Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/10 HAVA DU«UMU Mtfcorataji Gtnei Mudürtuju nden aiırun Hgiyı 0«n. yunkn taızv v* doou taımlen p a t * . yw yw tok butoUu, Ooju Kmdanc h DoOu « Gtln«doDu Aıadolu'nun doOusu ja^şk gaçacek. yaj<^v Günqdotu Anadokı'nun ıkıtusui«a yıOmuı. Ö M yükfde karHtemky^fnufiMİarşaHnleoDcak HA» SQWUS: Ytadun hm tasmrte bnz *• toak. dojudaftfryrmyccefcRÛZBAR. Ywduı M> M n M m t o gunay w Mı. Doju toH r t * a» luay w dofrı yMtfdan hjH, aa s n MtawwO«.aman aıran kuvmtloı m a k . M a a d t . Mjmurı w Ege. BJÖ AMMfe W M KndanUfe yttz » gunt»tanan » 4 a m n anan W hMrtnk. a«*«•?!. zjnunzKiun 2633 öencmiMa OKik. DENİZ MuadU. yw yer kabı ddgalı omk. Uga y*5»(<*0> « S . anan a 14° 4° Dıyartjtar 4°3° Ectrne 11» 4°Erancan 3°10°Eraırum 0°5° Estosefnr HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÛN Y B B K B B K 13° 5°5tresun 14° 3° Gumüshjne K 0"4°Hai*Jn K 10»1° Ijparta B 6°4 tanDul B 3°r> Izmr B P1» tos K 2»3*KasBmonu B 2°10»K«5*n B 8°2°Kon»« 10° 3°Mamsa 4°4° KMva; PCMersm 0°5°Mu4tt 2°11°Mus 10° 1°NıOdc 4° POrtu 0°5»(te 2°4° Samun 3°a°S«rt e°2°Sinop 9°2°Snas 0°5°TekınlaO 1°10°T! 0°10°Tunc«» 24 ŞUBAT 1988 DÜNYA'DA BUGÛN Amsttrdam S 8° B 15° B 12° Mra B 14° BaflıM B 15° Bk Basel B 8° B«gm Y 8" 8 5» am Bonn 8 G° B 8° Btuteel Budapeşte B 4° 9» Oncvre B 17° Cazayir B 22° CKMt B 23° Oubayı B 6° Fnnkfun B 15° a™ K 7° Hdanlıı B 18° tooenhaç K 6° 8 8° KSJn B 15° Lenngrad Lonura Madnd Mtano Mottcal Moskova Munh New Hbrt K 4° Y 10° B 14° 8 12° K *> K 5" 8 6° Y 0° K 0° Oslo S 9° Pans Y 5° o B 22° Kyal B 18° Ronru K 0° Solya B 15° Şam B 7° lUAnv B 14° Tunus K 3° Vtıyma B 11° Venedık 8 5° Vıysna Mâshmgttı B 10° Zunh B «° POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL İstiklal caddesinde, Parmakkapı'dan Taksim e doğru yurüyorum. Yikılan Eftalopulos'un önünde Attila Tokatlı'ya rastladım. Bulutlu, kurşuni bir İstanbul öğlesi. Her yanda kasvet, insanın içinde de.. Attila kollarını açarak, bir büyük özlem giderir gibi: "Oooo, kocaman nereye böyie?" Sevdiklerine 'kocaman' derdi. "Şurada bir arkadaşı göreceğim." Koluma girdl, yönümü aşağı doğru çevirerek: "Arkadaşa h&r zaman gidersin. Yüru bakalım kocaman. Bir buyük Atonbaş'ı Bayram'da soğuttum, Pasafda bizi bekttyorf' "Yahu Attila gideyim, önemli bir şey konuşacağım." "Telefonla da konuşursun." Kıramazsın ki, öylesi sevimli, öylesi cana yakın konuşur. "Pekl bir öğle rakısı yapalım!" Ne zaman, nerde, nasıl tanımıştım? Şimdi düşünüyorum da bir Paris akşamı geliyor aklıma. 1956 yıllannda oiacak, yolum Paris'e düşrnüştu. İlk gidiyordum, güvendiğim Hıfzı Topuz'du. Orayayerleşmişti. Beni de kollar, gençlik yıllanndan beri özlemini çektiğim Paris'i gezdirir tozdurur. Daha önceki yıllarda Kemal Baştuji, Turhan Doyran gibi arkadaşlarımız gitmiş, yerleşmişlerdi. Şimdi yeni adlar, yeni insanlar vardı. Belk| onları tanırdım. Bir başka grup daha ortaya çıkmıştı: Galip Üstün, Selahattin Hilav, Attila Tokatlı... Selekt kahvesinde Mübin'e gitmiştik. Mübin nedense, Türklerden bıktım usandım' dermiş, yüz vermezmiş. Bana gördüğümde öyle davranmadı, yüz verdi. Sanldı, sarmaladı. Çtçaği burnunda yeni bir ressamdı, yeniden yeniye pariıyordu. Attila şaşırmıştı. Bir ay kadar kaldım Paris'te... O yılları düşündukçe hep Attila gelir aklıma. Nereyı gördürn, nereye baktımsa Attila'nın gözluğü gözümdeydi. Yıllar sonrası, Paris dönüşü rastladığımda ise işi başından aşkın ünlü bir sinemacı ve usta bir çevirmendi. Saltanatlı hangi çeviriyi açsantz üstünde çevirmen olarak onun imzasını görürdünüz. İik adırnda çelmelemek istediklehni belli ettiler. özet bir Kapital çevirisine el attılar. Ytlmadı, çeviriye hızla sanldı. İki dili, Fransızca ile Türkçeyi birbiriyle kaynaştırıyordu. Kendine özgü bir çeviri dilini de bulmuştu. Ehrenburg'tan Paris Düşerken, Ostrovski'den Ve Çeliğe Su Verildi, Gorki'den Fbma, Elsa Triolet'ten Beyaz At ilk ağızda göze girenler arasmdaydı. Beyaz At, yerini ve değerini btılmuş, Turk Dil Kurumu ödülü'nu almıştı. Dile vurgunîuğunun bir belgesi olan bu ödül onu çok kıvandırmıştı. Öyte sevinmişti ki, yeri geldiğinde, Türkçesi Fransızcasından daha güzel' diyebiliyordu. Yüzlere varan çevirinin altında imzası vardı. Günü geldi çeviri de çeviren için bir bela oldu. Durmadan kovuşturmaya geçiyorlar, sürekli mahkemeye veriyorlardı. Kitap çevirisi bu, sonunda bir şey çıkmaz demeye kalmadan cezaiar, yani hapislik yılları kendini gösterdi. Baktım Attila kovuşturmaların önünden dur durak bilmeden kaçıyordu. Gâh Ankara'da, gâh Yozgat'ta, gâh bilinmeyen bir kentte soluğu alıyordu. Gözü basın affındaydı. Bir af çıkar da yazarlar bagışlanırdı. Uzun yıllar bunu bekledi. Bereket günün birinde sırtındaki hapislik kamburunun hepsinden kurtuldu. Kendi için çeviri denemesine girmişti. Bir dergi çıkardı. Bir yandan da Aragon'un Elsa'sını çeviriyordu. Ttcari yararı olmadıgım biliyordu. Edebiyat onuru ile göğsü kabarıyordu. Aragon dermiş ki: "Her güzel söz, her tatlı dize benim malımdır" Parasına puluna bakmadan çevirinin büyük denizinde yüzüyordu. Tercüme yerine telii yazsa nasıl olurdu? Onu da denedi. Bir devrimcinin yaşamını ele aldı. Gereken ilgiyi görmedi. Her yazar gibi yıkıldı, tez kurtuldu, ama amansız hastalık yakasına yapıştı. Şimdi ucuz içki evlerinde Altınbaş doldurulmuş küçük kadehler onsuz içrliyor. Tanıyanlar onu anmadan içmezler. "Varsın bulunmasın bUecek namü şanını." Kadehlerde Altınbaş.. . man 4 metre. jöruî u * 0 « t m . ytfe « a n * 25 toı «ooMidl nacalt V4n GMJ'nfc I m t Pırç*. p * Mutlu, b n ı lan»* p f m ı <• lor a*ak.GaiMlMİM|rtd>pgM|ıatf*Oı510knı dolyndı Mumok. ** « ^ Ouiullu 3>FlüMKm B 0°«•»» B 8 4° 3° Zongulcbk Kahlre, *f an *• * > B Oukıüu K a* S * * V Taze para gelmiyor (Baştarafı 1. Sayfada) şünülecek. Vadeli mevduat ile ilgüi çalışmalar daha sonraki tarihlere bırakjlacak. Tahtakale'de fiyatların genellikle dıırgun kaldığı gözleniyor. Tahtakale'deki işlemcilerin, polis müdahalesine yol açan kendi aralanndaki kavgaları arasında yapılan satışlarda, dolar 4 liralık artışla 1307, mark ise 8 Iıralık artışla 773 liradan alıcı buldu. Cumhuriyet Altını 500 lira gerileyerek 131 bin liraya düştu. Para kıtlaştıkca bankacılar günlerini "dvnun degerlendinne" toplantılanyla geçirir oidular. Bölge ve şube müdürlennin genel müdürlük yöneticüeriyle bir araya gddikleri toplanülarda "daı boğâzı atlatma"nın yollan aranıyor. Bu toplantılarda daha çok kredi maliyet hesapları yapıldığını belirten bır banka yönetıcisi "Herkesin kendint gört bir maliytti var. Ancak ortaya çıkan Ublo, kredlyi iyice kısmak. Zaten, şapkasını taanc ko>op duşunen sanayici de ptk fada uğramaz oidu" dedi. Kredileri fazla nakit çıkışını frenlemek için durdurduklannı ifade eden bir başka banka yöneticisi de durumun yeni nakit girişi sağlanana kadar çözülemeyeceğini söyledi ve şöyle konuştu: "Sbtem, para muslukiannın çok nzon süre kapalı tutulmasına dayananaz. Merkez Bankası da bunun farkındadır smnınm. Bizim bekkntilerimiz, nç bafta sonra mosloklann az da otsa yeniden açüacagı yolundadır. O zaman piyasa yenidcn kanşacmk. Hesapitunmaı da buaa göre yapıyorm." Yüksek faizin taze para girişi yönünden fazla etkili olmadıgım ifade eden bir başka banka yöneticısi de "llk gunierde yogun şekUde vade bozma olaylan yaşadık. Artık, daha çok yeni luynaklara ibtiyaç var" dedi. Bu arada, bazı nakite sıkışan küçük bankalann da ithalat komisyonlannı indirerek taze para girişi sağlamaya çalıştıklan gözlendi. tthalat komisyonlannı yüzde 2122 düzeyinden yüzde 15'e kadar çeken bu bankalar gelen TL'leri diğer gereksinmelerinde kullanmaya başladılar. Büyük bankalarm ise bir süre daha ithalat transferi yapmama eğiliminde olduklan belirtildi. Edinilen bilgiye göre Merkez Bankası şubat ayında mevduat faizleriyle ilgili herhangi bir duzenleme yapmayı düşünmüyoı. Yetkililer, şubat ve marl aylanna ilişkin enflasyon rakamlan görülmedikçe, faizlerin değiştirilmesinin dogru olmadıgım belirttiler. Verilen bilgiye göre yetkililer enflasyonun şubat ayrnda da bir miktar yüksek çıkmasıru bekliyorlar. Mart ayında ise alınan önJemlerin de etkişiyle enflasyon yüzde 2 veya 3 gibi makul bir düzeye inerse Merkez Bankası ldare Meclisi faiz oranlarını yeniden gözden geçirecek. llgililer, mart ayı enflasyon rakamının düşük çıkması dunımunda bile birdenbire vadeli mevduat faizlerinin aşagı çekilemeyecegını belirtiyoriar. Bu durumda öncelikle kamuoyunda psikotojik bir etki yaratmak amaayla sadece vadesiz mevduat faizleri düşüriilecek. Serbest döviz piyasasının kalbi Tahtakale'de işlemler sırasında kavga çıktı. Döviz alım satımı yapanların, kendi aralarında yaptığı kavgaya zaman zaman polis müdahale etti. Kavganın, piyasaya yeni girenlerle eskiler arasındaki surtuşmeden kaynaklandığı belirtildi. Kavgalar ile işlemlerin birlikte sürdüğü serbest piyasada dün, dolar 4 lira değer kazanarak 1307 liraya çıktı. Dolarda serbest piyasa ile resmi kur arasındaki fark yüzde 10.2 ile 120.77 lira oldu. Mark ise 8 liralık bir artışla 775 liradan işlem gördü. Tahtakale'de Isviçre Frangı, 6 liralık bir artışla 936 liraya çıkarken, tngiliz Sterlini 20 lira değer kazanarak 2300 liradan satıldı. Kapalıçarşı'da Cumhuriyet Altını 500 lira değer yitirdi ve 131 bin liradan satıldı. 24 ayar kfllçe gramı 50 lira gerileyerek 18 bin 950 liraya düştü. Bulgaristan 10 Türk çocuğunu iade etti g ha, dün karayoluyla Kapıkule'den iade etti Yetkililer unceki gun ucakla gönderileceöi açıklanan 10 Turk çocuğunun eşyalannın çok fazla olması nedenıyle tara yoluyla göndenldıflıni bıldirdıler Bulgar ısimlerine duzenlenmış pasaportlarla birlikte Haskova Emnıyet Mutiüru Dımitn Dimov'un kontrolündekı bır otobüsle Kapıkule'den Türkiyeye gıren çocukların adları şöyle: Sevgül Mehmetova (17), Hulya Hüseyınova (16), Doğan Hüseyinov (9). Şirin Hıkmetova (7), Aydın MusacN (18), Belain Şemiaova (20), Evgın ismetov (9), Nurtıan Nebioğlu (14), CüneytTopçu (9), Elmas Halılova (11). Edırne Emnıyet MudurlüÖu'ndekj işlemler sırasında itadeleri alınan çocukların Türkçeyi zor konuştuklan gözlendi Bulganstanda kullandıkları eşyalannın bir bölumünü de beraberinde getıren, yaşları 7 ıla 20 arasındaki 10 Türk çocuflu Edırne Valisı Yılmaz Ergu'yu da makammda zıyaret ettıkten sonra ailelerinin yasadıjı Bursa, lstanbui ve Çatalca'ya oıttiler. Bulganstan'dan Türkrye'ye göndenlen çocukların sayısı son gelenlerte birlikte 64'e ulaştı. ^ 3 UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Bu sozleşmenin 5/C maddesine göre "Müteahh/ttef pro/enin uygutondığı tüm parsetler üzerinde yapılacak inşaatlann satış hasılatmın yüzde 88'ini" alacaklardır... Anadolu Bankası, satış hasılatının yüzde 8.4'ünü alacaktır. Bu, bir tür "bağı?"\ır. Bu sözleşme ile Hazine arsaları bir kamu bankası ara.ıltğı ile âzsl sektöre devredılmektedir. Bir kamu bankasının Hazine'den devraklığı arsaları "katkarşılığı" müteahhitlere vermesi Türk bankacılık tarihinde görülmemiş bir olaydır! ESKA, hiçbir yarışmaya girmeden trilyona varan bir doğerdeki inşaat işini üstlenmiştir. Toplu konut yapımı 810 yıl sürecektir. ESKA ya, "hak ediş ödemeleri"r\ın gecikmesi halinde faiz de ödenecektir. Satışa esas oiacak inşaat maliyetlerinin belirlenmesi yetkisi "ESKA" ya bırakılmıştır. Bayındırlık Bakanlığı "maliyet ve kâr hesabı" ilkelerine göre bu sözleşmeyi değerlendirelinr. Bakanlık kâr uygulamaları, bu değerlendirmeleri "yüzde 10 genel gider, yüzde 15 de kir" esasına göre yapar Bu değertendirme, genel giderterin "müteahhit harcamalan" içinde olması ve olmaması hallerine göre ıki türlü hesap edilir. "Müteahhit harcamalan"n\n genel giderler içinde olduğunu varsayahm. Bu durumda, ESKA şirketinin •yaramriüğü"nieki EKSANve "Konut Yeptm ve Ttcaret Merkezi AŞ" adlı müteahhit şırketlerinin yapacağı inşaatlarda arsa sahıpleri Anadolu Bankası ile YapıKredı Sankas/'nın arsa payları yüzde 74.82'dir. Arsa payı, satış bedeli üzerinden hesaplanırsa, bu pay yüzde 17.04 olarak belirir. Müteahhit şırketler, kendi harcamalarına yüzde 751ik kân ekle. yecekler, bundan arsa payı yüzdesini düşüreceklerdir Ikinci hesap yöntemı, "müteahhit harcamalan"ru genel giderlerin dışında saymaktadır. Bu durumda da bankalara verilecek arsa payının yüzde 7853 olması gerekmektedir. Bu hesap yöntemine göre müteahhit şirketlerin yüzde 25 olan karianmn yüzde 2î.3rını Anadolu Bankası ile YaptKredi Bankası'na devretmeleri zorun>'jydu Görüiuyor ki, yürürlükte olan Bayındırlık Bakanlığı "maliyet" ve "kâr hesabı" ilkeleri bir yana itilmiş ve "ESKA" şırketine büyük kazanç sağlanmıştır. Bu hesapları, bu işlerden çok iyi anlayan bir uzmana yaptırttım. inşaat yüksek mühendısı olan bu uzman, sözleşmeyi hayretle okudu ve çok ayrıntılı bir değerlendirme yaptı. Bir de "karstt görüş alayım" dıye düşündüm Bu amaçla Anadolu Bankası Genel Müdürü Bülent Şemiler'm kardeşi Sinan Şemitert aradım. ESKA şirketi, Kıbrıs'ta bir tatil köyü yapıyor. Bunun için bir de şirket kurmuş.. Şirketin adı "ESKACyprus Development. ." Kuzey Kıbrıs Turk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu bu şirkete, Magosa Bafra koyunda 49 yıllığma bır arsa "tahsis" etmiş. Sinan Şem//e/in ESKA şirketinin Kıbrıs'ta kurduğu tatil köyünde "danısman" olarak çalıştığını duyunca kendisıni aradım ve konuştum Sinan Şemiler, kayınpederi "Demirağ Limited Şirketi"rim ESKA ile ilışkisi olduğunu, bu şirket aracılığı ile kendisinin de "ESKA'ya danışmanlık hizmeti" verdiğini söyledi. Sinan Şemiler'öen ağabeyi Bülent Şemiler'm ESKA şirketi ile imzaladığı sözleşmeyi "danısman" olarak değerlendirmesini rica etsek diyorum. GOZLEM (Baştarafı l. Sayfada) herhangi bir yerden bir şey gelmesine gerek yoktur. Biz sonışturma açma yetkisine sahibiz." Cumhuriyet Savcısı Akın Öncâl "Bu aşamada kimlerin ifadesine başvurulacağını soylemenin mıımkün olmadıgım" belirtirken de "Önemli bir konu, aceleye getinneye gerek yok. Olayı enine boynnna inctkyecegu" dedi. Soruşturmanın basuı savcılan tarafından yurütüldüğü ögrenildi. lstanbui Cumhuriyet Savcılığı da bu konuda sorusturma başlattı. lstanbui Cumhuriyet Savcısı Necdet Menguç, soruşturma açıldığını, bu konuda bir talimat geLmedıgini belirtti. MİT Yasası'nın "cezai hukümJer'i içeren 27. maddesi şöyle: "Mttli tstihbarat Teskilaü'nın görev faaliyetlerine taalluk eden evrak veya malumatı istihsal eden kisi. flil daha ağır bir cezayı gerektirmiyorsa iki scneden sekiz seneye kadar agır hapis cezası ile cezalandınlır. Birinci fıkrada yanlı suçun icrası resmi sıfat >e memuriyeli sona ermiş olsa dahi görevi geregi bu evrak veya malumatı elinde bulunduran veya malumata malik olan kimsenin taksiri neticesî mümkiin Inhnnny veya sadece kolaylaştınlmış olursa malumao elinde bnlımduran hakkında bir scneden beş seneye kadar afır hapis cezası hukmolunur. Bu evrak ve vesikalann raunderecatı 9e malumatı ifşa eden kimse, fiil daha ağır bir cezayı gerektirmiyorsa, beş seneden aşagı olmamak özcre ağır hapis cezası ile cezalandınlır. Eğer fiil suçlunun taksiri neticesi vuku bolmuş ise altı aydan iki seneye kadar hapis cezası verttir. tfşa suçunun yayın vasıtalan ile tşlenmesi halinde verilecek ceza 1/2 nispetinde arttırılır." MİT Sofya ile protokol (Baştarafı 1. Sayfada) leriyle birlikte bir araya geldiler. Türk heyeti mensuplan arasında Dısişleri Bakanlığ.'ndan MUsteşar Nüzhet Kandemir, siyasi işlerden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Nurver Nureş, Siyasi Planlama Dairesi Başkanı Onur Öymen, Doğu Avrupa Dairesi Başkam At3a KaraosmanoğID bulunurken, Bulgar heyetinde Dısişleri Bakan Yardımcısı Ivan Ganev, Balkan Dairesi Başkanı Lnbomir Şopov ve Turkiye Masasi Şefı Bonco Peev yer aldılar. Basına kapab olarak yapılan heyetlerarası görüşme 40 dakika kadar sürdü. Daha sonra basının da toplantı salonuna alınmasıyla TürkBulgar Dostluk Protokolü iki bakan tarafından imzalandı. iradeyi" gösterdiğini belirtti. Yılmaz şöyle devam etti: "Prolokolde Helsinki Nihai Senedi'nin hükıimkrine tam olarak uyulması önemle \urgulanraıştır. Biiindigi gibi Helsinki Nihai Senedi'nin bir bolumu tumuyle insani iuşkikr Ue ilgilidir. tnsao ve azınhk haklannın teminat aluna alınmasına ilişkin hukumler ihtivn etmektedir. Aynca insanlar arasındaki temaslan, haberlesmeyi ve karşıhldı ziyareUeri kolaylaştıracak hukümkre yer vermektedir." "Aramızda sonınlann ortaya çüusından bu yana ısrarla önerdiguniz ikili mıizakere süreci böylece başlamış olmaktadır. Bundan da mtmnunluk duyuyoruz. Protokolde bu iki çalışma grubunun çaltşmalanm paralel biçimde yunitecekleri ifade edi< miştir. Bu şekilde gerçekleştirilecek olan dengeli işbirliginin bizim Balkan işbirliği için onerdiğimiz genel yaklaşıma da uygun olduğunu bu vesileyle işaret etmek istiyonım." Dısişleri bakanian ob/ak belirli arahklarla karşılıklı ziyaretler >apacaklannı ve her iki çalışma grubunun çalışmalannı yakından gözetleyeceklerini belirten Yılmaz, "Bunun yanında her iki ulke bakanlıgınıo yüksek diizeyli görevUleri arasında diizenü siyasi istişareler yapılacak, ikili Uişkilerimiz çeşitli yonleri Ue ele alınacak. Aynca uluslararası sorunlar uzerinde de görüş alışverişinde bulunulacakür" dedi. • »~ tmzalânan protokolun Türkiye'nin şimdiye kadar Bulgaristan ile ilişkiler konusunda savunduğu yaklaşımlara ve kararb tutuma uygun olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bu olumlu adımı atabilmemiz, iki ülkc dısişleri müsteşariannın bir yüı aşkın bir süredir sürdürdükJeri lemaslann ve sabırlı gayretlerin neticesidir. Bulgar Dısişleri Bakam ile vanlan protokol sorunlan ortadan kaMırmıyor. ancak çözüme kavuşturacak yoüar ve mekanizmalan ortaya koyuyor. İyi niyrtle «ygulandıgı takdirde. TürkBu»gar BişkUerinin her alanda ih>a edilmesine yardımci oiacak mekanizma oluşturulmuş, bir sıireç başlatılmışür" diye konuştu. İki çalışma grubu Bulgar Dısişleri Bakanı ile imzalanan protokolde iki çalışma grubunun kurulmaarun kararlaştırüdığına dikkat çeken Mesut Yılmaz, bunlardan ilkinin ikili ilişkilerde sorunlara çözüm arayacak olan çalışma grubu olduğunu söyledi. Yılmaz, bu çalışma grubunun aynı zamanda insani konuları da ele alacağım ve bunun protokolde açık bir şekilde ifade edildiğini kaydetti. Dısişleri Bakanı Yılmaz şöyle devam etti: "Biz Bulgaristan'da yasavan ve azınlık haklan Turkiye ile Bulgaristan'ın taraf olduklan ikili veya çok tarafb akitleric belirienmiş soydaşlanmızla ilgili bunın goruşlerinüzi önerüerimizi bu çalışma grubuna getirecegiz. Bu önerUerimiz arasında Helsinki Ninai Senedi'nde bulunao bölünmiiş aılelerin birieştirilmesi amacına yöadik düzenlemeler öncelikle yer alacaktır." tkind çalışma grubunun ekonomi, ticaret, turizm, teknoloji, ulastırma ve kültür alanlannda somut işbirliği önerilerini görüşecek olan grup olduğunu söyleyen Mesut Yılmaz, her iki çalışma grubunun oluşturulması, başkanlan, toplantı yeri ve takvimi konusunu bu sabah Bulgaristan Dısişleri Bakanı Mladenov ile yapacağı görüşmede ele alacağım kaydetti. Dışisleri Bakanı Yılmaz, daha sonra şunlan söyledi: 'Siireç başladr Protokolun imzalanmasından sonra metin Bulgaristan Dısişleri Bakan Yardımcısı Ganev tarafından Bulgarca, Dısişleri Bakanlığı Müsteşan Nüzhet Kandemir tarafından da Turkçe olarak okundu. Daha sonra Bulgar Dısişleri Bakanı Mladenov kısa bir konuşma yaparak, "lmzalanan protokol Ue tüm sonınlann çözümlenmiş sayılamayacagım" belimi. Mladenov, "Fakat, mevcut olan problemkrin çözümü için saglam ve gercekçi bir zemin teşkil edilmiştir" dedi. Dısişleri Bakanı Mesut Yılmaz ise şöyle konuştu: "Turkiye Ue Bvlgari&tan arasında siyasi ve insani sonınlann bir çöznme kavustunılması için önemli bir imkân yaratılmıştır. Dogan bu yeni imkanı yapıcı ve banşçı yakla^ım içinde degerlendirecegiz. Baslatbgımız bu yeni surecin ulkemize hayırtı oimasuu dBiyomm." Dısişleri Bakanı Yümaz, daha sonra Türk gazetecileri için bir basuı toplantısı dUzenledi. Dışisleri Bakanı Mesut Yılmaz, ünzalanan protokolun insani unsuru da göz Onünde tuttuğunu belirterek, belgenin, "Turkiye Ue Bulgaristan araanda mevcut meselderi her iki ülkenin de taraf olduğu antlasm» ve anlaşmalara ve özellikle Helsinki Nihai Senedi hükıimkrine uygun olarak, aynı zamanda her iki ülkenin temel menf aaUerine de uygun olarak çözüme kavuşturma konusundaki CÛNEYT ARCAYÛREK yazıyor (Baştarafı I. Sayfada) Başbakanlığa, Genelkurmay Başkanlığıyla ilgili bakanlığa gitmemişti. Özal'ın anlatımıyla "dahili doküman" üzerinde Başbakanlıkta çalışmalar sürüyor. Alınan bılgilere bakılırsa Başbakanhk Teftiş Kurulu konu üzennde çalışıyor Başbakanın, çalışmaların sureceğini belirttikten sonra, "mesetenin birtakım yönlerı olduğu kanaatindeyim" cümlesi fazla açıklık getirmiyor. "Birtakım yönler" nelerdir? Raporun "istihban değerdeki kimi sı>tırlan üzerinde araşDrma mı" yapılmaktadır, bu nokta açık seçik ortaya çıkrnıyor. Örneğın, Başbakanın söyıediğı gibi "istihban bilgılenn her zaman doğru olduğu aöylenemez" ise, raporun içeriğinde yatan, önemli savları içeren bilgilerin değeri nedir. ne değildır elbet anlaşılmıyor. Başbakan haklı olarak MİT yasasıyla ilgili kımı maddeleri anımsatıyor. Adalet Bakanlığı'na Başbakanlıktan giden bır yazıyla yargının harekete geçebıleceğıni dokunduruyor. Birinci aşamada belgeyi MİT yasasına aykırı davrandığı savıyla yayanlar hakkında dava açılabileceği sonucu çıkıyor Ancak ikinci aşama, bir bakıma çok daha önemli. Basbakanlıktaki incelemeler sonunda "etüt ya da ön raporu" yazanların sorumluluğu kabul edilirse adt bugün "resmen" açıklanmayan kişiler hakkında yasal soruşturmaya geçılebilmesi için Başbakanın "izni gerektyor." Tabii asıl sorun burada başlayacak. Başbakanlığın soruşturma izni vermesi halinde raporu "yazan ve sızdıran kişiya da kişilerin" kimler olduğu resmen açıklanacak. Başbakan belki de bu nedenle dünkü ön açıklamasında raporu yazan ve sızdıran kışılerın adlarını açıklamamaya özen gösterdi Bir başka noktaya dikkat edilmesi gerekiyor. Başbakan MİT'teki "istihbari bilgilerin her zaman doğru olmadıgım" söyledi .Ama rapor tam metniyle kamuoyuna mal oldaktın sonra, içeriğindeki birçok ünlü ismi doğrudan ikjilendiren olaylann rteolçüde dogru ya da yalan yanlış oldugunun da bundan sonraki açıklamada yer alması zorunlu hale gelmiyor mu? Olaya ikinci açıklamada sadece "yazan ve sızdıran" açısından bakılırsa, kişilerin haysiyet ve şereflerini her zaman koruyacağını söyleyen Başbakan, rapordaki adlar üzerinde söylentilerin sürüp gideceğini bile bıle üzerine düşen görevı yerine getirmemiş olmayacak mı? ''Sorunun birtşakım yönlerinin'' yanı sıra, bu yönü de onem taşıyor. Başoakandan kuşkusuz bu titizliği beklemek raporda adı geçenlerin doğal hakkı. Günlerdir doğruyu bulmaya çalışan basının da! Toplantı bugtin başlıyor Bugün Belgrad Sava Merkezi'nde başlayacak olan Balkan Dısişleri Bakanları Konferansı, Yugoslavya Cumhurbaşkanı Lazar Mojsov'un konuşrnasıyla açılacak. Türkiyede (Baştarafı 1. Sayfada) ucaklar tarafından atılabileceğine dikkat çekildi. ABD'nin başkenti VVashingıon'da bundan bir süre önce düzenlenen brifingde, Cruise füzelerinin INF anlaşması dolayısıyla üretiminin durmasından sonra ABD tarafından yürurlüğe konacak tek yeni nükleer programın B61 bombaları olacağı belirtilmisti. Bu brifingde B61 bombaları için kullanılan sözcüğün "modernuasyon" olması, bu tür bombalarm daha önceden çeşitli NATO ulkelerinde konuşlandırıldığı izlenimini vermişti. ABD'de yayımlanan Nükleer Silahlar Ansiklopedisi'nin 1. cildinde B61 bombası ile ilgili bilgi verilirken, bu bombanın yerleştirildiği ülkeler arasında Türkiye"nin de adı geçiyor. Bombanın yerleştirildiği diğer ülkeler ise şöyle: "Belçika, Yunanistan, ttalya, Hollanda. Turkiye, İngiltere, Federal Almanya ve Guney Kore." Nükleer Silahlar Ansiklopedisi'nde B61 bombasının yalnızca ABD Hava Kuvvetleri'ne ait uçaklar tarafından atüabileceği yolundaki ifade, bu bombanın Türkiye'de ABD'ye tahsis edilmiş üslerde bulunduğu izlenimini veriyor. Ancak yine aynı ansiklopedide, bombanın ABD'nin müttefikleri tarafından kullanılabilecegi yolundaki ifade ise, belirli koşullarda bombayı Türk uçaklanmn atabileceği düşüncesini doğuruyor. 3 yıllık serüven (Baştarafı l. Sayfada) dığı bir "resmi terör" haberi gelmesin. Bulgaristan makamlan, uluslararası anlaşma ve kararlara açıkça aykın bir şekilde "Ahmefleri, "Dimltri", "Mehmef'leri "Mikail" "Ayşe"leri"CMga" yapacak formlan zorla imzalatıyor, Türk azınlığın yoğun şekilde yaşadığı bölgelerde köyleri boşaltarak, başka bölgelere toplu haide "naklediyoriardı". Kısa zamanda Turkiye Cnmhuriyeti hükiuneti olaya tepki gosteriyor ve Sofya nezdindeki buyükelçimiz Ankara'ya çagnlarak kendisinden aynntılı bilgi alınıyordu. 1985 şubatında TBMM, gizli oturumunda Bulgaristan'ın tutumu ve Türkiye'nin alabfleccgi tavır tartışılıyor, ardından Bulgar Büyükelçisi Dışişlerine çagnlarak bilgi aunıyordu. Tepkiler bununla da kalmıyor ve Camhnrbaşkam Kenen Evren, "en üst düzeyde" girişimde bulunarak Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov'a gonderdiği mesajda "Türk azınlıgın, iki komşu ulke arasındaki iyi Utşkiler tşığında muameie gormesi gerektigİBİ" vurguluyordu. Ancak, Jivkov'un "konuyla buzat ilgileDecegi" vaadi bir türlü gerçekleşmiyor ve artık tüm dunya basmının da gündem maddelerinden biri haline gelen "Bulgarlaşürma kampanyası" devam ediyordu. Bulgar yetkililer, bir yandan isim değiştirme işlemlerinin "gonüllii" olarak gerçekleştiğini öne surerken, bir yandan da "Bulgaristan'da Türk değil, Müslüman azmhk var" tezini ısrarla savunuyordu. Olayların dış basında gidetek daha fazla yetalması üzerine, ülkeye ve özellikle Türklerin yogun olarak yaşadığı bölgelere giriş çıkış daha sıkı denetinı altına alımyor, başta Turkiye olmak üzere uluslararası kuruluşlann göndermek istedikleıi diplomat ve gazetecilere izin verilmiyordu. Baskılardan kaçmayı başaran birkaç Türk, Turkiye ya da Yunanistan sınınndan ozgürlüğe kavuşmayı denerken, bir kısmı da resmi yoldan yurtdışına çıkarak üçüncü ulkelerden sığınma hakkı talep ediyorlardı. Bunlar arasında kendinden en çok söz ettiren ise hiç kuşkusuz Dünya Halter Şampiyonu Naim Süleymanoghı idi. "Snleymanov" adıyla Bulgaristan'a çok sayıda madalya kazandıran bu genç sporcu, Avustralya'da yapılan karşılaşmalar sırasında Bulgar kafilesinden gizlice aynlarak Türk makamlanna sığınıyor ve 14 Aralık 1986 gunü İngiltere üzerinden Türkiye'ye getiriliyordu. Yine başka bir "Sâleymanov" Mnstafa Süleymanoğln, bu kez bir turistik gezi sırasında sığındığı Türkiye'nin Moskova Buyukelçiliği'nde tam 2 yıl suren "zorunlu misafırligi" sonunda 19 Ekim 1987 günü vanlan mütabakat sonucu Ankara'ya gelebiliyordu. Aynı gün Türk Bulgar sırur görüşmelerinin de 3 yıllık bir aradan sonra Edime'de başlamasuıa karar veriliyordu. Bu arada iki ülke arasında diplomatik mesaj trafiği, parçalanmış ailelere mensup 118 Türk çocuğunun Türkiye'ye gnıplar halinde gönderilmesini sağlıyor, dün yani 23 şubat günü gelenlerle birlikte bugüne kadar 62 çocuk Turkiye'deki ailelerine kavuşuyordu. Bunlar arasında, iç ve dış basında uzun süreli kampanyalara ve TRT'de 2 bölümü yayımlanan "Yeniden Doğmak" adlı dizi filme de konu olan Aysd Özgür en büyük yankıyı uyandırıyordu. Askeri kimlik kartımi kaybettim. Hükumsüzdür. Em. Hâkim Alb. LEVENT AKYÜZ ABA ALTINDAN SOPA: Sayın özal, MİT raporu konusundaki ön açıklaması ile ne demek istiyor? Demek istediği şu: 1 Bu konuyu kurcalayanlar hakkmda dava açılır . 'Devlet istihbara! Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teskilatı Kanunu1 nun 2rr»ci maddesi, "MİVin gorsv ve faaliyetlerine taalluk eden evrak veya malumatı istihsal eden Wş/"nin iki yıldan sekiz yıla kadar cezalandırılmasını öngörüyor. Suç, yayın yoluyla işlenirse ceza 1/2 oranında arttırılır. Bu suçun işlenmesinde MİT gorevlilerinin kusuru söz tonusuysa ceza indirilir. Başbakan, ön açıklaması ile basına "aba attından sopa" gösteriyor. Ceza Yasası'nın 732 ve 736'ncı maddelerinde de "gizli kalması devletemn'ıyeti" için zorunlu otan bilgilerin "istihsair suç sayılmıştır. 132'nci maddenin gerekçesinde, bu bilgileri "tesadüfen elde etnenin" suç sayılmayacağı, bu bilgilerin elde edilmesı için "bazı lesebbüslerde bulunmanm" zorunlu olduğu kaydedilmiştir. Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin 26.6.1968 gün ve 66/1996 sayılı kararında "sirolma vasfım" yitiren bilgilerin yayınının suç sayılmayacağı kabul edilmiştir. Bu yuzden, "sırolma vasfını" yitiren ve bir MİT görevlisince sızdırıldığı anlaşılan bu raporun "20O0'e Doğru" dergisiyle, Ulus ve Söz gazetelerinde yayını suç sayılamaz. önemli olan, "Banker Bako" konusundaki raporun hazırlanmasının kimler tarafından istendiğidir. Bu "emir" ortaya çıkarsa, o zaman MİT'in Kuruluş Yasası'nın 4. maddesinde yazılı "başka hizmet istikametlerine" yöneltilip yöneltilmediğı anlaşılır. Konunun can alıcı noktası burada düğümlenmektedtr. MİT'in Kuruluş Yasası'nın 26'ncı maddesine göre de MİT gorevlilerinin görevin nıteliğinden doğan veya görevin yerine getirilmesi sırasında ışledikleri ileri sürülen suçlardan öturü haklannda "ceza takibi" yapılabilmesi için Başbakan'ın "izni" gereklidır. Yapılan "araştırma" mıdır? Yoksa 'teza takibi" mi? "Ceza takibi" ise Başbakan'ın bu konuda "izni" gerekır. "izin" belli kişiler hakkında 'fceza takibini" başlatır. Bu konu, basına "aba altından sopa" gösterilerek geçistirilemez. Yapılması gereken iş, konunun gerektiğinde TBMM'de bir "gizli görüşme" ile aydınlatılmasıdır. Yoksa, yarın ya da öbur gün, Sayın özal hakkmda düzenlenen raporlar da ekjen ele dolaşır. "Hukuk devleti" miyiz, yoksa "polis devleti" mi? Demokrasi varsa, bu gibi konulann görüşüleceği yer, TBMM'dir "Egemenlik kayrtsız şartsız milletin" mtdir? Yoksa, kimlikleri bilinmeyen "gizli yargtçiar"\n mı? ANKARA'dan YALÇ1N DOĞAM (Baştarafı 1. Sayfada) Amerikahlar "Türkiye'nin ek nükleer yükümlülük üstlenmesi" yönündekı ısrariarını yeniliyor. Hemen her düzeyde, ıster konudan sorumlu teknısyen ister bakan ister başbakan düzeyinde, "ek nükleer yükümlülük" son günlerde hemen her sohbetın ya da görüşmenin "ana tezini" oluşturuyor. Diplomatik ya da diploması dışı kanallardan Brüksel ve Wash>ngton Ankara'yı sık sık yokluyor. Sonunda Başbakan Özal olayı devletin en üst kurullarmda tartışmaya açıyor. Cumhurbaşkanı Evren ile birkaç kez bilgi alışverişinde bulunuyor ve karara varılıyor: "Başbakan Özal Brüksel'e bir senaryo götürüyor. Özal, Türkiye'nin her türlü uluslararası anlaşmaları göz önünde tutarak, ek nükleer yükümlülük alamayacağmı kesin bir dille Brüksel'deki NATO doruğu sırasında açıklayacak. Gerek NATO doruğı/nun resmi toplantısında gerekse Özal'ın diğer ülkelerin başkanlan ile yapaca.ğı ıkıli görüşmelerde Başbakan Özal bundan böyle Türkiye'ye bu tür taleplerin iletilmemesi ricasında bulunacak". Pekı, Özal bunun karşılığında ne önerecek?.. Türkiye'nin yine bilinen tezini, "Konvansiyonel silahlara ağırlık verilmesini" ısteyecek... NATO'daki müttefiklerinden "Turkiye1 dekı konvansiyonel silahların modernizasyonu için katkı" isteminde bulunacak. Ankara'ya ulaşan bilgilere göre, aslında bu görüşünde Turkiye yalnız değil. Hollanda'nın başını çektiği bir görüş var şimdi NATO çevrelerinde. O da bilinen görüş. "Kanat ülkelerde konvansiyonel silahların modernızasyonunu" öneren bir görüş Yani Türkıye ile aynı paralelde Hollancla şimdi bu teze destek sağlamak üzere NATO ülkelerinin başkentlerinde uluslararası bir kulıs yürütüyor. Turkiye işte bu kulisten yararlanmak çabasında. Ankara birkaç kez "hayır" demiş olmasına rağmen bu tür taleplerin sürmesi karşısında, konuyu Brüksel'de resmen açmak istiyor. Bu tür isteklerın artık kesılmesı dileğıyle. Özal 26 şubat pazar günü iki günlüğüne Tahran'a gıdıyor. Salı günü Türkiye'ye dönüyor. Istanbul'da uçak değiştırerek hemen Brüksel'e uçuyor. mm* mm BROŞUR ISTEYIN KurslarıfTMZ Bnhsh CounC'i tara*indan orıanmıştır AretsWcj',y«<Cır BTA Protokol (Baştarafı I. Sayfada) 2 TC ve Bulgaristan Halk Cumhuriyeti arasında ekonomi, ticaret, turizm, teknoloji, ulaştırrna, haberleşme ve kültür alanlannda işbirliğini hızlandıracak somut tedbirleri tespit edip, iki ulke arasında mevcut TürkBulgar Ekonomik ve Teknik tşbirliği Karma Komitesi'ne önermek üzere, ikinci bir yüksek düzeyde ortak çalışma grubu teşkil edilecektir. 3 Bu iki çauşma grubunun çalışmaları, paralel biçimde yürütülecektir. 4 İki ülkenin dışisleri bakanları, periyodik olarak, karşıhldı ziyaretlerde bulunacaklar, bu iki çalışma grubunun faaliyetlerini gözden geçirecekler, gerekli direktifleri verecekler. 5 Dısişleri bakanları arasında düzenli olarak siyasi istişareler yapılacak tır. Ruhr'da (Baştarafı 1. Sayfada) ve raali poiitikalar izlemesi" istendi ve yeni işyerlerinin açılması çağnsında bulunuldu. 80 bin dolayında, işçi, ellerindeki meşaleler. fenerler ve sinyal lambalan ile düzenledikleri eylem sırasında zinciri bir saat içinde tamamladılar. Diğer yandan aralarında "Yannistan Grubu" ve Renan Demirkan gi bi Türklerin dc bulunduğu bir sanat çı grubunun Rheinhausen tesislerinin çelik işleme biriminüe duzenledikleri bir dayanışma konserine yaklasık 43 Din kışı kaııldı. Öte yandan, genel hizmetler sendikasmın 35 saatlik ış gunu talebiyle başlattığı uyan grevleri ülke geneline yayılma eğilimi gösteriyor. tur§em İNGİÜZÜSANOKULLARI DANIŞMA MERKEZİ Cumhunve! Cad 173'1B Elm.adağ 80230 lstanbui Hılton Otelı Karşısı Tel (1) 14839 7714879431329684 Tlx 27498 TUSMTR Fax (1)13297 29 Sevgili ağabeyimiz ATİLLA TOKATLTyı yitirdik. Hep güzelliklerle anacağız. AYDANREHA ÖZ