Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 MART 1989 CUMHURİYET/1I DUN DUNDUR Ahmet nassın Yıllar DYP Genei Başkanı Süleyman Demirel'in soylediklerini değiştirdı, ama "Üslub"unu değiştiremedi. Demirel, meydanlarda vatandaşlara her zamankı klasik üslubuyla sesleniyor: 'Nassınız? Eyisiniz, eyi" yıllardır dolaştığı meydanlarda "sürekli izleyenleri "ni de hafızasına kaydeden Demirel, zaman zaman kürsüden aşağı eğilerek, "Ahmet nassın?" diye sesleniyor. Demirel tarafından tanınmanın verdiği şaşkınhk içindeki vatandaş, hafif kızanp utanırken, Demirel devam ediyor: "Siz onu tanımazsınız. O bir bağırsa herkesi bastırır." Demirel'in değişmeyen özelliklerinden biri de "lügaf'ı Cümlelerinin arasına serpiştirdiği "eskl Türkçe" kelimeleri yeni kuşak gazeteciler bir türlü anlayamıyorlar. Durumun farkında olan Demirel, kullandığı sözcükten hemen sonra açıklama getiriyor. Demirel geçen hafta Bursa'dan uçakla Ankara'ya gelirken, gazetecilerle her zamartki sohbetlerinden birıni yapıyordu. "Bunlar faka düşmüşler" diye ANAP'ı eleştıren DYP lideri. "1ak"ı açıkladı. "DİE'nin tüketici endeksi 1983te yüzde 31, 1984te yüzde 48, 1985te yüzde 44, 1986da yüzde 34, 1987'de yüzde 38, 1988'de yüzde 75 oldu. İşte bu. sandalyede oturuyorsunuz, biri gelip sizi bu sandalyeden kaldıracak. Cebimdeki en önemli tek kâğıt budur. Enflasyon canavarı yaradanını yutar. Osmanh'da maaşlar altın olarak verilirdi. Devlet zamanla sıkıntıya düşünce, altına bakır karıştırmaya başladı. Sonra altınm yerini bakır aldı. Buna 'mangır' diyoruz. Bunun adı 'cürufu akçe'dlr. Bunlar da parayı çürütmüşlerdir. İki ayda cebinizdeki yüz liranın 13 lirası gitti. Nereye giderse gitsin, cehenneme kadar yolu var' diyemezsiniz ki..." ANKARA Cumhuriyet Ankara Bürosu MİNİ SÛVLESİ 'Çete'yle yaşanan anı yakalamak sloganıyla çıkartıl'an derginin üzerinde de zaten, "Bu dergiyi Nihat Genç ve Hakan Albayrak çıkarmaktadır" denıliyor. Derginin dört sayfasını hazırlayan 20 yaşındakı Albayrak, "Cete"ye ilişkin sorularımızı şoyle yanıtladı: Böyle bir dergi çıkarma fikri nasıl doğdu? ALBAYRAK Ben tek başıma "Doping" diye bir dergi çıkarmak istiyordum, magazin, gırgır bir dergi. Nihat Ağabey de romanını çıkarmak istiyordu. O romanı bastıramadı, ben "Doping"i çıkaramadım. Biz farklı şeyler söyleyecektik. O zaman beraber bir dergi çıkaralım dedik. Yerel seçimlerde kimi destekliyorsunuz? ALBAYRAK Çankaya belediye başkanı adayı Tekbaş'ı. Hakıkaten dalga geçmek istiyoruz. Düşünün Tekbaş diye bir adam var, kendini dünya genel müdürü ilan etmiş. Bu adama Türkiye'den bin tane oy çıksa müthiş bir şey olur. Pat diye seçimi kazandı diyelim, o zaman devlet ne yapacağını şaşırır. Biz, "Deli bir adam gellyor, devleti şasırtın" diyoruz. Bari bu adamlaı gitsinler, ortalık karışsın. Biz Nihat Ağabey ile parti de kurmak istiyoruz. Adı da "Neşeli Türkiye" olacak. HAVASI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Nihat Genç ve Hakan Albayrak, çıkardıkları "Cete" adlı dergide, "tarihe konuşmak" ve "yannlarla ilgili hayal kurmak" yerine, "yaşanan anı" yakalamak istiyorlar. Sekiz sayfalık dergi Genç ve Albayrak arasında ikiye paylaşılmış ve herkes kendı sayfasında söylemek istediğini "yuvariak laflar" etmeden söylüyor. "Herkes başının çaresine baksın" SÖZ MECLİSTEN İCERİ iNATO'dan daha az nükleer başlık ıstemişiz. Türban yetmedi mi? POLONYA BUYUKELJÇISI'NIN ALTINSOY'A MEKRJBU HAFTANIN DILEKCESI Şinasi Nahit Berker PARTIKORIDORU Çalışmayan Meclise fazla mesai TBMM tatitde olsa da mılletvekilleri için çekiciliği sürüyor. Seçim havasına giren milletvekilleri gruplar halinde Ankara'yı terk ederek bölgelerine dağıldılar. Bu nedenle zaten sıkça tatile alışan TBMM bir hafta öncesinden fiili tatile girdi. 290 kişilik iktidar grubu, geçen hafta TBMM'ye en fazla 1820 kişi getirebildi. ANAP'ın TBMM'ye ne pahasına olursa olsun gelen milletvekilleri şunlardı: "Yusuf Bozkurt özal, Hüsnü Doğan, Safa Giray, Cemll Çiçek, Mehmet Ali Bllici, Nevzat Aksu, Nuh Kaşıkçı, İlhan Aküzüm, Talat Sargın, Kaya Erdem, Namık Kemal Zeybek, Recep Ergun, Ülkü Gökalp Güney, Avni Akkan, Galip Demirel." Seçim çevreleri yerine TBMM'ye gelmeyi tercih eden milletvekilleri, hoş bir sürprizle de karşılaştılar. Seçim çevrelerine gıtmeden önce para sıkıntıları olduğunu konuşan bu milletvekilleri bankadaki hesaplarına 1 milyon liraya yakın para yatırıldığını görünce araştırmaya koyuldular. Maaş dışı fazladan yapılan bu ödemenin, milletvekillerini TBMM'ye çekmek için düşünüldüğü öne sürüldüyse de gerçek sonradan anlaşıldı: Kısa bir süre önce çıkan bir yasayla milletvekili maaşlarında emsal alınan başbakanlık müsteşarına her ay belli bir miktar fazla mesai verilmesi öngörülüyordu ve milletvekillerine yansıtılan fazlalık da buradan kaynaklanıyordu. Normal mesailerini bile yerine getirmekte "güçlük çeken" milletvekillerine fazla mesai verilmesi, olayın anlaşılamayan boyutu olarak kaldı. ANAP Teşkilat Başkanı Oltan Sunguriu, genel merkezde kendisını bekleyen "tehlike"yi önceden öğrenseydi. kuşkusuz o gün partıye gelmemeyi yeğlerdi. Anayasa Mahkemesi turban serbestliğini iptal edince, Türk Kadınlar Birliği Başkanı Ayseli Göksoy, sabahın erken saatlerinde yanına derneğin kadın yöneticilerini de alarak ANAP Genel Merkezi'nın kapısına dayandı. Göksoy ve beraberindekiler, Sungurlu'yu türban konusunda "hamama girmekten beter" ettiler. Gürsoy, Sungurlu'yu sıkıştırdı. "Biz de Müslümanız, ama bunlar kendileri dışında kimseyi Müslüman olarak görmüyorlar." "Biz çocukken türbanı ve çarsafı sadece okul dergilerindeki resimlerde görürdük." Sungurlu "zoraki defansta" kalarak ışi espriye döktü: " Hacıbayram'a gidiyoruz diyorsunuz, nerede başörtüleriniz bakalım?" Ayseli Göksoy ve yanındaki hanımların, "yanıtı" çantalarının içindeydi. Göksoy, siyah deri çantasından kırmızılacivert ipek eşarbını çıkarttı. "İşte, dedi, burada Sayın Sungurlu" Kadının fendi böylece bir kez daha erkeği yenmişti. Çantadaki başörtüsü TBMM Dilekçe Komisyonu'na baharla birlikte, yurtiçinden, dışından "dilekçe yağmuru" başladı. Komısyona ulaşan çok sayıda dilekçe arasından bazılannı duyurmak istiyoruz: "Köyümüzün ulaşım ihtıyacının karşılanabılmesi için Erzurum mavi treninin gidiş ve dönüşünde Eriç Istasyonu'nda bir dakika durmasını saygılanmızla arzederim. Remzi Vfef/ŞrV/n Mavi trenle bir dakika ErzincanKemah Atma Köyü." Remzi Yetişkin'in bu isteği Ulaştırma Bakanlığı'nca yerinde bulundu ve gereği yapıldı. Mavi tren artık Eriç Istasyonu'nda "bir dakika" duruyor. Polonya Büyükelçiliği'nin demir parmaklıklarından "Ankara Belediyesi Mikrobu"nuntabelası. SELCDİVE HEMC1 ALTIHSOV SIYASET KUL1S1 TürkPolonya ilişkilerinde mikroplu sular Demirel TRT'ye karşı flrttara'nın ^ Buyük ( t a e r l n i z atatOrtun heplnlre eonet s t t l Ş l «* b i r kaç keı yaraLştM.Bugüne de* ne Bir soruç,n« de cevap a l s b l l d i » . Bar^ev.lıe afcsn Kavrtclı DeresL s u l a r ı t&hçvmlzdr geçlyar «ns hudutları.>*tı dîçınde bir tıkanıklıtt yuiundcn t ^ ı p b ^ ç e K İ z l . a ^ a ç l s r t B i z t . t e n t s kortuKizu t * ı r l p mlyorHetlcpsİnde şehrln IVICHIİ ntfttssında yeıtl tMıiaUı l a r a r l ı v« ço* v l r : İr M« MviZBra ortaya Çiknrtttadir.StnaerMİpyh.nlta^ »ulttı 'BnelızBs^on sularıyîa knrıçıp açıktü hsliyor w« Hnkat« '•sJ : " ' n ^afilıijt sçısıra}9i çok t*ill«eLl b i r nikr=p yuvası olusturuyor, DI? 1 V 1 y 9fi 1 nı.^ r^Bzıi r LCASI r*3 L ' 9 2 yc^L Lf^ss Efol X C k ^rvJ lttr 1 ç 1 o &srvçv^ı 7 \ n u «y T K 6 B büyütt Slr kısmır.ı üomuelyetp vermlştir.Vol lar »Spılöl saa s l l t a k l rfık.Vant , y « l ı 5 ı » ı r lylltŞİr: nUeafBtım bu »eki 1de gBrüsonjf. ta*uiy» gerekll t * * U d e yapılı«adığındBn yufeerıd* 0shwttlÇi« *al i l e « 3 r ? ı kar?ıys PETEK'IN IÇINDEN İcraat döküldü Petek'te "icratın içi döküldü". YSK'nın "icraatın İçinden"i yasaklamasından sonra, ANAP, "ıçini dökme"nin başka yollannı aramaya başladı. Çareyi, bir süredir yayınına ara verdiği parti yayın organı "Petek"i yeniden çıkartmakta buldu. Petek'in "Gelişen Türkiye" özel sayısında, Başbakan Turgut Özal'ın başyazısı da yer aldı. Özal yazısında, "Gelir mahalli idarelerimizi guçlendirme hamlemizi beraber devam ettirelim. Gelin, bu iyilikler ve güzellikler tablosunu birlikte tamamlayalım" diye oy istedi. Gazetede, çukurlarla dolu sokak ve caddelerde "slalom" yapmadıklan anlaşılan vatandaşların görüşleri de yer aldı. işte bunlardan birkaçı: Mustafa Atay (Öğretmen): "Şehirlerimizde her gün yeni, güzel şeyler yapılıyor." Hatice Kutlu (Ev Kadını): "Beledıyelerin yaptıkları kavşaklar ulaşıma asırlık çözüm getirdi." Hasan Şentürk (Serbest Meslek): "Yeni yapılan konutlarla şehirlerimize adeta yeni şehirler eklendi." Petek'te "Şehirler fantezi kaldırır" başlığı altında, başkentlilerin Ankara'nın "erkeklik sımgesi" olarak adlandırdıkları döner kuleye geniş yer verildi. Türkiye'nin konut ve altyapı sorunlarına çözüm getirildiği öne sürülen gazetede, "dünbugün karşılaştırması" yapılarak, bazı yerleşim birimlerinin eski ve yeni fotoğraflarına yer verildi. Bu fotoğraflardan "Dün" başlığı altında verılenlerin ise, "tarih öncesi'nde çekildiği yaygın söylentiier arasında. Polonya Büyükelçisi Miroslavv Palasz, 1960'h yıllardan bu yana diplomat olarak çalıştığı Ankara'da geliştirdiği Turkçesini Ankara Anakent Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy'u büyükelçilik bahçesındeki mikroplu sular konusunda uyarmak için kullanıyor. Giriştiği görkemli "anıtsal" yapılara rağmen başkentlilerin yolda yürürken her an bir çukura düşme tehlikesi ile karşı karşıya olmalarına duyarsız kalan Sayın Altınsoy'a gönderilen 3 Mart 1989 tarihli bu ibret verici ve hazin mektup aynen şöyle: Bu rıtjsusta g n i t e m l ş olrlu^nuz hsrefeetsLzllk jnlpnefcsel rtostlu^a ds yBklçaoıaz. "Bbarcı d l p l m t l s r tmvıt'Bu blr î u r t l y * i l e Poloryv araaiMjaki T Qr* lşldlr.&aî*a b i r şrMldfe gervktlrrap?, ılanaj.* diyp B^;ylk.yarlsr ise de.ben köklü b i r lürk dostu alduğuMlan b0yl« ü t r ısnıtı asia kabul edeiim.Tapılacafc i ş uraktır.nAylc b l r t a t s t ı t ı f ı 8 i l q n » r i n t ı ı ve v e t M l e r l n l ı v arz ederi». Ihtilal sevdalıları Türkiye'de ihtilal yapmak suç ama kutlamak serbest. "İhtilalci" bir millet olarak bu yıl, Fransız ihtilalini kutlamaya hazırlanıyoruz. "ihtilallerin babası" olarak nitelenen Fransız ihtilalinın 200. yıldönümü Türkiye'de de yıl boyu çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Etkinliklerin, başkanlığını cumhurbaşkanlığı için adı geçen vahit Halefoğlu'nun yaptığı "TürkUlusal Komitesi" organize edecek. Komite'nin üyeleri ise şöyle sıralanıyor: Akerman Berat, Akgün Sermet, Akşin Sina, Aksoy Erol, Akurgal Ekrem, Alaton İzak, Alnıaçık Raik, Batu Hamit, Bozer Yüksel, Büyükerşen Yılmaz, BASKEMTTEYASAIvi Çevik Namık, Cin Halil, Demircioğlu Cem'i, Dikmen Orhan, Doğramacı İhsan, Duna Cem, Eczacıbaşı Nejat, Esener Turhan, Fişek Hicri, Fişek Şadan, Garih Üzeyir, Günver Semih, Gürsoy Ferihan, Gürün Gencay. Halefoğlu Vahit, İnan Tuğrul, Kamhi Jak, Kıraç İnan, Kırca Coşkun, Kocatopçu Şahap, Kuruç Bozkurt, Mentese Turgut, Oğuz Orhan, Öktem Niyazi, Özsan Mithat, Öztekin Mukadder, Rouleau Eric, Sayılı Aydın, Serin Necdet, Sinanoğlu Sinan, Soysal İsmail, Soysal Mümtaz, Şimşek Hikmet, Tacar Pulat, Toğrol Ergün, Toker Metin, Turan ilter, Turan Şerafettin, Türkmen İlter, Tüzün Nejat, Vardar Berke, Yavuz Ünsal, Yayla Yıldızhan, Yenişehirlioğlu Şahin, Yücel Tahsin, Yücel Yaşar. DYP lideri Süleyman Demirei'i TV'de izleyenler, sürekli dört bir yanına döndüğüne, elini kolunu salladığına tanık oluyorlar. Demirel konuşurken sol omuz hizasına getirdiği sağ kolunu, yarım çember çizerek sağ tarafına getiriyor, sonra da başını kaldırarak ufka bakıyor. Hemen ardından yüzünü sağa, sola ve arkaya çeviriyor... TV'den bu "esrarengiz davranışların" perde arkasını görmeye olanak yok. Perde arkasını, Demirel'in seçim otobüsündeki gazeteciler gördüler: TRT son kararlarıyla, liderlerin konuştukları kalabalığın gösterilmesini yasaklamıştı. Liderler ekranlardan "vesikalık fotograflardaki glbi" görüneceklerdi. Bunun üzerine Demirel de çaresini bulmuştu: Sağına soluna ve arkasına dönerek, dört bir yanıntn insanlarla çevrili olduğunu aniatıyor, ufka bakarak kalabalığın derinliğine işaret ediyordu. Kolunu soldan sağa doğru savurması ile de kalabalığı tarayarak bu hareketleri bütünlüyordu. FİSKOS Gazete alerjisi Kulislerdeyalnızca politikacıların kendileri değil, anneanneleri de konuşuluyor. İşte bir tanesı: Biliyor musun? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut'un annesi Rahime Aykut'un alerjisi var. Geçen yaz bunun için Numune Hastanesi'nde tedavi gördü. Sorduk: Yapma, ne alerjisi? Gazete kâğıdı alerjisi. Rahime Aykut Hanım sabahları eline gazeteyı alınca alerjisi canlanıyormuş. YSK'dan TRTye ret ANKARA (AA) Yüksek Seçim Kurulu, siyasi partilerin seçim faaliyetlerinin radyo ve TV'den yayını kohusunda, kendisinden "illte karan" almasını isteyen TRT'nin başvurusunu reddetti. TRT, 6 martta YSK'ya başvurarak, "seçime katılan yedi siyasi partinin des«çim faalivetleriııe radyo ve lelevizyon haber biiltenlcrinde yer verilip veriimeyeceği, bu şık kabul edilmezse, radyo ve televizyonda konuşma hakkı tanınmış olan beş siyasi partinin seçim faaliyetlerine radyo ve televizyon haber bultenlerinde yer verilip veriimeyeceği" konusunda ilke karan almasını istedi. YSK'nın bunun iızerine aldığı kararda, "kunılun, TRT haber bültenlerinin secim çalışmalari)la ilgili bölümü için bir yayın duzeıriemesi yapmak görev ve yetkisi bulunduğu düşünülemez" denildi. Kararda, kunılun daha önceki düzenlemeleri de kanunlarda gösterilen biçimlerde yaptığı kaydedildi. Ret kararında, "Yüksek Seçim Kurulu'nun ve gerçek kişüere, ve de kamu karura ve kurulnslanna belli bir konuda görüş bildirmek görevi olmadığı gibi, Yüksek Seçim Kunılu'nun ilke karan almak yetkisi de kendi görev alamıtda bulunan çalışma konolarıyla sınırlıdır" ifadesine yer verildi. Ecevit, Zonguldak'ta konuştu: SHP, ANAP'ın yedeğidir kalabalığın büyuk bölumünün tepkisiz bir bicimde Ecevitler'i yalnızca izledikleri dikkati çekti. Ecevit, Zonguldak Stadı'nın yanındaki Galip Demirel alanından hemşerilerine seslendi. Ecevit, alana çevik kuvvete mensup polislerin kordonu altında geniş güvenlik önlemleriyle girdi. Ecevit'in Zonguldak'ta bir önceki mitingine oranla daha az bir kalabalık topladığı bildirildi. Ecevit, son genel seçimlerde DSP'nin Zonguldak'ta birinci parti olmasına karşın TBMM'ye temsilci gönderememesinin seçim sisteminden kaynaklandığını anlatarak başladığı konuşmasında, Zonguldakiılar'a "DSP'ye gösterdiğiniz ilgiyi 26 Martta daha da arttıramazsanız, birinciliği kaybedebilirsiniz" diye seslendi. Ecevit, önlerindeki engellerin devam ettiğini, ancak basının DSP gerçeğini ucundan ucundan görmeye ve duyurmaya başladığını kaydederek DSP'nin Özal'dan yardım aldığı iddiaları ile ilgili goruşlerini şöyle açıkladı: "Biz fakir halkın fakir partisiyiz. jftiralar yapılıyor. 'Özal'dan yardım alıyor' diyorlar. DSP yardımı devletten alıyor. SHP alınca devletten alnıış oluyor, biz alınca Özal'la işbirliği deniyor. SHP holdinglerden yardım alı>or. Belki de dışardan birtakım vakıflardan dolaylı bicimde alıyor." DSP Genel Başkanı Ecevit, ANAP ve Özal'ı eleştirirken de özelleştirme uygutamalanna değindi ve şöyle konuştu: "Özelleştirme adı altında Türkiye'nin sömürgeleştirilmesini, halkın yoksullaşmasını önleuıenin yolu, bir an önce Özal'ın kendisini özelleştirmek, yani Özal'ı özel sektördeki eski yerine geri goodermektir. Ama, özel sektör kabul eder mi, etmez mi, onu bilemem. Çünkü özel sektörün ciddi işadamlan da Özal'dan yaka silker hale gelmiştir." Bu sırada kendisini dinleyenlerden biri, "Amerika'ya gider" diye bağırınca Ecevit, "O belli olmaz. Sizin darbenizi yedikten sonra Amerika >üzune bakar mı, bakmaz mı belli olmaz. Her şey size bağlı" dedi. Ecevit, Özal'ın sağda mı, solda mı bulunduğunun belli olmadığını bildirerek "Ama Sayın Özal baktı ki işler sarpa sarıyor, kendini spora verdi. Futbol Federasyonu Başkam'nı kendisi belirleyecek, yerel seçimlere iki hafta kala maç için Köln'e gidecek. Sayın Özal ne sağcı, ne solcu. futbolcudur futbolcu" dedi. Bülent Ecevit, SHP'yi hantal bir otobüs olarak nitelediği konuşmasının son bölümünde, SHP otobüsünün direksiyonunda iyi niyetli bir şoför olduğunu, ama direksiyona başka ellerin uzandığını söyledi. Zonguldak'ta konuşan DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, seçim sistemi için anlaşmakla suçladığı ANAP ve SHP'nin "kendi kazdıklan kuyuya" düşürülmesini istedi. Ecevit, özelleştirme adı altında Türkiye'nin sömürgeleştirilmesini önlemek için de "Bir an önce özal'ın özelleştirilmesi, özel sektördeki eski yerine gönderilmesi gereküğini" söyledi. HAKKI ERDEM ZONGULDAK DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, seçim sistemini "eşkıyalık" diye niteleyerek, A N A P ve SHP'nin "öniimüzdeki seçimlerde kendi kazdıklan kuyuya düşürülmesini" istedi. Ecevit, özelleştirme adı altında TürkRenkli konvoy OYP Genel Başkanı Süleyman Demirel dün Adana Havaalanrna ındikten sonra siyah fötr şapkasına iye'nin sömürgeleştirilmesini önkaza ıle çay döküldü. Demirel. ıslak şapkası ile Adanalıları selamlamak zorunda kaldı Demirei'i havaalanından kente lemek için de "Bir an önce Özalın özelleştirilmesi, özel sektördegelirken renkh bir konvoy karşıladı. (Fotoğraf: Ramazan Şanıvar) ki eski yerine gönderilmesi gerektiğini" söyledi. DSP lideri Ecevit dün yıllarca milletvekilliğini yaptığı Zonguldak'ta konuştu. Uzun bir araç konvoyuyla Zonguldak'a giren Ecevit, burada da SHP'yi eleştirdi ve SHP'nin, ANAP'ın alternatifi değil, yedeği olduğu görüşünü savundu. Zonguldak'ta "Özal derdinden, SHP şerrinden kurtar bizi Ecevit" pankartıyla karşılanan DSP lideri Ecevit, kente girişi sırasında yol boyunca toplanan vatandaşları, "Hoşbulduk hemşerilerim" diyerek selamladı. Ecevit, yardımcısı eşi Rahşan Ecevil'le birlikte seçim minibüsunde Zonguldaklılar'ı selamlarken, özellıkle çarşı içinde oldukça büyük bir kalabalığın toplandığı gözlendi. Ancak, bu ERBAKAN: ANAP iflas etmiştir ELAZIĞ (Cumhuriyet) Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, ANAP iktidarının uygulamalarını eleştirerek, "Bunlar ancak turistlere garsonluk yapar" dedi. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan dün Türk Hava Kurumu'na ait 20 kişilik bir uçakla geldiği Elazığ'da partisi tarafından düzenlenen açıkhava toplantısında konuştu. Konuşması sık sık "basörtü açılmaz", "mücahit Erbakan", "lider ülke, uşak değil", "zulüm bitecek Refah gelecek" biçimindekı sloganlarla kesilen Erbakan şunlan soyledi: "Biz iktidarken 70 fabrika yaptık ve bitirdik. 130u ise yanm kaldı. Biz zamanında ağır sanayiye önem vermiştik ancak, simdiki hükümet monlajcılıklan başka bir şey yapmıyor. Bunlar fabrika yapıp, çalıştıramazlar. Bunlar ancak turistlere garsonluk yapar. Zam ve zulümden başka bir şey yapmayan ANAP iktidan iflas etmiştir. Paralan Yahudilere akıtıyor, yatınm yapmıyorlar." Türkiye'nin AT'ye girmesiyle 400 milyonluk Hıristiyan âlenıi içinde eriyeceğini vurgulayan Erbakan, "Biz AT'ye girdikten sonra Israil de topluluğa müracat edecektir. tsrail bizi beklemektedir. Biz eger bir topluluğa girmek isli)orsak önümüzde 1.5 milyarlık tslam âlemi var" diye konuştu. Demîrerden meydana çağrı yerden patlatacağını belirtti. Demirel, "Bugünkii iktidar sola daADANA Demirel, Uçak'ta yanan bir iktidar olsaydı, her şeyi gazetecilerle sohbet ederken, 26 çok kolay çözerdik" diye konuşMart'ın çok sürprize gebe olduğu tu. nu vurgulayarak, bunun aksi soSeçim otobusü "Süvari"nin nucunda surpriz olacağını söyle üzerinden Adanalılara hitabeden di. Adana mitingini çok i> i bul Demirel, uzun süredir kurak olan duğunu ve çok moral aldığını kay Adana'ya Tann'dan bereket dilededen DYP lideri, bir soru üzeri yerek başladığı sözlerini şöyle sürne "SHP'nin şansı DSP ne kadar dürdü: bölecek ona bağlı" dedi. Gezilerinde kuçuk ilçeleri çok canlı bul"Türkiye altın devrini yaşasa duğunu ve vatandaşın çektiği sı vatandaş bu meydanlan doldurkıntının politika ve politikacıyı ye maz. Dolduruyorsa bunun nedeniden aranır hale getirdiğini anla ni dertlir. Halkın cefada olduğu tan Demirel, siyasetin sürekli sı ülkede ıstırap vardır. Yurekleri yekıntıyı kaldırmayacağını ve bir tiyorsa meydana gelirler. Adana BETÜL UNCULAR mevdanlara sığmıyor. Ben 35 senedir Adana'nın hizmelindeyim. Cefada iseniz gelin, çare bulalım. Bu meydanlar elinizde olduğu sürece hakkı, hukuku. adaleti kimse senin elinden alamaz." Demirel, Ankara'ya dönerken Adana Havaalam'nda Ankara'dan gelen SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal ile karşılaştı. Demirel ile Baykal, birbirlerini öperek hatır sordular. Baykal, "Sizi uğurlamama izin verir misiniz? Siz gidiyorsumız, biz geliyonız. Yani bu meydanlar boş değil" dedi. Demirel, bu sozleri onaylayarak Baykal'a başarılar diledi.