02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 HABERLER 30 HAZİRAN 1989 216sanıklıAdanaMHPdavasında 11 idamın gerekçeli kararı açıklandv 'Ulkücü sanıklar terör yarattı' ADANA EMNİYET MÜDÜRÜ CİNAYETİ Yurdakul nasıl öldürüldü? ANKARA (Cumboriyet Biirosu) Adana Mühendislik Yüksek Okulu Inşaat Bölümü'nde kürsü altına bomba koyup patlatmak, Halkevi merdivenine bomba atmak, Adana Kapalı Cezaevi'nde sol görtişlulerin üzerine bomba atmak ve cezaevinde yangın çıkarmak, ev ve işyeri yakıp kurşunlamak, gasp, öldürmek ve öldürmeye teşebbüs gibi ayrı ayrı 118 olayın incelendiği gerekçeli kararda, Adana Emniyet Müdürü Cevat YurdakuTun öldürülmesi olayı ise özetle şöyle anlatıldı: "Eylemi gerçekleştirmek için Mustafa GiUnar, Yıicel trik ve Halil tbrahim Altınışık bir oto gaspettiler. Giilnar, otonun şoföninü, olayı gizlemek amacıyla öldiirdü. Yurdakul'un öldunılmesi daha önceden planlanmış ve tasarlanmıştı. Yurdakul'un oldürulecegi yerin seçimi için gerekli araşünnalan Sezai Durraaz yaparken, GUInar ile birlikte Kadir Akgöllii ise biri otomatik, diğeri 14'lii iki tabanca ile seri bir şekilde ateş açarak öldünne eyleraini gerçekleştirdiler. Albntşık ve İrik ise bu olaya fer'i fail olarak kalıldılar. Sanıklar, Yurdakul'u öldürmeyi tasarlamalanna karşın, yolda bulunan kişilerin de bu seri atısla ölebileceklerini umursamaksızın ateş ederek, çevrede bulunan kişilerin 'ölmelerine de kastettiler'. Nitekim çevrede bulunanlardan Ali İgneci yaşamını yitirirken, Ethem Kurtiapa ve Muammer Ören ise yaralandılar." Gerekçeli kararda, Yurdakul'un "sırf görevini yapmaktan dolayı öldürülmiiş olsaydı" ağırlaştırıcı nedenlerin sanıklara verilecek cezalarda uygulanabileceği, ama eylemin Yurdakul'un emniyet müdürü görevinden ötürü meydana geldiği için bu yola gidilmediği belirtilerek, "Burada öldürülmesi kastedilen emniyet müdürü öldüriilmüştür" denildi. Yurdakul'a ateş eden Mustafa Gülnar ve Kadir AkgöUu, bu eylemlerinden ötürü önce idam cezasına çarptırıldılar, ancak olay tarihinde 18 yaşıru tamamlamadıkları göz önünde bulundurularak cezalan 20 yıl ağır hapse dönüştürüldü. Olayın diğer sanıkları ise fer'i fail oldukları gerekçesiyle 12'şer yıl ağır hapis cezasına çarptırıldılar. Askeri Savcılığın iddianamesiyle 1981'de başlayan ve 6 yıl süren yargüama sonunda 22 Mayıs 1987'de açıklanan davanın gerekçeli kararımn yazımı ve basımı 2 yıl süfidü. 1352 sayfa tutan kararda şiddet eylemlerini gerçekleşiiren sanıkların ülkücü örgütler çatısı altında ve ideolojik görüşü doğrultusunda eğitilip silahlandırıldıkları belirtildi. TURAN Y1LMAZ ANKARA 74 öldürme, 87 öldürmeye teşebbüs ve çok sayıda şiddet eyleminin yer aldığı, 11 sanığın ölüm, iki sanığın da ömür boyu hapis cezasına çarptınldığı 216 sanıklı Adana MHP davasırun gerekçeli kararı açıklandı. Gerekçede, söz konusu şiddet eylemlerini gerçekleştiren samklann ülkücü örgütler çatısı altında ve ideolojik görüşü doğrultusunda eğitilip silahlandırıldıkları belirtildi. Askeri savcılığın iddianamesiyle 1981 'de başlayan ve 6 yıl süren yargılama sonunda 22 Mayıs 1987'de açıklanan Adana MHP davasının gerekçeli kararımn yazımı ve basunı 2 yıl sürdü. 1352 sayfa tutan gerekçeli kararda, illegal ve silahlı ülkücü örgütleıe mensup sanıkların gerçekleştirdikleri eylemlerdeki amaçlannın TCK'nın 146. maddesi kapsamı içinde ele alınıp alınamayacağının tartışüması yapılırken, önce askeri savcılığın bu konudaki görüşlerine yer verildi. Savcılık, "Ülkücü görüşü paylaşan ve anayasa ilkeleri ile yasalan yok sayan sanıklann, görüşlerini paylaşmayan kişileri komünist olarak niteleyip bu kişilere karşı giriştikleri eylemlerin, yavgınlaşan ve arzuladıklan şiddet ve yıldırma amacı ile sistemli ve örgutlü biçimde zor kulUnmak anlamına gelen lerör yaratma amaana yöadik oMağu lstanbul Haber Servisi Izmit Kandıra'daki 197. Piyade Alayı baskınına katılan ve lstanbul Sefaköy'de düzenlenen operasyonda polisle çatışmaya girdiği için öldürüldüğü belirtilen Mannd Demir'in, işkencede öldürüldüğü ve daha sonra çatışmada öldürülmüş gibi gösterildiği öne sürüldü. Kandıra'daki alay baskınından sonra Bağcılar'da polis memuru Hasan Danaa'nın öldürülmesi olaylarına karıstığı gerekçesiyle başlatılan operasyonda 24.1.1988'de Sefaköy'deki çatışmada öldüğu açıklanan Manuel Demir' i "kasten öldurdükleri" iddiasıyla dört emniyet görevlisinin yargılanmasına Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Manul Demir'in annebabası Yeter ve Haa Demir'in katıldığı ve oldukça gergin geçen Hükimluler Gazetecilerle konuşan hükümiüler, tünellerin ortaya çıkarılmasından sonra en temel ihtiyaçlarını karşılamalannın bile yasaklandığını dünkü duruşmada Kandıra baskısöylediler. Eskişehir Ûzel Tip Cezaevi'ndeki hükumlulerden 8O'ı protesto için açlık grevi başlattı. (Fotoğraf: Cumhurıyet) nı davasında yargılanan Baba ErDermanlı ve Cemai Rakip tanık olarak dinlendiler. Tanık Baba Erdoğan, yargıcın uyansma karşın "siz komprador devleün kurumlansınız, bu faşist katillerin yargılanacağı yer halk mahkemesidir. Zaten biz bunlan halk mabkemesinde yargılayıp ölüm cezasına çarptırdık. Ordumuz TİKKO en kısa zamanda bu faşist katilleri öldürecektir" dedi. Sanık komıser Mehmet Şakir Öncel'in siyasi poliste "Panzer" kod adını kullandığını, Manuel Demir'in öldürülmesinden sonra "örgütie ilgili bilgi vermedigi için Manuel'i öldürdüm. Sizi de öldüriiriim" diye tehditte bulunduğunu savunan Baba Erdoğan, Manuel Demir'i morgda teşhise gittiklerinde yüzünde, göğsünde, ellerinde yaralar, sıynklar, morluklar gördüklerini söyledi. Manuel Demir'in, Sefaköy'deki kendi evine gidip geldiğini anlatan tanık Cemal Rakip ise, aynı bahçede kaympederinin evi bulunduğunu, bu yakınlarının Manuel Demir'in 24.1.1988'de saat 14.30'da eve geldiğinde pusu kuran polislerce yakalandığını gördüklerini ancak polisin baskısıyla bugüne kadar ifade veremediklerini söyledi. Kayınpederi Muzaffer Ekici ile aynı evde kalan EJif, Gülbahar, Güleser, Ekici"nin tanıklık yapacağını açıklayan Cemal Rakip, Manuel'in işkencede öldurülduğünü, ancak polisin çatışmada oldü şeklinde senaryo düzenleyerek gece 20.00 dolaylannda çevreye ateş açtıklarını ve Manuel'in cesedini bıraktıklarını öne sürdü. Duruşmaya katılan komiserler Mehmet Şakir Öncel, Samet Öztürk ile duruşmaya katılmayan polis memurları Mustafa Sanbaş vermesi üzerine çıkan çatışmada Manuel Demir nasd öldürüldü? kesindir" şeklindeki göruşe yer verilerek şu alıntılar da yapıldı: "Temelde siyasal ve toplumsal düzen ustünde verilen kavga nedeuiyle oluşao sağ terörcu örgütler, siyasal ve toplumsal düşünceyi ve onun temsilcisi saydıklan Wişi, orgüt ve kurumlan ortadan kaldırmak isterler. Bu sistemli ve örgütlü yıldırma eylemleri geniş yığınlarda bir otorite boşlugu yaratma ve bu ortamda boşlugu zor yoluyla doldurarak kendini devlete ve topluma egemen lulma amaana yöneliktir. Bu amaç için egitim, silablanma, planlama ve örgütlenme aşamasını geçmiş, artık son unsuru oluşturan eyleme yönelmişlerdir. Amaçlanna ulaşmak için yasalann himayesindeki bir partinin gölgesinde iç içe örgüt ve terör odaklan kurarak Turkiye'yi komünist saldın ve duzenden kurtarmak maskesi altında gerçekte organize bir teşkilat oluşturmalan, sahte milliyetçilik göruş ve idelojisi ile ozellikle genç kesimi yanlanna çekip manen ve maddeten bağlayarak buyuk orgütsel bir yapıya dönuşmelerini, gayelerine ulaşmak için maddi destek ve girişimlerde guçlenmekrini, hızla silahlanarak, faşist ve kaba kuvvet gücüne olan özlemlerini 'güçlü devletguçlü iktidar' prensibi ile pcrdeleyerek devlet içinde etkin bir güç haline gelmeleri, kendilerinden olmayanlara adeta yaşama hakkı tanımaz tutumlan, anayasa düzenine ve varlıgına karşı tasada ve kıvançta bir olması zonınlu Türk halkını boliip silahlandırarak birbirinin kınmı planlı bir şekilde tum yurttaşlan huzursuzluk, karaınsarlık ve güvensizliğe itecek biçimde loplumun birlik ve beraberligini bozacak davranışlan, anarşik orlam içinde güç ve otorite boşlugundan yararianarak devlet ve anayasal düzeni kendi göriişleri doğrultusunda değiştirmeye yönelik amaçlan ugruna komünist olarak nltdedikleri kişilere karşı giriştikkri kıyıma varan eylemleri, gerçekte demokratik hukuk devletine ve anayasaya karşı işlenen zor ve şiddete dayalı saldın niteligindedir.Sanıklann 12 Eylül 1980 öncesi bir görüş etrafında birleşerek, hiyerarşik, disiplinli, silahlı ve yurdun büyük bir bolumüne şamil örgütler vasıtasıyla çok sayıda adam öldürme, yaralama, bombalama, korku, kaygı, panik yaratacak biçimde ev ve işyeri kurşunlama, gasp, tehdit, büyük İşçi çıkarmalara protesto lşSendika Servisi Sendikal nedenle işçi çıkarmalan yine yoğunluk kazanmaya başladı Pendik ve Haliç tersanelerinde pasif işçi direnişlerinde öncülük yapan 29 işçinin seçilerek işten atılmaları protestolara yol açtu Dün öğlen saatlerinde Haliç Tersanesi'nde toplanan işçiler çıkarılan arkadaşlannın gerek pasif işçi direnişleri ve gerekse sendika içi muhalefete öncülük yapan kişiler olduklarına işaret ederek, işverensendika ittifakı içinde yasaya karşı hile yöntemi ile yasaların çiğnendiğini öne sürdüler. Bir bölümü yemek boykotu yaparak fabrika önünde toplanan işçiler, işyerlerinde yoğun baskının başlatüdığmı, çıkarmaların artmasınm beklendiğini bildirdiler. öte yandan Merter örsa Fabrikası'nda çalışan işçilerin sendikaya üye olmalarmm ardından 35 işçinin işine son verildi öz tpliktş Sendikası'nda 750 işçinin örgütlenme girişiminden sonra işten çıkarılan işçiler öz Gıdatş şube yöneticileri ile birlikte fabrika önünde dün açlık grevine başladılar. tşçiler pasif direnişlerinin işe iadelerine kadar devam edeceğini söylediler. Aykut, vakif kurdu ANKARA (ANKA) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Imren Aykut, Bakanlık bürokratları, ANAP milletvekilleri ve bazı sendikacılarla "SSK Sağlık Tesislerini Güçlendirme Vakfı"nı kurdu. Kuruiuşu dünkü Resmi Gazete'de ilan edilen vakfın kurucuları arasında, İmren Aykut'un yanı sıra bakanlık müsteşarı M. Ateş Amiklioğlu, ANAP Gaziantep Milletvekili Mehmet Akdemir, ANAP eski milletvekili, Başbakanlık Danısmanı ve Büyükelçi Ogan Soysal, Hasan Bülent Tanla (PtAR yöneticisi), Teksif Sendikası yöneticisi tbrahim Yalçmoğlu, Türktş eski Genel Eğitim Sekreteri Kaya Özdemir, Tesîş eski Genel Başkanı Orhan Erçelik de bulunuyor. Vakfın diğer kurucuları ise şu isimlerden oluşuyor: "Ziya Durmuşoğlu, Balgın özer, Oktar Aykut, Nevin Karahan, Ayşe Güzide Kılıç, Aysel Yeğenağa, Veysel Mahir Çınsar, Cengiz Karahan, Sema Yalaz, özten Murıezaoğlu, Dr. Mücahit Atmanoğlu, Cengiz Zengin, Hasan Ergun Güney. " 'Belediye radyosunu inceleyeceğiz9 ANKARA (ANKA) Devlet Bakanı Mehmet Yazar, kendilerine intikal etmesi halinde kurulması düşünülen belediye radyolan ile ilgili inceleme yapacaklarını bildirdi. Mehmet Yazar, kendisine belediye radyosunuh kurulmasına olanak bulunup bulunmadığı yolunda bir başvuru yapılmadığını bildirdi. Idrarla tünel kazdılar Bir süre önce ortaya çıkarılan iki ayrı tüneli yerli ve yabancı basın mensuplarına gösteren Adalet Bakanı Sungurlu, "Ben burada hükümlülerle konuşurken onlar aşağıda tünel kazıyormuş" dedi. TURAN YILMAZ ESKİŞEHİR Adalet Bakanı CNtan Sungurlu, terör hükümlülerinin banndırıldığı Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nde geçen hafta ortaya çıkarılan iki ayrı tüneli inceledi. DevYol ve Kurtuluş davası hükümlülerince birbirlerinden habersiz kazıldığı belirtilen tünellerin, cezaevinin üzerine inşa edilen kayalık alanın idrar ve domates suyu ile eritilerek kazıldığı ortaya çıktı. Tünel olayını üstlenen İS hükümlü ile cezaevi güvenlik görevlileri hakkında soruşturma açılırken, Adalet Bakanı Sungurlu, cezaevlerindeki direniş ve fırar olaylannı önlemek için hücre tipi cezaevlerinin kurulmasını düşündükleriru söyledi. Haklarının gasp edildiğini öne süren Hakkıoglu, tünelin hükümlü80 kadar hükümlü diln açlık grelerden alınan duyumlar üzerine vine başladı. ortaya çıkanldığım söylerken, bir Çok sayıda Türk ve yabancı ga cezaevi güvenlik görevlisi ise olazetecinin de katıldığı gezide, biri yın dinlemeler sırasmda kazrna 33, diğeri 40 metre uzunluğunda seslerinin duyulması üzerine öğolan iki ayn tünelin giriş ve çıkış renildiğini söyledi. Hükümlülerin ağızları gösterilerek, konuya iliş kazı sırasında olayın anlaşılmakin bilgi verildi. Eskişehir Cum rnası için kendi maketlerini de huriyet Başsavcısı Ugur İbrahim yaptıklan ve sayımlarda bunu kulHakkıoglu, cezaevinin çok sert bir landıkları da bildirildi. kayalık alan üzerine oturtulduğunu belinerek, kazının ancak inşaat sırasında dinamit ile patlatılan kayalık alanda meydana gelen yumuşak kesirade yapıldığını söyledi. Savcı Hakkıoglu, hükümlülerin tüneli, biriktirdikleri sidiklerini, domates ve limon sulannı kullanarak kazdıklarını da belirtirken, kazıda kazıcı bir cisim haline getirilen bir TV trafosunun, el çantalarımn deri kesimlerinden yapılan bir körüğün ve aydınlatma cihazının kullanıldığını söyledi. Hakkıoglu, toprağın bir bölümünün suda eritildiğini, bir bölümünün de torbalar içinde saklandığını söyledi. Hakkıoglu, 10 metre daha kazılması halinde tünelin cezaevinin dışına çıkabileceğini söyledi. Bakan Sungurlu da olaya ilişkin bilgi verirken, tünel henüz ortaya çıkarılmadan önce cezaevini gezdigini, bu arada kazılann yapıldığı koğuşlara da girerek hükümlülerle sohbet ettiğini belirterek, 'Ben orada, onlarla konuşurken, onlar altta kazıyorlarmış" dedi. Sungurlu, bu tür olaylara hükümlülerin toplu şekilde banndırılmalannın neden olduğunu belirterek, gerçekleştirilen direnişler sonucunda koğuşlarda cezaevi yönetimlerinin kontrolünün bir ölçüde ortadan kalktığıru kaydetti ve bu tür olayların önüne geçebilmek amacıyla "hükümlülerin insan ile fiziki ilişkisinin onlenecegi" hücre sistemine dayalı cezaevi modelleri üzerinde düşünüldüğünü söyledi. "Cezaevinde bizim sürekli kontrol imkânımız olmalı" diyen Sungurlu, tünelde kullanılan malzemelerin nereden gelmiş olabileceğine ilişkin de "Açık göriişlerde gelen yiyeceklerle birlikte içeriye asitten esrara, patlayıcıya kadar birçok madde sokulabüir" dedi. Bakan Sungurlu ve gazetedler Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nde Tünel olayını gerçekleştiren hükumlüler ise kazıları yaparken herhangi bir şekilde dışandan yardım almadıklarını, kazıları tümüyle kendi olanakları ile gerçekleştirdiklerini söylediler. Dev Yol hükümlülerinden Ali Kemal Bilginer, cezaevi yönetiminin bu konuda doğruyu söylemediğini, tünel olayını bahane ederek bütün haklarının "gasp" edildiğini öne sürerken, aynı davanın hükümlülerinden Mehmet Kök de "Biz olaganüstü bir dönemde savunma olanaklanmız kullandınlmadan yargılandık ve kabul etmediğimiz ağır mahkumiyetlere çarptınldık!' dedi. Kurtuluş davası hükümlülerinden Sabahattin Selim Erhan da tünel olayı bahane edilerek bütün haklarının ellerinden alındığını belirterek, havalandırmaya bile çıkarılmadıklarım öne sürdü. Erhan, bu nedenle kendi koğuşunda bulunan yaklaşık 40 kişinin haklannı yeniden elde etmek amacıyla süresiz açlık grevine başladıklarını söyledi. Bu arada bir başka koğuştan 40 kadar hükümlünün de yine açlık grevine başladı k lar ı ve sayının 80'e yükseldiği bildirildi. Pazartesi gtlnü diğer koğuşların da açlık grevine başlayacakları bildirildi. DevYol hükümlülerinden Nail Koç da "Cezaevi yönetiminin tünel olayını bir provokasyon yaratma aracı olarak kullanmasuıı önlemekiçin" İS hükünüünün tünel olaylannı üstlendiğini belirterek, adlarını şöyle açıkladı: "Erdem Keçe, Nihat Öveç, Süleyman Selen, Nuri Ödemiş, Nail Koç, Mustafa Yörükoğlu, Mehmet Çakır, Seyfullah Çabuk, İmam Sakıncı, İmam Sakıncı, Şerif Simen, Recep Hisar, Ali Kemal Bilginer, Sabahattin Şimşek, Osman Zeybek ve Avni Yılmaz. nın 146. maddesindeki cebir unsuru•u oluşturabilecegi duşünulebilir. Kararda, yönetici konumundaki sanıkların faaliyetlerini, dernekleri feshedilince önce MHP il binasına, daha sonra da dernek binasına asılan MHP Adana Merk e z l e * Teşkılatı tabelasını parap v a n o| r a a k kullanarak kendi bınalannda sürdürdükleri belirtilRec «P K«Çaltşkan, Taylan Çoklar, Mehmet Emeç, Önder Ersoy, Mustafa Gülnar, Ali Karadag, Kemalettin Hoca. Recep Özkurt ve Selahattin Büyuköztekin adlı sanıklar idam, İrfan Güler ve Hıar Öziiner adlı sanıklar da ömür boyu hapis cezalanna çarptırıldılar. 16'sı 36'şar yıl ağır hapis olmak üzere 88 sanığın çeşitli hapis cezalanna çarptırıldığı davada, 115 sanık ise beraat etti. Gerekçeli karann basımı yeni bittiğinden, henüz sanıklar ve avukatlanna bütünüyle tebliğ edilemediği, bu nedenle de temyiz yönünde yapılan başvurular için Askeri Yargıtay'da dosyanın ele alınamadığı öğrenildi. Emek Dünyusı toplatıldı lstanbul Haber Servisi Aylık işçi gazetesi Emek Dünyası'mn haziran 1989 tarihli 18. sayısı lstanbul DGM'ce toplatıldı. Toplatma kararımn "Birleşelim, örgütlenelim, Savaşalım" ve "Kürdistan'da İnsan Hakları Uluslararası Konferansı" başlıklı yazılarda komünizm ve Kürtçülük propagandası yapıldığı gerekçesiyle almdığı bildirildi. Ortaköy'de yeni saldın lstanbul Haber Servisi Ortaköy'de kitap sergisi açanlara saldıran bir grup, tezgâhlan alt üst ederek iki kişinin de hafıf yaralanmasma neden oldu. Dün 21.00 sıralannda, çay bahçelerinin bulunduğu yerde kitap sergisi açanların yanına gelen yaklaşık 15 kişilik bir grubun, "Sizi burada istemiyoruz. enteller" diyerek saldırdıklan bildirildi. Sergi sahiplerini tartaklayan ve iki kişiyi haflf yaralayan saldırganların, kitaplan da tahrip ettikleri belirtildi Bombak suikast soruşturması DÜZCE (Cumhurıyet) Kaynaşlı SHP Belediye Başkanı Osman Demirci'ye yapılan bombalı suikast sonucunda 3 kişinin ölmesi ve 3 kişinin yaralanması olayında soruşturma son aşamasına geldi. Osman Demirci'ye bombalı paketi gönderdiği ileri sürülen kişi Düzce Jandarması 'nda gözaltında. Petrol Ofisi baskmı davası İSTANBUL (AA) Nişantaşı'ndaki Petrol Ofısi Bölge Müdürlüğü 'nü bastıkları ve güvenlik görevlisi Fikri Keskin'i öldurdükleri iddiasıyla gözaltına alınan 2 kişi tutuklandı. lstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne dün getirilen Çetin Güneş ve Hakan Köse, yapılan sorgulamalarından sonra "silahlı baskm yaptıklan ve adam öldurdükleri" gerekçesiyle tutuklandılar. Hürrlyet ve TKPnin mulıabiri öldürüldü MARDİN (Cnmhuriyet) TRTveHürriyet Gazetesi'nin Nusaybin muhabirliğini yapan gazeteci Seracettin Müftüoğlu, kimliği belirsiz iki kişinin açtığı ateş sonucu evinde öldürüldü. Olayla ilgisi olduğu sanılan 10 kişi gözaltına alımrken Mardin Emniyet Müdürü Aydın Genç, cinayetin alacak borç ilişkisi yüzünden işlenmiş olabileceğini belirtti. 'Arkadaş kıyagi'na ceza yok ANKARA (UBA) Yargıtay, gıivenliğinden sorumlu olduğu bmada gece arkadaşının bir kadınla beraber olmasmı sağlayan bekçiye verilen 2 ay hapis cezasını bozdu. Gece bekçisi olarak gorev yaptığı su deposunu geceleri arkadaslanna da iahsıs ederek arada sırada onlara "kıyak çeken" bekçi Sabit... Yargıtay sayesinde ceza yemekten kurtuldu. Su deposu yakınlarında oturan uilelerin durumdan rahatsız olarak şikâyette bulunması üzerine depoya yapılan baskın sonucu ortaya çıkan olayda, davanın görüldüğü Muratlı Asliye Ceza Hâkimliği zina işteyenler için 7 ay, bekçi Sabit için de 2 ay hapis cezası verdi. Sanıkların karara itiraz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Beşinci Ceza Dairesi zina işleyenlere verilen hapis kararmı onarken bekçi Sabit'e verilen cezayı bozdu. Buca'da siyasi suçlulariçin "anarşist ve terörist" deyişi kullanıldı Cezaevindegörüşhstesınetepkı NECATİ AYGIN İZMİR Buca Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde Kurban Bayramı'nda yapılacak açık göruş için hazırlanan listede siyasi suçlular için "anarşistler ve teröristler" deyişi kullanıldı. Baro Başkanı Sabri Kurt, bunun Infaz Yasası'na aykırı olduğunu belirtirken cezaevi yöneticileri, "Belki sehven yazılmıştır, kasıl yok" savunmasını getirdiler. 13 temmuzda başlayacak Kurban Bayramı nedeniyle hazırlanan göruş listesi, cezaevinin girişindeki güvenlik kulübesine asıldı. Listede açık görüşe sadece tutuklu ve hükümlülerin ailesi, kardeşi ve eşlerinin katılabileceği belirtildi. Listede, siyasi tutuklu ve hükümlülerin kaldığı koğuşların yapacağı göruş işe aynen şöyle duyuruluyor: \azı Işleri Müdürü'ne 7 yıl hapis Itl TürkIş ek zamda ısrarlı ANKARA (ANKA) Türktş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, loplusözleşmeleri 1988 yılında imzalanmış 240 bin işçi için ek zam isteğini yineledi. Şevket Yılmaz, Başbakan Tıırguı Özal'ın "Enflasyonun altında kimseyi ezdirnıeyeceğim" sözünün unutulmamasını istedi. Karadeniz Bakır tşleımeleri'nde çalışan 2 bin 68 işçiyi kapsayan toplu sozleşmenin dün yapılan imza töreninde konuşan Şevkeı Yılmaz, İskenderun ve Karabük DemirÇelik Fabrikaları 'nda grevi surdüren 24 bin işçinin anlaşıııasıntn iınzalanınasını da gönülden dilediğini bildirdi. lstanbul Haber Servisi "Yeni Çözüm" Dergisi Yazı İşleıi Müdürü Erdoğan Yaşar Kopan, "Kürteülük propagandası yaptıgı" gerekçesiyle tstanbul DGM'ce 7 yıl hapis cezasına çarptınldı. Osman Sen başkanlığındaki tstanbul DGM, Kopan'm, derginin özel sayısı olarak yayımlanan ve "Referandum aldatmacasına alet olmayalım" yazısı nedeniyle TCY'nin 142/3 maddesi uyannca cezalandırılmasını uygun gördü. Mahkeme, İbrahim Yalçın Ankan imzalı yazıya verilen cezanın, Erdoğan Yaşar Kopan'ın "mahke"13.7.1989 günü saat medeki iyi hali" dolayısıyla 7 yıldan 6 yıl 3 ay hapis cezasına do 16.0017.00 Anarşist ve teroristnüştürülmesini kararlaştırdı. Ha ler için her iki bölıim." Yakınlarıyla nasıl gorujeceklepis cezası daha sonra 668 bin TL rini merak edip cezaevine giden para cezasına çevrildi. Politık suçlular için "Anarşist ve teröristler1' deyişi kullanılıyor. (Fotoğraf: Necatı Aygın) aileler, güvenlik kulübesinin camında bu duyuruyla karşılaşınga şaşırdılar. Henuz suçu kesinlev memis, hukum giyeccği ya da bcraat edeccği belli olmayan kisilcr için boylesi bir tanımın, her >c> bir yana, insanlıkla bağdaşmayacağını soylcycn tuıuklu yakınları, "İçerdeki yakınlanmı/ daha /anlı, davaları devam edi>or. Nasıl onları kamuoyuna anarşisl ve terorist di>e duyururlar'. Cezaevi yöneticileri hâkim ya da savcı mıdır ki böylesi bir duyuruya i/in veriyorlar" dıyc konuştular. Cezaevi Muduru Nevzat Gungor, hu deyişin "sehven" ya/ılmis olabilcccğini soylcmcklc ycıındi. Cezaevi Savcısı Mehmel Kmin Oge ise listeden habcri olmadığını açıklarkcn, "Aykın birşey varsa çıkartmı" dcdı. Izmır Barosu Başkanı Sabri Kurt, "anarşisl vc terorisller" dcyişinin Inl'az Yasası'na aykırı olduğunu bclirtti. Önceki akşam saat 23.30 sularında meydana gelen olayda Yıldırım Mahailesi Namıkkemal Sokak'taki 5 numaralı evinin avlusunda dinlenmekte olan gazeteci Seracettin Müftüoğlu'na henüz kimliği saptanamayan iki saldırgan tabancayla ateş açtı. Muftüoğlu, iki ayn silahtan atılan sekiz kurşunla olay yerinde yaşamını yitirdi. Saldırganların hızla olay yerinden uzaklaştıkları olaydan sonra emniyet yetkilileri, Nusaybin'de yoğun bir operasyona giriştiler. Gazeteciler Ccmiyeti Başkanı Nezih Demirkenl, gazeteci Seracetlin Müftüoğlu'nun öldürülmesi ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada olayın basın topluluğunda buyük uzüntuyle karşılandığını belirtti. AÇIKLAMA LİTAR İspanyol "AstraUama" tabancalarının Türkiye mümessilliğini yapan Litar Ticaret A.Ş. son günlerde silah ve mermi ithalinin serbest bırakılması ile ilgili gelişmeler konusunda bir açıklama yaptı. AstraLlama Türkiye mümessili Ahmet Tunca, Cumhuriyet'te çıkan "bazı firmaların ortak hareket ettiği ve kulis yaptığı" yolunda haberierle ilgili olarak, "Biz kesinlikle bu birliğin dışındayız. Bizim için kulis söz konusu değil. Böyle hareketleri de tasvip etmiyoruz" dedi. Tunca her şey kesinleşmeden önyargılı hareket etmenin yanlış olduğunu da belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear