Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
75 EYLÜL 1986 HABERLERİN DEVAMI İZLENİMLER larımızı satmak için biz onlara 1,5 milyar dolar kredi veriyoruz.. Nereden nereye?.. Eski günler mi, Allah korusun, Allah korusun... Ondan evvelki devrin hastalıklarına göre hazırlanmış bir anayasa yüzde 92 destek aldı. Biz de halkın desteğini aldık. Şahıs desteğinin kıymeti yok..." Sayın özal'ın konuşması bu bildiğimiz minval üzere devam etti. Ana teması her zamanki gibi "istikrar"dı; "12 Eylül öncesine dönmek istemeyen oyunu ANAP'a verir" diyordu. Bu mantığın sade vatandaş üzerinde etkisiz kaldığı söylenemez. Yaptığımız sohbetlerde 12 Eylül öncesinin belleklerde tazeliğinı hâla koruduğu açıkça görülüyor. Ama bu madalyonun sadece bir yüzü. Öteki yüzünde ise geçim derdi, hayat pahalılığı var. ANAP'tan desteğini çekip bu kez Doğru Yol'a oy vereceğini söyteyen birçok vatandaş, gerekçe olarak geçim sıkıntısını telaffuz etmektedir. Sanıyoruz, sadece bu nedenle ANAP'tan DYP'ye, ölçüsünü kestiremiyoruz, ama bir hayli oy kayması olacaktır. Buralarda seçim öncesi nabız yoklamalarından çıkan sonuç boyledir. Kalabalıklara gelince... özal'ın Samsun'a çıkarması Havza'da iyi başladı denebilir. Cumhuriyet Meydanı'na Demirel kadar o da kalabalık ve canlı bir topluluğu çekmeyi başarmıştı. Kendisine eşlik eden konvoy da yeterince uzundu. Bakalım Sayın Özal bugün Bafra'da ne yapacak... CUMHURİYET/13 Vatandaşlar ve Özal. (Bastarafi 1. sayfada) SamSUn ENİS BERBEROĞLU SALtM SÜRMELİ HAVZA Başbakan Turgut Özal, Havza ilçesinde başlattığı Samsun seçim gezisinde, "Köprülerin altından öyle sular aktı ki, atı alan Usküdarı iki defa geçti. At falan kalmadı ortada, geride topallayıp duruyor" dedi. özal, "Önümüzde ufak bir seçim var" diyerek "Sizde bu coşku oldukça dağlan aşar, enginlere taşanz. Burayı gördttkten sonra burası 10'dır diyecektim, ama sonra haydi Bafra'da söyleycyim dedim" biçiminde konuştu. Başbakan özal, Samsun gezisi için dün Ankara'dan Merzifon'a uçakla, buradan da karayoluyla Samsun'un Havza ilçesine geçti. özal'ın Samsun gezisine verdiği önem kendisine eşlik eden 4 bakanla anlaşıldı. Devlet Bakanlan Ahmet Karaevli, Mesut Yümaz, Maliye ve Gümrük Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, Sağhk ve Sosyal Yardıtn Bakam Mehmet Aydın, özal'ın gezisinde hazır bulundular. mokrasinin bulunup bulunmadığını tartışmalı olarak niteleyen Özal, "Ben o dönemi iyi bilirim. Başbakanlık müsteşan iken Başbakanlıkta suhunet (ısı) eksilerde dolaşırken, biz palto ile çalışük" diye konuştu. Anayasaya ıtırazlann olabileceğini belirten Başbakan Özal, "Ama ondan önceki dunımun hastauklanna göre hazuianmış bir anayasaydı" dedi. Kimsenin emanetçisi olmadığını ifade eden Başbakan özal, "Kimseden destek almadım, destek yerine köstek aldım farkındayım. Ama milletten destek aldıktan sonra, şahıslann desteğinin hiçbir önemi yoktur" diye konuştu. "Önümüzde ufak bir seçim var" diye söze başlayan Özal, 389 milletvekilinden 231'inin ANAP'lı olduğunu anımsatarak, "Görüyorsunuz 11 milletvekili önemli değil. Bugün bizim Mecliste ekseriyetimiz var. tktidar güçlü bir iktidardır" dedi. Muhalefetin kendisini seçim yatınmı yapmakla suçladığına işaret eden Başbakan Özal, "Biz greyderleri, dozerleri gbsteriş için mi aldık. Benim vatandaşım isteyecek, ben ona hizmet edeceğim, vatandaşım bana oy verecek. Başka izahı yoktur bunun" diye konuştu. Muhalefetin, iktidann hizmetlerine "kedinin ulaşamadıgı ciğere pis dedigi gibi" eleştiri yönelteceğini belirten Özal, halka "Hiç aldırmayın bunlara" diye seslendi. Özal, konuşmasında SHP'nin Istanbul adayı Hiknıet Çetin'in başbakan yardımcılığı döneminde petrol alımı sırasında yaşadığı bir olayı anlattı. Çetin'in komşu bir Arap Ulkesinden indirimli petrol alamadığını ileri süren Özal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi tstanbul SHP'nin adayı. Bizi tekrar eski günlere mi götürecekler diye düşündüm. Allah korusun. Ama millet akıllandı arük, kanmıyor." Zam politikasının eleştiriye uğradığını anımsatan özal, hizmetin para gerektirdiğini, devletin artık parayı akıllı bir tüccar gibi kullandığını söyledi. "Biz Allahın izniyle bu işleri iyi biliriz. İyi işlere çabuk alışınz, kolay alışınz. Ama bir gün şu elektrikleri keselim de millet anlasın degerini diye düşündüm" dedi. Konuşması sırasında, kalabalıktan pancar konusuna değinmesi için talepler gelmesi üzerine Başbakan, "Sonra pancara da gelecegim" diye vaatte bulunmasına karşın köylüye iktidarları döneminde tanınan vergi kolaylıkları ve sübvansiyonları saymakla yetindi. bİzİm Politikalarının sosyal adaletçi olduğunu vurgulayan Özal, muhalefet için "Onlar hayaki, akda değil" diye konuştu. Özal, "Hayal görenler 29 eylül sabahı uyanacaklardır" dedi. Havza'dan sonra, Vezirköprüde de bir konuşma yapan Başbakan Turgut Özal, "tnönü'ye pasa oğlu demiyorum artık. Kızıyorlar" dedi. Konuşmasında, genel ve yerel ekonomik sorunlara değinen Başbakan Turgut özal, muhalefetin tepkisini çeken "sahur kanunlannı" şöyle anlattı: "Bizim millervekillerimiz oruç tutuyor. O nedenle Mecliste Medisin çahşma saatlerini değiştirdik. Rakiplerimiz sahura gelemedi. Biz de kanunlan çıkardık." Başbakan Özal, Vezirköprü ilçesinde köylüye Amerikan süt ineği ithal edileceğini açıkladı. ABD'de yapılan sübvansiyonlar sonucunda sayıları artan bu inekler için gerekli bağJantının kurulduğunu belirten özal, ilk partide 30 bin ineğin kredili olarak Türkiye"ye getirileceğini söyledi. Başbakan Turgut Özal, Vezirköprü konuşmasında tarımsal kesime yönelik ikinci müjdesini de verdi. özal, gübre alımlannda ilk 100 bin lirada 15 bin lira iade yapılacağıru söyledi. Başbakan, bu karann küçük çiftçiyi korumaya yönelik olduğunu belirtti. Özal, konuşmasında iktidara sahip olunmasını da isteyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyaset kolay değil, bazen kızıyonım, kızmamaya çalışıyorom, onlar söyluyoriar, ailemize kadar kanşıyorlar. Ne demişler siyaset iğneli koltuk." özal'ı Ladik girişinde iki kamyona bindirilmiş çocuklar karşıladı. İlçenin meydanında Başbakan'ı dinleyenlerin ellerindeki pankartlar arasında, üzerinde gözü yaşlı ve bir arı tarafından sokulmuş bir kır at dikkati çekti. özal, belediye başkam DYP'li olan bu ilçede Demirel'in sözlerine yanıt verdi: " Kimsenin tapulu malı yok, benim de yok, başkasının da yok. ANAP'a oy verirseniz, vebal altında kalırsınız diyorlar. Onu Allah bilir." özal, konuşmasının son bölümünde halktan koalisyona gidildiği izlenimini vermemelerini istedi ve şöyle devam etti: "Köprülerin altından öyle sular aktı ki, atı alan Üsküdar'ı iki defa geçti. At falan kalmadı ortada, geride topallayıp duruyor." özal, daha sonra Ladik ilçesinde de bir konuşma yaptı ve buradan Samsun'a geçti. Geceyi Samsun'da geçiren Özal, bugün Bafra ve Alaçam'da halka hitap ettikten sonra gece Ankara'ya dönecek. Özal, yarın Niğde'de konuşacak. Vaaüer ve istekler ÜMtT ASLANBAY HA VZA "Sayın Başbakantmız geliyor. Hep beraber hop, hop, hop." Çarpılan eller, ardından "AUahü ekber" sesleri ile Havza Cumhuriyet Meydanı 'na giren Başbakan özal'ı dinlemeye gelen kalabalık, Demirel için toplananlara yakındı. Çok ince bir değerlendirme ile Demirel'i dinlemeye gelenlerden "biraz azdı." ANAP'lılara göre bunun nedeni mitingin pazar günü yapılmasıydı. Ancak meydandaki gösteri en çok DYP'lileri kıskandıracak kadar etkileyiciydi. Bir otobüsten gelen "Allahü ekber'''' sesi diğer otobüsten gelen, "Size selam getirmişem" karşılığmı tek bir komut sesi susturuveriyordu. Ardından "Zenger telsiz mikrofonu düzenle" komutu, dinleyenlere "Bu ne teknik" sözlerini sarfettiriyordu. Hemen ardından komando elbisesi giymiş 30 kadar sakallı, bazılarıbıyıklı, irikıyım "özelharekât timi"nin kendilerini taşıyan yeşil otobüsten birbirinin peşi sıra ellerinde Al, El, dürbünlü ve Akrep gibi adlarla anılan tüfeklerle meydana dökülüvermesi şaşkınlığı arttırıyordu. Bunların kimler olduğunu herkes birbirine soruyordu. Sorun bu haki komando elbiselilerden seçim otobüsünün çevresini yüksek binaları ve kalabalık önüne kurduklan sistematize barikatların yaklaşık 5 dakikada gerçekleşmesi ile çözüldü. Bunlar "antiterör timiydi..." Başbakan Turgut özal, gösteriyle girdiği meydanda yine güç gösterisiyle, konuşmalarım sürdürdü. tstikran vurguladı. Ve Samsun 'da sonucu erken ilan etti: "10." Aynı meydanda lnönü 'yü, Demirel'i dinleyen Havzalılar, seçim döneminin "akılahğı" içindeydiler sanki. Başbakan ' ystikrar'' diyor, ' 'O grayderleri, dozerleri ne için aldık. Gayet tabii oy vereceksiniz ben de hizmet edeceğim. Makul olan her şeyi yapanz" diyordu. Böylece "seçim yatınmı" iddialarını meşrulaştırıyordu. Ama Havzalılar deneyimliydi. O konuşurken alanın ortasından bir ses yükseldi: "Pancara gel pancara..." Gülüşmeler, arkalardan ön sıralara doğru yayıldı. özal yanıt verdi: "Bu konuya da gelecegim. Sonra gelirim." Ama başka konuyla sürdürdü. Televizyonun 6 kanallı olacağını eskiden renkli televizyon olmadığını, sadece Evren Paşa konuşurken televizyonun renklendiğini söyledi. Yurt meselesini anlattı. öğrencileri açıkta bırakmayacaklannı anlattı. Ama Havzalılar, deneyimliydi: "Çiftçiyi destekleyin, krediler artsın" yanıt yine geldi: "Dur bakaam o kadar kolay değil, bakacağız. Hesabımız var, kitabımız var." Çiftçinin kendi iktidarlarında sürekli desteklendiğini öne sürdü özal. Rakamlar verdi. Başında takkesi, kırlaşmış sakalları meydanın gerisinden biri yine bağtrdı: ' 'Hastaneye para yetismiyor.'' Bu sözler duyu/madı, ya da duymamazlıktan gelindi. özal, vaatlere başladı. Orman köylüsü dedi, sonra şöyle konuştu: "Ben yeşiü seviyorum, ama insanlan daha çok seviyorum. Bu nedenle anayasadaki sınırlamalara karşın fundalık araztterde ekim yapüması için het seyi yapacağız, yasa çıkartacağız." Pankartların da dile getirdiği bir başka istek, özal'ın sol yanından geldi. "Sanayisitesi istiyoruz", özal yanıt verdi: "Esnafm dostuyum. Varsa eksiklikler bunu da yapanz." Ama istekler bitmiyordu ki. Havzalılar deneyimliydi: "Köylü bakkaüanna kooperatiften para verilmiyor." özal sordu, "Esnaf kooperatifimi?" Yanıt geldi: "Evet..." özal, "Bakanz, ama haksızsanız bilmem. Haklıysanız yapanz" dedi ve sürdürdü: "Sıcak su çıkmıs burada. İşte bakanı yanımda. Buraya Yalova'ya yakın bir tesis kurul' sun." 1 miş: "Geçen sefer ANAP'a verdim, bu defa Demirel'e vereceğim." "Neden?" "Geçinemiyorum beyim, neden olacak." Bir başkası, un fabrikasında işçiymiş: "Anavatan'a vermiştim, şimdi oyum Doğru Yol'un." "28 bin lira maaşla geçinmek mümkün mü beyim, yetmiyor işte." Kasketli bir çiftçi: "Sen bunlara bakma beyim" diyor, "Para olmuş, huzur olmadıktan sonra ne yazar ki.." Bu sırada çığlık çığlığa bir ses bir anda meydanı dolduruyor: "Dünyada itibarımızın, Türkiye'de istikrarımızın sembolü Başbakanımız geliyor... Siyasetimizin başpehlivanı geliyor..." Kalabalık dalgalanıyor. özal'ın seçim konvoyunun öncüsü Petek1 otobüsü, meydandaki kalabalığı yararak ilerliyor. Hoparlördeki ses uğukJuyor: "Bizi 70 sente muhtaç edenleri, kuyruklan, vallahi unutmadım, billahi unutmadım..." Özal, Petek2'nin üstünde: "1980 öncesini hatııiayınız. Anarşiyi, terörü, ekonomik sıkıntıları. Bunları üst üste koyunca demokrasi var mıydı, yok muydu düşünmek lazım. Yakıt yoktu, mazot yoktu. 1979da Başbakanlık'ta paltoyla çalısıyorduk. Petrol bile alamıyorduk. 1979'da... Bugun mal "Ne oklu ki?" SAMSUN'llan Y M f l DO&UI (Bastarafi 1. Sayfada) vatandaşın "Pirinç ureticisinden Yardımcısı Kaya Erdem ve Ma ne haber" dediğini. liye Bakam Ahmet Kurtcebe Mehmet gelsin görsün, özal Alptemoçin ile bütçe büyüklük kürstiden "Şimdi kömür her yerlerini ele almış. Hatta bütçe üze de var" dediginde, vatandaşın, rinde çalışması uçakta da sürdü. "Evet var, 50 bin liraya nasü Bizlere kısaca "Hoş geldin" di alacaksak" dediğini. Mehmet yen Başbakan, uçakta yanına gelsin görsün, özal kürsüden, Maliye Bakam'm oturttu. Yakla"Biz ülkeyi 70 sente muhtaç duşık 40 dakikalık uçuş süresinde nandayken bugünlere getirdik " Maliye Bakam ile yine bütçe üzedediginde, vatandaşın "Bak Derindeki çalışmalanm sürdürdü. mirel'e satasıyor, sanki onunla Bugün Yüksek Ekonomik Kurul, beraber değildi, Türkiye 70 senbütçeyi görüşmeye başlıyor. te muhtaçken sanki o programı Genel Sekreter Mustafa Ibsar birtikte yapmamışlardı" diye kobizleri hiç yalnız bımkmıyor. "Şi nuştuğunu... kâyetinizi bize, memnuniyetiniMustafa Thşar'ın şiirindeki zi sütunlanmza aktann" diyerek, "Mehmet" ile, Samsun ve çevrene kadar "usta" bir politikacı olsindeki "Mehmet" birazfarklı. duğunu anında gösteriyor. BenBufarkta Demirel'in son iki gün zer türdeki esprilerini herfırsatiçinde Samsun ve çevresine yapta okuduğu şiir izliyor. Bir işçi tığı gezinin etkisi büyük. yurtdışından gelmiş, Türkiye'yi görmüş. Almanyadakidiğer işGerçi ANAP da, tıpkı DYP çi kardeşine mektup yazıyor. gibi, tüm Karadeniz'i Samsun'a Mektup ANAP iktidanmn iki yığmış. Arabaların plakalarınbuçuk yıl içinde "idkeye yeni ül dan bellL Trabzon'dan başlıyor, keler kattığuu" parlak sözlerle, Artvin, Ordu, Giresun, Sinop, inanılmaz mısralarla anlatıyor. Zonguldak'a kadar uzamyor Her dörtlüğün sonu "Inanmaz Havzave Vezirköprü'ye yığılan san, gel de gör Mehmet T' diye arabaların plakalan. ANAP'm bitiyor. Şiir böyle. Mehmet gel son on gün içinde düzenlediği mitinglerin belki de en görkemsin, görsün Almanya'dan, Özal kürsüde konuşurken "Biz bura lisi, Havza ve Vezirköprü mitingleri oldu. Gezinin iyi düzenlenya hizmet getirdik" dediginde, CUNEYT ARCAYUREK yazryor (Bastarafi 1. Sayfada) ziyor. Halka konuşurken, durgun olan üslubu, basınla yaptığı söyleşilerde daha canlı, daha vunıcu bir nitelik alıyor. tnönü'nün Zonguldak gezisine bir "çevirme" harekâtı gözüyle bakdabilir. tşçinin yoğun olduğu Karabük gibi seçimde baş etken olacak kentlere yönelik değildi dünkü gezL Daha çok büyük yerleşme merkezlerinin çevresindeki köyleri, küçük ilçeleri yeğledi. Başbakan özal, Karabük'te işçiye "Hakkını ara"demiş. Lütuf buyurmuş. Oysa aynı Özal, seçimlerde her türlti gayretkeşliği yaptırdığı valilerine verdiği buyruklaria, işçinin, dar gelirlinin sesini duyuracak Türktş mitinglerineizin verdirmiyor. tnönü'nün "ikiyüzlülük " diye nitelediği bu tutumu bilinçli, görmüş geçirmiş işçinin yutacağına kim inamr? Toplusözleşme günlerinde pazarlıkla hak aramayı salık verenle her yıl ilan ettiği enflasyon ölçeğinin altında işçiye ücret verilmesi için türlü baskılar yürüten aynı özal. İşçinin, dargelirli kesimden yüksek ücret alarak sosyal adaletsizliğe örnek verdiğini öne süren 12 Eylül yönetimi ile özdeşleşip aynı yörungede mantık sergileyen dünkü özal'la bugünkü özal değişik kişiler değil. İşçi, dar gelirli, küçük çiftçinin içinde bulunduğu zor koşulları dile getirdin mi, Özal'ımızda bir sinir, bir öfke. Diline pelesenk ettiği, "amigo" tanımıyla bu kesimleri savunanlara bütün konuşmalarında kara sürmeyi beceri sayan yine bizim demokrat özal'ımız. tş, seçime gelince kaynakamların kapısında, valiliklerde dizi dizi kabuller. Hangi köyün neye gereksinmesi varsa, kaymakamın, valinin yanından çıkanlara, ANAP adayının iktidar yandaşlarının "Oy verince hizmet kapıda" telkinleri ileyoğunlaşan bir çeşit baskı. Tekirdağ'dan, başka illerden getirilen dozerler, köylerin, kasabalann girişinde. 29 eylülde sandıktan çıkacak oya göre, her biri kontak açmaya hazır bekliyor. Bir belediyenin maddi gereksinmesi mi var, ANAP adayı Pehlivanoğlu'ndan Ankara'ya bir telefon, ertesi gün havale bankada. Sorarsanız, özal için ne devlet baskısı, ne vaatfuryası, ne de benzeri girişimler var. Çıktı mı kürsüye, yuvarlak şişman yüzünde beliren gülümsemeyi görenler, ceplerinde ANAP oylanyla sandığa koşacaklar sanki Böyle bir çizgi veriyor. "35 bin liraya nasıl geçineceğiz?"ya da "Orman köylerinin hali ne olacak?" misalli pankartları alaşağı ettirenler, Başbakan görüp sinirlenmesin diye parçalatanlar da ANAP önde gelenleri... Peki, ama yeraltında çalışan işçiye ubağtşlanan" günde 80 lira yeni zam, fıyatlar furyasında neye yanyor ki? Sor bu soruyu özal'a, terslesin. Disiplin getireceğim diyerek, hak aramak için ağzını açan işçiye, biryevmiye, iki yevmiye ceza kesen uygulamalar mı, elbette Başbakan hepsinden habersiz. Işsizleri partide listeye yaz, 29 eylülden sonra iş verileceğmi vaat ettir. ANAP'a kaydını yaptıran işçiye TKl'nin evlerinin dağıtımında ayncalık tanu Sonra, olumlu bir sonuç alınca "MiUetin büyük çoğunluğu ANAP iktidanna minnettardır" demeye kadar varan allı nutuklar at. Seçimi vatandaşın sağduyusundan kaynaklanan zaferle sonuçlandırdığı savını ele alıp, o ilden öteki ile kiralık uçaklarla, lüks otobüslerle dolaş dur. Muhalefet mi, toziu otobiislerde, parasızlıktan propaganda pankartlarını duvarlara yapıştıramama telaşında. Zonguldak'ta seçim nereye varacak? Bu görüntüler içinde, elbette kapalı kutu. Bir günlük gezilerle anketlerin verdiği sonuçlarla şimdiden bir sonuca bağlantı yapmak olanaksız. Olanaksız olan bir gerçek daha söz konusu: ANAP buyükleri bu seçim sonuçlannı 6 Kasıma, yerel seçime göre hesaplıyor. Yanılgı da burada başlıyor galiba. Geçmişte kalan o iki seçimdeki koşullarla, üç yıl sonrasının koşullan arasında büyük aynmlar gözden kaçınlıyor. Kime sorsan, "gayri memnun"... Ama bu sızlanışlardan sonra "hangi partiye oy verecejini" araştıran sorular, nedense y'anıtsız kalıyor. Bu nedenle oylar, değişik partilere dağılacak. ANAP dışındaki partilerin aldığı toplam oyiar ise gayri memnun kesimin bütününü simgeleyecek. Asıl önemli öğe de, bu toplamda, bu bütünleşmede yatacak. Erdal Inönü, sezmiş bu olguyu, gelişmeyl "SHPV ohın ya da olmayın, fakat ANAP'a oy vermeyin" diye bastırıyor konuşmalarında. lnönü için bu seçimde elbette SHP'nin oy alması önemli. Ne var ki, bu tutumla aradığı sonuç, ANAP'tan memnun olmayanların toplamım ortaya çıkarmak. Halk suskun, durgun gibi görünüyorsa, bunun asıl nedeni tepkisini göstermeye kararlı oluşundan. Olsa olsa bu tepkiyi hangi partiye göstereceğinin hesabı içinde. Bir de büyük kentlerin değişken doğası olmasa sonuçlar çok başka çıkabilir. Kısacası, bereketli sular üç yıl öncesinde olduğu gibi ANAP'a akmıyor. Ve akmamalı... Merzifon Askeri Havaalam'nda özal'ı sayısı bini aşan bir araç konvoyu karşıladı. Merzifon Havaalanı'nda, Amasya Emniyet Müdürü'nün direktifı üzerine araçların transit yol üzerinde diği daha Merzifon'da belliydi. konvoy oluşturmalanna izin veÇok sayıda arabamn oluşturduğu konvoyu herhalde kilometre rilmedi. Araçlar yol üzerindeki lerte ölçmek gerekti. Davullar ça cep ve sapaklara biriktiler. Böylece konvoyun düzenli bir biçimlıyor, mehter marşı eşliğinde tempo tutuluyor, kadınlar, kızlar, de ilerlemesine olanak kalmadı. çocuklar yol boyunca özal'ı alBu durum Demirel'in Samsun çıkışlıyor, Başbakanı keyfe getirikarmasından sonra, Havza'ya yor, Başbakan da onlara "Yaşa görkemli bir konvoyla girmek isytn, yaşayın" diye karşılıkta buteyen ANAP'lı bakan ve parti lunuyor. Başbakanın "Yasaytn" yöneticilerini çok kızdırdı. Genel diye bağırdığı kalabalıklann araSekreter Mustafa Taşar, seçim sından yükselen pankanlar, "Su otobüsünde milletvekillerine çıistiyoruz, su istiyoruz, su kışırken, otobüsten sürekli anons istlyoruz" isteklerini dile getiri yapan Devlet Bakanı Karaevli, yordu. Özellikle Merzifon ve yöyol üzerindeki polislere anonsla resinde su derdinin hangi boyut"Polis. arabalara iyi miisaade larda olduğunu vatandaşlar an etmemişsiniz" diye seslendi. Aralarında Giresun, Amasya, Samlata anlata bitiremiyorlar. sun ve Çorum plakalı araçların Samsun'daki mitingi böylesine bulunduğu ANAP konvoyu, sagörkemli kılan herhalde Demiat 13.30 sulannda Havza'ya girrel'in Samsun gezisi olsa gerek. Nitekim bav ANAP'lılar "Mil di. Havza ilçesini dolduran vatandaş grubunun ellerindeki letvekilleri Samsun'da birbirine pankartlardan dikkati çekenler, diiştü. Burada tesküat da çok "tlk Adım Yapı Kooperaüfî himbozuk. Daha şimdiden 1988 semetlerinizi bekliyorUr", "Bizim çim hesaplan ve bununla bağde elimizden tutun", "564 sanatlantılı olarak sürtüşmeler kâr sanayi sitesi için olurunuzu başladı" diyor. Gariptir, Demibekliyor" biçiminde oldu. rel'in gezisi ANAP örgütü içinde belki de beklenmeyen bir soToplu Allahü ekber sesleri ile nuç yarattı. Demirel'le sarsılan Samsun, çatlayan Samsun, gali kesilen kurbanlardan sonra Başbakan Özal, "Dünyada itibarın, ba özal'la kendine gelir gibi olTürkiye'de istikrann sembolü" du. Demirel'in yarattığı hava, biçiminde bir tanıtımla konuşANAP örgütünde önce bir şaşmasına başladı. özal, coşkulu kınlık yarattL Sonra da kısa sükalabalığa karşı konuşurken kere içinde "Biz de Demirel gibi bir yifli göründü. Sık sık 1980 önkarşüama düzenleyelim" görüşü cesi dönemden örnekler verdi. ağır bastı. İşte dünkü hava bu Türkiye'de 1980 öncesinde degörüşün ürünü. Kentlere girişte yer gök tekbir sesleriyle inledi, AUahü ekber" nidaları arasında kurbanlar kesildi, mikrofondan bu sesler tüm ilçelere yayıldı. Insanlar hep aynı şeyin hesabını yaptılar: "Ûç gün önce Demirel geldi, önceki gün lnönü geldi, dün de HAKKl ERDEM özaL. Hepsmde de katiian tam, ZONGULDAK(ULUS) törenler yerinde, hava muntaSHP Genel Başkanı Erdal tnözam, pekifark nerede? Eskinin nü, Başbakan Turgut Özal'ı ikidevamındaki hava bize yann için yüzlülükle suçladı. lnönü Özal'ne kazandınr? Muhalefete oy ın önce her tarafı bağladığını, vermek bize ne sağlar? Ara sesonra da "Haydi çıkın hakkınıçimdir, Özal'a vereüm düşüncezı arayın" dediğini belirtti. lnösi bizi iki yıl daha rahat ettirir nü, siyasal yasaklarla ilgüi durumi?" mu da "Toplum actsından onur Dün mitingde gördüğümüz inkına" olarak niteledi. înönü, sanlann hemen hemen tümü, Zonguldak'ın seçim bölgesindepartili militanlar hariç, hep aynı ki köy ve ilçelerinde yaptığı kohesabın içinde. Çünkü kalabalınuşmalarda oylann SHP'de topğa bakınca üç ayrı partinin dülanmasını istedi. zenlediği son üç miting de, birbirinden etkileyici, birbirinden Bafra mitinginden sonra gecegörkemli. O zaman seçmen nayi Kastamonu'da geçiren SHP lisü davranacak? Günlük yaşaderi lnönü, yol boyunca yurttaşmından hareket edip pratik bir lar tarafından sık sık durdurulyaklaşıma mı girecek, yoksa duğu için Kastamonu'ya ancak "ciddi siyasal hesaplar" yaparak geceyansından sonra ulaşabildi. ülke politikasına yön vermeyimi Seçim bölgesinde olmamasına yeğleyecek? karşın birçok yerleşim biriminde Sonuç mu? İşte karşımzda gecenin geç saatlerine kadar bek"sisler buharu" Samsun'u yoğun lendiği gözlenen Erdal lnönü, bir siyasal sis kaplamış. Görüş "Erdal'a oy verin, Özal'ı mesafesi oldukça kısa. Güneşin koyverin" sloganı ile karşılaştı. ışıklan sislerin arasından bir göBazı yurttaşlar lnönü ve geziyi rünüyor, bir parti için, bir kaybirlikte sürdürdüğü SHP eski boluyor aynı parti için. Genel Başkanı Aydın Güven "Sisler bulvannda " üç parti at Gürkan'a sevgi gösterilerinde bukoşturuyor. lunurken, DSP ile aynhk konusuna değinerek, "Bu iki kahraman bizi birleştirecek" diye konuştular. Dün sabah Kastamonu'dan Zonguldak'ın ilçe ve köylerine geçen İnönü ve Gürkan, seçim otobüsünde gazetecilerin çeşitli sorulannı yanıtlarken, Başbakan özal'ın bütün halk kesimlerinden korkusu olduğunu bildirerek, oynak merkez teorisi konusunda "Sayın Özal küçük ANKARA, (Comhuriyet Bübir çevre içinde oynuyor" dedi. rosn) Yenimahalle, Şentepede çeşitli partilerden aynlan 262 Seçim için iktidar tarafından kişi DYP'ye katıldı. her türlü vaat ve baskının yapılKatılmalar nedeniyle düzenle dığını belirten tnönü, "Bir süre nen kahve toplantısında, DYP sonra herşey, bütün vaatler unuAnkara tl Başkanı Muzaffer tulacak, ama bir aylık gösterişle Dursun Yangm, "Bir depremden üç yıllık sıkıntı unutulmaz. Vasonra çadıriara çıkan insanJa tandaş bunlan dikkate alacak" nn betonarme evlerine döndük dedi. lerini" bildirdi. Yangın, BaşbaDevletin tüm olanaklannın sekan Turgut Özal'ın emanetçi çim yerlerinde toplandığmı, öteki sözünü de yamtlayarak, ken yörelerdeki hizmetlerin gözardı dilerinin asıl, emanetçinin ise edildiğini anlatan ve bütün amaözal ve iktidan olduğunu söylecın vatandaşı kandırmak, oy aldi. Yangın, emanetin kendilerine mak oldujunu kaydeden lnönü, geri verilmesini istedi. Ankara ll şunlan söyledi: Başkanı, iktidann işinin 28 eylül"Özal herkese her türlü vaadi de biteceğini, çünkü o gün Anyapıyor. Gend seçim havası olkara'da DYP'nin zafer bayrağıduğu halde Özal'ın sozünü ettinın dalgalanacağını bildirerek, ği sorunlar ülke çapında sorun"Size il başkanı olarak vaat edilar değil. Sadece herkese bekleyorum, 29 eyiiil günü Ankara diği bir şeyler vaat ediyor. Oy veda bayram yapacagız" dedi. rin, ise alalıra, yol getireHm, hat SAMSUN, (Cumhuriyet) Başbakan Turgut Özal, Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov'un iki ülke arasında diyaloğun başlatüması yotundaki açıklaması üzerine, "Bu, Türkiye'nin gücünü gösterir" dedi. özal konuya ilişkin bir soru üzerine, resmi Türk tezini yineleyerek, "Eğer azınlıklar sorunu konuşulmayacaksa, 'bu konu bizim iç meseiemizdir' derierse masaya oturmanın ne anlamı var?' diye konuştu. özal bu konudaki kesin değerlendirmenin, Jivkov'un konuşmasının tam metninin kendilerine ulaşmasından sonra yapılacağını belirtti. Başbakan, dünkü seçim konuşmalarında da, "Radyodan, televizyondan duydunuz. Bulgar yola geliyor. Nede«? Bulgar, Türkiye'den korkuyor" dedi. Başbakan, "Güçlenen Türkiye karşısında Yunan muhalefet lideri MitsoUkis'in açıklamalanna göre Papandreu da bizimle görüşmeye hazır," dedi. Ozal: Jivkovla, azınlıklar ele ahnmazsa konuşmam m • lnönü: Özal iki yüzlüdavranıyor etmiyorsunuz' diyor. Tam bir ikiyüzlülüktür bu. Özal'ın bütün halk kesimlerinden korkusu var. Seçimi yitireceğini göriiyor" Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'in seçimlerden sonra devalüasyon olmayacağına ilişkin sözlerinin bunun tersinin çıkacağmı gösterdiğini belirten İnönü, "Ama Sayın Erdem ve Sayın Özal'ın değişik yöntemleri var. Bir defada yapmayıp birkaç aya yayıyoriar. Sonra da devalüasyon yapmadık, kendiliğinden bu hale geldi diyorlar. Bekienen şey yeni bir ekonomik önlemler paketi, yani bir zam dalgası, yeniden İMF ile konuşulması" biçiminde sözlerini sürdürdü. lnönü, siyasal yasaklann toplum için onur kıncı bir durum olduğunu belirtirken de şöyle dedi: "Bugünkü durum onur kıncı. Çünkü Türkiye demokrasisi böyle bir göriinüme layık değil. Yasaklar sürüyor. Liderler konuşuyor. Onun için hemen düzeltilmesi gerekir. Bir anlamda yasal çerçeve dışında cereyan ediyor. Bir de her şeyi yasal çerçevede yapacağız diyoruz. Yanlış anlaşılmasın, amacım kimseyi ihbar etraek değil, fiilen olan dunımun yasalarla da düzeltilmesi gerekir. Yasaklann anlamı kalmadı. Demokratik açıdan da kabul edilebilir değU" Bülent Ecevit'in, SHP'nin muvazaa partisi olduğu yolundaki sözlerine yanıt vermeyen lnönü, yalnızca, "SHP muvazaa partisi değil. DSP ile ve Sayın Ecevit'le bir tartişmava girmeyecegim" demekle yetindi. İnonu, Başbakan özal'ın merkezin neresinde olduğuna ilişkin bir soru üzerine, "Sayın Özal başından beri küçük bir çevre içinde oynuyor. Kendisini iktidara getiren iş çevreleri bunlar. Orada olmasına rağmen sözleriyle daha geniş çevreye hitap etmeye cahsıyor ama, hep çoğu bize, azı size felsefesi ile...Bu davranışı ikiyüzlülüktür. Ben kişisel hücum etmektense yanıtı seçmenlerin vermesini bekliyorum" diye konuştu. SHP lideri Inönü'nün bulunduğu seçim otobüsü Kastamonu'nun Araç ilçesi yakınlannda yurttaşlarca durdurulduğunda bir vatandaş küçük yaşlardaki çocuğunu getirerek, "Ecevit öp Inönü'nün elini" sözleriyle SHP liderinin elini öptürdü. Inönü'nün elini öpen küçük çocuğun adının "Eceviı" olduğu belirtildi. Ancak SHP'liler bunun yaygın bir espri konusu yapılmasından rahatsızhk duydular. SHP Genel Başkanı lnönü, Zonguldak'ın seçim bölgesindeki köy ve ilçelerinde yaptığı konuşmalarda oylann SHP'de toplanmasını istedi. lnönü, işçilerin yoğun olduğu Zonguldak'ta genellikle işçi sorunları üzerinde dururken SHP adayı Muzaffer Saraç'ın bir sendikacı olduğunu belirterek, işçilerin ve yöre halkının sorunlannı yakından bildiğini söyledi. SHP Genel Başkanı lnönü, beraberinde Aydın Güven Gürkan ve Zonguldak adayı Muzaffer Saraç'la birlikte seçim bölgesindeki gezisini dün de sürdürdü. Ovacuma'da orman işçilerinin sorunlan kendisine iletilen lnönü, "Zonguldakldar sıkıntı içerisindesiniz, köy köy sorunlarınızı biliyonım. Onun için sizlerden Muzaffer Saraç'a oy istiyorum" dedi. Bunun, iktidann köylüyü düşünmediğinin, holdinglere önem verdiğinin gerçek bir simgesi olduğunu kaydeden lnönü, seçim sonuçlannın iktidar değışikliğine yol açmayacağını belirtti ve "Ama sonuçlara göre iktidann süngüsü düşer. ANAP milletvekilliklerinin çoğunu alamazsa, iki yıl zor dayanır" dedi. İnönü, "Özal, güzel laflar söylüyor, ama laf kann doyurmuyor. Üç sene önce herkesi inandınp oy aldı. O zamanlar bizlere bu imkânlar tanınmamıştı. Yine de kısır bir şekilde tanınan imkânlarla sizlere soruyoruz: Bizi mi istiyorsunuz, onlan mı?"diye konuştu. Zonguldak'ta PTT ve Karayollarının tam faaliyet gösterdiğini belirtti ve "Ama bunlar seçim için iyi yapılıyor. Bunlara kanmayın, seçim sonrası yine hatınnızı sormayacaklar" dedi. Milletvekili adayı MuzaffeT Saraç, konuşmasında işkence olaylanna değinirken, Tayip köyünden Mumin Ünlü adh T1R şoförünün trafık polisleriyle tartışması üzerine götürüldüğü karakolda işkence ile öldürüldüğünü, sonra üzerinden T1R geçirilerek kaza süsü verildiğini söyledi. tnönü ve beraberindekiler 'daha sonra Mümin Ünlü'nün köyüne giderek yakınlanyla görüştüler. lnönü, olaya sahip çıktıklannı, işkencecilerin peşini bırakmayacaklannı söyledi. Gece Ankara'ya dönen lnönü, bugün Niğde'ye gidecek. DYP: 28 eylülde bayram yupacağız ÜZÜMÎKRAMETTİ Safranbolu'nun Honan koyunde bir partilinin evinde ayran içen lnönü, Yazıköyü 'nde 1946 yılında babası ile birlikte geldiği Karabük DemirÇelik Fabrikası'nda kendisineyemek hazırlayan 88 yaşındaki Mehmet Göktaş ile sohbet etti. tnönü, Göktas'a "Sen banayemek vermiştin" diyerek üzüm ikram etti. ta takımınızı bile üst lige çıkaralım diyor. Bir başbakanın seçim kampanyasındaki tavn böyle olmamalı. Üç yıllık icraatını biraz anlatması gerekir. Bazı yerierde vaatlerin baskıya dönüştürüldüğünü göruyoruz. Muhtarlar çağnlıp A.NAP'a oy vermezseniz hizmet gelmez denildiğini öğreniyoruz" lnönü bir gazetecinin "Acaba genç kızlara koca bulma vaadi de var mı?" biçimindeki esprili sorusuna, "Petek otobüsünün civannda olmadım. Herhalde orada olsam daha çok çeşitli vaatler duyardım" karşılığmı verdi. SHP Genel Başkanı, Başbakan Özal'ın Karabük'teki konuşmasında ücretlerinden yakınan işçilere "Sendikaıuz aracılığı ile pazarhk yapın" demesine dikkat çekerek şöyle konuştu: "Özal'ın politikasındaki büyük yanlış ve hatalar kendi itirafları ile açıga çıkıyor. tşçilerin hakkını alabilmesi için sendikalann rahat çalışabilmesi gerekir. Toplu sozlcşmelerde Kamu Koordinasyon Kurulu ya da Kamu İşverenleri Sendikası'nın devlet gucüyle işçinin karşısına dikilmemesi gerekir. Sayın Özal'ın her zamanki kandırmacalarından birini göruyoruz. Önce her tarafı bağlıyor, sonra da 'haydi çıkın ortaya hakkınızı arayın' diyor. Tıpkı yeniden dinlediğimiz siyasal liderlere yaptığı gibi. Hem siyasi yasaklan kaldırmıyor, bem de 'Başkalannı kullanıyorsunuz. Niçin doğru dürüst mücadele