24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 NİSAN 1989 EKONOMİ Haika açık sirketler ne verip ne aldılar? (milyon TL) 1tt8 Akçimento Anadoiu Cam Ârçeiik Aymar CUMHURİYET/13 TÜRKİYE'den Ham petrol ithalatı ANKARA (AA) Türkiye'nin geçen ocak ayında ithal ettiği ham petrolün varil fiyatı artarken, miktar olarak azalma gösterdi. Ocak ayında ithal edilen ham petrolün ortalama varil fiyatı, geçen ocak ayında bir önceki aya göre 23 dolar artarak 16.7 dolara yükseldi. 1988 yılı arahk ayında ham petrol 14.4 dolar ortalama varil fiyatmdan ithal edilmiştL Geçen yıl varili ortalama 15.3 dolardan ham petrol ithal edilmiş, bu rakam geçen yıl ocak ayında ise 18 dolar olmuştu. m Boiu Çtmerrto 8nsa Çeiik Halat Çimeîitas Çimsa Çukurova El ÖerazS Cam Dtttaş Eczaabaşı Y. Ege Bfracihk Ege Gübre Ertka Hokiing 1.480 1.352 7.000 213 2200 1.796 3.456 1.485 1.897 2.520 3.600 840 800 1050 8.832 1.954 819 462 456 1.402 295 1.059 1.200 1.704 5.923 1.500 4.125 675 178 1275 900 709 300 900 360 1.260 1.(K0 2.000 1W ftftiü * * • 2822 3.452 12.000 2.721 6.804 2.700 1.854 4.753 600 3.400 6.300 2.100 4.000 500 24.000 5.400 1.350 1.000 3.240 15.000 2.000 600 2.400 4.885 14.700 25000 11.970 1.760 5.000 1.800 4.500 600 1.440 26.100 334 3.000 480 1.200 1.050 15.319 4385 1470 945 4.323 1.050 2.939 1.300 2.498 7.250 2.100 8.400 1.733 167 4.860 1.200 1.800 2.250 6 421 797 827 2.400 2.363 2.257 16.969 9.021 21721 2.835 3.501 1.470 Alaca* 3.591 14.175 6.555 3.250 20.000 7.920 1.500 2.000 16.000 3.202 20.996 27.000 2.700 4.837 1.000 3.664 5.400 6.036 60.060 45.000 1.750 3.515 1.080 5.460 1.293 2.520 1.350 67.200 153.600 7.034 7.034 2 520 2.025 3.600 3.636 2.250 5.000 Borsa'da Ver gülüm, abııa gülüm' dünyası Halka açık sirketler, sağladıkları kârlardan çeşitli indirimlerle yüzde 46 yerine ortalama yüzde 15 vergi öderlerken hisse senedi sahiplerine kâr payı olarak dağıttıkları paralardan fazlasını da sermaye arttırımı yoluyla geri alıyorlar. ABDURRAHMAN YILDIRIM Türkiye'deki halka açık şirketler iyice cimri çıkü. Sağladıkları kârlardan yüzde 46 Kurumlar Vergisi yerine, çeşitli indirimlerden yararlanarak ortalama yüzde 15 vergi ödeyen sirketler, hissedarlarına dağıttıkları kâr paylannı da sık sık sermaye arttırımına giderek geri alıyorlar. Bu yolla halka açık şirketlerin dağıttıkları kâr paylarından daha çoğunu geri aldıkları ortaya çıktı. Borsa birinci pazannın 50 şirketi uzerinde yaptığımız rresaplama ile 1987, 1988 ve 1989'da dağıtılan kâr paylarına karşılık sermaye arttınrru yoluyla para toplama eğiliminin gittikçe arttığını belirledik. Enflasyonun sermayelerini eritrneleri ve banka kredi faizlerinin maliyetinin yiizde 100'leri aşması üzerine halka daha çok yönelen şirketler arasında Koç, Sabancı ve 1$ Bankası ile bu bankamn iştirakleri de başı çekiyor. Koç'un Döktaş, Koç Holding, Koç Vaünm ve Türk Demir Döküm, Sabancı'nın Akçimenlo, Çimsa, Kordsa ve Brisa şirketleri ile lş Bankası en çok sermaye arttıran şirketler. Bu şirketlerin dışında Goodyear ve Kartonsan da en çok sermaye arttınmı yapanlar arasına giriyorlar. Hatta bu şirketlerden bazıları sermaye arttınmı ile kâr payı daguımını denk duşurerek kasaiarından hıç para çıkarmıyorlar, kârlarırun "bir güzdce üzerine yatıyoriar." OSMAN ULAGAY EKONOMİ NOTLARI Üç Lidere Sorular Bu akşam TRT Televizyonu'nda Türkiye'nin sorunlarını tartışacak olan üç lider, Özal, İnönü ve Demirel herhalde pek çok konuda görüşlerini beiirtecek, umarız çözümler de önerecekler. Bu arada ekonomiyle ilgili konulara ne kadar vakit ayıracaklar, tabii şimdiden kestlrmek zor, ama ekonomik konuların tartışmalarda bir hayli ağırlık taşıyacağını tahmin etmek mürnkün. Ekonomik konularla ilgili olarak Sayın İnönü ve Sayın Demirel 'in yerel seçim kampanyasında ısrarla işledikleri bir temaya seçimlerdeki hezimetten sonra Sayın Özal da sahip çıkmaya başladı. Şimdl her üç lider de üç aşağı beş yukarı aynı temayı işliyorlar, ekonominin insan için olduğunu, halkın refahını gözardı eden ekonomi politikalarının başarılı olamayacağını belırtiyorlar. O halde ne yapmak gerekiyor? Türkiye'nin, hızla artan nüfusa iş yaratabilmek için yeni bir sanayileşme atılımı yapması gerekiyor. Işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin gelirinin yükseltilmesl; aşırı enflasyon altında erozyona uğrayan gelirlerin yeniden ayarlanması gerekiyor. Aynı olayın yeniden yaşanmaması için yüksek enflasyonun hızla aşağı çekilmesi gerekiyor. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi ve daha adil bir gelir bölüşümünün sağlanması gerekiyor. Bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Her üç lider de çeşitli vesilelerle yaptıklan konuşmalarda halkın, insanlann refahını yukseltecek bu gibi önlemleri devreye sokacaklarını, insana önem vermeyen ekonomi anlayışını sona erdireceklerini belirtiyorlar. Her üç liderin de böyle bir noktada görüş birliğine varmış olmaları kuşkusuz sevindirici. Ancak bu söylediklerini nasıl gerçekleştireceklerini, hangi önceliklerle ve nasıl bir takvim içinde halkın refahını yükseltmeyı başaracaklarını doğrusu biraz merak ediyorum. Merakımın başlıca nedeni, Türkiye ekonomisinin gelip sıkışmış bulunduğu nokta, daha doğrusu ciddi darboğaz Bugün Türkiye, milli gelirinin yüzde 10'undan fazlasını dış borç anapara ve faiz taksidi olarak dışa aktarıyor. Ödemeler dengesini finanse etmek için dışardan sağladığı krediler de yapılan borç ödemelerinin, yani dış borç servisinin altında kalıyor. Başka bir ifadeyle Türkiye dışarıya net mali transfer yapıyor, bir anlamda net olarak dışa kaynak aktarıyor. iç ve dış borç ödemeleri devlet bütçesinin yarısını buluyor. Şimdi bu duruma düşmüş bir ekonomide, ancak çok yüksek büyüme hızları tutturabilirseniz bir yandan dış borç servisini yapıp diğer yandan halkınızın, insanınızın refahını arttırabilirsiniz. Ancak hızlı büyüme sağlayacağım diye gerekli sağlam kaynakları yaratmadan ekonomiyı zorlarsanız, bu tez karşınıza çıkacak olan şey yüksek enflasyondur. Sağlam kaynaklara dayalı bir yatınm ve üretim atılımı yapmadan gelirleri arttırmaya kalkışırsanız, bunun kaçınılmaz sonucu yüksek enflasyondur. Yüksek enflasyon karşısında ise halkın büyük bölümünü korumanız mümkün değildir, sağlanan milli gelir artışını adaletli bir şekilde topluma yaymanız mümkün değildir. Bazı ülkelerde endeksleme yöntemleriyle bu yapılmaya çalışılıyor, ama o zaman da giderek çığrından çıkan enflasyon, hiperenflasyona dönüşüyor. Özellikle Latin Amerika deneyi bize bunu gösteriyor. Bu süreç içinde yoksullaşan kıtleler patlamaya hazır bir hale geliyor. Türkiye şimdi bu duruma düşürülmüş olduğuna göre her üç lidere de sormak gerekiyor: • Dış borçta ve iç borçta bir ertelemeye ya da konsolidasyona gitmeyi düşünüyor musunuz? Bu konuda bir planınız, bir hazırlığınız var mı? • Böyle bir borç erteletme operasyonunu düşünmüyorsânız, enflasyonu daha da azdırmadan hızlı büyümeyi sağlayacak kaynakları nereden bulaçaksınız? • Ekonomiyi hızla buyütecek kaynakları bulamazsanız halkın, geniş toplum kesimlerinin reel gelirini nasıl arttıracaksınız? Işsizlik sorununun daha da büyümesini nasıl önleyeceksiniz? • Ekonomide genel bir canianma ve etkili bir kaynak mobilızasyonu sağlamadan yeni bir sanayileşme atılımını nasıl başlatacaksınız? • İşin kaynak mobilizasyonu yönünü çözmeden çeşitli kesimlerin gelirlerinı arttırmaya kalkarsanız enflasyonun daha da artmasını nasıl önleyeceksiniz? • Kaynakların daha iyi dağılımını ve gelir dağılımının düzeltilmesini ciddi olarak amaçlıyorsanız bunu nasıl yapacaksınız? Hangi kesimlerden nasıl alıp hangi kesimlere nasıl vereceksiniz? Bana öyle geliyor ki bu gibi sorulara inandırıcı yanıt getirmeden yapılacak ekonomik vaatler belki kulağa hoş gelebilir, dinleyenleri eğlendirebllir, ama karın doyurmaz, geçerli bir çözüm duymak Isteyenleri de tatmin etmez. Eröermr Good Year Gubre Fab. 1.954 Guney BFra Hektaş İzmir D.Ç. geçen hafta ANKARA (AA) Bankalararası para piyasasında geçen hafta faizler yükselme eğilimine girdL Hafta başında yiizde 35.25 düzeyinde gerçekleşen bir gecelik borçlanmalann ortalama faizi, hafta sonunda yiizde 60'a yükseldi. Piyasada bir önceki hafta bir gecelik borçlanmalann ortalama faizi yiizde 31.94 ile yüzde 37.21 arasında değişmişti. Geçen hafta bir gecelik borçlanmalarda en düşük faiz yüzde 35, en yüksek faiz ise yüzde 85 oldu. İnterbank'ta İzocam 5.000 1.050 400 5000 1.000 3.750 675 150 6.000 7.865 60.000 1 500 2.500 7.700 3.500 13.500 2.025 Kartonsan Kav Kepez Etektrik Koç Hokfing Koç Yatnm Kordsa Koruma Taran Köytaş Makina Tatum Mensucat S. Metaş Kasaş Otmuksa Otosan Pınar Sut 8.100 900 4000 3.500 20.000 4.748 17.100 3.746 231 75 8.100 2.974 19.132 1.361 701 1.350 5.379 4.788 3.740 17.120 7.500 43.987 4.200 10.418 1.440 9.565 Pimaş Polvlen Rabak Sarkuysan Sıfaş Tetetas 160 1.204 1.575 880 4.980 11.970 2.534 1.793 180 3.100 1.800 1.600 788 780 2.020 49.453 8160 1.680 780 5.000 48.682 5.250 2.340 48 876 Kredi kartları T.Demtr Dökum T.iş Bankasi T.Şişe Cam tSJANBUL (AA) Garanti Bankası Genel. Müdürü Ibrahim Betil, Visa Classic ve Master Card sahibi banka müşterilerinin, yurtiçi kredi kartlarıyla yapacakları harcamaları, ay sonu yerine 4 aya kadar vade ile ödeyebileceklerini bildirdi. Betil, yaptığı yazılı açıklamada, müşterilerin, Visa Classic ve Master Card'lann yurtiçinde geçerli olanlanyla yapacakları harcamalarm tümünü ay sonunda ödeme zorunda olmadıklarım, dilerlerse dört aya kadar vade ile ödeme imkânı sağlandığını ifade etti. T.Stonere Yasaş Toplam 2.700 3.600 630 89.973 98.735 209.961 226257 430.888 429.455 Not Tabloda yer alan "verdijjı" sütunu o yıl ıçinde, bir önceki yıl kazancından adı hısselere dağıtılan kâr paylarının toplamını gösterıyor. "Aldığı" sütunu ise o yıl ıçinde şirketn bedellı sermaye arttırımıyla ortaklarından topladığı paralan ifade edıyor 1989 da ise bazı kâr paylan dağıtlmış, bazı sermaye arttırımlan da gerçekleştırilrraştır. Erdemir'ın sermaye arttınm kararı ise yönetim kurulundan geçmtşür. maye arttınmına giderek yine aynı hissedarlarından 98 milyar 735 milyon lira aldılar. Bu rakamlar 1988'de 209 rnilyar 961 milyon liraya karşılık, 226 milyar 257 milyon lira oldu. 50 şirketin 1989'da dağıtmaya başladığı ve dağıtacağı toplam kâr payı 430 milyar 888 milyon liraya çıkarken, gerçekleştirilen veya yapılacak olan sermaye arttırımlan yoluyla hissedarlarından 429 milyar 455 milyon lira toplayacaklar. Geriye kalan 26 şirketin yaklaşık yansının da sermaye arttınmına gitmesi ve bu yolla pıyasadan toplariacak paranın yanm trilyonu rahathkla aşması bekleniyor. Avrupa ve gelişmis ülkelerde şirketlerin 45 yılda bir başvurduklan belirtilen sermaye arttınmlarına Türk şirketlerinin he1987'de bir önceki yıl kazanç men hemen her yıl başvurmasıylarından 89 milyar 973 milyon li la elde ettikleri avantajlar ise şöyle ra kâr payı dağıtan şirketler, ser sıralanıyor: • Şirketler bu yolla sıfır faizli ve geri ödemesiz bir kaynağa kavuşuyorlar. • Dağıtmaları gereken kârlan bu yolla dağıtmayıp, kendilerine ayırıyorlar. Ve hissedarlanna para yerine sürekli yeni hisseler veriyorlar. • Şirketler bankalara gidip, faizin dışında bir de stopaj ödeme yerine tümüyle vergisiz olan sermaye arttınm işlemleri ve yeni hisselerin satışı yoluyla vergisiz bir fon zinciri oluşturuyorlar. • Şirketler enflasyon karşısında eriyen sermayelerini güçlendiriyorlar, ozkaynak/yabancı kaynak dengesini özkaynaktan yana geliştiriyorlar. Şirketlerin bu olumlu kazançlarına karşılık, hisse senedi sahiplerinden bu paraları çekmeleri, sermaye piyasasını olumsuz etkiliyor. Bu piyasadaki para hacmini daraltıyor. IRAK Kredi bitti, îhracat geriledi ANKARA (AA) Irak'a bankacüık anlaşması cerçevesinde yapılan kredili satışların süresinin geçen yılın sonunda bitmesinin ardından, Türkiye'nin bu ülkeye yönelik ihracatı önemli ölçüde azalmaya başladı. Irak'a yapılan ihracat, geçen yıl ocak ayında 135.8 milyon dolar düzeyinde gerçeklesirken, bu yılın ilk ayında 20.2 milyon dolara geriledi. Irak'tan ocak ayında yapılan ithalat da bu yıl yüzde 24.8 orarunda azalarak 158 milyon 61 bin dolardan 118 milyon 732 bin dolara indi. Ticari ilişkilerin serbest dövizle yürütüldüğü bu ülkeye, 1983'te yapıian bankacılık anlaşmasıyla yüzde 50 orarunda ithalat kredisi açılmıştı. En son ticaret anlaşması aynı şartlarla 1986'da yapılmış ve bunun süresi 1987'de bir yıl uzatıhrken kredi oranı yüzde 100'e çıkanlmıştı. Bu dönemde, Irak'a yapılan ihracat bedelinin yüzde 78'i ihracatçıya ödeniyor. DFİF'ye kesilen yüzde 2'den kalan da Merkez Bankası'nın garantisi altında bulunuyordu. Irak'ın Türkiye"den ithalatımn birden artması üzerine Irak'a kredili ihracat 1988 nisanmda durdurulmuştu. Bu arada Merkez Bankası'nca ihracatçıya ödenen miktar da yüzde 78'den yüzde 58'e indirildi. Açılan akreditif miktannın da yüksek çıkması üzerine bu ülkeye ihracat, haziranda lisansa bağlandı ve sadece büyük çoğunluğu sipariş Üzerine üretilen mallara ihraç izni verildi. 1988 sonuna kadar ise sadece lisans verilen ihracatçılar bu ülkeye kredi anlaşması cerçevesinde mal sattı. Lisans nedeniyle, 1988 yılı başında 136 milyon dolar olan aylık ihracat, geçen yıl arahk ayında 51 milyon dolara indi. Fındık ihracat kredisi TRABZON (AA) Fındık ihracatında kullamlan döviz kredilerine getirilen sınırlama, Karadeniz bölgesindeki fındık ihracatçılan arasında olumlu karşılandı. Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçılan Birliği (KFMlB) Genel Sekreteri Ahmet Tunavelioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kararın fındık piyasasını olumlu yönde etkileyeceğini belirterek, "Bu bizim 56 aydır kovaladığımız konuydu. Söz konusu prefinansman ve peşin döviz kredileri, fındık piyasalanm olumsuz yönde etkilemişti" dedl VirüSy narenciye üretimini tehdit ediyor ADANA (Cumhuriyet Güoey İlleri Biirosu) Ülkemizdeki her narenciye ağacının birden fazla hastahk taşıdığı, bu yüzden birim alanda üretimin giderek düştuğü saptandı. Hastalığın, ağaçların gelecekteki ekonomik ömrünü tümüyle yok edecek boyutlara doğru genişlediği açıklandı. Daha önce pek rastlanmayan narenciye hastalıklannın, 196973 yıUan arasında Tanm Bakanhğı'nın ABD'nin Kaliforniya eyaletinden getirdiği aşıgözlerinin uygulanmasından sonra birden bire arttığı belirlendi. Virüslü aşıgözlerinin, tçel'in Erdemli üçesindeki Alata ile tskenderun'daki istasyonlarda oluşturulan damızlıklara aşılanıp fidanların devlet destegiyle dikimınin ardından hastalıklar yayılmaya başladı. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile öteki kuruluşlarca Antalya'dan başlayarak Hatay'ın Samandağ ilçesine kadar uzanan geniş kıyı kesimindeki bahçelerde yapılan laboratuvar araştırmalarında, ağaçların yuzde 100'ünün hastalıklı olduğu saptandı. Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölumü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Çınar, tüm ağaçların birden fazla hastalıkla bulaşık olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Prof. Dr. Ahmet Çınar, gövdesine çeşitli virüsler yerleşen ağaçların yıldan yıla meyve vermelerinin azaldığını bildirdi ve şunları söyledi: "Bir hektar alandaki ürün 1820 tona kadar gerilemiştir. Bu rakam, öteki Akdeniz ülkeleri Itajya, Ispanya ve Yunanistan'da 4050 ton arasında değişmektedir. Verimi düşüren hastalıklar, bahçelerin 50 yıllık ekonomik ömürlerini de yarı yanya azaltmıştn. ÜTCENİNVo İO'UGİDİYOR Karadeniz 'den ihracat TRABZON (AA) Karadeniz Bölgesi'nden yılın ilk üç ayında yapılan ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28 oranmda azaldı. Trabzon Gümrükler Başmüdürlüğü yetkililerinden edinilen bilgiye göre, bu yılın ocakmart döneminâe Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Hopa, Ünye ve Inebolu gümrüklerinden toplam 51 milyon 158 bin 215 dolarlık ihracat yapıldı. Geçen yılın aynı döneminde, söz konusu gümrüklerden yapılan ihracat tutarı, 71 milyon 48 bin 933 dolar olarak gerçekleşmişti. Bu yıl ilk üç ayda ihraç edilen ürünlerin büyük bölümünü iç fındık oluşturuyor. İhraç edilen diğer ürünler arasında ise maden cevherleri, balıkyağı, yonga levha, tuzlanmış hamsi, dap gübre, şark tipi tütün, çay, dökme betonit, kereste ve soya küspesi yer alıyor. AT, yolsuzluklara karşı savaş açtı STRASBOURG (AA) Avrupa Parlamenıosu, Avrupa Topluluğu (AT) fonlanndan yapılan yolsuzluklarla ilgili dosyaların, tek tek"açığa çıkarılması karşısında, yolsuzluğa karşı adeta savaş açtı. AT'nin 50 milyar dolar civanndaki yıllık bütçesinin yaklaşık yüzde 10*unun yolsuzluk yapanlann cebine gittiji yolundaki raporlar üzerine harekete geçen Avrupa Parlamentosu, bütçe kontrollerine yönelik önlemlerin bir an önce sıkılastmlmasını istedi. Avrupa Parlamentosu'nun Danimarkalı sosyalist grup üyesi Piet Dankert tarafından AT fonlarında yolsuzluklara ilişkin yazılan raporda, bu yolsuzlukların, AT mevzuatınm "aşın ölçiide karmasık, eksik ve çogu kısmımn muğlak olması, AT Komisyonu ve AT Bakanlar Konseyi'nin hatalanndan" kaynaklandığı iddia ediliyor. Bu arada, Avrupa Topluluğu (AT) ülkelerinde, televizyon programlan pazannın liberalleştirilmesini öngören yasa tasansı da benimsendi. AT ülkeleri ticaret bakanlan tarafından onaylanan AT televizyon yasa tasansı, tek pazara geçilecek 1993 yılı sonrasında, topluluk ülkelerindeki televizyon yayınlarını düzenleyici ortak hükümleri içeriyor. Yasa tasansı, AT ülkelerinde faaliyet gösteren televizyon programlannın büyük bir kısmımn Avrupa kaynaklı olması yanında, asgari kalite ve ahlaki standartlara haiz olması şartıyla, diğer topluluk ülkelerinde de yayımlanmasım öngörüyor. Ancak tasanda bu programlann yüzde kaçının AT menseli olacağı belirtilmiyor. Tasanda aynca, AT ülkelerinin tümünde yayımlanacak programların, toplam yaym sürelerinin yüzde 10'luk kısmımn bağımsız yapımcdann eserlerinden oluşması şartı aramyor. Topluluk iilkelerine yönelik televizyon yayımlannda reklam programlarının sıklığı ve süresi de düzenleniyor. AT yetkilileri, yeni yasa tasansı ile, topluluk ülkelerinde televizyon yayınlarında yaklaşık yüzde 70*lik paya sahip Amerikan ve Japon kaynaklı programlann istilasımn önleneceği görüşünü taşıyorlar. Yetkililer, yasa tasansı ile getirilmesi planlanan sistemin hayata geçirilememesi halinde, dış kaynaklı televizyon programlanna kota uygulanmasının mümkün olmadığına dikkat çekiyorlar. Ekonomistler işsiz ıııi kalacak? Ekonomistlerin dünya ekonomisinin geleceği konusunda tahmin yapmaları giderek güçleşiyor. 1990'larda iki tür ekonomist olacağt tahmin ediliyor: Sadece dünya ekonomisini izleyenler ve işsizler. Ekonomik "Okullara" Kısa Bir Bakış Keynesyenler Jamcs Tobin, Paul A.Samuelson Robert Eisner Joseph E.Stiglitz Robert Solow Robert Clower Robert E.Lucas Robert J. Barro Thomas J. Sargent Milton Friedman Karl Brunner AUan H.Meltzer Piyasa ara sıra basansız olabılir, yüksek işsizi'öe neden otur ve maiı uyancıya thtiyaç üuyar. Para potitikasi durgunlukta pek lazia yarduncı olamaz. Ûcretler hızla düşer. Ucretler düşer, ancak genellikle istihdamı arttıracak kadar yeterli değildir. Para poütikasının yararlı rolü olabilir. Piyasa iyi çalışır ve hukümeî müdahatesi yarardan çok zarar getirebilir. insanlar beklentilerindekı değişikltklere akılcı tepktier gösteririer. Para polıtikası mali politikadan daha guçlüdür, ancak uzun ve tahmin edilemeyen düşuşlerle çaltşır. Düşüşler piyasa ekonomisinin petrol fiyatlarındaki artış gibi şoklara uyum sağlamada neden zamana ihtiyacı olduğunun açıklamasıdır. 19. yüzvii teonsyenleri deger teorisf Se faiz ve sermaye teoriieri geüştirdiier. Daha sonraki teorisyenler hükümetin ekonomıye müdahaiesinin tehlikeleri uzerinde durduiar. Düşük vergi oranlannı indirmek bireytere çalışma, tasarruf ve yatınm teşviği sağlayabilır. Hükümetin ekonomideki rolü kesinlikle en aza indirilebilir. Ekonomide geniş çapiı durgurtluklar daha az olanakl), çunku 'duşuşteki' bireyset ekonomiter gerekli duzeniemeleri yapabüırler. Tasarruflarda hızlı bir artış oiacaktır. Yeni Keynesyenler Tarıma peşin para YOZGAT (AA) Tarım Orman ve Köyişleri Bakanı Lütfullah Kayalar, Toprak Mahsulleri Ofısi'nce (TMO) mayıs ayı sonunda başlayacak ahmlarda, buğday ve diğer tahıl ürünlerinin bedellerinin üreticiye peşin ödeneceğini bildirdi. Kayalar, Yozgat'ta ziraat odalan yöneticileri ve çi/tçilerle görüştü. Kayalar, burada yaptığı konuşmada "Hükümetin tarım politikasına uygun olarak, çi/tçinin ürününü değeri fıyatında alacağız. Sayın başbakanımızın arzulart doğrultusunda ilk etapta buğday ve diğer tahıl üreticisinin TMO'ya sattığı ürünün parası peşin ödenecektir" şeklinde konuştu. Ekonomi Servisi Dünya ekonornisindeki yeni gelişmeler ekonomistlerin fikir birliğine varmasını ve gelecek konusunda tahmin Monetaristler yapmalarını güçleştiriyor. 1960'lardan sonra "Keynesyenizm"in dünya ekonomisindeki geüşmeleri açıklamaya yeterli olmaması ve 1970'lerde petrol fıyatlanndaki hızlı artış ile birükte ge Avusturya len yüksek enflasyon gibi iki önemli gelişme, 1920'lerin gözde ekonomik okulu Keynesyenizmin yeni gerçekleri açıklayamamasma nedcn oldu. Ekonomistler, bu dö Arz Cephesi nemin hâlâ süren kanşıkhk ve bölünme yarattığını vurguluyorlar. The WaJl Streel Journal Gazetesi'nde yer alan bir yazıya göre uluslararası bir durum alan ve beUrsiz şekilde sürmesi beklenen bu kanşıkhk, global ekonominin 10 yıl sonra, hatta 12 ay sonra ne hal alacağı konusunda belirsizliğe neden oluyor. Bazı ekonomistler, "Bize öncülük edecek yeni bir Lord Ke\ nes bekliyoruz" diye konuşurken ABD'de şirketler ekonomik tahmincileri işten çıkartmaya başladı. Ronald Reagan'ın "Gercekten Fknoonük Damşmanlar Konseyi'ne ihtiyacımız var mı" sözlerini hatırlatan ekonoYeni Dalga Yeni Klasik Rasyonei Beklenüler SHP 'zorunlu tasarruf a karşı harekete geçti ANKARA (UBA, ANKA) SHP Genel Sekreter Yardımcısı Adnan Keskin, belediyeleri de kapsayan kamu kuruluşlannda tasanufu öngören başbakanlık genelgesinin iptali için harekete geçti. Başbakan Turgut Özal'ın imzasının yer aldığı genelgenin muhalefet partilerine mensup belediye başkanlarırun cezalaiidırılması ilkesinden hareket edilerek yayımlandığını savunan Keskin, genelgenin iptali için idari yargı organlarına başvuracaklannı açıkladı. Friedrich A.Hayek Gottfried HaberJer p makinaları Norman Ture Paul Craig Roberts Arthur Laffer Edvard Yardeni UUnbul 133 03 49 • 133 03 95 Ankara 117 21 15 / 5 hal Izrmr 22 38 53 Adana 3 53 91 Başbakanlığın açıklaması Başbakanlık, kamu harcamalarıyla ilgili 12 nisan tarihli tasarruf genelgesinin yalnızca belediyeleri değil, bütün kamu kurum ve kuruluşlarını kapsadığını açıkladı. Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, söz konusu genelgenin başında "Belediyelere iktidar kıskacı", "Başbakan Özal seçimden önce dediğini yaptı. Belediyelerin eli kolu bağlı. Belediyeler Özal'ın izni olmadan çivi bile çakamayacak" şeklinde değerlendirilmesinin üzüntuyle karşılandığı büdirildi. DÖVİZ KURLARI Dövızın Cınsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şılını 1 Batı Alman Markı 1 Belçıka Frangı 1 Danımarka Kronu 1 Fın Markkası 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 İsveç Kronu 1 Isv.çre Frangı 100 İtalyan Lıretı 1 Japon Yeni 1 Kuveyt Dınarı 1 Sterlın 1 S Arabistan Rıyalı HldKllldldl I 17 NİSAN 1989 Döviz Satış 2065.14 1673.80 156.33 1099.94 52.56 282.90 492.29 325.22 974.81 323.59 1246.31 150.08 15.57 7108 92 3500.41 550 73 Efektif Satış 2061 01 2086 00 1642.05 1690 71 156 02 157 91 1097.74 1111 05 51.56 53 09 282.33 285.76 482.96 497 26 324.57 328 51 972.86 984.66 322.94 326.86 1243.82 1258.90 147.23 151.60 15.28 15.73 6974.09 7180.73 3493.41 3535.77 540 29 556.29 Ahş mistler, ABD ekonomisinin hızia uluslararasılaşmasıyla birlikte 1990'larda iki tür ekonomist olacağını tahmin ediyorlar: "Biri sadece dünya ekonomisini izleyen ekonomistler, diğeri de işsizler." Ekonomistlerin muhtemel bir ekonomik durgunluk konusunda bile anlaşamadığını, bazılarının durgunluğun çok yakında olduğu nu, bazı ekonomistlerin de "bir yıl ya da daha (azla vakti var" görüşünü savunduğunu vurgulayan gazete, ABD'de bütçe ve ticaret açıkIarı tehlikesi konusunda da ekonomistler arasında görüş ayrıhğı olduğunu ifade ediyor. Ekonominin nasıi işlediği konusunda, ekonomi okulları arasında da görüş aynlığı sürüyor. Özellikle ABD'de para poütikasının enflasyonu düşürebileceği ve yeterince sıkı olup olmadığı konusunda tartışmalar sürüyor. Ekonomideki gelişmeler akademik ekonomist!> rir de daha çok araştırma yapmasına ve bazılarının yeni okullar kurmasına, bazılarının da eski okulları 'onarmasına' neden oluyor. Döviz Alış 2061.01 1670.45 156 02 1097.74 52.45 282.33 491.31 324.57 972 86 322.94 1243.82 149.78 15.54 7094 70 3493 41 549 63 Efektıf
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear