25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 ŞUBAT 1988 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Whldheim ın istifası istendi VÎYANA (AA) Avusturya'da iktidar ortağı Sosyalist Parti, Cumhurbaşkanı Kurt VValdheim 'm otoritesinin hakkmdaki iddialar yüzünden , sarsıldığım belirterek görevden ayrılmasını tavsiye etti. Başbakan Franz Vranitzky ve Parti Genel Başkam Fred Sinovvatz'ın da aralannda bulunduğu Sosyalist Parti liderliği, doğrudan fValdheim'ın istifa etmesi çağrısmda bulunmadı. Parti liderlerinin dün yaptığı toplantıda kabul edilen kararda, Waldheim'ın istifa etmesi halinde Sosyalist Parti'nin muhafazakâr bir adayı desteklemesi de dolaylı yoldan önerildi. 9 KKTC liderleri yeni Rum başkanının açıklamalarına sert tepki gösterdv Vasiliıı gaflet içinde İZZET RIZA YALIN LEFKOŞA Güney Kıbns Rum liderliğine seçüen Yeorgios Vasiliu'nun daha ilk andan uzlaşmaz bir tavır alması ve KKTC lideri Raof Denktaş ile ancak "kendisinin bütun Kıbns'ın Cumhurbaşkanı olduğunu kabul etmesi şartıyla göriışebileceğini" açıklaması Kuzey Kıbns'ta sert tepkilere yol açtı. Gerek Rauf Denktaş, gerekse KKTC hükümet yetkilileri verdikleri demeçlerde Vasiliu'yu eleştirdiler. Başbakan Derviş Eroglu, Vasiliu'nun "Denktaş'ı Başkanlık sarayında bcUerim" şeklindeki açıklamasının çirkin olduğunu söylerken, Dışisleri ve Savunma Bakanı Kenan Atakol da, Vasiliu gaflet içinde" dedi. Makamında göruştüğümüz KKTC Cumhurbaşkanı Kıbns sorununun şimdiye dek hep "iki toplunun lideri" arasında yapıldıgını vurgulayarak geçmişte Makarios ve Kipriyanu ile temaslannın da böyle olduğunu anımsattı. Hiçbir tarafın öteki tarafa kendi unvanınj dayatamayacağını belirten Denktaş sözlerini şöyle sürdürdU: "Ben burada Cumhurbaşkanı olarak otunnorum. Beni goriırsen Cumhurbaşkanı oidugıunu kabul edersin gibi bir lulum aslında beni gorme demektir." DUNYADABUGUN AIİSİRMEN Ne İstediğini Bilmek "istemek yapabiimektir"der bir Frenk atasözü. Gerçekten, güçle ve yoğun olarak yaşanan istek, kişioğlunu hedefe yönelik eyleme götürecek vw amaçlananın elde edilmesinin yolunu açacaktır. Ama yoğun olarak istemek, tek başına yetehi mi? Aynı zamanda ne istediğini çok iyi bilip, tanımlamak da gerekmez mi? Herhalde şu sırada ne istediğini biimesi en çok gereken insanların ön sıralarında yer alıyor Kıbrıslılar. Kıbrıs Rum Kesiminde şimdiye dek denenmemiş taze bir isim olan Vasiliu'nun Kipriyanu ve Kierides gibi iki kurt polrtikacıyı alt ederek yönetimi ele geçirdiği son seçimlerde, seçmenin en büyük özlerninin, ada sorununa bir an önce çözüm bulunması olduğunu bildiriyordu arkadaşımız Stelyo Berberakis Lefkoşa'dan geçtiği pazartesi günkü haoerinde. Kıbrıs Rum Kesiminde seçmenin, artık sorunun biran önce çözülmesini içtenlikle istemesi, kuşkusuz tüm Kıbnslılar için olduğu kadar, bizler için de sevindirici bir olay. Çünkü anlaşmazlığın girdabı Türkiye'yi de sürüklemekte ve her ne olursa olsun, ikiye bölünmüş bir Kıbns ülkemiz için küçümsenmeyecek sakıncaları bağrında barındırmaktadır. Bu yüzdender ki, Kıbrıs Rumlarmın artık çözüm istemelerini sevinçle karşılıyoruz. Ama yine de sormadan edemiyoruz: "Acaba Lefkoşa'nın güneyinde Vasiliu'yu iktidara getirenler, ne istediklerini açıklıkla tanımlayabilmişler midir?" İlk bakışta soruna olumlu yanıt vermek olanaklı gorünüyor. Ûyle ya, bir zamanlar Kıbns'ı Türkiye'ye uzlaşmazlık stratejisinin küçük bir parçası olarak kullanan Papandreu'dan bir türlü kurtulamamış oian ve inatçı bir politika ile Makarios'un son yıllardaki davranışlarının da gerisine düşmüş bulunan Kierides, AKEL'in de desteğini çekmesiyle artık sahneden çıkarılmıştır. Ancak bu görüş Vasiliu'nun kişiliği ve demeçlerinin, hele hele kıl payı farkla safdışı edebildiği Glafkos Klerides'in daha uzlaşıcı olduğu bilinen kişiliği karşısında hemen tutarlılığını yitiriveriyor. Gerçekten Kıbns Rum Kesimindeki adaylar içinde, sorunun çözümü için en gerçekçi, en kolay uygutanır ve sonuç verir yolu izlemeye niyetli olan sağcı Klerides'ti. 0, toplumlararası görüşmelerin uzlaşmazlığı sonuçlandırmakta en etkili yol olduğunu görebilmekte, daha da önemlisi yüreklilikle söyleyebilmekteydi. Hatta Kierides, anlaşmaya yanaşmayan ve Kıbns'ı bu tutumunun bir aracı olarak kullanan Papandreu'ya da açık yüreklilikle karşı çıkabiliyordu. Doğrusu yeni egemen Vasiliu'nun da böylesine yürekli bir davranış içine girebileceğini soylemek pek kolay değil. Her şeyden önce, kendisine verilen desteklere bakınca bu gerçeği görmek olası. Adı sosyalist, kendisi daha çok şoven nasyonal sosyalist olan Tassos Lissarides'in EDEK'inin de desteği ile kıl payı iktidar olan Vasiliu, oy tabanındaki bu şoven ve uzlaşmaz desteğin variığını nasıl unutabilecek? Nitekim yeni yönetici daha ilk demecinde, kendi "cumhurbaşkanlığı" niteliğini kabul ettiği takdirde, Denktaş ile görüşmeye hazır olduğunu söylemiştir. Bu açıklama görüşmeden çok, görüşmeme amacını dile getirmektedir. Denktaş nasıl olur da Vasiliu'yu Kıbrıs'ın cumhurbaşkanı olarak kabul edebilir? Böyle bir davranış, Kıbns'ta Rum Kesiminin tek meşru hükümet olduğu, Kıbrıslı Türklerin basit bir azınlıktan başka bir şey olmadığı anlamını taşımaz mı? Denktaş, bu koşulla görüşmeyi kabul ettiği takdirde, o zaman kendisine' sormazlar mı "Arkadaş öyieyse şimdiye kadar neden bambaşka bir yolu izledin?" diye. Vasiliu'yu Kıbns'ın tek ve yasal cumhurbaşkanı olarak kabul etmesi, Denktaş'ın siyaset sahnesind9 kendi ipini çekmesi demektir. Bu gerçeklerin ışıgında görünen odur ki, Kıbns Rumlan oelki de tosin bir çözümü içtenli We istiyorlar. Ama bu istek buiao*» tır, sonucu elde etmeye yetecek açıklıkta değildir. Kısacası Kıbrıslı Rumlar çözüm yolunda bir şeyler olsun istiyorlar, ama ne istediklerini tam olarak bilemiyorlar. Keşke öyle olmasaydı da Lefkoşa'nın güneyinde vasiliu'nun kişiliğinde somutlaşan istek Frenk atasözündeki kadar kesin, açık ve yoğun bir nitelik taşısaydı. KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı Kenan Atakol "Vasiliu, Kıbrıs Türklerini kendi tebaası ilan etme gafletine düşmuştür" dedi. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş "Beni görürsen Cumhurbaşkanı olduğumu kabul edersin gibi bir tutum, aslında beni görme demektir" şeklinde konuştu. nntılandırmış, "Denktaş'ı Cumhurbaşkanlığı Sarayımda gormekten memnun olurum, kendisine çay ve kabve ikrsm edebilirim" demişti. Vasiliu, Liberaüon gazetesıne verdiği demeçte aynca "Özal ile Ankara'da göriişmeye baar olduğunu" da söylemişti. KKTC Başbakanı Denis Eroglu, dun Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş' KKTC Higgins'i kaçıranlar SUR (AA) Lübnan'da Şii Emel milisler, Amerikah Yarbay William Higgins'i geçen hafta kaçıran kişilerden 2 'sini ele geçirdiklerini açıkladılar. Emel hareketinin bir yetkilisi, olayla ilgili olarak toplam altı kişiyi yakaladıklannı, ancak bunlardan yalmzca ikisinin Higgins'in kaçırılmasına katıldığını söyledi. Yetkili, Higgins'i kaçıranların liderinin adım bildiklerini, ancak yakalayamadıklarını kaydetti. Emel'in Gür bölgesindeki askeri yetkilisi Davud Davud ise, iki kişinin Higgins'in kaçınlmasmdan kısa süre sonra yakalandıklarını söyledi. Ancak mensup oldukları örgütün adım vermedi. Oenktaş "Zorlama olmaz" Bilindiği gibi, Vasiliu Kıbns Rum lideri seçildiği anlaşılır anlaşılmaz yaptığı yaalı açıklamada kendisinin Kıbru Curnhurbaşkanı, JObns Türklerinin de kendisinin tebası olduğunu ileri sürmüş, bu iddiasım önceki gun BBC Radyosuna, Fransız Libtntion gazetesine verdiği demeçlerde de yinelemişti. Vasiliu son yaptığı açıklamada bu iddiasım daha da ay la yaptığı göruşmenin ardından basına verdiği demeçte "Vasiliu sadece Rumların Cumhurbaşkanı olduğunu bilmelidir" dedi. Vasiliu'nun, söz konusu açıklamalan doğrultusunda hareket etmesi halinde Kıbns konusunda görüşme ve uzlaşma olanağının kalmayacağını belirtti. Vasiliu'nun bütün Kıbns'ın cumhurbaşkanıymış gibi demeçler vermesinin yalnızca görüşmelerin ertelenmesine yol açabileceğini belinen Eroğlu, Rum liderin, Denktaş'ın "Ledra Palas'ta göröşelinı" çağnsım "Sarayımda beklerim" şeklinde yanıtlamasının da "çirkin" olduğunu söyledi. Eroğlu şöyle konuştu: "Vasiliu, Kıbns'ta yaşaoan gerçekleri gonır, bu gerçekler doğn/ltusunda hareket ederse Kıbns konusuna bir çözüm bulunabüir. Bu. Sayın Vasiliu'nun bundan sonraki beyanlanna ve davraruslanna baglıdır. Zaman içinde, bu beyanatlann seçim heyecanı içinde verflmiş beyanaüar olduğunu bize anlatacak bir davraoış içine girecegini umi( ediyoruz. Giraıezse, hükümetimiz oturur ve karannı verir." KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı Kenan Atakol da dün verdiği demeçte, Vasiliu'nun "gaflet içinde" olduğunu bildirdi. Güney Kıbns'ta yapılan seçimlerin, uzlaşmaz bir kişiyi siyaset sahnesinden uziklaştırdığını belirten Atakol, ancak onun yerine gelen Vasiliu'nun, daha ilk günden Kipriyanu'nun dayanıksız iddialannı savunma ya başladığını kaydetti. Atakol, şoyle dedi: "Seçim sonuçlan alınır alınmaz, Vasiliu, Kıbns Türklerini kendi tebaası ilan etme gafletine düşmüşlür. Bu fevkalade biıyük bir gaflettir ve Vasiliu'dan yapıcı bir politika sürdürmesini bekleyenleri bayal kınklığına uğratmıstır." Ana muhalefetteki Cmnhunyetçi Tiirk Partisi Genel Başkam Özker Ozgür, Vasiliu'nun seçilmesiyle ilgili göruşlerini açıklarken, "Kıbns'ı kıtalararası banş köpriisüne döoüştürmek isleyen banşsever Kıbns insanının, Turku ile Rumu ile Kıbnsta yeni bir sayfanın açılmasının beklentisi içinde olduğunu" belirti. Toplumcu Kurtuluş Partisi Genel Başkam Mustafa Akma da "tki toplum arasında guven ortamını oluşturucu gjrişimlerin zaman yitirilmeden başlatılmasını" isterken, Atılımcı Halk Partisi Başkanlar Kurulu üyesi tsmet Kotak, "tki taraf »rasındaki göriışmelerin derhal ve koşulsuz başlamasından yana olduklannı" açıkladı. ABD DışişleriBakanı Shultz, NATO'ya Moskova gezjsi hakkında bilgi verdi \eııi füze antlaşması yakııı tan'dan çekileceği yönünde olduğunu bildirdi. Shultz, Rus askeri birJiklerinin en önemli bölümünün ilk asamada çekileceği yolunda kendisine garanti verildiğini de duyurdu. Washington diplomatının TUrkiNATO konseyinin müttefik ülke ye'yi de ilgilendiren ve ABD'nin estemsilcilerine, Mihail Gorbaçov ve ki tutumuna oranla değişiklik taşıEdward Şe\ardnadzeile Sov^et başyan açıklaması ise, çok kısa menzilkentinde gerçekleştirdiği temaslar li nükleer silahlar (SNF) konusunda haklanda bilgi verdi. Shultz, NATO oldu. Basın toplantısı sırasında bir merkezinde yaptığı konuşmada, soruyu cevaplayan George Shultz, Moskova temaslannın, uzun menzilli söz konusu silahlar kapsamına giren stratejik nükleer füzelerin yüzde elli çift yetenekli uçaklann, Viyana'daindirimini öngören yeni bir anlaşmaki konvansiyonel silah göruşmeJennın ABD ve Sovyetler Birliği arasın'ne dahil edilebileceğinı çağrıştırdı. da imzalanma şansını arttırdığını bilBu talep Sovyet diplomasisi tarafındirdi. Ancak Shultz, söz konusu andan uzun muddettir öne sürülmeklaşmanın Başkan Reagan'ın raart te, buna karşüık NATO ülkeleri, Viayında Moskova'ya yapacağı ziyaret yana'daki "Konvansiyonel tslikrar sırasmda Sovyet lider ile imzalanıp Görnşmelerine" (KİG) bu uçaklarm imzalanmayacağının kesinlik kazangiremiyeceğini bildirmekteydiler. madığını vurguladı. Shultz'a göre Eğer yeni Amerikan yaklaşımı NAbunun nedeni de, henüz bu tür silah TO'nun da resmi göruşu haline döindirimi konusundaki süreç ve kontnüşürse, Viyana görüşmelerinde tarol mekanizması konusunda tam bir raf olan ve kendi F16 uçaklanna uzlaşmanın ortaya çıkmamış olması.Öte yandan George Shultz, Mos nükleer yetenek verilmesi istenen kova'da edinüii izteranSin,.Ş0*yet> r ıTürkiye de söz konusu ucaklar müzakere kapsamına gireceğinden, nüklçr Birliği'nin bu yıl içinde ve daha öjıce Gorbaçov tarafından açıklanmış takvime uygun biçimde Afganis Shultz. uzun menzilli stratejik füzelerin indirimini öngören anlaşmanın imzalanması şansının "çok yüksek" olduğunu söyledi. HADİ ULUENGİN BRÜKSEL ABD Dışişleri Bakanı George Shultz'un dün Brüksel'de yaptığı açıklamalara göre, INF antlaşması ertesinde, Moskova ve Washington'un şimdi de uzun menzilli stratejik nükleer füzelerin yüzde elli indirimini öngören yeni bir anlaşmayı imzalama şansı "artık çok yüksek". Yine Shultz'un açıklamasına göre, Sovyetler Birliği'nin Afganıstan'dan çekilmesi de "hemen hemen kesinleşmis durumda". ABD diplomanrun Türkiye'yi de yakından ilgilendiren diğer ve yeni yaklaşımına göre ise, çok kısa menzilli nükleer silahlardan (SNF) çift yeîenekli olan uçaklann, Moskova'nm talep ettiği gibi, Viyana'dakı "Konvansiyonel tstikrar Gdriışraeleri' (KtG) kapsamına dahil edilmesi "mümküa". Moskova dönüsü dun Brüksel'e uğrayan ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, olağanüstü toplanan Kaddumi Türkiye'ye geliyor ANKARA (ANKA) Filistin Kurtuluş Örgutü Siyasal Büro Şefi Kaddumi, resmi bir ziypret için 7 martta Tarftye'ye'geliyor. FK& lideri Yaser Arafat'm siyasi danışmanı görevini yürüten Kaddumi'nin, Arafat'tan Başbakan Turgut özal ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren 'e birer mesaj ileteceği öğreni/di. 9 martta Türkiye'den ayrılacak olan Kaddumi, geçen yıl Türkiye'ye resmi bir ziyaret yapmak istemiş, ancak uygun bir tarih saptaması yapılamadığından söz konusu ziyaret birkaç kez ertelenmişti. SHULTZ BrükseTden sonra I M d J . turuna BATISERÎÂ tsrail 2 Fîlîstinlîyî daha öldürdü Batı Şeria'da Israilliler tarafından öldürülen Filistinlilerden biri 13 yasındaki bir kız. İsrail askerlerinin bir Filistinliyi daha diri diri gömdükleri bildirildi. KLDÜS (Ajanslar) İsrail işgali altındaki topraklarda önceki akşam meydana gelen iki ayrı olayda 2 Filistinlinin öidurulduğü, geçen 14 şubatta da Gazze'nin güneyinde bir Filistinlinin daha lsrail askerJerince diri diri gömülduğü bildirildi. Filistin Basın Ajansı'nın haberine göre tsrailli bir sivilin Batı Şeria'daki Bekaa El Sarkiya köyıindeki göstericilere ateş açması sonucu yaralanan 13 yasındaki Revda Necip isimli Füistüüi kız kaldmldığı hastanede öldü. Ismi belirlenemeyen diğer Filistinlinin ise Kafa ElYahua köyü yakınında, gösteri yapan Filistinlilere, İrail birlikleri tarafından ateş açılması sonucu öldüğü bildirildi. tsrailli askeri yetkililer, polisin Filistinli kıza ateş eden tsrailli sivili tutukladığını belüttiler. Diğer Filistinlinin ise, lsrail birliklerinin göstericilerin taş ve molotofkokteyli saldınna karşı koymak için tsrail birliklerince açılan ateş sonucu öldüğünü kaydettiler. Son olaylarla birlikte, 11 haftadır süren çatışmalar sonucu ölen Filistinlilerin sayısı 63'e yükseldi. Öte yandan tsrail askerlerinin, Gazze'nin güneyinde, bir Filistinli'yi daha 14 şubat gunü "diri diri" ve bu nedenle örüem alındığını belirttiler. Ajanslar, işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinlilerin Shultz'u protestolarla karşılamaya hazırlandıklarını bildiriyorlar. Sovyetler Birliği, ABD'nın Ortadoğu'da barışın sağlanması yolundaki planını eleştirdi. Ancak Shultz'un yeni fikirler edinmek için bölgeyi ziyaret etmesinin olumlu olduğunu açıkladı. Sovyet resmi haber ajansı TASS'm haberine göre, Shultz'un Moskova ziyareti sırasında kendisine plan hakkında bilgi verildiği belirtilen Sovyet lideri Mihail Gorbaçov, planı "tutarsız" olarak nitelendirdi. Gorbaç'un, Shultz'a planın "geCKİ önlemler ve adunlar konusunda" tüm taraflann çıkarlanm göz öniine almadığını bildirdiği ifade edildi. Sov'yet liderin, bu önlemlere bir itirazı olmadığı, ancak nihai çözümün ancak bir uluslararası banş konferansı çerçevesinde alınabileceğıne inandığını belirttiği kaydedildi. TASS ayn olarak yayımladığı bir yorumda, Araerikan planırun Araplar için olumlu hiçbir şey getirmediğıni vurguladı. ABD, Ortadoğu Banş Planı'nı açıklarnamakla birlikte, tsrailli yetkililer planın Filistinlilere sınırlı özerklik verilmesini öngören bir geçici dönemden sonra, nihai çözümün bir tür uluslararası görüşme ile belirlenmesini önerdiğini, ancak ana hedefinin israil ve Araplar arasında doğrudan görüşmeleri sağlamak clduğunu belirtiyorlar. Sovyetler Birliği ise, sorunun BM gözetiminde yapılacak bir uluslararası konferansla çözülmesini destekIiyor. israiVde Hersog yeniden cumhurbaşkanı KUDÜS (AA) tsrail Parlamentosu Knesset, Cumhurbaşkanı Haim Herzog'u, 5 yıl için yeniden bu göreve seçti. Görev süresi dolan Herzog, narlamentonun dünkü jturumunda seçime tek aday olarak katıldı ve 2'ye karşı 82 oyla yeniden Cumhurbaşkanhğına getirildi. 69 yasındaki Herzog, oylamadan sonra yaptığı konuşmada, kendisine gösterdikleri güvenden dolayı Knesset üyelerine teşekkür etti. Cumhurbaşkanhğına ilk olarak 1983 yılında seçilen, Irlanda doğumlu Haim Herzog, 1984 yılmdaki parlamento seçimlerinden sonra sağcı Likud Bloku ile liberal îşçi Partisi tarafından oluşturulan ve halen görev başında bulunan koatisyon hükümetinin kuruluşu sırasındaki başarısıyla tanınıyor. Mücahitler geçici hükümet kurdu İSLAMABAD (AA) Afgan mücahitleri, Afganistan ile Pakistan arasındaki dolaylı Cenevre görüşmelerinin başlamasına 1 hafta kala, geçici bir hükümet kurduklarını açıkladılar. PakistanAfgan sının yakınlanndaki Peşaver kentinde 7 mücahit grubu tarafından yapılan ortak açıklamaya göre, mucahit hükümeti, "Cenevre'de bir anlaşma imzalanmasından once, Kabil hükümetinin yerini alacak." Mücahitlerin bildirisine göre, geçiş hükümeti, 14'u mücahitlere ait olmak üzere, toplam 28 üyeden oluşacak. Öteki 14 üyenin 7'sı multecilerden, kalan 7'si de "halen Kabil'de görevli Müslümanlar"dan oluşacak. ÂFGANİSTAN 7 mücahit grubunun yaptığı ortak açıklamaya göre, 28 üyeden oluşan hükümette 14 bakanlık mücahitlerin, 7 bakanlık mültecilerin, 7 bakanlık da "halen Kabil'de görevli Müslümanlar"ın. Bildiride, Afganistan'ın resmi adının "Afganistan İslam Drvleti" olacağı ve "Kuran ve sünnetin yasa yerine geçecegj" kaydedilerek, bu hükumetin, CenevTe'de bir anlaşma imzalanıncaya dek Kabil hükümetinin "yerini alacagı" beliıtildi. Sovyet birliklerinin çekilmesiyle ilgili Cenevre'deki dolaylı görüşmeler, BM gözetiminde, 2 martta yeniden başlayacak. 6 yıldır süren bu görüşmelere hiçbir mücahit temsilcisi katılmıyor. Filtstinlilerin oösterileri süruyor. Özellikle Shultz'un Kudüs'e geRşini protestolarla karşılamaya haarianan Filistinlilere karşı Israilliler de her zamanki önlemlerini almakla birlikte, olaylan bastrmayı başaramıyorlar. (Fotoğraf: AP) toprağa gömdükleri, bu kişinin halen tedavi altında bulunduğu bildirildi. Kudüs Postası adlı gazetenin iddiasına göre, İS yasındaki Adil Ali Mesud adlı Filistinli, İsraîIJi askerler tarafından yakalandıktan sonra bir "jeep"e bağlanarak, Han Yunus kumsalma götürüldü ve burada askerler tarafından dövüldukten sonra canh canlı gömulerek işkence yapıldı. Halen Han Yunus'taki Nasr Hastanesi'nde tedavi altında bulunan Filistinli genç, kendi ımzasını taşıyan ve Gazze Avukatlan Birliği'ne gönderdigi yazıda, "Kamsala getirildiğimde, çok fena dövöldum. Sonra oeni gömdüler. Ağzun tamamen kumla doldu " dedi. Batı Şeria'daki Naplus kenti yakınlannda 5 şubatta da 4 Filistinli diri diri toprağa görnülmüştu. Buyük tepkiye neden olan bu olayla ilgili 2 lsrail askeri tutuklanmıştı. Bu arada, Israilii askeri yetkililer, yarın tsrail'e gelmesi beklenen ABD Dışişleri Bakanı George Shultz'un ziyareti sırasında, Filistinlilerin yeni eylemlere girişmelerinin beklendiği ABD "irakgate" skandalı büyüyor Şimon Peres'in, Irak'ta yapılacak boru hattına saldırılmaması karşüığmda 700 milyon dolar almay: kabul ettiği öne sürüldü. Şimon Peres, daha önce yaptığı açıklamalarda, Israil'in, söz konusu boru hattına karşı çıkmaması için para aldığını ya da rtişvet teklif edildiğini reddetmişti. Meese'in avukatlan. gizli notu Adalet Bakam'nın yasadışı işlere kanşmadığını gösterroek için kamuoyuna açıkladıklannı beürttiler. Avukatlar, aynca Şimon Peres'in Edwin Meese*e gönderdiği ve boru projesiyle ilgilendiğini gösteren bir mektup daha bulunduğunu söylediler. ABD Adalet Bakanı Edwin Meese hakkında çeşitli yolsuzluk iddiaları bulunuyor. Bu iddialar ile ilgili olarak Edwin Meese hakkında bağımsız bir müfettiş tarafından soruşturma yürütülüyor. Meese hakkında soruşturulan iddialar şunlar: Wallach aracıhğıyla Savunma Bakanlığı ile iş yapan şirketlerden Wedtech Corp'a verilen 32 milyon dolarlık bir ihaleden çıkar sağlamak. Yine Wallach'ın tanıştırdığı Franklyn Chinn adlı bir bankerden rüşvet almak. FKO'ye Suudi Yardunı RİYAD (AA) Suudi Arabistan'm, 1978 ile 1988 yılları arasında FKÖ merkezine toplam 855 milyon dolar yardım yaptığı bildirildi. FKÖ'nün Riyad Temsilcisi Refık Naşe, AFP'ye verdiği demeçte, iki aylık ödemeler halinde olmak üzere yılda toplam 85.5 milyon dolar Suudi yardımı aldıklarını açıkladı. Naşe, Suudi yönetiminin 1978 yılında Bağdat'ta yapılan Arap doruğunda alınan ve FKÖ'ye mali yardım yapılmasma işkin karar ve yükumltilhklere uymaya devam eden "tek yönetim" olduğunu belirtti ve söz konusu dorukta petrol üreticisi Körfez ülkelerinin, FKÖ'nün yanı sıra Suriye ve Ürdiin 'e de mali yardım taahhüdünde bulunduklanm kaydetti. Basın doğru bildiğiııi yazmahdır ABD'nin ünlü gazetecilerinden Tom Wicker, "Muhabirler ve gazete yöneticileri doğru olduğunu bildikleri bir haberi yayımlamaktan kaçınma hakkına sahip değildirler" diyor. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK 13 Haziran 1971 pazar günü The New York Times gazetesi tarihe "Pentagon Raporu" ad»yla geçen ve ABD'nin Çin Hindindeki gizli rolünü açığa vuran "çok gizli" Savunma Bakanlığı belgelerini yayımlamaya başladı. Belgeler 1967'nin ortalanndan itibaren zamanın Savunma Bakanı Robert McNamara'nın başkanlığında bakanlık ve CIA yetkililerinden oluşan bir grubun çalışması sonucunda ortaya çıkmıştı. 47 bölümden oluşan ve 7000 sayfayı bulan belgeler Henry Truman yönetiminden Lyndon Johnson'a kadar 30 yılı aşkın sure ABD'nin Hindiçin'de sürdürduğü faaliyetleri içeriyordu. Jzlenilen politikanın ABD'yi nasıl savaşa sürüklediği, Amerikalılar dahil çeşitli milletlerden 95.000 kişinin ölumüne neden olan savaşın gerek ABD'nin yasalannı, gerek uluslararası yasalan çiğneyerek nasıl sürdürüldüğü, yayımlanan belgelerde sergileniyordu. Belgeler yayımlanmaya başladı ktan kısa bir sure sonra ABD Savunma Bakanlığı "önceden kısıtlama" karan çıkartarak New York Federal Mahkemesfne başvurdu. Yayının "ABD'nin ulusal çıkarlanm zedeiedigi, ulusal guvenliğine zarar verdiği" gerekçesiyle durdurulmasını istedi. Mahkemede göruşulmeye başlanan dava The Ne» York Times'in ardından belgeleri yayımlamaya başlayan Tbe Washinglon Post ve diğer gazetelerin sütunlannda tartışılmaya başlandı. Basın, belgelerin artık "kan o ) i mal olduğunu bu nedenle ulusal güvenligi tcbdit eden bir unsur olmaktan çıktıklannı'1 savundu. 30 Haaran 1971de ABD Anayasa Mahkemesi gazetelerin yayına devam etmesi karannı 6'ya 3 gibi bir çoğunlukla kabul etti. Yargıç BJack karan savunurkeıı o gün bugundür basın özgürlüğünun anayasal dayanağını oluşturan şu konuşmayı yaptı: "Yalnızca özgür ve kısıtlanmamış bir basın, hükümctteki yolsuzluğu açığa çıkarabilir. Hukumclin herhangi bir biriminin halkı aldatmasını engellemek, onian yabancı topraklarda yabancı kurşunu>la ölüme gondermesini engellemek, ozgür basının sornmluluklanmn en onde geknidir. Benim göruşume gore, kınanmak yerine The Ne» York Times, The Washington Post ve diğer gazetelerin gerçekleştirdikleri şey, ulkemizin kuruculannın ongördukieri amaçlara hizmel etmek olarak niıHendirilmelidir. V ielnam savasım getiren hükumetin faalijetlerini açığa çıkartarak gazeteler ulkemizin kunıculannın iimit ettiği ve yaptlmasını beklediği bir görevi asii bir jekilde yerine getirmiş* lerdir." Anayasa Mahkemesi'niniu kararı ABD basınının hükümet karşısındaki en önemli koruyucusu oldu. The New York Times gazetesinin şimdiki başyazarlarından ve Amerika'nın önde gelen gazetecilerinden Tom Wicker basın ve devlet ilişkilerını ele aldığı bir kitabında Pentagon raporlarının yayıımndan basının çıkardığı dersi şöyle dile getirdi: "Ne muhabir ne de gazete yöneticileri doğru olduğunu bildikleri bir haberi yayımlamaına hakkına sahiptirler. Öğrenme hakkı okurundur, bu nedenle muhabir. bir devlet başkanının ozcl >aşanlısı ya da bir savasın nasıl sürdurulduğune ilişkin doğru oian ber turiu bilgi)i basmak zorunluğundadır." Amerikan basınının Pentagon raporundan çıkardığı ders: WASHINGTON (AA) İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Peres'in, Başbakanlık görevini ustlendiği 1985 yılında Irak'ta yapımı söz konusu olan ham petrol boru hattına saldınlmaması karşılığında, 700 milyon dolar almayı kabul etttiği öne sürüldü. Bu konudaki iddiaların, olayda aracılık yaptığı gerekçesiyle suçlamalara hedef olan ABD Adalet Bakanı Edwin Meese'e, projeyle ilgili fırmalar ile yakın ilişki içinde olan yakın arkadaşı Robert Wallach tarafından gönderilen gizli raporda yer aldığı bildirildi. Meese"in avukatlan tarafından yapılan açıklamaya göre raporda şöyle deniliyor: "Peres ile yapılan anlaşmaya gore, tsrail 10 yıl için ber yıl 6570 milyon dolar arasında bir para alacak. Bana aynca bu paranın bir kısmının doğrudan lsrail Işçi Partisi'ne gideceği ifade edildi. Notta, Jsrail'e paramn kim tarafından ödeneceği belirtilmiyor, ancak bu para karşılığında tsrail'it projeye karşı çıkmayacağı ya da bombalamayacağı garanti altına alınıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear