25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 MART 1987 CUMHURİYET/13 Sabancı, koyünu Paris'e şÇevirecek KAYSERİ (UBA) Ünlü sanayici Sakıp Sabanci'nın da artık bir koyü var. Sakıp Sag dedi. Erriyes kasabası Akçakaya mahallesi sakinieri, Kayseri Valısi YikKİ Çvrapıttg'na basvurup "Salup Sahuaaın, matnflfto İMgıiMU. Mr köyıçevıaa«alhaBMebw»jı " dedigim hanrlattılar ve istekİCTİnin yerine getirilmesini istedüer. Kayseri Valisı Yüksel Çavuşoğlu da, Akçakaya mahallesi sakinierinin isteklerini il genel mccbsine getırdi. İl gend mecüsinde yapüan oylaznada, Akçakaya mahallesi "Sabancı kftyü" oidu. İzzet Rıza Yalın'a ödül Haber Merkezi Kıbns temsikimk İzzet Rıza Yalın, ödüllendirildi. Kıbns Türk sporuna yazar, radyocu ve nakleıı yayıncı olarak 33 yıl süreyle arahksız verdiği hizmet nedeniyle Çalışma, Gençlik ve Spor Bakanı Günay Ydmaz tarafından bir plaketle ödüllendirikn Yalın'dan ycrel gazeteler de övgü ile söz etti. ö t e yandan Derviş Eroğlu hükümeti, Yalın'a ödül verirken, BRT Müdttrü özer Berkem'in, Yahn aleyhinde bir tutum takınıp bunu açıkça ifade etmesi tepki ile karşılanıyor. Yalın ile birlikte Hürriyet Gazetesi'nden özer Hatay'a da bir plaket verildi. Üstü tesettür, altı Jourdan Iran'm dini lideri Humeyni'nin kızı Buruceri, beraberinde üç erkekle, Paris'ten ayrüarak ülkesine döndü. Buruceri, Fransa'da bol bol alışveriş yaptı. Tesettürü (îslam kurallanna göre örtünme) Paris'te de ihmal etmeyen Humeyni'nin kızının "Charles Jourdan"dan aldığı yanm topuklu ayakkabüarı, Orly Havaalam'nda ilgiyle izlendi. Sıkıyönetim kararlan bilgisayarda ANKAKA (UBA) Sdayönetim mahkemelermce haklarmda mahkumiyet karan verflen 50 bin 773 hükümlüye ait 69 bin 150 adet karar özeti bOgi bankasma yükknd l Adli SkO ve tstatistik GeneJ MOdurlüğO'nden verilen bilgiye göre, bugüne kadar deneme calışmalan sırasmda 700 bin dolayındakj adli sicil kaydının bOgi iflem i$lem merkczine aktanhoası ffş***1 Bu anda 24 Kasnn 1978 tarihinden itibaren sıkıyonetim mahkemekrince haklarmda mahkumiyet kaıan verilen 50 bin 773 hflkfimtttye ait 69 bin 150 adet karar özeti de bflgi bankasına aktanldı. Şarüı tthliyelerine karar verilen 25 bin 578 adet hukümlünOn dunnnlan da bilgi bankasma yüklenen verflerie izteniyor. Bu arada, bügisayar destekü adli «icil büişim sisteminin temeli olarak kabul edilen 1»4M skB ve tstatistik" yasa tasananın da Başbakanlıga verSdigi açıklandı. First Lady golf oynuyor ABD Bafkmnt Ronaid Reagm'm eji Naney Rtagan, daha öncekip*k çok bufkm «ftoı akttnt, daha pariak Nr "flrtt lady" görimtasü ipfr w gücüytoçahpyor. Sosyalçahpnato anamiam çok dikkat çıkmlhiç füpheO^ubıArtraaaUtv^datlkmobmyab^aymuyuptınteuUviamikatUt veujnganaı fıajmMmmt ymdmıpntrmm. NmeyRmgm, Imıfitilfy** okbtğuıM,buprognmıç*rçtv*sb& 100 Nndoiorhk bir yıvibmalımık için ttyP VedrmKulüba'ndeyaptıit "gotfşov"kıdaUglkriazfrin*ç*ktty* f AP) meyi boftnh. (Fotoğraf: AP) (Bcftarafi 1. Sayfada) Geçenlerde Mehmet Şevfcet Eygi'nin Nokta dergisinde rJginç bir konuşmasını okuduk; bir bölümü şöyle: "Soru: Bugün Türkiye'de MüsJümanlann durumu? Eygi: Bugün ulkede Müslumanlar o kadar kuvveÖBnmişlerdir ki, bunun kendilerini aşth ğı kanaatindeyim. islami bir patlamadan söz edUebiHr. Soru: Türkiye'de 141,142 ve 163. maddeler üzerinde tartşmalar var. Siz ne diyorsunuz? Eygi: Ben zannettiğiniz gibi 163. madde üzerinde çok durmuyorum. 163. madde Müslumanlar için büyük bir engei değildir. Müslümanlığın inkişafı ülkemizde bu maddeye rağmen olmuştur. Biz bu noktaya bu kanunlaria geldik, nihai zafere de bu kanunlaria gideriz. Soru: "Nihai zafer"den kastınız n&dir? Eygi: "Demokrasi... EgemenKkulusundur... Halkm iradesi..." gibi ktişeleşmiş tabirter çokça kullanılıyor. Ama sadece bir edebiyat olarak kalıyor. Nihai zaferde çoğunluğu teşkil eden Müsluman halkm istekleri verine ge/ecekbr. Soru: islami gelişmenin hızlanmasında 1980 sonrası ortamın etkisi var denUebHir mi? Eygi: Tabii var. 1980'den sonra din unsurundan istifade etmişl&rdir. Milli beraberliği sağlamak için dini bir vasıta olarak kullanmışlardır. Bu arada din de kendi gayesini gerçekleştirmek için çalışmıştır. Şimdi öyle bir noktaya gelinmiştir ki, müsaade edilenden öteye geçildiği için tedbir almak istiyorlar." Mehmet Şevket Eygi'nin söyledikleri son derece açık ve seçiktir. Konuşmasının son bölümünün altını bir kez daha çizmek istiyoruz: "1980'den sonra din unsurundan istifade etmişterdir. Bu arada din de kendi gayesini gerçekteşürmek için çalışmıştır" Mehmet Şevket Eygi, 1980 sonrası islamcı akımların güçlenmesinde 12 Eylül'ün rolüne dikkat çekmektedir. Nitekim aynı hususun vurgulandığına dün bir başka gazetede tanık olduk. Genel olarak İslamcı akımın savunucusu olan Zaman gazetesinde D. Mehmet Doğan'ın yazısında şu satırlar yer alıyordu: "12 Eylül Harekut'nın bir numaralı adamı Orgeneral Kenan Evren'in 'Dinsiz Atatürkçülük Türkiye'yi anarsiye sürükledi, bundan vazgeçmek lazıni dediğirivayetlerihalk arasında yayılmıştr. Cumhurbaşkanmm böyle bir sey söyfeyip söylemediğini bilmiyorvz. Ancak 12 EylüPden sonra dinsizlik ölçüsünde katı laiklik uygulamasmdan vazgeçilmesi, bizzat Cumhurbaşkanmm •Laiklik dinsizlik değildir" şekllnde açıklama yapması, anayasa hükmü olarak okullara "din ve ahlak kültürü' dersleh konulması, pozitîvist Atatürkçülük anlaytşı dısında bir Atatürkçülük anlayışınm terviç edikJlğinin belli başlı işaretleridir. Atatürk'ün din aleyhtarı olmayan beyan ve uygulamalannın bu dönemde hatmanıp ön plana çıkanlması da tesaduf olmamalıdır" "Rabrta" olayının özü işte bu noktada düğümlenmektedir. Yaptığımız bu alıntılann anlamı üzerinde, cumhuriyet ve demokrasiye içtenlikle inanan herkesin serinkanlı biçimde düşünmesini tavsiye ediyoruz. Din, vicdanlara btrakılmalıdır. Ulusal birlik için her şeyden önce gerekli olan demokrasidir; bunu unutmayahm. İslami akımların, bolgede ve ülkemizde kaç parça olduğuna şöyle bir bakıldığı zaman, bu söylediklenmizin önemi daha iyi anlaşılır. özeUikle 12 Eylül döneminde, "so/a karşı" "komünizme karşı" "duvar çekmek" amacıyia pek çok adım atılmış, laiklik ilkesinden birçok odün vetilmiştir. Bunların en başında anayasaya konulan zorunlu din dersleri gelir. Sonuç, islami akımın Türkiye'de güçlenmesi, devlet içinde tırmanması olmuştur. Daha önce de yazmıştık. Şimdi Paris'te sürgünde yaşayan İranlı bir meslektaşımız şöyle yakınmıştı: "Sah döneminde biz İranlı aydmlar AtatünYü küçümserdik. LaikHğln, cumhuriyet devriminin derinliğini kavramak zahmetine kattanmadık. Onun yaptıklannı Batı özentisi şeyler olarak gördük. Şah da Atatürk'ün reformlanndan hoşlanmazdı. iktkiannı korumak için, sola karşı duvar çekmek için geridliği kotladı, mollalara taviz verdi. fanıldığımızı şimdi anlryoruz, ama iş işten geçti. Ülkemiz bugün tam bir karanlık içinde." Rabıta'nın "raMasT üstünde ckJdiyette duralım lütfen. İslami fîkirlerin serbestce ifade edilebilmesini demokrasinin doğal gereği sayarız; ama bunlann cumhuriyet devteti içinde tırmanmasına karşı, ulusal eğitim politikamızı tutsak almasına karşı sonuna kadar mücadele ederiz. Rabıta'nın "rabrtası" işte buradadır. NATO'da Skyros bunalımı 1. Türkiye, Yunanistan'ın Ege'deki Skyros Adasım "yeni savunma doktrini" uyarınca silahlandırmak istemesini ye bunun NA TO altyapı bütçesine girmesini veto etmişti. Bunun üzerine Yunanistan da NA TO bütçesinde bütün Türkiye bölümüne "ihtiyati veto" koyunca, NATO'da ilk kez bir bütçenin işlerlik kazanamama tehlikesi doğdu. 2. ABD, F. Almanya, tngiltere ve îtalya, bunalımın aşılması için Ankara ve Atina'ya dört ayn uzlaşma formülü sundu. Türkiye, formüllerden birini kabul etti, Atina'dan henüz yanıt gelmedi. HADİ ULUENGİN BRÜKSELSkyros Adası'nın silahlandınlması konusunun NATO'da yarattığı yeni TürkYunan bunalımını çözümlemek için dört ittifak ülkesinin devreye girdiği ve ABD, Federal Almanya, tngiltere ve Italya'nm Ankara ile Atina nezdinde ortak bir girişimde bulunduğu öğrenildi.Güvenilirdiplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, söz konusu dört ülke, şubat ayı sonunda Türkiye ve Yunanistan başkentlerindeki Büyükelçileri vasıtasıyla Ankara ve Atina'ya üç değişik uzlaşma formülü sundular. Türk tarafı, bu formüllerden birini kabul ettiğini "uzlaşüncı başkentlere" bildirirken, aradan üç hafta geçmesine rağmen Yunanistan'dan henüz bir cevap gelmedi. "Atina'nın yanıO belli olmadığı" gerekçesiyle, üç formülün ve Türkiye'nin kabul ettiği uyusmanın ne olduğunu açıklamaktan kaçınan aynı kaynaklar, Yunanistan'dan gelecek cevabın bunabmın sürüp sürmeyeceği konusunda tayin edici olacağını belirttiler. Bilindiği gibi, Yunanistan'ın Ege'deki Skyros Adası'na yapılacak askeri harcamaları NATO altyapı bütçesine dahil etmesi ve bunu gerçekleştirirken de ısrarlı bir biçimde söz konusu silahlandırmanın Türkiye'yi hedef alan "yeni savunma doktrininden" kaynaklandığını duyurması, Ankara'nın tepkisine yol açmış ve Türk tarafı bütçedeki bu bölümü veto etmişti. Atina ise, buna misilleme olarak Türkiye'nin bütün altyapı bütçesine "ihtiyati veto" getirmişti. NATO altyapı bütçelerinin bir bütün olarak onaylanmasından dolayı da Yunan vetosuyla, tüm ittifak ülkelerinin savunma harcamalarını kapsayan 38. dilim bütçesinin NATO tarihinde ilk defa işlerlik kazanamaması tehlikesi doğmuştu. Brüksel'deki gözlemcilere göre, Türkiye'nin hiçbir şekilde Skyros Adası'nın "yeni Yunan savunma doktrini" çerçevesinde silahlandırılmasını kabul etmeyeceğinin, buna karşıhk Atina'nın da "tükürdüğünü yalayarak" gedi adım atmayacağının büinmesi, dört ittifak ülkesinin getirdiği yeni uzlaşma önerilerinden hangisinin iki başkent tarafından da benimsenebileceği sorusunu ön plana çıkartıyor. Bu gözlemcilere göre, 35. dilim altyapı bütçesi sırasında da gerçekleştiği gibi Türkiye'nin Skyros Adası için vetosunu sürdürmesi, buna karşıhk Yunanistan'ın da Türk bütçesindeki başka bir harcamaya veto koyması, üzerinde uzlaşılması mümkün formüllerden biri. Ancak, Atina'nuı dört başkentin önerilerinden hiçbirini kabul etmemesi ya da Ankara'nın benimsemediği bir formülü onaylaması sorunun çözümlenmesini yine engelleyecek. Gözlemcilere göre, bu durumda yine müttefik ülkelerden bazıları ve NATO askeri karargâhı Shape devreye girerek bir uzlaşma yaratmaya calışacaklar. Yine bu gözlemcilere göre NATO için hayati bir önem taşıyan 38. dilim altyapı bütçesinin TürkYunan vetolaşmasından dolayı tehlikeye girmesi, ittifakuı tarihindeki en büyük iç bunahmlardan birini oluşturabilecek. HABERLERtN DEVAMI Yunan Dışişleri Bakanı Papulyas, Yunanistan'ın Ege'de, Türkiye'nin megalo ideası ile karşı karşıya olduğunu ileri sürdü. Ankara ise yaptığı açıklamada, uluslararası hava sahasındaki uçuşlar için önceden bilgi verilmesi isteğini "seçme ve hukuk dışı" bulduğunu açıkladı. GOZLEM Türkiye'ye Ege suçkunası UĞURMUMCU in Kıbrıs'ta bulunan Türk birliklerinin savunmaya yönelik olduklan biçimindeki konuşmasına atıfta bulundu. Ankara'da ise Dışişleri Bakanhğı dün bir açıklama yaparak Yunan Hükümeti Sözcüsü Yannis Rubatn's'in üç gün önceki açıklamasına yamt verdi. Rubattis'in, Türk askeri uçaklannın Ege'de uçuşlar sırasında hava trafıği kurallannı çiğnedikleri yolundaki iddiasına dikkat çeken Dışişleri Bakanlığı, "Bu iddialar hukuk dışıdır ve bu yöndeki Yunan iddiaları tarafımızdan kaale alınmamakladır," ifadesini kullandı. (Baştarafı 1. Sayfada) adam" hem de devtetten zengin maşallah... "Keşke" diyorum, "Devlet, yurtdtsındaki imamlann aytıklan için Rabrta örgütüne başvuracağma Doğramacı'nm kapısını çalsaydı"... Keşke öyle olsaydı. "Nereden biliyorsun Doğramacı'nm Bilkent ÜnrversitesP ne iki buçuk milyariık bağış yapöğmı?" diye soruyorsanız, hemen yanıt vereyim. Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mithat Çoruh'un Doğramacı'ya yazdığı tesekkür mektubundan... Sayın rektör Çoruh'un Doğramacı'ya yazdığı 24 Aralık 1986 tarihli mektup şöyle. Hep birlikte okuyalım efendim. "Sayın Profesör İhsan Doğramacı . Sedat Simavi Sokak 8/12, Çankaya Ankara. 12.12.1986 tarihli yazmtzla beürttiğmiz 2.500.000.00O TL (iki buçuk mHyar liralık) bağışınız, önerdiğiniz şartlaıia Mütevelli Heyet'in 17 Aralık 1986 tarihli toplantısında kabul edilerek, bankalardaki hesaplannızdan Bilkent Üniversitesi hesapjanna intikal etmiş bulunmaktadır. Üniversitemizin kurulmasında gösterdiginiz büyük çaba, maddi ve manevi destek yanında, bu seferki maddi yardımınızla bu yüksek öğreOm kurumunun amacına ulaşmasında büyük katkıda bulunacağınıza inanarak size ve muhterem ailenize üniversitamiz adtna minnet ve şukranlanmtzı arz ederim. Saygrianmla Prof. Dr. Mithat Çoruh. Bozer'inAETturu HADİ ULUENGİN BRÜKSEL Ortak Pazar'a tam üyelik başvurusunun arifesinde AET Işlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Bozer Avrupa turuna bugün Londra'da Başbakan Özal'la bir görüşme yaparak başlıyor. Bozer, cuma günü de Brüksel'e geçiyor. Bozer'in AET başkentlerindeki temaslan öncesinde Londra'da özal'ın görüşlerini alacağı belirtildi. Bozer'in gezisinin bir ayağı da Yunanistan olacak. Dolayısıyla Bozer bu gezisiyle altı yıldan beri Atina'da ilk resmi teması gerçekleştirecek Türk bakan sıfatını kazanıyor. Ali Bozer'in Brüksel ve Atina'dan başka Bonn, Paris, Roma, Madrid, Lüksemburg ve Kopenhag'a da gitmesi beklenirken bu başkentlerden istenen randevular henüz kesinleşmiş dedan "en uygun dönemin" ne olduğunu sorması da muhtemel. Bu arada Türk bakanın, tam üyelik başvurusu ertesindeki süreç konusunda Cheysson ve Tindemans'tan bilgi istemesi ve Belçika Dışişleri Bakanı'ndan başvurunun Bakanlar Konseyi'nden incelenmek üzere yürütme organı Brüksel Komisyonu'na gönderilmesi için garanti talep etmesi de diğer bir beklenti. 710 nisan tarihleri arasında Atina'ya giderek Yunanistan'ın AET işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Teodoros Pangalos ile görüşecek olan Ali Bozer'in başka bir özelliği ise, Papandreu hükümetinin iktidara gelmesinden bu yana Yunanistan'ı resmen ziyaret edecek ilk Türk bakan olması. 6 yıldır ilk kez bir bakan Atina'ya gidiyor ATİNA / ANKARA (Cumideas Nazi lideri Hitler'in 'Hahuriyet) Türkiye ile Yunanis yati Bölge', faşist lider Mussotan arasında Ege sorunundan lini'nin de 'Bizim Deniz' (Mare kaynaklanan gerginlik tırmanırNostrum) doktrinlerinden kayken Yunan Dışişleri Bakanı Kanaklanıyor. Bugün Yunanistan rolos Papulyas Ankara'yı "meTürkiye'nin megalo ideası ile galo idea" sahibi olmakla suçlakarşı karşıya. Anlaşmazlık içindeki iki ülkeden birinin dış siyadı. seti böyle bir doktrine dayandıAnkara ise Atina'nın Türk uçaklarının Ege üzerindeki ulus gı zaman tarihte bunun çatışmaÖte yandan Hans Seidel Vakfı lararası hava sahasındaki uçuş larla sonuçlandığı örnekleri sık tarafından düzenlenen Türksık görülmüştür," ifadesini kulları için önceden Yunanistan'a Alman ilişkileri konulu toplantı landı. Papulyas aynca ABD yö için Ankara'da bulunan Federal bilgi vermeleri gerektiği yolundaki isteğin "saçma ve hukuk netimi yetkililerinüı son demeç Alman Parlamento üyesi ve Sadışı" olduğunu açıkladı. leriyle Türkiye'nin "yayılmacı vunma Komisyonu Başkanı AlfYunanistan Dışişleri Bakanı siyasetini cesaretJendirdiklerini" red Biehle, TürkYunan anlaşPapulyas, Atina'da yayımlanan de sözlerine ekledi. Papulyas bu mazlığının NATO'nun işlerliğihaftalık "Ena" dergisine verdisözleriyle özellikle ABD Savunni zedelediğini ve paktın zayıflaği demeçte, "Ankara'nın megalo ma Bakanı Caspar VVeinberger'masma yol acuğını söyledi. tavır (Baştarafı 1. Sayfada) lar Kurulu toplanusında de alınarak benimsendi. önce MGK, ardından Bakanlar Kurulu toplantılan bütün dikkatlerin Ege'ye çevrilmesine yol açarken, dün akşam Yunan Büyükelçiliğinde düzenlenen davettin de heyecanh bir ortamda geçmesine yol açtı. Türk tarafı Yunanistan'ın milli günü nedeniyle verilen davete kauhmıru düşük bir düzeyde tuttu. Davete katılan en ust düzeydeki yetkili Dışişleri Bakanlıgı müstesan Büyükelci Nuzhet Kandemir oldu. MGK TOPLANT1SI Milli Güvenlik Kurulu, dün Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başkanhgında saat 14.00'te toplandı. Kurul yaklaşık 5 saat süıen toplantıda Yunanistan'ın Ege'nin bütününü hâkimiyeti altına sokmak isteyen siyaseti karşısında Türkiye'nin hak ve menfaatlerinin korunması için alınmış ve ahnması gerekli önlemlerin titizlikle uygulanması hususunun hükümete bildiribnesi kararlaştınldı. Toplantıya Başbakan Vekili Kaja Erdeaı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Ürag, kurul üyesi bakanlar, kuvvet komutanlan, Jandarma Genel Komutam ve MGK Genel Sekreteri katıldı. MGK Genel Sekreterligi'nin toplantı ile ügili açıklaması şöyle: "MGK, bn toplanosında İç ve dış olaylmrda meydana gden geUşmeteri ve YunanisUn'm Ege'de izledigl gayri hnknki rt tek tarafh karartara dayab sJytseüni de deferiendirmiştir. Ege'nin bütününü Ynı g nnan yeti altma sokmak isteyen bn siyaset karfisnda, bn ülkenin Ege'deki emrivakilerine kesin olank kırjı çılalnuuı, Türidye'nJn hak ve menfa•tlerinuı konunası Için alınnuş ve ahnnusı gerekli önlemlerin tiüzlikle aygnlanması bnsnsann hükumele bttdirmeye kanr vermistir." BAKANLAR KURULU MGK toplantısında alınan tavsiye kararlan daha sonra toplanan Bakanlar Kurulu'nda görüşüldü. Başbakan Vekili Kaya Erdem'in baskanhgında saat 19.00'da başlayan toplantı yaklaşık 2 saat sürdü. ögrenildiğine göre hükümet son 15 gündür Papandreu'nun Ege'de yeni sorunlar cıkarmak için yaptığı girişimleri dikkatle izlemeyi ve "Meydana gelebilecek olavlara mnkabde »e Ukaddnm edilmesini" kararlaştırdı. Hükümetin aynca Yunanistan'ın uluslararası ya da Türkiye'nin ulusal çıkarlanna aykın hareketlerine askeri ve diplomatik her türlü önlemle karsılık vermeyi uygun gördüğü belirtiliyor. Taşoz Adası'yla başlatılan Yunan gerilim siyasetinin özellikle komşu ülkedeki iç siyasetteki dalgalanmalardan kaynaklandığı öne sürülüyor. Bir yetkili Papandreu'nun bu girişimlerinin kara sulannı 12 mile çıkarmaya kadar uzanıp uzanmayacağı sorusuna "bektemiyonu" drye karşıhk verdi. Bilindiği gibi Yunanistan'ın kara sulannı 12 mile çıkarmaya kalkışmasını Türkiye savaş sebebi sayacağım daha önceleri açıklamıştı. Hükümetin, Yunanistan'ın Ege'de petrol arama bahanesiyle yapacagı ve uluslararası anlaşmalara ters düşen her hareketine aynı ciddiyetle karşıhk vereceği anlaşılıyor. Devlet Bakanı Hasan CetaJ Gnzel Bakanlar Kurulu toplanusından çıktıktan sonra gazetecilere MGK'de alınan tavsiye kararlannın görüşüldüğünü, ele alınan konulann bugün açıklanacağını bildirdi. Güzel, gerek Ege, gerekse şirket kurtarma yasasının Meclisten geçmesi konulannın Başbakan özal'a Londra'ya hareketinden önce telefonla üetildiğini sözlerine ekledi. Rektör..." Doğramacıldan Bilkentle 2,5 nıilyar bağış ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İhsan Dogramacı, özel Bilkent Üniversitesine 2.5 milyar lira verdi. 12 Arahk 1986'da bu bağışı yapan Prof. Doğramacı'ya Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Mithat Çoruh, 24 Aralık 1986 tarihinde "tesekkür" etti. YOK Başkanı Doğramacı'run, Hacettepe Üniversitesi Rektörlü| ü sırasında kurduğu Hacettepe Üniversitesi Vakfı, Hacettepe Tıp Merkezi Vakfı ve Hacettepe Çocuk Sağlığı Enstitusu Vakfı'ndan oluşan "Hacettepe Vakıflan" tarafından kurulan Bilkent Üniversitesi, 2547 sayılı YÖK Kanunu'ndan sonra kurulan ilk özel üniversite. İlk olarak bu yıl öğretime başlayan üniversite, henüz tam kapasiteyle çalışmıyor. YÖK Başkanı Prof. Doğramacı'nın, Bilkent Üniversitesi'ne 2.5 milyar lira bağış yaptığı, Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Mithat Çoruh'un "tesekkür" yazısıyla ortaya çıktı. Prof. Çoruh, söz konusu yazısında şöyle diyor: "Sayın Profesör İhsan Dogramacı, 12.12.1986 tarihli yazınızda belirttiğiniz 2^00.000.000, TL. (iki bııçuk milyar liralık) bağışınız, önerdiğiniz şartlarla Mutevelli Heyet'in 17 Aralık 1986 tarihli loplantısında kabul edilerek, bankalardaki hesaplannızdan Bilkent Üniversitesi hesaplanna intikal etmiş bulunmaktadır. Üniversitemizin kunılmasında gösterdiginiz büyük caba, maddi ve manevi destek yanında bu seferki nakdi >ardımlannızla bu yüksek ögretim kurumunun amacına ulaşmasına büyük katkıda bulunduğunuza inanarak size ve muhterem ailenize üniversitemiz adına minnet ve şükranlanmı arz ederim.'' 8ü. Ali Bozer, Brüksel'deki ilk temasını cumartesi günü AET Komisyonu Akdeniz Havzası Sorumlusu paude Cheysson ile gerçekleştirecek. Pazartesi günü Belçika Dışişleri Bakanı ve Ortak Pazar Konseyi Dönem Başkanı Leo Tindemans ile bir araya gelecek olan Türk temsilci, salı günü de Brüksel Komisyonu Genel Sekreteri Emile Noel ile buluşacak. Brüksel'deki görüşmelerin esas temasını, Türkiye'nin AET'ye tam üyelik başvurusu öncesinde "nasıl bir zamanlama" izlemesi gerektiği konusu oluşturacak. Bozer'in muhataplarmın Türk bakana "itidaT tavsiye edecekleri kesin. Ancak hem Cheysson ve hem de Tindemans'ın artık Ankara'nın başvuruda kararlı olduğunu bilmelerinden dolayı, esas olarak "zamanlama" konusunu tartışmaları bekleniyor. Tam Üyelik başvurusunu, haziran ayı sonunda bitecek Belçika Dönem Başkanlığı sırasında yapmaya kararlı olan Türkiye'nin Bozer'in ağzın Meclisten, ABD 6 Ejnekli ıııüdür emekli' olmuyor Kongresi'ne çağrı YAVUZ ŞİMŞEK Tekel'in Maltepe Cevizli'de kurulu ambalaj işletmelerinin eski müdürü Rıdvan Metal'e 17 yıllık müdürlük süresi az geldı. Rıdvan Metal, 1969yılından bu yana müdürü bulunduğu halen3 bin dolayında işçinin çalıştığı işletmeden bu yılın 22 şubatında "yaş haddi"nden emekli olmasma karşın görevini "eskisi gibi" sürdürüyor. Işyerinde çalışanlann anlattığına göre Metal "mesaisine her zamanki gibi gidip geliyor. Emri altındakilere direktifler yagdınyor. Sık sık işletmeyi denetliyor. tşçiler üzerindeki her zamanki baskısını eksiltmiyor. tstediginde işçilerin çalıştıklan bölümleri bile değiştiriyor. Çalışmasının büyük bölümünü de makamında geciriyor." Kısacası eski müdür Rıdvan Metal bir ayı aşkın bir süredir "imza gerektiren işlerden uzak durarak bir müdürün yapması gereken her türlü işi" yapıyor. Dün işletme müdürüne tahsis edilen özel telefonun numarasını çevirdiğimizde karşımıza Rıdvan Metal çıktı. Görüşmemizde "işletme müdürü" olarak muhatab olan Metal, durumunu aktarıp bilgi istediğimizde işyerinde "misafir" olarak bulunduğunu söyledi. Yaş haddinden emekli olduğunu doğrulayarak emekli maaşı bağlanmasına ilişkin işlemlerin sürdüğünü bildirdi ve "emekliligin yarattığı boşluğu gidermek için ara sıra işyerine gidip geldiğini" savundu. Hakkında one surulenleri ise "maksatjı kişilerin uydurması" olarak nitelendirdi. İşletme çahşanlan ise Rıdvan Metal'in işçilere uyguladığı yoğun baskılarla tanındığını, bu yüzden sözleşmeli personel olarak görevine yeniden dönmesi hazırlıklarının söz konusu olduğunu öne sürdüler. Aynca Metal'in eşinin 12 Eylül öncesindeki seçimlerde MHP Kartal Belediye Başkanı adayı olduğunu belirterek, "Gelişmeleri büyük bir ilgi ile izliyoruz" diye konuştular. Tekel Işletmeleri Oenel Müdürü Süreyya Yücel Özden ise Metal'in sözleşmeli personel olarak müdürlüğünü sürdürmek isteminde bulunduğunu belirterek şöyle dedi. "Yaş haddinden emekli olanlann sözleşmeli personel olarak eski görevlerine atanıp atanmayacaklan konusunda Tekel'de henüz kesinleşmiş bir karar yok. Bu konunun açıklığa kavuşmasım bekliyonız. Rıdvan Metal'in durumunu bundan sonra değerlendireceğiz. Kendisinin şu anda hiçbir >etkisi yok. Müdür yetkisi kullanması yasal değildir. Henüz lojmanı da boşaltmadı. Beklemede. Belki zimmetindeki demirbaşları teslim için işyerine gidiyor olabilir. ' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM, Ermeni tasansı hakkında ABD Kongre üyelerine çağrıda bulunarak, iki ülke arasındaki yakın dostluk ve işbirliğinin korunması için Kongre üyelerini soykınm karar tasarısına karşı çıkmaya davet etti. ANAP grubu adına Grup Başkan Vekili Pertev Asçıoğlu, SHP grubu adına Grup Başkan Vekili Cahit Tutum, DYP grubu adına Grup Başkan Vekili Mustafa Çorapçıoğlu, DSP grubu adına Grup Başkan Vekili Ömer Kuşhan ve bağımsızlar adına Ümil Haluk Bayülken'in imzalarını taşıyan çağrı metni genel kurulda oylanarak kabul edildi. , Çağrıda Doğu Anadolu'da I. Dünya Savaşı sırasında meydana gelen olaylann önceden planIanmış bir soykınm olarak nitelendirilemeyeceği kaydedildi ve bu konuda verilecek en ufak bir tavizin sembolize bir jestin ötesinde Türkiye Cumhuriyeti'ni parçalamaya yönelik uzun vadeli bir plana yeşil ışık yakma anlamına geleceği vurgulandı. Kongre'nin böyle bir kararı kabul etmesini ittifakın temel felsefe ve prensipleriyle bağdaştırmanın mümkün olamayacağına dikkat çekildi. Öte yandan TBMM Başkanı Necmettin Karaduman dün ABD Başkan Yardımcısı Bush'a bir mektup göndererek Ermeni yasa tasansı konusunda Senato ve Temsilciler Meclisi'nin uyanlmasını istedi. Denizde kum, Doğramacı'da para!.. Yeşil yeşil dolariar, Kerkük'ten doğrudan doğruya Doğramacı'nın hesabına yatınlıyor... Devlet in elinde böyle bir maddi kaynak varken, elin Arabına niçin el açılıyor Allah aşkına? Anladıysam Arap olayıml Hem ne demişler? Ne Arabın yüzü... Ne Şam'ın şekeri. Doğramacı gibi bir zengin varken, sözü mü olur öyle Rabıta'nın mabttanın? Devietin yurtdışındaki din görsviilerine ödeyecek parası mı yok? İsteyin Doğramacı'dan. versin...Dış borçlanmız 30 milyar dolan mı aşmış? Rica edin Doğramacı'ya, çeksin yurtdışındaki bankalardan paralannın bir kısmını, ödensin dış borclar... Enflasyon aşağı mı çekilecek? Birtelefon edin Doğramacı'ya piyasada dolaşan paralarını çeksin, tamam. İşte o kadar... Prof. Doğramacı'ya nazar değdi, ayağı kınldı, hastanede yatıyor. Ne dersiniz, Doğramacı'ya "geçmiş olsurfa. gideyim mi? Elime kırmızı güller alıp gitsem de imam aylıklannın ödenmeşi için deviete bağışta bulunmasını istesem, acaba Diyanet İşleri Başkanlığı'na da bağışta buiunur mu? "Son bağımsız Müsluman Türk devleti!"ne para yardımını yalnızca ABD, IMF, OECD yapacak değil ya.. Bir de "Rabrta" var, aynca bir de "gayri Rabrta" yani Doğramacı... Yahu, vallahi helal olsun adama! Dile kolay, iki buçuk milyar bu, leblebi çekirdek değil...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear