26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyel Sahibı: Cumhurıyet Maıbaacılık vc Gazeiecılik TUrk Anonım Şırketı adına INadir Nadi • Genel Ya>ın Mudüru. Hasan ConJ, MıiesKse Müduru Emip< Uşaklıgil. Yazı Işlerı Muduru: Ok«) Goaraan, 0 Haber Merkczi Muduru: Yalcın Baytr, Sayfa Düienı Yönetmeni Ali Aımr, 0 Temsılcüer ANKARA: Ahmcı Tu, IZMİR Hikmel Çrtinkaya, ADANA: Cttai Isıanbul Habcrleri: Ertun Akyıldız. Dış Haberler Ergua Balcı, Ekonomı: Ongiz Turhıo. Kultür Cd«l Üsltr. Spor Danışmanı Abdalkadir Vacdman. Duzellme: Rıfik Durbaş, Arajtırma. Şahin Alpay. IşSendıka Şukran Kcttnci. Yurl Haberlen Ntcdcl Dogu. Dizı Yazılar Krrem Çalışkan. 9 KoordınatSr Abmel Koralsan, 0 Malı Ijlcr: Erol ErVut. 0 Muhasebe Bııknl Ytotr 0 BulçePlanlaına Sogl Osnnnbtşeojlu 0 Rrklam AncToran, Ek Yajmlar Hulvt Ak>ol • Idare Huscyin Gunr, Işieıme Oadrr Çelik, Bılgıtşlem N«il ln«l. Basan ve Yavan Cumhur'ytt Maıbaacılık vc Gazttecıljk T A Ş Turk Ocajı Cad 39'41 Cagalojlu 34334 Isl PK 246lsunbu! Tcl 512 05 05 (20 hall, Tclcı ::246 F t l (lı 526 60 ^ 0 Burmlar Aaklrv Zıya GOkalp BK lnkılap S No 19 4. Tcl 133 II 41T, Tele» 42344 Ftx (4) 133 11 41428 0 tzımr H Zı>a BK 1352S2'3,Tel 13 12 3O.Tele« 52359 FK. (51) 19 53 60 0 Adan: Inonu Cıd 119 S \ o lKall.Tcl 19 3"1 52 (4 hatl. Telcx 62155, Fa» (71)19 37 52 TAKVIM: 11 AĞUSTOS 1989 tmsak: 4.22 Guneş: 6.02 Öğle: 13.14 Ikindi: 17.05 Akşam: 20.16 Yatsı: 21.49 Greenpeace (Yeşil Barış) örgütünün müdahalesi sonucu Kanada'dan Ingiliere'ye zehirli atık îaşıyan Sovyet bandıralı bir gemi Tilbury Limanı'na sokulmadı. EDtP EMtL ÖYMExN LONDRA Çevre koruma örgiitü "Greenpeace" (Yeşil Barış) Londra yakınındaki "Tilbury1 ' Limanı'na zehirli atık yuk getiren bir Sovyet gemisinin yükünü boşaJtamadan geri dönmesini sağladı. Gemi limana girerken lastik botlarla yolunu kesmeye çalışan "Greenpeace" görevlileri bunu basaramayınca, geminin pruvasına uzerinde kurukafa olan büyuk bir afış astılar. Nehir polisi eylemi yakmdan izledi, ancak karışmadı. "Tilbury"ye yanasan gemıyi liman işçileri boşaltmayı reddetti. Oaha sonra liman idaresi de yükü kabul etmeyince gemi, limanda 24 saat kalıp ayrıldı. Kanada'dan gelen geminin yeniden oraya dönmesi bekleniyor. ., ,. .... . t İngıltere'de zehırh sanayi atığını özel yöntemlerle ışleyıp yok eden tesıslerın varhğma ve bu ışlemlerin yasal olmasma karşın, liman işçileri ve yerel yönetımler işleme tamamen karşı duruyor. Nitekim "Liverpool" Limanı'na geçen gün yine Kanada'dan 15 bin tonluk ilk partisi gelen zehirli atığı da işçiler boşaltmayı reddettiler. Önümüzdeki üç ay içinde aynı yükten 15 gemi dolusu daha gelmesi bekleniyor. Liverpoollü liman işçileri hiçbir gemiyi boşaltmayacaklannı söylüyorlar. Çevrede uzun süre kalan ve kısaca PCB olarak bilinen zehirli sınai atık taşıyan ve "Tilbury" ye kabul edilmeyen "Khudozhnik Saryam" adb gemi, bu tür yük taşıyan ve liman idareleri için sorun yaratan gemiler listesine eklendi. Bazen kökeni dahi bilinmeyen zehirli atıklann tngiltere'deki "imha firmalan" tarafından "sorgusuz sualsiz" kabulüne karşı çıkan "Greenpeace", kendiliğinden yok olmayan bu tür yüklerin fırtınalı denizlerde uzun mesafelere tasınmasımn da "tam bir sonımsuzluk örnegi" olduğunu belirtiyor. İşlem tesislerinin yakınlarında oturanlar hava kirliliğinden, ayrıca başağrısı, mide bulantısı, deri dökün Zehirügenü Ingiltere'ye sokuhnadı 20. yüzyılın unutulmaz çizgileri bir araya toplandı Tasarım Müzesi ra başladı. Bu müzede her gün kullanılan eşyalann, insan yapımı her şeyin geçirdiği evreler meraklılara sergilenirken, tasanmın kültür, eğitim ve sanayi üzerindeki etkileri de anlatılacak, öğretilecekti. "Butler's VVharr'tayız. Her tarafı inşaat alanı olan bir sokağın köşesinden nehre doğnı yürüyüp kıyrya inince hemen sağ tarafta iki katlı, tertemiz görünümJu, bembeyaz, modern yapı dikkatinizi çekiyor. İçeriye ışığm iyice girmesini sağlamak amacıyla iki katta da vitrin camlar kullanılmış. Nerelar için 25 gunlük üyelik de yapılabiliyor. Bu arada büyük şirketler üye olmak isterlerse yılda tam bin sterlin (3.5 milyon lira) ödemek zorundalar. Müzenin sergi bölümüne girdiğinizde en çarpıcı gelen eşyalar eski telefon kulübeleri, klozetler, lavabolar, eskiden yeniye çeşitli telefon aygıtları... Bu arada hemen dikkat çeken bir urün 1924 basımı, tam bir milyon marklık bir Alman parası. Gelen geçen buna dikkatle bakmaktan kendini alamıyor. Bu arada bir Volkswagen "kaplu*nbağa" da sergilenen uninler arasında. Fotoğraf makineleri de çok ilginç. Çok eski bir makinenin yanında İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen once, Alman yapımı Leica marka bir fotoğraf makinesi de sergiyi gezenlerin ilgi odağı haüne geliyor. Sayabileceğim diğer urünlerden bazılan, eskiden yeniye kompütürler, daktilo makineleri, teleksler, çalışma masalan, diğer büro eşyalan, hatta hatta "Louis Vuitton" marka, kadınların yiızlerce dolar ödeyip satın aldıkları "imzalı" çantalar... Bu çantaJarın yanında göğsunde timsah amblemiyle "Lacoste" tişörtler hemen dikkatleri çekiyor. "Les Must de Cartier", yani tngilizceFransızca reklamlarından bildiğimiz Cartier firmasının cüzdanlan, çakmakları da unutulmamış. Thames kıyısında, tarihi Londra Kulesi'nin hemen güneyindeki yörede açılan bu ilginç sergi, 20. yüzyılın belleklerde yer eden "çizgileri"ni gelecek kuşaklara taşıyan bir tren gibi... Yiiksek tonsiyon için aspirin S'EYV YORK (AA) Düzenli aspirin kuüanımımn, hamile kadmlarda yiiksek tansiyon hastalığınt engellediği bildihliyor. Bu konuda deneyler yapan İsrailli ve Italyan iki grup araştırmacı, düşük dozlarda her gün alman aspirinin yiiksek tansiyon hastalığına yakalanma olasılığı büyük olan hamile kadmlarda bu ihlimali dıişürdüğünu belirttiler. tüsü gibi sorunlardan yakınıyorlar. Görüşlerini televizyonda açıklayan bir ev kadını, Kanada gibi çok büyük ve nüfusu az bir ülkenin, neden zehirli atığını işlenmek üzere Ingiltere gibi küçük y e nüfusu yoğun bir ülkeye gönderdiğini sordu. tngiltere, diğer ulkelere bakışla bu tür zehirli atığı çok daha ucuza yok ediyor. Batı Almanya'da işlemin tonu 25 sterlin (87.500 TL.) masraf gerektirirken, Hollanda'da bu miktar 15 sterlin (52.500 TL.), Ingiltere'de ise sadece 5 sterlin (17.500 TL.). Bu nedenle İngiltere, 1988'de işlenmek üzere 80 bin ton zehirli atık «hal etti. Iki buyuk tesiste yak7 3 bin ton atık yok edilebi«yor. Avrupa'da yan ürün olar a k ortaya çıkan sınai atık yılda 2 milyar ton. Bunun 2030 milyon tonu zehirli atık. Ancak neyin ne ölçüde zehirli sayıldığı kon u s u n d a A v r u p a Top^ugu i ç i n . ,n^,. d e h e n ü 2 g ö r ü ş birliği k ..5 ^nü^tn k u b ü b i r ç o tere c u g u öldürecek güçte" bir maddeyi zehirli s a y ı y o r LEYLA TAVŞANOĞLU "İnsan yapısı her şey tasanmla gerçekleşti." Sir Terence Conran'ın sloganlarından biri de buydu Londra'daki Tasarım Müzesi'ni (Design Museum) gerçekleştirmeden önce. Müze bu yıl 6 temmuz günü Londra'da tarihi Londra Kulesinin hemen güneyindeki "Bnller's Wharf" yoresinde açıldı. "Butter's Wharfun müze yeri olarak seçilmesinin en büyük nedeni yörenin eskiden Thames nehri kıyısında liman tesisleri olarak kullamlması Radyusyon ölçüm cihazlı balon Haber Merkezi Iskandinav ülkelerinden Finlandiya'ya ait radyasyon ölçum cihazı taşıyan bir balon Ordu'nun Merkez Kirazdere Köyü'ne sönerek düştü. tki nıetre boyundaki balonun uzerinde Radyasyon FillandiyaHelsinki kelimeleri yer alıyor. Uzerinde küçük bir radyo teybe benzeyen cihazı taşıyan balona Ordu Emniyet Müdürlüğü'nce el konuldu. Yapılan ilk ınceleme sonunda bunun bir radyasyon olçüm cihazı olduğu belirlendi. İngiltere'de açılan "Tasarım Müzesi"nde otomobilden telefon kulübesine, çantadan kaleme, afişlere ve tişörtlere kadar çağımızın klasik "dizayn"larını içeren birçok ürün sergileniyor. Müze, gelecek kuşaklara, bir dönemin çizgilerini aktarıyor. run ardından yıllarca kendi kaderine terk edilmesi, şimdilerde ise "gekcegin bölgesi" olarak yeniden duzenlenme çalışmalarına başlanmasıydı. Bir "Tasanm Müzesi", ancak böyle yeni kurulan "gelecegin l>ölgesi"nde açılabılirdi. lç mekân düzenleme uzmaııı olan ve Ingiltere'de çeşitli dekorasyon mağazaları bulunan Sir Terence Conran, yıllardır bu tur bir tasanm müzesi fikri uzerinde çalışıyordu. 1980'lerin başında da bir kultür ve eğitim vakfı olan Conran Vakfı'nı kurmuştu. Conran Teteton kulübesi Avrupa'da 5 0 l i yıllardan kalan k a ^ • •: • bir telefonVakfı'nın şenısiyesi altında Tasanm Müzesi için gerekli çalışmalakulübesi de müzede sergilenen "kent tasarımlan" arasınaa yer alıyor. deyse bir geminin kaptan koşkunu anımsatıyor. Müze binasında seri üretım malları tasarımlan, sürekli gezilebilecek bir sergi, bir grafîk sergisi, öğrenciler, tasarımcılar ve halka açık bir eğitim programı, içinde tasarım kitapları, dergileri, slaytları ve video bantlan bulunan bir kütüphane, bir konferans salonu ve bir kafebar var. tsteyen bu müzeye üye olabiliyor. Üyelik aidatı yıllık kişi başına 20, iki kişi için 35 sterlin (yaklaşık 75 bin ile 192 bin 500 lira); kuruluşlardan ise 150 sterlin (yaklaşık 525 bin lira) alınıyor. Konuk Fi\nt donduran oteller BURSA (AA) Güney Marmara Turistik Otelcilik ve tşletmecilik Birliği (GÜNTOB), otel fıyatlarmı 1990 yılı ağustos ayına kadar dondurdu. GÜNTOB Yönetim Kurulu Başkanı Ferruh Ulukardeşler, kararın Bursa, Balıkesir, Bilecik, Sakarya, Kütahya, Çanakkale ve îzmit otel işletmeleri ve müdürlerinin katıldığı toplantıda alındığını söyiedi. Ulukardeşler, "Fiyatlan Avrupa'daki turistik tesislere ayak uydurmak için dondurduk" dedi. Ulukardeşler, 1990 yılı fiyat uygulamasmda 1 ağustostakı dolar kurunun baz alınacağını, bunun da 2146 dolar 70 cent olduğunu belirtti. Sovyetler'de gençlik çeteleri kol geziyor şivinde yürüttüğü gerüş çaplı araştırmanın sonuçları, aynntılarıyla sergileniyor. Hırsızlık, yolsuzluk, karaborsa ve sokak kavgalarının yıllardır gündelik olaylar arasında sayıldığını vurgulayan Govonıçin, "Suçluluğa Karşı Savaş" başlıklı makalesinde, gençler arasında yayılan suçluluk oranını büyük kentlerin en ciddi sorunu olarak gösteriyor. Asya cumhuriyetlerinden gelen gençlerin Moskova'da 30 ila 40'ar kişilik çeteler kurduğunu kaydeden Govoruçin, yurtlannda giysi bulamayan bu gençlerin Moskovalı yaşıtlannı döverek, "donuna vanncaya kadar" soyduğunu anlatıyor. Yönetmen, yakalanan soyguncu gençlerin polis tarafından kısa bir süre içinde serbest bırakılmasını da sert bir dille eleştiriyor. Govoruçin'in Moskova'daki suçlulukla ilgili sıraladığı örnekler arasında birlikte kolonya içtikten sonra emeklı kadınlann, hatta kendi annelennin ırzına geçen gençler, morglardan ceset parçaları çalarak bunlarla birlikte fotoğraf çektiren "çocuklar", doğan bebeklerini çöpe attıktan sonra evde sakin bir biçimde içkisini içmeyi sürdüren kadınlar yer alıyor. Govoruçin, karanlık bir toplum portresi çizdiği makalesinde, Fergana Vadisi'nde Özbeklerle Misketler arasındaki çatışmalar sırasında bazı insanlann derisinin yüzüldüğünü, polisin kendisine bazı kurbanlann fotoğraflannı gösterdiğini belirtiyor. Sovyet toplumuna mutsuzluğun egemen olduğunu öne suren Govoruçin, "Sürekli olarak kuyrukta dikilen ve öniindekinin ensesine bakmak zorunda bırakılan bir halk nasıl mutlu olsun? Yaşamımızın dörtte biri kuyruklarda geciyor. Doktorlar her 18 enfarktüsten birinin kuyruklarda meydana geldiğini saptadı" diye yazıyor. Govoruçin makalesinde, toplumdaki "yozlaşmanın" nedenlerini sosyolojik yönden araştırıyor. Yönetmen, olumsuz gelişmelerin nedenlerinden birini 1917 Ekim Devrimi'ne bağlıyor ve bugüne dek hiçbir araştırmacının "kariyerini zedelememek amacıyla" konuyu ele almaya cesaret edemediğini öne sürüyor. 1917 'de çarhğın yı kılmasıyla cezaevi kapılanmn açıldığını anımsatan Govoruçin, özgürlüğüne kavuşanlann çok küçük bir bölümünün devrimciler olduğunu, geri kalan geniş "adi suçin" ço^unluğunun bütün ülkeye yayıldığını savlıyor. Görüşlerinin belgelere dayalı olduğunu kaydeden Govoruçin, söz konusu adi suçluların "göriilmemiş bir öfkeyle eski toplumu yıkmaya girişenlere" katıldığıru belirterek, "Rus ulusunun en seçkin kesimi olan aristokrasinin, ruhani liderliğin ve daha sonra da aydınlann bu denli acımasızca ortadan kaldınlmasını başka türiü nasü açıklayabiliriz" diye soruyor. Govoruçin böylece tMm Devrimi'nde başı çeken Kızıl Ordu'nun bir kesiminin hirsız ve katillerden oluştuğunu ima etmiş oluyor. Govoruçin, "ahlaki yozluğun" ikinci nedeni olarak Hıristiyanlığih ortadan kaldırılması çabalarını gösteriyor ve bu çabaların cinayet, hırsızlık ve yalancı tanıklığa yol açtığını ve "anababaya saygıyı" ortadan kaldırdığını ileri suruyor. Önce aristokrasinin, bundan on yıl sonra da "en zeki ve yaratıcı" aydın kesimin "kökünün kazındıgıru" kaydeden Govoruçin, "Böyfcce on yı)lar boyunca ulusun en nitelikli genleri (genofonu) btlinçli olarak ortadan kaldırılmış oldu" diye yazıyor. Komünist Partisi yayın organlarından "Sovyetskaya Kultüra" adlı dergide yayımlanan bir makalede Sovyet toplumunda suç patlamasının yaşandığı ve ahlaki yozlaşmanın toplumun bütün kesimlerinde kök saldığı öne sürülüyor. YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi tarafından yayımlanan Sovyetskaya Kulhıra Dergisi'nde yer alan ilginç bir makalede, Sovyet toplumunda suçluluk oranının olağanüstü boyutlara ulaştığı, ahlaki yozlaşmanın toplumun bütün kesimlerinde kök saldığı öne süruldü. Derginin 29 temmuz tarihli sayısında yer alan tam sayfa makalede, polisiye filmleri ile tanınan yönetmen Stanislav Govonıçin'in SSCB emniyet ar Ambarlı trafosunda arıza İstanbul Haber Servisi Ambarlı'daki bir trafo merkezınde meydana gelen arıza sonucu Firuzköy, Aveılar, Ambarlı, Küçükçekmece semlleri karanlıkta kaldı. Dütı 22.50 sıralarında, 34.5 kilovatlık trafoda meydana gelen arıza, Istanbul'un çeşitli semtlerıne enerji sağlayan hatları da kısa sure etkiledi. Yeıkililer, arızanın onarımı çalışmalarına başladıklarını bıldirdiler. Van KalesVnde yvtki harmaşası BERAT GÜNÇIKAN VAN Tınaz Titiz'in Kültur ve Turizm Bakanlığı döneminde Van pilot bölge seçilerek tarihi ve turistik yerlerin bakım, koruma ve işletilmesi kendilerine devredilen il özel idarelerinin uygulamaları "yetki karmaşası''m da beraberinde getirdi. Kendilerine tanınan yetkinin dışına çıkmakla suçlanan il özel idarelerinin "restorasyonu da biz yaparız" anlayışı sonucu Van Kalesi'nin duvarlan yıkılıp "yeni bir kale" inşa edilirken Nazilli'deki Afrodisias'ın buyuyen otlan da altındaki tarihi eserlerle birlikte yakıldı. Van Akdamar Adası'nda ise yine il özel idaresi tarafından bekçi kulübesi, satış yeri ve restoran olarak kullanılmak amacıyla yaptırılan uç binanın turistlerin tepkileri üzerine yıkılması kararlaştırıldı. Van Kalesi'nin restorasyonu projesini yurüten İstanbul Üniversitesi öğretim uyelerinden Prof. Taner Tarhan, sistemin yerine oturmadığını, il özel idarelerinin tüm yetkilerin kendilerine geçtiğini sandıklannı söyledi. Geçen >il Tınaz Titiz tarafından bakımsızlık nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan tarihi ve turistik yerlerin il özel idarelerine devredilmesi kararlaştırılmıştı. Van, pilot bölge seçilerek burada bulunan Akdamar Adası, Van Kalesi, Hoşap Kalesi, Yedi Kilise ve Çarpanak'ın bakım, koruma ve işletilmesi temel alınarak Van İl Özel İdaresi'ne devredilmişti. Uygulama Turkiye genelinde de denenmiş, bu arada bazı kentlerin il özel idareleri tarafından sadece işletmenin kendilerine verilmesi isteği bakanlık tarafından geri çevrilmişti. Restorasyonu henüz yapılmayan Yedi Kilise köyluler tarafından ahır ve depo olarak kullanıldığı için gerek Turizm Mudurlüğu gereksi il özel idare müdurluğünce turistlere "gösterilmemesi gereken bölge" olarak tanımlanırken Nazilli'de bulunan Afrodisias'ta ise buyüyen otlar altındaki tarihi eserlerle birlikte yakıldı. İl ozel idaresinin bakımı altındaki Afrodisias'taki uygulamanın pek çok yerde yinelendiği belirtildi. Balinalardan 4 hit' parçalar Dış Haberler Servisi Balinaların "hit" parçaları var. Üstelik her yıl yeni besteler, balina dunyasında üst sıralara yükseliyor. Erkek balinalann çifüeşme döneminde "şarkı söyledigi" biliniyordu, ancak bu bestelerin her yıl yenilendiği ve kafiyeli dizelerle süslendiği son yapılan araştırmalar sırasında ortaya cıktı. "Frankfurter ADgemeine" Gazetesi'nin "Doga ve Bilim" ekinde yayımlanan habere göre Cornell Üniversitesi'nden iki ABD'li bilim adamı Roger ve Catherine Peyne'nin yaptığı araştırmalar, balina şarkılarının 330 dakika arasında değiştiğini ve dörtlükler halinde sunulan parçalann, basit olduğu kadar son derece karmaşık tonlar da içerdiğini gösteriyor. Erkek balinalar tropik sularda geçirdikleri kış aylarında şarkı söylemek için bir araya geüyorlar. Balinalann sırayla şarkı soyledikleri bu "şarkılı toplantılar" 22 saate dek uzayabiliyor. Uzun kıtalara sürekli yeni unsurlar ekleniyor ve sarkılar yıldan yıla değişiyor. Ritm, frekans ve hızda karakteristik özelliklerini koruyan bu unsurlar, yerini başkalanna bırakıncaya dek bazen uzun yıllar sürüyor. Bazı "konular" bir yıl sonra unutulurken, bazılan da 78 yıl boyunca varlıklannı koruyabiliyorlar. Pasifık ve Atlantik balina topluluklannın coğrafı değişkenlikleri de ortaya çıktıktan sonra, Catherine Peyne şimdi Linde Guinee ile birlikte, Kuzeydoğu Pasifik ve Kuzeybatı Atlantik'te söylenen 548 balina şarkısmın tahlilinde, balinalann adeta "kafiye" yaptıklarını ortaya çıkardı. Sarkılar, kafiyeye benzeyen ve belli bir ritm gösteren, sürekli tekrarlanan kıta örneklerinden oluşuyor. Bazı "bölümler" kıtalann belli yerlerinde hep yeniden ortaya çıkıyor. Muhtemelen balinalar bu "kafiyeli" kıtalardan otüru şarkılarını daha kolay akılda tutabiliyorlar. Ancak şarkılann zamanla değişikliğe uğraması, Peyne'nin görüşune göre kesinlikle unutkanlıktan kaynaklanmıyor. Peyne bu değişikliği, memeliler arasında çok scyıck ra^ıîaaan, cuiMyclıne özgun sesli ifadenin geliştirilmesi şeklinde yorumluyor. Bilim adamları bu bağlantıda, balinalar arasında bir "külturel evrimden" söz ediyor. Balinalar, insan dışında, normal davranış repertuarlarınm bir bölumünde boylesine köklu değişiklikler yapan tek yaratıklar. Ancak biyologlar için balinalann şarkılann belli kıtalannı neden ezberledikleri ve yıllar içinde bu şarkılarda neden değişiklik yapmak zorunluluğunu hissettikleri halen bir bilmece. Belki de erkek balinalar dişileri etkileyebilmek için boylesine bir yola başvuruyorlar. Bu, diğer erkekleri de belli kıtalan koruyarak yeni "bestelere" yonlendiriyor. Bu anlamda dişi balinalar dolaylı olarak su altında "külturel yaşamı" teşvik ediyorlar. Festhalde 100 milyon zarar ÇEŞME (Cumhuriyet) '} Temmuz ayı başında yapılan Uluslararası Çeşme Şarkı Yarışması ve festivali sırasında 100 milyon lira zarar eden ÇEVAK, faturayı halka çıkardı. Bastırdığı pulları zorla esnafa dağıtan ve 500 liralık pulun karşılığını halka ödeten ÇEVAK'ın bu girişimi tepkilere neden oldu. ÇayönÜ'nde kazı DİYARBAKIR (AA) Diyarbakır'ın Ergani ilçesi yakınlarındaki Çayönü Höyüğü'nde bu yıl yapılan kazı çalışmalarında dünyanın ilk yapı örneklerine rastlandı. 26 yıl önce başlanan kazı çalışmalanm İstanbul ve Chicago üniversiteleri hirlikte vürütüyor. nükJeer gösterileriyle kuöanırken, Japon barış dernekleri nükleer denemelerin yapıldığı Semipalatinst bölgesinde bir yüruyuş düzenlediler. Her türiü Japonya'da Hiroşima'ya atom Nükleer protesto bası atılmasının 44. yılı barış veİ3omanti nükleer denemenin yasakJanmasını isteyen göstericiler, Japonya'da bir daha nükleer dram yaşanmasının engellenmesi çağrısında bulundular. Gösteriye katilanlar arasında Hiroşıma'yı gören yaşlılar ye çocukJar da bulunuyordu. Gösterlcilerin buyük kısmını kadınlar oluşturuybrdu. (Fotoğraf: AP) Bagfaş'a TUBITAK incelemesi dük." Çevre GenelMüdürü ZeynepArat, TÜBİTAK'ın yörede 34 aylık Bandırma 'daki çevre kirliliği konusunda çalışma yapması "tarafsız bir kaTÜBİTAK'ın 34 aylık bir çalışmayapacağını rar alması" konusunda, Balıkesir Valiliği'nin ilgili bakanlık temsilaçıkladı. cileri ile sanayi kuruluşlan olarak Eski Bandırma Kaymakamı, "Birfabrikadan karara vardıklarını söyleyen Zeygaz kaçağı olduğu şeklinde hiçbir gazeteye resmi nep Arat, "TÜBİTAK'la daha uzun vadeli çöziimler, proje çalışaçıklamam olmadı" dedi. ması konusunda ilke karan aldık. BANDIRMA (Cumhuriyel) Yörede yaptığı incelemelerden sonra bir açıklama yapan Başbakanlık Çevre Genel Müdürü Zeynep Arat, Bandırma'daki çevre kirliliği konusunda TÜBÎTAK'ın 34 aylık çalışma yapmasına karar verdiklerini söyledi. Bandırma'da çevreyi kirlettikleri ileri surülen BAGFAŞ Gübre Fabrikası ile Etibank'a ait Boraks Asit ve Sülfürik Asit Fabrikaları'nı da gezen Genel Müdür Arat ve beraberindeki heyet, daha sonra BAGFAŞ'tan etkilendiği bildirilen, felç olaylarının gorulduğü, zeytin ile meyve ağaçlarının ürün veremez haJe geldiği Edincik bucağında incelemelerde bulundu. Edincik Belediye Başkanı Haiil Keleşoğlu ve yurttaşlarla da görüştüklerini belirten Çevre Genel Müdüru, yöre halkından kirlilik konusunda çok dilekçe aldıklarını belirtti. Arat, kendilerine Devlet Bakanı tlhan Aşkm'ın, "Bandırma'daki kirlilik konulannı ben inceledim, siz de gidin inceleyin" dediğini söyledi ve şöyle devam etti: "Biz, bu konuda araştırma yapraak için hazırlamrken Edincik halkından çok imzalı dilekçe aldık. Balıkesir Valiliği'nde önceki gün bir koordinasyon yaptık. Burada ilgili bakanlıklann taşra örgütlerinin olçme ve denetleme mekanizraalannın, laboratuvarlannın, Edinciklilerin 56 yıldan bu yana yakınmalannın kaynağı konusunda açıklık getirecek bir bilgi birikiminin olmadığını görği kısmen de olsa önlemek için yaptırmış olduğu ön süzme bentlerini görünce çok memnun olduğunu söyleyen Arat, "Basit bir önlem dahi bazı felaketlen onleyebiliyor" diye konuştu. Arat tek çarenin toplu arıtma sisteminin yapılması olduğunu söyledi. Çevre Genel Müdürluğü olarak Bu çalışmalar, Kuşgölü ve çevre arıtım tesislerinin kurulması için sinde de yapılacak. BAGFAŞ ve kredi verileceğini açıkladı. Etibank da TÜBİTAK'ın araştırBu arada dünkü gazetelerde masını ve proje bazırlanmasını BAGFAŞ Gübre Fabrikası'ndan 1 yapacak" diye konuştu. temmuz günü asit kaçağı olduğu Çevre Genel Müdürü Zeynep ve önlem alınmadığı yolunda açıkArat, Kuşcenneti'ndeki inceleme lamaları çıkan eski Bandırma leri sırasında Kuşgölü yöresinde Kaymakamı Alev Akçura, "Haki 47 sanayi kuruluşunun atıkla berleriniz gerçeğinden saptınlarını gole gotüren ve çevreye büyük rak, başka boyutlara çekilip, atankoku yayan Sığırcı Deresi'ni de ma nedenim olarak kamuoyuna gordü. Arat hayret içinde kalarak, duynnılmaktadır" dedi. Atanma"İnsanın vicdanı bu olayı nasıl ka sını "bakanlığımın saygı duvdubul eder yazık degil mi? Bu ülke ğum bir tasarrufu" olarak nitelehepimizin ülkesidir. Burayı kirle yen kaymakam şöyle dedi: tenlere sesleniyorum artık kendi "1 Temmuz 1989 tarihinde izinli vicdanlannın sesini dinlesinler" olmam nedeni ile bir fabrikadan dedi. gaz kaçağı olduğu şeklinde hiçbir Balıkesir Orman Bölge Müdü gazeteye resmi açıklamam olmarü Fuat Erdem'in deredeki kirlili mıştır." BAŞKA ÜLKELERDE KAZIKAZAN TÜRKİYE'DE KAZIKAZAN!..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear