24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 EKİM 1989 KÜLTÜRSANAT MUZÎK FİLİZALİ Umberto Eco suçlanıyor • ROMA (AA) Tanınmamış bir Kıbrısh Rum yazar, ünlü Italyan romancı Umberto Eco'yu, "Gülün Adı" romamnı kendi kitabından kopye etmekle suçlayarak Eco'dan 3 milyon sterlin (yaklaşık 11.5 milyar Hra) tazminat istedi. Kıbrıs Rum Yazarlar Birliği Başkanı Kostas Sokratus, "Gülün Adı"nı okuduğu zaman, bunun 1964'te yazdığı "Aforismenos"un tıpatıp aynısı olduğunu gördüğünü iddia etti. Dünyada en çok satan kitaplar arasına giren "Gülün Adı"nı, "Aforismenos" adlı kitaptan çaldığı yolundaki suçlamalan reddeden Eco ise "Ne zaman bir kitap başan kazansa, bunu ilk kez ben yazdım diyen biri çıkar" dedi. Ancak bu arada Italyan basını iki kitap arasında büyük benzerlik bulunduğunu yazdı. "Gülün Adı", 198O'de yayımlandıktan sonra milyonlarca satmıştı. "Aforismenos"un ise yalnızca 1000 kadar sattığı ve hiçbir dile çevrilmediği bildirildi. CUMHURİYET/5 Yılın Müzesi Isveç'te PaYliament Superband üst üste iki gece İstanbul Belediyesi Konser Salonu'ndaydı Bilar AŞ'nin etkinlikleri • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Bilar AŞ lzmir Şubesi, "Kış Seminerleri" dizisi ve "Perşembe Sohbetleri"ne başladı. Seminerler 21 ekimden başlayarak her hafta sonu saat 13.0016.00 arasında, söyleşiler ise saat 18.30'da yapılacak. "Türkiye'de Yaşarken" genel başlığında toplanan seminerler, "Türkiye'de Yaşarken Demokrasi ve Sol Düşünce", "Türkiye'de Yaşarken Ekonomi", "Türkiye'de Yaşarken Kadın" olmak üzere üç ana başlığı kapsayacak. İlk yedi haftalık programda, Bülent Tanör, Aydın Köymen, Fadıl Kocagöz, Orhan Dilber, Metin Çulhaoğlu, Nail Satlıgan, Haluk Gerger, Ertuğrul Kürkçü ve Murat Belge seminerler verecek. 19 ekimden başlamak üzere "GAP ve Kültür Mirasımız" konusunda Orcan Gündüz ve Hasan Küçükkara, "Anadolu Uygarlığının Kökeni" konusunda Bilge Umar, "Sinema" konusunda Oğuz Makal, "Ege'nin Dününden" başhğıyla Şadan Gökovalı, " ö n c ü Türk Bestecileri" konusunda Üner Birkan, "Tiyatro" konusunda da özdemir Nutku'nun konuşmalanyla Perşembe Söyleşileri sürecek. Bilar'da aynca İFOD'un fotoğrafçılık kurslan ve resim kurslan başlayacak. 4 AKF Adapazarı'nda • Kültür Servisi Ankara Birlik Tiyatrosu "kraatın Içinden tnsan Manzaralan" adlı oyunu bugün Adapazan'nda sergüeyecek. Muzaffer Izgü ile Zeki Göker'in yazdıklan, Zeki Göker'in sahneye koyduğu oyun 18.00 ve 21.00'de Yıldız Sineması'nda izlenebilecek. Müziklerini Grup Yorum'un hazırladığı "Icraatm Içinden Insan Manzaralan" adlı politik güldürünün Adapazan turnesi SHP il örgütü tarafından düzenlendi. Bir süredir lstanbul'a yerleşen ve tiyatro çalışmalannı bundan böyle bu kentte sürdürecek olan Ankara Birlik Tiyatrosu "lcraaün îçinden Insan Manzaralan" oyununu Başbakan özal'ın cumhurbaşkanhğı gerçekleşirse bir daha sergileyemeyecek. Tamamı "Başbakan özal'ın icraatlan" üzerine kurulu olan oyun bu yüzden ister istemez son günlerini yaşıyor. Gerçekten üstün nitelikli ve yetenekli sanatçı; olguniaştıkça, ustalaştıkça yumuşuyor, iyi huylu, bal gibi tatlı oluyor. Hırçınlıklar, huysuzluklar, kaprisler, aşın titizlikler aslında sanatçının kendine guvensizliğinin belirtileri çoğu zaman. Parliament Superband'ın süper müzisyenlerine bir bakın. Kontrabası konuşturan, ona şarkı söyleten Ray Bnron'ı örnek alalım ilk önce. Nasıl şeker gibi ve yumuşak. Bir başka örnekse James Moody. Resmi siyah smokininin altına giydiği kırmıa beyaz çizgili çoraplarıyla haşan bir çocuk gibi zararsız nıuzırlık yapan Moody'de hiç taşkınhk yok. "Ben James Moody'yim, ona göre" havalarına girmeden topluluktaki görevini yerine getiriyor. Üçüncü konserdeki sololanyla ancak "James Moody" karşısında olduğumuzu hatırlatıyor bize. Ya Herb FJlis'e ne demeli? Kaçın kurası o? Ben Webster'le, Louis Armstrong'la, Lionel Hampton'la, Jimm) Giuffre ile Ella Fitzgerald'la plak yapmış biri. Spot ışıklan tam gözbebeğine gelse de hadise çıkarmadan şıkır şıkır ustahğım sergiliyor. Frank Birlikte çabnaktan z n k alaniar Pariiament Superband üyeleri konser boyunca birtikte çalmaktan buyuk zevk Wess de az değil. O da Herb Elaldıklannı kanıtJadılar. Işte ustalardan. tenor saksofoncu veflütçüJames Moody (önde). Işte genç kuşaktan, "okumuş" lis'den topu topu bir yaş küçük. 1922 doğumlu. Superband'ın kıtrompetçi Michael Philip Mossman (Fotoğraf Muharrem Aydın) Damlaya damlaya balolur demlilerinden olan Wess, saksofon ve flütçUlüğü yamnda aranjörlüğü ile de tanınıyor. Harry "Sweets" Edison hem Ellis'in hem de Wess'in ağabeyi sayılır, ama (1915 doğumlu o), • Kültür Servisi tsveç'in Sundsvall kentinde geçen yıl açılmış olan Şehir Müzesi, 1989 Avrupa Yılın Müzesi Ödülü'nü kazandı. 1977 yılından bu yana Avrupa Konseyi'nin himayesinde düzenlenmekte olan yanşmaya 17 ülkeden 45 müze katıldı. 10 bin tsviçre Frangı tutanndaki ödül, geçen hafta düzenlenen bir törenle Sundsvall Şehir Müzesi yöneticilerine teslim edildi. Ödül Komitesi Müdürü Kenneth Hudson, Isveçlilerin müze anlayışının ve müzenin mimarisinin örnek gösterilecek düzeyde olduğunu söyledi. Londra Tıp Orkestra veKorosu, yardımseverler için çalacak Trestij kitapiarr hazırlanıyor • ANKARA (AA) Türkiye'yi ve Anadolu uygarhklannın zengin kültürel mirasını yurtdışında tanıtmak amacıyla hazırlanan eserler "prestij kitaplan" olarak etkin tannımda kullanılacak. Kültür Bakanlığı tarafından yurtdışında Türkiye*nin zengin kültürel ve tarihi mirasını tanıtmak amacıyla oluşturulan bir fondan sağlanan kaynakla ülke dışında yayımlanmış yabancı dillerdeki yapıtlar yeniden hazırlatılıyor. tlk olarak Atatürk'ün ölümünün 100. yüdönümü anısına "Indiana Üniversitesi Türkçe Yayınlar" dizisinden yayımlanan "Yunus Emre and His Mystical Poetry" adlı kitabı yeniden bastıran bakanlık, kitabı yurtdışı temsilcilikler ve tanıtım kuruluşlanna yollayacak. 1991 yılırun UNESCO tarafından "Yunus Emre Sevgi Yılı" olarak kutlanması planlandığı için yeniden bastınlan kitap, Talat Sait Halman tarafından 1981 yılında Indiana Üniversitesi'nde hazırlanmıştı. Londra Tıp Festival Orkestrası veKorosu, 22 ve25 ekim günleri İstanbul Belediyesi Konser Salonu 'nda Yardımseverler Derneği yararına çalacak. 22 ve 25 ekim tarihlerinde İstanbul Belediyesi Konser Salonu'nda eşi az bulunur cinsten bir orkestra ve koro konseri dinleyeceğiz. Londra Tıp Festival Orkestra ve Korosu oldukça iddıalı iki programla TürkiyeVe geliyor. Orkestra ve koro, Londra'nın en eski hastanelerinden biri olan St. Bartholomew's Hospitai'ın damar cerrahlarından, Uluslararası Cerrahlar Birliği tngiliz Kolu Başkanı Jobn Lumley tarafından kurulmuş. Lumley, orkestranın şefı aynı zamanda. Orkestra ve koro üyeleri arasında doktor, hemşire, hastabakıcı, idari görevliler ve meslekten müzisyenler var. 1123 yılında kurulan hastanenin elemanlanrun oluştur Müzik tutkunu doktorlar duğu 100 kişilik topluluk, tümüyle hayır kurumlan yararına, özelliicle kan kanseri, şeker ve kanser araştırma kurumlar\ yararına konserler veriyor. 1983'te Roma Üniversitesi ile ortaklaşa düzenlenen bağış konserlerinde şeker hastalığı ve şekerden kaynaklanan damar hastalıklarına yönelik araştırma kurumlan yararına Sen Peter Meydaru'nda 17 bin kişi huzurunda çalmışlar. 1985'te, yine ttalya'da bu kez Toscana'da bir turne yapan Tıp Orkestrası, 1986'da Londra'da Albert Hall'da, aynı yıl Fransa'da Lyon ve Denice'de, tsviçre'de, Cenevre ve Gstaad'ta kanser araştırma kurumlan ve özttrlü çocuklar yararına turneler yapmış! TCrkiye'deki konserlerini Türkiye Yardımsevenler Derneği lstanbui Merkezi düzenliyor. Doktorların neden bu denli müziğe meraklı olduklan konusu araştırmaya değer bir konu aslında. Benim anımsadığım ilk müzisyen doktor bir Almandı orneğin. tkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'ye gelen yabanalardan biri olan Melchior adındaki cerrah, Ankara Numune Hastanesi'nde görevüydi. Ameliyatlardan ve hastalardan vakit buldukça kuyruklu piyanosunun başına geçer, benim kulağıma o zamanlar Wilhelra Kempff gibi gelen Beethoven piyano sonatlan dökturürdü. tstanbul'da da çok sayıda müzisyen doktor vardı bir zamanlar. tlk aklıma gelen de rahmetli Erdogan Saydam. Erdoğan abi hem orkestrada çalar hem konservatuarda ders verir hem de hekimlik yapardı. Kemancılığı ve hocalığı yanında teşhısi de olağanüstü iyiydi. Doktor muzisyenlerimizin en ünlusu kuşkusuz Prof. Dr. Bıilent Taroan. Hoca, hem besteciliği hem de doktorluğu aynı başarıyla yurütenlerden biri. Flütçü Kâmil Şekerkaran da uzun yıllar doktorlukla müzisyenliğı birlikte yurülr meyi sürdürmüştü. Dr. kemancı Muvaffak Gören ve Dr. piyanist Herman Miskçiyan'ı da unutmayalım. Doktor Hamit Alacalıoglu Oda Orkestrası önemli bir boşluğu doldururdu Istanbul'un müzik yaşamında. Yazık ki dağıldı o orkestra. Şimdılerde doktorlar müziği eskisi kadar aşkla sevmiyorlar mı acaba? Türk müziğinde de Doktor Alaattin Yavaşça'dan sonra başka doktor çıkmadı bıldiğim kadanyla. Yanılıyorsam ve eksiklerim varsa, doktorlardan rica ederim beni aydınlatsmlar. Belki de Londra'dan gelen meslektaşları onlan yeniden heveslendirir. hali tavrı ile herkesten genç. Zamanında Billy Holiday'a, Frank Sinatra'ya eşlik etmiş bir muzisyen olan Edison, Buck Clayton, Jonah Jones turu trompetistlerdendir ve o da bu yıldızlar topluluğunda kendine duşen görevi keyifle, alçakgönüllülükle, eğlenerek ve eğîendirerek yapmakta. Eskilerden bir de Johnny Coles var Superband'da. Chariie Mingus Altılısı'nın üyelerindendi Coles. Sıra geldi, Superband'ın lideri, piyanisti, usta sunucusu Gene Harris ile her hali kendine özgü Ernie Andrews'a. Andrews, neredeyse Fred Astaire kadar zarif, kıvrak, filinta gibi ve tiril tiril. Üstelik sesi etkileyici, hâlâ taze ve genç. Tam bir " s h o n m a n " Andrews. Orta yaşlı ve genç Superband üyelerini de yabana atmayalım. Davullarda Jeff Hamilton hemen dikkati çekiyor örneğin. Saksofonlarda Jerry Dodgion, Ralpb Moore ve Gary Smulyan tek tek parlayan müzisyenler. Trambonlarda Eddie Bert, Paul Faulise, Urbie Green ve James Morrison gibi beyaz orta yaşlılar egemenliklerini sürdürüyorlar. Son olarak Superband'ın iki okumuş(!) trompetçisini unutmayalım. Michael Philip Mossman ve Joe Mosello. Caz tarihine kaydı geçmiş olan bu sanatçılar, Parliament Superband'ın dünya turnesi için bir araya gelmişler. Her birinin kendine özgü müzikal kişih'ği, stili, caz yaklaşımı var. Ancak hiç kuşkusuz her biri teker teker birer "superego" taşıyan bu yıldız müzisyenler, bir araya geldiklerinde topluluk ruhuna şıp diye uymasını bilen profesyoneller. Kimse başkasının sahnesini çalmadığı gibi, sürekli birbirlerine sahne veriyorlar. Hele bu unlü caz muzisyenlerini sahne arkasında, artist odalannda, hatta merdivenlerde gündelik egzersizlerini, gamlarını, arpejlerini konservatuvar oğrencisi ciddiyetiyle yaparken görmek ibret verici gerçekten. Evet, caz dediğin sadece yetenek, gelenekten ibaret değil. Sazını hiç elinden bırakmadan ha babam çalmak, aramak, araştırmak, kıyaslamak, birlikte çalmaktan "süper" zevk almak demek aynı zamanda. Warren Beatty?ye engel • Kültür Servisi Bir grup yapımcı, Amerikalı ' ünlü oyuncu ve yönetmen VVarren Beatty'yi, 11.5 milyon dolar tazminat istemiyle mahkemeye verdi. Yapımcılar aynca Beatty'nin yeni fılmi "Dick Tracy"nin gösterime girmesini de engellemeye çalışıyorlar. Los Angeles kentinde açılan davada yapımcılar, "Dick Tracy" adlı filmin haklannın kendi ellerinde olduğunu ileri sürdüler. "Dick Tracy"de Warren Beatty hem yönetmenliği hem de başoyunculuğu üstlenmişti. Nikon'da iki Türk fotoğrafçı • Knltür Servisi Japonya'da Nikon Fbtoğraf Firması'nın düzenlediği 1989 Uluslararası Fotoğraf Yanşması'na Ulkemizden katılan İFSAK üyesi Ayda Uludağ Alpat'ın "Kadınlar" konulu fotoğrafı saydam dalında Uçüncülük ödülüne değer bulundu. Aynca KASK Uyesi Faruk Ertunç'un bir saydamı da 1989 Nikon takvimi için seçildi. Sinema konulu panel • Kültür Servisi Mülkiyeliler Birliği'nde cumartesi günü "Sinema Şenlikleri, ödüller ve Türk Sineması" konulu bir panel düzenlenecek. Saat 14.00'te başlayacak paneli yapımcı Arif Keskiner yönetecek. Konuşmacüar ise SESAM temsilcisi Kadri Yurdatap, sinema yazan Onat Kutlar, sinema ve tiyatro oyuncusu Rutkay Aziz, besteci Atilla özdemiroğlu ve yönetmen Atıf Yıunaz olacak. fiardlyan İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda. (Fotoğraf: Yıidız Üçok) İstanbuPda 4 yeni oyun • Kültür Servisi İstanbul Devlet Tiyatrosu dün perdelerini mevsimin iki yeni oyunuyla açtı. Şehir Tiyatrolan ise bu akşam iki yeni oyunu daha sergilemeye başlıyor. İstanbul Devlet Tiyatrosu, Turan Oflazoğlu'nun yazdığı, Alev Sezer'in sahnelediği "Gardiyan"ı Atatürk Kültür Merkezi Oda Tiyatrosu'nda sergiliyor. Aziz Nesin'in "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz"ı ise Kenan Işık'ın yönetiminde Taksim Sahnesi'nde izlenebilir. Şehir Tiyatrolan Cevat Fehmi Başkut'un "Buzlar Çözülmeden" adlı oyununu Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi'nde sunuyor. Yöneten: Engin Uludağ. Ali Taygun'un, Yaşar Kemal'in yapıtından oyunlaştınp yönettiği "Ağrıdağı Efsanesi" ise Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde görülebilecek. Polonyalı şef Rowicki öldü Kültür Servisi Polonyalı ünlü orkestra şefi Witold Rowicki, Varşova'da 75 yasında öldü. Rovvicki, özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Polonya'da müziğin "yeniden inşası"nda en önemli rolü oynamıştı. 1945*te Polonya Radyosu'nun müzik şefliğine getirilen Rowicki, Polonya Radyo Senfoni Orkestrası'nı kurmuş ve orkestrayı 5 yıl yönetmişti. Daha sonra Varşova'da Varşova Filarmoni Orkestrası'nın veniden kurıılmasını sağlayan Rowıda, orkestranın konser salonunun yeniden yapımına da buyük katkılarda bulunmuştu. Polonyalı ünlü müzisyen, 1950'lerdeki kısa bir ara dışında, 1977'ye kadar, sonradan Ulusal Filarmoni Orkestrası adını alan Varşova Filarmoni'nin sanat yönetmenliğini ve birinci şefliğini üstlenmişti. Yurtdışında Philharmonia Orkestrası, Kraliyet Filarmoni Orkestrası, Londra Senfoni Orkestrası, ViyanaFilarmoni Orkestrası, Cleveland Orkestrası ve Paris Orkestrası'nı da yöneten Rowicki, Londra Senfoni'yle birlikte Dvoıak'ın bütün senfonilerinin plak kaydını gerçekleştirmişti. Karajan öldü, yaşasm Ahbado 20. yüzyılda Berlin Filarmoni Orkestrası'nı yalnızca 2 şef yönetti: Furtwaengler ve Karajan. Orkestranın başına ömür boyu kaydıyla geçen Karajan'ın ölümü üzerine, orkestra üyeleri yeni şefı kendi oylarıyla seçtiler. Claudio Abbado, "diktatör" olarak bilinen Karajan'ın tersine "sevimli" bir şef olarak tanınıyor. GÜNER YÜREKLİK BATI BERLİN Aslında Abbado'ya fazla şans tanımıyordu. 56 yaşındaki Italyan sanatçının Berlin Filarmoni şefliğine getirileceği hic düşünülmüyordu. MüZIK çevreleri daha çok Lorin Maazol, James Levine, Daniel Baranboim ve Riscardo Muti gibi isimler üzerinde duruyordu. Gerçi Claudio Abbado da klasik müzik dünyasının önde gelen isimleri arasındaydı, ama biraz özel yaşamına da önem veren sanatçının, Viyana Devlet Operası'nın yanı sıra boyle ağır bir görevi de üstleneceği sanılmıyordu. Çünkü o, yılın altı ayını alan Viyana Devlet Operası'ndaki çalışmalarının yanında plak çalışmalarına, festivallere de katılıyor, turnelere çıkıyor, ama kendisi için "biraz bir şeyler okumak, araşbrmak, öğretmek ve düşünmek" dc istiyordu. Yine de Berlin Filarmoni Orkestrası üyeleri 6 saatlik bir toplantışeflik öğrenimi goren Abbado, yeteneklerini ilk kez Schönberg'in öğrencisi olan Hanz Swarewskj'nin yanında Viyana'da geliştirdi. Amerika ile Avrupa'nm önde gelen orkestralannı yönetti, çeşitli ödüller aldı. 1968'de Milano Scala'nın önce şef, sonra sanatsal yönetmenliğine getirildi. Burada Giuseppe Verdi'ye ağırlık vererek opera dünyasında büyük isim yaptl. 1986'da Milano'yu bırakarak, Viyana Devlet Operası'nın muzik direktörlüğüne geçti. Londra Senfoni Orkestrası 'yla plaklar yaptı, turnelere çıktı. Berlin Filarmoni Orkestrası, Kamjan'ın yerine Claudio Abbado'yu seçti Lubnan resminin 200 yıh • Kültür Servisi Paris'teki Arap Dünyası Enstitüsü'nde yer alan "Lubnan: Ressamın Bakışı" adlı sergide son 200 yılın 70 Lübnanh sanatçısının 250 tablosu sergileniyor. Sergideki yapıtların büyük çoğunluğu 18501950 arasındaki dönemden. Lubnan bu dönem içinde Osmanlı egemenliğinden çıkmış, 1943 yılında da bağımsızlığına kavuşmuştu. Sergideki en eski yapıtlar ise 18. yüzyıldan. Lübnanh ressamların 18. yüzyıl rahip portreleri, Batı resmiyle Ortodoks ikonalarının öğelerini birleştiriyor. Regis Debray konferansı • Kültür Servisi Fransız yazar ve felsefeci Regis Debray, bugün saat 19.30'da Fransız Kültür Merkezi'nde "Ulusal Düşünce ve Devrim" başhklı bir konferans verecek. 198188 yılları arasında Cumhurbaşkanı Danışmanhğı görevinde bulunan, 1988'den bu yana Danıştay'da en yüksek görevli olan Regis Debray, 1967'de Latin Âmerika'daki devTİmci kavga üzerine bir kitap yazdı: "Revolution dans La ReVolotion?". Bolivya'da devrimcüerle birlikte savaştığı için 1%7'de tutuklandı ve 1970 yılına kadar hapiste kaldı. Debray, romanlannm yanı sıra bir felsefe kitabı da yayımladı. Önümüzdeki günlerde ise "Tous Azimuts" adlı bir kitabı yayımlanacak. Bakanlığı n beste siparişi • ANKARA (ANKA) Kültür Bakanlığı, Türk müziğini "anlamsız sözlerden oluşan güftelerden" anndırmak ve bu sözlere "çağdaş yorumlar" getirmek amacıyla, kapsamlı bir projeye girişti. Kültür Bakanlığı 29 ünlü Türk sanat müziği bestecisine, Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Yahya Kemal Beyatlı, Orhan Şaik Gökyay, Attila llhan, Necip Fazıl Kısakürek, Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi son dönem şairlerin şiirlerinden yeni yapıtlar bestelenmesi için sipariş verdi. Kültür Bakanlığı'nın Türk sanat müziği için sipariş verdiği bazı besteciler şöyle: Rüştü Şardağ, Teoman önaldı, Yusuf Nalkesen, Sadi Hoşses, Yıldınm Gürses, Cahit Aksoy, Zekâi Tunca, Alaattin Yavaşça ve Avni Anıl. Kültür Bakanlığı aynca 12 Türk hafif müziği sanatçısına da beste sipariş etti. Bakanlığm sipariş verdiği besteciler arasında Cem Karaca, Zülfü Livaneli, Timur Selçuk, Alpay, Kayahan, Barış Manço gibi isimler dikkati çekerken, TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem'in iki şiirinin de Melih Kibar'a bestelenmek üzere önerildiği belıriendı. Fakat Claudio Abbado'nun esas sanatsal kişiliği onun toplumsal çalışmalara olan angajmanında kendini gösterir. Daha Milano yıllarındayken Abbado, işçilere özel konserier vermiş, Luigi Morone ve Maurizio Pollini ile TopUmcu bir geçtnty var Herbert von Karaıan'ın yerine Berlin Ftlarmo birlikte verdiği seri konserier, ttalni Orkesfrası'nın başına getirilen Claudio Abbado, La Scala'nın yönetmenli yan Komünişt Partisi ile sendikağini yaptığı yıllarda ışçilere özel konserier vermişti. Abbado'nun düzenlediği lar tarafından desteklenmişti. konserier, Italyan Komünişt Partisı tarafından da desteklenmişti. Gençlik orkestralannı da bütün gücüyle destekleyen sanatçı şu sıdan sonra kendisini seçeceklerdi. onur. Fakat kesin karanmı henüz ra, Avnıpa'nın çeşitli ülkelerinden Berlin'in kuş uçmaz kervan vermedim, düşünmem gerek" dişenç müzisyenlerin oluşturduğu geçmez bir semtinde, Siemens Vil ye bir açıklama yaptırdı. FilarmoGustav Mahler Orkestrası'm da la'sında yapılan "gizli" toplanfı ni yöneticileri ise diğer adaylar giyönetiyor. Onun bu sosyal angajnın sonucu,.tum dünyayı olduğu bi Abbado ile de önceden görümanının Berlin için de büyük bir gibi Abbado'yu da çok şaşırttı. şüldüğunü, seçilmesi halinde gokazanç olacağı üzerinde durulurevi kabul edeceğini söylediğini Kendisine telefonla ulaştınlan hayor ve "diktatör" Karajan'dan belirtiyorlar ve hemen kesin kabere bir turlü inanamadı ve bir sonra "sevimli" Abbado ile birrar vermemesini olağan karşıhsuskunluk suresinden sonra ancak likte yeni bir dönemin başlayacağı yorlar. "Çok sevindim" diyebildi. Bir söyleniyor. Kimdir Claudio Abbado? 26 gün sonra da Viyana Devlet OpeAbbado'nun "diktatör olmarası'ndaki bürosundan, "Berlin Haziran 1933'te Milano'da doğan yan bir otoriteye" sahip olduğu, Filarmoni Orkestrası şefliğine se sanatçı, muziksever bir aileden gemuzisyenlerle konuşup tartışarak çilmem benim için büyük bir liyor. Piyano, kompozisyon ve "insani iüşki" kurmaya çok önem verdiği basında yer alan olumlu yorumlar arasında. Ancak SANAT KULİSİ 1997'ye kadar Viyana Devlet Operası ile mukavelesi olan ve 1992'den itibaren kendisine daha fazla zaman ayıracağını söyleyen Bu ay başında Majör özgün Müzik Yapım kaseti alıp kasetçalara atınca, Livaneli'nin ve Abbado'nun, bu yeni görevi katarafından piyasaya çıkanlan "Özgün Müzik Ahmet Kaya'nın söylediği parçaları da bul edip etmeyeeegi yine de bilinŞöleni I " adlı kaset bir haftada 100 bin sattı. beklemeye başlıyor. Oysa Livaneli de yok miyor. "Fakat kabul ederse, diinBu elbette kutlanması gereken bir başan. kasette, Kaya da. Ama Livaneli ile Kaya'nın yanın en önemli iki orkestrasının Yalnız ilk ağızda kasetin üstündeki "özgün bestelerini Selda Bağcan söylüyor. tnsan önce şefliğini yapan Abbado, hiç kuşmüzik" sözleri insanın dikkatini çekiyor. şaşınyor, ama kapaktaki fotoğraflara kusuz, dün>anın en güçlii yönel"Özgun olmayan müzik" hangisi acaba, diye dikkatlice, ama çok dikkatlice bakınca Livaneli meni olacaklır" deniyor. İşte o düşünüyor insan. Kaset kapağının ilginç bir ve Kaya'nın fotoğraflarının altında "görülür zaman muzik dünyasının merkeyanı daha var. Kapakta Zülfü Livaneli, Selda görülmez" bir "besteleriyle" sözünün yer zi sayılacak Berlin'i iki Italyan yöBağcan, Rahmi Saltuk, Sadık Gürbüz, Edip aldığını görüyor. Burada, hadi diyelim hiçbir netecek: Alman Operası şefi GiAkbayram, Ahmet Kaya ve Ferhat Tunç'un "kasıt" yok. Ama "göz sürçmesi"ne epeyce useppe SinopeJi ile Berlin Filarkafa fotoğrafları görülüyor. İnsan, haliyle, açık bir kapak çalışması değil mi? moni şefi Claudio Abbado! Tbkyo Fılm Şenli^i • Kültür Servisi Üçüncü Uluslararası Tokyo Film Şenliği'nde Büyük Ödülü ve En tyi Yönetmen Ödülü'nü, "Beyaz Gül Yazı" adlı fümiyle Yugoslav yönetmen Rajko Grlic kazandı. Filmde, Nazi işgali altmdaki Yugoslavya'da savaşa katılmaya zorlanan sıradan bir adamın öyküsü anlatılıyor. Tokyo Film Şenliği'nin Genç Sinema dalında ise büyük ödüle, "Yaaba" adlı yapıtıyla Burkina Fasolu yönetmen İdrissa Ouedraogo değer görüldü. özgün kasete özgün kapak UGÜN • 'Blr Evtenme T«klrrT Bulunmaz Tiyatrolstanbul "Bir Evlenme Teklifı" adlı oyunu saat 18.00'de Beyoğlu'ndaki adresinde sergüeyecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear