24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 EKİM 1989 Basın Konseyi'nin sempozyumu İstanhul Haber Servisi Basın Konseyi'rıce dün İstanbul'da duzenlenen sempozyumda, "folo muhabirlerinifi görev ve sorunları" tartışıldı. Basm Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, foto muhabirlerinin daha düzenli ve uygar çalışma koşullanna kavuşturulması arnacıyla düzenlenen sempozyumda, önerilerin saptanacağını ve oluşturulacak çalışma grubuyla, sorunlara ivedi çözum bulunması yollannın araştırılacağını kaydecti. Basın Konseyi Genel Sekreteri Baki Özilhan'ın yönettiği sempozyumda konuşan Emniyet Geıjel Müdürlüğü Terör Daire Başkanı Mete Altan ise, poiis ile foto muhabirleri arasındaki sorunun, yalnızca Türkiye'ye özgü bir sorun olmadığını kaydetti. TTB'den öneri ANKARA (Cumhurfyet Biırosu) Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi, işkence savlannın incelenmesi için bir rehabilitasyon merkezi kurulmasını önerdi. Türk Tabipler Birliği Merkez] Konseyi Ikinci Baskanı Prof. Dr. j Kaztm Tıirker, yaptığı açıklamaj da, İstanbul Üniversitesi Tıp Faj külesi Psikiyatıi Kliniği'ndenl Prof. Dr. Sehika Yüksel'in bu kol nuda dünyaca ünlü bılimsel tıp dergisi Lancet'te yayımlanan önerilerini benimsediklerini bildirdi. Prof. Türker, işkence ve eziyet gördüklerini ileri süren sanıklar için dünyada kısıtlı sayıda rehabilitasyon merkezleri bulunduğunu, bu merkezlerde yetkin uzmanlann yaptıklan incelemelerde üzerinden uzun zaman da gecse işkence izlerinin saptandığını kaydetti. isvicne'nin Zurih kentindekı Zermatt Mezartığı'nda Alplere tırmanırken geçirıJikleri kazalar sonucu ölen çoksayıda dağcımn mezarı bulunuyor. Alplere tırmanmadan önce dağcılar, bu meza/ttğı da zıyaret etmeyi unutmuyorlar. Dağcılar, arkadaşlarınifi mezartanna çiçek yerine ip ve kazma bırakmayı tercih ediyorlar. (Fotogaf. Reuter) Dağcımn mezan Jacksorfın en mutlu pop şarkıcısı Michael Jackson "hayatının en mutJu gününu" yaşadı. Oğrenım gördüğü Gardner Street Lısesi'nde duzenlenen bir törende eski öğretmeni Laura Gerson tarafmdan kendisine verilen anı plaketi, Michael Jackson' ı çok duygulandırdı. Ünlu şarkıcı bunun kendisine verilen en anlamlı armağan olduğunu söyledi. (Fotoğraf: AP) bandıralı "El Cordero" yuk gemisinin ba! d e r t t e Taşıdığı binlerce Avustralya koyununun "hastalıklı" olduğu gerekçesıyle Suudı Arabistan tarafmdan reddedılmesinden sonra, koyunların bakımı gemi personelinın başına kaldı. Koyunlar, gemideki çok katlı ağıllarda barınıyor. (Fotoğraf: Reuter) P a n a m a HABERLERIN DEVAMI Üniversite... (1) ları konuşmalaria üniversiteden, gençlerden ne bekiediklerini ve onlar için neler yaptıklarını, neler yapacaklannı anlatıyorlar. Peki üniversiteler, öğrenciler bu törenlerde sorurv larını, kaygılarını yada beklenti ve umutlarını dile getirebilıyoriar mı? Gerçekten bu törenler içten, sıcak ve gerçekçi bir iletişimin ortaya çıkmasına yol açabiliyor mu? Bu soruya olumlu yanıt vermek olanaksız. Üniversite açılışını, polisiye yönü ağır basan ve propagandaya dönük resmi bir tören anlayışı içinde yapmak sadece iietişim olanaklarını yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda genç insanlar üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Üniversite kurumunu herhangi bir devlet dairesi' Nvfus Utusal ğibi görme artı» gtHnlcıı eğilimi, 12 etftiM Eyfül'ün miraayntan sı olarak ya Ofcea* 0.1 zık ki hâlâ Belcika 5.5 0.1 7.7 varlığını sür Oanimarka Fransa 0.6 6.1 dürüyor. F.AJmanya 0.2 46 Yükseköğ Yunanistan 0.6 2.6 renim kurum Irlanda 0.9 6.7 lannın sayıla Italya 4.0 03 rının artması Hollanüa 0.4 6.9 ve yaygın bir Norveç 0.3 6.9 7.7 dağılım gös Portekiz 0.7 3.2 0.7 termesi olum Ispanya 2.1 2.5 lu bir geliş TURKİYE medir. Ancak bu gelişmenin, üniversitenin temel işlevlerinde bir gerileme olmaksızın sağlanması önemlidir. Üniversitenin iki temel işlevinden söz ediiebilir. Bunlardan biri bilgi üretimi, öteki ise yetkin bir kültürel ortamı sağlamaktır. Ûniversıtelerimizin bilgi üretimi konusunda, resmi iddialar bir yana bırakılırsa, gittikçe artan kuşku ve karamsarlıktan söz edilebilir. Örneğin, bilim adamı, fiziksel olanaklar, laboratuvar, kütüphane vb. koşullar açısından Türkiye'nin kaynakları zengin değildir. Ayrıca 12 Eylül'den sonra özellikle öğretim üyesi bakımından üniversitelerin nicel ve nitel kan kaybına uğradığı biliniyor. Bu durumda birçok üniversitenin işlevini doğru dürüst yerine getiremediği de bir gerçektir. Üniversitelerin kültür ortamı oluşturma işlevi de, bir ıki seçkin üniversitemiz dışında çok yetersizdir. Genç insanların yaşadığı bir ortamdır üniversite. Genç insanın özelliği, yüksek enerji ve yaşam heyecanıdır. Üniversitenin kültürel ortamı bu özelliklerin, yüksek enerji ve yaşam heyecanının ileri, yaratıcı bir kişiliğe donüşmesini sağlamaİKJır. Üniversite (Baştarafi 1. Sayfada) w Kaş derken göz9 korkıısu londa on sırada bulunan ABD Helsinki Izleme Komitesi Başkanı Bayan Jeri Laber'e teslim edildi. Bu arada Iraklı Kürt liderlerden Celal Talabani'nin Bakan Koucher ile bir süre görüştüğu göruldü. Bu konuşmada Talabani'nin toplantıdan Irak'ı kınayan bir karar çıkması için talepte bulunduğu duyuldu. Sabahki toplantıya başkanlık eden İngiliz Parlamentosu tnsan Haklan Komitesi Başkanı Lord Avebury Türkiye'ye şiddetle çatarak " B u iilke Avrupa Topluluğu'na başvurdu. Barbariık ve şiddel uygulayan birülkeyi topluluğa kabul etmemizi düşünmek bile mümkün degildir" dedi. Fransız Dışişleri Bakanlığı ek binasında yer alan toplantı için bina dışında yoğun güvenlik önlemi göze çarpıyor. Bazı kaynaklar Paris'teki Kürt Enstitüsü'nün Başkanı KendaJ Nizan'ın ölümle tehdit edildiğini belirtiyorlar. Öğleden sonraki oturumu yöneten. Cumhurbaşkanı'nın eşi Danielle Mitterrand kısa bir konuşma yaparak halklann mücadelesini savunmaya devam edeceklerini belirtti. Daha önce Türkiye'ye yaptığı gezi sırasında Iraklı Kürtlerin kamplarında yaptığı incelemelere bundan sonraki konuşmalannda değineceğini belirten Bayan Mitterrand'ın, bölge ülkelerinin tepkisini uyandıracak sözler sarfetmekten kaçındığı görüldü. Daha sonra söz alan, SHP'den ihraç edilen Malatya Milletvekili tbrahim Aksoy ise yazılı metin üzerinden yaptığı uzun konuşmada, Kürt halkının 12 Eylul darbesi sonrasında son zamanlarda ağır baskılara uğradığım söyledi. Aksoy, SHP yönetimine çatarak bu partinin Sosyalist Enternasyonal'e üyeliği ile kendi milletvekillerinin Paris'teki konferansa katılmalarını engellemek istemesi arasındaki çelişkiye dikkat çekti. Aksoy, "Kürt halkının başına daha büyük felakeller gdmeden herkesi harekete geçmeye cağırıyorum. Olağanüstü Hal Valiliği kaldırılmalı, koruculuk sistemi feshedilmeli, boşaltılan köyler sahiplerine iade edilmeli" dedi. Konferans salonunun dışında alınan yoğun güvenlik önlemlerine rağmen PKK yanlısı 30 kadar kişilik bir grubun protesto gösterisinde bulunduğu görüldü. öğrencisi spor yapacaktır; tiyatro, sinema, müzik gibi sanatsal etkinliklere katılacaktır; ders materyali dışında kitaplar, dergiler okuyacaktır; politik kimlik kazanacaktır; yaşıtları ile yoğun ve çok yönlü bir etkileşim içinde bulunacaktır. Bu açıdan bakıldığında, üniversitelerin çok büyük bir kesiminin son derece yetersiz olduğu görülüyor. Yükseköğrenime aynlan kaynaklann cılızlığı yüzünden, üniversite öğrencilerinin laboratuvar, kütüphane, yurt, tıbbi bakım gibi temel gereksinmeleri doğru dürüst karşılanamıyor. Bunun gibi bir çok üniversite, sözü edilen kültür ortamı işlevinden yoksundur. Üniversitelere bir devlet dairesi gibi bakmak, gençlik sorununu temelde bir asayiş sorunu olarak algılamak, bir çok toplumda insan yaşamının en güzel ve keyifli bölümünü oluşturan üniversite öğrencıliğini bizim ülkemizde kâbusa dönüştürebılıyor. Yakın zamanlara dek çok geniş çevrelerce eleştirilen YÖK sisteminin belli bir ölçüde gevşediği, özellikle merkezilik eğilimlerinin zayıfladığı söylenebilir. Nttekim artık üniversiteler, kendi başlarına sınav ve degerlendirme sistemleri oluşturabiliyor, ders programlarında söz sahibi olabiliyoriar. Özal iktidarının en azından şimdilik YÖK sisteminde ufak tefek değişikliklerle yetineceği ve yeni bir düzenlemeye gitmeyeceği anlaşılıyor. Başbakan Özal'ın 1987 seçimlerinden sonra işbaşına gelen hükümetinın programmda YÖK eleştırilmış ve değiştirileceği vurgulanmıştı. Ancak Sayın Özal'ın sonradan fikir değiştirdiği ve YÖK sisteminde bir değişiklik yapmaktan vazgeçtiği gözleniyor. Bir eski hükümet üyesi, YÖK Başkam İhsan Doğramacı'nın Başbakanı "Siz cumhurbaşkanı olunca YÖK ile ilgili bütün yetkileri kullanmış olacaksınız" diyerek etkilediğini kulislerde söylemiştir. Türkiye'nin yükseköğretimi sorunludur. Ulkemizin bilgi çağını yakalayabilmesi için yükseköğrenimin çağdaşlaşması, işlevlerini yerine getirmesi, savsaklanamayacak bir zorunluluktur. Türkiye, hızla çoğalan çok genç nüfusa sahip bir ülkedir. Sorunlarını çözmüş ya da çözme yoluna girmiş Türkiye için çağını yakalamış bir yükseköğrenim sistemi oluşturmak yaşamsal önem taşır. Bunun yolu, her şeyden önce yükseköğrenime daha fazla kaynak ayırmak ve daha özgür ve yaratıcı bir üniversite sistemi için gerekli düzenlemeleri yapmaktan geçer. Yarın da bu konuya devam edeceğiz. (Baftarafı 1. Sayfada) edecek toplantının ilk bölümüne bir kez daha katılacak olan bakan, bu bölüme başkanlık edecek. Turkiye'den gelen SHP milletvekillerinin toplu halde katıldıkları konferansa, daha önce katılacaklan belirtilen ABD'li Demokrat Scnatör Edward Kennedy ve Sovyet Bilim Akademisi uyesi Andrey Saharov gelmediler. Ancak ABD'li Demokrat Senator toplantıya bir mesaj gönderirken, SSCB'li akademisyen, eşi Yelena Bonner'i Paris'e gönderdi. Bayan Bonner, konferansın sabahki bölumünde en çok ilgi uyandıran konuşmacı olarak dikkat çekti. Sovyet fizikçinin eşi, kocasıntn kaleme aldığı bir mektubu okudu. Andrey Saharov, bu mektubunda, "Kürtlerle ilgili insan haklan ihlallerinin hiçbiri yanıLsız bırakılmamalı. özellikle kim>asal silah kullanımı şiddelle kınanmalıdır" diyor. Sovyet fizikçi, BM Genel Kurulu'nun bir karar alarak Kürtlerin yaşadığı bölge hükümetlerini özerk bölgeler oluşturmaya zorlamasım talep etti. Mektup, sa UGURMUMCU (Baftarafı 1. Sayfada) GOZLEM CUNEYT ARCAYUREK yaztyor (Baştarafi 1. Sayfada) Memura kara haber (Baftam/ı 1. Sayfada) a$ı 857 bin 327 liraya, 7/1. derecedeki memur emeklisinin aylığı (25 hizmet yılı olan) 355 bin 185 liraya yükselecek. 1 ocaktan geçerli zamlı maaşlar, 15 Ocak 199O'da ödenmeye başlanacak. Bu katsayıların yürürlüğe gırmesinden sonra işçilerin kıdem tazminatı tavanı 1 milyon 451 bin 600 liraya, SSK prim tavanı da 1 milyon 312 bin liradan 1 milyon 510 bin 440 liraya yükselecek. Pakdemirli, TBMM'ye sevkedilen yeni vergi paketinde Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi oranlannda indirim öngörüldüğunü de bclirterek Gelir Vergisi oranının 1990 yılında yüzde 25'ten yüzde 24'e ineceğini söyledi. Pakdemirli, tasarıda, beş yıl içinde Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi oranlannda toplam 5'er puanlık indirim yapılmasımn öngörüldüğunü kaydetti. Pakdemirli, Gelir Vergisi dilimlerinin arttınbp artnnlmayacağı yolundaki bir soruya ise, "Bu konu Bakanlar Kurulu'nun yetkisindedir" karşılığını vermekle yetindi. Pakdemirli, bütçeye memurlara kira yardımı yapılması için de 1.9 trilyon lifalık ödenek konulduğunu bildirdi. Maaşları dondurulan borçlanarak süper emeklilerin bir kısmı, normal emeklilerin en üst gösterge tablosuyla eşitlendiler. Geçici super emeklılik tablosunun 5. derecesinin 8. kademesi (4550 gösterge) üzerinden süper emekli olanlar (yüzde 70 bağlama oranına göre) ile normal emeklilerin en üst göstergesinden maaş alanlann maaşları 236 katsayı ile eşitlendi. Bu durumda 4550 göstergenin altından maaş bağlanan süper emekliler bundan sonra normal emeklilere yapılacak olan katsayı ve sosyal yardım zammı artışlarından yararlanacaklar. Ancak normal emeklilere ödenmekte olan 140 bin HraJık sosyal yardım zammı 1 ocaktan itibaren arttırılırsa, 4550 göstergenin üzerindeki bir kısım maaşları dondurulmuş süperlerle normaller de eşitlenmiş olacak. BağKur'da da yeni katsayiya bagJı olarak maaş ve primlerde artışmeydanagelecek. 1. basamaktan 23 bin 612 lira prim ödeyen BağKur üyelerinin primi 27 bin 187 liraya, 12. basamaktan 66 bin 912 lira prim ödeyenlerin primi de 77 bin 30 liraya çıkacak. BağKur'da en düşük maaş yüzde 70 bağlama oranına gore 54 bin 714 liraya çıktı. BağKur'da 6. basamaktaki emekli maaşı 100 bin 309 lira, 12. basamakta da 155 bin 23 liraya yükselecek. Pakdemirli, 1990 yılı kalkınma programıyla ilgili bilgi verirken de bu yıl yüzde 1.8 düzeyinde gerçekleşmesi beklenen büyüme hızının 1990'da yuzde 5.7'ye çıkanlmasının hedeflendiğini kaydetti. Pakdemirli'nin verdiği bilgiye göre 1990 yılında yılbaşıyılsonu fiyat artış oranı yüzde 42, yıllık ortalama enflasyon hızı (GSMH deflatörü) ise yüzde 54 düzeyinde gerçekleşecek. 1990'da ithalat hacmi 18 milyar 535 milyon dolara, ihracat 12 milyar 863 milyon dolara ulaşacak. Dış ticaret açığı da 5 milyar 672 milyon dolarla rekor duzeye ulaşacak. Anayasa kökten (Baftarafı 1. Sayfada) ki ve süresinin değiştirileceğini ifade etti. tnönü, ANAP'ın tek başına seçeceği Cumhurbaşkanı seçimlerine katümayacaklan açıklamasını yineledi. SHP lideri dün Basınİş Sendikası'nın genel kuruJunda konuştu. Ara dönemlerde çalışanların haklarında gerlemeler olduğunu söyleyen İnönü, tekrar demokrasiye dönüldügünde bunları değiştirmek için caba gösterildiğini vurguladı ve "Üzülerek sövlemeliyim ki bugiin vardığımu yer hâlâ çağdaş diizey değil" dedi. İnönü, iktidarın çalışanların haklarını kazanmalan için her gün yeni engellerin çıkarıldığını vurgulayarak, "Yeni çıkartılan tüzükle grev yapmayı muharebe meydanı gibi göriiyor. Bu meydanda güvenlik giiçkrinin na.sıl zafer kazanacaklannı söylüyor" diye konuştu. İnönü, grev yapmayı "bir çarpsşma gibi gormediklerini" kaydederken, hükümetin uluslararası kurıluşların ölçulerine uygun düzenlemeler yapacağını söylerken "Hiçbir deği>iiklik ve ilcrleme olmadığını" vurguladı. savı değiştirecek çoğunluğu TBMM'ye getirmeliyiz. Toplusözleşme ve grev diizenini rahat işletmek için, başkasının değil sizin karar vermeniz için anayasa maddelerini değiştirecek çoğunluğu TBMM'ye goturmeliyiz. Bu değişiklikler temel hak ve özgurlükleri içine alacaktır. Cumhurbaşkanlığı için de gerekli önlemler alınacaktır. Halkın iradesi doğrultusunda karar alınmalıdır. Bu durunı bu anayasanın bütünuyle ele alınması sonucu çözülecektir. Sonuç üzerinde hiç kuşkum yok, ama iilke Pakdemirli, bu yıl 2 bin 140 li!>orunlannı çözerken liizumsuz sıra olacağı tahmin edilen ortalama kınlılarla uğraşmayalım." dolar kurunun 1990'da 2 bin 997 SHP Merkez Yürutme Kuru liraya yükselmesinin hedeflendilu'nda (MYK), Başbakan Turgul ğini belirtti. Özal'ın cumhurbaşkanı olma olaPakdemirli, konsolidc bütçe tasıhğının arttığı görüşü ağırlık ka sansıyla ilgili bilgi verirken de zanınca "alarnı" verildi. 1990'da butçe açığının 9 trilyon MYK'nın "hemen hemen hergıin 404 milyar liraya yükseleceğinı toplanarak gelişmeleri gözden açıkladı. geçirmesi" kararlaştırılırken milMaliye ve Gunıruk Bakaııı letvekilleri ve parti meclisi uyele Pakdemirli'nin verdiği bilgilere rinin de Ankara'da bulunmaları gore 1990 mali yılı konsolide bütistendi. çesi 63 trilyon 264 milyar lira olarak bağlandı. Butçede persoııel giderleri için 20 trilyon lira, diğer carr hi/mct giderleri için 7 trilyon 302 milyar lira, yalımnlar için 9 Inonu, 26 mari ycrcl seçim ioGenç doktor kiralık oda ııılyoıı 88 ıiıil>ar lira, Iranslcr nuçlarına değindıkten sonra *öyarıyor. harcamaları için dc 26 trilyon 874 lc konuştu: Tel: 582 70 04 milyar liıalık odenek ayrıldı. "!>ken seçim istiyonız. Anaya KİRALIK ODA ARANIYOR ne/e surebılmek, adaylardan biSHP ve DYP genel merkezin rini nasıl devre dışına çıkarabile: de 82 Anayasası yürürlükteyken ceğini saptayabilmek için Güzel bir "rejim darbesinin" getirece le uzun uzadıya görüşmüştü. ği sakıncalar tartışılıyor. AdaylığıNitekim kulise aktardığına gönı koyacağı son güne kadar re Özal, 1991 yılına kadar açıkÖzal'ı vazgeçirme girişimlerine layacağı adayın liderliği ve başara verilmemesi ana ilke olarak bakanlığı birlikte sürdürmesini iskabul edilirken, bir yandan da tiyor. Olağanüstü kongreye "tek "rejım darbesine" ilişkin yeni işa adayla gidilmesinde yarar retler üzerinde duruluyor, önlem gördüğünü" kulise sürekli süreler aranıyor rek kafasındaki "siyasi profili Bir SHP yetkilisi, "Özal, reji düşük" isme şimdiden yer hazırmin tabiatını değiştirecek" dedi. lıyor. Masaya yatırılan değerlendirmeSon bir ıki gündür ortaya çıkan leri anlattı ve sonuçta "Hem devleti işgal hem de hükümeti ken tabloya bakarak muhalefet, dine 'ram' edecek önlemler" al Özal'ın hangi yeni maceraların dığı yargısına vardıkiarını söyle eşiğinde olduğunu görüyor. Anayasaya karşın "yarı başkanlık" di. sistemini oturtmaya yöneldiğin1982 Anayasası Evren'e göre den kuşku duymuyor Son kırk planlanmıştı. Partilı değildi, tarafsekiz saattir "daha ne yapılabilir" sızdı, bazı yetkılen bu gözle kullanıp uygulayabilirdi. Fakat Özal, sorusuna yanıt arayan SHP merTRT'den yargı organlarına uza kezi, şu ana kadar sürdürdüğü Demirel, konuşmasını şöyle nan geniş yetkileri tek adam an tutarlı politikanın yeni hangi yön sürdürdu: "Çankaya'ya çıkmava nasıl hak layışına uyduracak, cumhurbaş temlerle daha etkili aşamalara göriıyorsunuz? Millet sizi 21.7S'e kanlığı yetkilerine hükümet gücü gıdebileceğini araştırıyor. Belli belirsiz işaretler görülü diişürdü. Çankaya'ya kimin otunü ekleyen yeni bir siyasal rejim yor. SHP grubunun Meclisten çe racağına tayin hakkı milletindir. getirecekti. kilme kararı alabıleceği söyleniBu, değişmeyen bir anayasa yor. Toptan istifaya DYP'nin katı Ama bugün 26 martta millelin ya karşın, doğrudan hareketle lacağından kuşku duyulmuyor. reddeltigi bir siyasi kadro, bir hüÇankaya'da yarı başkanlık sisteSinei millet diye adlandırılan ha kümetin oylan geçen 6 a\da yüzmini uygulamaktı. Yürürlükteki de 15lerin altına dıışmuştur. Şimanayasayı kendı başına ve ken reket gerçekleşirse Özal bir ara di bir seçim yapılsa Savın Özal dadi anlayışına göre değiştirmekti. seçimiyle boşalan milletvekillik hil hiçbirisi milletvekili olamaz, Hukuk dilıyle "anayasa ıhlalınin" lerini doldurabilir. B'jna karşı çe barajı aşamazlar. A >na Çankavaşitli seçenekler öne sürülüyor. Ya ya yönelmiş, işte ondan dolayı yuta kendisiydi. ara seçimler boykot edilecek ya Rejimı kendine göre değiştire da seçime girilerek Özal'ın yurt nelmiş. Çankaya'yı gasp etmek istiyorlar." bilmek için "siyasal profili düşük düzeyinde halk desteğinden ne bir başbakan" arıyordu. Birkaç isim daha vardı, ama şimdilik uy ölçüde yoksun olduğu bir kez daHİKMET ÇETİNKAYA gunu Pakdemirli idi. Tabanı yok ha ispat edilecek. tu, grupta ve siyasal alanda fazGenel seçim tabiatında bir ara (Baştarafi 1. Sayfada) la etkili değildi. Pakdemirli, "tek seçimde ANAP en çok yüzde dan sonra ne olur?" sorusuna bizim ikinci seçeneğimiz olur. Liberai kanat milletvekilinin bu nokrat" bir başbakan olabilir, an 25'e yükselebılir. Ama bir kez da dün yeni senaryolarla yanıt aracak uluslararası girışımleri, iç ve ha yüzde 75 çoğunluğu karşısı yanlar, dört isim üzerinde birle sözlerinin ardında yatan gerçek, dış siyaseti özal Köşk'ten na alan Özal'ın cumhurbaşkan şıyorlardı. Olağanüstü kongreye Mehmet Keçeciler ya da Ekrem yönlendirir, yönetirdi. SHP üst ka lığını ve hükümeti elinde tutama dek genel başkanlığa parti için Pakdemirli adlarına karşı bir tavırdı. Örgüt içinde egemen olan demelerine göre açığa çıkan bu yacağı kanıtlanabilir. de tepki toplamayacak Oltan Keçeciler ekibine karşı Oltan niyetler gerçekleşince "rejım çığBu seçenekler SHP'de yüksek Sungurlu, Ekrem Pakdemirli, Sungurlu bir savunma aracı olarından çıkacaktı." sesle yapılan tartışmalardan Mesut Yılmaz ve Hasan Celal rak görülüyordu. Özal, siyasal "istikbali" olma esinleniyor. Ne var ki, İnönü bu Güzel gibi isimlerın getirilmesiyÖzal'dan sonra ANAP içindeyan başbakanla Çankaya'dan güne kadar sürdürdüğü tutarlı ve di düşünülen. ki savaşımın daha da artacağı devleti ve hükümeti yönetmeye etkili polıtıkayı değiştirecek mi? ANAP'ın kutsal ittifakçı kanageçerken, hem anayasayı ihlal Bu tür politikalara. çeşitli sakın dında çoksesli müzik çağrışımı kuşkusunu taşıyanlarla taşımaedecek hem de "rejim darbesi caları dikkate alarak, İnönü'nün yapan siyasal hava, "veliahf'ın yanlar arasındaki fark, "ince eleni fiilen gerçekleştirmiş" olacaktı. bugün rağbet etmediği anlasılı örgüt tabanında "birleştirici" ni yip sık dokumak" gibi bir şeydi. İpını ellerinde tutacağı bir hükü yor. teliği olması eğıliminde gelişiyor. Keçeciler ekibinin liberalleri tek met düzeni ararken bu niyetinı ki SHP lideri "demokratik yollar Her ne kadar Ekrem Pakdemir tek harcayıp partiyi fanatik sağ mi davranışlarla ortaya çıkarmış dan geçerek demokratik li'nin adı son iki günde ön plana bir çizgiye oturtmalarından kortı. Bir ara statükoculuktan söz et yaptırımlarta" Özal'ı Çankaya'dan geçse bile, aile arasında ilgi du kanlarla korkmayanlar yarı yaıımiş, ama siyasal anlamda statü indirmeyı planlıyor. Özal seçile yulan bu ismin ANAP örgütlerin yaydı. Yine ANAP çevrelerindekoculuğa neden karşı çıktığını bilır, fakat ılk genel seçimde SHP de pek destek görmediği anlası kı hava, "savaşım kelle hesabıaçık seçik söylememişti. Şimdi DYP işbirliğiyle yukarıdan aşağı lıyor. na dönerse, harcananlar olur'' anlasılıyor ki, statükolann yıkıl apar topar indirilir. ANAP tepeleri, Oltan Sungur biçiminde gelişiyordu. Demirel'in masını isterken Çankaya'da 82 işte o zaman demokratik dü lu'nun parti örgütünü çok yakın öteden beri ilişki kurduğu milletAnayasası'na karşın, yarı başzen tam anlamıyla raya oturacak. dan tanımasına karşın şu anda vekillerı ve ANAP'ın kırsal kesimkanlık sisteminj getirmeyi amaçOrdu müdahalesine gereksinil Adalet Bakanı olmasını, cezaev de tümüyle yok oluşu da kuşkulıyordu. meden halk desteğinden yoksun leri konusunda kötü puan topla ları daha da arttırıyordu. Başbakan arayışları biriki nok bir adamın Çankaya'da ve hükü masını aleyhınde bir faktör olaEkrem Pakdemirli'nin "velitada gölgelerden sıyrılıyor. ANAP mette oturamayacağı halk irade rak değerlendiriyor. Tüm bunlara karşın ANAP aht" olma istemine karşın örgütkulisi ıddialı Keçeciler'in Özal'la siyle saptanmış olacak. Özal, teki genel eğilim daha değişikti. yaptığı iki görüşmeden sonra "ih Çankaya'dan parlamento aracılı içindeki liberal kanat, Mesut Yıl Hep bunlar ANAP tepelerinde, maz'ın seçilmeyeceğini ya da tiraslardan arındığını" söylüyor. ğıyla indirildiğınde demokratik Başbakanlık Konutu'nda değerNe başbakanlık, ne liderlik. Ke rejim, çağdaş ölçülerde nefes al Özal tarafmdan atanmayacağını lendiriliyordu. hesap ederek ilk ad olarak Haçeciler "uygun bulacağı bir maya başlayacak. san Celal Güzel'i, ikinci ad olaŞöyle: isimle" işbirliğı yapmaya hazır. Daha önemli nokta şu: Özal Ekrem Pakdemirli, Manisa Kimınle birlik olabihr, var olduğu Çankaya'dan ulusal ıradeyle in rak da Oltan Sungurlu'yu öne birincı bölge milletvekilidır. Son söylenen desteğıni kimin emrine dirilınce, bundan böyle halk des sürmeye hazırlanıyor. Dün sabah ANAP kulıslerınde yerel seçimlerde Pakdemirli basunabilir? Pakdemirli de olabilir, teğinden yoksun insanlar devleyeğen Hüsnü Doğan da. Özal kı tin odak noktalarını, cumhurbaş ki havayı bir liberal kanat millet kan olmasına karşın, ANAP Manisa'da belediye başkanlığını vekili şöyle anlatıyordu: mı uygun görürse... kanlığını, hükümeti ele geçirme Oltan Sungurtu diyaloğa DYP'ye, 50 bin nüfusluAkhisar'Hasan Celal Güzel'in Özal'la curet ve cesaretını artık kendile açık bir kışı. Örgütü tanıyor. da ise SHP'ye kaptırmıştır. Yıne baş başa üç saatlik görüşmeden nnde bulamayacaklar. Aleyhindeki faktörler pek çok. Saruhanlı, Gördes, Soma, Salihedindiğı izlenımler dun kuliste Çankaya'yı gaspeden bir insa Örneğin cezaevleriyle ilgili tutu lı, Turgutlu gibi yerlerde beleditonuşuluyordu. Güzel, bu görüşnın ulusal iradeyle ındiriİTiesi de mu. Sonra ekonomi ve dış polı yeler SHP'nın, Kula ve Kırkamede "şansının Mesut Yılmaz: mokrasinın zaferı olacak. O gün tika bılgısinin az oluşu. Ancak ğaç'ta DYP'nindır. ANAP, salt la aynı düzeye geldıği ızleniminı" Türk demokrasısı gerçek anlam ekonomi ve dış ılışkiler bir baş Demirci'de yerel seçimi kazanalmıştı. Oysa Özal kafasındakı da ışlemeye başlayacak. kasının üzerinde toplanırsa Sun mıştır. Böyle bir durumda Pakde"siyası prolıh düşük" adayı sah Bu yargı genel ve gerçekçi. gurlu, Mesut Yılmaz'dan sonra mirlı'nin "veltaht " olması. (Baftarafı I. Sayfada) kınken ikaz ediyorum. Ankara'da büyük bir kusur, büyük bir günah, bir hukuk ayıbı islenmek üzeredir" dedi. Arkasında halk çoğunluğu olmayan A N A P grubunun muhalefet partileri katılmadan Cumhurbaşkanı'nı seçmesinin "meşnı" olmayacağını vurgulayan Demirel, bu şekilde seçilecek Cumhurbaşkanı'nın milleti temsil hakkımn olmayacağını, bu seçimin "Ne ora>'a oturana, ne de o makama hayır getirmeyecegini" söyledi. Demirel, "Bunların karşısında kimse darbeyi aklına getirmesin, bu meseleyi Türk halkı çözecektir. Türkiye'yi meydan meydan dolaşıp millete ait bir makamın gasp edildiğini anlatacağız. Bunların hiç mi benzini bitme>ecek, hiç mi yere inmeyecekler? O zaman millet bunlann dersini verecek" dedi. Ankara'da MOS! MOS kim? MOS, AY'nin bakanı. AY, Arif Yüksel'dir. Yüksel, Adalet Bakanlığı Müsteşandır. MOS, Mahmut Oltan Sungurlu'dur. MOS, HTÖ'nün sağ koludur. O zaman ANAP iktidarının kısa tanımı "HTÖ+MOS" olur. Peki EP? EP (Ekrem Pakdemirli) hem aptesinde namaztnda Müslüman; hem özel ve güzel sektörcü. İyi, hoş da biraz sinirii. HCG (Hasan Celal Güzel) ve MK (Mehmet Keçeciler) de muhafazakâr kanadın adayları. Bu işlerin formülü nedir biliyor musunuz? HCG + MK = EP HTÖ'nün istediği budur. HCG ile MK anlaşsınlar, EP başbakan olsun. EP başbakan olursa, MOS partide örgüt işlerine bakan genel başkan yardımcısı olur ya da başbakan yardımcısı. MOS, ANAP'ın en güçlü adamlanndan birididr. EP olmazsa MOS; MOS olmazsa EP. Peki, AMY? AMY, Ahmet Mesut Yılmaz'dır. Yılmaz'ın adaylığı, NSÖ (Nazlı Semra Özal) tarafmdan torpilleniyor. EV (Ercan Vuralhan) NSÖ ile birlikte AMY'nin ayağını kaydırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. HTÖ, şimdilik sessiz kalıyor. EV hakkındaki soruşturmalar nedeniyle AMY'ye ateş püskürüyor. MMK (Memurin Muhakematı Kanunu) gereğince yapılan soruşturma sonuçlanıyor. SK (soruşturma kurulu) EV ve arkadaşları ile ilgili "fezleke"yi AMY'ye veriyorlar. AMY ne yapsın? Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. AMY bu yüzden yutkunuyor. Fezleke, EV'yi ve arkadaşlarını suçluyor ve fezleke, tam cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında veriliyor. Hay Allah sırası mı? EV, AMY'yi bulsa, bir kaşık suda boğacak. NSÖ konu ile yakından ilgilenivor. NSÖ, AMY ile selamısabahı kesmiş durumda. NSÖ bütün ağırlığını EV'den yana koyuyor. Koyuyor, ama HTÖ, EV konusunda güç durumda. EV sorununun ileride kendi başına işler açacağını da düşünüyor. Ne yapsın? Şimdilik zaman kazanıyor. İKE (ismet Kaya Erdem) ne âlemde? Ne olacak? İKE, kendi âleminde! Eski devrimcilerden MCK (Mehmet Cavit Kavak) HTÖ: nün cumhurbaşkanı olması ile çelişkilerin iyice keskinleşeceği kanısında. Barış Derneği sanıklarından NY (Nurettin Yılmaz) HTÖ'nün cumhurbaşkanı seçilmesiyle halkının sorunlarına çözüm bulunacağı kanısında. Hareketçilerden MRT (Mustafa Rüştü Taşar) öteden beri HTÖ'nün izindedir. ORE (Osman Recep Ergun) de Özal'ın askeri kanadındandır. HTÖ cumhurbaşkanı olursa, kendisine Adalet Bakanlığı Müsteşan AY'yi cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği için öneririz. Yok eğer bu goreve eski bir asker isteniyorsa, MKY (M.Kemal Yamak) bu iş için uygun bir adaydır. EV ne olacak? EV, başbakanlık için dört dörtlük bir adaydır. İki dil bilir, Dışişleri Bakanlığı'ndaki eski görevi nedeniyle uluslararası ticari konuları da derinlemesine bilir. Yurtdışında da tanınır. EP olmazsa MOS, MOS olmazsa EV HTÖ'nün boşluğunu doldursa doldursa, ancak bir EV doldurur... IZMIR'den ANAP'ı seçmen tabanında sıfıra indirir, örgütte tepkilere neden olur, birleştiriciliği havada kalıı. Bu varsayımlar üzerinde gelişiyor ANAP içinde "veliaht" savaşımı. Elbet "Özal genel başkanlık savaşımına kanşmasın" diyenler de var ANAP içinde. Özellikle kutsal ittifakçı kanadın Keçeciler'le ilişki içinde olan ekibi yoia bu noktadan çıkıyor. Birlik ve beraberliği baştacı edip şu noktaya geliyorlar: Büyük kongre parti içi demokrasiyi gerçekleştirir. Ama Özal, tüm bunlara karşın adayını açıklayacak. İşte kıyamet bundan sonra kopacak. Hele açıkladığı surpriz.bir isim olursa * Eh, o zaman seyredin siz ANAP içindeki fırtınayı... Ege'de Özal'a (Baştarafi 1. Sayfada) me bağlılıklan ve saygılanyla mümkündur. Bu kurumlann da en başında cumhurbaşkanlığı kurumu gelmektedir. O halde gelenekleri. ilkeleri ve hukuku zorlavarak, yıpratarak gelenler neyi koruyacaklardır? Dileğimiz çarpıklıkiarı zinelere taşımak yerine henuz bulunduğu verde çözumleri aramak, rejimin ilkgeleneği olan milli iradeve saygınm gereğini vaparak seçime gilmek, parlamenlovu gerçek işlevine kavuşlurmaklır. Bu zihniyetin amacına ulaşmaM halinde bu tablovu, lemsil etliğimiz kitle adına içimize sindireme>eceğiz. Savın Özal'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi ha ' linde bolgelerimizdeki karşılama vc /ivari'llerine katılma>acağımız < ' bi kararlaşlınlmı$tır." '
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear