01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kendi eseri olduğu için özgurlüğünü korumuş mu sayılacaktır?" (Spencer, 1884). "Fransa artık bir plebisiter monarşi olduğuna göre, son çare bir kez daha plebisite başvurmaktır" (Dail> News, 1870). Bu kullanımlara konu olan 19. yüzyıl Fransa'sında durum şudur: Kasım 1799 devlet darbesinden (18 Brumaire) sonra I. Napolyon'a imparatorluk ve konsullük yetkilerinın verilmesi plebisitle olmuştur. Yeğen III. Napolyon da plebisiti sık kullanmıştır: 1848'de kendini 11. Cumhuriyet'in başkanı seçtirirken, bu cumhuriyete son veren aralık 1851 devlet darbesini ertesi yıl onaylatır ve kendine imparatorluk tacı giydirirken, 1870'te "imparatorluğun liberalizasyonu"nu onaylatırken. Plebisit, 20. yüzyıl Fransası'nda gözden düştu. Nitekim, son Fransız anayasasında geçen sözcük (ve yer alan farklı kurum), yanbaşkanlık sistemi getiren bir De Gaulle anayasası olmasına karşın, "Les Referendums" (referandumlar) dır. 20. yüzyılın en ünlü plebisitleri ise Hitler Almanyası'nda gerçekleştirildi. Hitler, bir dizi keyfi eylemleri ve oldubittileri için halkın ex post facto onayını almak amacıyla yine plebisitleri kullandı: Kasım 1933'te Milletler Cemiyeti'nden ve Silahsızlanma Konferansı'ndan çıkışını plebisiıle onaylattı. Ağustos 1934'te, Hindenburg'un ölumü uzerine, Devlet Başkanlığı ve Şansölyelik yetkilerinin Führer'de birleştirilmesini plebisitle onaylattı. Napolyon örneğindeki gibi, bu oylamalarda da kişinin statüsu ile devlet rejimine ilişkin düzenlemeler içiçeydi. Her ikisi de % 90'ın ustünde olan bu halk oylamaları sayesindedir ki Naziler, Hitler'in iictidarının ve rejimlerinin bir devlet darbesi sonucu oimadığını, halkoyu sonucu ve meşru olduğunu iddia edebildiler. Dört yıl sonra Avusturya'nın Almanya'ya ilhakmı, Almanlar ve Avusturyalılar yine plebisitlerle onayladılar. Yakın siyasi tarihte plebisitin başka kullanımları da olmamış değildir. Örneğin İtalyan birliğinin kuruluşunda çeşitii dükalıklar Sardinya Krallığı ile bırleşirken, 1860'ta iki Sicilyalar birleşirken, 19O5'te Norveç ve Isveç ayrılırken, I. Dünya Savaşı'ndan sonra bağımlılıktan kurtulan ama bağımsız devlet de kuramayan küçük siyasal topluluklar geleceklerini belirlerlerken. Siyasal bağımsızlık ve egemenliklerini kendi iradeleriyle tamamlama gucüne sahip olmayan, yine de NVilson'un "selfdeterminasyon" ilkesine göre hıç değilse bağlanacaklan yeni devleti plebisitle kendileri seçen bu küçük toplumların örnekleri arasında Schleswig, Allenstein, Klagenfurt var. Güney Silezya'daki plebisitin sonucunu ise buyük devletler onaylamadılar ve sorun, Almanya ile Polonya arasında hakemlik yoluyla çözuldü. SONUÇ Tarihteki örnekler bize referandum ve plebisit hakkında genelleme, hatta tanım yapma olanağı sağlıyor. Tarih, bu çok önemli iki kavramın/kurumun içini apayrı dolduruyor. Plebisit, egemen olmayan siyasal topluluklann, dışsal bir iradenin harekete geçirmesi üzerine tercih belirtmesi için kullanılan, ama daha önemlisi sezarist, diktatoryal ve antidemokratik yonetimlerin darbelerine, oldubittilerine, karar ve eylemlerine yapay bir meşruiyet kazandırmak için başvurulan bir halk oylaması türüdür. Demokratik anayasalar ve rejimler kurduğu da görulmemiştir. Referandum, halkın temsili demokrasiyı de aşarak, yasama faaliyetlerine bizzat ve bilfiil katılmasıdır. Asıl kurucu güç ve gerçek meşruiyetin kaynağı olarak, kendi yasama meclisinin işlevini bir kez daha denetlemesidir. Asıl halk oylaması da budur. 18 ŞUBAT 1986 İki Tür Halk Oylanıası: Refierandum ve Plebisit başka yasalara ilişkin halk inisiyatiflerinde 50.000'dir.) 2 Olagandışı yasama (Kıırucu Medis) + referandum: tkinci Dunya Savaşı sonrasının yeni anayasalannı yapan kurucu meclislerin hepsi genel oyla seçilmiş Referandumda halk etkin öznedir; karar alma sürecinin başında vardır siyasal parti temsilcılerinden (partilerine oy ve yön vererek ya da halk inisiyatifınde tasarı metnini bizzaî oluşmuş geçici parlamentolardır: 1946 Fransa, 1947 Italya, 1949 hazırlayarak), ortasında vardır (partisinin milletvekillerine görüşme ve Almanya, 1958 Fransa. Son îsuzlaşma yetkisi vererek), sonunda vardır (sonuç belgesini onaylayarak). panya, Portekiz, Yunanistan Egemenliğin sahibi olarak, tüm görüşler ifade edildikten sonra oluşan anayasalan da siyasal partilerden nihai kararın en yüksek, demokratik meşruiyet kaynağıdır. Plebisitte halk oluşan kurucu meclislerce yapılmıştır. Avrupa faşizmi taıumış, edilgen nesnedir; sürecin yalnızca sonunda vardır. dersini almıştır. 3 Anayasa yapılmasında/ değiştirilmesinde tek başına plebive uzlaşma yetkisi vererek), so Curahuriyet) aynntılı yazmış olTürkiye'de siyasal rejim ve sitin kullanılması, yani seçilmiş nunda vardır (sonuç belgesini duğum için burada çok kısa bir anayasa sorunları tartışılırken, meclislerin atlanarak. temsüci olhalk oylaması türleri olan refeonaylayarak). Egemenliğin sahi özetle yetineceğim. mayan kurullara hazırlatılan belrandum ve plebisit arasındaki aybi olarak, tüm görüşler ifade gelerin halka onaylatılması, refeAa Olağan yasama + refenm üzerinde yeterince durulmaedildikten sonra oluşan nihai ka randum: Tasarı, partiler parlarandum değildir. Bu iki terim dığını düşünüyorum. Oysa, bu rarın en yüksek, demokratik eşanlamh, bu iki kurum eşdeğerli mentosunda özel çoğunlukla beiki yöntem/kavram arasında dedeğildir. meşruiyet kaynağıdır. Plebisitte nimsenir, sonra referanduma girin tarihsel ve hukuksal zıthklar halk edilgen nesnedir, surecin dilır (Isviçre, Weimar, AvusturalPLEBÎSİT var. yalnızca sonunda vardır. Tek se ya, Yeni Zelanda, ABD'nin kimi Referandum, kararların ve yaçeneği evetleme/hayırlama du federe devletleri). Plebisit (plebiscitum) sözcüğüsalann mutiaka yasama meclisnün eski Roma'daki anlamı her rumunda bırakıldığı ve egemen lb Olağan yasama + referanlerince ya da halk inisyatiflerinne kadar "comitia tributa'da topgibi davranamamış olduğu içince halk oyuna sunulmasıdır. Relanan pleplerin yaptığı kanun" dir ki, kendisine çoğunlukla dum: Tasarı, partiler parlamenferandumu talep eden, halkın ıse de, bu siyasal karar alma kuolaydan sonra (ex post facto) ve tosunda basit çoğunlukla benimkendisi (seçmenler, yurttaşlar) ya rumunun daha Roma'dan başlausulen onaylatılan kararın ve ey senir ve hemen genel seçime gidilir. Yeni parlamentoya halktan da yine onun özgür, genel oyuyyarak tarih içinde kazandığı içelemin meşruiyeti de yapaydır. bu değişiklikler için vekalet alala seçilmiş temsilcileri, partili riğin, hatta tanımın, hiç de derak dönecek milletvekilleri, özel REFERANDUM milletvekilleridir. Referanduma mokratik tonlar taşımadığı bir çoğunlukla tasarıyı yasalaştırırsunulan şey, halkın kendi hazırgercektir. Siyasal topluluklarda yasama lar. Bir başka deyişle, siyasal parladığı bir tasarı ya da değişiklik Örneğin Oxford Sözlüğü'nde işlevi yerine getirilirken, temsili tilerin katıldığı genel seçim, reönergesı ya da yine onun seçtiği örneklenen kimi kullanımlar demokrasinin ayırt ediçi özelliği ferandum niteliği taşır. (Belçika, yasama meclisinin demokratik şöyle: seçim ve seçim dönemi suresin Hollanda, Danimarka, Isveç, görüşme sonucu üzerinde uzlaş"Sezar ve Oktavyus'un başlatce vekalettir. Temsili demokrasi Norveç). tığı bir belgedir. tığı bu plebisit kisvesi altında, den katılımcı demokrasiye uzaimparatorlar tiranca güçler iddia nan yol üzerinde, halkın kendi Plebisit, kararlann ve yasalalc Olağan yasama + referanediyorlar" (Smith, 1577). oyu ile seçtiği yasama meclisi dum: Tasarı, "Kongre" olarak rın genellikle kişisel iktidarlarca üyeleri üzerinde seçim süresi için çalışacak yasama meclislerinin ya da fiili yönetimlerce halk oyu"Eğer Louis Napolyon lmpade de denetimini aktif olarak 3/5 çoğunluğuyla kesinleşir, rena sunulmasıdır Plebisiti >aptıratorluğun liberalleşmesine düsürdürmesinin ve yasama faali feranduma sunulmaz. Ya da milran, kişiler ya da seçimle gelmerust bir şans tanımak istiyorsa yetine doğrudan katılmasının letvekillerince veya başbakanın miş atanmış kurullardır. Plebisitc "halka gitmelidir"; ama köhneana mekanızmalarının başında önerisi üzerine Cumhurbaşkasunulan şey, halkın katılımı olmiş ve iflas etmiş plebisit yöntereferandum gelir. (Öteki başlıca nı'nca parlamentoya getirilecek maksızın önceden belirlenmiş bir mini kullanarak değil, kamusal kurumlar olan "halk inisiyatifi" tasan her iki meclisten de aynen metin ya da yapılmış bir iştir. özgürlük içinde yapılacak bir ve "görevden alma" bir başka ya geçerse referanduma sunulur genel seçimle" (Pall Mall, 1859). Referandumda halk etken özzının konusudur.) (1958 Fransa Md. 89). Tasarı yanedir; karar alma sürecinin ba"Louis Napolyon "plebisit" şında vardır (partilerine oy ve dediği şeyle ulusu bir gecede Demokrasüerde anayasaların sama organında yasalaştıktan yön vererek ya da halk inisiyatiboğmayı iyi biliyordu" (Kinglayapılması ve değiştirilmesinde sonra bile Bölge Konseyleri'nden fınde tasarı metnini bizzat hazırke, 1863). kunıcu meclisleri, demokratik ve 5'i ya da 500.000 seçmen talep layarak), ortasında vardır (parti"Halk plebisitle başına bir plebisiter örnekleri daha önce bu ederse referanduma sunulur sinin milletvekillerine görüşme despot getirirse, bu despotizm sayfada (28 ve 29 Mayıs 1982, (1947 Italya Md. 138). (Bu sayı, PENCERE Şok Ustüne Şok?.. Şok sözcüğü dilımize dolandı, günluk yaşamda kullanıyoruz; son günlerde ekonomi yazılarında sıkça geciyor: 1973 petrol şoku!.. Şok dedikieri ne? 1973'te ham petrolün bir varili ortalama 2 doları aşkın fiyatla satılırken, birden 10 doların ustüne fırladı. Ama durup dururken mi pahalandı petrol? Serbest pıyasa (liberal ekonomi) koşulları mı ışledi? Dünya kapitalizmi bunalım dönencelerinden birine daha girmiş, sıkışmıştı. Amerika, o sıra petrol üretiminde dünyada birinci sırada geliyordu. Üçüncü dördüncü sıraları tutan Suudi Arabistan ve iran ile Amerikan petrol kumpanyaları arasında el altından bir uzlaşma tezgâhlandı Amaç: Batı Avrupa ve Japonya'yı vurmak!.. Çünkü Amerikan kapitalizmi, ortaklarının omuzlarına basarak ekonomik bunalımım aşacaktı. Petrol ürete' islam ülkeleri ıse zaten fiyat artışına hazırdılar. Batı gazeteleri mar şetleri patlattılar: Petrol şoku!.. Kimin için? Amerika için değil, islam ülkeleri için değil, Batı Avrupa ve Japonlar için şok. Bize gelince, hem sanayileşme devriminden uzağız, hem petrol kaynaklanmız yetersiz. Türkiye'de iki katlı şok gündeme girmişti. • Kapitalizmin her bunalım dönencesinde sistem orasından burasından çatlar. Petrol fiyatlan 1973'te patladı; birkaç yıl içinde İran Şahı'nın yıllık petrol geliri 22 mılyar dolara fırlamıştı. Basra Körfezi'ndekı Amerikan jandarmasının bir soluk alması gerekmez miydi? Hayır!.. Göz kamastırıcı dolar zenginliğı, İran'da devrim patlamasını pompaladı. Çünkü bu zenginlik, halkla paylaşılmıyordu. 1979'da Tahran Sarayı yıkıldı... VB 2'nci şok!.. Kimin için şok? Şahlık rejimine bel bağlayan emperyalizm için şok!.. Dünyanın en zengin petrol kaynaklarından bırinde, siyasal iktidar Amerikan jandarmasının elinden alınmıştı Bu kez petrol fiyatları 30 dolara doğru tırmanıyor; ne yazık kı geri düzenlerde yaşayan İslam ülkeleri bu tarihsel fırsatı değerlendiremiyorlardı. Petrodolarlar tüketirrte, saltanata, Batılı kumpanyaların ortaklıklarına. bankalarına yatınlıyordu. Ortadoğu, kan ve ateşe boğuldu. Türkiye ise iki ateş arasında kalmıştı: Ne petrolü vardı, ne endüstri devrimini gerçekleştırmışti Batılı sanayiciler, pahalı petrolün maliyetini mallarına yansıtıyorlardı. iki yanlı somürülüyorduk, hem ithal petrole, hem ithal makıneye daha fazla odemeye başlamıstık. Enerji sıyasetinden tüketım polıtıkasına değın dısa bağımlı çarpık ekonomik düzen büsbütün çıkmaza gırınce ortalık alt üst o)du; anarşi, terör, derken parlamentoculuğa paydos borusuyla baskı rejimi gündeme girdi; bunalımın faturası halka ödetılecekti. Vardık 1986 yılına.. Petrol fiyatlan düştü. ve 3'üncü şok!.. Diyorlar ki: Petrol üreten ülkeler, döviz zenginlikleriyle dünya piyasasına alıcı olarak girmişlerdi. Türkiye, dışsatımının yarısını bu ülkelere pazarlıyordu Şimdi petrol geliri azalan islam ülkeleri kemer sıkmaya başlarsa, halımiz nice olur? Birinci şok, ikincı şok, üçüncü şok, derken Türkiye, kendi dışındaki odaklara bağımlı bir siyasal çalkantı içinde şaşkınlaşmış, benliğini yitirmiş gibidir. * Türkiye, 12 Mart'tan sonra demokrasiye doğru açılırken, 1973'te petrol şokunu yaşayacağını bilmiyordu. 1979'da iran Devrimi'ni kım hesaplayabildi? 1980in başında 24 Ocak Kararları'm alanlar, 12 Eylül'ün kökenindekı nedenleri yeterince düşünmüşler midir? Bugün de dünyadakı gelişmeleri yakından izleyebildiğimizi sanmıyorum Üstelık oylesıne zayıf, çarpık, hasta bir ekonomik düzen yaratıkjı ki, dışardan esecek her rüzgârda neler olabileceğinı kimse şimdiden kestiremez. Bugün Türkiye'de göz kamastırıcı zenginlikler türedi; ama sosyal adalet dengeleri çok bozuldu. Yinelemek gerekiyor: İran Şahı'nı yıkan yoksulluk değil, zengınliktir; sosyal adalete dayanmayan zenginlik... TAHA PARLA HESAPLAŞMA BURHA1N ARPAD Boğaz Vapurları OKURLARDAN Ankara telefon işleri düzelmez mi? Denizyolları Şehır Hatlan İşletmesi'nin kömürle çalışan son dört vapuru çürüğe çıkarılıyor. Boğaz'da denizyolu taşımacılığı öncülüğünü başarıyla gerçekleştirmiş olan Şirketi Hayriye vapurları, 1944'te çıkarılan yasayla Denizyollan'na verilmişti. O güne değin Boğaziçi deniz ulaşımını ve Anadolu yakasıyla Adalar işletmeciliğini ayrı ayrı yürüten Şirketi Hayriye ve Seyri Sefain (Önceleri İdarei Mahsuse, sonraları AKAY) tek işletme olarak birleştirilmişti. Gunümüzde pek çok özelliği hoyratça yok edilmiş olan güzel Boğaziçi bütünlüğünün ayrılmaz parçalarından olan küçük ve şirln vapurlar, belki birsure daha belleklerde yaşayacaktır. (Arkası 8. Sayfada) '10 Ocak 1986 günü, yeni abonman ucreti 12.500 liraya çıkanldu 15 Ocak 1986 gününe kadar öde!' talimatını aldık. Tüm PTT merkezlerinde millet sırada. PTT müdürlerine 'servisinize takviye verin de borçlanmızı ödeyelim' diye vatandaş rica Ustüne rica.. 'Efendim, kaç gün geçti, zamamnda yatırsaydınız' demezler mi? Sanki vatandaşa hiztnet kuruluşu değil de vatandaşt ezen, yokuşa süren ve zamamnda yatırmadın diye biner lira para cezası almak için uğraşan bir yönetim. Olmaz bu! Olmamalı. Bu konu elektrik için de, havagazı için de, sular idaresi için de aynen böyle.. PTT merkezlerinden ve hizmetlerinden bu kadar şikâyet basında ve kamuoyunda yer aldığı hatde, şişik faturalardan tüm aboneler şikâyeıe giderken, en yetkili ilgili büyüklerimiz niçin bu zulme son verilmesi için önlem alınması talimatını vermiyorlar. Ocak ayında Yenişehir (Ankara) yöresindeki tüm PTT merkezlerini dolaştım ve telefon parasını kalabahktan ödeyemedim. Müdürler, diğer servis görevlileri bu izdihama koltuklarından kalkıp merak saiki ile bile bakmadılar. S. tVRİKDİLlOĞLU ANKARA köşenizde yayımlanan '•'Bir işçi emekli maaşım bekliyor" başlıklı yazı incelenmişrir. Yazıya konu, tbrahim Koca 'nın Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi hizmetinin, SSK tstanbul thtiyarlık Sigorta Müdurlüğünün 9.12.1985 tarih ve 498130 sayılı yazısı ile T.C. Emekli Sandığı Genel Mudürlüğüne gönderildiği anlaşılmıştır. Bilgilerinizi rica ederim. İSMA/L AŞÇIOĞLU • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Basın Müşaviri Bakanlığın bir okura yanıtı Gazetenizin 3.12.1985 tarihli nüshasının 2. sayfasındaki •Bilgjyazarlarda ... •Portatif Bilgisayarlarda ... •Likit Kristal Göstergelerde (LCD)... •Mni Yazıcı Mekanizmalannda *... Yann, Sheraton Oteli'nde, Bükoma Fuan'nda 232 numaralı stand'ta. şimdî'de PC de! 7030H. EPSON P C ı ? ;ı ı I t ( f (*)(Ömeğın. Yazarkasalann çoğu sııe EPSON'un vazdığı fışJen ven>or.) MERKEZ Rıtrtım Caddesi Tahir Han No 201 Karaköy/lstanbul Tel 143 53 52 143 32 63 149 97 72 149 97 73 Tlx: 25404 ıbec tr 22696 mkmk tr IÇ ANADOLU BÖLGE MÜDÖRLÜĞÜ: Atatürk Bulvarı No 233/10 Kavaklıdere/Ankara Tei: 27 01 97 26 25 29
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear