25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 24 EKİM 1986 Jorge Ermiş Efraim de, açık saçıklıktan ve esprilerden, zehirli yılanlardan kaçar gibi kaçınmayı öğütlüyor. William Ama Hidebertus demiş ki, "CJddi şeylerin ardında şaka yapmana izin verfldi; ancak bunn beUi bir ağırbaştalıkJa yapmana." Aptal gülerken, içinden "Tann yoktur" der. Jorge Ruh yalruz gerçeği düşünürken dingindir; iyi işlerden sevinç duyar, gerçeğe ve iyi şeylere ise gülünmez. Isa'nın gülmeyişinin nedeni buydu. Gülme kuşkunun kışkııtıasıdır. Wilham Ama kimi zaman kuşkulanmak doğrudur. Gülme kötüleri şaşutmaya, onlann aptalhklannı ortaya çıkarmaya da yarar. Ermiş Maurus'un, kâfirler kendisini kaynar suya attıkları zaman, suyun çok soğuk olduğundan yakındığı söylenir. Kâfir vali de suyun ısısma bakmak için aptal aptal elini suya batınp yakmış. Ermiş şehidin düşmanlannı gülünç duruma düşüren guzel bir davranış. Siz gülmeye gülüyorsunuz, ama gene de gülüyorsunuz. Jorge Ama Isa'nın güünediğini siz de biliyorsunuz. William Emin değilim. Ben Isa'nın gülmediğine ilişkin hiçbir yazı okumamıştım bugüne değin. Bunun üzerine Sayın Muhammed'in gülüp gülmediğini düşünmeye başladım, işin içinden çıkamadım, sanınm elimizde hiçbir bilgi yok. Ama şunu rahatça söyleyebileceğimi sanıyorum, büyük dinlerle gülme yasak edilmiştir, bütün ortaçağ ancak gizli gizli gulmüştür. Bilmem, uygarlıkları, "gülen nygariık, güimeyen uygariık" olarak yeni bir sınıflandırmaya gidebilir miyiz? îsa Güldü mü, MELİH CEVDET ANDAY Gerçi "gülme" sadece insana özgüdür, bu yüzden insanı "gülea hajrviuı" diye tanımlayanlar vardır, ama birçok yerde, özellikle ülkemizde gülme çoğun ayıplanır, ciddiliğe aykın sayüır, çünkü ciddiliktir dogal olan, gülmek isteyen arada bir, o da hafifçe gülmelidir, yoksa "sulu" nitemini yapıştınrlar ona. Nerden kaynaklanıyor bu gelenek? "KomedT'ye "güldttrü" karşüıgını bulduk, "komedyeo" deyince de gülduren oyuncuyu anlıyonız. Gcrçi Batılılar da "com«i«ı" ilc < tng£dieıı"i ayırmışlardır ve comedien'i, "comedie oynayan aktör" diye tanımlarlar, ama o sözcük genellikle "artiste" anlamında kullanılır. Aynca çagımi7da oyunlann artık tragedyakomedya diye ayrümadığına bakacak olursak, sadece gülme uyandıran bir türün bulunmadığuu anlanz, önceleri taşlamalı meyhane şarkısı olan ve 1712'de tiyatroya sokulan, 185O'ye doğru gözden düşen vodvili saymazsak. Bugünkü oyunlarda trajik ve komik öğe iç içedir, gerçekte trajedi maskesi Ue komedi maskesi birbirine benzer. lnsanlann gülerken ağlamaya, ağJarken gülmeye geçmeleri de bunu gösterir, dahası ağlayan gülene, gülen de ağlayana benzer. Eski Yunan komedyası açık saçık bir oyundu ve bu açık saçıklığı kimse yadırgamazdı. O zaman da komedya guldürü anlamına gelmiyordu. Aristo'nun yazdjğına göre komedi sözcüğü, "köyler" anlamına gelen "komaF'den tü Giı ı ı ı ı: u nıî? remiştir. Demek köylerde oynanan kaba saba oyunlardı bunlar. Ama Aristofanes onu yüceltti, en önemli sorunlan şaka yollu anlatmayı buldu. Aristo der ki, "Gercekten de trtgedya dithynunbos korosnnduı, komedya ise phallos şariulanndan dofmuştur." Eski Yunan'da gülmek ayıp değildi. Yukanda "Nerden kaynaklanıyor bo geienek?" sorusunu ortaya atmışüm. Yanıtını vereyim: Sanınm dinlerden. Aşağıda bu konuya gene geleceğiz. "Gülme"nin ayıplanması geleneğinden Moliere de payını almıştı. O zaman gülmek halka özgü diye bilinirdi. Bu bakımdan kibarlar Moliere'in oyunlanndan hoşlanmamışlardır. Moliere "Kadınlar Okulu" adlı oyununun oynanmasından sonra, uyanan tepkilere, yergilere karşı "Kadınlar Oknlu'nun Deştirisi" adb küçük bir oyun yazmıştı. "Kadıaiar Okulo"nu seyreden bir kibar, oyunu asık bir suratla dinlemiş, herkes güldükçe o kaşlannı çaüyonnuş, kahkahalar yükseldikçe de omuzlannı silkiyor, salondaki halka bakıyor, "Göl halk, gnl!" diyormuş. Oyunda Moliere'in temsilcisi olduğu anlaşılan Dorante ilc güldürüyü hiç beğenmemiş olduğunu söyleyen bir marki arasında şu konuşma geçmektedir. Şunu bilin ki marki, tiyatroda doğru düşünmek için özel bir yer yoktur. Yanm altınla on beş mangır arasındaki fark insanı zevk sahibi etmez; kötü yargı ayakta da verilebilir, koltukta da. Şunu da söyleyeyim ki, ben parterin zevkine daha çok güvenirim... Demek ki, sizce büyüklük, güzellik yalnızca ciddi yapıtlarda olabiun komik piyesler ttstünde durmaya değmez. Görüyor musunuz, gülme adi bulunduğu için ancak halka yakıştınlmaktadır, öyle ise Cervantes'in, Shakespeare'in, Fieldingin, Gogol'ün yapıtlan saçmadır. Bu sonuncusu, Gogol, ünlü oyunu "Mü*rttfs"in temsilinden sonra, gazetelerde çıkan yergileri toplayarak, topunu birden yanıtIamak için "Yeni Bir Komedyanın Oynanmasuıdan Sonra Tiyatrodan Çıkıs" adını verdiği bir oyun yazdı, tıpkı Moliere gibi. Orada adı "Komedy«nnı Yazan" diye geçen kişi, bir yerde şoyle diyor: Ama gülmenin müthiş gücü iyice bilinmiyor. Gülünecek şey aşağılık bir seydir diyorlar, o kadar. Ancak ciddi, heybetli bir sesle söylenen şeyleri yüksek buluyorlar. Ah Tannm, bu dünyada yüksekliğine inandığı hiçbir şeyi olmayan ne çok adam var! Esinle yaratüan her şey onlar için boş laflardır, saçma şeylerdir. Shakespeare'in yapıtlan da onlara göre saçmadır, ruhun kutsal duygulan saçmadır. Bana öyle geliyor ki, bildiğimce, tragedya ortadan kalktıktan sonra dünyanın bütün büyük yazarlan gülmeceyi kullanmışlardır. Dostoyevski kullanmıştır, Kafka kullanmıştır, Marquez kullanmıştır... Bugünlerde üstünde çok konuşulan, Umberto Eco"nun "G«lön Adı" adlı romanını okuyorum. Geç ortaçağ döneminde, Kuzey ttalya'da bir manastırda geçen bir olayı ele almış Umberto Eco bu romanında. Birden bütün dünyada ünlenmiş bir roman. 1327 kasımının son haftasında, Kutsal Roma İmparatonı Bavyeralı Ludwig ile Papa XXII. loannes arasındaki acıklığı ortadan kaldırmak için iki yanın temsilcileri bu manastırda toplamp görüşeceklerdir. Fransisken rahibi ve Ockhamü Wiliam'ın arkadaşı Baskervilleli rahip William da arabuluculuk yapmak üzere oraya gelmiştir. Anlatılan korkunç olaylar manastır kitaphğı çevresinde geçmektedir. Bu kitaplıkta, birtakım eski kitaplar elyazması ile (başka nasıl olabilirdi!) çoğaltıhyor, rahiplerin okumuş yazmışlan sürekli bu işle uğraşıyerlar ve kitaplar, onlar için, herkese gösterilmeyecek nesnelerdir, kimi bir gizi sakladığı, kimi de okuyaru dinden imandan edeceği için. Bu kitapIann çoğu minyatürlerle süslendirilmiştir. Bu minyatürler ise, çoğun, acayip, şaşırtıcı, akla aykırı, güldürücü resimlerdir. William ile kitaplıkçı Jorge arasında bir gün bu konuda bir tartışma çıkar ve tartışma "gülme"nin, "giildiinne"nin doğru olup olmadığma kayar. William açık düşünceli, pozitif bilimlere yatkın, hatta laik bir adamdır. lartışma üst düzeyde gecmekte ve okuyaru heyecanlandırmaktadır. WUÛam güldürüyü savunur. William Güldürü türü masallar eskilerin güldürülerine benzetilebilir. Bunlar, tragedyalar gibi, gercekten yaşamış insanlardan söz etmezler. Tersine, 1si dorus'un dediği gibi, bunlar kurgudur. Bağnaz bir Hıristiyan olan Jorge, buna şu yamü veriyor: Güldürüler, kâfırler tarafmdan seyircileri güldürmek için yazıldı. lyi de olmadı. Efendimiz lsa, hiç güldürü ya da masal anlatmadı; yalnızca cenneti nasıl elde edeceğimizi bize öğreten açık seçik meseller anlattı. William Sorabilir miyim, Isa'nın gülmüş olabileceği düşüncesine niçin bu kadar karşısınız? Jorge tnsan güldüğü şeye inanmaz, ama ondan nefret de etmez. Bu yüzden kötü bir şeye gülmek, onunla savaş isteği duymamak anlamına gelir. lyi bir şeye gülmekse, iyiliğin kendiliğinden yayılmasını sağlayan gücü yadsımak demektir. Bunun için Kural der ki: "Alçakgönüllülüğün onuncu derecesi gülmeye yatkın olmamaktır. Çünkü şöyle yazılmıştır: Yüksek sesle gülen delidir:' William Quintilianus der ki, "Gülmek, ağırbaslı olmak için, övgü söz konusu olduğunda bastınlmalı. lacitus Calpurnius Pisonus'un alayahğını över. Genç Plinius da şöyle yazmıştır: "Ars sıra güler, neşeienir, oynanm da, ben insanım." Jorge Onlar kâfirdirler. Kural der ki: Gülmeceler ister saçma sapan sözcükler, ister gülme olsun, sonsuza dek set çekelim, her yerde kınayalım ve öğrencinin böyle konuşmalar için ağzını açmasına izin vermeyelim. William Ama tsa'nın yeryüzüne egemen olunca Cireneli Sinestus, Tanrı'run gülünç olanla, trajik olanı uyumlu bir biçimde birleştirmeyi bildiğini söylüyor. ömrünü emekçi halkımızın kurtuluşu mücadelesine adamış, inanmış sosyalist insan örneğini dosta düşmana her zaman kanıtlamış değerli üyemiz VECDİ ÖZGÜNER'i kaybetmenin acısını tüm emekçi halkımız ve sosyalistlerimizle paylaşıyoruz. SOSYALİST PARTİ tRTİBAT BÜROSU ÜYELERt © Isvıçre'nın Zürih şehrinde faalıyette bulunan zengın makıne parkı olan bir Anonim Şirket Türkıye'ye nakledılmek ıçın ortak aramaktadır. llgılenenlerm aşağıdakı adrese başvurması rıca olunur Demirsöz Corp. Alber1Str.11 8005 Zürich /SCHWEİZ İSVİÇRE DENTÜRKİYE YE NAKLEDECEKBİRSİRKET ORTAKARIYOR İLAN TÜRKİYE ÇİMSEİŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANLIĞI'NDAN Sendikamız 11. olağan genel kurulu 1516 Kasım 1986 tarihinde saat 09.00'da aşağıdakı gündem madddcrini görüşmek uzere Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Mudürlügü toplantı salonu Ankara adresinde toplanacaktır. Toplantıda yetcrli çoğunluk saglanamadıgı takdirde müteakip toplamı 2223 Kasım 1986 tarihinde yine aynı yer ve saatte yapılacakür. Delegelerimizin belirtilen gün ve saatte kongre mahallinde haar bulunmasını rica ederiz. GÜNDEM: 1. Yoklama ve açılış 2. Saygı dunışu 3. Genel başkanın açılış konuşması 4. Genel kurul başkanlık divanı secimi 5. Konulann tanıtılması 6. Komisyonlann secimi a) Tüzük tadil komisyonu b) Bütçe hesap tetkik komisyonu 7. Çalışma raporunun görüşülmesi 8. Komisyon raporlannın görüşülmesi 9. Zorunlu organlara aday tespiti 10. Genel yönetim kurulu tekliflerinin görüşülmesi 11. Kurullann ibrası 12. Çahşmalann tamaralanması 13. Secimler a) Genel yönetim kurulu asil üyeleri (unvanı) b) Genel yönetim kurulu yedek üyeleri (unvansız) c) Genel denetim kurulu asil ve yedek üyeleri d) Genel disiplin kurulu asil ve yedek üyeleri e) Üst kunılus (Türkîş) delegeleri. AR4DA Bffi MEHDİ HAUCI Hukuk Doktoru OKURLARDAN Açıklama bekliyoruz Giresun'un Espiye ilçesi Gülburnu Köyü Derneği olarak köyümüze barmak yapılması için 1976 yılında Bayındırlık ve tskân Bakanhğı''na başvurduk. Bakanlıktan 7 Mart 1977 tarih proje C07/8043 sayıh yazjyla gelen yamtta bu önerimizin uygun görüldüğü ve daha sonraki yülarda programa ahnacağı bildirildi. Aradan 2 yıl geçtikten sonra gelen ikinci yazıda "Ödenek imkânsızlıklan nedeniyle projenin 1979 yılı yatınm programına ahnmasına imkân bulunmadığı" kaydedildi. 30 Eylül 1986 tarih ve 983 sayıh son yazıda ise "Barmak adının değistirilerek çekek yerinin yapılması Bölge Müdürlüğümüzce uygun görülmüş ve 1987 yıh yatınm programına alınması için Genel Müdürlüğümüze teklif edilmiştir" denitiyor. Yetkilüerden aşağıdaki konulara açıklık getirilmesini istiyoruv 1) Gülburnu köyümüz için 11 yıldan bu yana yapmakta olduğumuz bannak müracaatımız, çekek yeri olarak değiştirilmiş midir? 2) Barınağımz yapılacak diye, koyümüzde bulunan derneğimiz üyelerine gelen telefonlarda "Bu yılbasmda barınağımz için ıhale yapılacak " haberleri geçmis yıüardaki gibi bir vaat midir? TALAT ÇAK1R Gülburnu Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı yanıtlar olumsuz çıktı. Sonuçta bir yıl için kaydımı dondurmak zorunda kaldım. Benimle birlikte aynı yola başvuranlann sayısı 25 ya da 30 kişL Kaldı ki, fakültenin birinci sınıf mevcudu ise 40 kişL Eğitim açısmdan ne kadar ciddi bir sonın! Fakültenin seçme koşullarından birisinde "3 yıl basarılı öğretmenUk yapmış olmak" diyordu. "Basarılı öğretmen" okulu kazandıktan sonra da "Ya istifa et, oku ya da öylece kal!" pozisyonuna niye getirilir? . BİR OKUYUCU tarafından bir adet kepçe ile birkaç damperli kamyon aniden çıkıp geldiler. Yola koskoca bir hendek açmaya başladılar, derken yol biraz tamir görür gibi oldu ama gene ani bir ENTEBBE baskınıyla yol ile üzerinde çalısanlar veya çalıştığını zannedenler kendini tam manasıyla dağıttı, her yer tarumar oldu. Yolun uzunluğu 400 bilemediniz 500 metre, yolu gördünüz mü? Işte bu rezillik tam geçen yılın mayıs ayından beri devam ediyor ve bunun adına da BELEDİYECİLİK deniyor. Tannya şükürler olsun ben Yalova'da oturuyorum. Evimin önü hiç olmazsa yukarda anlattığım gibi değiL Bundan bana mı ne? Çok yash bir anam var, kadıncağız ne evden çıkabiliyor, ne de alıperişini yapabiliyor. Ben haftada bir kere gidip onun tüm alısverişini yapıyorum, gereksinimlerini karşıkyorum. Bu yol faaliyetsizliği kanımca daha uzun bir süre devam edecektir. AHMET METE YALOVA / İSTANBUL Yenilgi ve İş Bitirenler... Yenilgi acıdır. Üzücüdür. iktidarın ilk üç yılını yıpranarak doldurmak Türk siyasi yaşamında ilk kez ANAP'a nasip oldu. 1980 askeri müdahalesinden sonra kurulan üç icazetli partiden ikisi ara seçimlerden önce eriyip gitmişti. Geride kalan ve ıktidarı elinde tutan ANAP'ın da bu kaçımlmaz sonuçtan sıyrılması beklenemezdi İcazetli partiler demokratık yaşama geçilirken zorunlu olarak yok olurtar. Çünkü askeri müdahale ıçinde "nesvünema" bulan siyasi örgütlerin tek yaşama sansı, diktatörlüğe sapmakla mumkün olur. Türk halkının siyasi bılinç p o tansiyeli buna olanak tanımayacağından zaten boylesi bir beklenti de hiçbir sonuç sağlamazdı. Oysa ANAP başlangıçta çok şanslı bir partiydi. Çünkü ülkede siyaset ve düşünce özgüriüğü kısıtlanmıştı Işcilerin greve gitmeleri düsünülemezdi Sendikaların çalışmaları yeni yasalarla kuşa çevrilmişti. Derneklere gelince yüzlerce yeni suç türlerı içeren yasayla vatandaşın sesi boğazına takılmıştı Gösteri ve Yürüyüş Yasası tel orgüler, tomsonlar ve telsızlerie donatılmıştı. Üniversite gençliği artık hiçbir duşünce ortaya koyamıyor, dogal haklannı bile savunamıyordu. öte yanda 141., 142. ve 163. maddelerdekı ceza hükümlerı üç katı arttınlarak hapissüreleri 15 yıla yükseltılmıştı Yasaları çiğnedığı savlanan bir basın organı mahküm edıldiği zaman, onu basan matbaanın makinelerı bile zapcedilerek satışa çıkarılacak, geliri Hazineye yazılacaktı. Gel keyfim gel... İşcisı, gençliği, basını susturulmuş bir ülkede kim olsa ıktidarı rahatlıkla yürütebilir. Ama bu denli şanslı bir ortamda bile ANAP yine de eriyip gitti. . Neden ve niçin? Muhalefetin susturulduğu bir ülkede devletin radyosunu, haberler programını, lcraatın Içınden'i, yurtıçı ve dışı gezılerini de işin içine katarak kullanıp dururken eriyip gitmek... Evet ANAP iktidar olarak "al gülümver gülüm" rahatlığıyla devtetin parasını, pulunu fakfukfonunu, tahsıslerinı, telefon ve telsiz dağıtımını keyfince kullanarak eriyip gıtti. Üstelik 1980 askeri müdahalesinin koruyucu gücü de ANAP'la beraberken! . Peki ANAP'ın an kovanına çomağı kim soktu? I C1 I 111 Bal nerede? Petek nerede? Bu sorulara yanıt bulmak için biraz gerılere gidelım. Özal, genel secimlerde yani 6 kasım öngününde (arifesinde) televızyon konuşmalarında eski partiler;, lidere bağlı partiler olarak suçlamış ve ANAP adına "Biz iktidara lider olarak değil, iş bitirici bir ekip halinde geleceğız" demişti. Elbette ki bir partı, ekibiyle iktidara gelince çok basarılı işler yapar. Her siyasi partınin bir bürokrat kesimi olmalıdır. Gerçek boyiedir, ama bir de baktık ki ekip diye haftalarca dilinden düşürmediği kadronun Mehmet Keçeciler'den, Şadi Pehlivanoglu'ndan ve Mustafa Taşar'den kurulu olduğunu gördük Böyle bir ekiple çağdaş Türkiye'yi nereye götürebılirdiSayın Ozal? Pehlrvanoğlu ve Taşar ve hatta Mehmet Keçeciler kafaları Orta Asyacı, Enver Paşa çizgisinde, Osmanlı rüyalan gören, dağarcıklannda dofcuz ışık düşüncelerı dolu olan kişiler değil mi? Öbür uluslar gökyüzunün fethine giriştikleri bir dönemde, onlann Şah Ismail öyküleriyte sınıriı bir kürtür varlığını sergılediklerinı bilmiyor muyuz? Üstelik Konya'dakı tutum ve davranışıyla MSP'nin yıkılışında bırkaç kürek de Keçeciler'in attığı topraklann rolü olmadı mı? Şimdi de Sayın Keçeciler ANAPi ın üstüne de aynı kürekle ölü toprağı atmıyor mu? Sayın Özal o halde ANAP'ın bu yenilgisini yine kendi ekibine bağlamalıdır Demek ki ANAP'ın işbitirici ekibi durmuş durmuş ve öncelikle ANAP'ın işini bitirmiştir. işkence olaylarına kulaklarını Iıkayan; anayasa değişikliğıne hayır diven; karakol bahçesıne öldürülüp gömulen masum bir vatandaşa yapılan bu muameleyi hoşgören; Tunceli ilimizi askeri valiyle yöneten; köylüyü, vatandaşları sıra dayağından geçıren, patateslerı tarlada çürüten; holdınglen zengin ederken, fakirieri daha fakır yapan bu yaman ekibin akıl hocalığıyla Özal yol almaya devam ederse, sonunda ne alır biliyor musunuz? Hava alır, hava... Eski tablolanmz, tuğralı gümüşleriniz ve elyazma eserleriniz için Troy 140 79 36 \ Kalorifer ve Sanayii kömüründe yüksek kalori, uygun fiyat 173 00 02 "Ya Ustifa ei, ya oku diyorlar 12 yıllık ilkokul öğretmeniyim. 198586 üniversite giriş sınavlanna katıldım. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitim Yöneticiliği ve Deneticiliği bölümünü kazandım. Okula kayıt esnasında Ankara'ya tayin yaptırabilirsem, yanm gün öğretmenliğimi sürdürebileceğimi, yanm gün de üniversitedeki derslere devam edebileceğimi söylediler. Ankara'ya "gerekçeli" tayin olabilmem için çalmadığim kapu, basvurmadığım yol kalmadu Tüm çabalanm ve aldığım tLAN OLAĞANÜSTÜ BÜYÜK KONGRE ÇAĞRISI Türk Eczacılan Birliği 23. Olağanüstü Büyük Kongresi aşagıda belirtilen gündem, yer, tarih ve saatte toplanacaktır. Büyük Kongre delegelerine önemle duyurulur. TÜRK ECZACILARI BtRIİĞl GÜNDEM: 1 Açılış ve saygı dunışu, 2 Sandık ve tasnif heyetim'n secimi, 3 Başkanlık divamnın secimi, 4 Maliye Bakaniığı ile yapılacak protokol üzerine görusmeler, 5 Düek ve öneriler, 6 Kapanış. Yer: Farabi Sokak No: 35 KavaklıdereANKARA Tarih: 12 Kasım 1986 saat 9.00'da çogunluk olarak. Mutlak ekseriyet sağlanamazsa 13 Kasım 1986 saat 9.00'da mevcut deiegelerle toplantı açılacaktır. Belediyecitik bu mu? Kadıköy'den bir araç Ue Bostancı istikametine doğru gidin. Zeynep / Asım adlı mümtaz ikilinin dükkântnt geçtikten sonra biraz ileride sağda İSKELE CADDESVnin kö'sesinde aracmızdan inin. Şimdi bu caddeye mi, sokağa mı, ne olduğu bilinemeyecek halde olan yere bir bakın ve size bu yolun bu hale geliş öyküsünü anlatayım. Geçen sene mayıs ayı civannda MAKStM Gazinosu BODRUM BÜROMUZDA ÇALIŞACAK MtMAR ARAMYOR. Tel: 19 92 PRESTIGE COMPEX BİLGİSAYARLARI / ELEKTRONİK HESAP MAKİNELERI 11 • PRESTIGE COMPEX BİLGİSAYARLARI IMBj İSYERİNİZE PRESTİJ KAZANDIRIYORUZ PR 2900 T 8088.2 Tuıfao mıkro ıslemd 8 MNz saat frekany 512 KBana bdleh (Maı 2x360. 5 25 mch dısket surucu PRESTIGE COMPEX YAZICILARI PR 1516 9x9 nokta matns 136 kolon/sotıı 160 yozım hızı Ayarionabilir dKIİ ve friksiyon besleme Bitisik horf lcalitesi ELEKTRONİK HESAP MAKİNELERI KAMPANYA MODELLERİ Dunycmn en hııiı pnnteri. (Scnıyedc 4,6 safır) Geniş sentli (69 mm ) Ondolık oyırma ve yuvarlomc 4 lodksjyonlu cift hofızo Bilgisoyor sıstemii tus takımı Sabit çmpımlat toplamı tmohîon anahtarlan PR 2900 ST 8088 2 lurbo mikro islemci 8 MHz soot Irdtonsı 512 KBana bellek (Mat. 1MB) 360 KB 5 25 ındı dislel surucü 20 MB sabit dısk unitesı (Max 40 MB) %,A%,F 1 »etorih tuskm PR 3600 TURBO 80186 mikro Hlemcı 10 MHz saat Irekonsı 512 KB ona M l e k (Max IMfl) 40 MB) 360 KB, 5.25 inch dhket surucü 20 MB sabit dtsk unitesı (Max L P R 1013 • 9x9 nolcta matris • 80 kolon/sotır • 130 yazım hızı • Ayariarabilir disli • Aynı zamanda 0 klovye özelliklerine de sohıp ustün yetenekli ve Friksiyon besleme • Bitişik haıf kalitesı PR 3900 ADVANCE TURBO 80286 mikro islemci 8 MHz soot fıekonsı 512 KB ana belldc ( M u . İ M I ) 1,2 MB, 5 25 inch diskel surucü 20 MB sabit disk ünitesi (Moı 40 MBj P D 143 TURBO (14 HANELİ) PO 163 TURBO (16 HANELİ) KATILMA FORMU Almok istediğinız urunu lütfen kutu ıcınde (X) ÛRÛN PEŞİNAT AYLIK TAKSIT • Bütün dünyada Turkçe (F) lclavye ile uretilen ilk ve tek • Piyosodoki yerii, yabancı bilgiscvoHcHo uyumlu, pfogrom pokeHerini kullanmasıyla PRESTIGE COMPEX BİLGİSAYARLARI KAMPANYAMIZA KATILMAKLA ÜCRETSİZ NELER KAZANACAKSINIZ ? 1 PİYASA DEĞERI 2 MILYON Tl 0 U N MUHASEBESTOKCARI FATURA BORDROCEK/SENET VE İŞIİTME DEFTERİ HAZIR PROGRAMURI VE ILGILI KJLLANIM KUVUZURI 2 SİSTEM ISLETİM DISKETİ, BASIC PROCRAMUMA Dlll 3 1 YILLIK GARANTİ 4 BILGISAY&RINEZIN KULLANİM VERINE TESLİMİ, TEKNİK 5ERVİS VE BAKIM HİZMETLE8İ 5 GRUP EĞİTİM HIZMETLERİ ile ısatetleyin. TAKSIT SÜRESİ TOPLAM FİAT (KDV'K) 2 276 120 4 176. 920 5.401 440 6.481 200 734.540 1 031.030 185 350 217 250 AYRICA YAPILACAK ÇEKİLISLE HER 150 BİLG1SAYAR İŞTlRAKtlSİNDEN 1 KİSİVE, I AOET PR2900T BİLGISAYAE, HER 300 ELEKTKONİK HESAP MAKİNESİ İSTİRAKCİSINDEN I KİSIYE 1 ADET PD143 TURBO ELEKTRONİK HESAP MAKINESİ BEDAVA VERİIECEKTİR. Çekilişsiz, kurosız, hemen tesKm... NASIL KATILACAKSINIZ ? • İlk peşinotınızı Gunoydın Pazodomo A.Ş.'nin Akbflnk T.A Ş Türbe/ISTANBUL subesindeki 5924 No 'lu hesobıno yotınnız. • Doldurduğunuz kotılmo formu 3e birtikte peşinotınızı yotırdığınızı belodeyen mokbuzu GÜNAYDIN PAZARLAMA A.Ş. Prestioe Compeı Kompanyosı Cağoloğlu Homomı sok No: 4 Coğaloğlu/ İSTANBUL adfesine taahhütlü otorak gönderiniz. • Soziesme ve senetlefiniz dertıal size gönderilecektir. Bu işlemler tanumiandığmda olocoğınız urun KULLANİM YERİNİZE ADRESİNİZOE teslim edtlecek ve bunun idn ek bn ücret tdep edilmeyecektir. Bilghayaıtar PR 2900 T 712.520 1.307.720 1.691.040 2 029 200 130.300 239.100 309.200 371.000 ~ PR 2900 ST PR 3600 TUR80 PR 3900 ADVANCE TUR80 Vazidlar Z PR1013 Z PR1516 12 12 12 12 ay oy ay ay ÜCRETLİ SECENEKLERINİZ • 14 inch renidi «e normal momtoı • COBCJ, lurbo Pascd, Fortran programlama dilleri • 360 KB, 1 2 MB disket suruculer • 20 MB sobıt disk unitesi • Wonfctar, Lotus 1 2.3 DBose pokel pfogromlon 184 140 257 030 46 200 64 500 12 oy 12 ay GENİS BİLGİ İCİN TELEFONLARIMIZ: 527 79 50 526 53 82 522 14 92 522 64 03 Elektronik Hescp Mokınolorı Z PC 143 TURBO PD 163 TURBO 65 350 67 250 60 000 50 000 2oy 3ay Gompex ^A 23 Gcalc 1986 tocihli ve 1211 iayılı k c i u n gereğınce dızMilenmıs ın Paıoılamo A S we Ellioitı A S.'nın noıanti >e kefoleiı oltındodıı ( Pesinotın yatınlcUğı yerPesinatın yotınldığı tarih Adı Soyadı Adıes . .. Meslek il/tke Tdimza: BİLGİSAYARLARI/ELEKTRONİK HESAP MAKİNELERI •tloıdo Oeep Elekt
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear