Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER masını bekleyemez, bir an önce karnını doyurmağa bakar. Nitekim karnını doyurmak için lokantaya giren aç da işte boyle yapmış, arka arkaya uç kuru fasulyeyi yemiş. Imdi, yargıcın, "Eger bir de eüi bir yemek yeseydin ananı beUemiştim" demesi anlaşılır bir duruma gelıyor, açın beklemeğe vakti olamaz. Gerçi etli kuru fasulye de, sade kuru fasulye gıbi daha onceden hazırlanmıştır, tencerede sıcak sıcak duruyordur, fakat etin pişmesi için daha çok vakiı, daha çok emek ve elbette daha çok para harcanmıştır. Bu kultur ancak zenginlerın kulturü olabilir, açların, yoksulların değil. Aç, yiyecek bir şey bulursa, bulduğunu hemen govdeye indirirse ne mutlu ona! Sade yemeğe eklenecek bir başka besin arayamaz, buna hakkı yoktur onun. Hatta tuz, bıber, limon gibi yemeğin tadını zengınleştirecek şeyler de ısteyemez. Bunun gibi, kapıyı çalan dılencinin hakkı bayat ekmektır. Siz hiç taze ekmek ısteyen dilenci gördunuz mu? Eskı gunlerden söz ediyorum, şimdılerde ekmek isteyen dilenci yok sanınm. Dılencüik de çağın gerçeklerine göre bıçimden bıçime gıriyor. Özetlersek, iki türlu yemek yenir; açhğı bastırmak için ve zevk için. Açın yemekte zevk aramaya, anlaşılan, hakkı yok. Yargıcın kararı, bu gerekçeye dayanıyor. Unlu Etnolog Claude LeviStrauss, yemek konusu ile çok uğraşmıştı; yemek bir kultur konusu olarak ılgilendiriyordu onu, bütun öteki kultur urunleri gibi... Ve yapısal bolumlemelerde bulunarak açıklamaya çaüşıyordu bu urunleri.Boyle olunca da, ılkel toplumlarla çağımız arasında yapısal acıdan kimi benzerlikler çıkıyordu ortaya. LeviStrauss için önemli olan, doğa kultür karşıtlığı idi. Prof. Tahsın Yucel, " Yapısalcüık" adlı incelemesinın bır yerinde şoyle der: "... Çözumlemelerini genellikle bu karşıtlık çevresinde geliştirir, çunku insanlık açısından bakılınca bu karşıtlık, ilk ve temel karşıtlıktır ona göre." Soz konusu karşıtlık ilkel toplum için de geçerlı idi elbet, ilk ve temeldi. Orneğin et, her zaman uç turlu yeumiştir: Çiğ, pişmış, kokuşmuş. Şunu da ekleyelim: Izgara et zenginlerin, suda pişmiş et yoksulların yemeğıdır. Bızdeki tencere yemeği de öyle, suyuna ekmek banıldığı için karın doyurucudur; demek yoksulun aşıdır. Karma yemekler, uygarhklann gelişimıne u>ularak zengınleştirilmiştir. Bır yapısalcının (belki de Claude LeviStrauss'un) yapıtında okumuştum; İngiliz tabağının ortasında et durur, diyordu bilgin, ulusal olan et; etin dort bir yanında ise somurgelerden getirilmış çeşitli sebzeler, garnitur. ingiliz İmparatorluğu'nun tarihini okuduğum sanısına kapümıştım. Bakm, bizde karma yemek az ve yenidır. Kuru fasulye mı, kuru fasulye yeriz, pilav mı, düpeduz pilav. Sanınm pilav üstu fasulye bu kuralı aşan güçlü bir ömektir. Fasulye ile pilavı kanştırmışız. İlerleme sayılır. Başta anlattığım fıkradaki yargıç, sanığa pilav ustü fasulyeyi layık görur muydü, gönnez miydi, hukuk bilgjm yeteni olmadığı için bir şey diyemeyeceğim. Ama turlu dediğimiz yemek ustune birkaç soz soylen isterim. Beş altı tur sebze ile etin karışmasından oluşan bu yemeğimiz beni oldum bittim duşundurmuştur. Neden diye sorulacak olursa, sebze, bahçeciligi gerektirir, bahçecilik ise bir yerde sürekli oturmayı, yerleşmiş bulunmayı. Göçebe imgesi ile çatışan bir durumdur bu, ıncelemeye değer. Turlu>aı nerden, nasıl ogrendık, ne vakit yapmaya başladık? Bilmiyoruz. Bütün yemeklerimizi bir bir gözden geçırmeli, neyin hangi zamandan kalma olduğunu bulmaya çahşmah; kim bilir ne önemli tarihsel gerçekler ortaya çıkar! Sonra ilk lokantanın ne zaman nerede açılmış olduğunu da araştırmalı. Akümda kaldığına göre, ilk lokanta, yuzyılımızın ilk çeyreğinde "loganda" adı ile Konya'da açılmış. Peki, karı kocalar birlikte lokantaya gitmeye hangi tarihte başladılar? İşte bir yığın yarutsız soru. Dahası var, lokantadan önce açlar nereye gidip kannlarını doyuruyorlardı dersiniz? Imarethaneyi her yerde bulmak kolay değildi sanınm. 31 EKÎM 1986 Kura Fasulye ve Düşündürdükleri MELtH CEVDET ANDAY Geçen gün Sosyal Yayınlar'ın yönetmeni eski dostutn Enver Aytekin'den dinledim fıkrayı: Aç bir adam dayanamamış, girmış bir lokantaya, bir kuru fasulye istemiş, yemiş, doymadığını anlayınca bir kuru fasulye daha, arkasından bir kuru fasulye daha... Sonra elıni kolunu sallayarak lokantamn kapısına yönelmiş. Lokantanın sahibi onJemiş adamı, "Para venneden nereye gidiyorsun?" diye sormuş. Adam da "Param yok" demiş. Başka ne diyebilirdi? Polisti, karakoldu derken mahkemelik olmuşlar. Mahkeraede yargıç sormuş sanığa; Ne yedin? demış. Adam: Fasulye, diye yamtlamış yargıcı. Yargıç: Başka? diye sormuş. Adam: Bir fasulye daha yedim, demiş. Ondan başka? Bir fasulye daha. Yargıç aklamış adamı, "Açlıktan olmuş" demış, "Bu bir zorunluluktur!' Sonra da sanığa dönmüş, Eğer bir de etli bir yemek yemiş olsaydın ananı beUemiştim senin burada, demiş. Hadi git! Bu mantıktan anlaşıldığına göre, aç kalanın parasız kuru fasulye yemesi haktır, suç sayılmaz, ama etli yemek hırsızlığa girer. Neden? Bunun yanıtıru bulmak için biraz yorulacağız, ama yonılmaya değer bir soru ile karşı karşıya bulunduğumuzu düşunursek göze aJabiliriz bunu. Kuru fasulye yemeği bir kultürdur, insanlık bu kültüre erişmek için kim bilir kaç bin yılım harcadı? Kolay değil. Et yemeği de bir kültürdur. Onun için de insanoğlu büyük savaşımlar verdi. Kuru fasulye yemeğinin mi, yoksa et yemeğinin mi daha önce olduğu sorusuna gelınce, et daha öncedir diyebilirim. Çünku avcılık, tarımdan daha eskidir. Kabile halkını duşünun, ateşin çevresinde toplanmışlar, kızarmış av etini yiyip, kemiklerini arkaya atıyorlar... Bu kemıklen de köpekler kapıp yiyor. Işte köpeğin evcilleşmesi boyle olmuş derler. Insanoğlunun tanma geçmesi ise buyuk bir devriın sayılır. Ama ne yaparsınız kı et, kuru fasulyeden daha değerlidir, çunku daha pahalıdır. Eskiden kuru fasulye bizde yoksulun yemeği idi, yoksullar etın yuzunu ayda bir zor görurlerdi. Şimdi kuru fasulye de o duşkün durumundan kurtulmuş gibidir. Öyle ise yukandaki fıkra, kuru fasulyenin diışkun durumunda uydurulmuş olmah. Her ne ise... Bız değerlendirmemizi sürdürelim. Kuru fasulyenin içine et atıldı mı, yeni bir kultür ortaya çıkıyor demektir. Eskilerin "tabahat" dedikleri aşçılık sanatı, her çağda uygarlık duzeyinin bir göstergesi olagelmiştir. Bu bakımdan, taze ya da kuru bir sebze ile eti birleştirmek çok önemli bir buluştu. Bu buluşu gerçekleştirmek için insanın görece bir rahathğa ermesi gerekiyordu, çeşıtliliğı diışünebüsin. Daha kısası, ilk bulduğumuz hayvanı ya da otu yiyip karmmızı doyurmak zorunluluğundan kurtulmamız gerekiyordu. Vaktiniz olacak, deneyeceksiniz, tadacaksmız, beğenecek ya da beğenmeyeceksiniz. Bu bakımdan etli kuru fasulyeyi yemek tokun hakkıdır, açın değil. Neden derseniz, aç, etle kuru fasulyenin kaynaşmasını, birbirine kanşmasını, ortak bir tada var NadirNadi i : v Ben Atatürkçü Değilim 7 basısı çıktı 840 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları, Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğluİstanbul ARADA BİR İLTER TÜRKMEN Büyakelçi OKURLARDAN Düekpınar köyünün sorunları Diyarbakır ili Çermik ilçesi Dilekpmar koyu sakinleri olarak sorunlanmndan bir kısmına değinmek istiyoruz. En önemli sorun eğitim olduğu için önce okulumuzu anlatalım. Okulumuz 1962 yılında yapıtdı. Öğretmenlerin ve köy sakinlerinin onanmlanyla bugüne kadar geldi. Şu anda tam anlamıyla dökuluyor demek yerinde olur. Okul ve lojmanlann yapıldığı zemin yumuşak olduğundan çökme ve çatlaklar olmaktadır. Eski lojman oturulamayacak durumda, yeni yapılan lojmanda yer yer çatlaklar görubnektedir. DÛeğimiz iyi bir eğitim ve öğretim için okulun duzenli olması öğretmenin de rahat etmesi. Köyumüzde 1978 yılında yapılan Sağlık Ocağı'mn kapısı henüz açılmamıştır. 130 haneli olan koyumuz, aynı zamanda merkezi köy durumundadvr. Doktor, Birgi'nin Ardından Büyükelçi Muharrem Nuri Birgi'nin ölümü Dışişleri camiası için büyük bir kayıptır. Bu camianın mensupları olarak bızler meslek hayatımız boyunca kendisine karşı daima derin bir hayranlık besledık. Fakat, bugün, sadece guzıde bir diplomat aramızdan aynldığı için uzülmuyoruz. Gerçekten Birgi, mesleki yeteneklerinın ötesınde kışılığı, kültürü, sanat bilgısi ve aşkı, krvrak zekası ve sosyal ılişkılerı ile uluslararası çevrelerde Türki ye'nin itibarını yücetten. ülkemızın de bir "Rönesans adamı" yetıştırebıldığini kanıtlayan bir ınsandı. Aynı zamanda bir müzisyen ve reşsam olarak sanat sevgisı sonsuzdu. Moskova'da Çehov'un "Üç Kızkardeş" pıyesını beraber gördüğumüz zaman oyunun güzelliğınden etkilenerek ağladığını, Lenıngrad1 da Batıya henüz sığınmadığı için şöhreti pek bilinmeyen Barışnikov'u ilk defa seyretmek fırsatı bulduğu için bir çocuk gibi sevindiğını daima hatıriarım. Türk sanatını ve sanatçılarını dışarıda tanıtmak için bütün olanakları kullanır ve onlara başarılarını kolaylaştıran çok değerlı tavsıyelerde bulunurdu. Birgi, emekli olduktan sonra, nüfuzlu siyaset adamlan, müzisyenler, yazarlar, aktörler, sanatseverler ve isadamları ile ilişkilerini korumakla kalmamış, bunları daha da gelişiirmışti. Ancak seçkin temsılcılerın davet edildıklen toplantılarda aşına bir sima halıne gelmiş, herkesin sevgı, takdır ve saygısını kazanmıştı. Usküdar'daki, Istanbul'un en göstenşlı değilsebıle, mutlaka en zarıf yalısında aralarında Yehudı Menuhin ve Nureyev gıbı şöhretlenn de bulunduğu yabancı dostlarını ağırlar, onlara Türkıye'nin kültürel zengınliklennı tanrtırdı. Ölümünün bıraktığı bu boşluğu doldurrnak kolay olmayacaktır. Bir diplomat olarak Birgi, bugün en önemli mevkileri ışgal etmiş veya halen isgal etmekte olan bütün hanciyeciler için daima bir ilham kaynağı olmuştur. Meslek hayatı boyunca çok önemli müzakereler yürürmüş, 1950 yıllanndan başlayarak Türk dış politikasının temel ıstıkametlerinin ve başiıca sorunlarımızın çözümü ıçın güdulen yaklaşımların saptanmasında belli başlı bir rol oynamıştır. Bu devırde, özellıkle Ortadogu polrtikası açısından henüz kamuoyumuzda tartışması pek yapılmamış bazı hatalann işlendiğı doğrudur. Muharrem Nurı Birgi bu hataları onlemek için gayret sarfetmiş, fakat her zaman sözünü dinletememiştir. Muharrem Nuri Birgi'nin kritik bir zekâsı vardı. Ahmaklığa, görgüsüzlüğe, böbürlenmeye, yüzeyselliğe hoşgöru kendisinden beklenemezdı. Fikrıni her zaman açıkça söyler, tepkisini gizlemezdı. NATO konseyi toplantılannda uzun ve saçma demeçler veren temsilcilerin karikatürlerini yapar, bunları yanındakilere dağrtırdı. Bu tutumlarına kızanlar vardı, fakat ondan çekinmeyen, ona saygı duymayan kimse yoktu. Muharrem Nuri Beyin muzip ve müstehzj halini görenler, acımasız tenkitlerine maruz kalanlar, onun hissiz bir insan olduğu kanaatıne varabılırlerdı. Oysa, son derecede hassas bir mizaca sahıptı Oostluklarına daima sadık kalmış, kabilıyet ve başarılara karşı hıçbır kıskançlığın golgelemedığı bir hayranlık ifade etmesinı bilmiş, özellıkle gençlere yardım ıçın çırpınmıştır. Yaptığı hızmetler ve verdığı örnek için Muharrem Nuri Birgı'ye mılletçe şukran borçluyuz çfm hemşire ve ebeye acilen ihtiyacımız vardır. Yolumuzun yılın uzun bir suresi işlemez durumda kalması nedeniyle her yıl birçok kadımmız doğum sırasında, çocuklanmız ise kızamıktan olmektedir. Tum yurtta yapılan ası seferberliğinde 3 kez yapılan aşı bizim köyde bir kez uygulanmıstır. Nedeni de yol sorunudur. Köyumuzun çok güzel bir pınarı var. Fakat hayvanlar buradan su içiyor, çamaşırlar burada yıkanıyor, içme suyumuzu da buradan karşüıyoruz. Yazm o sıcak ta suyu kaynatarak içmekteyiz. Dileğimiz açıkta olan suyumuzun kapatılıp uzerine birkaç çeşme yapılması, bizlerin de bu durumdan kurtanlması. Elektriğimizin yokluğunu sorun olarak görmüyoruz. Gaz lambalan yaşantımızm bir parçası olmuş artık. Çunku elektrik buralara biraz zor gelir. Yetkililerin, sorunlanmızın hepsine olmasa da bir kısmına eğilmesi dileğiyle. DÎLEKPINAR SAKİNLERİ KÖYÜ Yerel yünetimlerin görevİeri İnsan yaşamında kultür ve sanatın önemi yadsınmaz. Her birimin görevi, kultür ve sanatın isleviyle, insanlar arasındaki birleştirici kimliğinin yaşamın her kesitinde isletilmesi olmahdır. Bu konuda bakanhklar kadar yerel yönetimlere de büyük görevler düşmektedir. Yerel yönetimlerin en birincil görevleri arasında gunluk yaşamdaki zaruri belediyelik işlerin yurutulmesi ve düzenlenmesi konusu gelir. Ancak yerel yönetimlerin özellikle belediye zabıta memurlannm görevi salt bir avuç seyyar satıcıyla köşe kapmaca oynamak veya küçuk esnafa atıp tutmak gibi basitliklerle sınırlı olmamalı, daha kalıcı şeylerin altma onurlu imzalar koyabilmek olmahdır. Geçen dönemde bunun en güzel orneğini Ankara Belediye Başkanlığı sırasında Ali Dinçer verdi. Toplanan artık kağıtlar ve okunmuş gazetelerin toplanımı. belediyenin ozveriü katılınu çaba ve çahsmalan sonucu olarak seçme şiirlerden oluşan kitaplan okuüara ve öğrencilere karşılıksız olarak dağıtılmış, bu yolla kultür ve sanatımıza katıhm sağlanmış, okuma alışkanlıklan genç nesile aşılanmaya çalışümıştır. Gaziantep 'teki yerel yonetime bir tavsiye niteliğinde artık kağıtlar, okunmuş gazeteler ve yerel yonetimin katılımıyla oluşturulabilecek kıtaplar konu sıralaması itibanyla şunlar olabilir: 1. Gaziantepin, yetiştirdiği değerler (spor, kultür ve sanat, devlet adamlan), 2. Gaziantep, Folkloru, 3. Gaziantep'in ulusal Kurtuluş Savaşı'na katküan, yeri ve önemi, 4. Gaziantep 'in ekonomik yapısı ve onemi, 5. Gaziantep'te kultür, sanat ve basın hayatı, 6. Gaziantep lehçesi ve kokeni. TAMER ABUŞOĞLU / GAZÎANTEP flCAOPAS DEMOKRASİ, BARIŞ, İNSAN HAKLARI İÇİN SUSKUNLUĞA SON! ÇAĞDAŞ, İlericilerin, Pemokratlonn SESÎ ve KÜRSÜSÜ'dür! • • • • Crrirt Seivi fttta İ i u n Ertun M Büknt Habora • > • • fcJhap BalrıoŞlu Haun Kıyafrt Kfnwl Süfltrr İldmiz Kurtulan 3 KASIM'DA TÜRKIYE'NİN HER YERİNDE MTA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Genel Müdurluğumuz TSM sondaj makınelerine aıt 13 kalem sabıt bılyalı rulman ve 7 kalem >ağ keçesi satın ahnacaktır. 2 Bu ışe aıt bılgi ve ıdarı şartname Ankara'da MTA Genel Müdürluğu AlımSatım Şube Mudürluğu'nden, tstanbul'da MTA Irtıbat Burosu Satınalma Müdurluğü Cıhangır, Kazancı Yokuşu, Lütftye Ap. 76 Beyoglu/İSTANBUL adresınden ücretsiz temın edılebilir. 3 tstekhler kapalı teklif mektuplannı en geç 11.11.1986 günü saat 16.30'a kadar "Rulman ve Keçe Teklifı" rumuzuyla Genel Mudürluğümuz, Genel Haberleşme Şube Mudürluğu'ne elden veya PTT ile göndenlmış olacaktır Postadakı gecıkmeler ve telgrafla yapılacak leklıfler dıkkate alınmayacaktır. Şartnameler isteklilere müracaatlarında elden verilecek olup, posta \e telefon yolu ile yapılacak istekler dikkate aünmayacaktır. Söz konusu ıhale kapalı zarf usuluyle yapılacaktır. Bu işe aıt tahmın edılen bedel 10.000.000.TL.'sı olup, geçici temınatı 300.000.TL.'hk, oda sicıl kayıt belgesı ve ımza sırkulerı olmayan firmaların teklıflerı dikkate alınma>acaktır. 7 Teklif mektupları fırmalar huzurunda 13 11 1986 gunü saat 10.00'da ıhale konusyonu tarafından açılacaktır. 8 Genel Müdurluğumuz 2886 sayılı yasaya tabı olma>np, ihaleyi kısmen veya taraamen yapıp yapmamakta serbesttir. tlanen duyunılur. Basın: 30112 3. Ankara Kitap Şenliği 31 Ekim9 Kasım Cumhurıyet Kitap Kulübu Cumhuriyet Kitap Kulübü 3. ANKARA KİTAP ŞENLİĞf nde binlerce kitabım sergiliyor. 3. ANKARA KİTAP ŞENLİĞİ'ne gelin. Kitaplarla, yazarlarla tamşın. Türkiye'de yayımlanmış tüm kitaplara Cumhuriyet Kitap Kulübü kolaylıklarıyla sahip olun. Turklş Salonu Baymdır Sok. No: 10 Yenisehir, Ankara TEK S.S. TOROSLAR ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSEŞE MÜDÜRLÜĞÜNDEN BİLDİRİLMİŞTİR ADANA 1 Muessese Mudurluğumuzce, Muessesemıze ait PD 800 AS Dodge Marka Kamyonun uzenne 1 Ad. 12 ton kaldırma kapasıteli teleskopık sepetlı mobü vnnç kapalı zarfla fıvat \e teklif almak suretıyle şartnamesi esaslan dahılınde ıhale edılerek yaptırılacaktır. 2 Bu ihaleye ait geçici temmat mıktan teklif edilecek toplam fıyatın f» 3 msbetınde olacaktır. 3 Ihale dosvası KDV dahıl 11.000. TL. bedel karşılığında Muessesemiz Ticaret Mudürluğu'nden satın ahnacaktır. 4 İhaleye katılma belgesı ıçın (yeterlilik) bas\urular 11.11 1986 gunu saat 17.00'ye kadar Muessesemız Kurtuluş Mahallesi 293 Sk. Adana adresındekı evrak kayıt servisıne, şartnamesmdeki ıstenen belgeler eklenmek suretı>le yapümıs olacaktır. Katılma belgeleri 18 11 1986 tanhınden ıtıbaren venlecektir 5 Ihale 28 Kasım 1986 cuma gunu saat 15"te Muessesemizın 4. maddede belırtılen adrestekı bınasında yapılacağından, tekufler en geç aynı gun saaı 14'e kadar Muessesemız evrak kayıt servisıne \enlıp veya gonderılecektir. 6 Postadakı gecıkmeler dikkate ahnmayacaktır 7 Muessesemız 2886 Sayılı Devlet Ihale Kanununa tabı değildir. Basın: 30492 VEFAT Merhum Şahit Kanuni'nin eşi, HayatAhmet Atuk ve MüfitNermin Kanuni'nin anneleri, O.ŞahitAyşenur Kanuni ve GülizMehmet Tunçay'ın babaanneleri, merhum Erol Atuk ve SibelÖzcan Çelikkol'un anneanneleri (Giriş ücretsizdir) SERGÜL KANUNİ Vefat etmiştir. Cenazesi 31 Ekim 1986 Cuma günü (bugün) öğle namazını müteakip Teşvikiye Camii'nden kaldırılacaktır. Not: Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin T.E.V.'e tebernıda bulunmalan. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ 3. ANKARA KİTAP ŞENLİĞİ'NE KATILAN YDVINEVLERI Ada Yayınları Adam Yayıncılık Alan Yayıncılık Altematf YayırıcılıK Anıt Yayıncılık Ayko Afa Yayınları Akbank Kultür Yayınları Alaz Yayıncılık Aydın Yayınları Ayça Bılgı Yayınları Belge Yayıncılık Bılım ve Sanat Yayınları Bırey ve Toplum Yayınları Beta Yayınları BFS Yayınları Bılge Yayıncılık Boyut Yayınevı Broy Yayınları Can Yayınları Cem Yayınevı Cep Kıtaplar A Ş Cumhunyet Yayınlan Çınar Yayınları Çağdaş Kıtap Dergı Çağdaş Yayınları Çağdaş Gazetecıler Dernegı Yayınlan Çızgı Yayıncılık Dayanışma Yayınları De Yayınevı Denız Yayın Dağıtım Duşun Yayınları Dost Kıtabevı Der Yayınlan Devınım Yayınları Dılmen Yayınlan E Yayınları Eğitim Yayınları Fono Mektupla Oğretım Kurumu Gerçek Yayıncılık Gur Yayınlan Hurnyet Vaktı Hıl Yayıncılık Hatıpoğlu Yayınları Hacan Yayınları lletışım Yayınları Hgı Yayıncılık Izlem Yayınları Imge üratık Sanatlar Kaynak Yayınları Kastaş Karacan Yayınlan Kuzey Yayınları Kadın Çevresı Yaymlan Kalem Yayıncılık Maya Yayıncılık Metıs Yayınlan Mayıs Yayınları Nısan Yayınları Oda Yaymlan Onur Yayınları Ozkaynak Yayınları Ozgur Yayın Dağıtım Oncu Yayınlan Oğretmen Yayınları Oğretmen Dunyası Yayınları Oyku YayıncııiK Payel Yayınlan Remzı Kıtabevı Sak Yayınlan Say Yayınları Sosyal Yayınlan Savaş Yayınları Sureç Yayıncılık Sorun Yayınlan Söz Yaytn Toplum Yayınlan Türku Yayınları Tan Yayıncılık TODAIE Varyık Yaymlan Yalçın Yay:nlan Yasa Yayınları Yol Yayınları Yeni Türku Yayınları Yaba Yaymlan Yurt Yayınları Yarın Yayınları YaDa Yayınları Yaprak Yayınları Yeni Gün Yayınları Yorum Yaymlan Yazın Yayınları ÇEVİRİ: DİLLERİN DİLİ Prof. Dr. Akşit Göktiirk Yalıuz öğrencileri değil, bütün aydınları yakından ügüendiren kitap: 840 Lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları, Turk Ocağı Cad. 39/41 CağaloğluIstanbul İLAN TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU S.S. DOĞU KARADENİZ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Müessesese Mudurluğumuzun ıhtıyacı olan teknik şartnamesinde özellıklerı belırtilen 2.000 adet yuksek basınçh 110 W. sodyum buharlı ampuller kapalı zarf usulu ile satın ahnacaktır 2 Bu ışe aıt şartname ve teknik şartnameler 3.11.1986 tarıhınden itibaren TEK S.S Doğu Karadenız Elektnk Dağıtım Muessesesı Müdurluğü Kemerkaya Mah. Cumhunyet Cad. Adem Sok. Ebru Apt. No: 7 TRABZON adresındeki yerleşık Makıne Ikmal ve Saunalma Mudürluğu'nden 15.000.TL. bedel karşılığında temin edılecektir. Ihale ile ılgılı geçici guvence. 1 050.000.TL.'dır. İhaleye iştırak edecek firmalar teklif mektuplarım en geç 10 11.1986 gunu saat 14 00'e kadar Müdurluğumuz Muhaberat Servisı'ne vermış olacaklardır Posta ile şartname göndenlmez Postadakı gecıkmeler dikkate alınmaz. 5 Teklif mektupları aym gun saat 14.30'da Ihale Komisyonumuzca fırma yetkililen huzurunda alenen açılacaktır. Muessese Müdurluğumuz 2896 sayılı kanuna tabı değildir. Basın: 30498 ÖZ TÜRKÇE SÖZLÜK Ali Püsküüüoğlu'nun bu çok aranan sözlüğunün sekizinci basısı çıktı: 2500 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları, Türkocağı Cad. 39/41 CağaloğluIstanbul Dr. ERDAL AE4BEK Bahariye Cad. 96/3 KADIKÖY Tel. 336 04 49