26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 EKONOMİ 25 AĞUSTOS 1989 TÜRKİYE'den İzmir Ticaret Odasi üyelerine göre halk yeteri kadar fedakârlık yaptı Protestolu senetler ANKARA (ANKA) Yılın ilk yedi aylık döneminde toplam tutarı 1 trilyon 789.9 milyar lirayı bulan 1 milyon 414 bin 720 adet senet protesto edildi. Protesto edilen senetlerin tutarmda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47.1'e eşdeğer 607.5 milyar liralık artış oldu. Temmuz ayında protesto edilen senetlerin tutarı 289 milyar lirayı bularak, bir önceki aya göre yüzde 42.6, geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 52.5 artış gösterildi. Ocaktemmuz döneminde protesto edilen senetlerin tutarı (Milyon TL) 1988 1989 Ocak 150.556 256.278 Şubal 139.005 226.813 Mart 212.322 294.235 Nisan 161.767 254.596 Mayıs 177.811 374.374 Haziran 259.525 202.624 Temmuz 189.478 289.018 Toplam 1.290.464 1.897.938 Şok kararlar bıkkınlık getirdi Hüseyin Karagülle Serbest rekabet halka kazık atanlar olarak tanıtma çabası içine girmiştir. 1983 yılından beri madem ki sanayici halkı kazıklıyordu, siz neredeydiniz? 1983 'îen beri fedakârlığa katlanan Türk halkı artık bunun bedelini ödemek istemiyor. Dündar S o y e r Konvertibiliteye geçtik diyerek geçilmez. Bunlar fantezi şeyler. Kandırmaca. TV'deki muslukçunun yaptığı gibi, açkapa, indirkaldır ile ekonominin yürütüldüğü ortamda, küçükler eziliyor, orta işletmeler fırtınada sürükleniyor, parayı ise büyükler topluyor. Bu kararlar belli grupların çıkarları için ahnmıştır. ortamı yoktur. Monopolisi, oligopolist bir uygulama tüketiciyi korumamakta, devlet ve özel sektör halkı sömürmektedir, Hasan Denizkurdu Özal, sanayiciyi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Başbakan Turgut Özal tarafından 89 ağustos tarihlerinde açıklanan yeni ekonomik kararlara tepkiler sürüyor. Ekonomik kararlara ılımlı bir tavır koyan İzmir Ticaret Odası Meclisi üyeleri de dün yaptıktarı toplantıda sanayicilere destek vererek, hükümeti sert bir dille eleştirdiler. Son kararlarla enflasyon faturasmın sanayiciye çıkarılmaya çalışıldığını öne süren İzmirli işadamları, şok kararlann bıkkınlık getirdiği, platonik konverbilite ile başan sağlanamayacağı görüşünü savundular. Toplantıda söz alan İTO eski başkanı, danışma meclisi üyesi Dündar Soyer, "Kararlar belli bir gnıbun çıkarlan için çıkartıldı. Devlet spekulatör devlet durumuna getirildi. Siyasi istikrarsızlık devri muhuriyet heveslilerine zemin hazıriıyor" dedi. TOBB Yönetim Kurulu üyesi Hasan Denizkurdu da, "Şok kararlardan bıkkınlık geldi" diye konuştu. Bugün İzmir'de TOBB Ticaret Konseyi toplantısı yapılacağinı ve bunun bir ekonomi zirvesine dönüşecefini bildiren tTO Başkan Vekili Şahin Özbefc ekonomideki son gelişmeleıin "endişe verici" olduğunu, tercihlerin bir kez daha ekonomiyi ikinci plana iten yonde geliştiğini soyledi. Enflasyonun düşmek bir yana daha da artma eğilimine girdiğini vurgulayan Özbek, "Ekonomide öncelikle bir siyasi uzlaşmaya ve ekonomide bir istikrar progranuna yönelinmesiude yarar ve zanıret vardır" dedi. Daha sonra söz alan işadamı Hüseyin Karagülle Tiirkiye'de "giidümlü bir ekonomi" olduğu nu kaydederek, "Serbest rekabet ortamı yoktur. monopolist, oligopolist bir uygulama, tüketiciyi korumamakta, halkı ezmekte, devlet ve özel sektör, halkı sömürmektedir. 26 Mart seçimlerinin sonucu da güvensizlik ortamını arttırmıştır. Bunun için siyasi partiler ya erken seçime gitmeli ya da şahsi politik çıkarlannı bir yana iterek mutabakata varmalıdıriar" dedi. TOBB Yönetim Kurulu ve ITO Meclis üyesi Hasan Denizkurdu ise gelişmeleri değerlendirirken, "Sayın Özal sanayiciyi, halka kazık atanlar olarak tanıtma çabası içine girmiştir. 1983 yılından bu yana madem sanayici halkı kazıklıyordu siz neredeydiniz? Şimdi hükümet halktan yana, sanayici ise halkı kazıklıyor imajı ortaya çıkanlmak isteniyor. Sanayici ve lüccan suçlayarak bir yere vanlmaz. Siyasi iktidar başederaediği enflasyonun faturasını sanayiciye kesmek istemektedir" diye konuştu. Denizkurdu, Devlet Bakanı Güneş Taner'in Istanbul toplantısındaki sözlerini de eleştirirken, "Sayın Güneş Taner'in iislubu, hırçınJığı, meselelere bakış açısı beni urkuttü. Sağırlar diyaloğu biçimde geçen toplantıda herkes ayn dilde konuştu. Sayın Taner'in sopa gösterir gibi itham etmesi bui endişelendirmiştir" görüşünü dile getirdi. Denizkurdu, ekim ayından sonra 4 Şubat Kararları'na benzer bir paketin de ortaya cıkabileceğini vurgulayarak, "Şok tedbuierden bıkkuılık geldi. 1983'ten bu yana fedakârlığa katlanan Türk halkı artık bunun bedelini ödemek istemiyor" dedi. Son ekonomik kararlann psi kolojik olarak olumsuzluklara yol açtığına değinen Mazhar lzmirlioğlu da "Işadammın tansiyonu yükselmiştir. Kanındaki adrenaUni yükseliyor, ne yapacağnu bümiyor. Platonik konvertibiletinuı de bu yüzden başanya ulaşacagım sanmıyorum" diye konuştu. Danışma Meclisi üyelerinden tTO eski başkanı Dündar Soyer ise Türkiye'de ekonomiyi bilenlerle bilmeyenler kavgasınuı sürdüğüne dikkati çekerek, "Konvertibiieteye geçtik diyerek geçilmez. Bunlar fantezi şeyler, gerçekçi degil, kandırmaca, zihinleri bulandırmaktan başka bir şey degildir. Bir ülkede liberasyon uygulamasımn başanlı olması için temel göstergelerin bunu taşıyabilecek sağlamlıkta olması lazımdır" dedi. Soyer daha sonra eleştirisini sertleştirerek şunları söyiedi: "Eşkıyanın ne yapacagı beüi olmayan. bulutlu puslu gece yanlannda alınan kararlarla ekonomi idare edilmez. TV'deki muslukçunun yaptığı gibi açkapa, indir kaldır ile ekonominin yüriitüldüğü ortamda, küçuk ve orta işleimeler fırtınada süriiklenirken; piramidin tepesindekiler parsayı toplarken; küçükkrin ezüdigini görüyornz. Türkiye'yi, OsmanUar döneraindeki gibi açık pazar donımuna getirmek Idme, ne kazandınr? tthalatı kim yapacaktır. Eğer içerde üretim yapan yapacaksa, bu kararlann terbiye ediciligi nerede kalacaktır? Bu kararlar belli gnıplann çıkarlan için çıkartılmış kararlardır. Ekonomiyi yüriıtenler ve hükümet, spekülasyonlar yaratmak için bu kararian almışlardır. Devlet spekulatör devlet dunımuna getirilmiştir." Tüm sorumluluğun hükumete ait olduğunu öne süren Dündar Soyer, daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü: "Spekülatif kararlar ekonominin boğazını sıkmaya devam etmektedir. Hasta ekonominin yatağından kalkması engellenmektedir. Türkiye ekonomik istikrarsızlıgın getirdiği siyasi istikrarsızlıkla da baş başadır. Siyasi istikrarsızhğın oluşturdugu devri muhtariyet he>eslilerine zemin hazırlayan, milli bütünlüğü tehlikeye sokan, içeriden ve dısandan haztrlanan koraplolarla karşı karşıya iken alınan ekonomik karariar bizi sonuca göturemez. Bu gelişmeler ve siyasi istikrarazlık iükeyi bunalımlı günlere götörmektedir. Gıda harcamaları aruştırması ANKARA (AA) Türktş'in yaptırdığı araştırmada, 4 kişilik bir ailenin "yeterli ve dengeli" beslenebilmesi için ağustos ayında en az 297 bin 426 lira harcamak zorunda olduğu belirlendi. Türklş'ten yapılan açtklamaya göre gıda fiyatlarının ağustosta, temmuz ayına göre yüzde 3.8'lik bir artış göstererek, bütçelere 10 bin 811 liralık bir yük getirdiği belirlendi. Ağustos ayı asgari gıda harcaması yetişkin işçi için 98 bin 822, yetişkin kadın için 63 bin 647, 1519 yaş grubu erkek çocuk için 81 bin 675 ve 46 yaş grubu çocuk için 53 bin 282 lira olarak tespit edildi. TürkIş'in araştırmasında, 4 kişilik bir aile için asgari gıda harcamasının aralık 1988'de 211 bin 266 lira olarak hesaplandığı . ifade edildi. 4 tş çevreleri gözüyle Devlet Bakanı Güneş Taner 14. Lui gibi kendini Allah zannediyor' "Güneş, her zaman Makyavelist bir biçimde çevresindekileri ezip geçmiş ve zirveye çıkmayı becermiştir. Şimdi de Başbakan'ın nabzını iyi tutarak Özal Köşk'e çıkacak olursa aradan sıyrılarak başbakanlık koltuğunu kapma hesapları içinde olabilir." "Bir yandan sanayii Avrupa Topluluğu normlanna uygun üretim yapmaya davet ederken, diğer yandan ülkeyi muz cumhuriyeti gibi yönetiyor." Güneş Taner'in bir lakabı 14. Lui, diğeri de BTB. Taner için yakıştınlan BTB'nin 2 anlamı var: Biri 1960'ların bürolarını süsleyen yamalı bohça gibi i küçük karolar, diğeri de "Büyük Türk Büyüğü"nün m kısaltılmışı. rüyor ve böylelikie de BTB lakabına hak kazanıveriyor. tş âleminde sözunü sakınmamasıyla ünlü fSO Başkanı Nurullah Gezgin, "Güneş Taner'i nasıl bilirsiniz?" yolundaki sorumuzu yanıtlarken, "Güneş Taner'in ekonomiden sorumlu bakan goruntusünde olması, hem hükümet, hem de sanayici için talihsizliktir. Herhalde kendisi bu sertliğini, Başbakan'a yakınlığından kaynaklanan guçte buiuyor. O zaman konunun degerlendirilmesi, daha da vahim boyutlar taşıyor" diyor. "Ben vergimi de düzgün veriyonım. Devletten de bir istegim yok" diyerek sozünü sakınmayan bir diğer meslek kuruluşunun, İTO'nun Başkanı Yalım Erez ise Taner hakkında şöyle konuşuyor: "Ben Güneş Bey'i pek tanımam. Odalar Birliginin sah günkü toplanüsında da ilk kez izledim. Ama Güneş Bey'i dinleyince, bu ekonomi okuUannın boşu boşuna kurulduğu, çocuklanmız iyi öğrenim görsün diye boşu boşuna yırtındığımız vehmine kapıldım. Güneş Bey o toplantıdakilere güven telkin etmedi. Çok fevri ve haşm bir hali >ardı. Olaylara 'Ben yaptım oldu' manügıyla baluyor. Ama birinin kalkıp da ben yaphm demesiyle olmnyor." Bir başka tanınmış işadamı ise "Her gelen gideni araöyor" diyerek dizlerini döyüyor: "Yusuf Bey'e söyiemediğimizi bırakmadık. Öyle bir eda içindeydi ki, sanki o bakanhk koltuğu poposuna iyice yapışmış. Ölünceye kadar çıkmayacak, ama Güneş Bey daha da baskın çıktı. O, 14. Lui gibi 'Ben Allahım' edasında... Bir yandan Avrupa Topluluğu'na girmekten bahsediyorlar. diğer yandan da ülkeyi muz cumhuriyeti gibi yönetmeye kalkıyorlar. Yöntemi de tepeden bakma, tehdit, hatta gerekirse silletokat... Güneş Bey gibi bir koltukta oluran ber kişinin elinde büyük yetkiler vardır. Ama fazilet ya da insan kalitesi, böyle bir mevkiye oturanlann sınırlanm bilmeleri ve sahip olduklan yetkilerin tümünü kullanmaya kalkışmamalandır. Güneş Bey ise elindeki silahlan sonuna kadar ateşliyor." Güneş Taner bu gücü nereden buiuyor? Kendisini gençlik ve bankacılık yıllarından tanıyan arkadaşlan, "1949 İstanbul dogumlu, Özel Işık Mübendislik ve Mimarlık Okulu'nu 1973'te bitirmiş ve ardından bir süre İstanbul'da tngiliz edebiyatı dalında 'master' denedikten sonra New Yorkta Polytecnical Institute'ta 2 yıl ekonomi dalında nstlisans yapmış ve bu 2 yıllık ABD deneyimi sonrasında Türkiye'ye ağzında piposu ya da purosu, şivesinde Amerikan aksanıyla dönen Güneş Taner' in en önemli özelliği pratik zekâsı ve çevresindekileri itipkakarak kendisine zirvenin yollannı açmadaki başansı." Gençlik arkadaşlan şöyle devam ediyorlar: "Güneş hiçbir zaman derine inmezdi. Bnna vakti de, niyeti de yokru. Ama konuian bilenlerden dinler, dogrn sloganlan yakalar ve ondan sonraki 35 ay bunlan kendi fikirieri gibi satardı. Güneş'i çevresi her zaman küçümsemiştir. O da bunu fark etmiş, hem bunun ezikliğini duymuş, hera de hıncını alrnıştır. Bir fotognf çekilirken gerekiyorsa 10 kişiyi itip kakarak Başbakan'ın tam arkasında yer almayı başanr. Iste bu Guneş'tir. Yapamaz, beceremez denilenlerin çogunu yapmıştır. Makyavelist bir biçimde yapmış ve zirveye gelmiştir. tşte bu Guneş'tir. Dolayısıyla kendisini hiç küçümsememek gerekir. Merkez Bankası Başkanı Saracoğlu ile ekonominin patronlügu konusunda uzun süre çekismiş, Saracoğlu kendisinin ekonomi bilgisi ve Dunya Bankası'ndaki deneyimlerine güvenerek belki Taner'i küçümsemiş, ama Türkiye'deki çarpık değerler sistemi içinde bu raundu kazanan Taner olmuştur. İşte bu Güneş'in ta kendisidir." Bankacılık yıllarından bir başka arkadaşına göre Guneş Taner'in şu günlerdeki düşüncesi, "Özal köşke çıkarsa herkes başbakanlık için Mesut Yılmaz'ın falan adını konuşurken, 'Acaba ben aradan sıynlıp başbakanlık koltuğuna oturuverir miyim?' olabilir. Ve Tan«r bu strateji çerçevesinde 'etkili, yetkili, radikal ve tarihe geçecek kararlar alan büyük politikacıyı' oynayabilir. Ancak politika soluk ister. Tabanla, örgütle gerçek bağlar ister. Yoksa uzun soluklu olmaz. Tepedeki adaraa baglı olarak yapılan politikaeüık, pamuk ipliğine bağlıdır ve şu giınlerde bu pamuk ipliği Taner ile Özal arasında sıkı sıkıya baglı bulunmaktadır." MERAL TAMER "Güneş, ne ekonomiden sorumlu olacak kadar ekonomi bilir, ne de bankacılıktan sorumlu olacak kadar bankacılık bilgisi vardır. Ama gelin göriin ki, ekonomide sorumluluklann paylaştınldıgı 3 bakan arasında öne fırlaraış, 'Ben en biiyüğüm' diyebiliyor. Çünkü Başbakan'ın nabzına göre şerbet vermeyi, diger yandan da Makyavelist bir biçimde etrafını ezip geçmeyi çok iyi biliyor." Bu sözler Devlet Bakanı Güneş Taner'i öğrencilik yıllarından tanıyan bir arkadaşına ait. Onu son dönemde tanıyan bir meslek kuruluşunun başkanı ise "Ben böyle şey görmedim. Güneş Bey'e hükümet de az geliyor. Hazret kendini devlet, hatta Allah gibi görmeye başladı. Tıpkı Fransa'da devrim öncesinde Kral 14. Lui'nin yapnği gibu." Devlet Bakanı Güneş Taner için 14. Lui lakabı galiba şu günlerde iş çevrelerinde yaygınlaşmaya başlamış. Bakanın kulislerdeki bir diğer lakabı ise "BeTeBe". Hani şu 1960'lardan kalma binalann ön yüzlerini süsleyen maviliyeşilli küçük karolara verilen ad. BTB ile Güneş Taner'in ne alakası var diyeceksiniz. tşadamlanmıza göre şu alakası var: "Hiçbir konuda derinlemesine bilgisi olmayan Taner, ondan bundan duyduğunu bir araya getiriyor. Zeki olduğu için de aralarından dognı olanlan seçebitiyor. Böylelikie de ortaya yamalı bohca gibi bir BTB duvar çıkıyor. Fakat derinlemesine inilip de biraz aynntı sorulduğunda pek cevap alınamıyor ve ayrıca tek tek doğrulann bir araya getirilmesi, sonucun doğru olacagı anlamına da gelmiyor" ve lafın kısası Taner'e güvenilemiyor. Kendisini ciddiye almak iş âlemi açısından mümkün olamıyor. BTB'nin bir diğer anlamı ise "Büyâk Türk Büyügü" kelimelerinin kısaltılmışı. Son dönemde kısaltmalar pek moda ya... lstanbul'daki iş âlemine göre Bakan Taner kendisini "dev aynastnda" gö Dış borç ödemeleri ANKARA (ANKA) Yılın ilk beş aylık döneminde 3 milyar 179 milyon dolarlık dış borç ödemesi gerçekleştirildi. Dış borç ödemeleri geçen yılın aynı döneminde 2 milyar 755 milyon dolarlık düzeyine göre yüzde 15.4 oranında 424 milyon dolarlık artış gösterdi. Merkez Bankası verilerine göre, ocakmayıs döneminde ödemesi yapılan dış borçların I milyar 808 milyon dolarlık bölümü anapara, 1 milyar 219 milyon dolarlık bölümü faiz, 152 milyon dolarlık bölümü Ulusiararası Para Fonu 'na (IMF) yapılan ödemelerden olustu. Prof. Akın Ilkin, olağanüstü İTO Meclisi'nde konuştu: Izmir'de ekonomi zırvesı Ticaret Konseyi tarafından düzenlenen toplanüya Devlet Bakanı Işın Çelebi ile Maliye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirli de katılıyor. İZMİR (Cumhuriyet Ege Börosu) TOBB Ticaret Konseyi tarafından düzenlenen ekonomi zirvesi bugün tzmir'de yapılıyor. tki gün öncş İstanbul'da yapılan ve özel sektörhükümet kapışması biçiminde geçen toplantının ikinci raundu olarak nitelendirilen toplantıya Devlet Bakanı Işın Çelebi, Maliye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirli 'nin yaru sıra çok sayıda bürokratın, TOBB konseyi başkanlannın, yönetim kurulu üylerinin, 150 büyük sanayici firmarun temsilcileri ile İstanbul, Ankara ve tzmir'in gelir vergisi rekortmenlerinin katılacağı bildirildi. "1990lı YıUarda Türk Ticaret Stratejileri" konulu toplantı Ticaret Konseyi Başkanı AIi Zafer Taciroğlu'nun konuşmasıyta başlayacak. TOBB Başkan Vekili E. Yalım Erez'in yam sıra Devlet Bakanı Isın Çelebi, Maliye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirli'nin birer konuşma yaparak son günlerdeki eleştirilere yanıt vermeleri bekleniyor. Toplantının ikinci bölümünde TKKOt Başkanı Ökkes Özuygur, "ÖzeUeşünnenin Geleceği", Prof. Dr. Orhaa Morgil "Çeşiüi Ülkelerde ozua Vadeli Ticaret Stratejileri", DPT Müstesar Yardımcısı Fahrettin Konak "Ekonomide Özel Sektöriin Payı", HDTM Musteşan Namık Kemal Kılıç ise, "Dış Ticaret ve Finans Kurumlannın Geleceği" konulu birer konuşma yapacaklar. tki gün sürecek ekonomi zirvesinin değerlendirme toplantısı yarın yapılacak. Toplantıya TOBB Yönetim Kurulu üyeleri ve konsey üyeleri katılacak. Ticaret Konseyi'nin toplantısı işadamları ve sanayicilerce "İstanbul'daki toplantının ikinci raundu" olarak değerlendirildi. Sanayici ve işadamlan "Hükümet ile özel sektör ayn dillerden konuşuyorlar. Bunun bir orta yolu bulunmalı. Ancak sayın bakanlann sert üsluplan koprüleri atmaya dek varabilecek boyutlarda sürerse sıcak diyalog sağlanamaz" görüşünü dile getirdiler. Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin toplantıya katılması, Devlet Bakanı Güneş Taner'in ise katılmaması da "sertlik yerini yumuşamaya mı bırakıyor" yorumlarına neden .olurken Maliye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirli'nin "azarlayıcı konuşmasını yineleyip yinelemeyeceği" tartışılıyor. Mevduat 550 milyar arttı ANKARA (ANKA) Toplam mevduat 28 temmuz 4 ağustos günleri arasındaki hafta içinde 549,7 milyar lira artarak 31 trilyon 418.9 milyar liraya yükseldi. Merkez Bankası verilerine göre, bir hafta içinde en hızlı artış vadesiz resmi mevduatta görüidü. Vadesiz resmi mevduat 428.9 milyar lira artarak bir trilyon 772.5 milyar liraya çıktı. Aynı hafta içinde vadesiz tasarruf mevduatı 226.4 milyar artarak 3 trilyon 721.2 milyar liraya, vadeli tasarruf mevduatı 237.1 milyar lira artışla 18 trilyon 747 milyar liraya yükseldi. Ekonominin adı yok Ekonomi Servisi Hükümet tarafından alınan gümrük ve fonlann düşürülmesi ile Türk parasının kıymetini koruma hakkındaki serbestiyet kararlanna özel sektörün tepkisi dinmiyor. TÜStAD^ la başlayıp, Odalar Birliği ve Sanayi Odası ile süren tepki turu dün İstanbul Ticaret Odası'ndaydı. Son ekonomik kararlar uzerine olağanüstü toplanan İstanbul Ticaret Odası (tTO) Meclisi diğer özel sektör kuruluşlanndan farklı olarak ekonomi profesörlerini konuşturdu. Kararlann konvertibilite olamayacağını ve akşamdan sabaha alınmış kısa süreli kararlar diye tanımlayan ekonomi profesörlerinden Akın tlkin, "ekimde bir seçim havası olduğunu" söyledi. Uygulanan ekonomi politikasının liberal ve serbest piyasa ekonomisi olmadığını belirten Prof. Akın tlkin, "Bu ekonominin adı yok" dedi. Alınan kararlann en çok üç aylık kararlar olduğunu belirten tlkin, "Türkiye nereye koşuyor di>e belki bir başka kitabın adı olabileceğini" soyledi. Türkiye'nin ancak 10 sene sonra konvertibiliteye geçebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Akın tlkin, şöyle konuştu: "Son kararlann konvertibilite diye lanse edilmesi, 'Ben döviz satacağım nasıl olsa alan olmayacak' mantığına dayanıyor. Son kararlar bize konvertibiliteyi degil ama bir başka ekonomik gerçeği gösteriyor. Oda gelir dagılımının çok bozuldugunu, orta tabakanın döviz alacak dunımda bulunmadıgını. Bir de bu kararlarla stagflasyon resmen kabul ediliyor. Bu ortamda ithalat için dövize talep olmayacağının yöneticiler de bilinci içindedirler." Kambiyo rejimi ile ilgili son kararlann "konvertibilite olamayacağını" savunan Prof. îlkin, "ekimde seçim havası" olduğunu söyledi. rariar verilince Başbakan'ın degişmesi çok zor, ama bir bakan degişebilir ve bu değişiklik yeni umutlar getirebilir." Başbakan Turgut Özal'ın güttüğu politikalarla bütün anti enflasyonist araçlan kullandığmı ve bu araçların kulianılmasını imkânsız hale getirdiğini savunan Prof. Akın İlkin, "Şu an enflasyjnu durduracak ekonomik faktörler yitirilmiş dunımda. Özal'ın alabileceği kararlar, ancak üç ay içinde seçime gidebilecek kararlardır. Türkiye'de seçim ekonomisine girmiştir. Ekimde de bir seçim havası vardır" diye konuştu. Prof. Taner Berksoy da konvertibilite gibi ekonomide uzun vadeli bir aracın sonbahar aylarınr pek aşmayan bir hedef için kuilanılmasını eleştirerek bunu sorumsuzluk olarak niteledi. Berksoy, "Bu kadar önemli karan ekimkasım aylan enflasyon oranlannda çok küçük düşüşler sağlamak için, politik hedef için paldür küldür yapılmasını devlet anlayışıyla bağdaştıramıyorum" dedi. TÜRK AMERİKAN İŞ KONSEYİ ^TTTIT/TMT Haber Merkezi ABD'nin Türkiye'deki 6 haftahk yeni Büyükelçisi Morton Abramowitz, kamuoyu önündeki ilk resmi konuşmasını dün TürkAmerikan tşadamlan Konseyi'nin düzenlediği oğle yemeğinde yaptı. ABD Büyükelçisi Abramowitz, Türk işadamlarına hitaben yaptığı konuşmasına, "Bir Türk gazetesi benim işadamlannın büyükelçisi olduğumu yazdı" sözleriyle başladı. Abramowitz'in Türk nc OTTCTMPÇÇ rniîNClL Abramowitz, "Işadamlannın büyükelçisi olmaktan mutluyum. Kapım size ber zaman açık olacaktır" şeklindeki sözleriyle konuşmasını tamamladı. Abramowitz'in TürkAmerikan tşadamlan Konseyi'nde yaptığı konuşmada, Rahmi Koç, Necat Eczacıbaşı, Halit Narin, Cem Boyner, Jak Kamhi, Üzeyir Garih gibi Türkiye'nin önde gelen işadamları ile Türkiye'nin ABD'deki eski büyükelçisi Şükrü Elekdağ hazır bulundu. Abramowitz: îşadamlarının büyükelçisiyim işadamları arasında gülüşmelere yol açan bu sözleri, ABD Büyükelçisi'nin, ana teması Türkiye'deki ABD yatınmlarının artması gerektiği şeklindeki 20 dakikalık konuşmasıyla pekişti. ABD Büyükelçisi olarak temel amacımn, iki ülke arasındaki ekonmik faaliyetleri arttırmak olduğunu belirten Abramowitz, bunun iki ülke halkının refahını arttıracağıru ve ikili ilişkileri guçlendireceğini söyledi. ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Morton Abramowitz, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin genişlemesinin potansiyel olarak büyük olduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin de kendine özgü bir ülke ve dinamik bir ekonomiye sahip olduğunu belirten Abramowitz, "LHkenin ve halkımın, bu ülkede meydana gelebilecek büyük değişikliklerin bir parçası olmasını istiyorum" dedi. Özel sektördeki işadamlarırun bunun için yol göstermesi gerektiğini de dile getiren Emisyonda gerileme sürüyor ANKARA (AA) Merkez Bankası piyasadan para çekmeye devam ediyor. Emisyon hacmi 23 ağustosta 7 trilyon 650.1 milyar liraya geriledi. Piyasadaki kâğıt para miktarı yaklaşık bir haftahk dönemde 624.9 milyar lira azaldı. Emisyon hacmi, 15 ağustosta 9 trilyon 275 milyar liraya yükselmişti. Gümrüklerin indirilmesinde amacm, tüketicinin korunmasıysa bunu neden bu yıl başında hazırlanan 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı'na konmadığuu soran Taner Berksoy, gümrük indirimlerinin aynı zamanda ocak ayında yayımlanan ithalat rejimine de konabiANKARA (ANKA) leceğini bildirdi. Berksoy şunları Devlet Harcama Belgeleri söyledi: "Son ekonomik kararlaYönetmeliği'nin Katma nn arkasındaki amaç piyasadaki Değer Vergisi Yasası'na fazla parayı emmektir. Bu, kısa göre yapüacak iadeleri de vadeli bir amaçbr. Enflas>onu dükapsayan bazı bölümlerinde şürmekte kullandığınız aletler ise değişiklik yapıldı. Maliye ekonomi üzerinde uzun vadeli uyve Gümrük Bakanlığı'nın gulanacak araçlarla yapılıyor. Yakonuyla ilgili yönetmeliği ni ufak bir bademcik ameliyatını Resmi Gazete'de mide ameliyatı yapacak aletlerle Akın tlkin, ekonomi kararları gerçekleştiriyorsunuz." yayımlanarak yürürlüğe nı, alan birımlerin başında iktisatgirdi. Yapılan değişiklikle, çılann azlığına ve dağınıklığa dikProf. Erol Manisalı ise alınan sahte veya yamltıcı belge kati çekerken de şn öneriyi getir son kararlann ekonominin içinde düzenlediği veya kullandığı di: bulunduğu konjonktüre uyum vergi inceleme raporlarıyla "Ekonominin iktidannda olan göstermediğini belirtti. "Eğer gösbelirlenen mükeüeflere ve lar, bir butünlük içinde olmalıdır terseydi alkışlanırdı" dedi. Kararbu mükelleflerin kurduklan lar. Belki bunu sağlamak için ay larla döviz darboğazı tehlikesi buşirketlere, teminat n bir iktisat bakanlığı kurulması lunduğunu savunan Prof. Erol göstermiş olsalar bile, vergi gerekir. DPT ve Merkez Bankası Manisalı "Kamu açıklarının son incelemesi sonuçlanmadan da bu bakanlığa başlanması gere kararlarla artacak olması, enflav iade ve mahsup kir. Herşeyin basbakana bağlı ol \onun yükseleceği sinyalini yatırılmayabilecek. I ması sakıncalı. Çünkü yanlış ka vermektedir" diye konuştu. KDViade esasları NEW YORK (AA) Kambiyo rejiminde yapılan son değişiklikler, Wall Street'e henüz yansımadı. Bankacılar, Türkiye'deki değişikliklerin, Amerikan mali çevrelerinin merkezi Wall Street'e geniş ölçekte yansımasının da beklenmediğini söylediler. Bu arada liranın konvertibilitesi yolundaki kararlann, Wall Streetî te, liranın değerinde önemli bir et Kendi kendine konvertibilite ki yapmadığı gözlendi. Cuma günü 2158 lira olan bir dolar, hafta başında 2181 liradan işlem gördü. Yatınm, kredi ve mali daruşmanlık bağlantıları nedeniyle Türk ekonomisini yakından izleyen ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen bazı bankacılar, yaptıkları değerlendirmede, yeni kararlann yalmzca tngiliz gazetesi Financial Times'ta yer aldığını, Amerikan mali çevrelerinin yayın organı Wall Street Journal'da görülmediğine işaret ettiler. Bir uzman şu değerlendirmeyi yaptı: "Wall Street için maalesef büyük bir olay değil. Wall Street'te ortalama bir yatınmcı, Türkiye1 de borsa olduğunu bile bümiyor. Konuyla, yalmzca Türkiye ile yatuım baglantısı olan kunıluşlar il gileniyor. Bunlann sayısı da zaten az." Türkiye ile bağlantılan olan Fudiciary Corp'un yetkilisi Landon Thomas ise şu görüşleri savundu: "İMKB'yi yeni orta>^ çıkraaya başlayan borsa olarak nitelemek gerek. Şimdi yeni borsalara ilgi doğabilir. Ürdun, Yunanistan, Portekiz ve Türkiye bu grupta. " Ücret ve maaşlar eriyor (Baştarafı I. Sayfada) de, örneğin Latin Amerika ülkelerinde enflasyon artışına paralel maaş ve ücretlerin de yukseldiğini, "Bu yüzden enflasyon karşısıuda maaşücreüerin daha az erozyona uğradığını" ifade eden Özötün, "Türki>e'de bu yok. Enflasyona paralel olarak maaş ve ücretler de artmayınca, erozyon artıyor. enflasyon bir yere kadar maaş ve ücretlerin düşmanı olduğu gibi, bir yerden sonra kârı da erozyona uğratıyor" dedi. İmalat sanayiinde yaratılan değerlerin faktör dağılımında bir karşılaştırma yapıldığında, Batılı ülkelerde ve enflasyonun çok yük sek seyrettiği Latin Amerika ülkelerinde bile maaş ve ücrethlerin aldığı payın Türkiye'dekinin çok üzerinde olduğunu söyleyen Özötün şunlan söyledi: "1984 verilerine göre Hollanda'da maaşücretlilerin payı yüzde 87.5, tngiltere'de yüzde 81.4'ü bulurken, Venezüella'da yüzde 39.5'u, Güney Kore'de yüzde 59.8'L Kenya'da yüzde 44.6'yı, Hindistan'da yüzde 66.1'i buiuyor. Örnekler çoğaltılabilir. Ama bize en yakın rakam Tajland'a ait. Bu ülkede maaşücretlüerin aldığı pay yüzde 31.2 düzeyinde. Bizim altımızda ise yüzde 18.7'lik Ekvator da var. Buradan çıkan sonuç, Türkiye gelir dagıumının fonksi yonel dağılımında dünya sıralamasında en ait sıralarda." Erdoğan Özötün, DİE'nin yayımlanan araştırmasına da değindi. 1970'lerde DtE'nin verilerine göre toplam nüfus içinde yapılan araştırmada gelirin türünde, maaş ve ücretlerin payının yüzde 3334'ü bulduğunu hatırlatarak "1988 verilerine göre bu, yüzde 2324'e gerilemiş. Demek ki maaş ve ücretlerin aldığı pay yan yanya azalmış," diye konuşıu. Bazı ülkelerde imalat sanayiinde yaratılan katma değerden maaşUcretleıin aldığı pay. ABD 87.7 Hotlanda 87f Cezayir 83.9 Ingıltere 81.4 F.Almanya 80.5 Japonya 79.9 Danımarka 67.3 Hindistan 66.1 İtalya 63.5 Portekiz 61.9 Güney Kore 59.8 Şili 52.5 Mısır 46.4 Kenya 44.6 Venezüella 39.5 Libya 37.9 Bolivya 37.5 Türkiye 33.5 Tayland 31.2 Ekvator 18.7 Not: Türkiye dışındaki ülkelerin verileri 1984e aıttır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear