Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
:R CUMHURÎYET/7 Adancfda işsizler kuyruğu ADANA (Cumhuriyet Güney tüeri Bürosu) Milli Eğilim Gençlik ve Spor Müdürluğü 'nce, "çeşitli bof kadrolan doldurmak" amacıyla açılan, 33 kişinin alınacağı sınava bugüne kadar 2000 kişi başvurdu. Valilikten alınan bilgi, bu şayınm 4000'e çıkacağı yolunda. Tarihinin daha sonra belirleneceğı smavda, "20 hizmetii, 8 daktilocu, 4 memur, 1 kaloriferd" toplam 33 kişi alınacak. Çoğu Adana dışından gelen, yaşlan 20 ile 25 arasında değişen gençler, ortaokul ve lise mezunu. Aralarında az da olsa üniversite çıkışlı olanlar var. Bu gençlerin hemen hepsi işsit. Sınav basvurulannm yapıldığı tnkılap Ilkokulu önünde kuyrukta bir arabamn üstünde form doldururken konuştuğumuz genç insanlarm kimi 4 kişilik ailesine bakmak, kimi evlenebilmek, kimi salt kannlarını doyurabilmek için aynlmışlar Kahramanmaraş 'tan, Düziçi'nden... e kuçuk kurultaya doğru DUYDUK / GÖRDİJK YALÇIN PEKŞEN Operamız üzerine (II) kadar çok kıymetli görevler ifa ler Kültür ve Dış Işleh arşivlerinde mevcuttur. Bütün bu faa ettiniz. Ama artık yaşlandınız. Bundan sonra sizden yararlaliyetlerimi, çok hürmet ettiğim namayacağız." Ve siz bu geBaşyazannız Sayın Nadir Nadi Beyefendinin bey makalesin rekçeyie emekli oluyorsunuz... Ardından ne oluyor? Aynı de dile getirmiş olmasının gururunu yaşanm. Sıhhat derece devlet baba birdenbire sizin kıymetinizi anlıyor. 70 yaşında sinin ne denli doğruluğunu bilsizi profesörtüge getiriyor ki, rpeden beni bu derece basite durumunuz yasal değil. Çünirca etmeniz bende büyük bir kü profesör olabilmeniz için hüsran yarattı. Demek bu Yükseköğretım Yasası'na gömemlekette geçmiş hizmeUer re 15 yıl üst üste bir yükseköğunutulmaya mahkummuş. Sanat ve idarecilik hayatım süre retim kurumunda ders vermiş olmanız gerekiyor. Oysa siz sinde Turgut Özal Başbakan değil, Elektrik Idaresi'nde sıra yüksek okulu (fark derslerini vererek) bitıreli daha 15 yıl oldan bir mühendisti. Semra mamış. Yani siz oğretmen olaÖzal ve Turgut özal'ın benim rak bulunmanız gereken yaşsanat ve idarecilik hayatımda larda henüz öğrenci imışstrolü olmamıştır, benim de bu niz... na ihtiyacımyoktu. Atatürk'ten başlayarak Özal iktidara gelinceye kadar gelmiş geçmiş tüm Cumhurbaşkaniarı, Başbakanlann, Bakanlann takdirine Iayık olmak şerefine sahip olduğumu bilmenizi isterdim. Herkesin, herkese çamur atma bu devrede çamuru atacak muhatap bulmak galiba zor oluyor ve bu surette de önüne geleni lekeiemek cihetine gidilryor. Opera Müdürlüğünü gerçek bir süre için sayın bakanın arzuları üzerine kabul etmiştim, bu süSonra, İstanbul Opera ve re tamamlanmadan kendi ıs Balesi Müdühüğü'ne getirilirarlı arzumla genç bir sanatçı yorsunuz. Durumunuz yine yaya devrettim. Geçmişteki sanat sal değil. Çünkü, yaş haddinve idarecilik tecrübelerıme da den emekli olmuş birinin böyyanılarak yüklendiğim bu mü le bir göreve getirilmesini yine düıiükte de kimsenin bumunu yasalar önlüyor... kanatmadan vazife gördüm. Bu yasadışılıklardan kısa biı Bazı ufak tefek menfaat pesin süre önce bir rastlantı sonucu de koşanlan zaman zaman hoş öz yeğeniniz Semra özal'ın görmediğim operamızın yararı kocası başbakan oluyor. Ben na olmuştur, size müdüriüğüm ciddi gazetenizde açıklamada zamanında bu faaliyet brosürü ilk yazımda bir kuşkumu aynen şu sözierle belirttim: bulunurdunuz. Sevgili yalçın nü de takdim ediyorum. "...Berk 70 yaşından sonra bakardeşim, hasta yatağımda siSaygılanmla. kanlık özel danışmanlığı, TRT ze bu satırları yazabılmek im Prof. Mükerrem Berk, yönetim kurulu üyeliği, senfokânını bana verdiğıniz için yine TRT. Yüksek Kurulu üyesi ni orkestrasında konuk sanatde teşekkür ederim. 1936 yılın Kültür ve Turizm Bakanlığı çılık ve operabale müdürluğü dan beri koyu bir Atatürkçu ola Bakan özel Danışmam" görevlerini birarada yürütmüşrak sanatın içinde yoğrulmuş, AÇIKLAMAYA YANIT tür. Yeteneklerinin bu kadar yetişmiş bir kişiyim beni hiç bir Sayın Berk, önce biraz sietki bu yolumdan alakoyama tem etmekle işe başlayaca geç keşfedilmesinde Turgut mıstır: 1937 ytlından başlamak ğım. Çünkü "50 seneden beri Özal'ın başbakanhğının geciküzere Cumhurbaşkanlığı Sen okuyucusu olduğunuz" gaze mesi rol oynamıştır. Çünkü foni Orkestrası'nın sanatçı ve temizde kanıtsız, belgesiz hiç Berk aynı zamanda Semra idaredliği, Ankara Opera Genel bir yazı yayımlanmayacağını Özal'ın öz dayısıdır." Gelelim sizin "söylenti" deMüdürluğü, Milli Eğitim ve Kül bilmeniz gerekirdi. diğiniz, bizim ise belgelere datür Bakanlığı Başmüsavirliği, Öncelikle şunu belirteyim: yandırdığımız konulara... Ankara Cumhurbaşkanlığı Sen Atatürkçülüğünüze hicbir diye1231.10.1985 tarihleri arafoni Orkestrası'ntn Konser Sa ceğimiz yok ve olmadı. İlk yalonu'nun insasında büyük me zımda Atatürkçu olup olmadı sında "19851987 temsil sezosuliyetler olarak hızmetlerimı ğınız konusunda bir kuşku be nunda repertuarlarını genişletherhalde müzik tarihi gün ge hrtmemiştim. 50 milyonluk mek ve yurt ıçerisinde sanatlip yazacaktır. 1972 yıhnda yine Türkiye'de en az 50 milyon ta sal kuruluşlardan teminı mümBaşbakanlık tarafından İstan ne 'Atatürkçu" olduğu için, si kün olmayan orkestra şefleri, bul Devlet Senfoni Orkestraşt zin de 'Atatürkçu" olduğunu koregraflar, rejisörler, dekoratörier, kostum kreatörleri ile ornı kurmak üzere vazitelendiri za kesinlikle emindim çünkü. kestra, bale, koro ve opera solip, bugün İstanbul'a kazandırİkinci konu şu: Yine ilk yadığım mükemmel bir senfoni zımda sizin 65 yaşına kadar, lıst sanatçılarından elverişli orkestrasının varltğını herhalde yani "yaş haddinden" emekli olanların yurdumuzda kültürel kimse inkâr edemez. Yaztnızda olduğunuz güne kadar olan ikili anlaşmalar çerçevesinde belirttiğiniz gibi sıradan bir or faaliyetterinizle ilgili tek satır hizmet vereDilmelerinı sağlakestra üyesi dmadığımı da tüm yoktu. Ne ki, siz açıklamanıza mak amacıyla ön temaslarda bulunmak üzere "ABD'ye sanat âlemi bilır. Aynca kendi 1936 yılından başlamışsınız. gitmeniz" uygun görüldü. Bu çapında flüt solo repertuannı Ben asıl ondan sonrası için konudaki 23 Eylül 1985 tarihli da Türkiye'de ilk defa seslendir bazı şeyler yazmıştım. Siz ise, mek şerefini kazandım. Müzi bu konulara hiç değinmemiş ve 105.15.065 2984 sayılı yazı ğin her türünde "kurmuş oldu siniz, öyleyse ben değineyım: elimizdedir.) Sizin ABD'ye gitğum nefesli çalgılar beşlisiyle Devlet baba sizi 65 yaşına gel menizi "uygun gören" kişiler yurtiçinde ve yurtdışındaki kon diğinizde emekli ediyor. Yani ise, o sıralarda yardımcılannız serlerden aldığım evücükritik diyor ki, "Sayın Berk, bugüne (Arkosı 13. Sayfada) Opera konusunda yazdığım "Rolls Royce ye Anadol" başlıklı yazıma İstanbul Devlet Opera ve balesi eski müdürü Sayın Mükerrem Berk bir açıklama gönderdi. Aynen yayımlıyorum: "Sayın Yalçın Pekşen, 24 Ekim tarihli Cumhuriyefteki köşenizde opera ile ilgili yazınızda yine beni ele alarak yaŞimdan, işimden, müziğimden, opera müdüriüğüm zamanında düzensizlikten bahisle kamuya bilgi veriyorsunuz. Hatta bu hususta elinizde vesikalar bulunduğunu ifade ediyorsunuz. Sağ o/un var olun. Size aktanlan bu söylentilerin hakikat derecesini lütfedip bir de benimle görüşseydıniz, elli seneden beri okuyucusu olduğum ciddi ve son derece inandığım gazetenize daha buyük hızmet etmiş olurdunuz. Siz beni, ben de sizi çok iyi tanıyan iki dost olarak söyleşir. Siz de kamuya ışkanları ne diyor? LT ÖZTOP / ANTALYA )gram, örgütü ? doyurmuyor z daha ciddi bir biçimde çalışılması «x. Ara seçimde görüldü, örgüt zaıştı. Daha geniş açıklamayı kuçuk ayda yapacağız. Bunun için merkez ları toplandık ve bir rapor hak. <Jenel Başkan değişimine karşıtna program yeterli değil. Program, ı bile doyurmuyor, dolayısıyla sosmokratlan doyurmuyor. Nasıl bir • isıiyoruz, bunu tam olarak beltrte ?rekiyor. Ondan sonra başanya ulaız. Dîlenen emeklî artıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye tşçi Emeklileri Dul ve Yetimler Derneği lzmir Şubesi Başkanı Orhan Vardar "dilenen ve kötü yola düşen" emekli ve dul sayısının arttığını belirterek, Başbakan Turgut Özal'dan işçiyle memur emeklilerıne tanınan haklar arasındaki farkldıklann giderilmesini istedi. Tekel Şarap Fabrikası'ndan emekli olan Orhan Vardar duvarlarında "Şubede siyaset konuşmak yasalctır", "Davamız, tüm işçi emekli, dul ve yetimlerin yaşama kavgasıdır" yazıları ile "ortadirek"in durumuna ilişkin gazete kupürlerinin bulunduğu dernek binasında dertlerini anlattı. Vardar dertlerini anlatmak için Başbakan Turgut Özal'a gittiklerini belirterek şöyle yakındı: "15 dakika konuştu. Biz a>«kta dinledik, oturtmadı bile. Türkiye'de 1 miryon 750 bin emekli var. Dertlerimizle Ogilenen yok. Milletvekilleri gelirler, kaç üyeniz var, diye sorarlar. Sonra Ankara'\a giderier, bir daha görmeviz. Başbakan işçi emeklileri çalışıyor dijor. N«rede? Çocuklanmıza iş yok ki, bize olsun. Sonra memur emeklisi başka işte çalışırdı, laf yok. tşçi emeklisi çalıştıgı zaman, maaşı kesiliyordu. Bu durumda olan 14 bin kişi vardı. O arkadaşlanmız kurtulsun diye, işçi emeklisi calışma kanununu destekledik. 2530 yıl devlet ekonomisine hizmet ettik, şimdi sahipsiziz." 10 bin dolayındaki üyeleri arasında ayda 20 bin lirayla geçinmek zorunda kalan, bu yuzden "kötü yola" duşenler olduğunu vurgulayan Vardar, sözlerini şöyle surdürdü: "Emekli perişan. dul kadınlar kötü yola düşüyor. Konut Fonu diyoriar, hangj emekli yararlanabiliyor. Biz yarın nasıl ekmek alacağım diye düşünüyoruz. Dilenen emekli arkadaşlanmız var. Buraya dul üyelerimiz geliyor, kadınlar çaresizlikten kötü yola düşüyor. Emekliler hırsızlık yaparken yakalanıyor. Bunları elbette kendilikierinden yapmıyorlar, günün ekonomik şartlan bunları yaptırtıyor." Orhan Vardar, Başbakan Turgut özal'dan isteklerini ise şöyle sıraladı: "Anayasanuzın 10. maddesi eşitlikten bahsediyor, ama bu eşitliği nereden bulalım. 1 Ocak 1987'de memur emeklilerine sosyal yardım 30 bin, işçi emeklilerine 24 bin lira olacak. Nerede eşitlik. 1982 senesinde kabul edilen anayasamtnn eşitliğine biz de girmek istiyoruz. 1985 senesinden beri tavan, taban göstergemiz hiç değişmedi. Yüzde 2427 arasında zam getireceklermiş. Bunu yeterii bulmuyoruz. Hiç olmazsa tabandaki işçilerimizin, emekli, dul ve >etimlerimizin biraz kalkındınlmasını acilen istiyoruz." İşçi Emeklileri Derneği Izmir Şubesi Başkanı Vardar. EŞ GURSELER/ t politikalar irlenmeli İRDAĞ jnu sadece 28 eylül sonuçlan olağerlendirmiyoruz. Sorun, Türk soyaklaşık SO yıllık dönemdeki soıdır. Böyle geniş bir bakışla soru:laşıp, gelecek için sağlam çözüm;tmek gerekir. Bunun yöntemi de demokrat temel politikamızı tüm yle belirleyip. sağ karşısında ne olıu2u ve neler yapacağımızi kamuaçıklamakur. Programımızla ve muzla halka güven vermeliyiz. Soırişilere indirgemiyoruz. Pirinçü Kunutdan foton fiziğine Haber Merkezi tstanbul'da dün "lnsan ve Kâinat" dergisi ile ÎTÜ'nün ortaklaşa düzenlediği ilginç bir sempozyum başladı. "2000'li Yıllarda Türkiye" adıru taşıyan bilim ve teknoloji sempozyumunda ilk konuşmayı, Nobel ödulu sahibi Pakistanlı fızikçi Prof. Dr. Abdusseiam yaptı. Abdusseiam konuşmasında, tslam ülkelerinin çağdaş bilim ve teknolojiyi yakalaması gerektiğini vurguladı ve sözlerini Kuran'dan bir sure okuyarak bitirdi. Türkiye gazetesi yaym topluluğuna ait "lnsan ve Kâinat" dergisi ile İsıanbul Teknik Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği toplantı, Atatürk Küjtur Merkezi'nde dün sabah İTÜ Rektörü Prof. Kemal Kafalı ve Türkiye gazetesi sahibi Enver Ören'in konuşmaları ile acıldı. Daha sonra "tslam Dünyasında Büim'^konulu ilk tebliği sunan Prof. Dr. Abdusseiam, geri kalmış ülkelerin bilime ekonomi kadar onem vermediklerini anlattı ve yuksek teknolojideki yeni gelişmeleri yakalamanın gerekliliği üzerinde durdu. Prof. Abdusseiam, geçmişte "2000'li Yıllarda Türkiye" sempozyumu yapıldı Rİ POLAT / VAN İYKMeclis ubu diyaloğu idlmalı 89 kasım il başkanları toplantısında, bence öncelikle bir strateji konusu ele alınmahdır. Bu stratejide daha çok aktif bir muhalefet görevi olmahdır. Özellikle konular üzerine sürekli ve cesaretie gidilmelidir. »Onetimi disipline edUmelidir. Bizim ıkü MKYK yönetiminin demokrat mna ve iyi niyetli davranışına hiçyeceğimiz yoktur. Fakat bu yeterii iir. MKYK yönetimi ile Meclis Gruasında tam bir dıyalog kurulmahlecliste bazı üyelerin SHP ilkelerilge düşürmeierine izin verilmemeKısacası SHP sesi, daha ileri ve damokratik bir ses olmahdır. Yolsuze rüşvet üzerine daha ciddi ve tle gidilmelidir. Genel af konusu \e sanın hak ve özgürlükleri kısıtlayıddelerinin kaldınlması konusunda bir program yapılmalı, iyi bir proıda ile bu konu halka mat edılmelıakat her şeyden önce Meclis GruİKYK yönetimine ve çizgisine geiir. Hak ve özgürlükler daha ileri ada ve çizgide savunulmalıdır. ye Buyuk Millet Meclisi Adalet Karomisyonu'nda Sayın Canver'in domazlığı ile Ugili olumsuz tutum içinm ve ANAP doğnıltusunda ses çıüyelerin bu davranışı ve zihniyeıi ıka Meclis Grubu'nda yer verilmeir. Tüm taşra örgütleri yeniden gözeçirilmeüdir. Nobel ödülü sahibi Pakistanlı fizikçi Prof Dr. Abdusseiam, tslam ülkelerinin çağdaş bilim ve teknolojiyi yakalaması gerektiğini söyledi ve sözlerini Kuran'dan bir sureyle noktaladı. İTt) rektörü Prof. Kemal Kafalı, "Fosilleşmiş derslerin ders olarak okutulmaktan çıkarılması lazım, tartışmaya açık öğretim görevlileri yetiştirmeliyiz'' dedi. Türk ustalarının bir pirinç tanesinin üstüne bütün bir Kuran'ı yazabildıklerını hatırlatarak, "Bir pirinç tanesi iızerine Kuran yazabüen Türkler niçin bugünkü düny ada hızla gelişen foton fiziğinde başanlı olamasınlar?" diye sordu. 2000'li yılların en önemli konularmın başında nükleer enerji, foton fiziği ve ışık iie biyotekniğin geldiğini anlatan Prof. Abdusseiam, bu yeni gelişen teknolojilere daha binanın başlangıç aşamasında, yani top nan İTÜ rektörü Prof. Dr. Kemal Kafalı, Türkiye'nin 2000"li yıllar için guçlü bir bilim ve teknoloji politikası geliştirmesi gerektiğini anlattı Ilkokuldan üruversıteye kadar eğitim sistemini hızla ele almak gerektiğini, üniversiteleri de yeni gelişen teknolojiler ve bilimdeki gelişmelere ayak uyduracak hale getirmenin önemini vurgulayan Kafalı, "Fosilleşmiş derslerin ders olarak okutulmaktan çıkanlması lazım, tartışmaya açık öğretim görevlileri yetiştirmeliyiz. Eğer dünyadaki bilimsel ve teknolojik getişmeye ayak uyduramazsak, sokaklarda bağınJan 'Bagımsz Türkiye' lafını başka miUetler bir dugmeye baraktan girmek gerektiğini savun sarak halledeceklerdir" biçimde du.Sempozyumu bilim adamlan, konuştu. general ve subaylar, öğretim goEski bakanlardan ve TÜBİrevlilerinin yanı sıra, bazı tarikat çevrelerinden çok sayıda dinle TAK'ın kuruculanndan Prof. yici izledi. Son kesimdeki dinle Dr. Nimet Ozdaş, 21. yüzyılda yiciler, Başbakan Turgut Özal ileri teknolojileri yakalayamayan ülkelerin askeri, ekonomik ve siın yurtdışından sempozyuma gönderdiği mesajdaki "2000 yı yasi önemlerinin azalacağma lında Türkiye çok güçlü olacak dikkat çekti ve "Üçüncü sanayi tır" sözlerini dinlerken başları devrimine yetişmeıniz lazım, nı sallayarak "inşallah" diye yüksek teknoloji artık ülkelerin mukadderatını etkileyecek hak söyleniyorlardı. geldi" dedi. Sempozyuma ikinci tebliği su ANKARA TAŞI Gazetelere olursa suç..TRT'ye değil Anayasanın 15a maddesi gereğince, Anayasa Mahkemesi'nin akjtğı iptal karartan "Gerekçesi yazılmadan açiklanmaz" O nedenle, Anayasa Mahkemesi'ne bakan muhabirler de, her başvurunun görüşülmesinden sonra alınan karann ne olduğunu "Olsa otsa, şu olur" gibi, çok çağdaş, çok ciddi ve çok bilimsel bir yöntemle bulmaya çalışırlar. Omeğin "Hangi karara vanldı?" sorusunu yanıtlayan genel sekreterin, ses tonuna, mimikterine bakariar. Eğer sorunun yanıtı telefonla abnıyorsa, karann ne olduğunu genel sekreterin "Uslubundan çıkarmaya çalışırtar." Yani devletin en ciddi kurumlanndan biri olan Anayasa Mahkemesi konusunda muhabirler adeta fala bakariar. Eğer genel sekreter yamt olarak "Açıklama yapamıyoroz" dedıyse bu, kesin olarak "İptal karan" demektir. Muhabir oturur daktilonun başına ve "Anayasa Mahkemesi falanca yasayı iptal etti" der ve bu yazdıklan da mutlaka doğru çıkar. Amaaa. İptal edilen bir yasa değil de, yasanın birkaç maddesiyse. bu maddelerden kaçının ve hangiterinin iptal edikjiğı muhabir için bir büyük sorun olur. Anayasa Mahkemesi karannı öğrenemeyen ya da bu yontemlerle bulmaya çalısan muhabir, akşam eve gtdip radyosunu ya da televtzyonunu açbğında mahkemenin o gün aldığı karan oğreniverir. İnsan tster istemez soruyor: "Anayasanın 153. maddesi yalnızca gazeteler İçin mi geçsriidir? Bu mackteya karşm Anayasa Mahk«n«st'nc« TRT*ye btr açıklama yaptkyor. Bu durumda Anayasa Mahkemesi, anayasaya aykın davrenmts olmuyof mu? Va de Anayasa Mahkemesi'nin sozlü ve yazılı basına uyguladığı bu çrfte standardm nedeni nedir? TİKP kararı kesiııleşti Askeri Yargıtay 1. Dairesi, aralarmda Doğu Perinçek'in de bulunduğu TtKP yöneticileri hakkmdaki 58 yılhk mahkumiyet kararlannı onadı. ANKARA, (Cumhuriyet Bü Komitesi ve Başkanlık Kurulu rosu) Kapatılan Türkiye İşçi üyesi sanıklar hakkında, TCK'in 141/1 ve 5. maddeleri uyarınca Köylü Partisi(TİKP) yöneticileri hakkındaki mahkumiyet ka mahkumiyet karan vermişti. Asrarlan, Askeri Yargıtay 1. Dairesi keri mahkemenin bu kararının temyiz edilmesi üzerine davayı tarafından onanarak kesinleşti. Aralarında TİKP Genel Baş inceleyen Asken Yargıtay 1. Dakanı Doğu Perinçek'in de bulun iresi, daha öcne TtKP Merkez duğu parti yöneticileri hakkında Komitesi üyeleri haklanndaki Ankara Sıkıyönetim MahkemeEKŞtLER DAVASI si'nce verilen mahkumiyet kararlarını inceleyen Askeri Yargıtay 1. Dairesi, dün karannı verdi. Askeri Yargıtay 1. Dairesi'nin ANKARA, (Cumhuriyet kararına göre, haklarında Bürosu) Milli Savunma TCK'nin 141/1 maddesi uyarınBakanhğı inşaatlarında ca 8'er yıllık mahkumiyet kararmüteahhit firma Ekşiler ları onanan sanıklar şunlar: AŞ'ye 1.5 milyar lira fazla Dogu Perinçek, Hasan Yalçın, ödeme yapılmasıyla ilgili Durmuş Uyanık, Mehmet Halim davanın en önemli sanıklaSpatar, Gün Zileli. Hüseyin Bülnndan olan Binbaşı Fazlı bül, Mustafa Kemal Çamkıran(6 üstündag yakalandı. yıl 8 ay). Müteahhit firma Ekşiler TCK'nin 141/5 maddesi uyaAŞ'ye fazla hakediş ödendinnca S'er yıl ağır hapis cezalan ği belirtilen dönemde, MSB onanlar da şunlar: Merkez tnşaatEmlak DaiOktay Kutlu; Mehmet Cengiz, resi Inşaat Şube MüdürluRıza Böke, Şahin Çömez, Osğü görevini yürüten Binbaman Gürhan Ertür. şı Fazlı Üstündag, fazla TtKP yöneticisi 68 kişi haködemelerle ilgili soruşturma kındaki dava, Ankara Sıkıyönebaşlatıhnca ortadan kaytim Mahkemesi'nde 1981 yıhnda bolmuştu. Binbaşı Üstünaçılmıştı. Askeri mahkeme yardag için Genelkurmay Asgılama sonunda, TtKP Merkez mahkumiyet kararlannı onamış, ancak Başkanlar Kurulu üyeleri hakkındaki artırma uygulanarak verilen 12'şer yıllık mahkumiyet karannı bozmuştu. Askeri Yargıtay, aynca Başkanlık Kurulu uyelerinden Oral Çalışlar, Mehmet Bedri Gültekin ile Hüseyin Karanhk hakkında askeri mahkeme tarafından verilen 8'er yıllık mahkumiyet karannı da bu sanıkların Başkanlık Kuruluna kongrede yapılan secimler sonucunda seçilmeleri nedeniyle, 5'er yıllık ceza verilmesi gerektiği görüşüyle bozmuştu. Haklanndaki mahkumiyet kararlan bozulan sanıklar, karan veren askeri mahkemede yeniden yargılandılar. Askeri mahkeme, Başkanlık Kurulu üyeleri hakkında Askeri Yargıtay'ın verdiği ceza indirimi hükmüne uydu. Askeri mahkeme, üç sanıkla ilgili karannda ise direndi. Askeri mahkemenin karannın yeniden temyiz edilmesi üzerine dava dosyası ikinci kez Askeri Yargıtay 1. Dairesi'nde ele alındı. Askeri Yargıtay 1. Dairesi, Başkanlar Kurulu üyeleri hakkında mahkeme tarafından verilen karan onadı. Çalışlar, Gültekin ve Karanhk hakkındaki askeri mahkemenin direnme karan, 2.5 ay kadar önce Askeri Yargıtay Genel Kurulu'na gitmiş, genel kurul da askeri mahkemenin direnme gerekçesini yerinde bularak verilen mahkumiyeti onamıştı. TtKP yöneticilerinden halen gıyabi tutuklu olanlar hakkında da Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ayrı bir dava acıldı. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada halen gıyabi tutuklu olan yöneticüerden ll'i hakkında ana^yasanın 141/1, 5i hakkında ise 141/5 maddesi uyarınca 58 yıl arasında mahkumiyet isteniyor. Mükerrer bakan Hükümet içinde düzenlenen operasyon sonucu Mükerrem Taşçıoğlu, Sağlık Bakanlığı'na kaydınlan ve Turkİş tarafından "istenmeyen adam" ilan edilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mu otfa Kalemli'nin yerine getirildi. Taşçıoğlu'nun yerine de Devlet Bakanı ve Hükümet sözcüsü Mesut Yılmaz, kimine göre "küme düşürülerek" Kültür ve Turizm Bakanı oldu. Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olmasına karşın Mükenem Taşçıoğlu, hâlâ sitelen açarak, kültürel demeçlerinı ardı ardına sıralamayı sürdürüyor. İşin ilginci, gazeteciler de, turizm ya da kültürie ilgili sorulannı Mükerrem Taşçıoğlu'na yöneltiyoriar. Yeni bakan YHmaz ise gazetelerde o denli haber olmuyor. Bunun sonucunda ortaya mükerrer bir bakan çıkıyor. Acaba hangisi mükerrer? İlk bakanın adı "Mükerrem" olduğuna ve hâlâ eski dalında etkinliğini sürdürdüğüne göre, ikinci bakan, yani Mesut Yılmaz mı "mükerrer" oluyor? Hastalıklı yatınmlar.. Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütce Komisyonu'nda 1987 programı üzerine yapılan gorüşmelerde bazı yatınmlann "kalp hastası" olduğu ortaya çıktı. Fenerbahçe Kulübü'nün eski yöneticisi, şimdilerin ANAP İstanbul Milletvekili Orhan Ergüder, yatınmlar üzerinde yaptığı konuşmada enfrastrüktür yatınmları dıyeceğine "entartctüs" yatınmlan sözcüğünü kullandı. Belki bir yanlışlık olmuştur, dil sürçmesidir diye düşünen diğer komisyon üyeleri, renk vermemeye çalıştılar. Ancak bu birkaç kez daha yinelenince gülmemek için tutulan nefeslerin bazı suratlann rengini kırmızıya dönüştürdüğü görüldü. 4ET ŞEVKİ GÖKLEVENT/ L Ida 2 parti lükstür , örgüt olarak kitlelere henüz güçsai verebilir durumda değiliz. Aynı nda partileşme sürecini de tamamlamış bulunmaktayız. Meclis Gruızun siyasal ve partisel olaylara yakı, parti örgütümüzün düşünce ve gö•inden farkh bir görünüm vermekIrflçük kurultayda eleşüri ve özeleşnizmaiiıu çahştırarak var olan ,u»Lİarı gidermeyi görev biliyoruz. t disiplini açısından yönctim kuruı değerlendirmesini yapmam sakın\ncak birtakım yanlışhklan vanür. ı iki partinin lüks olduğu sosyal de• t tabanda da kabul edilmiştir. a gtitün bütünlüğü ilkesi içinde yönex grup arasındaki sonınları asacar . kanaatindeyim. Binbaşı Vstündağ ynkalandı keri Mahkemesi'nce gıyabi tutuklama karan çıkanlmış, ancak bir türlü yakalanamadığı için hakkında davanın "mavakkaten tatil" karan verilmişti. Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde görülen davada, sorguları yapılan sanıklar fazla ödemelerle ilgili olarak Binbaşı Üstündağ'ı suçlamışlardı. Halen Mamak Askeri Cezaevi'nde bulunan Fazlı Üstündag hakkında, Genelkurmay Askeri Savalığı'nca hazırlanacak ek iddianame ile önümüzdeki günlerde dava açılacak. RECEK Mökerrem Taşçıotyı Eski dafında etkinlığını sürdüruyor.