26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 KASIM 1989 KÜLTÜRSANAT SEVEMA ÂTELLA DORSAY CUMHURİYET/5 Cem \ayinevi 25 yaşında • Küllür Servisi Yayın ve kültür yaşamımıza onemli katkılarda bulunmuş bir kuruluş olan Cem Yayınevi, bu yıl 25. yıhnı kutluyor. Yıldönümünü 4 kasımda tstanbul Sergi Sarayı'nda açılacak olan 8. Istanbul Kitap Fuan etkinlikleri içinde kutlamayı planlayan yayınevi vöneticileri, Sovyetler Birliği'nden Abaza yazar Fazıl Iskender ile Sovyet Türkolog Svetlana Uturgauri'yi ülkemize davet ettiler. Cem Yayınevi'nin 25. kuruluş yıldönumü şenlikleri fuarm ilk günü yayınevi standmda verilecek kokteylle başlayacak ve fuar süresince etkinlikler düzenlenecek. Cem Yayınevi 25. kuruluş yılı nedeniyle, birçok yazarın yayın dünyamızla ve Cem Yayınevi'yle ilgili anı ve gönişlerine yer veren, fotoğraflarla belgelenen ve söz konusu sure içinde yayımlanan kitaplann listelerinden oluşan bir kitabı fuar süresince okurlara ücretsiz olarak sunacak. Bu arada Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu da Cem Yayınevi'nin 25. kuruluş yıldönümünü kutlama karan aldığını bildirdi. TÜYAP yetkilileri de fuarda Cem Yayınevi yöneticilerine yıldönumü anısına özel bir plaket verecek. Oscar'a resmi başvuru • ANKARA (AA) Kültür Bakanlığı, yönetmen Tunç Başaran'ın "Uçurtmayı Vurmasınlar" filmi ile Yabancı Filmler Oscan'na resmen başvurdu. Sinema yazan Atillâ Dorsay, Mimar Sinan Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü Başkanı Prof. Sami Şekeroğlu ve Kültür Bakanlığı Musteşar Yardımcısı Cevdet Türkeroğlu'ndan oluşan kurul tarafından geçen • aylarda seçilen Tunç Başaran'ın "Uçurtmayı Vurmasınlar" fılmine ilişkin gerekli belgeler 27 ekimde ABD'ye gönderildi. Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, Yabancı Filmler Oscarı dalında başvuru koşulları arasında, fılmin kasım ayı içinde teslim edilmesi de yer alıyor. Ivi ki döndtin Indiana Indiana Jones: Son Macera (Indiana Jones and the Last Crusade) Yönetmen: Steven Spielberg / Senaryo: Jeffrey Boam / Görüntü: Douglas Slocombe / Müzik: John Williams / Oyuncular: Harrison Ford, Sean Connery, Denholm Elliott, Alison Doody, John RhysDavies, Julian Glover, River Phoenix, Kevork Malikyan / Lucasfılm (UIP) yapımı / 125 dakika (Dünya, Gazi, Kadıköy As, Atlantik, Bakırköy 74, vs.) tdniana Jones dönüyor. lyi ki dönüyor. Çunkü bu kez "devam filmleri"nin ve seriye dönüşen hemen tüm yapımların başına geldiği gibi, eski filmlerin reçetesini yorgun biçimde yineleyen bir fılm değil karşımızdaki. Yineleme, belki kaçırulmaz olarak var. Ama yenileme ile özgün dokunuş, giderek yaratışlarla bezenmiş olarak. Aslında fılm, ilk 2 yapımın ana şemasını izliyor. Bir tür 'giriş' bölümünde, asü serüvenle ilgisi olmayan bir "komprirae scriiven" izliyoruz. Ne var ki bu bölümün özelliği, bizlere kahramanın, yani Indiana Jones'un bir gençlik sertiveni aracıhğıyla, kişiliğjni oluşturan başlıca öğelerin bir açıklamasını getirmesi. Böylece genç Indiana'nın eski bir yontuyu soygunculann elinden alıp "müzeye teslim etmek" için giriştiği bir serüvende, bir yılan ordusu, bir gergedan, bir "biiyü vagonn" vb. içeren bir trende başına gelenler boyunca, niye çenesinde bir yara izi taşıdığını, niye yılanlardan onca korktuğunu ve niye kamçısına onca güvendiğini anlıyoruz. Yani bu bölüm, tam bir "psikanaliz seanM." Indiana Jones beyazperdeye bu kez babasıyla birlikte dönüyor Vasfi Rıza Zobu'daı • Kültür Servisi Türk tiyatrosunun ünlü adlarından Vasfi Rıza Zobu, kütüphanesini Marmara Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi'ne bağışladı. Zobu'nun bağışladığı iki bine yakın kitap arasında tiyatro eserler çeşitli romanlar, dini yayınlar, gezi yazılan, folklor araştırmaları, Ataturk'le ilgili belgeler yer alıyor. Zobu "Evimi bir hastaneye katkı için bağışlamıştım, kendi evimde misafir olarak oturuyorum. Şimdi de kitaplarım bir üniversitenin olacak. Şu anda ben mi onların rnisafiriyim, onlar mı benim misafırim bilemem. Bildiğim tek şey son derece mutluyum. Bu işe ön ayak olan Nişantaşı Lioness Kulübü'ne teşekkür ederim" diyor. (Fotoğraf: Yıldız Üçok) Türkİsveç Ktilttir Evi • Kültür Servisi 8. TÜYAP îstanbul Kitap Fuan'nın davetlisi olarak Turkiye'de bulunan îsveç Yazarlar Birliği Başkanı Peter Curman ile Türkiye Yazarlar Sendikası vöneticileri dün düzenlenen basın toplantısında, Büyukada'da kurulacak olan "TürkIsveçli Yazarlar Kültür Evi" konusunda bilgi verdiler. "Dünya yazarlan buyük bir ailenin bireyleridir" diyen Curman, bu kültür evinin bütün dünya yazarlan için bir buluşma evi olmasını dilediklerini açıkladı. Isveç Yazarlar Birliği'nin geçen yıl İstanbul'u ziyaretlerinde tasarlanan Kültür Evi Büyükada'nın Maden bölgesinde gerçekleşecek. Adalar Beledi>esi'nin tahsis ettiği yer için TYS adına, TYS ikinci başkanı Mimar Cengiz Beİaaş bir proje hazırladı. Projenin gerçekleşmesi için gerekli finansmam ise tsveç Yazarlar Birliği sağlayacak. 500 kişilik bir amfisi, 80 kişilik bir konferans salonu da olan Kültür Evi'nde tsveç'ten "Büyükada Ödulu"nü kazanan yazarlar konuk edilecek. Kültür Evi TYS üyelerinin kullanımına ve belediyenin kültür etkinlikliklerine de açık olacak. lannı kırarken vurduğu mührü şaşıran görevli, vb. bir sinemada mizah derlemesine rahatça girebilecek güzellikte sahneler. Bu gibi sahneler fılme temel erdemlerinden birini, olasılıkla birincisini kazandınyor: Serüven fümlerinin içerdiği belli entrikalara, belli gerilim öğplerine kaçınılmaz biçimde dönuş yapan bu tür filmlerin içerdikleri, içermek zorunda olduklan tüm klişelerle, kalıplarla mesafeli biçimde oynamak, onlan hem kullanmak hem de alaya almak... Filmin başlarda söz konusu ettiğimiz 'giriş' bölümündeki yılanh, gergedanh, aslanlı vb. sahnelerden başlayarak, ölümsüzlük veren 'kutsal kâse' peşine duşen Nazilere veya Araplara, 'ikiyüzlü casns' kimliğindeki güzel Alman doktor Elsa'dan (Alison Doody) duş ürünü bir Iskenderun / Hatay'a (Allahtan bu fesli, sarıklı Hatay, 1938'deki Türkiye'yle birleşmeden önceki Hatay'dıı!), fınal bölümunde 'kutsal kâse'yi koruyan 'hayaiet • havari'den tüm fınalin Baba ojal Mr arada Steven Spıelberg'in yenı "Indiana Jones unda artık sinemasevertenn yakından tanıdığı se içerdiği "arkeomistik" havaya rüvenci arkeoloğu yine Harrison Ford canlandınyor. Indiana Jones'un babası rolunü ıse, bir zamanlann James Bond'u dek, fılmin hemen tümü, bu ikili yaklaşımm örnekleriyle dolu. YaSean Connery üstteniyor. ni klasik serüven filmlerinin en Nedir Indiana Jones'un bu ye şilikleri, oldukça belirgin biçimde klasik durumlanm, kişilerini, sahIndıana'nın ünlü 'fötr şapkası' aracılığıyla birden günümiue (ya ni serüvenini böylesine çekici kı ortaya çıkıyor. nelerini, en ust düzeyde bir teknoBunun dışında fılm tümuyle ol lojinin getirdiği abartıyla, en etni fılmin geçtiği 1938 yılına) geli lan? öncelikle fılmin, ciddi bir yoruz. Jones, diğer filmlerde ol dramatik yapıta yaklaşan duzey dukça yüksek dozda bir mizah kili biçimde kullamrken, aynı zaduğu gibi, yine asıl mesleğine, yani de, baş kişileriyle, onların karak içeriyor. Gerçi Spielberg Lucas manda bu durumlar, kişiler ve öğretim üyesi arkeolog olduğu terleriyle, psikolojileriyle, kişilik ekolünün hemen tumfilmlerive sahnelerle "dalga geçebilmek", bu üniversiteye bir dönüş yapıyor. lerinin gerçek yapısıyla kurduğu ya "eraekli Bond" Connery'nin hoş fılmin en hoş yanlarından biAncak hemen sonra üzerine aldı alış veriş. Böylece popüler melod akla getirdiği James Bond ri. Fiuni örneğin "Batraan"dan ğı yeni bir görev, bu kez onu Ve ramın, seriyal serüvenin ve kuru 'külliyatı' da belli bir mizah duy daha üst, daha "entelektüel" bir nedik'te başlayıp tskenderun ve sıkı macera filminin tersine, Indi gusunu hep ayakta tutagelmiştir. düzeye çıkanan bu yani çok Hatay'dan geçerek Suriye çölleri ana Jones'un bu son serüvenınde, Ancak "Indiana Jones: Son Ma önemli. ne uzanan bir seruvenler dizisi bo başkişiler, özellikle de serüvenci cera'da bu mizah çok daha beliryunca, lsa'nın 12 havariyle birlikte arkeolog Indiana'nın, "arkeoloji gin. Bu acıdan filmin Mel Brooks, "Indiana Jones: Son Macera", 'son yemek' yediği masadan arta nin onda dokuzu kitaplıkta Woody Allen, giderek Chaplin'e büyük bir keyifle izlenen, bir tür kalan 'kutsal kâse'nin peşine sa cabşmaknr" diye slogan attığı hal de pekâlâ yakışabilecek unutul sinemanın en düzeyli, başanlı örlacaktır. Bu kez yine bir tarih ve de başı dertten (yani inanılmaz se maz kimi bölumleri var. Indiana neklerinden. Bu fümi gördükten arkeoloji tutkunu olan baba Jo rüvenlerden) kurtulmayan bu ken ya, hem de unlu "kitap yakma" sonra, söylenecek tek bir şey var: nes, yani Bond filmlerinden emek dine özgü kahramanın ve de üzer törenlerinden bırinde kitap imza Indiana ne yapıp edip, bu kez isli, büyuk aktörler arasına çoktan lerine yağmur gibi ateş yağarken layan Hitler, balondaki "bilet terse dedesini ahp dönsün! Ve bu dır "hoşgelmiş" Sean Connery ile "Sen buna arkeoloji mi diyorsun" kontrolü" sahnesi, Venedik'teki gerçekten de 'son macera' diye espri yapan baba Jones'un ki kilisede Jones eski mezarın kapı olmasın! birlikte! TÜYAP Kitap Fuan açıhyor • Kültür Servisi 8. TÜYAP tstanbul Kitap Fuarı bugün saat 16.30'da Tepebaşı'ndaki TÜYAP İstanbul Sergi Sarayı'nda İstanbul Büyüksehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sozen tarafından açıhyor. Açıhşta bu yılki konuk yazarlardan İsveç Yazarlar Birliği Başkanı Peter Curman, tsveç Yazarlar Birliği üyesı Lütfi Özkök, Uluslararası PEN Kulüp Başkanı Rene Tavernier de bulunacaklar. 12 kasım akşamına kadar açık kalacak olan fuar her gün 11.0012.00 arası gezilebilecek. Mıstık Sineması • Kültür Servisi Beşiktaş Mıstık Sineması'nın yönetimi el değiştirdi. Geçen hafta "Sis" fılmini gösterime sokan sinemanın işletmesini bundan böyle Saim Yavuz üstlenecek. 820 kişilik kapasiteye sahip olan Mıstık Sineması'nın ses düzeni de değişti ve dolbystereo sistem konuldu. Perdeleri değiştirilen ve önümüzdeki günlerde koltukları da yenilenecek olan sinemamn işjetmecisi Saim Yavuz, daha önce genellikle macera fılmlerine yer verilen Mıstık Sineması'nda bundan böyle nitelikli filmlerin gösterileceğini söyledi. 'Uçurtmayı Vurmasınlar' değişık bir 'kadınlar fılmi' özgürlük uçurtmalajrda dflşmüş bir avuç kadın. Ve birinin Uçurtmayt küçük oğlu, 45 yaşlanndaki kü\urmastnlar / çük Barış. Tüm kadınlar için kuYönetmen: Thnç Başaran / çük Barış, belki sahip olamadıkSenaryo: Feride Çiçekoğlu lan birçok şeyi temsil ettiği için gerçek bir sevgi, umut, mutluluk / Görüntü: Erdal Kahraman / Müzik: özkan kaynağıdır, ama onunla en iyi ileIhrgay / Oyuncular: Nur tişim kuran tnci'dir. Inci'nin çıkışı Sürer, Ozan Bilen, Füsun yaklaştıkça, giderek gelip çatınca, Barış'ın dünyası da kararır. Hele Demirel, Güzin özipek, mahkumlara birçok şeyi, bu araRozet Hubeş, Hale Akınlı da gökyüzündeki uçurtmalan da / Magnum Film yapımı / yasaklayan, uçurtmayı "vırfaıa Gelecek hafta sinemalarda. emri" veren bir yönetim iş başındaysa! Ama uçurtmalar yerinde duramayan kuşlar gibidir. En zalirn avpıların bile onlan vurması kolay değildir. sız hiçbir şeyin var olmayacağını, onlarla ise en uzak yollara dek gidilebileceğini savunuyor. Bu açıdan film, "tutukevi gercekçiligi" denebilecek şeye bilinçle sırtını dönmüş; umutlu, iyimser, ışıkh bir bildiri sunmayı seçmiş. Bunu yaparken de odak noktası olarak küçuk Banş'ı almış. Barış, içerde çocukluğunu yaşamakla yaşayamamak ikilemi arasmda gıdip gelirken, hiç bilmediği kimi sözcüklerin de anlamını öğrenıyor: Iftira, komünist, sünnet ve yaşamın ta kendisi. Film, aslında ıçerdeki günlerini ammsayan artık dışardaki tnci'nin belleğinden süzülerek anlatılmış. Ama olayları, dünyayı, yaşamı kavrayış biçimi sanki küçük Barış'ın gözlerinden verilmiş gibi. öylesine saf, temiz, berrak! Bu açıdan film, paylaşılması kolay olmayan, ama hoş olan bir iyimserliği aşıhyor, en kötü koşullarda bile hayatı yaşanası kılan bir umudu iletiyor. Poptiler Müzik Vakfı • ANKARA (ANKA) Iş dünyasının ünlü isimleriyle müzik dünyasının tanınmış sanatçılan pop müzik için birleştiler. Aralarmda Sakıp Sabancı, Yılmaz Ulusoy, Ümit Zaim, Tahsin Kaya gibi işadamlanyla, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Ajda Pekkan, Nilüfer ve Kayahan gibi sanatçılann da yer aldığı 117 kişi, "Popüler Müzik Sanatı Vakfı"nı kurdular. 20 milyon lira nakit mal varbğıyla kurulan vakfın amacının Turkiye'de popüler müzik sanatını geliştirmek, bu sanata katkıda bulunan sanatçıları yurtiçinde ve dışında guçlendirmek olduğu bildirildi. Vakıf aynca bunu gerçekleştirmek için, popüler mttziğe hizmeti geçenlerin sosyal, kültürel ve ekonomik gereksinimlerine yardımcı olmak için her türlü desteği sağlayacak ve bu konuda gereken önlemleri alacak. îstanbul'da oluşturulan "Popüler Müzik Sanatı Vakfı"mn kurucuları arasmda Erol Pekcan, Bülent Ortaçgil, Mazhar Alanson, Esin Avşar, Timur Selçuk, Ayşegül Aldinç, Hıncal Uluç, Erol Büyükburç, Osman Yağmurdereli, Izzet ö z , Halit Kıvanç, Seyyal Taner, Mehmet Alî Yılmaz, Ümit Tunçağ, Atilla Özdemiroğlu, Ferdi Özbeğen de bulunuyor. "Uçurtmayı Vurmasınlar", son yıllarda kullandığımız anlamda bir "kadın filmT değil. Ama farkh ve belki daha ilginç biçimde bir "kadınlar filmi" bu. Yazar Feride Çiçekoğlu da bir süre "düşünce suçundan" içerde kalmış. Filmin/öykünün baş kişisi înci, Feride Çiçekoglu'nun kendisi mi? Biraz öyle, biraz değil belki, ama ne önemi var bunun? Önemli olan, "Uçurtmayı Vurmasınlar"m oldukça "yaşanmışlık" kokan ve bir tur "iyimser gercekçilik" diye adlandınlabilecek olan tonunun, Türk sineması içinde oldukça özgün, yeni bir ton, farklı bir yaklaşım olduğu. Dahası, konusunun dramatik zenginliklerine bu film 1 kadar dikkatle, ozenle, deyiş yeri deyse utangaçhkla yaklaşan bir filmin yapılabilmesi, herhalde "diiniin Yesilçam"ı içinde tam bir hayal olurdu. "Uçurtmayı Vnrmasınlar", bizlere bu kadınlar tutukevini anlatıyor. Çeşitli nedenlerden içeriye "Uçurtmayı Vurmasınlar" ın başlıca özelliği, bu tür filmlerde (ve özellikle AngloSakson sinemasında) çok sık göruldüğü gibi filmi her bir kadının kendi öyküsünün anlatıldığı, bir dizi çarpıcı, pitoresk, vurucu 'kadın öyküsönün bir araya getirildiği bir "tntukevi egzotiımi"ne bilinçli olarak ve kesin biçimde sırtını dönmesi. öykunün amaçladığı, Amerikan sinemasına özgü biçimde bir çarpıcı öyküler/portreler geçidi sunmak, dramatize edilmiş, abartılmış kadın oykuleri vermek değil. Tam tersine, bu kadınlann kim olduklanm, geçmişlerini, niye oraya düştüklerinı bilmiyoruz bile. Film, bu kapalı mekânda bir araya gelmiş kadınlann birlikte olma serüveniyle ilgileniyor yalnızca. Yardımlaşmamn, iletişimin, dostluğun önemini vurguluyor. Onlar Film, bu açüardan oyunculanndan büyük destek alıyor. Çok başanlı bir kadronun içinden özellikle Nur Sürer'e, Füsun Denıirel'e, genç oyuncu Rozet Hubeş'e özel bir bravo... Ve daha da özel bir bravoyu küçük Ozan Bilen'e armağan edelim. Kuçük Ozan bu filmi tam 4 yaşındayken cevirdi. Böylece küçuk Ozan, olağanüstü "büyük" oyunuyla, dünya sinemasında 4 yaşında film çeviren ve başanlı olan çok az sayıdaki çocuk oyunculara Jackie Coogan, Sbirley Temple, Margaret O'Brien'lere katılıyor. " Uçurtmayı Vurmasınlar", kuşkusuz kusursuz bir film değil. Filmin içerdiği iyimserliğin kaçınılmaz biçimde getirdiği bir tür "naiflik" duygusunu hep benimsemek kolay değil. Bu naif yaklaşım, Özellikle alabildiğine uzatılmış, altı çizilmış finalde doruğuna çıkıyor ve fılmi bizce biraz zedeliyor. Fümin oldukça "repetitif" (tekrara dayanan) fon müziği de yine özellikle bir fınal bölumünde biraz sabırlarla oynuyor. Ama bu küçük kusurları, filmin ne pahasına olursa olsun bildirisinin özünü, yapi iyimserliği ve umudu seyircisine aşılama, iletme çabasına yoralım ve hoşgörelim. "Uçurtmayı Vurmasınlar", sinemamız için oldukça yeni, taze bir film, hayata ve onun içerdiği dramlara çok farklı bir yaklaşım. Ödfil gettren rafcr "Uçurtmayı Vurmasınlar" filmınde Inci'yı oynayan Nur Evet, "Uçurtmayı Vurmasınlar" Sürer bu rolüyle son Antalya Festivali'nde En lyi Kadın Oyuncu seçildi Ba ve gösterişli Amerikan filmleri nş'ı canlandıran 4 yaşındakı küçuk oyuncu Ozan Bılen de aynı festivalde boyle fılmlerimizin seyirciye ulaşmasını engellemesin... özel bir ödüle değer göruldü. Fotoğraf sergisi • ANKARA (ANKA) Ankara'da, Dışişleri Bakanlığı, Kültur Bakanlığı ve Demokratik Almanya Büyükelçiliği'nin işbirliği ile "Demokratik Almanya ve Halkı" konulu bir fotoğraf sergisi açıhyor. UGÜN • Mizah söyleşisi Hasan Kaçan ve Ergün Gunduz'un karikaturmizah konulu söyleşisi 20.30'da Time Club'te. (Kalamış, Manolyalı Sok. 6). • Üniversitede iki film istanbul Ünı\ersıtesı Sinema Kulübu yeni donem etkinliklerine saat 14.00'te Hukuk Fakültesi Dış Anfi'de göstereceği "Arabesk" filmiyle başlıyor. tstanbul Tıp Fakültesi Sinema Kolu ise saat 15.30'da 14 Mart Anfısi'nde "Betty Blue" fılmini sunuyor. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ Hasan Cemal KİTAPLARINIİMZALIYOR 8. TÜYAP KİTAP FUARI'NDA STAND NO. 646566 İMZA GÜNÜ C Cumhuriyet Kitap Kulübü Bakırköy Temsilciliği Karya Kültür ve Sanat Merkezi LATİFE TEKİN 4 Kasım Cumartesi 14.0018.00 115 Kasım ARMAĞANLI KİTAP GÜNLERİ IFMC ETKİNLİKLERİ 4 Kasım 1989 Saat 15.00 70.000 TL.'nin üzerinde alışveriş eden herkese 1 kitap ya da posfer armağanı. Karya Kullur ve Sanat Merkezi, /sfanbuı Cad Adlıye karsısı, Bakırköy. Demokrasinin Dünyada Algılanışı ve Turkiye'de Önemi Ahmet Yıldız 11 Kasım 1989 Saat 15 00 \İndirimli Mimarhk Mühendislik ve Sanat Kilapları Kitap Sergisi 28 EKİM A KASIM 1989 YLM Daimi Ser^i Salonu l'azar hariç hergun 09.00/lfl.OO Uyapı endiistri merkezi Mimari ve Şehirleşme Turgut Cansever II! IKTISAT FAKÜLTESİ MEZUNLARl CEMİYETI Cumhunvet Cıü 27(6 Taksım Tel 150 50 34. 150 16 42 . 4KasımCumartesi 14.0018.00 TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı Bilgi Yayınevi Standı 8. TUYAP FUARI TEPEBAŞI Cunüıurıyul Cad 329 80230 Hartnye Islanbul Tel (l) '^7 41 85 (b Hat) Faks (1) 141 11 01 İNGİLİZCE'Yİ 6 AYDA KONUŞALM. Tel: 347 80 58
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear