', işten alılmalarla ilgili miting düzenlenecek, iş güvencesiyle ilgili yasa metni hazarlanacak ve yüriırlükteki İş Yasası, sendikalar, toplusözleşme ve grev yasalanna karşı hazırianacak alternatif yasalarla birlikte imzaya açılacak. Aynca, zorunlu tasamıf yasasının da kaldırılması amacıyla imza kampanyalan düzenlenecek." Baltık'a sert uyarı MOSKOVA (AA) Sovyetler Birliği Komiinist Partisi (SBKP) Merkez Komitesi dün akşam yayımladığı bildiride, Baltık Cumhuriyetleri Estonya, Letonya ve Litvanya'yı, 'Yeni devrimimiz' olarak nitelediği 'perestroyka' programımn sınırlarını aşarak, Kızıl Ordu'yu bile hedef alabilecek bir sapmanın içinde olmakla suçladı. Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) Merkez Komitesi, geçen çarşarpbagünü, NaziSovyet paktının 50. yıldönümü dolayısıyla Baltık Cumhuriyetleri'nde, yaklaşık 600 kilometrelik bir insan zinciri oluşturularak düzenlenen protesto gösterileri üzerine yayımladıjp bildiride, Baltık Cumhuriyetleri'ni alışılmamış sertlikte bir bildiriyle kınayarak, bu cumhuriyetlerin yönetimlerini 'yıkıcılık ve bölücülük'le suçladı. Merkez komitesi bildirisinde, Litvanya Yuksek Sovyeti'nden bir komisyonun, geçen salı günü açıkladığı, 1939 tarihli NaziSovyet Paktı'm hukuk dışı ve geçersiz ilan etme kararı kınandı. Bildiride, komisyonun, aslında 'perestroyka' surecinin bir parçası olarak, dönemin tarihini yeniden değerlendiren SSCB Yüksek Sovyeti'ne bildirmesi gereken bu kararını kamuoyuna açıklamakla, 'perestroyka'yı, milliyetçi amaçlar için sömürmenin örneğini verdiği belirtildi. Merkez Komitesi, 'aşın ve bölücü' bir noktaya ulaştığım belirttiği 'milliyetçilik histerisinin', faşist dönemin 'AntiSovyet ve burjuva' niteliğine büründüğünü kaydetti. Bildiride, Baltık Cumhuriyetleri'nin, yayın organlarında bir 'yanlış bügilendinne' kampanyası açmakla kalmayıp, bu konuda 'Batılı akıl hocalanndan' da destek arayışı içine girdıkleri savunuldu. Merkez Komitesi, bu gelişmeler sonucunda, Baltık Cumhuriyetleri'nin yerli halkıyla bu cumhuriyetlerde azınlığı oluşturan göçmen halk arasında çatışma tehlikesinin ortaya çıktığını vurgulayarak, Baltık halklannı sağduyulu davranmaya, Baltık komünist parti örgütlerini de, milliyetçi eğilimlerde görülen tırmanışı önlemek için çaba göstermeye çağırdı. SSCB Darlık pompalan Neden böyle oldu? İstanbul'da su sorununun kritik bir noktaya gelmesinde bu yıl görülen kuraklığın yanı sıra, barajların kapasitesinin son yıllarda aşırı zorlanmasının da rol oynaüığı öne sürülüyor. Anakent Be Öte yandan Darlık Barajı'nda 19 ağustos günü devreye giren pompalarda imalat hatası olduğu ve firmanın pompaları projeye uygun yapmadığı öne sürülüyor. İSKÎ çevrelerinden alınan bilgiye göre "projeye lers" pompalar bazı kaydırma ve eklemelerle devreye sokuldu, ancak bu nedenle Darlık'tan Ömerli'ye basılan su mik26 Mart seçimlerinden sonra ni tarı, başla plaıılanan düzeyin alsan başlannda ISKl'de göreve baş tında kaldı. layan Ergun Göknel ise su kısın İstanburun tısına gitmemesini "politik bir karar" olarak tanımlıyor. Göknel tstanbul'un su gereksiniminin daha önce gazetemize yaptığı yarısı Ömerli ve yeni devreye giaçıklamada "Eski İSKİ yöneıimi ren Darlık barajlarında, diğer yaşöyle yapmış böyle yapmış, diye rısı da B.Çekmece, Terkos, Elmarek 8 saat su kesintisi yapabilirdik. lı, Bentler ve diğer kaynaklardan Böyle bir politik karar almadık. karşılanıyor. Bu barajlardan TerBelki üzerimize riskler aldık, ama kos ve B.Çekmece oldukça iyi duİstanbul halkına 4 ay su sıkıntısı rumda. Anadolu yakasına su veçektirmeyecegiz" demişti. Ancak ren Elmalı Barajı'nın da kritik 15 ağustostan itibaren İstanbul noktaya yaklaştığı belirtiliyor. un Beyoğlu yakasında düzenli su Ömerli Barajı ise Üsküdar'dan kesintilerine de başlandı. Gebze'ye kadar bütün Anadolu Göknel yönetiminin "riskli yakasıyla, Avrupa yakasının Emipolitikasının" nasıl sonuçlanaca nönü'nden Avcılar'a kadar uzanan ğını ise ekimkasım aylarındaki bölgesinde yaşayan yaklaşık 4 railyağışlar belirleyecek. Eğer İstan yon İstanbulluya su sağlıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear