24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 EKİM 1989 CUMHURÎYET/7 GÖRÜŞ HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ W Gelecek Gelecekten korkmuyorum, çunkü dunu yaşadım ve bugünü sevıyorum. Willlam Alten Wt»rte ÖZAL'IN YENİ BALONU UÇURULDU TÜRKİYE'de şu anda 42 bin konut yapı kooperatifi var. Kooperatiflere 1984 yılında şöyk denildı: Liberal devlet konut yapıyor F Ü S U N Ö Z B l L G E N Bu zorunlu müjdenin ardmdan çalışanlardan kesilen fonların toplamı bugün 4 trilyon lira olarak hesaplanıyor. Bu 4 trilyon lira nereye gıttı bellı değil. Ortalama maliyeti 40 mılyon liradan konut yapılmış olsaydı bugune kadar 100 bin konut yapılmış olması gerekirdı. Halbuki ortada bir konut bile yok. Şimdi ev sahibi olmak için tükenmez bır özlem içınde olan orta gelirli kesime yeni bır umut kaynağı, yeni bir balon uçuruldu: "Metrekare ile konutDBuzu ahn.." Nereden alacaklarmış? Halkalı'daki toplu konut alanlarından. Buraya 40 bin konut yapılabılecekmiş... Peki ne kadan yapjlrruş? Henuz btr tanesı bile yok. 3.500 civannda konut yapıhyor, binlerce kişiye sertifıka satılacak. Sonra? Sonrasını parayı veren düşünsün. Bu arada ilginç bir konu da şu. Devletin her türlü iş sahasından el çekmesıni savunan "liberal" iktidarın başbakanı devletın konut yapacağını ıftiharla açıkhyor. Haîk ginşimınin başarılı örneklen olan kooperaufler dururken acaba neden devlet konut işine gıriyor da fabrıka ve sanayı tesislerinı satıyor? Bu iş konut işi mı yoksa yeni bır dolandırma yöntemı mı herkes istedıgı gıbı karar versın. EVSANLAR KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK h/ıım .. tıanka hr tıpfir. "Arsanızı alıp (emelinizi atın. Subasman se\iyesine geldığiniz zaman inşaatlarınızın yuzdc 10'una gelmişsiniz demeklir. O zaman size kredi acanz, konullannızı tamamlar, girer içinde oturursuauz." O gunJerde kooperatif kurup da subasman seviyesine gelmış olanlar bır şans eseri hemen başvunılarım yaptılar. Alabılenler kredılerini aldılar. Konutlarını genellikle tamamladılar. Konut işırun hızlandığını gören haJk ümitlendı. Bir yandan da umit pompalanıyordu. Herkese bol miktarda kredi dagıtılacak ve herkes konut sahibı olacaktı. Binlerce yeni kooperatif kuruldu, herkes kredi içın başvurdu, ama artık başvurular bıle kabul edılmiyordu. Deniz bitmiştı; çok büyük torpilüler dışında kredı alabılen kooperatif yoktu. Şimdılerde ınsaatı %30 seviyesine gelenlere kredi vaadediliyor.. Sonra "konut edindirme yardımı" ıcat edildi. tşçi ve memurlann kıdemine göre kademelı olarak artarak kesilen paralar ayda 3040 bin lirayı buluyordu. Sonra bu da az geldi. "Tasamıfu Teşvik UygulamasT icat edtldi. tşçiden bordrosunun yüzde 4'ü ve işverenden yüzde PtKNİK PİYALE MADRA Baton uçuruyor Özal köşke çıkma arefesınde bu kez de liberal devletın metrekare ıle konut yapıp satacağını açıkladı Konut umudu sömürüsü yıllardır bıtmedı. 6'sı oranında para kesiltneye içine baka baka şöyle denibaşlandı liyordu: Bu arada "İcraaOn İçinden" "Isteseniz de istemeseniz de programında halkın gözlerinin zorla sizi ev sabibi yapacağız..." HAMİDİYE ALAYLARI FIKRA HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEN FIKRAYI okurumuz Ydmaz Erdogan göndermiş: Istanbul'daki büyuk otellerdin birinin lobisi. Bir büyük asansör kapısı açık duruyor. Asansöre arka arkaya iki kişi biniyor biri 12. katın diğeri 18. kaün düğmesine basıyor. Tam bu sırada asan&öre bir de Karadenizli biniyor. Zemin katın düğmesine basıyor. tlk iki kişi uyanyor: Asansör zaten zemin katta, yanlış bastınız düğmeye. Karadenizli sessiz, yanıt bile vermeden bekliyor. Otomatik kapı kapamyor. Asansör hızla yükseliyor, yükseliyor 12. kata geliyor durmadan geçiyor. 12. katta inecek yolcuda bir telaş, asansörü durdurmak için çeşitli düğmelere basıyor. Asansör aldmnadan yükseliyor 18. kata geliyor ve geçiyor. İki yolcu da kapılan yumnıklayıp düğmelerle oynarken asansör en üst kata geliyor ve durmadan geri dönüp aşağıya inmeye başlıyor. Sonunda hızla zemin kata gelip duruyor kapılannı açıyor. O zamana kadar sessizce bakınan Karadenizli diğerlerine "asansör bozuktnr" uyansını gösteriyor ve ekliyor: Demek ki ben hakliymisum. , dU KAMR LAF Y£]ER. İZ/M VEf?if?SEMi2, feUİ ÖİKÜYE 8AJOHCB AMk SAKlH 0£M /OKKeM 0WR 0LMAZ ı> OBRStMİZ.. OÖtiÜŞTe SiZe BAZ\ G'UC OCAKLARfİLA.'luaİLİ ACIKLAMAIAK AĞAÇ YAŞKEN EĞÎLtR KEMAL GÖKHAN GÜRSES Ecfltlt Güneydoğu'nun savunmasını aşiret reislerine terketmenın tehlıkesine dıkkat çekiyor Ecevit'in gözlemleri DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, politik vaşamından önce gazeteci olduğunu hiç unutmadı. Sık sık da gazeteciliğine dönüşler yaptı. Son gunlerde haftalık Nokta Dergisi için gezdiğı Güneydoğu'yıı halkın bakış açısından yansıtmaya çahştı. İşte, anlattıklarından bazıları: "Bundan 84 yü önce, Sultan Abdülhamit, buralarda aşiret reislerine 'Hamidi>e Alaylan' denilen milis kuvvetleri kurdurmuştu. Bunlar bolgeyi konıyamadıkları gibi, halkın başına bela kesilmiş, botgenin yan feodal yapısını busbutün kokleşürmişlerdi. Şimdi Cumhuriyet döneminde 'Hamidiye süaylan' yeniden'dirilliliyor." Ecevit, aşiret reisleri ve ağaların silahlandırılarak, devletin yapması gereken guvenlik görevinın bu güçlere devredilmesinin sakıncalanna değindikten sonra şoyle devam ediyor: "Bu sozde guvenlik onlemi, devlet ve millet için de, demokrasi için de, PKK'dan ve teröristten daha buyuk bir tehlike. Bolge halkı bu tehlikenin bilincinde, ama devleti yonetenler de toplumun ust katlanndakiler de benüz farkında degiller. Bir de şu var Gece vakti dağ başında, devlet guvenlik giıçleri. ağanın silahlı adamlanyla, PKK'nın ilahh terorisüerini nasıl ayırt edecekler? Nitekim şimdiden 'Devlet guçleri, PKK'cı sanıp benim adamımı vurdu' di>en aşiret reisleri çıkmaya başladı. Kaldı ki alınan 'guNenlik onlemierinin' acayipliği yuzunden, devlet guçleri bile birbirini tanıyamaz olmuş durumda. Kasabalarda, dağlarda eli silahlı birtakım pejmurde kılıklı, saçı sakalı uzamış adamlar dolaşıyor. Bunlardan hangisi 'ozel tim', hangisi 'istihbaratçı', hangisi 'ağanın adamı', hangisi 'terorisf belli değil. Yani kamuflaj'dı, 'istıhbarat'U, 'korucu'ydu derken, 'dostla duşman' a>ırt edilemez olmuş." Ecevit, gözlemlerinin sonuçlannı da şöyle aktanyor: "Halk, Turkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bağlı ve devletten devletliğini bilmesini isti>or. Onurunu incitmeyen etkili bir can guvenliği duzeni istiyor. Koruculara ayrılan vılda yaklaşık 50 mib^r lira, yatınmlara yöneltilsin, fabrikalar, iş>erleri açılsın isüyor. Daha iyi eğitim ve eğitilmiş gençlere iş istijor... Hepsinden önemlisi de 'duşman' gibi, 'hain' gibi gortilmemek istiyor ve devletten biraz guven, biraz sevgi, biraz sevecenlik istiyor. Çok mu?" Hukümet yönetmiş eski bir başbakan halkın arasına girince Guneydoğu'da bunları goruyor. Şımdikı başbakan ise o bölgeye gıttığinde BMVV'si ilc surat denemesı >"apıp, kurşun geçirmez camlar ardındar. baktnıp nutuk attığı için galıba bunları hiç göremeden geri donuyor. GARFIELD JM DAV1S BİR VATANDAŞLIKTAN ATILMA ÖYKÖSÜ Beraat yeterli değil mi? DURUSOY Yazan, yıllardır, lsvec"te yaşayan bir Türk vatandaşı. Yüksekova Savcısı iken Adalet Bakaniığı'nın açtığı bır sınavı kazanarak ınfaz hukuku uzerine doktora yapmak üzere İsveç'e gitrais. 1966 yüından ben orada yaşıyor. Isveç'e gitmeden iki yıl önce Hakkân'den bır mahkumun Istanbul'a sevki için sevk zincirine karşı çıktığı için, aradan üç yıl geçtıkten sonra hakkında başlatılan soruşturma 1970'tekı af yasası ıle düşmüş. Bu suçlamadan kuttarmış, ama Stockholm Büyükelçilıgı'nin Türkiye'ye hangı kanallarla ve ne suçlamalarla gönderdiği bılınmeyen raporlannın sonuçlarından kurtulamamış. tsveç Göçmen Daıresi'nde görevli olan Durnsoy Yazan hakkında, "m'üli menfaatlerinüze zarar verecek şekilde faaliyetlerde bulunduğu, Tiırki>e'de tutuklanan İs^eçlilerin kaçmalan için tertibat aldığı, tsveç televizyonunua muzır )^>ınlan uzerinde etkili olduğu, TV yayınlanm protesto etmek isteyen vatandaşlanmıza baskı yaptığı, Stockholm Bu\ukelçiliği'nden Duişleri Bakanlığı kanalı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Mudiiriügü'ne bildirilmesi" suçlamalan ıle son ikametgâhı olan Hakkârı Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında dava açılmış. Mahkeme suçlamalan inceleyip şöyle karar vermiş: "Sanık Durusoy Yazan'ın uzerine atılı yabancı bir memlekerte milli menfaatlere zarar verecek faaliyette bulunroak suçundan hakkında ceza hukmii knrmaya yetecek delil elde edilemediğinden beraaüne." Yanı mahkeme, elçüıktekı bır iki ıhbarcının sacma suçlamalarla dolu raporlanna itıbar etmeraış. HARBİ SEMİH POROY ' KÛMİKLİK OLSUM P/Y£ ' VKAyAUYlM DEP' TARİHTE BUGÜN MİJMTAZ AR1KAN 1913 M SU6UN, r.DUNY/4 SAISAŞI SOHUNDA HOLLANM'YA S<ĞINAM ALAAANyA lUPAGAroBu'MUN GIZLICE Ç£t&CEM FOTZt&BAFLARl JyeuPA SASIHINM YBR ALMÇrt. KAYZSR IT UrtLHEiM, HOLL4HPA'PA AMeRONGEtJ ŞATOSUNA 77 ruKSSK PUVAetAR Ae&fNPA UZAK BlG YAŞANrtSI OLAAI £S/cı Slia 8/ÇlMOB KO/SuA/MAKTAYOl AUCAK, 0B VSIHOT APU St£ SAzerBCl, ŞA7T2NUM 8AHÇ£ PUVA&tAGt DIÇtNOAN GEÇSN YOL0A, SAİAAH YÜtUM S/£ ABA8ANIN TEPSSİNB YERL£ŞEfi£K GlZUlCE POTOĞRAF ÇBKMEYI &4ŞARM/ÇT1 SAKAL 8IRAKMIÇ OLAN KAYZE& ÇO/OfUf GO&JNUYOK.PU. YANINOA &l£ YARCHMCı£t VE E$t BU LUNMAKTAYOI. 18 Ekim W3'UN GAZETECİÜĞt\. Yazan Bçtlık raportarı kurbanı Mahkemenin mart 1989'da aldığı bu karara karşı n 6 Haziran 1989 tarıhinde Yazan aleyhine vatandaşlıktan çıkanlma ışlemlerine başlanılmış ve "3 ay içinde "yurda dön çağn&ı" yapılmış. Ağustos ayında gazetelerde ılan edilen bu çağnyı alan Yazan geçen hafta Türkiye'ye geldi. Savcılığa gıttı ve serbest bırakıldı. Şimdi hakkında alınmış bu acayip kararı kaldırmak için uğraşıyor. Bir yandan da lsveç'teki işlerinı bırakıp bunlarla uğraşmasına neden olan elçılik raporları hakkında üzuntülerıni beyan ediyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear