26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 KASIM 1989*** CUMHURİYET/17 FakFukFon'dan 2.6 milvar GAZİANTEP <AA) Gaziantep Sosyal Yardjmlaşma ve Dayanışma Vakfı'mn, kurulduğu 1986 yılından bu yana, 2 milyar 600 railyon liralık ayni ve nakdi yardım yaptığı bildirildi. Vakıf Başkanı ve Gaziantep Valisi Hiisnii Tuğlu'dan alman bilgiye göıe vakfın bugune kadar yiyecek, giyecek, yakacak, öğrenci ve para yardımları, sağlık ve barınma şeklinde yaptığı yardımlar arasında ilk sırayı 840 milyon lira ile yiyecek yardımı aldı. Tuğlu, 530 milyon lira ile giyecek yardımının ikinci, 376 milyon lira ile de yakacak yardımının üçüncü sırayı aldığım belirterek şöyle dedi: "Vakfımızdan üç yılda 63 bin 966 kişiye 600 milyon lira nakdi, 213 bin 160 kişiye de 2 milvar liralık ayni yardım yapıldı. Vakıf yardımlan, aralıksız olarak devam etmektedir." Swiassaire aıt ' bu DC10, gözlenni yakıcı California guneşinden korumak ıçin, çareyi. kara göztükler takmakta bulmuş. Yolcuları şaşırtan bu dev gözlükler, plastik ve tahtadan yapılmış ve Swıssair'in yeni CenevreZürihLos Angeles direki uçuşlarının tanıtımı ıçin tasarlanmış. (Fotoğraf: AP) Güneşten korumak gerek, EllP rihnİİQ Moskova'da bir evde yaşarken, ıkı kanaryayı öl t M " « * * * " * l l T dürdüğü için Voronezh kentine "sürgüne" gönderılen kedi. evine döndü. Dişı kedı Murka, sahibi Vladımir Dontsov'un evindekı iki kanaryayı yediğı için geçen yıl babaanne Dontsov'un, Moskova'ya 650 km. uzaklıktaki Voronezh kentindeki evine "sürgüne" göndenlmişti. Murka'nın evine döndüğürıde hamile olduğu da bildirildi. A.NKARA (A.NKA) Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıklan Anabilim Dalı Oğretim Üyesi Prof. Dr. Murat İrkeç, 20 Avrupa ülkesinden gelen 25 biHm adamının bildiriler sunduğu Ingiltere'nin Edinburg kentindeki sempozyumda birinciük odulü kazandı. Hacettepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamayagore, Prof. İrkeç bu odülü, kontakt lenslerin yol açtığı göz hastalıklarıyia ilgili bilimsel çalışması nedeniyle aldı. Araştırmanın, toplantının bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek Avrupa Özel Oturumu'nda da sunulması kararlaştınldı. Prof. İrkeçMn bildirisinde, kontakt lenslerden kaynaklanan göz iltihaplannın tedavi yolları da belirtilivor. Türk profesöre l.Tik ödülü Modada Latin çizgileri Modacı Ralph Lauren, 1990 ilkbaharyaz koleksiyonunu, önceki gün New Yorkta sergiledi. Ralph Lauren modellerinde, Güney Amerika renk ve motiflerine ağırlık vermiş. Laurenın bu modelınde, Güney Amerika stilı uzun pelerin, kahverengi deri pantolonla tamamlanmış. (Fotoğraf: Reuter) İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA (Baftarafı 1. Sayfada) MYK üyelerinin takındıkları tavır ise CHP'den kalan bir vurdumduymazlık. O dönemlerde CHP'nin başında önce İsmet inönü, daha sonra Bülent Ecevit vardı. Her iki lider kendi konumlannda "tek adam" koşullarını en iyi biçimde değerlendiriyorlardı. 1989 yılının kasım ayında SHP'de olup bitenler ise sosyaldemokrat parti niteliğinin sınırtarı içinde değil de başka motifleri, daha açıkçası sağ sapmaları kimliğine yerleştirme içgüdüsü taşıyan bir siyasal parti görünümünde. Koşulları değerlendirmeyi ilke edinmeyip, hep ama hep, Türkiye gündemini elinden kaçıran, partileşememe sürecini yaşayan SHP giderek bir "bunalımlılar örgütü"ne dönüşme eğilimini yansıtıyor. Acaba neden oluyor bunlar? Parti meclisi üyeleri Ahmet İsvan, Ertuğrul Günay, Fikri Sağlar, Cüneyt Canver, Yakup Kepenek, Aydın Güven Gürkan, Uğur Batmaz, Kemal Anadol, Mehmet Moğoltay ve Abdullah Baştürk: ün verdikleri önerge, SHP içindeki son gelişmeleri açık bir biçimde gözler önüne seriyor. Toplumsal hedefleri sürekli erteleyen, iç tartışmaları durulmayan sosyal demokratların "güvensizlik ve kaygı ortamı" yarattığı ayni önergede vurgulanıyor. Yine parti içinde "benden olmayan ölsün" yönteminin kadrolardaki dinamizmi yok ettiği belirtiliyor. Hepsi buraya dek doğru ve yerinde bir tanı... Ama SHP'nin sol kanadını oluşturan kadrolar ve onlarm öncüleri neler yapıyor? Tanıyı ortak olarak saptavan Parti Meclisi'nın sol kanat üyeleri kendi seçim bölgelerindeki kadrolarını birleştirmek için nasıl bir çaba harcıyorlar? Salt kendi çıkar ilişkileri için mi, yoksa SHP'nin büyüyüp iktidara yürümesi için mi örgütleniyorlar. Kendi seçim bölgelerindeki ya da yerel yönetimlerdeki "çıkar ilişkilerini" sağlıklı biçimde eleştirip, neyin olması neyin olmaması konularında öneri getiriyorlar mı? Bir başka önemli konu... Sol kanadı kaç parçaya bölüyorlar, milletvekili önseçiminin hesabını yapıp insanları nasıl birbirlerine düşürüyorlar? Zonguldak'ta işçıleri, emekçileri partiden soyutlayıp, "soylu bir hanımı" PM üyesı seçtirip, sonunda onunla nasıl ters düşebiliyorlar? Sonra hiçbir şey olmamış gibi Aliağa panelinde "işçi sınıfı" sö Bakan, işçi kongresini (Baftarafı 1. Sayfada) kanı Hikmet Alcan, siyasal iktidarın tutumunu eleştirerek "Milli gelirdeki yüzde 35'lik payırnızı yüzde 15'e düşürdüler. Enflasyonu yüzde lO'lara çekmeyi vaat edip yüzde 37'den yü2de 80'e çıkardılar. Sozün kısası, refah vaat edenler zulüm ve sefalet getirmiştir" dedi. Alcan'dan sonra kursüye gelen Cemil Çiçek, birkaç delege tarafından alkışlanınca, diğer delegeler, arkadaşlarına "Niye alkışlıyorsunuz?" diye çıkış yaptılar. Cemil Çiçek, ilk konuşmanın kendisi için bir dezavantaj olduğunu, daha sonra konuşacak olan muhalefet sözcülerinin kendisini eleştirebileceklerini söyledi. Bunun üzerine salondan, "Hakları Inönü Milano'ya gitti İç Politika Servisi SHP Genel Başkanı Erdal İnönü dün Milano'ya gitti. İnönü, Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, İtalya Sosyalist Partisi tarafından düzenlenen "Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde görülen son gelişmeler" konulu toplantıya, çeşitli ulkelerdeki sosyalist parti liderlerinin katılacağını söyledi. Polonya ve Macaristan gibi sosyalist ulkelerdeki çok partili sisteme geçiş hareketlerinin bütün dünya tarafından ilgiyle karşılandığını anlatan SHP lideri İnönü, "Bulgaristan'da da böyle bir gelişmeoin beklendiğini" sovleüı. Bu arada, Inönü'nün İtalya'ya gideceği THY'nin 859 sefer sayılı "Egtf1 uçağına bomba konulduğu ihbar edildi. Ancak ihbarın asılsız olduğu anlaşıldı. zünü nasıl ağızlarına alabiliyorlar?.. SHP Genel Sekreterı Deniz Baykal ve kimi yöneticilerin TÜ ÜMtT ASLANBAY SİAD Başkanı Cem Boyner'le ANKARA SHP yönetiminin bırlikte yemek yemeleri şu güncumhurbaşkanlığı seçiminde izlelerde eleştiri konusu. Yemek yenmeli mi, yenmemeli nen politikalar konusunda Parti mi? Elbet yenir, neden Meclisi'nde "güvenoyu" almasırun ardından gözler haziran ayında yenmesin. 26 Mart yerel seçimi öncesi ki yapılacak kurultaya çevrildi. "Sol mi SHP'Iİ belediye başkanı aday kanat" üyelerinin önümüzdeki larının posterlerinden, kiraladık günlerde bir ara>'a gelerek "durnm değeriendirmesi" yapmaları ve örları bürolara dek tüm giderlerini güte dönük çalışmalara hız vermeişadamları ve sanayiciler finan leri beklemrken, Merkez Yürütme se ederken niye kimsenin sesi Kurulu'nda alınan karar gereği, çıkmıyordu? erken seçimi zorlamak ve kurulŞimdi Baykal, TÜSİAD başka tay öncesi çalışmalar için 9 kasım nıyla yemek yediği için ortalık ka tarihinden sonra "örgüt ve halkla" rışıyor Baykal, isterse arkadaşla birlikte olunacak. Bu arada, bazı rıyla birlikte TÜSİAD başkanıyla "sol kanat" üyelerinin, Parti Mecda yemek yiyebilir. Kimsenin bu lisi'ne göturdükleri, ancak daha nu eleştirmeye de sanırız hakkı sonra geri çektikleri "demokrasi yoktur. Çünkü adı üstünde, emek için güçbirliği" önerisini yineleyeağıriıklı sosyal demokrat parti. cekleri öğrenildi. Bu üyeler, öneYarın bir sendika genel başkanıy riyi görüşmek üzere "kiiçük kula da yemek yer Baykal, öbür 6 gün İHD Genel Başkanı'yla da birlikte olur. Orası kendisinin bileceği bir ıştir. (Baştarafı 1. Sayfada) SHP üyesi Av. Kemal Kırlan "Özal'a rağmen adaylığını gıç'ın "Savunma Açısından 12 açıklayan" Hasan Celal Güzel'in Eylül" adlı yapıtının 115. sayfasın kongre kazanma şansını özal'ın da ilginç bir yer var. Yazar Kırlan müdahale etmemesine bağlıyorlar. gıç "Savunmaya Yönelik Ancak. özal'ın Hasan Celal GüTehditler" bölümünde bir anısı zel'in "erken davrandığına" işaret nı şöyle aktarıyor: etmesi ile Mehmet Keçeciler'in bü"... Bir gün polislere "hiçbir ro kurması "müdahale" olarak toprak ağası, fabrikatör ya da hol yorumlamyor. özal'ın desteği ile ding sahibinin oğlunu polis ola Başbakan olarak atanmaları harak gördünüz mü" diye sormuş linde Hüsnü Doğan, Mesut Yıltum. Birkaç gün sonra tehdit maz, Cengiz Tuncer ve CMtan Suneden polisler özür dileyerek, gurlu'ya genel başkanlık için yük'Ağabey, hep o sözünü düşün sek şans tanınıyor. Maliye ve Gümnik Bakanı Ekrem Pakdedük. Çok hakhsın' dediler. Bir ke mirti ile Tarım Orman Köyişleri zinde de şu anda emekli olan bir Bakanı Lütfullah Kayalar, "sürpHavacı Albay R.A. oturduğum riz isim" olarak değerlendiriliyor. semt karakolundaki görevlilerle Liberaller, Mesut Yılmaz'a muhtarlara "Kefnal Kırlangıç çok adaylığını açıklaması için baskı tehlikeli. Bu semtte oturuyor. En yapıyorlar. Dışişleri Bakanı Yılkısa zamanda yakalayın. Bana maz'a bu görüşlerini ileten liberalda bildirin. Hakkından gelelim" ler, "Eğer adaylığınızı açıldamazdemiş. Ayni gün ve bir saat ka sanız kongrede kazanma şansınız dar sonra iki ayn kaynaktan ba biter" dediler. na bildirildi. Ben de inadına evıANAP kulislerinde, cumhurnin önünden üç kez geçtim. Ya başkam seçilen Özal'ın önceki gün kalanacaksam kendi yakalasın ANAP grubunda yaptığı ankette istedim. Çünkü bunun bir gözda başbakan adayı olarak yer alan 18 ğı olduğunu hemen anlamıştım. isim ile ilgili yapılan değerlendirIşin acısı. şu anda bu albayla ay meler şöyle: ni partide, SHP'de birlikte üyeyiz. Hasan Celal Güzei: Özal'a rağŞu anda içtenlikli mi, değil mi bil men genel başkan adaylığını açıkmem ya, insan hakları ve demok layan Hasan Celal Güzel, ANAP grubu içerisinde 84 milletvekilirün rasiden söz ediyor." Deniz Baykal'ın Cem Boyner: desteğine sahip bulunduğünu söyle yemek yemesi eleştiriliyor da lüyor. Hareketçi ve muhafazakâr eğilimlerle parti içi demokrasi12 Eylül sonrası avukatları ihbar nin işlemesi amacından hareket eteden emekli albayın SHP'de po tiklerini bildiren bazı liberaller de lıtıka yapması neden eleştirilmi bu sayıya dahil. Hasan Celal Güyor acaba? zel'in delegeler düzeyinde de desBu tutarsızlık niye? teği olduğu belirtiliyor. Özal'ın müdahale etmemesi ve adayını bildirmemesi halinde Hasan Celal Güzel olağanüstü kongreden genel başkan olarak çıkacak en güçdır, haklan" sesleri yükseldi. Çiçek, sözlerine iktidann uygu lü isim olarak değerlendiriliyor. lamalannı anlatarak başlayacağını Güzel'in karşısında yer alan libebildirmesi üzerine de işçiler "Gö raller, Özal'a rağmen aday olarak rünen köy kılavuz istemez" diye çıkmasının, Güzel'in şansını yitirbağırdılar. Çiçek, kendisine söz mesine yol açtığını öne sürüyoratılmasını, demokratik hareketin lar. Bu görüşe destek olarak, Turgelişmesine bağlayarak konuşma gut Özal'ın önceki gün gazetecisını sürdürdü. Çiçek, "1980 öncesi lere "Ben aslında bu kadar acele 145 kez grev ertelenmişCir. Bizim edilmemesini söylemiştim. Artık dönemimizde ise 3 kez grev erte onu ANAP il başkanlan, kongre lemesi yapılmıştır" diye konuşun takdir eder" demesini gösterica, bir işçi, "Ama, o zaraan Ge yorlar. nelkurmay Başkanı bizim maaşıAli Bozer: Bozer'in, Özal'ın semıza imreniyordu Sayın Bakan" çilmesininardından başbakanlığa diye laf attı. vekâlet etmesi genel başkanlık Çiçek, sozlerini, "Ana hatları şansının kalmadığı biçiminde yoitibanyla genel başkanınız Hikmet rumlamyor. MDP kökenli olmaAlcan'ın konuşmasına aynen ka sı ve Bülent Ulusu hükümetinde bakan olarak görev alması, Botıldığımı bildiriyorum" diyerek zer'in "dezavantajı" sayılıyor. bitirdi. ANAP milletvekilleri Bozer'e, Çiçek'in konuşmasından sonra "sıcak" bakmıyorlar. Bozer'in kürsüye gelen DYP lideri Süley ANAP teşkilatıyla üa bağları buman Demirel, "Sayın Bakan, Sa lunmuyor. Özal tarafından başbayın Başkan Alcan'ın sözlerine ana kanlığa atanması halinde Bozerhatlanyla mutabık olduğunu söy in gerek grup içinde, gerek parti ledi. Ne diyor Sayın Başkan Al tabanında tepki toplayacağı öne can, 'Refah vaat edenler, zulum ve surüluyor. sefalet getirmiştir' diyor. Sayın BaCemil Çiçek: ANAP'ın kurucukan, bunda mutabıksa, benim bir ları arasında yer alan daha sonra şey «öylememe gerek yok" dedi. Yozgat Belediye Başkanlığı göreSHP Genel Sekreteri Deniz vinde bulunan ve 1987 seçimleriyBaykal da 26 Mart 1989 seçim so le TBMM'ye girerek Devlet Banuçlarının şu andaki ANAP ikti kanlığı'na getirilen Cemil Çiçek, darı için bir toplumsal ret anlamı ANAP'ın "muhafazakâr" eğilimi nı taşıdığını belirterek şoyle içerisinde yer alıyor. Çiçek'in Devlet Bakanlığı görevi süresince Çakonuştu: "Bu seçimin gereği yerine geti iışma Bakanı Imren Aykut'un ve rilmemiştir. Şimdi o çoğunluk liberallerin hedefı haline geldiğikendi içinden bir Cumhurbaşka ne dikkat çeken ANAP'lılar, Çinı belirlemiştir. Parlamento ço çek'in başbakan olarak atanması ğunluğu, halk çoğunluğu değil. halinde liberallerin buyük bir böBugün burada göriiyoruz. Allah, lümünün ANAP'tan kopabilecehiçbir siyasel adamım Sayın Ba ği görüşunu savunuyorlar. kanın (Cemil Çiçek) bugün buraOrhan Demirtaş: ANAP'ın Teşda içine düştüğü manzaraya dü kilat Başkanı ve Özal'ın aynlmaşürmesin." sından sonra genel başkanlığa veCemil Çiçek'in yerinden kâletle gorevlendirilen Orhan Dekalkarak, "ltiraz ediyorum, öyle mirtaş, parti ve milletvekilleri uzebir durura yoktur burada" dediği rinde "fazla etkili olamayan" bir duyuldu. Çiçek, salondan nktı isim olarak değerlendiriliyor. SHP'de ilk raunt yönetimin GOZLEM nıltay"ın olağan kunıltay oncesinde toplanmasını da istiyorlar. Ahmet tsvan, Lgur Batmaz, Yakup Kepenek, Ertuğrul Günay ve Kemal Anadol tarafından hazırlanan, bazı degjşiklîkler yapılarak yeniden yetkili organlara sunulacak olan "demokrasi için güçbirliği" onerisinde şu noktalar üzerinde duruluyor: 12 EylülANAP rejimi demokratik süreclerle bir an önce sona erdirilmelidir. Bu amaca ulaşmak için temel hak ve özgürluklerin önündeki engeller, yargı bağıınsızlığı, üniversite özerkliği, basın özgürluğü, TRT tarafsızlığı sağlanmalıdır. Temsili demokrasinin ilkelerine uygun, çağdaş, eşitlikçi bir seçim yasası yapılmalıdır. Bu konularda başta siyasi partilar olmak uzere toplumun demokrasiden yana tüm güçleriyle "demokrasi için güçbirliği" yapılmalıdır. Bu politikanın geliştirilmesi için parti organlarının, küçük kurultayın bir an önce toplanarak orgütün etkin katılımı sağlanmalıdır. Öneriye Genel Başkan Erdal lnömı'nün "sıcak bakmadığı", genel merkez yönetiminin de "geçmişteki bazı örneklere" dikkat çekerek "sonucunun ne olacağının belli olmadığı" görüşünü savunduğu bildiriliyor. özellikle, "cepbeleşme politikasının" sakıncalan üzerinde durulduğu kaydediliyor. Anayasa Mahkemesi'nden ihtar alması sonucu SHP'nin 6 ay içinde tüzük değişikliğine gitmesi de gerekiyor. SHP tuzüğüne göre tüzük değişiklikleri kurultay kararı ile yapılabiliyor. Bu nedenle haziran ayında yapılacak büyük kurultayın iki ay öne alınarak tüzük kurultayı ile birlikte yapılabileceği vurgulanıyor. SHP Genel Merkez yönetimindeki bazı üyeler ise buna karşı çıkarak ayn bir tüzuk kurultayı topiamanın daha doğıu olacağını savunuyorlar. Önümüzdeki günlerde bu konudaki kararın da Genel Başkan İnönü'nün tavnnın belli olması ile netleşeceği bildirildi. MYK'dan geçen ve uygulamaya giren "yeni üye yönergesi" ile kurultaya dönuk çalışmaların hız kazanacağı öğrenildi. Yönergeye göre hazırlanan yeni uye kartlarından almayanlar kurultaya katılamayacak, seçme seçilme haklarını kullanamayacaklar. Yönetimleri gorevden alınan il ve ilçelerde de önümüzdeki bir ay içinde kongrelerinin yapılacak olmasının "parti içi mücadeleyi daha da hızlandıracağı" öne sürülüyor. HABERLERIN DEVAMI UGUR MUMCU Yılmaz'a aday oF baskısı Hüsnü Doğan: ANAP'ın kuruluşunda Özal'dan sonra ikinci adam olarak rol oynayan Hüsnü Doğan, genel başkanlığa en yakın isimler arasında sayılıyor. Tlırgut Özal'a her dönem destek olan, ancak ANAP'ın daha çok hareketçimuhafazakâr eğilimi içerisinde yer alan Doğan'ın özal tarafından başbakan olarak atanması halinde güçlü genel başkan adaylarından Hasan Celal Güzel'in önunun kesilebileceği öne sürülüyor. Doğan, kongrenin desteğini alacak, ANAP grubunda da liberaller dışında diğer gruplardan en az tepki toplayabilecek adaylar arasında niteleniyor. Hüsnü Doğan'ın Özal tarafından aday gösterilmesi halinde diğer adaylar Mehmet Keçeciler, Ekrem Pakdemirli ve Oltan Sungurlu'nun karşı çıkmayacağı, Güzel'i destekleyen delegelerin büyük bir bölümünün oylarının Doğan'a kayacağı öne sürülüyor. Ancak, Özal'ın Doğan'ı adayı olarak çıkarması halinde yeniden "hanedan" eleştirilerinin gündeme gelebileceği ve Yılmaz ve arkadaşlarına, "istifa gerekçesi" hazırlanabileceğine dikkat çekiliyor. Kaya Erdem: Başbakan Yardımcılığı'ndan istifa eden Kaya Erdem'e genel başkanlık şansı tanınmıyor. Erdem'in Başbakan Yardımcılığı'ndan aynldıktan sonra Karaduman ve arkadaşlan ile birlikte hareket etmesi ve cumhurbaşkanı turlan sırasında Özal'ın elini sıkmaktan kaçınması "dezavantaj" olarak değerlendiriliyor. Safa Giray: Milli Savunma Bakanı Safa Giray'ın da şanssız adaylar arasında olduğu görüşü savunuluyor. ANAP kulislerinde Giray'ın geçen kongrede Özal'ın desteğine rağmen MKYK'ya seçilemediği anımsatılarak. "Kongrede MKYK'ya seçilemeyen bir kişiyi genel başkanlığa seçtirmek mümkün değil'' değerlendirmesini yapıyorlar. Giray'ın ANAP grubu içinde de bazı liberaller dışında fazla bir desteği bulunmadığına işaret ediliyor. Kâmran İnan: İnan'ın da MDP kökenli olraası, ANAP'lılar tarafından tepkiyle karşılanıyor. Parti teşkilatı ve grupta fazla etkinliği bulunmayan İnan'ın son zamanlarda Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz ile çekişme içine girmesi de şansını azaltan faktörlerden sayılıyor. lnan'ı bazı Doğulu milletvekilleri destekliyorlar. Lütfullah Kayalar: ANAP grubu içinde sevilen Tarım Orman ve Köyişleri Bakanı Lütfullah Kayalar'ın dezavantajları arasında yaşının genç olması ve deneyimsizliği sayılıyor. Mehmet Keçeciler: ANAP'ın kurucuları arasında yer alan ve parti teşkilatları üzerinde etkinliği bulunan Keçeciler'in genel başkan adaylığı ANAP kulislerinde "muvazaa" olarak niteleniyor. Keçeciler'in ayni tabana yonelen Hasan Celal Güzel'in yukselişini durdurmak için Özal tarafından genel başkan adayı olduğunu açıklamaya itildiği öne sürülüyor. Keçeciler'in dün oluşturduğu bürodaki çalışmaları ve "Biz eski Genel Başkanımızın göslerecegi adaya saygılı olacağız" sozleri bu görüşün kanıtı olarak gösteriliyor. Husnü Doğan ya da Ekrem Pakdemirli'nin aday olarak çıkanlması halinde Keçeciler'in çekilebileceği belirtiliyor. Keçeciler'i ANAP grubu içerisinde muhafazakâr eğilimdeki milletvekilleri destekliyorlar. Keçeciler, Özal'ın yakın aile çevresi Husnü Doğan ve Yusuf Özal'la birlikte hareket ettiği için grubun büyük çoğunluğundan tepki topluyor. tbrahim Özdemir: ANAP'ın liberal eğilimi içinde yer alan İbrahim özdemir'in grup içerisinde fazla etkinliği bulunmuyor. İlk donemde ve halen ANAP'ın genel başkan yardımcılığı görevini yürüten Özdemir'e kulislerde şans verilmiyor. Ekrem Pakdemirli: 1987 genel seçimleriyle birlikte milletvekili olarak Meclis'e giren Pakdemirli, ANAP'ın muhafazakâr eğilimi içinde yer alıyor. Pakdemirli'ye ANAP'lı liberaller karşı çıkıyorlar. ANAP'ın kuruluş yıllannda MDP ile birleşmeyi savunması nedeniyle de ANAP'ın hareketçi eğilimdeki milletvekilleri Pakdemirli'yi eleştiriyorlar. Maliye ve Günırük Bakanlığı'nda başanlı olarak nitelenen Pakdemirli'nin grup içerisinde ve ANAP teşkilatlannda fazla etkinliği bulunmuyor. Pakdemirli'nin aday gösterilmesi de Mesut Yılmaz ve arkadaşlarına istifa gerekçesi hazırlamak olarak değerlendiriliyor. Oltan Sunguriu: Nejat Eldem'in ardından Adalet Bakanlığı'na getirilen Oltan Sunguriu, 1987 seçimlerinden sonra ANAP Teşkilat Başkanı olarak görev yaptı. Sungurlu'nun teşkilat başkanlığı döneminde ANAP tabanında olumlu puan topladığını belirten ANAP'lılar, grup içinde de Sungurlu'nun birieştirici bir isim olabileceğinı ifade ediyorlar. Sungurlu'nun ANAP içerisindeki hareketçimuhafazakâr eğilimle bazı liberal milletvekilleri ile de sıcak ilişkileri bulunduğu belirtiliyor. Güneş Taner: Devlet Bakanı Güneş Taner, .ANAP'ın hareketçimuhafazakâr eğiliminin hedefi haline gelen isimleri arasında yer alıyor. Son kongrede MKYK'ya seçilemeyen Taner'e genel başkanlık için fazla şans tanınmıyor. Taner'in delege tabanında fazla bir etkinliği bulunmuyor. MükerremTaşçıoğlu: Eski bakanlardan Mukerrem Taşçıoğlu da ANAP grubu içerisinde tepki toplayan isimler arasında sayılıyor. Liberallerle birlikte davranan Mukerrem Taşçıoğlu'nun grup başkanvekilliği seçimlerini kaybetmesi, Özal'ın cumhurbaşkanı adaylığına karşı çıkması, ardından Mesut Yılmaz ile diyaloğa girmesi, olumsuz puanlar olarak değerlendiriliyor. Cengiz Tuncer: ANAP'ın liberal eğilimdeki milletvekilleri arasında yer alan Cengiz Tuncer, diğer gruplardan da fazla tepki toplamayan kişiliği nedenivle güçlu adaylar arasında yer alıyor. ÖzalL ın başbakan adayı olarak göstermesi halinde Tuncer"e şans tanınıyor. Tuncer, "ANAP grubu içerisinde en az tepki toplayacak isim" olarak niteleniyor. Mesut Yılmaz: ANAP'ın liberal eğiliminin önculerinden olan Mesut Y'ılmaz, Meclis grubundaki genç milletvekilleriyle liberal milletvekillerinin desteğini almış durumda. Liberal bazı milletvekilleri, Mesut Yılmaz'ın genel başkan adaylığını açıklamasını isterlerken, Yılmaz, Özal'ın adayını açıklamasını bekliyor. Yılmaz'ın en buyük şanssızlığı "liberallerin adayı" olarak görunmesinden kaynaklanıyor. Yılmaz'a ANAP'ın milliyetçimuhafazakâr eğilimi karşı çıkıyor. Namık Kemal Zeybek: MHP sanıklarından Kultür Bakanı Namık Kemal Zeybek de genel başkan adayları arasında en az şans tanınan isimlerden biri olarak niteleniyor. Zeybek, ANAP'ın milliyetçi eğilimiyle birlikte hareket ediyor. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Sabah Gazetesi, "Hasbalıçede Sonbahar" yazı dizisi nedeniyle Turgul Özal ve eşi Semra Özal'a 20 milyon lira tazminat ödemeye mahkum edildi. Hürriyet Gazetesi'nin de, "Horzum Olayında Şok Yaratacak tddia" haberinden oturü ANAP tzmir Milletvekili Kaya Erdem'e 7.5 milyon lira tazminat ödemesine karar verildi. Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Bekir Coşkun tarafiudan kaleme alınan, ancak tümü yayımlanmadan mahkeme kararı ile toplatılan, "Hasbahçede Sonbahar" yazı dizisi için açılan tazminat davası dun sonuçlandı. Turgut Özal ve eşi Semra Özal tarafından açılan 80 milyon liralık tazminat davasında dün kararını açıklayan Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi yargıcı, Sabah Gazetesi'ni Özallar'a 10'ar milyon lira olmak üzere toplam 20 milyon lira tazminat ödemeye mahkum etti. Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi yargıcı, Hürriyet GazetesiKaya Erdem davasını da dun sonuçlandırdı. Hürriyet Gazetesi'nde 12 Aralık 1988'de yer alan "Horzum Olayında Şok Yaratacak İddialar" başlıklı haber nedeniyle Erdem'in açtığı 50 milyon lira tutarındaki tazminat davasında yargıç, Hürriyet Gazetesi'ni 7.5 milyon lira tazminat ödemeye mahkum etti. Erdem, Horzum ile ilişki içinde olduğunu ima eden haber ile kişilik haklarına saldında bulunulduğunu belirterek manevi tazminat davası açmıştı. Hürriyet ve Sabah'a tazminat cezası (Baftarafı 1. Sayfada) tecilere saldırmışlar; tekme tokat dövüşten sonra da karakola düşmüşler. Dava, "görevi kötüye kullanmak" suçundan açılmış, asliye ceza mahkemesi olayda "evrakta sahtecilik suçu" ile ilgili öğeler görmüş; bu gerekçeyle de dosyayı ağır ceza mahkemesine göndermiş. Bundan sonra "inkılap hocalan", ağır ceza mahkemesinde yargılanacaklar. "Evrakta sahtecilik" suçunun cezası da pek hafif değil: 5 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis. Kim bunlar? Tanıtalım: Prof. Aydın Taneri. Prof. Mustafa Kafalı. Prof. Hasan Kbni. Bunlar, enstitünün eski ve yeni müdürleri. Bu eski ve yeni müdürler ile birlikte yönetim kurulu üyeleri, Prof. Eyüp İspir, Prof. Rafet Yınanç, Prof. Yaşar Kahraman ve Enstitü Sekreteri Kürşat Sefercioğlu da aynı suçtan yargılanıyorlar. Sanık Prof. Bahattin Öğel hakkında soruşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş. Olay bu aşamaya nasıl geldi? "inkılap hocalan" ile ilgili soruşturma, önce Ankara Üniversitesi'nde başlatıldı. Üç profesörden oluşan komisyon olayı inceledi ve komisyon raporu Danıştay'a gönderildi. Komisyon, "inkılap hocalan"n\ sorumlu bulmuştu. Sonra yasal yol işledi; Memurin Muhakematı Yasası gereğince Danıştay İkinci Dairesi, bu "inkılap hocalan"n\n yargılanmalarına karar verdi; yargılama bu asliye ceza mahkemesinde başİE^dı. Asliye ceza mahkemesi de önceki gün dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderdi. Artık bundan sonrasına ağır ceza mahkemesi karar verecek. Bu nedenle olayın yargılama bölümü ile ilgili yorum yapmıyoruz. Konumuz başka. "Sanık inkılap hocalan"ndar\ Prof. Aydın Taneri, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Atatürk Araştırma Merkezi asli üyesi. Sanıklardan Prof. Yaşar Kahraman, Prof. Hasan Koni, Prof. Rafet Yınanç da Türk Tarih Kurulu asli üyeleri. "Sanık inkılap hocalan", bütün bu alanlarda etkinler. Suç, "evrakta sahtekârlık." Türkçesi ile "belge düzmecili&•" Dosyaya göre bu "inkılap hocalan" düzmece belgelerle doktora diplomaları vermişler. Kimlere verilmiştir bu düzmece diplomalar? Bunların bir kısmı bugün üniversitelerde "inkılap tarihi derşleri" veriyorlar. Üniversite bunlar için bir önlem almayı düşünmüyor mu? Düşünmüyor mu? Konunun bugün için can alıcı noktası da buradadır. Haklarında düzmece belgelerle diploma vermek suçundan ağır ceza mahkemesinde dava açılan bu "inkılap hocalan" bugün enstitüde nasıl görev yapıyorlar? Devletin en duyarlı kurumlarında ne gibi görevler üstleniyorlar? Adliyede resimlerini çekmek isteyen gazetecilere tekme tokat saldıran bu "inkılap hocalan"na Bursa kılıç kalkan oyunları ile cirit ya da Kırkpınar güreşlerinin tarih içindeki yerlerini araştırmalarını salık veririz. Gelecek duruşma için yararlı olur! Yut hapı. at stresi (Baftarafı 1. Sayfada) kontrol altında tutulması gerektiğini belirterek, aksi takdirde ruh sağlığımızın i>ideıı iyiye bozulacağına dikkati çektiler. Yapılan istatistiklere göre bileşiminde uyuşturucu bulunan ve halk arasında "müsekkin" olarak da adlandırılan sakinleştirici ilaçlardan Insidon'un satışı 1984 yıhnda 772 bin 400 adet iken. 1988 yılında 1 milyon 641 bin 800 adete yükseldi. Y'ine antidepresif özelliği bulunan Lidanil 169 bin adetten aynı süre içinde 732 binlere fırlarken, Aparkan'ın satışı 2 binlerden 59 bine fırladı. Psikosomatik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan Bellergal adlı ilacın satışırun ise 475 binlerden 875 binlere yükseldiği belirlendi. Yine aynı şekilde daha önce serbest satılırken tüketimindeki hızlı artış nedeniyle reçeteye bağlanan "Corex" benzeri öksürük kesici olarak kullanılan ve birleşiminde "dextrometorphan" bulunan reçetesiz şuruplardan "Benical"in satışının ise 1 milyon 250 binden, bir yıl içinde 1 milyon 650 bine yükseldiği görüldü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. Adnan Ziyalar bu tip ilaçların normal reçete dışında kullanımına şahit olduklarını vurgulayarak şunları söyledi: "Aparkan sıkınü çözücü değil, ancak ruh hastalıklarında kullanılan bazı ilaçların yan tesirlerini kaldıncı olduğu için özellikle sıkıntıh insanlar tarafından kullanılıyor. Aslında bu ilacın Parkinson hastalıklannda kullanılması gerekir. Yine İnsidon ve Lidanil aynı gruptan iki ilaç. Çok hafif sıkıntı çözücü özellikleri olduğundan ve yan tesirleri hiç olmadığı için satışlannda buyük artışlar görülüyor. Bellergal ise çok eski bir ilaç. kullanım alanı geniş olduğu için (mide, bağırsak rahatsızlıklan, uyku bozuklukları, sıkıntı halleri \b.) bu ilaç da gittikçe daha fazla kullanılmaya başlandı." Istanbul Eczacı Odası Başkanı Mehmet Domaç ise sınir yatıştırıcı, sakinleştirici antidepresif ilaçların yeşil reçeteye tabi olmadığı yıllarda büyuk ölçüde tüketilip "kötüye kullanıldığına" dikkati çekerek, bu ilaçlar yeşil reçeteye bağlandıktan sonra tüketimlerinin hızla düştuğünü vurguladı. Do maç şöyle konuştu. "Buna karşın reçete kapsamında olmayan sakinleştirici ve yatıştırıcı ilaçlardaki artış dikkat çekicidir. Kodeinli ilaçlara bir örnek vermek gerekirse örneğin 1985'te 70 bin adet tükelilen Benkozodin tabletin tüketimi (tMS verilerine göre) 1988'de 1.650.000 adete yükseldi. Bu ilaçların ilaç alışkanlığı olanlar tarafından suiistimal yapıldığı için. 1989 yılı başında yeşil reçete kapsamına alındı." Tüketimleri alarm verici boyutlara ulaşan ilaçfann bağımlılık yapıp yapmadığı konusundaki sorumuzu yanıtlayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayhan Songar da, antidepressan, sakinleştirici veya antipsikotik olarak kuilanılan ilaçların bağımlılık yapabildiğini belirterek şunları söyledi: "Bunlann asıl tedavi etkilerinin yamnda sakinleştirici tesirlerinden faydalanılmaktadır ve hiçbir zaman bir gerçek 'iptila' bu ilaçlarda göriilmemiştir. Kaldı ki ber maddeye karşı bağımlılık olabilir. Bunlann başında hem de çok zararlı bir alıskanlık olan sigara gelir. Psikotrop denen ve ruh hastalıklarının tedavisinde kuilanılan ilaçların hepsini bağımlılık yapıyor diye yeşil ve kırmızı reçete kısıtlamasına tabi tutmak tedavide hekirae ve hastaya büyük zorluklar getirebilir." Konunun toplumsal ruh sağlığı yönünden çok önemli boyutları olduğuna dikkati çeken Dr. Erdal Atabek, "Söz konusu ilaçların lükeliminde çizilen grafik toplumumuzda psikolojik kökenli bedensel hastalıklar ve depresyon gibi ruhsal kökenli hastalıklann artlığını gosteriyor" dedi. Ozal: Genel (Baştarafı 1. Sayfada) kanlık Konutu'ndaki çalışma odasında kabul etti. Özal. cemiyet yöneticilerinin, "Avrupa Topluluğuna üye olabilmcnin en önemli gereği basın özgiırlüğüdür. Bu özgürluğü kısıtlayıcı unsurlar tamamen kaldırılmalı, ancak basın özgürlüğü yalan özgürluğü olarak görülmemelidir. Yeni cumhurbaşkanımız kapsamlı bir basın affı ve genel af için ilk isareti vermeli ve temel hak ve özgürlükleri sınırla>an 141142163. maddelerin yeniden değerlendirilmesi konusunda yeşil ışık yakmalıdır" görüşlerine yanıt verdi. Turgut Özal, şunları söyledi: "Biz genel bir affın karşısında olduk. Tiirkiye'de gecmişte öyle çok af çıkanlmış ki suç işleyen, nasıl olsa hukümel değişir, af çıkar, kurtulurum, diye düşünmüş. Vergi affında da aynı yanlış yapılmış. 1leri ülkelerde bu manada af yok. Bizim infaz kanunumuz Batılı ülkelerden daha medenidir." Duşünce suçlarına hapis cezası yerine çok ağır para cezası verilmesinden yana olduğunu da ifade eden Turgut Özal, "Insanların haysiyetleriyle oynandığında böyle 23 milyon değil, 300400 milyon verilmeli ki ürkülücü olsun" dedi. Özal basına açtığı davalarla ilgili olarak da şöyle konuştu: "Ben aslında dava elmeyı hiç duşünmedim. Ama hücum ediliyor. Korkuyorlar, uğraşamayız diyorlar. Bari ben cesaret gösterip örnek ola>ım diye yaptım. Benim onlardan alacağım parayla bir alakâm yok. Bizim paravla alakâmız yok."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear