23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 KASIM 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURtYET/5 Murathan Mungan'ın "Taziye" oyunu çağdaş bir tragedya HAYVANLAR İSMAÎL GIIAEÇ y ^ 5ÛflN EŞ KUZLJ ,i£ fcz» Aşk, ölüm, güzellik tiçgeni yazgının tarihini anlatmak amacındayım. Taziye geleneginden söz eder misiniz? MUNGAN Taziye Ortadoğu ve Türklslam topluluklannda, güneydoğuda hâlâ etkisini surdüren eski bir gelenek. Kökü, Hasan ve Huseyin'in şehit edilmelerini anlatan eski Şii oyunlanna kadar gidiyor ve Muharrem ayında, aşure törenleri sırasında yapıhyor. Olağanüstü kan ve şıddet temasının kullaruldığı, bir MUNGAN Ben bir dunya getirdim zannediyorum. Çünkü Türkiye'de zor olan bir şeyi yapmaya, dünyası olan bir sanatçı olmaya çahşıyorum. Söylemek istediğim önemli sözlerim var kanaatindeyim. Yalnızca bir kan davası, yalnızca bir aşk hikâyesi değil anlattığım. Ben hayata bu kadar yalınkat bakmıyorum. Ne kadar otantik bir şeyden kalkarsam kalkayım, mutlaka modern bir şey yapmaya çalışıyorum. "Taziye"de aşkın ölume, ölümün güzelliğe, güzelliğin aşka ve aşkın yeniden ölüme dönüşmesi gibi bir üçgenim var. Sonra da ana baba oğul gibi bir üçgenim. Sürekli büyümenin içerisinde, katlanıyor, gelişiyorlar. Anlatmaya çalıştığım, temelde kuşatılmış değerler dünyasmda kıstınlmış insanların trajiğiydi. Belki de, anlattığırn Bedirhan Ağa, makineleşmenin sorunlakiyet ilişkisi yok insanlann. Toprak aynı zamanda ölüm ve sevdanın bitiştiği yer. Bir çeşit konformizm Sizin "yazarlık seriıvenine" gelecek olursak, Murathan Mungan "yazarlık seriiveni'nin neresinde? MUNGAN Herkes kendine bir serüven kurar. Ben yazarlık serüvenimi kurarken en kaçındığım şey şuydu: tnsanlarm üzerine etiket yapıştınp, bir şeyler yazıp, kolayca ağzıru kapatabilecekleri bir kavanoz olmamaya çalıştım. Bunca yıldır hem okur hem oyuncu hem de eleştirmenler bana yeterince not veremediler. Şiir, oyun, deneme, çeşitli türlerden yazıyorum. Oysa Türkiye'de istenen şey yazann başına bir sıfat eklenmesi. .^ Murathan Mungan, "Taziye"de yalnızca bir kan davasını, bir aşk hikâyesini anlatmadığım söylüyor. "Oyunda aşkın ölüme, ölümun jüzelliğe, güzelliğin aşka, aşkın yeniden ölüme dönüşmesi gibi bir üçgenim var" diyen Mungan, insanlann psikolojik boyutlan iie maddi temellerini iç içe vermeyi amaçladığını vurguluyor. Kiiltür Servisi Istanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nın bu mevsim sergilediği oyunlar arasında genç bir yazann çağdaş bir tragedyası yer alıyor. Murathan Mungan'ın tslam toplumlarırun eski bir geleneği, Anâdolu'da oldukça yaygın olan taziye oyunlanndan yola çıkarak hazırladığı "Tanye" Fatih Şehir Tiyatrosu'nda sahneleniyor. "Taziye" aynı zaraanda yazann gelecek yıl "Mezopotamya Üçlemesi" adı alünda toplayacağı üç yapıttan biri. Oyunu Nurhan Karadağ sahneye koydu. Dekor ve kostümleri Nilgtin Giirkaıı, müziği Nurdan Gündüz Turan hazırladı. Başlıca rolleri ise Gül AkeUi, Nedret Giıvenç, Emin And, Candan Sabuncu, Arif Akkaya ve Erhan Dilligil paylaşıyor. Murathan Mungan edebiyatın çeşitli alanlannda ürün veren bir sanatçı. Mungan ile Bilsak'ta gerçekleşen "Seyir Gelenegi ve Görme Biçimleri" konulu söyleşisinin ardından konuştuk. "Taziye" ve "Mezopotamya Üçlemesi" naal dogdn? MUNGAN 1979 yılında "Mahmut ile Yezida'yı yazdım. Bunu bir oyun olarak düşünmüştüm. Daha sonra bir üçlemenin ilk halkası olacağını bilmiyordum. 1980 yılında "Taziye"yi yazmaya başladığım zaman ilgi alanım gittikçe Ortadoğu kültürüne, Türk Islam kaynaklaruıa, Hz. Muhammed anlatılanna, Alevi ve Yezidi törenlerine, yani ritüele kaydı. Ben en otantik olanın en modern olduğu kanaatindeyim. Tabii önemli olan, otantigin hangi bakış açısıyla, hangi dunya görüşü ışığı altında ele ahndığı, "Taziye" 1982'de kitap olarak çıktı. 1984'te Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelendi ve bana o yıl Sanat Kurumu'nun "En lyi Yazar" ödülilnü kazandırdı. Üçlemenin üçüncü halkası ise uzun süredir üstünde çalıştığım ve 1987 yılında tam anlamıyla bitireceğim "Geyikler Lanetler" olacak. Bu oyunda daha çok insanhgın tarihiyle atbaşı giden kötülüğün, • KÎM KİME DUM DUMA BEHtç AK iana, kaaor OBJEKTİF bir ınsansın... PİKNtK PİYALE MADRA SIFATLARA KARŞI "Taztye"nin yazan Murathan Mungan, yazann başma afat eklenmesine karjL Değifik türlerde yapüiar veren Mungan, şair, hikâyed gibi stfatlarm eklenmesini bir çesit konformizm olarak görüyor. (Fotoğraf MERİH AKOGUL) Şair, hikâyecı gibi. Bunu bir çeöhınün başmda butun hayatının nyla ağahğın nasıl biçim değişşit konformizm olarak buluyoanlatıldığı oyunlar bunlar. Zaten tirdiğini gören, Türk edebiyatınrum. Yazann malzemeleriyle bu kadanyla bile başh başına bir daki ilk ağadır. Bedirhan Ağa, kurduğu ilişkide değişik turleri tiyatro türüyle karşı karşıya olinsan fazlasını, yani tarlaya, işe denemesini "d bilemesi" şeklinduğumuz anlaşıbyor. Geriye bagitmeyen insan fazlasını askeri de ele alıyorum. Yazarlık serüna bunu çağdaş bir biçimde yegüç, militarist güç, "tüfekli" venini zengin bir şey olarak duniden söylemek kalıyordu. olarak değerlendirir. Bu belki de şünüyorum ben. Iki kitapta bi "Tazi>e"de sık sık yinele bütün 3. Dünya ulkelenndeki asten bir şair, üç kitaplık bir roker fazlasımn formule edilmiş, nen sevda, töre, ölüm ve toprak mancı olmak istemiyorum. Ne sanatsal bir biçimde özetlenmiş bizde oldukça bol kullanılan yank ki Türkiye'de yazarlann ciddi ve toplumsal saptamasıdır. kavnunlar. Kan davası, Anadoçoğu uç kitap dayanabiliyorlar lu insanının kadın ve erkek iliş Oyunda insanlann hem psikolove ringi terk ediyorlar. Ya da kilerine bakışı da çok kullanılmış jik boyutlannı hem de maddi tetekrara duşüp kendi kendilerinin moüfler. Sizin getirdiğiniz yeni mellerini iç içe vermeyi amaçlakarikatürü oluyorlar. dım. Bir de toprakla sadece mülliknedir? HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEN Paris'te yaşayan Odet Saban resimlerini Istanbul'da sergiliyor GONCOURT ÖDÜLÜİ Vücuua aktaruan duygıüar Çalışmalanm 1977'den bu yana Paris'te surdüren Odet Saban, resimlerini 26 kasıma kadar Tem Sanat Galerisi'nde sergiliyor. Saban, "Düşünce, heyecan ve duygulanm vücut araeılığıyla dolaystz olarak biçimsel simgelere dönüşür" diyor. Saban'ın sergisinde, çalışmaları videodan da izlenebüiyor. IBKirSeTvM Paris'te yaşayan genç kuşaksaOdet Saban, bulunduğumuz günf l d ğ g i lri ler içerisinde Nişantaşı'ndaki Tem Sanat Galerisi'nde son dönem resimlerini sergiliyor. 1953 yüında Istanbul'da doğan Saban, 1963'te Israil'e giderek Mahon Auni heykeltıraşlık okulunda öğrenim gördü. ilk resimlerini Tel Aviv'deki "Opea Home" galerisinde sergileyen sanatçı 1977'de Paris'e yerleşti. 197780 arasında Paris Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğrenim gören Saban, 78'de New York, Lynn Kotler Galerisi'nde ve Paris'te "Salon de la Jeanne Peimtnre", "Sakra d'Automne" sergflerine kaüldı. ilk büyük kişisel sergisini 1980'de "Art et Regard des FeiMKi"da açan sanatçı, resim ve sanat anlayışını şöyle özetliyor: "Benim flgöratif ofanayan resbnlerim bfle gerçek anlamda soyat degfllerdir. KendimJ beOi bir stflde kainuya kesiııUkle zoriunam. Stfl bana gehr w bdU Mr söıe o rtflde çalışınm. Gkünce yok obnaz; yeai dönem içtee girer, İMşka jekf tbr. Ddnem geçtiktea soora da çok seyrek aynı stüe döücriaı. Tüm çabpnalanmda devinimbı öoemi büyttktür. OzgOefDndeU ifade devndm De ortaya pkar. Beaim ber rcsmim bir olayı vry* olayian anlaür. Bunlar y^fjiıgını yer ve dornnüar, gnnlök olaylanlır. Ayâı zanünda eskrye dayanuiar. Mitolojikre giderier. Resfan yapnuyı bir deney olarak gönuiim. Yani resraedlcn olayı ve resmi yaparken yaşadıgım olay aynı anda olu$ar. Bunmnla biriikte, Tttaıt araahgıyla (dans yahui bflek) düşoncem, beyecanım, duygulamn dolaysız olarak biçimsel sbngelere dönüşür. Bn rimgder de ban gizemli işareöere döaifttr. nm slıngeleri soztt ifade etmeain oUnagı yoktur." Resim doşmda sanat olgusunu değişik etkinliklerde de değerlendiren Odet Saban 1984'de "Art aocbe" Zil Sanat grubuna girerek, Zil Sanat'ın S. uhıslararası sergisinde mekân dttzenlemcsi ve kitle önünde resim gösterisi yapü. Çeşitli kereler halk önünde resim gösterilerine katılan sanatçı görüşlerini şu sözlerle aktanyor: "ÇizgUer disoncemin izdasümüdtr. Dosüacede olusmus bn kavnunlar, bn dotaysu yöatemle biçimaei, goneirtmgeieredonüşfiyor. Haraketm bırakttgı iz, simgeyi otvştnrnyor. Hareketia kendisi de shngenin degifea aatanuyla aguidir. Mckftn anlayışnı çefçereye agnuyor; tasryor. Çogn resnalerimde "portre" önem kazanır. Resunlerinde "gözkr" var. Ago kapaü, peçeü kadınlar var. Snsaa kaduun tam addı, bagıran, hcykıran kadınlar var. Bnnlann araaında kaçan kadın, dialeyen kadm, New Tfork dansözü, model, entelektnel, toprakla ngrasan, Franau burjnva veya MJBUTİI, Çatalböynkli kadıa var." Resminde yer alan öğeleri böyle değerlendiren sanatçı, çalışma şekli hakkında da şu bilgileri veriyor: "Boyalan, pignentkri alıp, katla maddeleriDİ özd olarak hazuiayarak malzememi kendim yapanm. Bu, snluboya için de geçerHdir. Resimde ısıgı> olmaa benlm için büyük önem tasır. Renklerl sembolik olarak cabşmam. 1980'de New York seyahatimk ortaya çıkan bir duram bn. Sembollzm kavramam temeU, içutde yasayan dervişlige dayannnktadır. Aynı zamanda doganın 4 ögesi olan hava, su, ates, toprak elemanlan, eserterimde belli baslı renkleri kuUanmamda en büyük rolü oynar. Bazen resimlerimin içinde anlaşümayan isaretler de görülür. Heyccan İçinde, olaylann hakkını vermek için bn işaretfcri kâfıdnı her tarafına yaymak isterbn. 1980'den itibaren bu isaretieri mitok>|ilerden almaktayım." Galeride aynı zamanda çalışmalanm videodan izleyebildiğimiz Odet Saban'ın sergisı 26 kasun tarihine kadar sürecek. Kültür Servisi Fransa'nın en saygın edebiyat odülü Goncourt'u bu yü "Valet du NnitGece Hiımetçisi' adlı yapıtıyla MJcbei Host aldı. Goncourt kapsamındaki Renaudot Özel Ödülü'ne ise bu yü "Balnearie lstasyonn" adlı yapıtıyla Christian Giudicelli değer göruldü. Goncourt secici kurulunun bu yılki değerlendirmesi oldukça çekışmeli geçti. Michel Host'un, ödülü, oylamamn beşinci turunda üç olumsuz oya karşı beş olumlu oyla aldığı bildirildi. Oyiamada, Michel Host'un, "La Batailk de WagramWagmm Sa*ası" adlı kıtabın yazan Gilles Lapovge ile çekiştiği öğrenildi. "Gece Hizmetçisi", Michel Host'un ikinci romanı. Host, edebiyat alanında sesini ilk kez "Sıradan Bir Adam" adlı yapıtıyla duyurmuştu. Michel Host 5. turda aldı ÇİZGİIİK KÂMİL MASARACI mm AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN bariçesiriın Solmu$ çtçeğınden ÇOLI6J2İN. • • jnciLefg.. SuUAPM IcAPtı UÇSOİ BUOJC SlzuaiNSftSHl SRSNDİ NEW YORK, (a.a.) New York'un en önemli sanat merkezinde, Alman filmleri haftası çerçevesinde Turk yonetmenlerinin Almanya'daki Turk işçilerini konu alan yapıtlan gosterime sunuldu. Giinter Wallrafrın ünlu kitatjından uyarlanan "En AlttakUer" adlı Fılm de gelecek hafta gosterime girecek. "The Museum of Modern Art" tiyatro salonlannda bu hafta gosterime sunulan ftlmler arasmda en ilgi çekeni Tevfik Başer'in senaryosunu yazıp, yonettiği, " 4 0 Metre KareAlmanya" adh film oldu. Yapıtta, Anadolu insanının sanayileşmiş Alman toplumuna olan uyumsuzluğu yansıtılıyor. AImanya'da yaşayan Çankırılı genç yönetmen Tevfik Başer'in ilk uzun metrajlı filmi olan bu yapıt, New York'un yani sıra, Londra, Sidney, Viyana'da da gösterilmişti. Film gosterime sunulduğu sure içinde New Yorklu sanatseverler tarafmdan büyuk bir ılgiyle karşılandı. Hafta boyunca gosterime sunulacak bir başka film de yonetmen tsmet Elçi'nin, " S o n Randevu" adlı kısa metrajlı filSUSAN VEHA YKIRAN KADINLAR Odet Saban 'm resimlerinde ağv kapah, susan kadınlar var. buradada, Almanya'da yami, Susan kadmın tam karştiı, bağıran, haykıran kadınlar var. Bunlar arasmda kaçan kadın, dinleyenşayan Turklerın sorunlan ışlenıkadın, New York dansözü, entelektüel, Fransız burjuva ya da Mısırh, ÇatalhoyuKiu kadın var. yor. Türk filmleri New York'ta 531 TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAIS 19 Kasım GUYANA'DA TOPLU İMfHARL ,6ÛNEYAM&UKA'MKi GUTANA'DA,Y£N( H£BlN 924 ASO'ÜÜyeSI TOHJUCA iNVHMt ETTİ. BlK Y(L ÖHCS, ' ASSOOATED PÜESS AJANSININ BlB. FO7OĞMFCJSI, AUEMIKAU SBNATÖR L£O ZMN'A SAŞVUMKAK, OĞLUNUH, HALKIN TTftm&l ÜYELI&INCteU AYZtUMAt: İSTBPĞI SiRAOA OU>UKÛLDÛ6ÛAJÜ SĞYL£M(ŞT1. Ö Î HAUCIU mPfNAĞl MBZHEBiNl AJSAŞTlRlHCA, PUftUMLARlA KARŞtLAÇMl$,Öe6ÜTUYEl£ieiNlN TOPLUCA YEgLEŞnei &iSYAHA'yA GlTMlÇTİ'. HMJCIhl TPPIMAİl TOPLUIM6U, J/M İONES At>U BlRl rSRAFlUMN ÇOK. SEBT ıcuBAL LARLA Y&NErtLMEATEYDİ. BAZI KlKU ILİŞKIURİN OK7AYA ÇMMASINOAN KORKAN JONES, SENA7T&Ü ÖLDÜGTÜKLE, HERŞEY ALTÛSTOUHJ. HASTA &UHLU JONBS, 7ÜM MEZH0> ÛYELE&t/OEM ZEHtg İÇEKEK INTIHAR ETMELERINI /STEPİ. KARŞl ÇIKANLARA DA ZOR KULLAUDl. SONUÇ • 92A ÖUll. 50 YIL ÖNCE CUMHURİYET Atatürk Ankara, 18 (Hususi) Reisı Cumhurumuz Atatürk bugün saat 18 de nezdlerinde Harıcıye Vekili Tevfik Ruştu Aras ve tktısad Vekili Celal Bayar bulunduğu halde Alman tktısad Vekili ve Rayşbank reısi Doktor Şahtı kabul buyurmuşlardır. Görüşmeden sonra Şaht demişlerdir kk " Bu seyahatım bazı Türk ricalinin, bilhassa Merkez Bankası Umum Müdurü Selahaddinin Berlinde bize yaptığı zıyarete bir mukabele manasını taşımaktadır. Buna binaen, buradaki ziyaretim herhangi bir müzakere esası 19 Kasım 1936 gibi bir mevzua temas etmemektedir. Ziyaretimdeki mana, daha ziyade Türkiyenin bu yukselişine karşı olan alakamızı ve bu yukelişin banisi bulunan zevata karşı beslediğimiz hürmetı ifadedir. Benı bilhassa sevindiren nokta, Türk hükumetı erkanmdan birçoklan ile 19361986 göruşerek fikır teati etmek imkanı bulmuş olmaklığımdır. Aranızdan tabiı olarak teessurle ayrümaktayım. Liderinizin kanaati ve karakterı benim uzerimde derin bir iz bırakmaktadtr. Bunu da aranızdan aynlmadan önce bilhassa kaydetmek ısterim."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear