23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Serbest doloşun AT için yükümlülük değil AT islerinden sorumlu Devlet Bakam Ali Bozer, "Serbest dolaşım hakkının baki olduğunu ve Lüksemburg kararımn sorunun özune ilişkin olmadığım" söyledi HADİ ULUENGİN LÜKSEMBURG Avrupa Topluluğu'nun en yüksek yargı orgaru Lüksemburg Adalet Divanı'nın dün aldığı kararla. serbest dolaşım Turkıye ıçin havada bulut/sen bunu tınut" oldu. Adalet Divanı'nm, pratikte Türk yurttaşlannın AT ülkelerinde oturma ve çalışma hakkına sahip olmalan anlarruna gelen ve normal olarak da en geç 1 Aralık 1988 tarihinde gerçekleşmesi gereken serbest dolaşımm Ortak Pazar devletleri ıçin "bağlayıcı bir yiıkumluluk" taşımadığına karar vermesiyle, Ankara'nın elindeki hukuki koz da çok büyük ölçüde değerini yitirdi. AT Adalet Divanı'nın dünkü kararı Bruksel ve Luksemburgdaki gözlemciler tarafından, serbest dolaşıma ilişkin Türk yaklaşımının hukuki değer yitirdiği şeklinde yorumlanıyor. Buna karşılık, soruna şekil açısından yaklaşmakta fayda gören Türk yetkililer, Lüksemburg karannın "aile birliği" ilkesinden hareket ettiğıni ve bunun da özu bağlamadığı göruşunu işliyorlar. Başta AT işlerinden sorumlu Devlet Bakam Ali Bozer olmak üzere, bu Turk yetkililere göre, "serbest dolaşım hakkı baki" ve Lüksemburg kararı sorunun özüne ilişkin değil. Sahıbı Cumhuriycı MatbaactUk ve Gazaecüık Tvlrk A.nomm Şırkeıı adına Nadir N«dl • Genel Yayın Muduru H ı a ı OıMİ. Mıtessese Müdüru Emine UşaklıcU, Vaz} Işlerı MüdılıU Ok*> GoMnsin, • Haber Merkezı Mudur'j Ymlçın Bmytt, Sayfa Duzenı Yönnmenı AB Acv, # Temsılater ANKARA Yıiçıo Doguı. İZ.MIR Hikmel (.rünkay». ADANA Cctal Başkngıf. Isıanbul Haberlen Erku Akyüdu. Dış Haberler Ergun Btla, Ekonomı: Ounan llag«y, Kulıur Cdai L'slcr. Spor Danışmanı Abdulludir Vucdman, Düzelune Brflk Durt«$, BılımEğıtım Şahin Alpa>, tş Sendıka Şukras Kıtcod, Yun Haberlen Necdet D o f u . Dızı Yazılaj" Kcnm Çahşkın, Ernırum Mehmtt Cullcldn. Bursa Lrvrnt Ouç«Uİ, • Koordınatör Akmet konıUan, # Malı Uler Erol Erkul, 0 Rfklam Aj>e TonınEk Yayınlaı Huly* Akyol • Idare Huseyin Gorer, ljletme. Önder Çdik. Bılgılşkm Nul InaL Basan ve Yaymt. C n h u t o t t Malbucüık v* Gauuollk TA^. Turk 0 0 * Cad 39/41 Capklotlu. 34334 İSI. PK 246lslanbul. Td 512 05 05 (20 h«l), Tde» 222*6 F«x (\) 52* «0 72 # Bumlcr Ankın. Zıya GökaJp BN Inkılıp S No 19/4. Tel 133 11 4147, Teta 42344 Fu. (4)' 133 82 64 • Umlr H Zı>* Blv 1352 S 2/3. Td 13 12 30. TdcL 52359 F u (31) 13 12 30 • KİMntı InOnu Cad 119 S No I Kll 1 Ttl 14SSO1973I. Tde* 62135 Fu. (711) 28 056 TAKVİM 1 EKtM 1987 Imsak: 4.28 Güneş: 5.53 öğle: 11.59 Ikindi: 15.16 Akşam: 17.54 Yatsı: 19.14 Lüksemburg Adalet Divanı: 'Alacağım köşkleri elinden' NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA "tkisinin de bir zamanlar adı Roma'ydı" diyordu Bedrettin Dalan, "İstanbul 'Doğu Roma', burası da 'Batı Roma'ydı. Istanbul'a benzeyebilen tek kent yine 7 tepe uzerinde kurulmuş Roma'dır. Aralarında ortak pek çok nokta var..." Italyan başkentinin uzerinde doğmuş olduğu "Campidoglio" tepesinde Roma Belediye Başkam Nicola Signorello'nun verdiği davette, Bedrettin Dalan bu kentte geçirdıği ilk gunün yorgunluğunu uzerinden atmaya çalışıyordu. lstanbul'a böylesine yakm görduğu bu kentin beledıyesi ile Özel bir ilişki kurup kuramadığını sorarak girdık bız de sohbetimıze. "Yakın zamanlara dek, çok sıkı bir ilişki içinde değildik. Çunkü biliyorsunuz bundan onceki Roma Belediye Başkanı komunistti" dedı, Dalan. "Peki şimdiki Hıristiyan demokrat. Bir Hıristiyan demokrata kendinizi daha mı yakın hissediyorsunuz?" diye sorduk, bunun üzerıne Dalan, çok kısa bir an duraksadı ve ardından kısaca "Onlan daha iyi anlıyonız" dedi. Roma'nın Belediye Başkanı Signorello bu daveti, 28. Dünya Belediyeler Birliği Kongresi için 70 ülkeden ttalyan başkentine akın eden 2000 meslektaşı ıçin veriyordu. Signorello'nun Campidoglio'daki tum Roma'ya hâkim görkemlı rezidansindan kentin kuşbakışı goıulduğu ust bahçeyi kuzeyliler işgal etmışlerdı. Yaz ortası gibi sıcak bir eylül gecesinde, Romahlar zamanını anımsatan meşalelerle aydınlatılmış, eski Roma heykelleri ve sutünlanyla dolu bahçeyi boydan boya geçtik. Binlerce da İstanbulAnakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, Roma'da yine Çelik Gülersoy'a çattı Kolombiyu ''da ölii sayısı artıyor MEDELLtN (AA) " Kolombıya'nın ikinci büyük kenti Medellin'in gecekondu semti Villa Tina'yı harjtadan silen toprak kaymasmda olenlerin sayısı 190 'a yükseldi. Yerel yetkililer, çamur yığınlarının altından salı akşamına kadar 190 ceset çıkarılnuş olmasına rağmen, ölti sayısının 400500'e yükselmesinden endise duyduklarını bildirdiler. Pazar günü öğleden sonra kentin yoksul şehri Villa Tina'nın üzerine yığılan kalın toprak ve çamur tabakası arasında kurtarma çalısmalarını sürdüren yardım ekiplerinı, pazartesi gunünden bu yana devam eden sağanak yağıs büyuk ölçüde engelliyor. KÖŞKLERİ LOKANTALARA KİRALAYACAĞIM Dalan, Çelik Gülersoy'un köşkleri için şöyle diyor: "Yaptığı yerlerde yemek yenmez efendim, yenmez, Demek ki bu işi bilmiyor. Herkes h.er işi bilmez ki. Alıcam o köşklerin hepsini elinden ve ihaleyle bunları Istanbul'un en iyi lokantalarına vericem. Haydi git bakalırn^ o restore ettiği GÜLERSO Y ' 'Kuriardtğı'' ve imar ettiği köşkler bu kez Dalan 'm ihcde tehdidi alnnda. (Fotoğraf: CUMHURtYET) vetli arasında İstanbul Belediye Başkanının "Haliç mavisi" gözlerinı yakalamak guçtu. Nihayet Dalan'ı, "Lasagna", "Tortellini*', "Ravioli", "Gnocchi", "Fttucine" gibi tum ttalyan hamur işlerinin sunulduğu mukellef bir bufenin az ötesinde, alt bahçede yakaladık. Biraz da bu ortamın etkisi>Ie olacak, "mutfak" İstanbul Belediye Başkamyla yaptığımız sohbetın onemlı bir bolumunu oluşturdu. "Yaptığı yerlerde yemek yenmez efendim, yenmez, demek ki bu işi bilmiyor. Herkes her işi bilemez ki. Bu işi bilene verirsin, yaptırırsın. ama o büdiğini. hem de her şeyin en iyisini bildiğini duşunıiyor. Mutfagın de en iyisini ben yapanm diyor, ama yapamıyor işte..." Dalan'ın "Her şeyin en iyisini bildiğini düşunuyor" dediğı Çelik Gülersoy'du. "Yemek yenmez" dediği yerler ise, Gülersoy'un restore ettiği köşkler, "Alıcam o köşklerin hepsini elinden" diyordu Dalan, "Alıcam ve ihaleyle bunları İstanbal'un en iyi lokantalarına vericem. Turk kültiiriınün, oralarda mutfak yoluyla da yayılmasını saglayacağım. Hadi git bakalım o restore ettiği yerlere, Turk mutfağının, Turk kulturunun hangi parçasmı bulacaksın? Mutfak da onemii bir sanat parçası degil midir? Duvar ne kadar önemliyse, mutfak da o kadar önemli. Mutfak bu milletin kendi kulturiı değil mi? ttaiya'ya gelenler sadece du>ar seyretmeye mi geliyor? Spagetti yemeye de gelmiyoıiar mı?" Gülersoy'un restore ettiği köşklerin yakın gelecekteki "akıbetT'nın ne olacağını sordu yerlere, Türk mutfağının hangi parçasmı bulacaksın?" ğumuzda, Dalan'ın söyledikleriydi bunlar. "Giilersoy" adını söylemek, Dalan'ın bam teline dokunmakla eş anlamlıydı anlaşılan, "Aramızdaki bakış açısı farklı her şeyden once" diyordu, "Ben Istanbul'un genelini diişünmek zorunda olan bir insanım. tstanbul'un tarihi binalannın yanında, tstanbul'ua suyunu, kanalizasyonunu, yolunu, çukurunu, taşını. toprağını duşünmek zorundayım. Aynı şekilde ulaşımını da duşunmek zorundayım Istanbul'un. tstanbul'un bunun yanında estetik degerlerinin, tarihi, kultürel değerlerinin de korunmasını duşünmek zorundayım. Ve aynı zamanda insanlanmızın, hemşerilerimizin sosyal ihtiyaçlanm muakle, sanatla, tiyatroyla ilgili ihtiyaçlanm da duşunmek zorunda) ım. Planlama ihtiyaçlanm. ev edinme ihtiyaçlannı düşıinmek zorundayım veya hastalanan bir vatandaşımızın, aniden suratle hastaneye naklini duşunmek zorundayım. Bu kadar çok duşunmek zorunda olduğum işler içinde Çelik Gulersoy'u benim düşünecek vaktim olmaz..." Roma'da yaptığımız sohbetin yarısını "Gülersoy" ışgal ettiğıne gore, Dalan'ın Gulersoy'u da düşünecek vaktı olmalıydı. Ama Roma'da olduğumuza gore, konuya daha başka açıdan da yaklaşabilirdik. "Roma, gördüğünüz gibi eskiyi muhafaza etmeye çok biıyuk bir ozen gosteren bir kent. Kentin tarihi merkezinde bir taşı yerinden oynatmaya, tek bir çivi çakmaya izin verilmiyor. Siz ise, Tarlabası'nda 120 yıllık 'ikinci derecede Rum evleri' dediğiniz tarihi yapıtları bir çırpıda yıktırabiliyorsunuz. Şimdi bö> le Roma denli eski eser hazinesi bir kentte bulunmak sizde nasıl bir izlenim yaraüyor?" diye sorduk Dalan'a. istanbul Belediye Başkanı, "Tarlabası'nda yıkılan evler 120 degil, 100 yıllık evler" diyerek yanıtladı sorumuzu, "Ama 3200 taneden 100 tanesini yıkıyonız. 3100 tanesi dumyor. Biitttn mesele orada. Burada 16. asırdan kalan tüm evlerin de tamamı ayakta değil, onu söyleyeyim bir kere. Öyle olsaydı yeni Roma olmazdı." Bu yanıt bize Roma'nın kalbindeki "Venesria" meydarundan unlu "Koloseyum"a dek görkemli "Tori împeriali" bulvarını açmak için 17. yüzyıldan kalan güzelim Roma evlerini yıktıran Mussolini'yı hatırlatıyor. Hâlâ eski Romalıların yureğıni yakan bu olayı hatırlayarak, "Burada bir tek Mussolini yaplı bu işi" diyoruz. Dalan, bu tepkıyi beklemiyor, "Yanlız burayla tstanbul arasında şehirieşme farkı var" diyor ve devam ediyor: "tstanbul'da eski şehrin üzerine yeni şehir konulıhuş. Burada ise yeni şehir, eski şehrin üzerine konmamış, kenanna konmuş. İstanbul'da da bu yapılabilseydi, mesele gayet basit olurdu. Yani vaktiyle 40 sene, 50 sene evvel. Dunım çok değişik olurdu. Biz de bugun o konsepti savunurduk. Ancak tstanbul bugun eskiyle yeninin beraber yaşadıgı bir karnıa şehir haline gelmiş ve insanların dunyanın en konsantre biçimde yaşadığı bir şehir haline gelmiş. Şimdi onların ihtiyaçlanm gormezlikten gelmeye kimsenin hakkı yok. Söylemek istediğim şey bu." Turistik ayıları avlamak 1000 dolar ANKARA (ANKA) "Yabankeçısı av turizmi dönemi" bugun başlayacak. 3167 sayılı Kara Avcılığt Yasası uyarınca avlanmasına ızm verilen 3'uncu grup hayvanlann av dunemine de bugun giriliyor. Yeni mevsimde ayı vurma bedeli 1000 dolar, yabankeçisi 500, kurt 200 dolar, yabandomuzu ise bedava... Tarım Orman ve Köyıslerı Bakanlığı 'ndan edinilıne bilgiye göre, özel avlandırma izin belgesine sahıp yabancı avcılardan yabankeçisi avı için gun basına 50 Amerikan Doları karşılığında Türk parası alınacak. tpek Yolu treni ErzurunVda ERZVRUM (AA) tpek Yolu 1987 seferini yapan buharlı tren Erzurum garına geldı. Garda halk oyunları ekiplerimn gösterilerıyle karşılanan turıst kafîlesi, yarın Yaka sınır ıstasyonu uzerinden Sovyetler Birliği'ne geçecek. Üç yıldan beri düzenlenen ve Türkıye, Sovyetler Birliği ile Çin Halk Cumhurıyeti'ni kapsayan turistik tpek Yolu gezisi, Hong Kong 'da sona erıyor. Türk sağlık sistemi bozuk TUNCAY ÖZKAN ANKARA Yüksek Sağlık Şurası üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Boıer Türk »aglık sistemini eleştirdi. Türk sağlık sisteminde hastanın hekimini seçme hakkının bulunmadığını söyleyen Bozer, "HasUnehekim ilişkikrinde çagdaşlık, hasUnın hekimini seçmesiyie başlar. Sistem bozuktur ve kanunun değişmesi lazundır" dedi. Prof. Dr. Yüksel Bozer, Cumhuriyet muhabirinin sorularını şöyle yanıtladı: Tıp fakültelerinde eğitimin kalitesinin düştügü iddia ediliyor. Sizce bu dogrn mu? BOZER Ben tıp fakültelerinin sayı itibanyla Türkiye'de fazla olduğuna inanıyorum. YÖK ayn düşunüyor ancak ben sayının fazla olduğuna kaniyim. Halen yeteri sayıda öğretim üyesini yetiştirmeye zorlanıyor. Kalite açısından neier söykyebUirsiniz? BOZER Tabü ki kalabalık, kaliteyi her zaman düşürüyor. Üniversitelerde 90 bin öğrenci var deniliyor. Bu 90 bin öğrencinin sayısını duşürdüğılnüz zaman kalitenin yükseleceği de kesin. Tıp fakültelerinde sınıflann sayılannı azaltmak lazım. Hastanelerimizin dunımu nasıl değeriendiriyorsunuz? Sizce hastanelerimiz yete.li midir? BOZER Kendi hastanemiz, Hacettepe Hastanesi bence yeterli, ancak iki yerde bir uzman eksikliği dikkatımizi çekiyor, bunlardan birisi röntgen, diğeri anestezi. Bu alanlardaki tekriik eleman sıkıntısını gidermek için Sağlık Bakanlığı'nın özendirici şeyler getirmesi lazım. Hacettepe Hastanesi için Islam Kalkınma Bankası'ndan 20 milyon dolarlık mal aldık ve hastaneyi A'dan Z'ye yeniledim. Diğer hastaneler için neler diyebilirsiniz? BOZER Genelde Türkiye'de ben hastanelerin durumunu iyi görüyorum. Ama yıgılmalar var. Temizlik sorunu var.. BOZER Onu söyleyeceğim. O hastaneler meselesi değil. Hastaneyle fonksiyonu birbirine karıştırmamak lazım. Türkiye'nin barajını, mahkemesini, yolunu, aklınıza ne gelirse tumüne şöyle bir baktığınız zaman, hastanelerin bunların içindeki yeri nedir derseniz, ben iyi görüyorum • Hasta hekim ilişkilerinde özgürlüğe erişemedik. Bugün siz anayasal haklardan, insan özgürlüğünden bahsediyorsunuz, hastanın özgürlUğOnden bahsetmiyorsunuz. Niye hasta kendi hekimini seçemiyor. Işçi sigortalılarıru alınız, buradaki işçi kendi sağlığı için belirli bir primi veriyor mu? Veriyor. O zaman niçin kendi hastalığı için doktorunu seçemiyor. Niye hastanecilik yapıyor Sosyal Sigortalar? O hastanın istediği hekime gitmesi lazım. İstediği bir yerde muayene ve ameliyat olabilir. Bunun parasını sigorta her yıl yayımladığı belirli broşürlerle belirli bir miktannı öder. Yatırdığı prime göre de tumünü ya da bir kısmını öder. Primine göre, ama artarsa cebinden de verebilir. Ancak hasta hekimini seçmede özgürdür. Kamu kuruluşlarındaki bütün personel de böyle. Devlet parasını veriyor. Ancak niçin bu hastalar istedikleri doktonı seçemiyor? İşte seçme olmayınca da kalabalık bundan kaynaklanıyor. Yüksek Sağlık Şurası üyesi Prof. Yüksel Bozer, yasaların değişmesini istedi Kanııni yıh için özel pul ANKARA (AA) PTT, Kanunı Sultan Suleyman Yılı dolayısıyla bir anma serısı hazırlattı. Serinın bir pulu kabartma olarak bastınldı. AjansTurk'un "ofset ve toz kabartma" yontemıyle bastığı 4 puldan oluşan serı, yarından ıtıbaren 30, 50, 200 ve 20 lira değerinde satışa çıkacak. "Kanuni Sultan Suleyman" konulu anma serisinde yer alan pullardan 270 lira değerinde olanmda defne çelengın içinde altm renkli kabartma Kanunı Sultan Suleyman profili bulunuyor. Portre alnnda da Kanuni hakkında Türkçe ve tngılızce bilgi yer alıyor. Glasnost uzayda atağa kalktı Dış Haberler Servisi "Ttme" dergısınde yer alan bir habere gore uzay yanşında atağa kalkan Sovyetler Birliği, Amerika'yı geride bırakarak 1 numaralı ulke durumuna yukseldi. Bundan birkaç yıl once hiçbir yabancı gazeteci Rusya'daki uzay merkezlerıne giriş izni alamaz, Sovyet uzay prograrru dunyaya açıklanmaz ve basansızlıkla sonuçlanabileceği kuşkusuyla, uzay gemilerinin fırlatılışı onceden haber verıbnezdi. Ancak görevin başarıyla tamamlanması durumunda birkaç önemsiz detay basına duyurulurdu. Şimdi Rusya'nın bu dışarıya kapalı tutumu tamamen değişmiş durumda. Rus uzay programının artık saklı tutulmasının nedeni ise Rusya'nın bu konuda uluslararası bir başanya erışmesı ve Amerika'yı sollayarak yarışta başa geçmiş olması. Yeni dinamizm, Sovyet Hderi Mikhail Gorbaçov'un glasnost (açıklık) prensibine paralel olarak gelişiyor. Moskova'da kurulu IKI adıyla tarunan Uzay Araştırma Enstitusu bağımsız göruşlü, genç Rus uzay uzmanlan ile dolup taşarken, gittikçe artan sayıda yabancı uzmanın merkezde çalışmaya basladığı gözleniyor. Bunların birçoğu, kendi deneyimlerini Sovyet uzay uçuşlarına katmaları için Rusya tarafından ozel olarak davet edilmiş kişiler. Öte yandan Rusya elektronik konusunda ABD duzeyine ulaşamamış olsa da uzayın keşfinde hemen hemen tum alanlarda bu en buyuk rakibini geride bırakmış durumda. Time dergisine göre eğer ABD hızlı bir rekabete girmezse, Moskova'nın 21. yüzyılda uzayın en guçlu devieti olması ihtimali için çok yüksek. İlk kez 1967 yılında 58 uçuşa karşı 66 uçuşla Amerika'yı geride bırakan Rusya, o zamandan beri hep başı çekti. 1982 yılında ise 101 Rus uçuşuna karşılık sadece 18 Amerıkan uzay gemisi fırlatıldı. Daha da önemlisi Sovyetler Birliği, glasnost ile birlikte uzay çahşmalarında ABD'nin önüne geçti. Sovyet uzay merkezlerinde şimdi daha çok yabancı uzman çalışıyor, uzay araçlarının fırlatılışı önceden haber veriliyor, çalışma sonuçları basında geniş yer alıyor. uzayda 14 "insan yılı" geçiren Rusya'nın elde ettiği deneyıme karşılık Amerikah astronotlar sadece "5 yıl" uzayda kaldılar. Bu yüzden Sovyet doktorlarının ve araştırmacılarırun uzun sureli uzay uçuşlannın insan vucudu uzerındekı etkileri konusundaki bilgılerı çok daha fazla. Ayrıca 1986 yılında Halley kuyruklu yıldızının fotoğraflarını çeken ikiz Vega araştırma gemıleri, Sovyet bilim adamlarının uzaydan biHmsel veri toplamaktaki beceri lerini bir kere daha kanıtladı. Sovyetler'in uzay gemisi fırlatma becerisi, bu yılın başlannda 100 ton taşıma kapasitesi olan Energia roketinin başarıyla uzaya gonderilmesiyle pekişti. Energia'ya karşılık Amerika'nın elin de azami 30 ton taşıma kapasitesi olan uzay mekiğı bulunuyor. Sovyetler, Energia ile kendi mekiklerini taşıyabilecek ve kurulacak bir uzay istasyonunun parçalarını taşıyacak gucü elde etmiş durumda. Burada geçen yıl yaşanan ve 7 kişinin ölümüyle sonuçlanan Challenger faciasından sonra doğan boşluktan yararlanan Rusya, uzayın keşfi konusunda büyukadımlaratıyor. 1988 yılının temmuz ayında fırlatılacak ve Mars gezegeni ve aylannı inceleyecek olan ikiz "Phobos" araçlarından sonra, gezegenin toprağının incelenmesi ıçin bir diğer Sovyet uzay aracının 1992'de yollanması planlanıyor. Bihmsel araştırmaların yanı sıra, Avrupa'nın Ariane'sine ve özel Amerikan roketlerine ucuz bir alternatif olarak sunulan protonlarla, Rusya, ticari uyduîarın taşınma piyasasında yer kapmaya çalışıyor. Irakj özür diledi Atatiirk Barajı'nda 1988 sonunda su tutulıııaya başlanacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bayındırhk ve İskân Bakanı Safa Giray, Atatürk Barajı'nda 1988'in sonunda su tutulmaya başlanabileceğini söyledi. Giray, Atatürk Barajı için toplam 350 milyar lira iç finansmana gereksinım olduğunu da açıkladı. tkinci Boğaz köprüsundeki çalışmaların hızla ilerlediğini de belirten Giray, tum tabliyelerin yerleştirilmesinin ekim sonunda tamamlanabileceğini ifade etti. Giray, dun düzenlediğı basın toplantısında, Karakaya Barajı'ndaki üçüncü ünitenin normal olarak 10 kasımda çalışmaya başlayacağını, ancak bunun daha onceki bir tarihte de olası olduğunu söyledi. ALTIN PORTAKAL Ön Seçici KuruPa tepki Kiiltür Servisi Antalya Altın Portakal Film Yarışması'na katılacak filmleri belirleyen on seçici kurula ilk tepki yapımcı ve sinema oyuncusu Hakan Balamir'den geldi. Yapımcılığını gerçekleştirdiği "DMan" ve "Üç Halka Yirmibeş" adlı filmleri büyük juriye sunulacak 12 film arasına girmeyen Balamir, on jurinin onyargılı olduğunu iddıa edip, AKSAV'ın yeni bir kurulla her iki filmi de yeniden değerlendirmesini istedi. Hakan Balamir dün duzenlediği basın toplantısında, Sungu Çapan, Feyza Tuna ve Alev Demirbilek'ten oluşan uç kişilik on jurinin inceledıği 35 film arasından yalnızca 12 tanesını seçmesine dikkat çekerek, "SESAM'ın 18 filme kadar kontenjan belırlediği bu ön elemede 12 filmden ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Irak hukumeti, 23 eylulde ıkı Irak savaş uçağının Hakkârı'mn Çukurca ılçesıne bağlı Narlı köyünü bombalamaları olayı ile ılgılı üzüntulerini bıldırdı. Mesajı öncekı gun Dışışleri Bakanlığı 'na ıleten Irak'ın Ankara Büyukelçısı Tarık Abdülcabbar Cevat, hukumetinin olayda meydana gelen mal ve can kaybından dolayı Turkiye'ye tazminat ödemeye hazır olduğunu söyledi. Dışişlerı Bakanlığı 'ndan yapılan açıklamaya göre, Buyukelçi yaptığı "Fetih Anıtı" bugune kadar çok tartifildı, çok eleştirildL Anıtın bir bölümü de Fatih Sultan Mehmetln Ali Kuşçu, Mol Cevat, Irak uçaklarınm la Gurani, Ak Şemsettin gibi bilginlerinigösteriyor. Ama insan, Narlı köyuniı kasıtsız olarak ve yanlışltkla anıtın dibine oturmuş çocuklan da görünce, bilginlerin ve çocuklann ne düşündüğünü merak ediyor. Bilginler, çevrelerinden bombaladıklannı bildirdi. geçen minibuslere, otobuslere, arabalara bakıp "Biz burada ne Hatırlanacağı gıbı 23 eyiül anyoruz?" diye düşunuyor olsalar gertk. Çocuklara gelince, onlar gunu sabah saatlerınde Narlı da geleceklerini herhalde. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) köyune bombalı saldırıda bulunan Irak uçaklan iki kişinin ölümüne, dördu ağır olmak üzere 19 kişinin FİLM YARIŞMASI yaralanmasma neden olmuştu. Ne BALAMİR Ön Kurulu protesto ediyor ve kımyorum. fazlasını 'görulmeye layık değıldir' diye eleyen kurulu protesto ediyor ve kımyorum" dedi. Balamir, tamamı ses kaydıyla çekilen ilk Turk filmı olan "Dilan'ın uluslararası festivallerde Turk filmcıliğını en başarılı biçimde temsil ettiğıni, 40. Cannes Film Festivali'nde 1500 film arasından ilk 18'e girdiğini ve bir yan bölumde gösterildiğini anımsatarak yerli ve yabancı basından da ovguler aldığını söyledi. Hakan Balamir, Erden Kral'ın yonettiği "Dilan'Ma Bilge Olgaç'ın yonettiği "Üç Halka Yirmibeş'e olumsuz oy veren yönetmen Feyzi Tuna'nın ve Mimar Sinan Üniversitesi SınemaTV Merkezi temsilcisi Alev Demirbilek'ın bu kararlarını geçmişteki ilişkilerinin etkilediğini belirtti. Kurumla ilgili iddialar nedeniyle goruşlerıne başvurduğumuz SinemaTV Merkezi Muduru Sami Şekeroğlu ise merkezin festivalle olan ilgısinin yalnızca salonu kiraya vermekten ibaret oldufiunu belırttı. Migrene neden kansızhk ANKARA (UBA) Kansızlığın migren hastalığına neden olduğu belirlendi. Yapılan araştırmalarla, tam olarak tedavi yöntemi bulunamayan migren hastalığının, sanıldığı gibi beyin içindeki bir düzensizlikten değil, bu organa yeterince kan gitmemesınden kaynaklandığı belirlendi. Danimarkalı bir grup araştırmacı tarafından yayımlanan raporda, beyne yeterli kan akımı olmadığı zaman migren ağnlarının basladığı kaydedıldı. Uzmanlar tam olarak tedavi edilemeyen mıgrenın, bu tespit ve yaklaşım ile tedavi edilebıleceğını belirttiler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear