26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 NİSAN 1989 HABERLER CUMHURÎYET/9 1987'deki SHP Kurultayı Tüzük Komisyonu'nda kim, neyi savunmuştu? GORÜŞ Ödünç Isimler aynı, tepki muhtelif Attla Sav Deniz Bey komisyonda bulunmuştu, ama konuştu mu, hatırlamıyorum, belki bir kez konuşmuştur. TUfan Doğu, MYK'nın görevden almasına karşı çıkarken, "Ben 7 kez görevden alındım, hepsinde de kongrenin iradesiyle yeniden seçildim. Bu yetkinin genel merkeze verilmesi tehlikeli olabilir" diye konuşmuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP'de tüzük değişikliklerine karşı olağanüstü kurultay girişimi hızlanırken, aynı doğrultuda tüzük değişikliklerinin tartışıldığı 1987 kurultay tüzük komisyonu üyeleri o günkü gelişmeleri anlattılar. Zorunlu ödenti, merkez yoklaması ve MYK'nın örgütleri görevden alma yetkisine karşı çıkılan tüzük komisyonuna Genel Sekreter Deniz Baykal'ın da o zaman Antalya delegesi olarak katıldığı belirlendi. 1987 kurultay tüzük komisyonunda Genel Başkan Erdal İnö•ü'nün istedigi değişiklikleri o zamanki MKYK üyeleri Atila Sav, Nail Gürman, fbrahim Onen, Erzan Erzurumluoglu. Cahit Angın ile milletvekileri Turan Bayazıt ve Coşkun Bayram savundular. Komisyona 67 il temsilcisi katıldı. Komisyonda MYK'nın görevden aldığı E r o n Karakaş (tstanbul), Genel Sekreter Yardımcısı Erol Çevikçe (Amasya), Genel Sekreter Yardımcısı Tufan Doğu da (Muğla) delegesi olarak bulundu. Komisyonun bazı.üyeleri, o günkü tüzük tartışmalannı Cumhuriyet'e şöyle anlattılar: "Erzan Erzurumluoglu: Komisyonda en çok tartışılan 3 konu zorunlu ödenti, merkez yoklaması ve örgütlerin görevden alınma yetkisinin merkez yürütme kuruluna verilmesi oldu. Zorunlu ödentiyi Ercan Karakaş ısrarla savundu, Avrupa sosyal demokrat fSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N Dünya büyüklere atalanndan miras kalmadı, onu çocuklarından ödünç aldılar. Afrika Atasözü Tufan Dogu Cumhuriyet gazetesi daha ciddi şeylerle ilgilenmeli. Partinin iç işlerine bu kadar girmekten kendini alıkoymalı. Biz zamanı geldiğinde neyi, nerede, hangi gerekçeye dayanarak savunduğumuzu ve bugün niçin savunduğumuzu söyleriz. Turan Beyazıt Bu aşamada açıklama durumunda değilim. tışmalar oldu, şimdi hatırlamıyorum. Cahit Angın: 1987 kurultaymda Baykal dahil, Baykalcılardan hiçbiri program koraisyonuna gitmedi. Hepsi tüzük komisyonuna doldu. Orada tasfiye olacak diye bir abartı yaptüar. Komisyon üyelerini etki ahına aldılar. MKYK'dan gelen önerilere karşı çıkıp altını üstüne getirdiler. Genel başkan da bu önerilerle ilgili olarak MKYK adma bizi görevlendirmişti. Orada MYK'nın görevden alma yetkisi tartışılırken, 'Ecevit döneminde bu kötiiye kullamldı' dediler. Geçmişin kötü yanlarını alarak sağhklı değerlendirme yapılamayacağını MYK'nın böyle bir yetkisi olması gerektiğini anlattım. Reddettiler. Kurultayda genel başkan ağırlık koyunca kabul edildi. Onlar ne zaman, 'Hiç degilse itiraz yetkisi verelim' dediler, öyle geçti. Merkez yoklamasına da karşı çıktılar. Örgütlerde kişisel beklentilerle buna karşı o zaman komisyonda Deniz Baykal, Tufan Doğu, önder Kırlı vardı. Bunlar özellikle karşı çıkıyorlardı. Büyük bir abartı ile Erol Çevikçe O zaman, bugünkü tüzük değişiklikleriyle ilgili bir konu ve tartışma yoktu. Merkez yoklaması o zaman da gündemde yoktu ki ben hatırlamıyorum. Bizim son'yaptığımız değişikliktç bir art niyetimiz yok. O zaman MYK'nın görevden alma yetkisine karşı çıkılmıştı. Sonunda kurultay bu konuda bir yol bulmuştu. komisyona katılıyordu. O, getirilen tüzük değişikliklerinin hepsine karşı çıkıyordu. t.ı çok karşı çıkanlardan biri de Önder Kırlı idi. O zamanlar Genel Sekreter olan Fikri Sağlar da MYK'nın görevden alma yetkisini ve merkez yoklamasını savunuyordu. Cemal Şahin: O zaman komisyonda tstanbul örgütü zorunlu ödenti konusunu getirdi. Özellikle Ercan Karakaş bunu savundu. Uzun uzun tartışıldı. Zor olacağı düşüncesiyle reddedildi. Merkez yoklamasını da genel başkan istiyordu. Biz reddettik. 76 ret oyu çıkmıştı. Kabul oyu verenler ise hatırladığım kadanyla Turan Bayazıt, Atila Sav, Cahit Angın, İbrahim Önen, Erzan Erzurumluoglu ve Coşkun Bayram'dı. Bu durum hemen Atila Sav tarafından genel başkana bildirilmiş. tnönü bunun üzerine komisyona geldi. Aynı bugünkü tüzük değişiklikleri için söylediklerine benzer gerekçelerle buna ihtiyaç olduğunu anlattı. Yeniden oylama yapıldı. Hem de tnönü'nün önünde yapılan bu oylamada önen yine reddedildi. tnönü bunun üzerine, 'Ben bunu kurultaya götürecegim' dedi. Orada da reddedildi. MYK'nın görevden alma yetkisi konusu da aynı şekilde oldu. tnönü bunları kurultayda yeniden istedi ama, merkez yoklamasını getiremedi. MYK'nın görevden alma yetkisini ise itiraz hakkıyla birlikte kabul ettirebildi. Bu önerilere o zaman benimle birlikte, Erol Çevikçe, Tufan Doğu, Erdoğan Yetenç, önder Kırlı karşı çıkmıştı. Mustafa Çakır: Komisyonda özellikle zorunlu ödenti, merkez yoklaması ve MYK'nın görevden alma yetkisinin tartışıldığmı hatırhyorum. Zorunlu ödenti büyük illerden gelmişti. Daha çok küeük iller tepki gösterdi. Bunu getiren arkadaşların da haklı gerekçeleri vardı. Bu haklıhk şimdi daha iyi göriinüyor. Erdal Bey o zaman merkez yoklaması istemişti. Ama kabul edilmedi. Kurultayda da epey tartışması olmuştu. Ama şu anda kim hangi gerekçeyle karşı çıkmıştı, ne demişti hatırlamıyorum. Turan Bayazıt: Bu aşamada açıklama durumunda değilim. Aradan 2 sene geçmiş, kim ne demiş büemem. Şu aşamada söyleyecek birşey yok. Hafızam belki ileride açılır. Biriki isim aklımda, ama bu aşamada açıklamak gerekmez. Onder Kırh: O komisyonda 3 önemli nokta vardı. Partiye egemen olan düşünce, o zaman komisyona da yansımıştı. önseçimlerin tüm üyeyle yapılması nedeniyle çok sayıda üye yazılmıştı. Ben üyelik için zorunlu ödentiyi önerdim. Eski tipteki gibi parti içi bordrolar oluşturulmasını istedim, ama kabul edilmedi. Aynca, MYK'nm örgütleri görevden alma yetkisi tartışılırken ben buna karşı olmadığımı, ama objektif kıstaslar getirilmesi, keyfilikten uzak olması gerektiğini söyledim. Komisyon yetkiyi parti meclisine verdi. Daha sonra genel başkan ağırlık koyunca yetki MYK'ya verildi, ama itiraz hakkı tanındı. Merkez yoklaması konusunda üçlü biı sistem öneriliyordu o zaman. Hem üyeyle, hem delegeyle önseçim. Hem de merkez yoklaması. Ben bir partinin temel aday betirleme yönteminin genel merkezin keyfine bırakılamayacağıru, bir tek sistem benimsenmesi gerektiğini soyledim. tstisnai olarak merkez yoklamasına gidilebileceğıni, ama bunun da objektif ölçütlerini getirmek gerektiğini belirttim. Komisyonda merkez yoklamasına bu ilkeler ışığında karşı çıktım. Deniz Baykal da bu önerilere komisyonda karşı çıkmıştı. Komisyon, sonunda merkez yoklamasını reddetti. Kurultayda da kabul edilmedi. O zaman kurultayda bu konulara Birgen Keleş ile Güler Tanyolaç dışında Mustafa Timisi, Atila Sav, Nail Gürman ve Fikri Sağlar dahil hepsi oy verdi. Tufan Doğu: Cumhuriyet Gazetesi daha ciddi şeylerle ilgilenmeli. Partinin içişlerine bu kadar girmekten kendini alıkoymalı. Biz zamanı geldiğinde neyi, nerede, hangi gerekçeye dayanarak savunduğumuzu ve bugün niçin savunduğumuzu söyleriz." Erol Çevikçe: O zaman bugünkü tüzük değişiklikleriyle ilgili bir konu ve tartışma yoktu. Merkez yoklaması o zaman da gundemde yoktu ki ben hatırlamıyorum. Ancak, merkez yoklaması teorik olarak CHP'den beri bütün partilerde var. Bizim son yaptığımız değişiklikte bir art niyetimiz yok. Böyle bir art ııiyet olsa aday adaylığı başvurusunu reddetmek yetkisi var, onu uygularız. Yeni getirilen belli yerlerde özellikle Doğu ve Güneydoğu'da bir sıkıntı çıkmasın diye uygulamayı amaçlıyor. O zaman MYK'nın görevden alma yetkisine karşı çıkılmıştı. Sonunda kurultay bu konuda bir yol buldu. O zamanki tartışmaları şimdi hatırlamıyorum. Ama bugün onunla ilgili bir şey yok ki delegelerin silinmesi diye bir şey de söz konusu değil son değişiklikte. DANIMARKALI KONUK VE SHP Ecevit ile aynı görüş mü anlatıldı? SHP Genel Başkanı Erdal İnönü 'nün konuğu olarak bir haftadır Türkrye'de tamaslarda bulunan Danimarka Sosyal Demokrat Partisinin başkanı Auken. SHP ile DSP arasındaki ayrımı pek iyi anlayarnadı. Çünkü SHP merkez yöneticilehnin kendisine anlattığı bazı görüşler tıpatıp DSP Genel Başkanı Ecevıt'in görüşlerini benziyordu. Auken. Ankara'daSHPGenel Sekreteri Deniz Baykal ve SHP yöneticileri ile yaptığı görüşmelerde SHP'nin "yeniden yapılandığım" oğrendı AukerV in anlattığına göre SHP'deki yenkjen yapılanmanın nedenleri kendisine şöyle açıklanmıştı: "SHP'nin temel sorunu kuruluş koşullanndan kaynaklanmaktadır. SHP, 12 Eylül doneminin askeri idare koşullannda yapılandığı için kuruluşunda bazı sorunlar vardır. O dönemin koşulları içinde tabandan örgütlenememiş ve tavandan kurulmuştur. Bu nedenle şimdi SHP'nin yeniden ve tabandan örgütlenmesi için çalışmalar sürdürülüyor. Bundan sonraki aşamada parti, kararlann il ve ilçe örgütlerinde oluşturulacağı biçimde yeniden demokratik bir yapıya kavuşturulacak. Parti içi eğititi kurulmasma karşı çıkmış ve sosyal demokrat bir partinin askeri idare koşullannda kurulamayacağını savunmuştu. Partinin tavandan değıl tabandan örgütlenmesi gerektiğini de ısrarta vurgulamıştı. Boytece SHP yöneticileri ile DSP yönetiminin sosyal demokrat örgütlenme konusunda "aynı görüşte" olduğunu saptayan Auken, esasen kendisinin de her iki partiyi yakınlaştırmak için çaba göstermek üzere Türkiye'ye geldiğini söylüyordu. Auken, herhalde nezaketen, 12 Eylül rejiminde parti kurmanın yanlış yapılanmaya yol açacağını söyleyen Ecevit'in görüşlerınin niçin dikkate alınmadığını sormamış olsa gerek. Ya da demokratik bir yapıya kavuşmaktan söz eden SHP yönetiminin tüm yetkileri merkezdetoplayan bir tüzük değişikliğini kurultayssz gerçekleştirdiğini bildiği için sesini çıkarmamış olabilir. Acaba Danimarkalı konuk, örgütlenmelere ağırlık verilecek politika izleyeceğini söyleyen SHP yönetıcılerinın şu sıralar parti genel merkezi emri ile, üyeiik adaylığı sürelerini beklemeden oy kullanacak şekilde üye kayıtlan yapıldığını duysa ne düşünürdü? partilerinden örnekler verdi. Bu nedenle kendisine istihza ile yaklaşanlar bile oldu. Merkez yoklaması ile MYK'nın görevden alma yetkisine birçok il temsilcisi karşı çıktı. Tufan Doğu bunun yanlış olduğunu savunurken, Deniz Baykal da komisyonda iki kez konuştu ve karşı çıktı. Ben şahsen geldiği şekliyle kabul edilmesinin doğru olacağını söyledim. örgütler üzerinde disiplin kurmak için bir üst kurulun daha fazla yetkisi olmalıdır. Tabii bu keyfi yetki olmamalı. Baykal komisyonda, örgütlerde seçümiş insanların görevden alınmaması gerektiğini savunuyordu. tbrahim Önen: O zaman komisyona aşagı yukan bugün kabul edilenlere yakın öneriler götürülmüştü. Bu önerileri genel başkan getirmişti. Ancak kurultay tüzük komisyonunda bu öneriler büyük çoğunlukla reddedildi. Hatırladığım kadanyla 4'e karşı 76 oyia reddedilmişti. Komisyon üyelerinden biri bu konuda tarizde bile bulunmuştu. "Örgütön karşı çıkmasına rağmen direniyorsunuz" diye. Bugünküne yakın öneriler kurultay tüzük komisyonunda reddedilmişti. Kurultayda genel başkan tavır koydu. Hatta genel başkan o zaman ret aşamasındayken komisyona da geldi konuştu. Önerilerin kabulünü istedi, ama kabul ettiremedi. Deniz Baykal'ın komisyona geldiğini hatırlamıyorum. Komisyonda ne gibi tar illerin temsilcileri ve MKYK'nm terasilcileri vardı. İl başkanları merkez yoklaması, MYK'nın görevden alma yetkisi ve zorunlu aidata karşı çıktılar. Genel başkan görevden almanın MYK'da olmasını, il temsilcileri parti meclisinde olmasını istiyorlardı. Komisyonun istedikleri dışıııda geliştiğini görünce Erdal Bey ağırlık koydu. Komisyona geldi ve MYK'ya güvenmek gerektiğini söyledi. Deniz Bey komisyonda Antalya temsilcisi olarak bulunmuştu ama konuştu mu hatırlamıyorum. Belki bir kez konuşmuştu. Tufan Doğu MYK'nın görevden alma yetkisine karşı çıkarken, 'Ben 7 kez görevden alındım, hepsinde de kongrenin iradesiyle yeniden seçildim. Bu yetkinin genel merkeze verilmesi tehlikeli olabilir' demişti. Bu konudaki komisyonda reddedildi, ama kurultayda genel başkan ağırlık koyunca itiraz hakki da tanınarak kabul edildi. Merkez yoklaması ise komisyonda da, kurultayda da Erdal Bey yeniden önermesine karşın reddedilmişti. Danimarkalı konuk Auken. Ayhan Arifağaogln: Ben o zaüyeleri etkilediler. 'Böyle olmaz man MYK'ya görevden alma yetarkadaşlar' dedik. Ama aniata kisi verilmesine karşı çıktım. Bu madık. Orada reddettikleri ne "yetki parti meclisinin olsun istevarsa, ne gariptir ki, şimdi daha dim. Merkez yoklamasına ise karkötülerini kişisel ve hizipsel bek şı çıkmamıştım. Halen de karşı lentilerle getiriyorlar. O zamanki çıkmıyorum. O zaman komisyodemokratlıklarını unutmuş görü na Deniz Bey bir kez geldi ve konuştu. Ama ne konuştu hatırlamınüyorlar. Atila Sav: Komisyonda bütün yorum. Daha çok Erol Çevikçe me ağırlık verilecek." Bu sözleri dıkkatle dinleyen Auken, daha sonra İstanbul'da Ecevit ile görüşmesinde partilerin yapılanması ile ilgili olarak da benzer sozler dınledi. Esasen Ecevit, 12 Eylül döneminde par 0ZAL1N İSTANBUL TURU Iııöııü: Kurultay zaman kaybı laönü: Kurultayın toplanmasım zamansız buluyorum. Dolayısıyla kurultayın şekli hakkında ayrmtılara girmek yanlış olur. Mevcut tüzüğe göre kurultay toplamrsa toplamr. Orada da konuşulur. Ben tercih etmem çünkü zaman kaybı oluyor. Ama partililerimiz düşünecekler, ona göre karar vereceklerdir. huriyel) SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, "Kurultay'ın topianmasını zamansız buluyorum. Ben tercih etmem çünkü zaman kaybı oluyor" dedi. İnönü, partideki son tüzük değişiklikleriyle ilgili bir soruya karsıhk olarak da, "Genel Merkez'in böyle yetkileri olmasını normal buluyorum. Bir an evvel bu konunun kapanmasım, erken seçim ve iktidar mesajlan vermeye devarn etmemiz gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu. SHP'de olağanüstü kurultay çağınsı için ilk imzayı eski Genel Başkan, Parti Meclisi üyesi Aydın Güven Gürkan verdi. Çağrı metnini dün noterde imzalayan Gürkan, "Partimizin bütününün bir demokrasi ve inandıncılık sınavından geçtiğini düşünüyorum" dedi. Gürkan, kurultayda kamuoyunun bir demokrasi şölenine tanık olacağını söyledi. Danimarka Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Svend Auken ile dün tstanbul'da öğle yemeği yiyen SHP Genel Başkanı tnönü gazetecilerin sorularını da yanıtladı. tnönü, olağanüstü kurultay toplanması için bir metnin hazırlandığı ve imza toplanmasına başlandığının hatırlatılması üzerine, kendisine henüz böyle bir yazı gelmediğini ve parti içi tartışmalara girmesinin yanlış olduğunu söyledi. A.A.'nın haberine göre İnönü "Oiağanüstü kurultayın seçimsiz toplanmasım uygun bulup bulmadığı" sorusuna da, "Kurultayın toplanmasını zamansız buluyorum. Dolayısıyla kurultayın toplanmasını zamansız buluyorum. Dolayısıyla kurultayın şekli hakkında ayntılara girmek yantış olur. Mevcut tüzüğe göre kurultay toplamrsa toplanır. Orada da konuşulur. Ben tercih etmem, çünkü zaman kaybı oluyor. Ama partililerimizi, 'Partinin çıkan, halkın beklediği nedir?' diye düşünece.kler, ona göre karar vereceklerdir" yanıtını verdi. tnönü, Başbakan Turgut Özal'ın bir yıl içinde halkın belediyelerin yaptıklbrı değerlendirip aradaki farkı göreceği ve bu dengenin değişeceği biçimindeki sözleriyle ilgili olarak da şu görüşlere yer verdi: "Yanlış bir yakJaşım. Bir başbakan, ulkenin bütün sorunlanyla ilgilenmek zorundadır. Bunlann bazılanyla ilgilenmek işine gelir, bazılanyla ilgilenmek işine gelmez, diye bir aynm yapamaz. Tabii, seçmenler yerel yonetimlerde SHP'yi iktidara getirdi. Bunun karşısında yapacak bir şey yok. Ama yapması gereken şey devletin en öndeki yöneticisi olarak devlet mekanizmasının belediyeler yardımcı olmaya devam etmesini sağlamaktır. İyi niyetle bclediyelerle hıikümet arasındaki işbirligini sürdürmelidir. Ondan beklenen bodur." Kurultaya çağrv İlk imza Gürkan'dan Ozyalçııfa «sağol sağol' ANKARA/tSTANBUL (Cum f Gnrkan: Kurultayın olağanüstü toplantıya çağrılması çabalarmın tek bir amacı vardır. Kurultaya ait bir temel yetkinin doğrudan kurultayca kullanılabilmesini sağlamaktır. Bu nedenle gösterilen çabaları salt sol kanada mal etmek yanlıştır. Partimizin bütününün bir demokrasi smavından geçtiğini umuyorum. ,^& *£fc^ Özal Ûzyalçın Başbakan Turgut Özal, 26 Mart yenilgisinden sonra ilk kez hafta başında İstanbul'a geldi. Protokol gereğı Özal'ı karşılayanlar arasında İstanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen de vardı. Ozal, karşısında SHP'nin zaferinin timsali olarak duran Sözen'i görmekten herhalde hiç hoşlanmıyordu ama sesini de çıkaramadı. Ne de olsa 26 Mart'tan önceki İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ı d a hiç sev miyor, ama sesini çıkarmıyordu. Başbakan çarşamba günü Kadıköy'ü gezerken ise sinir hâkimiyetini anlaşılan iyice yitirmiştı. Kadıkoy'ün eski beledi ye başkanı Osman Hızlan'ın arabası ile geldi bir dolaştı. Kadıköy İskele Meydanı'nda yaptırılan "Başöğretmen Atatürk" heykeünı inceledi. Bu sırada heykelin tam karşısındaki Kadıköy Belediye binasında bulunan yenı başkan Cengiz Özyalçın, Basbakanın bölgesini gezdiğinden haberdar olmuştu. Hemen dışarı çıkıp Özal'ın yanına gitti. "Buyurun Sayın Başbakan, şizi ağırlamak isteriz" dedi. Özal, gittikçe kararan bir yüzle Özyalçına öfkeli öfkeli baktı. "Sağel, sağol" diye mırtldandı. Sonra Osman Hızlan'ın arabasına atladığı gibi hızla uzaklaştı. Bu sırada Başbakanlık arabasının içinde Özal'ın oiduğunu zanneden gazetecıler havaalanına kadar arabayı takip ediyorlar ve basbakanın kendilerinı atlattığını anlıyorlardı. Özal ise Hızlan ile, yanılmıyorsak istanbul'daki "Bedrettin vakası" üzerinde görüş alışverışı yapıyordu. Hapishanede lösemi tedavisi INSAN HAKLARI POSYASIÖRNEKLERİ YENİCAMİ AVLUSUNDAN Oemokrasi ştteai • Kurultay için ilk imzayı dün Ankara 4. Noteri'nde atan ve parti meclisinden geçen tüzük değişiklikleriyle ilgili sorunun parti içi demokrasi ve hukuk sorunu olduğunu söyleyen Gürkan, "Türkiye kamuoyu bir demokrasi şölenine tanık olacaktır. Parö içi demokratik irade gelecek, soruna el koyacak ve çizecek. Sol Kanat, merkez kanat ayrımı yapmadan tüm üyelerimizin demokratik bilinçlerine, kararlılıklarına sonsuz güven duyuyorum" dedi. tayda yapüması gerektiğini belirterek, bu düşünceyle olağanüstü kurultay gündemine seçim maddesi konulmadığmı bildirdi. Gürkan, gerekirse tüzük değişiklikleri konusunda düşüncelerini açıklamak üzere örgütleri gezeceğini de söyledi. Olağanüstü kurultay çağrısı ile ilgili girişime birtakım önder ve öncüler yakıştırmanın yanlış olduğunu bildiren Gürkan, "Ben kendime boylesine bir onderlik ve öncülük rolü biçmiyorum. Bugün demokratik, çoğulcu ve katılınıcı bir Türkiye düşleyen ve bunun gerçekleşmesini sosyal demokrat hareketten bekleyen bir kurultay delegesi niteliğiyle olağanüstü kurultay çağnsına kıvançla imza koydum. Bu konuda partimizin hiç kimsenin öncülüğüne ve öndeıiiğine gereksinimi yoktur" diye konuştu. Parti meclisinden geçen tüzük değişiklikleriyle ilgili sorunun parti içi demokrasi ve hukuk sorunu olduğunu bildiren Gürkan şöyle dedi: "Kurultayımızın olağanüstü toplantıya çağnlmasıyla ilgili çabalann bir lek amacı vardır. O da kurultaya ait bir temel yetkinin doğrudan kurultayca kullanılabilmesini sağlamaktır. Bu nedenle sorunun çözümu için gösterilen çabaları salt sol kanada mal etmek yanlıştır. Sorun parti içi kanatların aynşmasını gerektirmeye" cek ölçüde valın bir bukuk sorunu, bir teknik sorun ve bir temel parti içi demokrasi sonınudur. Bu nedenle hangi kanattan olursa olsun, tum partililerimizin ve tüm kurultay tiyelerimizin parti içi demokrasiye, parti içi hukuka ve kurultay yetkilerine sahip çıkacaklannı umuyorum. Partimizin bütününün bir demokrasi ve inandınalık smavından geçtiğini düşünüyorum." da imzanın toplanmasından sonra çağn metni SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'ye sunulacak. Inönü'nün metni aldıktan sonra bir ay içinde olağanüstü kurultay için çağn yapması gerekiyor. tnönü, çağnyı tüzük uyarınca toplantı tarihinden en az 10 gün önce yapacak. İmza toplayanların hazırladığı kurultay gündeminde seçim maddesi bulunmamasına karşın, kurultayda genel merkez yönetinıi için seçim yapılıp yapılmaması SHP kulislerinde tartışıhyor. Genel merkezin seçim için ağırlık koyması durumunda gündeme bu konunun alınması için girişimde bulunacağı belirtiliyor. Böyle bir karar verilmesi durumunda genel merkezin de ayrı bir gündemle olağanüstü kurultay çağnsı yapabileceği ve böylece iki çağnyı birleştirerek gündeme seçim maddesinin alınmasını sağlayabileceği belirtiliyor. Olağanüstü kurultay çağn metninin en kısa sürede genel başkanhğa sunulacağını belirten Gürkan, daha sonra şöyle konuştu: "Kurulta>ımızın partiye zarar verebüeceği kuşku ve kavgılan kanımca yersiz ve abartılıdır. Partimiz bugüne değin her kurultayından beklenenlerin ve umulanlann aksine güçlenerek ve güven yenileyerek çıkmışhr. Bu kurultayımız da öyle geçecektir. tnanıyorum ki, Türkiye kamuoyu bir demokrasi şölenine tanık olacaktır. Kurultay ve onun varlığında simgelenen parti içi demokratik irade gelecek, soruna el koyacak ve Bu arada SHP Genel Sekreter çözecektir. Sol kanatmerkez ka Yardımcısı Ertol Çevikçe, yönenat aynmı yapmadan tüm üyele timleri görevden alınan 7 ilde derimizin demokratik bilinçlerine, legelerin ve kongrelerin yenilenkararlılıklarına ve sağduyulanna mesi oncesinde genel merkezden sonsuz güven duyuyorum." naylon üye yazımı yapıldığı iddiOlağanüstü kurultay çağrısı alarını reddetti. Çevikçe, genel için imza toplama çalışmaları hız merkezin tüzüğün U). maddesine kazanırken, tüzük değişiklikleri dayanarak tek bir üye bile yazmakonusunda hazırlanan broşürün dığı bildirerek, "Bu iddialar kade önümıizdeki günlerde tamam tiyen doğru değildir. Tüzüğün 10. lanacağı bdirtildi. Çağn girişimini maddesinin kullanılması söz koyapanlarca hazırlanan bu broşür. nusu değildir. Bu şekilde şu ana tüm kurultay delegelerine ve ör kadar yazılmış tek bir üye gütlere dağıtılacak. 210 dolayın voklur" dedi. Hamdullah Erbil, Gaziantep Özel Tıp Gezaevi'nde yatmakta olan bir mahkum. Gezası ömür boyu hapis. Bu cezanın tam 12 yılını bitirmiş, geriye kalmış 4 yılı. Ancak Hamdullah Erbil cezaevinde hastalanıyor. Gaziantep1 te tam teşekküllü hastane olmadığı için geçenlerde Adana'ya getiriliyor. BalcalıHastanesi'neyatırılıyor. Bir haftalık gözlem sonucu kendisine konulan teşhis' 'lösemi", yani kan kanseri. Bu hastalığın teşhisi konulduktan sonra hemen tedaviye başlanması gerekirken hasta yeniden Gaziantep ETipi Gezaevı'ne geri gönderıliyor. Hastanın avukatı Memiş Yavuz, Adana ve Gaziantep arasında mekik dokuyup hastanın tedavi süresince tahliyes; için çaba gösteriyor Gaziantep'te cezaevinde birlikte yattıkları arkadaşlarından Erol Çıtak bize bir mektup yazmış, şunları anlatıyor: "Örneğin Çanakkale Gezaevi'nde yatarken, Muammer Özdemirisimlibirdevrimciarkadaşımız siroz hastalığına yakalanıyor, ancak yıllarca süren uğraşılardan sonra tahliye edilebiliyor. Ne var ki tedavide çok geç kalındığı için tahliyesinden 25 gün sonra dünyadan ayrılıyor. Şimdi bunun bir başka örneğinı Hamdullah arkadaş yaşamaktadır. Adli ya da tıbbi bürokrasi aşılamazsa Hamdullah arkadaş da kaçınılmaz bir biçimde Muammer ile aynı sonu paylaşacaktır. Böyle bir sonu engelleyebilmek için yasalhukuksal prosedür uygundur. Cezaevi koşullarında tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalananların bu durumu resmi olarak belgelendiğinde infazın ertelenmesi mümkündür. Kaldı ki Hamdullah arkadaş 12 y ıldır cezaevinde yatmaktadır ve geriye kalan süresi 4 yıldır. Eğer tedavı için cezası ertelenmezse 4 yılın sonuna hiçbir zaman yaşayamayabilir.." Kaçakçılar. babalar cezaevirve girince hasta olmadıklan halde hasta raporları ile hastanelerin özel odalarını açtıran adli ya da tıbbi bürokrasi böyle olaylarda duyarsız oluyor. Peki insan hakları üzerine bol nutuk çeken politikacılar ve iktidar ne düşünüyor acaba? Ramazan geldi hoşgeldi. Camilerin avlularına taşan cemaat arasında çok sık rastlanan bir göruntu de şapkasını ayakkabısının üstüne kapatıp namaza duran polislerimiz. İstanbul'da ibadetini göstenşsız yapan polislerin kadrolaşmanın dışında tutulduğu da sık sık konuşuluyor. (Fotoğraf: Fuat Kozluklu) KASET DUNYASINDAN İDRİS ARIKAN DAVASI 4 Olaym sorumliısu şerefsiz Çeliker'dir' rezzak Ceylan'ın ölümüne neden olmaklan sanık ANAP Siirt Milletvekili tdris Arıkan dün yargıç önüne 4. kez çıktı. rak dinlenmesi talebi ile yine Apaydın ve Arıkan'ın istekleri olan Zeki Çeliker'in müdahillik konumunun kaldırılmasına ilişkin taleplerini "olayın oluş şekli nedeMahkeme Milliyet Gazetesi'nin niyle şimdilik reddedilmesine" kaparlamento muhabirlerinden Ke rar verdi. mal Balcı, Süreyya Oral, Oktay Pirim ile Anadolu Ajansı'nın parAnkara 3. Ağır Ceza Mahkelamento muhabirlerinden tsmail mesi'nde cok sıkı güvenlik önlemBezgin'in tanık olarak dinlenme leri altında başlayan duruşmaya sinc karar verdi. Mahkeme Bur İdris Arıkan'ın yakınları da girhan Apaydın'ın, Mükerrem Taşçı mek istedi, ancak duruşma s a l o oğlu ile Halim Aras'ın tanık ola nuna alınmadılar. Kurultay için imza Aydın Güven Gürkan, İstanbul Milletvekili tsmail Hakkı Önal ile birlikte dün Ankara 4. Noteri'nde imza atarken, milletvekilleri de imza toplamak için örgütlerine dağıldılar. Gürkan, parti yönetimiyle ilgili seçimin olağan kurul ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Siirt Milletvekilini öldürmekten sanık, ANAP Siirt Milletvekili İdris Ankan, "Bu olayın sorumlusu, burada sanık olarak bulunması gereken şerefsiz Zeki Çeliker'dir" dedi. Arıkan, olaydan sonra hayattan bir şey beklemediğini belirterek, "Tahliye edilsem de, cezaevlerinde süriinsem de benim için yaşamın bir anlamı kalmamıştır" diye konuştu. DYP Siirt Milletvekili Abdür Nejat Alp'in "Londra Konserleri" kaseti, dinleyenleri Çirkin duvarlan resimlerie süs çocuklara "Güneş Vurgun ağlatıyor. Herhalde Londra'da İngilizleri de ağlatmıştır: lemek tüm dünyada geçerli bir Çocuk" masalını anlatacak. sanat haline geldi. İlk olarak MıBu arada Kent Kooperatifle Senin yollarına umut mar Cengiz Bektaş'ın Kuzgun ri Merkez Birliği çocukları. 23 bağladım cuk'taçocuklanyönlendirdiği bu Nisanda uçurtma uçurup fidan Yeter bu hasretin akım Türkiye'de yaygınlaşıyor. 23 dikmeyi önerivor arkadaşlarına. Gel be kadınım Nisan Çocuk Bayramı çerçeve Marmara Üniversitesi, Âtatürk Hasretinden yine içtim sinde Beşiktaş'ta Resim ve Hey Sanat Galerisi'nde ilkokul ön ağladım kel Müzeleri Derneği, Barbaros cesi çocuklararası resim yarış Seni çok özledim dön be Hayrettin iskelesinin yanındaki rnasmın resimleri sergileniyor. kadınım kaymakamlık bahçesinin duvarı İstanbul Belediyesi de Taksinr^ Özledim kokun içime sinsin nı çocuklara boyatmak için Be deki Atatürk Kitaplığında bir ço Bu şehre sığmayan hasretim şiktaş Beledıyesi'nden izin aldı. cuk kitapları bölümü açıyor. dinsin Yann6yaşından 12 yaşına kadar 23 Nisan Çocuk Bayramı'nın Yolunu bekleyen gönlüm çocuklar bu karanlık duvarı renkli vali ve belediye başkanının sevinsin bir tabloya dönüştürecekler. önünden geçen çocuk kıtala Bir akşam kapımı çal be Öğıeden sonra da sinema ve rından daha başka etkinlıklere kadınım tiyatro oyuncusu Gülsen Tun dönüşmesi. bayramın anlamı Kadınım kadınım kadınım cer, Gün İrk'in slaytları ile Re nı daha güzel vurgulamaya Bu kara bulutlar kokunu sim ve Heykel Müzesi'nde başladı. taşır • Kaymakamlık duvarına resim ÇOCUKLAR IŞBAŞ1NA Londralılar bile ağlamıştır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear