23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 ŞUBAT 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 MUZK FHİZ AU HAYVANLAR ÎSMAIL GILGEÇ Işim, yanlışın tistüne gitmek 27 Ocak 1988 tarihli yazımın son paragrafını tekrar yayımlamakta sonsuz yarar görüyoruz: "htanbul Devlet Senfoni Orkestrası, içindeki kaliteli eleman sayısımn çokluğu dolayısıyla Türkiye'nin en iyi senfoni orkestrası olabilecekken, sırf sistemin yanlışlığı ve uygulayıcılann bu yanlışı düzeltmeye yanaşmamaları dolayısıyla kendi kendini yeme surecine girmiştir." Asıl tartışılmasım istediğimiz, işte bu sistem konusudur. 17 Şubat 1988 gunu bu sayfada yayunlanan "IDSO Yönelim Kurulu Acıklaması", "Orkestraımz hakkmda yapılan bazı yayıniann gercekierie hiçbir ilişkJsi olmadıgını gazeieniz aracılıgıyla dile getirmek islhoruz" cümlesıyle başlıyor. Bu cümle ile benim durup dururken cinnet geçirerek orkestraya saldırmaya başladığımı ima ediyorlar zannımca. Oysa okuyuculanm ve meslektaslarım daıma gerçeklerı yazdığımı bihrler. Konser değerlendırmelerimde bana katılmayanlar olabilir, ancak gerçeklen dile getirdiğim konusunda kimsenin kuşkusu olduğunu sanmıyorum Orkestrayla ilgılı yazılarırnda eksik ve üstü kapalı olarak dile getirmeye çalıştığım disıplinsizlik olaylannın gerçekliği ve müsebbiplerinin kimler olduğu, en başta tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Yönetim Kurulu üyeleri olmak üzere ilgili herkes tarafuıdan büinmektedır. Orkesıra üyelerinin büyuk çoğunluğunun bu tür tatsız olaylar dolayısıyla buSO, içindeki kaliteli eleman sayısımn çokluğu dolayısıyla Tbridye'nin ea iyi senfonik orkestrası olabilecekken, sırf sistemin yanhşlığı ve uygulayıcılann bu yanlışı düzeltmeye yanaşmamalan dolayısıyla kendı kendini yeme surecıne gırmıştır!' Asıl tartışılmasım istediğimiz işte bu sistem konusudur. Gelelim 19 şubat cuma akşamı dinlediğimiz İDSO konsenne. Konserı Polonyalı şef Antoni Wil yönetiyordu. Solist kemancı Gnrcrna Tuyei, Niccolo Paganini'nin 1. Keman Konçertosu'nu yorumladı. 1%2 doğumlu Tüyel, tstanbul Beledıye Konservatuvan'nda da Giıldea Turaiı ve Yusuf Guler Aksoz ıle çalıştı. 1981 yılında Devlet Konservatuvan'nın Vüksek Devre Keman Bolumu'nü bıtıren Tuyel, aynı yıl Alalurk'un 100. doğum yılı dolayısıyla duzenlenen Keman Yarışması'nda birıncı oldu. Halen Vıyana Müzik Akademisı'nde Josef Sivo'nun sınıfına devam eden Gürcan Tuyel, kemana olağanüstu yatkınlığı ve kolaylığı ile dikkati çekiyor. Paganini konçertosunun teknik zorluklannın çoğunun üstesınden geliyor. Flajölelerin, oktav pasajlarır. tamamı olmasa da çoğu temiz. Güzel tonu, kemana kumaşı var genç sanatçının. Yine de GürtoSO HARA SONU KORSERİ Istanbul Devlet Senfoni OrkestrasTmn geçen hattakı can'] müzısyen olarak daha ıyı değerlendirmek içın bır Mozart, Beelbokonserlennde solıst kemancı Gürcan Tuyel (sağda) orkestra eşlığınde Paganını'nın ven ya da MendeJssohn konçerto ça1 Keman Konçertosu nu yorumladı Orkestrayı yöneten Potonyalı şef Antonı V/ıt (solda). larken dınlemek ıstenm. alışılmış reperiuvarın dışına çıkarak bır Şostakovıç yorumu sunmakla olumlu bır ış İDSO, konserin ikinci yansında yapmış oMu (FotogTaf Lale Fıloğlu) DhnHri Şoslakoviç'ın op. 47, 5. Senle bağdaşmaz hem de büyuk haksızfonisi'nı yorumladı. Esenn ilk üç boyuk rahatsızlık ve uzüntü duyduklalık olur. lümünde zorlanan orkestra son börı da bir başka gerçektir. lOmde biraz açıldı. Agır tempolu böBenım görevim, yapılan yanlışlaBen yönetim kurulu üyelerinin helümlerde her çalgı grubunun yetennrın uzerine gıtmek ve ilgililenn dıkmen hepsınden daha eski tarihlerden ce detay çakşması yapamadığı hemen katinı çekmeye çalışmaktır. Burada beri müzik yaşamının ıçindeyim. Öganlaşüıyordu. Yine de alışılmış reper27 Ocak 1988 tanhli yazımın son paretmen, pıyanist, korrepetirör, radyotuvarın dışma çıkarak, dinleyıciye bir ragrafını, zihinlere açıkhk getirmek cu ve yazar olarak çok eraek verdım Şostakoviç yorumu sunmakla olumlu ve asıl amacımın ne olduğunu hatırbu işe. Bunca emekten sonra Senfobır iş yapmış oldu şef Antonı Wit ve latmak düşuncesiyle tekrar yayımlani Orkestranuzın kötülüğünü isteditDSO. makta sonsuz yarar gömyorum: "1Dğımı ima dahi etmek hem gerçekler PÎKNttf PtYALE MADRA DÖNME DOLAPL/M?, FİIİEI? V4İAB.. ÇÇEK1ER, HIZLI GAZETECI SECDET ŞEA ÇİZGİLİK K4MİL MASARACl Dk ögretmen Rana Erksaıı R ı u Erksaa ısrarla 80 yaşında olduğunu iddia etse de 70 bile göstermiyor. Gözlerinin içı aynen gençlik resminde olduğu gibi güluyor. Konuşması, gülüşü cıvıl cıvıl, hareketleri, davranışlan genç... Bu işin sırnnı birazdan çözeceğız: "Babam askerdi, çok mııtaassış bir asker. Fakal muzige çok meraklı olan unemin bana piyano dersı, ablama da keman dersi atd'rmsısına hiç karşı çıkmadı. Sadece örtunmemizi isterdi sokaga çıktıgıımzda. Cemal Reşifin (Rey> lek çarsaflı ögrencisi bendim mesela. Çocuklugumdan beri ogretmeye, ders venneye çok raerakım vardı. 15 yaşında ders vermeye basiadım. Konuya komşuya ders vtrirtlUB." Rana Hanım'ın neden genç kaldığı böylece anlaşıldı. Çocukları çok seviyor bir kere, üstelik çocuklarla çok özel bir dıyaloğu var: "Her çocugun huyıı suyu başkadır. Kimi yumuşaklıktan, kimi sertlikteo anlar. Kimi çocnk çabuk slahr, dikkati heBcn dagüır, kimi daha dikkatlidir. tlk derelerde onlan hiç sıkmam. Beş dakika ders, beş dakika oyun. Kendi buldugum yontemie onlara önce saglam solfej bilgisi veririm." Rana Erksan, kendisıne güç veren, öğretmenliğe teşvık eden hocası Cemal Reşit Rey içın "O benim vetinimetimdir" diyor. "Konservatuvardan 193Tde mezun oldnm. Epey konser verdim o yıllarda. Hem Omer Refik Yaltkaya hem de Ferdi Statzer'k Mozart'ın tki Piyano Koncertosn'nu çakhm. Yanılmıyorsam 1942'de Bach'ın Dört Piyano Konçertosu'nu çaldık. Birinci piyaooyu Ömer Reflk, ikinciyi ben, DÇÖBCoyu Ferdi Bey, dorduncuyu de Cemal Bey cahmştı. Ork*strayı Reşit Abet yonetmişti Daha sonraki bir tarihte Ankara'da Mozart'ın Do Minor Piyano KoDçertosu'nu çaimış o Üç ilde hafta sonu konserleri Knltor Servisi tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın bu hafta sonu vereceğı konserlenn solısti Sovyet pıyanist Vladimir Krainev'in rahatsızlığından dolayı konserlere katüamayacağı bdirtildi Krainev yenne Sovyet pıyanist Lyabov Timofe>eva konserlere solist olarak katılacak. Cuma ve cumartesi günü Ataturk Kültür Merkezı'nde gerçeklesecek konserlerde orkestranın seslendireceği Mozart'ın "21. Senfoni"sinın ardından Sovyet solist Timofeyeva Prokofiev'in " 3 . Piyano Konçertosn"nu yorumlayacak. Daha sonra ıse MussorgskiRavd'in "Bir Sergiden Tablolar" adlı yapıtı sunulacak. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLtR KEMAL GOKHAS  24 Şubat Ankara 1930'LMHM ABLAStYU Bugün seksen yaşında olduğunu "ıddia eden" Rana Erksan (oturan) daha 15 yaşında piyano derslerı vermeye başlamış "Çocukluğumdan ben" dıyor Erksan, "ööretmeye. ders vermeye çok merakım vardı Konuya komşuya ders verirdim " Erksan'ın ablası (ayakta) da çocukluğunda keman dersı almış üm. Şef Ferit Alnar'dı. Ama benim için varsa yoksa çocuklar" dıyor Rana Hanım. Ögrencileri arasmda kimler var diye sorduğumuzda Rana Hanım başlıyor saymaya: "Verda Erman, Meral ve Tiraje Guneyman, Guher ve Snher Pekind, Hülyn Savdam, Hülya Tartan, Hulya Balçık, Seher Dosdogm, Suna tre), Mehveş Emeç, Ynksel Koplagel, Tuvana \lton, Ova Sunder. Yıldız Kunulkıı. Gulseren Sadak, Ersin Onav, Elif Karaea (Aran). daha yenilerden Ayşegul Kuş, Viktoria Kasuto, Benal Tannsever, Sibel Ala>, Zeynep Yamanturk, Ece Demirci. Unuuuklanm oMu mu acaba" dıye soruyor Rana Hanım. Bugün müzik yaşamımızda adları sık sık duyulan, hatta dünya çapında kariverleriyle ünleri yundışına tasan birçok piyanistimizin ılk piyano hocası olan Rana Erksan, İstanbul Beledıye Konservatuvan'nda 37 yıl çalışmış... 1975'le emekliye aynlmış, ama evde ders vermeye devam etmiş. Rana Hanım hâlâ kuçüklere ders vermekten sıkılmıyor, dervış sabnyla, çocuk ruhunu tanıyarak, çocuk sevgisiyle geçen dolu ve verımli bir omur. Rana Hanım'ın genç kalmasının sırrı gerçekten çocuklarla iüşkisıni hiç koparmaması olsa gerek... Cumhurhaşkanhğı Senfoni Orkestrası'nın bu hafta sonu vereceği konserlerde sohst olarak kemana Tnnç Ünver yer alıyor. Konuk şef Karsten Andersen'in yöneteceği orkestranın programında Sibellus'un "Keman Koncertoso", Haydn'ın "*l. Senfoni "si ve Lisıt'in "Preliidler"i var. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA* "N/'ZAM/ 1*33 TE BueÛN, PAPİŞAU C£Dır" Ot. r" KURULUYOR/. İSTBĞIYLB tzmir lzmir Devlet Senfoni Orkestrası'ru ise bu hafta dünyaca Onlü Polonyalı şef Marek Pijarowsky yönetecek. Atatürk Kültür Merkezi'ndeki konserlerde Çekosiovakyalı viyolonselci StanisJav ApoUn solist olarak çalacak. Programda Prokofief'in "Symbonie Concertanle", Mendelssohn'un "ltalyan Senfonisi" ve Lutostawsky'mn "Knçük SöN"i seslendırilecek. 'J GAP//2 YeHlUK. rAeAFrARI OLAM PADİŞAH, OCAĞt D/ÇINDA BOYLB ff'/Ç B'&UK ICUISULAj1A£rA/l (EMtŞTT. Y/KIE 0B 7&>Kl£Eia.DEH Ç£/C/A/fLDfĞf tÇiu, ZAMı CeDır'tfj 8OSTAMCI OCZ&tNA BAĞLI OLOUĞa V£ TOPÇU OLÜÇrU£ULAStA£t {/£ AKKA 'PA MAPOC/OU OGOUSUM4 KAZAAJMASf EStO Ü KAUTf İ * Cambazı"nın bestecisi Hans Joachim Hespos: Ben iıısanlan ürküttiyorıuîi, çtiııkü dtişünnıeye zorluyonun "Ben insanian ürkntüyonım, çünku onlan duşunmeye zorluyorum... Düşünmek. kendini ve yaşadıklannı sorgulamak korkutuyor insanlan." Hans Joachim Hespos, bırbırı ardına zıncirleme sıgara ıçerken söylüyor bunları. Biraz önce Mimar Sinan Universitesi gınş fuayesinde Hespos'un "tp Cambazı" dıye adlandırdığı olayı ızledik. Dınledık diyemeyeceğım, çunkü bu "muzikli happening" de ses, çalgılann tınısı, gurültu, jest, mimik ve oyun kadar sessizlik, suskunluk da onemhydi. Manfred Reicbert'in yönettiğı "Ensemble 13" uyeleri bir saat suren bu ola> boyunca geçmişın, bugünun ve geleceğin insanırun yaşadığı ya da yaşayacağı tüm agresyonları, yırtıcı, yıkıcı, aanası, gulduresı duyguları, özgur olabılmek içın kendı kendine ve çevresîne karşı verdiği mücadeleyı, ufleme, yaylı, vurmalı çalgılann, balyozların, kaynak makinelerinin ve zincirlerin sesiyle, iniltiler, homurtular, çıglıklar, suskunluklar, kıvranmalar, kızgınlıklar ve sevinçlerle canlandırdılar. Çağımızda en çok Joha Cage ve Maurizio Kagel gibı tanınmış, bir o kadar da az tanınmış bestecınin denedıği "Muzikli Tiyatro", "HappeBİog" gibi akımlar daima •pkiyle karşüanmıştır. Müzisyenler .endilerıne uygun görduklen rolün dışında, daha esneklık, daha içtenlik, çıplaklık ve yiırek isteyen bu tür denemelerden hep urkerler. Konser dinleyıcisı derseniz, onlar da alıştıkları repertuvarın dışına çıkıldı mı kıyameti kopanrlar hemen. Hans Joachim Hespos, verleşık müzik çevreleri tarafından dışlanmaya alıştığından, birlıkte çalıştığı müÇ ş l , M N Û W H VE GELECEfiİN İNSANI Manfred Reıchert'ın yonetugı Ensemble 13 ' üyelerı, geçmişın. Dugunun ve geleceöin ınsanının yaşadığı ya da yaşayacağı yırtıcı. acması ve gülünesı duygulan özgür olabılmek içın kendine ve çevresîne karşı veruıflı mücadeleyı çalgılann yanı sıra ıniftıler. homurtular, çıjlıklar, suskunluklarta canlandırdılar (Fotoğraf Lale Fıloğlu) zisyenleri çoğunlukla gençler, rock muzisyenleri ya da kendi gibi çizgı dışı sanatçılar arasından seçiyor. Hemen her göstensınin skandalla sonuçlandığını, ama son on yıl içtnde bu gösterilerin gelirleriyle yaşadığını ve gösterılerıyle dünyayı dolaştığını vurguluyor Hespos. Henze gibı çağdaş, ama artık geleneksel olmuş bır bestecinın bile Munih'te düzenlediği bienale katılmasım istediğıni, çunku Hespos olaylarımn daima ilgi çektığıni ve seyircı topladığını söylüyor besteci Hespos keman çalarak başlamış müziğe. Ama herhanr;; bir müzik okulunun kısıtlayıcı, dar akademizm cenderesine girmekten genç yaşta kaçınarak, normal bır eğitim görmuş. Muziği kendi bıldiği gibi çalışmış Uzun yıllar orta dereceli okullarda fen, matematık ve Almanca öğretmenlığı yapmış. Bremen'deki öğretmenliği sırasında çok sayıda Turk ögrencisi olmuş. Çızgi dışı göruşleri onun muzık çevreleri tarafından dışlanmasına yol açmıs Ancak ;arattığı olaylar öyle çarpıcı, insanı can evınden vuran olaylar ki ilgisiz kalmak olası değil. Nitekım, MSU fuayesine topianan öğrenciler ve meraklıların çoğu, ilk dakikaların şaşkınlığı ve rahatsızlığını atlattıktan sonra gösterıyı buyulenmişçesine izlediler. Çağımız insanının yaşadıklarım, ıçinde köpürüp duran fırtınayı hem soyut hem de somut olarak canlandıran, kişıyı sadece duşunmeye değil, daha dennlere ınıp gizli kalmış duygulan da ortaya çıkarmaya zorlayan bir olaydı "Ip bazı". Hızam.ı Cevt.t aS/Krlen SONUMDA 8u BH&J*UJE/Z 50 YIL ÖNCE Cumhuriyel 24 Şubat 1938 mimarlann verdikleri planlardan profesör Holzmeistere aid olan 14 numaralı planın hukümetçe kabul edildiğini yazmıştık. Büşük Şef Ataturk, hakem heyetinin teklifı uzerine hükümetin verdiği kararı tasvib etmiştir. Meclis binasma tahsis edilen arsanın bulunduğu yerden eskı ve yeni Ankarayı heyeti umumiyesiyle seyreimek kabil olmaktadır. Meclis binasma tahsis edilen arazi 350 bın metro murabbaıdır. Mecliste dört toplantı salonu, bu salonlardan birincismde aza için 600, dinleyicıler için bın kişilık yer olacaktır. Üç kısımdan murekkeb bir şeref 19381988 locası, sefırler için yüz kişilık, büyük memurlar için yüz kişilik, gazeteciler içın yüz kişilik localar bulunacaktır. Salondaki ışık tertibatı, ıstenildıği zaman fotoğraf alınmağa müsaid bir şekilde yapılacaktır. tkinci salon uç yüz aza, üç yüz dinleyici için olacaktır. Üçüncü ve dördüncu salontarın her biri 200 kişilıktır. Bunlarda loca olmıyacaktır. Asıl binadan başka bir de servis kısmı yapılacaktır. Bu kısımda kalorifer dairesi, vantilasyon istasyonu, elektrik santrali, matbaa, bahcıvan ve hademe koğuşları, polis yatakhanelen, muhafız kışlası, evrak mahzeni, su hazinesi bulunacaktır. Konsey Reis ve azaları yolda Selanik 23 (Hususi) Ankaraya gitmekte bulunan Başvekil Metaksas ve refakatindeki heyetın rakip olduğu hususi tren bu sabah buraya gelmiştir. Buyük bır merasimle karşılanan Başvekil şerefîne Makedonya umutn valisi tarafından Meditarenne otelinde bir oğle ziyafeti verilmiştır. Başvekil akşama kadar bazı mahalli işlerin halli ile uğraştıktan ve Selanik Üniversitesi talebe kulübunün açılış resminde bulunduktan sonra akşam gene hususi trenle refakatindeki heyetle bırlikte Istanbula hareket etmiştir. Tren yarın sabah Türkıye hududunda bulunacaktır. Hareketinden evvel Selanik gazetecilerini kabul eden Ceneral Metaksas ilk ziyaretmden fevkalade mtıbalarla dönduğünü Ankarayı tekrar ziyaret edeceğınden dolayı nihayetsiz derecede memnun olduğunu bilhassa kaydetmiştir. Yeni Büyük Millet Meclisi binası Turkıye Buyuk Millet Medisı binası içın ı 'an beynelmılel muşabakaya ıırak eden YÜZÜNCÜ YIL ÜNtVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN Univenitemiz Fen Bilimleri Enstitüsü'nün asağıda belirtikn yüksek lisans programlanna 198788 öğrctim Yüı Bahar yanyüı için lisans OstO öğretim yöneUndiği uyannca sınavla öğrenci aiınacaktır. & Koateajaa Programm Adı (Yükaek LMMIS) 1) Zootekni Anabilim Dab a) Hayvan Yetiştirme 1 b) Yemler ve Hayvan Bcsleme 1 2) Bıtki Koruma Anabilim Dab a) Entemoloji 1 b) Bahçe Bitkileri 4 3) Tanm Ürunleri Teknolojisi Anabilim Dalı a) Gıda Teknolojisi 1 b) Süt Teknolojisi 2 4) Tanm Ekonomisi Anabilim Dalı Tanm Mekanizasyonu 2 Isteklilerin, hangi dilde sınava girmek istediklerini belirten dilekçeleri ekinde; lisans diploması veya noter tasdikli örnegi, fotoğraflı ve onaylı nüfus cüzdaru ömeği, lisans not ortalamasım gösterir belge ve 2 adet fotoğraf ile en geç 10 Mart 1988 Cuma günü iş saati bitimine kadar Enstitü Müdürlüğü'ne başvunnalan gerekmektedir. Yabancı dS ve bilim sınavlan II Mart 1988 Cuma günü saat lO.OO'da ve 14,00'de rektörluk merkezinde yapılacaktır. Basın: 13192 TÜRK HAVA YOLLARI A.O. Ortakiığımız ihtiyaa olarak 200.000 adet mini sabun kapah zarfla teklif isteme usulü uygulanmak suretiyle satın aiınacaktır. Anılan mini sabunlann toplam tahmini beddi 6.000.000. TL. ohıp, konuya ilişkin geçici teminat tutan 240.000. TL.'dır. Kapalı zarfla vehlecek teklif mektuplan en geç 14.03.1988 günu saat 17.00'ye kadar İstanbul, Şişli Abidei Hurriyet Cad. Vakıf tş Hanı B Blok Kat 5 adıesinde mukim THY A.O. Alun Satım Kurulu Başkanlığı'nda bulundunüacaktır. Amlan gttn ve saatten sonra elden verilen veya posta ile gönderilen teklif mektuplan kabul edilmeyecektir. Konuya ilişkin ihale 15.03.1988 günO saat 14.00'de yukandaki adreste yapılacaktır. Tahmini bedeli asan teklifler değerlendirme dışı bırakılır. Şartnamede istenilen tüm belgelerin asü veya noterden tasdikli suretlerin ibrazj gereklidir. Şartaameler yukarıda belirtllen adresten temin edilir. Ortakiığımız 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi olmayıp, ihale konusu sabunlan kısmen veya tamamen alıp almamakta serbesttir. Basın: 13105 1727 yaşlannda bayanlar, tngıltere'de çocuğa bak, karşılığında İngilizce öğren. 158 53 42 Bayanlar, çocuk bakarak tngilizceyi öğrenmeyi ancak Aupairlik yaparak gerçekleştırebilirsiniz. 158 53 42
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear