26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 ARALIK 1989 HAVA DURUMU Adana M e t e o f O l o j ı Genel Mudurtuğu nden alnan bügıye göre, yurdun kuzey kesmlen parçalı bulutlu Marmaranın doğusu Karadenız ıte Iç Anadohı'nun kıcey baOsı yaflmumi ötekı yerier parçalı u botutlu geçecek Yurdun ıç ve doju kesjmiennde satoah saatennoe yer yer yoJun olmak üzere se görulecek. HAVA SlCAKLIĞI: De*şmeyecek. RÜZGAR Güneybaft ytinfefrien haM ara sıra orta ku»vette yurdun gunaytae (asimierinde yer yer kuvvethce esecak. OenelerirraaJe j u ı s e anında 35 km cjotayında bulunacak Van Gâiü'nde hava Parruzgâr K ı t * ve lodostan 35 Karadenc çalı bulutlu geçecek Ruzgar kuzey ve batı yönlerden orta kuvvette de 67 kuvvetinde saatte 1021 Karade esecek Gol kuçük dakjalı olacak Görüş uzaklıgı 510 km dolayında niz'de 2733 deniz rrit hızb esecek. De bulunacak. ne muted* datoali oöcax Daıga yuksekIİ0 0 5 ila 1 5 Karadene acıklannda yer y e r 2 3 m e 1 r e g o r ü ş u a k l ı ö ı 1 0 k m yo jffc açık TURKIYE'DE BUGÜN A Adapazarı Y Adryaman A Afyon A S Ağrı Y Ankara A Antakya A Anbtya Y AıtMn A Aydın B Bafckcsr Y fttec* S Bmgö! S B«s Y Botu Y Bursa CanaKtate B Y Çorum A Dencl 18" 6° Dıyarbakır A B 10° S 17" 4°ErOTcan S 9* C E m f u m 5° UoEskışeNr Y 8° 0°Gaaanlep A Y 17" 8 o uresun 18" 4° Gumuşhane Y 9" 2°Hal*ân S 18° 5°lsparu A 13° 2°lstanlıul Y 10° 3°izmr A 3°5°Kars S 4°4° Kastamonu Y 10° 0°Kaysen S 12° 3° Kjrkarelı B 12° 8°Konya S 7° 1°Küöhya A 15° 2°MalaIya S 12°4°Marasa 10° 5°KMaraş •4° 10°Mefsn 6° 18°MuJla 8° 0°Muş 16° 2°NıJde 16o10°CWu 0°7° ftae 5° 5° Samam 7°3° Sıırt 11° 7°Sınflp 16" 5°Sıvas 4°7° Tetarda{ 7°1°Tratewı 3°3°Tuneek 10° 6°Uşak 4°3° Van A A A S S S Y Y Y A Y S B Y S A S S 6°4°Zonguldak Y 1 4° 4° 2° 15° 8° 18° 2° 17»S° 3«4« 3"10° 16° 10° 16° 10° 16° 2° 11" 7° 16° 4° 0" 6° 10° 10° 16°5° 4° 1° 14°5° 4°3° 2° 9° '*» Kopenhag ıdra Helsınkı Lenıngrad 5. DUNYA'DA BUGUN MUSTAFA EKMEKg ANKARA NOTLARI Göz Önünde, Gözaltında Aydınlar (5) CUMHURİYET/15 , l / Maürıd Q.ızt>on •Beriin «Parıs. * â . ^ r . «Vıyana . .,/y «Belgrad f Cezây.r ^ ^ bututiu ' ^ * N T ,A«nj Tunus ;Q': Aaçık B6ulu«u Goüneşlı Kkart Ssısk YyaOmurtu BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Emeği n temel değer olaıak değerlendirildiği toplum. 2/ Kısır olan kadın ya da dişi hayvan. 3/ Türkçede ilgi adılı... Genellikle içine kuru üzüm konularak yapılan tatlı çörek... Aktinyum elementinin simgesi. 4/ Ters, karşıt... Isviçre'nin en önemli akarsuyu. 5/ Bazı ağaçlardan elde edilen ve eşyalan süslemeye yarayan bir çeşit zamk... Deterjan üretiminde kullanılan lineer alkol benzen'in kısa yazılışı. 6/ Hatay ilinde bir göl ve ova... Eski dilde şarap kabı. 7/ Bir cetvel türü... Satrançta özel bir hareket... Güzel sanat. 8/ Karbonatlı kumtaşi. 9/ Bir işe girerken, kendi için güvence doğuıacak bilgi ya da kefd yerine geçebilecek ad verme. YUKARJDAN AŞA&YA: 1/ Yürüyen merdiven. 2/ Yerine koyma, yerine kullanma. 3/ Galyum elementinin simgesi... Kayak... Manganez elementinin simgesi. 4/ Argoda liraya verilen ad... Kır koşusu. 5/ Güreşte bir oyun... tspanyolların sevinç ünJemi. 6/ Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi... Dekorasyonda ve modacılıkta kullanılan deri taklidi sentetik malzeme. 7/ Bir renk... Bir çeşit Ingiliz birası... Samaryum elementinin simgesi. 8/ Tekerlekli kara tasıtı. 9/ Yurdumuzun kuzeydeki en uç noktası olan burun. TARITŞMA Öğretmen Yeterlik Sınavı Yeterli mi? Öğretmen olmak isteyen adaylar içinden bu mesleğe uygun olanlan saptamaya yönelik bir eleme yapılması da gerekebilir. Ancak kanımızca bu seçimin eğitim sürecinin sonunda değil, öncesinde yapılması daha doğru ve sağlıkh bir yaklaşımdır. Ssrym Bakan Avni AkyoJ'un öğretmenlik ile ilgili son demeçlerinden birinde nitelikli öğretmen yetiştirmek amacıyla 'yeterlilik smavı'ndan vazgeçilmeyeceği bildirildi. Çağdaş dünyayla bütünleşmede eğitimin rolü ne denli büyükse, eğitimin temel öğesi öğretmene de gereken özenin gösterilmesi o denli önemli bir zorunluluktur. Bu bakımdan Saym Bakan'ın 'nitelikli öğretmen yetiştirme kaygısına' katılmamak mümkün değil. Ancak yeterlilik sınavı uygulaması, öğretmen eğitimine verilen önemin bir gostergesi değildir kesinlikle. Tam tersine, bugünkü biçimiyle yeterlilik sınavı, öğretmen yetiştirimine gereken özenin gösterilmediğinin bir kanıtıdır. Sorunlar doğru biçimde ortaya konulmadıkça, çözümlenemezler de. Yeterlilik sınavı uygulaması öğretmen yetiştirme sürecinde var olan sorunların yarattığı bir sonuçtur sadece. Nitelikli öğretmen yetiştiriraini temelden engelle>'en sorunların yaratuğı bir sonucu, bir çözüm gibi görmek ve sunmak da doğru olmayan bir değerlendirmedir. Milli Eğitim Bakanlığı, her yıl açtığı yeterlilik sınavlarıyla gereksinim duyduğu sayıda öğretmen alıyor. Peki, bu gereksinim fazlası öğrenciler öğretmen yetiştiren kurumlara niçin alınıyor? 'Ne olursa olsun, ama kontenjan artsın' düşuncesiyle alınan öğretmen adaylan, öğretmen olarak çalışma olasılıklannın çok az olduğunu biliyorlar. Bu durum, onlan başka alanlara kaydırdığı gibi, öğretmenlik eğitimine ve mesleğine duyabilecekleri ilgiyi de olumsuz etkiliyor, böyle bir isteğin gelişmesini biie önlüyor. Tüm bu olumsuz koşullara karşın öğretraen olma isteğini yitirmejen, bunun yanı sıra biz eğiticılerin değerlendirmesinde de nitelikli öğretmen bilgi ve becerisine sahip öğretmen adayları da "bilinmeyen aedenlerie' yeterlilik sınavı aşamasını aşarnıyorlar. Açıkçası, elindeki diplomaya karşın bir türlu öğretmen olamıyor, hep öğretmen adayı olarak kalıyor ve öğretmen adayı olarak başka bir alanda çalışmaya başlıyorlar. Bu durumda öğrencilerin ve eğiticilerin dört yıllık emeği boşa gitmiş oluyor. Ülkemizin, mesleğini gerçekten severek yapan, çağdaş düşüncelerle donanmış öğretmenlere gereksinimi vardır. Toplumları yönlendiren ve biçimlendiren bir öncü kesimdir öğretmenler. Ve bunu gerçekten yapabilecek olanlar bu görevi üstlenmelidirler. Bu bakımdan öğretmen olmak isteyen adaylar içinden bu mesleğe uygun olanlan saptamaya yönelik bir eleme yapılması da gerekebilir. Ancak kanımızca bu seçimin eğitim sürecinin sonunda değil, öncesinde yapılması daha doğru ve sağlıklı bir yaklaşımdır. Öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumları ile Milli Eğitim Bakanlıgının işbirliği yaparak gereksinim duyulan sayıda öğrencinin bu kurumlara alınması, kontenjanlann buna göre belirlenmesi, yeterlilik sınavı uygulamasıru ortadan kaldıracaktır. Öğretmenlik bir yetenek işi olduğuna göre daha eğitimin başında bir seçme sınavı uygulamasıyla öğretmen olmaya gerçekten istekli ve yetenekli adaylann belirlenmesi yoiuna gidilmelidir. Öğretmen yetiştiren kurumların amaçlarına erişmeleri ancak böyle sağlanabilir. Nitelikli öğretmen yetiştirmenin yolu budur. Eğitimin sonunda yapılan yeterlilik sınavı uygulaması ise uygulanan sistemin yarattığı sonuçtan öte bir şey değildir. Bu uygulama dört yıllık emeği ve zamanı hiçe saymaktır. İ.Ü. Edebiy^t Fakültesi Yabancı Diller Eğitim Bölümu Almanca Anabilim Dalı Ögrencikri 60 Y I L ÖNCE CumhurİYet Casus Lavrens 24 ARALIK 1929 Suriye'de, Arabistan'da, Efganistan'da tahrikat yapmakla meşhur tngiliz casusu Lavrens'in bir zamandan beri tran ve Irak çölleri arasında bulunduğu haber alınmıştır. Tahrikatin tran aleyhinde mi, yoksa Türkiye aleyhinde mi olduğu henüz anlasılamamıştır. Vaziyet bittabi hukumetin nazarı dikkatinden kaçmamıştır. Lavrens'in Revandiz'de olduğu anlaşılmıştır. Revandiz Musul civarında ve hududumuza yakın bir mahaldedir. Yerli ilaçlar Türk Eczacılar Cemiyetinin heyeti umumiyesi önümüzdeki çarşamba günü saat 14'te Cemiyet merkezinde toplanacaktır. Bu içtimada bühassa Avrupadan gelmesine lüzum olmayan ilaçlann ithalinin meni ile yerli ilaçların kullarulması raeselesi goruşülecekür. Eczacıhğa ait basit forrnüller şehrimizde yapıldığı cihetle bunlann hariçten gelirılmesi luzumsuz görülmektedir. Burada imali kabil olmayan ilaçlann Avrupadan gelmesi zaruridir. Tamamirle olomatik y«ni pedal makinesi Eczacılar Cemiyeti hükümetin yerli ilaçları himayesini de temin için hükümet nezdinde teşebbüsatta bulunacaktır. Doktorlanmızın yerli ilaç yazmaları meselesi hakkında Dr. Tevfik Salim Paşa dün kendisi ile görüşen bir muharririmize demiştir ki: " Hekimlerin yaptıracagı muhim tasarruflardan birisi, ekserisi pek pahalı olan "Patent" ilaçlann yerine aynı eN'safı haiz ve bir kaç misli ucuz olan mümasil ilaçları yazmaktır. Tabedilmekte olup yakında intişar ve hazirandan itibaren meriyete geçecek olan Türk "kodeks"i hekimlerin ve eczacılığın bu sahadaki mesaisini fevkalade kolaylaştıracaktır." Diğer taraftan Eczacılar Cemiyeti de bilhassa Beyoğlu'nda bulunan yabancı doktorların, yerli ilaçlara tercihan Avrupa ilaçlarını yazdıklarını söylemiştir. Suriye sonınu MGKda Milli Güvenlik Kurulu bu hafta Suriye sorununu görüşecek. Milli Savunma Bakanı Giray: "Askerter kendi dönemlerinde yapmadılar, şimdi dayatıyorlar..." Bankn fareleri Bir banka nasıl dolandırılır. Hem de defalarca. Teknik bir soygunun tüm öyküsu. Donıktakiler '89 Nokta'nın bu yıl 6'ncısı yapılan Doruktakıler '89 anketinde okurlarımızın seçtiği "birinci'ler ödüllenni aldılar Kimlik kartlan ve kendi seçtıklenyle Nokta'da. KISKANÇLIK noK CİNAYETLERİ KKKANCUK CMAYE1İERİ Kıskançlık cinayeti failleri hasta mı? Heldtnleri ve hukukcuları tartıştıran bir konu. Uzmanlar hapishanelerin taranarak, bir hezeyan sonucu eşini öldüren katillerin hastanelere kaldırılması gerektiğini ileri sürüyorlar. Nokta, hekimler, hukukçular ve hasta katillerle görustu. "...Aynı gece bıçaklayarak öldurdum. Bir an çok korktum. Onu öyle görunce hasta oldum. Kaçtım..." 30 Y I L ONCE Cumhuriyet 'Kim' kapatıldı 24 ARALIK 1959 Kim dergisinin Vatan Gazetesiyle birlikte lasdik edilen Pulliam davaiarındaki mahkumiyet kararı ancak dergınin çıkış günü olan, dün ilgililerıne tebliğ edilmiştir. Hazırlık masraflarının heba olmaması diişüncesıyle yayınını tatil etmiş olan Kim dergisi böylece dünden itibaren bir ay müddetle kapanmış bulunmaktadır. Aii Ihsao Göjuş Bilindiğı gibi Kim dergisi de Amerikalı karıkoca Pulliam'larm memleketimizle ilgili tenkit makalesini iktibas etmişti. Bu makaiede Başbakanın küçük duşürüldüğü iddia edilerek ve Menderesin muvafakatile dava açılmıştı. Aynı davada da derginın mesul müdürü ve imtiyaz sahibi olarak 16 ay hapis ve 4 bin lira para cezasına mahkum edilmiş olan Şahap Balcıoğlu'nun infazla ilgili davetiyesi de postalanmıştır. Derginin kapatılmasına ait ilamını, derginin halen mesul müdürü ve yazı işleri müdürü Ali lhsan Goğüş tebellüğ etmiştir. Bu hususla ilgili zabıt tutulurken gazetelerin foto muhabirleri birdenbire odayı doldurmuş ve olayı fotoğraflarla tesbit etmişlerdir. Davanın kurbardarından Şahap Balcıoğlu meraurlara, kendisine ait kararın ne zaman tebliğ edileceğıni sormuşsa da yeterli bir cevap alamamıştır. Türic solunda Leninizm Murat Belge, Haydar Kutlu, Yalçın Kuçük. Ertuğrul Kürkçü, Aytar ve Perinçek Stalinizm. Leninizm ve Türkiye'de sosyalizmin geleceğini tartışıyorlar. • TRTtfe Cem Ouna döneminin tüm dizileri yaymdan kaldınlıyor. Levent Kırca. '99 da "dinlenmeye'' alındı. • Kadın evleri: İstanbul'un uç yakasında dayanısma ve "kadınlığı paylasma" amacıyla kurulan kadın mekânlan. • Konya'nın Refab Partili Belediye Başkanı'ndan Yeşilci eylem çağrıları. Semra Özal icin talihsiz yıl... Oğlak burcu, Ikizler ve Terazi burcundakıler için 1990 yılı olumsuz geçecek. Astrologlann kehanetleri. Emekli öğretraen, yazar Nfecihi Tımuroğlu, emniyetteki "hücre"yi anlatıyor. Kbnuşmamızın sonunda, "Bir tane sandalye verseler de otursak, o da yok!" dedi. Sordum: Ayaktasın? Evet, evet evet... Ayaktayım! Uzanacak, yatacak bir yer? Nereye uzanacaksın? Zaten dedim ya, iki metre karelik bir yer, uzansam... Benim boyum 1.80! Uzanamam da yani. Fakat bir şey olsa, bükülürüm, mükülürüm, üstüne otururum hiç olmazsa. Şu anlamda; yogi gibi, böyle bağdaş kurarım, ama tahta olsa. Betona nasıl oturacağım ben o halimde? Birden içime bir sızı girdi, Ahmet Telli... Sızı girdi içime. Ahmet Telli zatürree çocuk biliyorum, zatürree tedavisi görüyor on beş günden beri. "Eyyvah, dedim, eğer Ahmet de betondaysa, bu çocuk ölür azizim artık!" Nasıl kurtaracak^ın yani, ondan sonra? Derken, tahminlerim doğru çıktı. O ekip gitti, gece bize böyle şey yapan bir ekip geldi! Gayet kibarca: Yeni gelen siz misiniz efendim? dedi. Evet! Adınız? vecihi Timuroğlu! Ben size bir soru sorabilir miyim? Buyurun efendim! Ahmet Telli hangi hücrede? 7 numaralı hücrede! Peki, acaba Ahmet Telli'nin koşulları da böyle mi? Nasıl? Yani, yatak yok, ranza yok, tahta yok, sandalye yok! Bakalım efendim! dediler, gayet kibarca. Gittiler, baktılar, geldiler; "Buyurun Hocam" dediier, Ahmet Telli'yi kaloriferli bir yere aldılar. Ahmet Telli, oraya ikiüç kez gittiğinden, tanıyoriar. Kaloriferli bir yere, daha doğrusu, kendilerinin bulunduğu yere aldılar Ahmet Telli'yi. Dedim ki: Kardeşim, bize bir battaniye, bir şey... Veririz efendim! dediler. Yani, meğerse varmış! Bu ekip, iki kişi bunlar; bunlann adını sana söyleyeyim de, sen yazma! Bunlann adını bilirlerse, uçururlar bunları. İkisi de birbirinden insan, beyefendi mi, beyefendıler! Getirdiler bir tahta parçası, sedir gibi bir şey; berbat olsun, ben razıyım ona; iki tane de battaniye verdiler bana. Ahmet Telli'ye de yaptılar aynı şeyi. Ahmet Telli'ye çay verdiler, ekmek, peynir verdiler. Dedim ki, "Benim de siyatiğim var, ben de çıkıp " kaloriferin yanında biraz oturabilir miyim?" Derhal efendim! dediler, neden daha önce bize soylemedin? Ben de çıktım oraya, Ahmet'i de gördüm böylece. Ahmet perişan, çok perişan! Dedim "Ahmet, böyle böyle..." dedim. "Ta mam Hocam" dedi. "Bana da yer yaptılar..." Ondan sonra dedim ki: Yahu, bizden sonra gelen dört çocuk var, onlara da bir baksak... Tabii Hocam! dediler. Gittik, hücrelerine baktık çocukların. İki tanesi kız çocuğu, yerde yatıyoıiar. Mustafa, yerde betonda! İkisi de böbrek hastası! Sabah akşam ilaç alıyorlar! Adları belli mi onların? Evet, evet adları belli. Biri Tülay Orhan, o edebiyat fâkültesi öğrencisi, bir tanesi de, hem bir devlet dairesinde çalışıyor, hem de İdari Bilimler Akademisi'nde, İşletme Fakültesi'nde okuyan Feray Işık diye bir çocuk. Hemen ilgilendiler, onları da aldılar kaloriferin yanına. İlaçlarını içirdiler. İlaçlann saatli alınması gerekiyor. Biri: Kızım, dedi, neden saatini geçirdin? Sonra perişan olursun? \fermediler, ne yapayım? Karşılığını verdi kız çocuğu. Başka hücrelerde başka insanlar da var, onlara da aynı insancd davranışta bulundular Ama, akşam oldu, bu ekip gittiii... Bunlar da korkulu. Zaten dediler: Hocam, birisi gelirse hemen içeri girin! Tabii, biz çıtırdı duyduk mu, hemen hücrelerimize! (Güler misinağlar mısın? Gülüşüyoruz) Ne yapacaksın? Akşam oldu, bir ekip geldi gayet sert! Azizim, bizim o tahtalarımızı, battaniyelerimizi topladılar. Sordum: Niye topluyorsunuz? Topluyoruz! dedi, emir böyle... Onlar gitti, bir ekip daha geldi. Onlar, daha beter bir ekip! Nasıl? Daha beter bir ekip yani, şimdi onlar geldiler; "Battaniye, yatak var mı? Verin!" Yok, dedik, aldılar zaten! Bakalım! Açtıiar hücreleri, baktılarfalan... Buralan süpürün! Gece yarısı bize hücre süpürttürdüler. Kardeşim, niye süpürüyoruz burada anlamadım? dedim. İnsan yattığı yeri temizler! İyi de ne yaptık? Bir şey yapmadık yani... Ekmek kırıntısı falan vardır... Ekmek de vermediniz! Fazla konuşma! Anladım, sertleşiyor adam; "Peki kardeşim peki" deyip süpürdük! O çocuk, kızlar perişan, bir tanesi aybaşı oldu, pamuk lazım, vermezler kıza! Berbat kızın durumu; neyse taaa, o iyi ekibi bekledik de pamuk aldırdık! Düşünebiliyor musunuz yani, garip bir şey... Yani söyleyeceğim, ekipten ekibe de tutum değişiyor. Ama, denetlemeye falan kimse gelmiyor ki; aslında denetlemeden korkan iyi ekip! Öbürlerı gayet memnun, çünkü, talimat var. Ben sordum o iyi ekipten birine: Siz niye böyle kardeşim, o niye böyle? Dedi ki: Valla Hocam, bu insanlık meselesi. Ben kıyamıyorum, oayanamıyorum, içim eriyor! Ama öbürü talimata bağlı, onların yaptığı doğru! Nasıl? Getirdi talimatı okuttu bize, adamların yaptıkları aynen talimatta var azizim. Aynen... Yatak verilmeyecek filan? Verilmeyecek! Ve bunun gerekçesini de yazmış; diyor ki; "Yatak verilirse, sedir verilirse, bunalım içinde kendilerini asabilirler; tahtalan söküp kafalarına vurarak, kırabilirler, Sonra sizin başınıza iş açarlar!" Yani talimata dayamyorlar. Çünkü, buradan anlaşılıyor, devlet hiçbir zaman insanca düşünmüyor. Meseleyi insan haklarına göre düşünmüyor. Hep sapığa göre düşünmüş! Hücrede Yaşam... HAFTALIK HABER DERGİSİ ur*ı» 1826 yaşlannda lise mezunu bayanlar! • İngilizcenizi geliştirmek ister misiniz? • İngiltere'de, güvenilir bir aile yanında, 1 yıl sözleşmeli olarak yarım gün çalışmak... • Ayda 350.000.TL ya da fazlasını kazanmak ister misiniz? Yanıtlarınız evetse gelin İngiltere ye gidelim... 43 gazeteci yargılandı Şehrimiz Toplu Basın Mahkemesi, dün saat 10'dan 17'ye kadar yedi saat süren çalışması süresinde 22 davaya bakmış ve 37 gazeteciyi yargılamıştır. Davalardan 13'ü yaym yoluyla hakaret, 9'u Basın Kanununa aykın hareket iddiasıyla açılraış bulunmaktadır. Ayrıca Izmir'de de 6 ayrı basın davasında 6 gazeteci yargılanmıştır. Militanlık ve kitleyle birleşmek. Düzenin bütün temsilcilerini dize getiren eylem. Eylem için eylem değil! Sokak, meydan ve üniversitelerdeki Deniz. Provokasyona ve bölünmeye yer yok! Ozgür bir üniversite. başı dik bir gençlik olacaksa... Deniz Gezmiş i bilmek neden gerekli. DENIZ GEZMIŞ'IN EYLEM ÇIZGISI • ISTANBUL POLİSİÜLKÜCU MAFYA BAĞLANTISI. EMNİYETTE ARDALI RAHATSIZLIĞI • DAMAT ASIM BÜYÜKADA'DA ORMAN YAKTI. • MACARİSTAN MUHALEFET SÖZCÜLERİ KONUŞUYOR. 2000'E DOĞRU Qni\, GÖRDÜ, DİNLEDİ. • MİT'İN 2000'E DOĞRUyk YÖNELİK PROVOKASYONLAR ZİNCİRİ. • Zeydan Aşireti Reisi: "İki gun sonra TV ye biri çıkacak ve ikiyaka katliamını PKK adına ustlenecek" • Kozakçıoğlu'nun basın toplantısı ve sorular soruiar • Türkİş Kongresi'nden anket sonuçları. Delegeler icinde işçi oranını biliyor musunuz? • Tarıh yok etme sanatı' 9 • Doğu Perinçek, dünyadaki son gelışmeleri yorumladı • Cemai Sureya'nın kalemmden Yıldınm Akbulut • Demir Ozlu: "Beriin Duvarı" • Turan Dursun Kurandakı Akıl ve Bıhm dışılıklar' ı yazdı • Oeniz Gokçe. ilginç dedikodularla çalkalanan Galatasaray camiasını anlattyor. I Akdeniz Turizm Kemeraltı Cad. Oicay Han, 16/5 Karaköylstanbul Tel: 143 16 16 145 53 61 144 14 32 144 14 36 GEÇEN YIL BUGÜN Cumhunylt Faiz iniyor 24 ARALIK 1988 Bankalar Birliği'nin önceki günkü toplantısında mevduat faizlerinin yıl başına kadar kademeü olarak yüzde 80'e indirilmesinin kararlaştırılmasından sonra, bankalar, faizlerin dtışürülmesi için kolları sıvadılar. Töbank, Osmanlı Bankası, Vakıflar Bankası ve Akbank mevduat faızlerini birer puan indirdiler. Öteki bankalann da faiz oranlarını düşürme konusunda kendi aralarında gorüşmeler yaptığı, bunlann da pazartesi günü faizlerde bir veya iki puanlık düşürme kararı alabilecekleri bildirildi. MELtHA ÖZKAN (TUNA) Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugun (24.12.1989) Selamiçeşme Camii'nde kılmacak öğle namazından sonra Karacaahmet'teki aile mezarlığında toprağa verilecektir. KARDEŞLERt, YEĞELNLERİ VE ÖZKAN AİLESt Petriçli merhum tbrahim Tuna kın ve merhum Feridun Özkan'ın eşi VEFAT
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear