25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Bavyera'nın Miesbach bölgesinde, aralık ve şubat aylan arasında 1286 buzağıdan 118'inin öldüğü saptandı. Daha Önce her 30 buzağıdan birinin ölü doğduğu bölgede, Çernobil kazasından sonra her 10 buzağıdan birinin ölü doğduğu belirlendl İsveç'in Apsele bölgesinde yaşayan Ren geyikleri ve liken bitkilerinde radyoaktif bulaşıklık olduğu saptandı. Magazin Servisi Çernobil kazasından 11 a> sonra radyoaktivitenin hayvanlar uzerindeki ilk etkileri görulmeye başlandı. Federal Almanya'nın Bavyera eyaletinde ölu doğan buzağılann sayısı, üç katına çıktı. Alman resmi makamlarının bu konuda herhangi bir araştırma yapmamalarına karşın "Arche Noah" isimli bir çevre koruma örgütü, Bavyera'nın Miesbach bölgesinde aralık ve şubat aylan arasında 1286 buzağıdan 118'inin ölü doğduğunu saptadı. Daha önce her 30 buzağıdan birinin ölü doğduğu bölgede, Çernobil kazasından sonra her 10 buzağıdan birinin ölu doğduğu beliriendi. Çernobil kazasının duyulmasından hemen sonra, birkaç hafta içinde ineklerin otlatılmamasına karşın Miesbach bölgesi çiftçileri, 86 yıhnın mayıs ve eylül aylan arasında ineklerine ta Sahıbı Cumhuriwl Matbaacibk vc Ga2«ecılık TUrk Anonım Şırkctı adına Nıdir Nıdi # Genel Yayın MılddrU: Hnaa Ccnud, Mılessese MüdUrU Emiot Lşakiıpl, Yazı Işlen Mtldıln): Okıj Goaraan. • Haber Merkea Müdüru Yalcıa Bmgtr, Sayfa Düzenı Yönetmenı Ali AOB, • Temsılaler ANKARA Vıiçıo Doftın. İZV1İR Hikmel Çctinluyı. ADANA CcU Başlangıç. r lstanbul Haberlerı Rchı Oz. Dış Haberlcr Erju» Baleı, Ekonomı Osnuı Ulagıt. Kullur C»âJ Lsler, Magazın Mrtmrf Y«şın. Spor Danışmaıu Abdalkadir Vacdmaıı. Duzdımc Reflk DurtMş. BJımEğıtım n Alpo. IşSendıka. Şuluıa kettnci, HaberAraşürma. Lfuk Guktnnir. Yun Haberlcn \ « d * Dogui Koordmatör Akmd KoruUıu, • Maiı lşler Erol Erkut, # Reklam A>v Tonın: Ek Yayınlaj Hıüym \kyol • ldarc Htısryın Gnrer. Işleıme Önder Çettk. Bılgıislem Vmıi Inal. fiosun «• Kıvfln Cumbariyvl Matbaacıbk ve Gazetecılık TA.Ş. Türk Ocafr Cad. 39'41 Cafcüoglu, 34334 lst, PK 246isıanbul, Tet 512 05 05 (20 haı), Tefcx 22246 • Burolar Ankara: Zıya Gokalp Bulvan tnkılap Sokak No 19/4, Tel: 33 11 4147, Telex 42344 • Umin H Zıya Bulvan, 1352 Sok 2/3, Tel: 25 47 0913 12 30, Telec 52359 • Adan»: lnönü Cad 119 Sok No 1 Kaı 1. Tel: 1455019731, Telo: 62155. TAKVİM 26 MART 1987 Imsak: 4.25 Güneş: 5.51 öğle: 12.15 Ikindı: 15.43 Akşam: 18.28 Yatsı: 19.49 Kazadan 11 ay sonra, radyoaktivite etkisini göstermeye başladı Çernobil hayvan öldürüyor dergisi, araştırmalannı rahatça tamamlamak için adını açıklamak istemeyen veterinerin, çiftçilere hay\anlannı ne ile beslediklerini sorduğunda, Arche Noah'ın saptadıklarına tamamıyla uyan yanıtlar aldığını bildiriyor. Çiftçilerin hepsi de yetkililerin açıklamalanna güvenerek hayvanlannı taze otla beslemişlerdi. ineklerin aldığı yuksek oranda radyasyon ya duşuk yapmalanna ya da sakathklan nedeniyle yaşama şansına sahip olmayan buzağılar doğurmalarına neden olmuştu. Öte yandan, Çernobil kazası tum dunyayı olumsuz şekilde etkilemeye devam ediyor. " U S News and Worid Report" dergisinde yer alan bir haberde, Isveç'ın Apsele bölgesinde yaşayan Ren geyikleri ve liken bıtkilerinin büyuk oranda radyoaktif bulaşıklık içinde olduklan belirtildi. Bu bölgedeki hayvanların kış aylanndaki tek beslenme kaynağı olan likenlerin önumuzdeki 30 yıl boyunca tehlikeli durumlarını koruyacaklan bildiriliyor. tskandinav ülkelerinde yaşayan Lapps ya da Sami olarak adlandırılan azınhğın tek seçim kaynağı olan Ren geyiklerinin, îsveç ve Norveç'in ekonomisini olduğu kadar bölgede yaşayan insanlann geleceklerini de etkileyeceği belınilıyor. 26 Nisan 1986 günu meydana gelen kazadan sonra Kuzey Batıya doğru radyasyon bulutunun etkisi altında kalan Apsele'de yaşayan bin adet Ren geyığinin etlerinin 1 kilogramında 5 ile 6 bin bekerel arasında radyasyon saptandığı ve bunun Îsveç hükümetinin kabul ettiği oranm 100 kat üzerinde olduğu kaydediliyor. Bu gece Miraç Kandili A nkara (OXL) Mubarek / l Miraç Kandili bu gece kutlanacak. Diyanet İşleri Başkan Vekili Dr. AMüIbaki Keskin, Miraç Kandili dolayısıyla yayımladtğı mesajda, Mirac'ın, Hazreti Peygamber'in semalara yükseliş mucizesi olduğunu belirtti ve "Dinimızin direği olan namaz bu gece farz kılınmış, Islamın beş temelinden biri bu gece atılmıştır" dedi. SSCB'de eşcinsellik M SAKAT VE ÖLÜ DOĞUMLAR Çernobil kazasmdan sonra gebe kalan inekler arasmdaki sakat ve ölü doğum orant artn. Kafasmda deformasyonuv olan ve ka/aa htç ohışmamıs buıağüar 17 ocakta, 3 bacakh buzağı ist 16 şubatta doğdu. Yukart Bavyera'da Çernobü'in etkUerini götleyen bir veterbter, geçen hazlnmdm ağustosa kadar ineklerdeki düsük oranmın bir yıl öncesine göre 3 kat fazla olduğunu saptadı. ze ot yedirerek yuksek oranda radyasyon almalanna neden olmuşlardı. Günr'e 40 kilo ot yiyen inekler bu sure içinde her gun 150 bin bekerel almışlardı. Üstelik çiftçiler bu sırada tamamen Federal Tarım Bakanlığı'nın açıklamalarına gore davranmış ve ineklerıni mayıs ayından ıtıbaren otlatmaya çıkarmışlardı. Munih Çevre Enstitüsu yetkilileri, Miesbach bölgesindeki olu doğumların uç katına çıkmasından politikacı ve yetkilileri sorumlu tutarak, "Bu, ısınlann sağlık uzerindeki etkilerini önemsemeyen politikacı ve gorevlilerin tehlikeyi örtbas ettikierinin ispatıdır" diyorlar. Enstitu yetkilileri, daha mayıs ayında otların uzunca bir sure radyoaktivite içereceğinin saptanmasına karşın, resmi çevrelerin Avrupa Ekonomik Topluluğu ya da denizaşırı ülkelerden radyasyon bulaşmamış kuru ot alınması için girişiminde bulunmadığını belirtiyorlar. Bir rastlantı eseri Yukarı Bavyera'da, Çernobü'in etkilerini gözleme fırsatı bulan bir veteriner, 1986'nın haziran ayından ağustosuna kadar ineklerdeki duşuk oranmın bir yıl öncesine gore uç kat daha fazla olduğunu saptadığını belirtiyor. Stern oskova (cua.) Sovyetler Birliği'nde, eşansellığin giderek yayıldığı ve önemli bir sorun halini almaya başladığı bildirildi. Komünist Parti Gençlik örgütü'nün yayın organı "Moskovsky Komsomolets", ülkedeki eşcinsellerin sayısını belırtmediği bir yazıda, yükselen boşanma oranmın, "cinsel rol tanımlamasım" bozduğunu ve eşcinselliğin yayılmasına yol açtığını kaydetti. Sovyetler Birliği'nin "açıkhk" politikasının bir örneği olarak değerlendirilen yazıda, eğitim sayesinde eşcinselliğin kökünun kazınabileceği savunuldu. 1000 ABD'li askerden Vi AIDS'li ashington (OM.) ABD Savunma Bakanlığı, Amerikan askeri personelinden 2139 kişinin, AIDS vınisu taşıyıcısı olduğunu bıldirdi. 1 mılyon 270 bin askeri go^evlıye uygulanan AIDS testleri sonucunda, Kara Kuvvetleri'nden 1116, Deniz Kuvvetleri'nden 797 ve Hava Kuvvetleri'nden 226 kişinin AIDS vınisu aldıkları ortaya çıktı. Savunma Bakanlığı, bu sayılara göre, askeri personelin ancak binde bir ya da ikisinin AIDS virüsü taşıdığını kaydetti. İsveçBanş veArabuluculuk Derneği, poliseyazılı olarak sunduğu, geniş aynntılar içeren raporda, "Bütün bu tehditlerin arkasında çok iyi örgütlenmiş, etkin ve güçlü bir mekanizma olduğu anlaşılıyor" dedi YAVUZBAYDAR STOCKHOLM Isvec'ten tran'a 197375 yıllan arasında yasadısı yollardan silah kaçınldığı iddialannı, bir yüı askın bir araştırma sonunda yazıh rapor şeklinde kamuoyuna açıklayan îsveç Bans ve Arabuluculuk Derneği, rapora kaynak olan bazı kişilerin şiddet yoluyla korkutulmak istendiğüıi ve ölümle tehdit edildiğini öne sürerek polise başvurdu. Demek tarafmdan polise yazüı olarak sunulan ve geniş aynntılar içeren basvuruda, VayflVyılıV' raponına bilgileriyle katkıda bulunan 4 kisinin, gerek telefonla, gereksc dogrudan ölumle tehdit edildiği ve kendilerine "SdylediklerİHİzi geri alm, yoksa ötecduiııiz" dendiği belirtiliyor. Başvuruda, eski Ticaret Bakanı KJdCMof FeMfin kacakcjhga yeşfl ıyk yakügını One sflren rıaklivecinin, birkaç kez bilinmeyen kişilerin saldınsına uğradiğı ve 9 mart günü evine gelen maskeli iki kişinin "Sus Tanıklara ölüm tehdidi ı Idam edOecekdn" sözleriyle tehdit edildiği kaydediliyor. Diğer kaynaklann da evlerine sık sık telefon edildiğini ve korkutulduğunu büdiren Îsveç Banş ve Arabuluculuk Derneği, polise yapüğı başvuruda, "Bttin I» tebditlerin arkaanda ç g g ir««imı« oMngn aalaşıtryor. Ba mekanizma oe pahmsuıa otnrsa otssn Bofon Şirked'nin tnuı't silah kacahcılm koausnnD ortaya atan sesieri snstumak istiyor" görüşüne de yer verildi. Derneğin başvurusu ve benzer tehditlerin, kaçakçılık iddialanna inandığıru söyleyen savcı Tommy aerealıah'a da yöoeMlmesi uzerine siyasi polisin devreye girdiği bildiriliyor. öte yandan, Bofors Şirketi'nin çeşitli ülkelere yasadısı yollardan silah sattığı iddialannı üç yıl önce ilk ortaya atan ve ardından Bofors'taki görevinden istifa eden makine mühendişi agnt Bratt, îsveç Dışişleri içindeki bir gnıp yetkili memurun silah kacakçılığnıa yıilarca etkin olarak yardıma olduğunu öne sürdü. 1969 yılında Bofors'ta çalışmaya baslayan ve tran'a satüdığı öne sürülen RBS70 uçaksavar fuzekrinin yaratıcılanndan olan Bratt, fllkenin en büyük gazetesi Dagens Nyuheter'de yayımlanan yazosında, önceleri tsveç hükümetinin kacakcıhkla ilgisi ohnadığına inandığını belirterek şu görüşlere yer verdi: "HikömetİB roU koBnsudaId fikrim ild hafta kadv önce detffcstL Bflmecenin son boş kareferi dokhı. Dıslslcri iciııde en jüksek dizeyd* görevfi Wr grap memnr ön plaaa çıktı. B* grap, yaluzca olnp bitenlerdeB haberdar olmaUa kalmıyor, yasadısı silah sabsına yardıma da olnyordn. B« mcmoriar, 197(Flerde başlayan ve bir hflkttmetten ötektae yasadısı sflah sabsma göz yaınma jibi bir tntomn içeren bir gdenegi süntttrâyordv." Hükümeti, kaçakçılık iddialannın ustttne gitmemekle ve olayı sonışturan savcüığı ciddiye almamakia suçlayan Bratt, "Siyasi yöKtküer otnp bHenlerin pekftU fariondadıriar" diyerek, yansını şoyle noktaladı: "Bötia bulardan çıkaniarak tek bir ders vanhr Hökümet, (ercetbı ortaya akmasuu istoBeınektedir, çinkii yasadısı sfflafe sabsı koansnııdaid bflgBer bö kttmet içine kadar nlasmıstır." Bofors'un tran, Singapur, Endonezya, Dubai, Bahreyn ve Tayland gibi Olkeleri kapsayan silah kacakcılığı iddialanyla ilgili polis soruştunnasının büyuk bir bolümünün önümüzdeki hafta sonuçlanması beklenirken, Ingütere'nin de "ara ülke" olarak kullanıldığı öne sürüldü. Konuyla ilgili Îsveç Radyosu'nda acıklama yapan bir kaynak, Bofors'un tngiltere'deki bir yan şirket aracılığıyla "yasak" ülkelere silah ve yedek parça kaçırdığını söyledi. Şirketin Ingiltere bağlantısı ile ilgili olarak, eski Başbakan Oktf Palaıe ve eski askeri malzeme başdenetmeni CarlFredrik Algernon'a gönderilen bir mektuptan da bu bağlamda söz edildi. Îsveç Radyosu'nun bildirdiğine göre, Boforsta çahşan bir kişi, 1985 yazında şirketin Ingiltere ticareti ile ilgili ifşaatian içeren bir mektubu "geregiıılıı yapılmaa" istemiyle Palme'ye ve Îsveç silah ticaretjni denetleyen Algernon'a gönderdi. Mektubun gönderüdiği her iki kişinin de ölmüş olması ve Algernon'un, yükümlü olduğu halde mektubu poUse vermeyisi, Bofors'la ilgili soruşturmada iki önemli aynntı olarak görülüyor. "Sessiz hastalık" / stanbul (a.a.) Dunya Sağlık örgütu danışmam Ko Keja, "sessiz hastalık" ya da "yenı doğan tetanosu" olarak adlandırılan hastalıktan her yıl, dünyada 1 mılyon çocuğun öldüğünü bildirdi. tstanbul Tıp Fakultesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nca duzenlenen "Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları" konulu mezunıyet sonrası uygulamalı eğitim kursunun açılışında bir konuşma yapan Ko Keja, dunyada doğan her bin çocukıan 100'unün bir yaşına gelmeden olduğunu belirtti. Kadmların kendılerı için en uygun doğum zamanını bilmeleri gerektığine işaret eden Keja, aşılamayla çocuk sağlığında ılerleme sağlanabıleceğıni söyledi. Ko Keja çocuk hastalıklarının en onemhsinın kızamık, boğmaca ve "yenı doğan tetanosu" adh hastalık olduğunu kaydetti. Clayton Veach adh mahkum, son denenusbtde amacını gerçekleştiremedL ABD'nin Nashviüe kentihapishanesindeyatan mahkum, kaçma denemed arasında başau hücre kapısındaki küçük detiğe sıkıştudı. Kurtanlmaa için itfaiye ektbinbt gebnesbu bekleyen Veach, bu süre içinde oldukça sıkmtıb dakikalar yasadt. PoUs kayıtlannda uzun bir suç Usiesi bulunan Clayton, çevresinde "tavşan" lakabıyla tanınıyor. Clayton bu lakabı, kaçma denemelerinin sıkhğına ve bu denemelerdeki basansına borçbt. 69. kaçma Aizheimer hastahğında umut Alzheimer beyin hastalığının özel bir türü olan ailevi Alzheimer hastalığının sorumlusu olarak belirlenen genetik işaretin, keşfı olası bir tedavi için olumlu adım olduğu belirtiliyor. Magazin Servisi Tedavısi olanaksız bir beyin hastalığı olan Alzheimer konusunda yapılan araştırmalar sonucu, önemli bir ılerleme kaydedildi. Buna göre, Alzheimer hastalığının çeşitli turlerinden hiç olmazsa bir tanesi genetik faktörlerle belirleniyor. Bir sure önce dort ayrı araştırma grubu, Alzheimer'e ozgu bir beyin dokusu anormalliğinin nedeni olan bir geni tanımlamayı başardıklannı açıkladılar. Bir başka grup ise, hastalıkla ilgili bir genetik işaret bulduklannı duyurdular. Yaşlılar arasında ölüm nedeni sıralamasında dordüncu sırayı alan Alzmeimer hastalığı, kişinin hafızasını yavaş yavaş, bazen de hızla kaybetmesine yol açıyor. Sonuç olarak Alzheimer kurbanı konuşamayan, yüruyemeyen ve en tabii ihtiyaçlarını göremeyen bir çocuğa benziyor. Hastalığın kaçınılmaz sonu ise, isyan ettirici bir yavaşhkta gelen olum. Belirtileri ve gelişmesi kişiden kişiye değişen hastalığın belli ailelerde görülen özel bir turü olan ailevi Alzheimer hastalığı (AAH)'nin sorumlusu olarak belirlenen genetik işaretin, keşfı olası bır tedavi için önemli bir adım olduğu kaydedildi. Tüm Alzheimer vakalarının yüzde 10'unu oluşturan AAH'ta, hastalık 40 yaş civannda ortaya cıkıyor ve hızla geIişiyor. Bu hastalığın sıkça görulduğu Alman, Rus, tngiliz ve Italyan olan dört geniş aıleyi inceleyen Boston Massachussetts General Hospital ekibi, düzinelerce DNA molekülünü inceledikten sonra, en çok ilgiÇ&sn 21. kromozom uzerinde, hastalığın genetik açıklamasının yattığını anladılar. 21. kromozomu özellikle araştırmalannın nedeni, Mongolizm olarak bihnen Dow, Sendromu kurbanlannda fazla bir 21. kromozom olması ve bu kişilerin 35 yaşından çok yaşayanların da Alzheimer hastalarında gorülen beyin dokusu anormalliklerine benzer oluşumlar meydana gelmesiydi. Newsweek dergisinin haberine göre, moleküler genetik uzmanı Peler George Hyslop'un "balık avı" olarak nitelendirdiği 2 yıllık araştırmalar sonucu bulunan genler topluluğu içinde suçlu geni ayırmak için en azından bır yıllık bır araştırma daha gerekiyor. Konuyla ilgili dığer bır buluş ise, Alzheimer hastalan uzerinde yapılan otopsıler sonucu beyinde tıkanmalara yol açtığı belirlenen olu sinir iifleriydi. Amiloid protein adı verilen bir maddeden oluşan bu parçacıklann oluşumunda yine 21. kromozomun suçlu olduğu ortaya koyuldu. Tammlanan genin Alzheimer hastalığının nedeni olabileceği düşunüluyor. Ban araştırmacılar ise, bu genin diğer genlerle veya çevre faktörleri ile birleşerek hastalığa yol açtığı goruşundeler. Amiloid parçacıklann sadece Alzheimer hastalanna özgu olmadığı ve tum yaşlı insanlann ve hatta yaşlı hayvanların beyinlerinde bunlara rastlandığı açıklandı. Tedavi olasılığı henuz çok uzak olsa bile, bilim adamlarının bir başlangıç noktasına kavuştukları bildiriliyor. l e r m i Sabırla yapılan eğitim, zdhinsel özürlüyü 'zincir'den kurtanyor Enver Bakioğlu Rehabilitasyon Merkezi'nde 33 çocuk eğitim görüyor. Merkezde, zihinsel Ozürlülere var olan zekâlannı kullanmalan öğretiliyor. tZMİR (Cumhuriyet Ege Burosu) Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Beyannamesi'nde "Bedeni, fikri ve sosyal yönden anzalı olan çocuk, durumunun gerektirdiği ozel tedavi, eğitim ve bakıma tabi tutulacaktır" der. Oysa ulkemizde "deii'Merle kanştınlan zihinsel ozurlu çocuklann sadece yuzde 5'i eğitim olanaklarından yararlanabiliyor. Bu olanaklardan yararlanamayan çoğunluk, evlerde aileleri taraÂndan saklanıyor, hatta zamanla eğitilmevince vahşileştıklerinden "zincire" vuruluyor... Turkive'de zihinsel özürlü çocuklann sayısı belirli değil, henuz bu sayının saptanması için herhangi bir çalışma da yapılmamış. Çocuk Hakları Beyannamesi'nde haklarına dikkat edilen bu çocuklann buyük bolumu evlerde "tutsak" yaşamı surduruyor. İzmır Zihinsel Özurlu Çocukları Koruma ve Yetiştırme Vakfı Başkanı Gülseren Keserman da, ıkı zihinsel ozurlu çocuk sahibi. ilk çoeuğu, zihinsel ozurlu olarak dunyaya gelmiş. Yıllar sonra doktorlar "Her şey sağhklı, doğum yapabilirsin" deyince ikinci çocuğunu doğurmuş. O da zihinsel özurlu doğunca, once korkunç bir çaresizlik ve acı ardından, uzun bır mucadele donemi başlamış. Gülseren Keserman, yurtiçinde ve yurtdışında zihinsel özurlu çocuklann eğıtimini incelemiş, bır sure ilk çocuğunu lngiltere1 de bu tur kurumlara yollamış. Ikinci çocuğun da zihinsel özurlu BELİRLİDAVRANIŞLAR ÖĞRETlLtYOR Enver Bakioğlu Rehabilitasyon Merked'nde 722yaslan arasmdaki 33 çocuk eğitim görüyor. Bu çocuklardan zihinsel üretkenük beklenemeyeceği, ancak verilen eğitim sonunda belirli davranıslan öğrendikleri belirtiliyor. doğması uzerine "Niçin bizde de olmasın" di>erek, zihinsel özürlu çocuklann aileleri ile birlikte bir vakıf kurmuş. Bu vakıf, 1982 yılında Enver Bakioğlu Rehabilitasyon Merkezi'ni hizmete açmıştı. Enver Bakioğlu Rehabilitasyon Merkezi'nde, Milli Eğitim Bakanhğı'nın uç buyuk kenttekı zihinsel özurlu çocuklara yonelik ozel sınıflanndakinden, daha alt zekâ duzeyine sahip çocuklar eğitıliyor. Zaten bakanlığın bu ozel sınıflarındaki öğrenci sayısı bini geçmıyor. Merkezde 722 vaşları arasında 33 çocuk eğitim goruyor. Bu eve kapatılmış, hatta zincire vurulmuş benzerlerıne göre "şanslı" çocuklann eğıtimi, tam anlamıyla "iğneyle kuyu kazmak." Merkezin psikoloğu Mustafa Özekez, bu çocuklardan zihinsel uretkenlik beklenemeyeceğini vurgulayarak, yüruttuklen eğitimi şöyle anlatıyor: "Onlara var olan zekâlannı kullanmayı oğretmeye çalışıyonız. ABD'deki portaj sistemini uygulu>oruz. Bu sistem, çocuklara belirli davranıslan oğretmeye yönelik bir sistem. Verdiğimiz eğitim çok zor, ama çocuklanmızın aileleri ne daha az bağımlı hale gelmelerinden mutluluk duyuyoruz. Çocuk ilk geldiğinde elini \1ka\3m1\or. Durum çocuga gore değişmekle birlikte 1.5 ay sonra elini sabunla yıkamaya başhyor. Tabii en zor okuma>'azmayı oğretmek. 3 çocuğumuz 12 yılda okuma yazmayı soklu." Zihinsel ozurlu çocuklar, normal bir ınsan için en sıradan, en gündelik eylemleri gerçekleştırebilmek için aylarca çahştırılıyorlar. Elini yıkamak, tuvalet terbiyesi, yemek yemek, elinde bir tepsiyi taşıyabilmeyi başarmak onlar için hep olağanüstu buyuk başarılar. Merkezin müdurü Veli Saran, kendı araç ve gereçlerini kendilerinin yaptıklarını belirterek şöyle konuşuyor: "Atöryelerde marangoz egitimi veriliyor, seramik, makrame, vilray calışmaiarımız var. Bulaşık yıkamaktan, çamaşır makinesi kullanma>a dek birçok şe> oğreti>omz. Gorevini iyi yapanlar odul olarak tavşanlanmızı seviyor. Avrıca bir talimatı iyi yerine getirdikleri zaman fiş veriyoruz. Onlarla kantinimizden yiyecek alabilivorlar." Şefik Bursalı'ya ödül Jfultur Servisi 1986 J\. Kultür ve Sanat Büyuk Ödulu, Kultür ve Turızm Bakanı Mesut Yılmaz tarafmdan ressam Şefık Bursalı'ya verildi. Dun Şekerbank Sanat Galerisi'nde yapılan ödul torenınde Şefik Bursalı, odulu kazanmaktan duyduğu sevınci "Benim için buyuk anlam taşıyan bu ödulu sanatçı arkadaşlanmın da kazanmasmı isterim" diyerek dile getırdı. Ödul töreninde bır konuşma yapan Mesut Yılmaz, "Turk resmi, bugun kişisel sanat göruşlerini usluplarımn merkezi yapan alışılmış bir takım kalıplar yerine araştırmalar yapan, milli olduğu kadar evrensel sanatçılar yetıştırmektedir" dedi. Torende Şefik Bursalı'ya onur belgesi verildi. Atamalar A nkara (anka) /T. Başbakanlık Idari ve Mali Işler Daıresi Başkanlığı'na, Personel ve Prensıpler Genel Müdurluğu Daire Başkanı Gülizar Baysal, Türkiye Demir ve Çelik Işletmeleri Genel Müdürlüğü ve Yonetim Kurulu Başkanlığına ise Dr. Alı Ihsan Aktay atandı. Anayasa Mahkemesi üyesi Osman Vahdettin Oktay'm emekliye ayrılması nedeniyle boşalan, bu arada Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar uyarınca, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanının mazereti halinde, Uyuşmazlık Mahkemesi'ne, Anayasa Mahkemesi uyesi Yılmaz Alıefendioğlu başkanlık edecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear