24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 MART 1989 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 MÜZİK FILIZALI KİM KİME DUM DUMA BEHİC AK bır ttitop DonizettTnin kraliçesi Leyla Gencer'e, Donizetti'nin birçok operasındaki kraliçe rollerini canlandırmadaki üstün başansı sonucunda "La Regina Turca", yani Türk Kraliçesi lakabı takılmıştı. Devlet sanatçısı soprano Leyla Gencer, şubal ayı içerisinde tstaııbul Devlet Opera ve Balesi sanat çıları için iki hafta süren bir "Donizetti" semineri verdi. Bilindiği gibi Leyla Gencer, Tebaldi, Callas, Monsernıt Caballe, Beverly Hills, Joan Sutnerland gibi savaş sonrası müzik dünyasının kalburüstü opera sanatçılanndan biridir. tşin garibi, yukanda sıraladığıınız adlann hemen hepsi aynı yıllarda dünya sahnelerinde parlamışlardı. 1950^0 ve70'liyülarda da süren ünlerini, yaptıklan sayısız plakla tarihe mal eden bu şarkıcüardan sadece biri, Leyla Gencer, asıl dünya çapında ününü 80'li yıllarda, yani artık opera sahnelerinden aynldıktan sonra kazandı. 30 yılı aşkın Sahne hayatı boyunca hiç stüdyo kaydı yapmayan Leyla Gencer'in sahnede, temsil sırasında yapümış korsan kayıtlan birer ikişer plak olarak piyasaya çıkmaya başlayınca, onu sahnede hiç görmemiş, duymamış olan yeni bir hayranlar kuşağı oluştu. Hayranlardan bazıları Leyla Gencer efsanesine kendilerini öyle bir kaptırdılar ki Avrupa ve Amerika'daki radyo arşivlerinde Leyla Gencer kayitlan aramaya koyuldular. Buldular da. Böylece, hatın sayılır bir Leyla Gencer diskografisi oluşmaya başladı. Leyla Gencer'in sanat anlayışındaki en önemli noktalardan biri dairna riskli ve zor olanı seçmesiydi. örneğin, Gencer'in bir haftada koskoca bir operayı öğrenip Devlet Sanatçısı Soprano Leyla Gencer'in Donizetti seminerleri J httoen Möşhur ktr ınmh İtk tossedenjirn Çank ,zlemei. zorvndayrnışım hep onvfl ijapıihfından eahs r " Zervnch hf O derutiır> 19501enJen bir am Zamanın Italya Başbakanı Gıuseppe Pella onunına Italya'nın Ankara Büyükelçılığı'nde verilen bir konser. Soprano Leyla Gencer (solda) söyıuyor. Dınleyiciler arasında Başyazanmız Nadır Nadı (sağdan ikıncı) ve eşı Benn Nadı sahneye çıktığı ve müthiş başarı kazandığı artık bilinen öykülerinden biridir. 19. yüzyılda yazılıp sonradan şarkıcılar açısından cetin zorlukiar tasımaJarı nedeniyle rafa kaldınlmış pek çok operayı 20. yüzyılda ilk kez Leyla Gencer yenidencanlandırmıştı. Donizetti'nin "Anna Bolena", "Caterina Cornaro", "Lueretia Borgia", "Maria Stuarda", "Roberto Deverenx" operalarındaki kraliçe rollerini canlandırmasındaki üstün başansonucu "La Regina Turca", yani Turk kraliçesi lakabı takılan Leyla Gencer, "soprano agilita" ya da "dramatik koloratur" sesler için yazılmış bu zor rolleri müthiş bir ustahk, duyarlık ve dramatik bir güçle seslendirmişti. Onu sahnede görmemiş olup da plaklarına ve tek tük de olsa altın değerindeki filmlerine rastlayıp Leyla Gencer tiryakisi olanlann sayısı hızla arttıkça, onu tanımak, onu dinlemek, ondan bir şeyler öğrenmek isteyenlerin de sayısı artıyor dünyada. Leyla Gencer, son yıllarda hem Italya'da hem de Fransa'da Donizetti, Beltini ve Rossini seminerleri yaptı ve yapmakta. Bu seminerleri şimdiye kadar ttalyanca ve Fransızca veren sanatçı, tstanbul'da 30 yıldır ilk kez topluluk karşısında kendi dilinde konuşma yapacağ] için önceleri biraz heyecanlıydı. Seminer metinlerini titizlikle Tıirkçeye çevirdi, bir dostunun yardımıyla metin üzerinde epey çalıştı. Ancak seminerler sırasında anlaşıldı ki, Leyla Hanım'ın hiç heyecanlanmasına gerek yokmuş. Zira o, Türkçeyi çoğumuzdan daha iyi anlaşılır temizlikte, yeni terimleri, sözcükleri hiç yadırgamadan ve yadırgatmadan çok akıcı bir dille konuşuyor, konuşmasını sık sık anekdotlarla, anılarla süslüyor ve renklendiriyor. Gencer, Donizetti operalannın muziğini, konularını, karakterlerin işlenişini, karakterlerle müzik arasındaki bağlantıları iııceleyip, anlatırken, o denli sarmalayıcı oluyordu ki konu ile hiç ilgisi olmayan biri bile olsanız, sırf Leyla Gencer'in çekiciüğine kapıIıp birinci sınıf müzik merakhsı kesilirdiniz. Leyla Gencer, Donizetti'nin tüm operalarını tek tek incelediği bu seminerlerde, operaların erkek, kadın bütün rollerini açıklamalı, örnekli ve taklitli olarak tanıttı katılanlara. Zaman zaman karşılıklı sohbet havasında süren seminerlerde Leyla Gencer, operamızda görevli sanatçılan da dinleyerek yorum, teknik ve stil konusunda onlara yardımcı oldu, büyük bir sabırla bazen tek bir cümle uzerinde uzun uzun durarak en iyi, en doğru yorumu aradı. Leyla Gencer'in bu seminerleri keşke TRT televizyonu tarafından hiç olmazsa arşiv amacıyia banda alınsaydı. Çünkü, müzisyen olalım olmayalım, hepimizin bu olağanüstü insandan öğreneceğimiz çok şey var. PVSKİJMEN NEPEN 6IPİP EVİNPE OTvRMUYoSUN 7 ' OLACAK KİŞİNIN KufAStHOA X ööttır APTAL STAH KAOAÇ O UIYARl &BN PEK S&/MSM. 0OŞ UERİF PE OÜLOig.. S/T YuNlNPA OTUR, ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI 3 kentte 3 konser Kültür Servisi Uç büyuk kentteki senfoni konserleri surüyor. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası cuma ve cumanesi günü vereceği konserlerde Sevin Berk (arp) ve Tahir Süraer'e (kontrabas) eşlik ediyor. Şef Gürer A>kal'm yöneteceği konserlerde Boltestini'nin "Kontrabas Konçertosu", Rodrigo'nun "Serenad"ı \e Mendelssohn'un " 4 . Senfoni"si seslendirilıyor. Izmir Deviet Senfoni Orkestrası, bu hafta şef Tadeusz Stnıgala'nın yönetiminde çalıyoı. Kemancı Konstantin Kulka'nın solist olarak yer aldığı konserlerin programı BeeJhoven'ın "Egmonl" uvertürii ve "Keman Konçertosu" ile Çajkovski'nin "Yaylı Çalgüar Seranadf'ndan oluşuyor. YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAS m Şu SONUÇ ÇiKMtŞTn "Devlet ARai^MöcApeıs eücüHe SM? T*sfc.Df.. • U O Û f n n c l f i f İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın geçen hafta sonu konsedennı V C W l U l i a i i y 1945 io§üm\u çekoSlovak şef Petr Vronsky (sağda) yönetti. Vronsky, Çekoslovakbesteci Smetana'nın "Moldau" Senfonik Şıin ile Dvorak'ın "Slav Dansları'nı yorumladı. Konserin solisti kontrbasçı Melih Balçık (solda) ise Bottesini'nın Allegro dı Concerto'sunu ve Bruch^un kontrbas (aslı çello için) ve orkestra için "Kol Nidrei" başlıklı çesıtlemelenni seslendırdi. (Fotoğraf: Yıldız Üçok) İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ise, bu hafta sonu vereceği konserlerde kemancı Suna Kan ile viyola sanatçısı Ruşen Güneş'e eşlik ediyor. Mozart'ın "Keman ve Viyola İçin Konstrtant Senfoni "Vluslararası Ankara Sanat Festivali'nin açılışım yapan çıkan ilk Alman orkestrası olan si ile Cesar Frank'ın "SenfoniRe Bamberg Senfoni, önce Fransa, Minör"unün seslendirileceği konBamberg Senfoni Orkestrası, 17 ve 18 mart günleri ardından İspanya ve Portekiz tur serlerde Emin Güven Yaşhçam' Atatürk Kültür Merkezi'nde iki konser verecek. nelerini gerçekleştirdi ve bu kon şef olarak yer alıyor. Orkestrayı şef Horst Stein yönetecek. serlerin çoğunu, Viyanalı Clemens Krauss konuk şef olarak yönetti. Kültür Servisi tstanbul Kul VV'agner'in, Richard Strauss'un, 198S sonbaharında topluluğun tür ve Sanat Vakfı tarafından Ludvvig van Beethoven'ın, Carl yöneticiliğine atanan Horst Stein, Uluslararası Ankara Sanat Festi Maria von VVeber'in, Franz Schu hem Bayreuth Festivali hem de vali'nin açılışım yapmak üzere bert'in ve Johannes Brahms'ın ya Berlin ve Viyana Filarmoni Oryurdumuza getirilen Bamberg pıtlarını seslendirecek. kestralarındaki çalışmalanyia Senfoni Orkestrası, 17 ve 18 mart Ikinci Dünya Savaşı sonrasımn uluslararası müzik alanında üstün günleri de tstanbul'da Atatürk karanlık günlerinde kurulan Bam yeteneğiyle sivrildi. 197072 araKültür Merkezi'nde iki konser ve berg Senfoni Orkestrası'nm ka sında Viyana Devlet Operası birinrecek. zandığı saygınlıkta ve hızla yük ci şefi olan Stein, 1976'ya kadar Kültür Servisi Istanbullu saŞef Horst Stein yönetimindeki selişinde özellikle Bohemyalı mü da Hamburg Deviet Operası GeBamberg Senfoni Orkestrası, İs zisyenlerin büyük rolü oldu. Sa nel Müzik Direktörluğü görevini natseverler müzik açısından oldukça yoğun bir hafta yaşıyor. tanbul konserlerinde Richard vastan sonra yurtdışmda turneye yürüttu. Bugün saat 17.00'de Vakkorama'da EmdErdal ikilisi izlenebilecek. Yine bugün saat 19.00'da îstanbul Deviet Senfoni Orkestrası Yusuf Güier Aksöz yönetiminde Atatürk Kültür Merkezi'nde bir "Gençlik Konseri" verecek. Konsere Cem Köse (korno), Bekir Kücükay (korno) ve Ülkü KoGecen hafta Istanbul'dan bir Kurt Moll, per (keman) solist olarak katılıopera yıldızı geçti. 2 Mart 1989 yorlar. İstanbuVda sık sık Perşembe akşamı AKM Konser Salonu'nda ünlü Alman bas Kurt F.nder Aksoy Ormanlar'm piduymaya Moll, Schubert'in 24 liedden oluyano resitali yarın saat 18.30'da alışmadığımız yüksek şan "Winterreise" (Kış Geâsi) Atatürk Kültür Merkezi'nde ızledüzeyde ve kahyerinin nebilecek. İstanbul Belediye Konadlı şarkı dizisinin tümünü seslendirdi. doruğunda bir sanatçı. servatuvan'nı bitiren, Paris'te ve Salzburg'ta müzik çalışmalarını Kurt Moll'u canb olarak ilk kez Moll, Atatürk Kültür sürdüren sanatçı programında Salzburg'da, Herbert von KaraMerkezi'nde Mozart, Beetboven, Chopin. Dejan'ın sahneye koyup yönettiği "Der Rosencavalier" (Güllü ŞöSchubert'in 24 liedden bussy ve Prokofief'in yapıtlarına valye) operasındaki Baron Ochs oluşan Kış Gezisi adlı yer veriyor. rolünde tanımıştım. Richard StraYeni Türkü Müzik şarkı dizisinin tümünü nun konseri de yineTopluluğu'uss'un, Mozart'ın "Figaro'nun yann saat Düğünii" operasından esinleneseslendırdi. 19.30'da Kartal Belediye Sinemarek bestelediği bu operanın komik sı'nda yer alıyor. Gny Touvron tipidir Baron Ochs. Kaba saba, rinde hep sahnededir. Kurt Moll, rolünde izlemiştim Münih'te. (trompet), Serge Boisson (tromtaşralı toprak sahibi baronun tip yaratma açısından oldukça çe Kurt Moll, güçlü kuvvetli, daya pet), Michel Molinaro (korno), gözü hem yükseklerde hem de tin olan bu karakteri, kaba saba, nıklı, ses ve nefes tekniği sağlam, Philippe Cauchy (trombon) ve tüm kadınlardadır, daha doğru bön ve küstah tavırlanyla çok an ses genişliği ve rengiyle sivrilen, Christian Ddange'dan (tuba) olusu eteklik giyen her yaratığı kadın tipatik bir kişi yapabilirdi, oysa pesleri orgun pedal sesleri gibi de şan Lyon Bakır Nefesli Sazlar sanır. Kendinden hayli genç, gü Moll'un yonımuyla baron, bütün rinden tınlayan, tizlerde zorlan Beşlisi ise yarın saat 19.00'da zel ve varlıklı bir kızl'a evlenmeyi bu olumsuz yanlanna rağmen >i mayan, opera şarkıcılığı yanında, MSÜ Resim Heykel Müzesi'nde planlarken bir yandan da her git ne de zaman zaman acınası, hat sül açısından operaya hiç benze izlenebilir. tiği evin hizmetçi kızına sarkıntı ta sevilesi bir insan olabiliyordu. meyen lied yorumculuğunda da Kemancı Suna Kan'ın, Güİay lık eder. Çevresinde oynanan Bundan iki yıl önce ise Kurt kendini gösteren, kısaca İstanoyunları fark etmeyecek kadar Moll'u Baron Ochs'a hiç benze bui'da sık sık duymaya alışmadı Lgurala'nın piyanosu eşliğinde bön ve kendini beğenmişür. Ba meyen bir rolde, Wagner'ın "Die ğımız yüksek düzeyde ve kariye vereceği resital, pazar gunü saat 18.00'de İTÜ Maçka Kampusu G ron Ochs, operanın tüm perdele VValküre" operasındaki Hunding rinin doruğunda bir sanatçı. Anfisi'nde gerçekleşiyor. Bamberg Senfoni Orkestrası'ndan 2 konser Bolıemv alılar Istanbul'da Müzik dolu bir hafta TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Mart DUNYA KADINLAR GUNU.. 1975'TE BUGÜN, B/KL£ŞM/ŞtoiLLen£RÖ6GÜTU *PÛA/y4 KXDWLA8 OÛMÛ " /IAV EDiLM'Çri.. İLK OMÇAK, 185? YtLINDA AME&KA'OA YAPtLMIŞ gig KADIN İÇÇİLBR YÜISvrÜŞÜM£ PAyAlWAKAK,i9iO'DA TDPCAUAN KAOINiAR KONSRESi(KOPSMHAG), B MA&rt "EMEKÇi KAOINl/UZ GÜNÜ*ILAN ETMfŞTİ BAzt &KKIAG OLS4 0A, PÜNYANtN "EG CSKGSİNOe IKİNCf SIMF İŞLEMI GÖS£N KADlHLA&iU EN TEkAEL . Alman basKurtMoll Schubert'in Kış Gezisi'niyorumladı IstanbuPdan yıldız geçti SORUNLARINDAH Bieı "eşir fçe aşir üaeEr"rr/ç. YAMI, SRK£ICL£IZL.E Armı İÇt YAPTIKLAtSJNOA AYNI UCeen ALAB<LM£KTI&.BİNYILLAG BOYUNCA, KO/VP/ÇYÜS 'ÜfJ "KAOtNLAR V£ AÇAĞI HALK TA8A&UAG/, CAHIL, KA&A ıÇGÛOÜLERJ OU4N, EĞrriLMESt GÜÇ YARA7lKLAGC>ie'*.£ÖZÜNDE B/LLUGlAÇAN ANLAYIÇLA DAlf/eANILjHN KACV/VCAÇ IÇ/fJ E*J ÖNtMLl EN6EL , EGKEK. ŞOI/ENIZMİOlR • Nct: Wome*'t LıbQ<t>eitth'«m) : Kadın özşurlügu. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet iktıdara Troçki ne diyx>r? değersiz çıkmasına rağmen bir adamdır. "Şehrimizde buıunmakta olan Sovyet Rusyanın sabık Harbiye nazırı M. Troçki, "Journal" gazetesine gönderdiği diğer bir makale ile siyasi hasmı olan komünist firkası umumi kâtibi ve Rusyada vaziyete en ziyade hâkim olan "Sıalin" e şu suretle hücurn etmektedir. Stalin kimdir? Onu muhtasaran tarif etmek lâzım gelirse denilebilir kı: "Stalin fırkamızın en ziyade göze çarpan mütevassıl bır ferdıdir." Hakikati halde Stalin ameli, ıtidal sahibi ve sebalkâr bir adamdır; Fakat siyasi noktai nazardan tneziyeısizdir. Mevkiı zarfında muvazenenin bozulmuş olmasından ileri "Leninizmin Esaslan" unvanmı geliyordu. Esesan Helvetins, verdiği ve fırkanm an'anelerinin demişti ki: "Her devrin büyük ehemmiyetini ispat etmek şahsiyetleri vardır, eğer onlar istediği küçük eseri hatalarla bulunmıyorsa, icat edilir." doludur. Troçki, bundan sonra, Slalinin Hiç bir ecnebi lisanına aşina her şeye muhalefet ettiğini, dün olamadtğından diğer kara dediğine, bugün beyaz memlekeılerin siyasi hayatmı dediğini, hasmı kendisine cevap takibe muvaffak olmamıştır. veremiyecek mevkide Fikir itibariyle, Stalin, amelî bulunduğu zaman zehirli her türlü icat kabiliyetinden nutuklar irat etıiğini ve mahrum ve bütün faaliyetini Leninin, Stalinin kabalığı ile hiyanetini keşfettığini izah fırkasma hasretmiş bir adamdır. O uzun müddet yalnız etükten sonra diyor ki: "Temmuz "1927 tarihinde Stalin dostları arasında tanınmıştı. şu mes'eleyi ileriye surmüştur: Rolu ikinci veya uçuncu "Muhalifler, bizim derecede idi. Filhakika en emperiyalizme karşı açtığımız muhim rolu der'uhte etmesi, memleketın bir geçiı devresinde mucadelede, Rusyanın za/erinden şüphe mi ediyorlar?" bulunmasından ve bu müddet 8 Mart 1929 Troçki, Stalinin bu sualine cevaben irat ettiği bir nutuktan bazı fıkralanmı naklederek: "Muhalifler Stalinin Rusyanın zaferini temin kabiliyeünde olmadığı fıkrinde midir?" Veresiye körk Mantobr kefâleua 8A> vadcilt kürkçü Haa Beyko tclefon lsundul 1685
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear