02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 MAYIS 1985 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURtYET/5 İSMAIL GÜLGEÇ Modern dansın büyük ustası Merce Cunningham da festivalde HAYVANLAR 65 yaşında ve dans ediyor etmemelerini ve önceden düzenlenmiş kendi ritmlerine uymalannı söylüyor. Cunningham, bestecisi John Cage'den müzik isterken ona yalnızca parçanın süresini bildiriyor, başka hiçbir istekte bulunmuyor. Beste ile koregrafi, o yapıtın ilk sahnelenişinde ilk kez bir araya geliyor. 13. Uluslararası tstanbul Festivali'nde topluluğuyla birlikte üç gösteri sunacak olan Cunningham, mafsal iltihabına karşm hâlâ sahnede. Dansçılarına müziğe hiç dikkat etmemelerini söyleyen Cunningham 'ın yapıtlarında, beste ile koregrafı ilk gösteride ilk kez buluşuyor. Kültür Servisi Temtnuz ayı başlannda 13. Uluslararası tstanbul Festivali kapsamında Açıkhava Tiyatrosu'nda üç gösteri sunacak olan Merce Cunningham ve Dans Topluluğu bugünlerde Londra'da. Istanbullu sanatseverlere "Olaylar" adlı yapıtını sergileyecek olan bu büyük modern dans ustası, şimdilerde Londra'daki "Sadler's Welis"de müziğini David Behrman'm yaptığı "Resimkr"le birlikte 7 yeni yapıtını sahneliyor. Kendi adına kurduğu stüdyoda bugüne kadar binlerce genç yetiştiren dansçı ve koregraf Merce Cunninghaın, 65 yaşında ve yakalandığı mafsal iitihabı yüzünden neredeyse güçlükle yürüyor. Ama dansa olan aşırı tutkusu dolayısıyla topluluğuyla birlikte hâlâ dans ediyor. Kuşkusuz, solo bölümlerde gövdesinin şimdiki durumuna uygun düşen devirümlerle. Ne var ki, özellikle 1940'lardan bu yana koregrafide "devrim" yapan Cunningbam, bu yetersizliği de olumluya dönüştürmeyi biliyor. "Hoplayıp sıçrayabildiğim zamanlar biç aklıma gelmeyen yepyeni yollar buluyonım şimdi. Her zaman, daha önce hiç bilmediğim yepyeni bir şey bulup çıkanyorum." Hava kadar değişken bir ortam Birkaç istisna dışında, Cunningham'ın kullandığı müzik elektronik ve canlı olarak seslendiriliyor. Orkestra çukuru kablolarla, mikrofonlarla ve ses çıkaran çeşitli aygıtlarla dolu. Gösteri sırasında orkestra çukuruna bir göz atacak olursanız, John Cage ile David Tudor'u elektronik araçlarla çılgınca uğraşırken ya da Takehisa Kosugi'yi tuhaf bir elektronik kemanı çalarken görüyorsunuz. Peki, dansçüar müziği ve müzisyenleri dikkate almadıklanna göre, neden canlı müzik kullanıyor Cunningham? "Çiinkü benim yapıtlanmda müzisyenler, bir orkestradaymışçasına gerekh'dirler. Her gösteride, bava gibi durmadan degisen bir 'ortam' yaratırlar. Sonucu biçbir zaman önceden kestiremezsiniz." öte yandan, Merce Cunningham ne zaman yeni yapıtlarından birini anlatacak olsa, müziğe değinmeden edemiyor. Gerçi kendi kuramına göre, müziğin sahnedeki koregrafiyle uzak yalon bir ilgisi olmaması gerekiyor, ama aslında izleyiciler gibi onun kafasında da müzik ile dans sıkı sıkıya bağıntılı. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK BİNLERCE GENÇ YETlŞTtRDl Modern dansa apn tutkusu nedeniyle kendi adına bir de dans stüdyosu kuran Merce Cunningham, bugüne kadar binlerce genç yetiştirdi. Çaltşmalanna 1950larda Martha Graham'm topluluğunda başlayan Cunningham, çok geçmeden fazla sınırlı bulduğu Graham'dan aynldı ve bestecisi John Cage'le birlikte kendi köktenci, devrimci yapıtlanna yöneldl da solist olarak başlamış ise. Ancak çok geçmeden, Grahara'ın yenilikçilikten hiç de uzak olmayan dans tekniğini bile fazla sınırlı bulmaya başlamış. Sonunda, bugün de sürmekte olan efsanevi bir işbirliği doğmuş: Besteci John Cage'nin müzikleri eşliğinde kendi solo programlannı sergilemeye koyulmuş Cunningham. Cage'in de etkisiyle her şeyi sorgulayan, her şeyi araştıran bir yöntem benimsemiş. Sonuç mu? Modern dansca öylesine köktenci bir yere varmış ki, kırk yıl sonra bile izleyicilerini şaşırtıyor, dahası kimi zaman öfkelendiriyor. Cunningham'ın yaklaşımındaki en "ters" öğelerinden biri, aynı anda sergilenmelerine karşın dans ile müziği tümden ayrı etkinlikler olarak düşünmesi. Dansçılanna müziğe hiç dikkat P İ K N İ K PİY4LE MADKA SESAP, BEKIİMLE Televizyon ve dans Cunningham'ın çalışma yönteminde "rastlantı" önemli bir yer tutuyor. Rastlantıyı "insanın düşüncesini daha önce hiç fark etmediği olasılıklara açmanın bir yolu" olarak görüyor. Sonuçta hiçbiri birbirine benzemeyen, öteki koregraflarm çalışmalarıru andırmayan yapıtlar çıkıyor ortaya. Kuşkusuz, Cunningham'ın dansları ilk agızda izlenmesi "güç" gibi görünüyor. Ama zamanla alışıyor izleyici. Sahnede birçok olay, devinim ya da figür birbiriyle bağıntısız olarak aynı anda gerçekleşiyor. Sahnenin ortasında tek bir odak noktası olmadığından, izleyici aynı anda bütün dansçılan izlemek durumunda. Hepsi de değişik kanallardan yayın yapan bir dizi televizyonu aynı anda izlemek gibi bir şey bu. Nitekim, televizyon, Cunningham'ın kendi danslarıyla arasında sık sık benzerlik kurduğu bir aygıt. Televizyonun, insanlan sürekli değişen görüntüleri hiçbir süreklilik beklenmeksizin izlemeye alıştırdığı kanısında. "Tek yapacağınız, benim danslanma bakmaktır, yalnızca bakmak." Peki, insanlar bu danslardan bir anlam çıkarmayacaklar mı ya da sahnede olup bitenleri kendilerince yorumlamayacakiar mı? "ElbeJte, buna hiçbir itirazun yok. Gösteriden herkes kendi anlanunı çıkarabilir." Daha 1980'Ierin başlannda, Merce Cunningham ve Dans Topluluğu Londra'da, Avrupa'nın başlıca merkezlerinde sahneye çıktığında, izlediklerinin "dans" ya da "müzik" olduğuna bir türlü inanamayan kimi izleyiciler salonu terk ediyorlardı. Modern dans, dans sanatında 'bir "devrim" sayılırken, Cunningham kalkmış modern dans sanatında bir "devrim" gerçekleştirmişti. Sanırız, en iyisi kalkıp Merce Cunningham ve Dans Topluluğu'nun gösterilerine gitmek ve karan kendi gözlerimize, kendi kulaklarımıza bırakmak. O/UAR MISIN ? Efeanevi bir işbirligi Merce Cunningham, modern dans dünyasına ABD'de 1930'larda adımını attığında Martba Graham'ın topluluğun Turhan Selçuk, en seçkin çizerlerin albümünde Kültür Servisi lsviçre'nin Basel kentinde Dieter Burckhardt'ın 1978'de derlemeye başladığı özel karikatür koleksiyonundan seçilen yapıtlar bir albümde bir araya getirildi. Koleksiyonda bulunan 1400 özgün karikatür arasından 380 karikatür sanatçısımn yer aldığı albürnde Tilrk karikatür sanatçısı Turhan Selçuk'a da yer verildi. Turoan Selçuk'un bir yapm ile yaşamöyküsü ve fotoğrafına yer verilen albümde Charles Addams, Adolf Born, JeanMaurice Bosc, Edmond Kiraz, David Levine, Quino, Jean Jacques Sempe, Saul Steinberg, Tim Andrei François, Claire Bretecher, Dubout, Peynet, Blechman, George Grosz, Ronald Searle, Sine, Soglow, Tomi Ungerer gibi dünyanın en ünlü çizerleri yer alıyor. Albümdeki yapıtların derlendiği özel karikatür koleksiyonunun temelleri 1978'de Basel'de Dieter Burckhardt tarafından atıldı. Söz konusu koleksiyonu kamuya maJ etmeyi tasarlayan Burckhardt, bu amaçla bir vakıf kurdu. Yalnızca yirminci yüzyıl yapıtlanyla sınırlı tutulacak olan karikatür vakfı, yapıtlann özgünlerini toplamayı, karikatürlerin seçiminde güncel ve siyasal olanları değil, kalıa nitelik taşıyanları ve bütün dünyaca adı ve düzeyi kabul edilmis sanatçılann ürünlerini yeğlemeyi amaçhyor. tlk karikatür sergisini 198O'de açan vakıf, aynca karikatür sanatının tarutılması düşüncesiyle bir kütüphane açmayı ve bir araştırma merkezi kurmayı tasarlıyor. HIZLI GAZETECİ SEV.DET SE opKarikaturen ^^Cartoons Basel ÜNLÜLER ALBÜMÜ Turhan Selçuk a da yer veren albümün kapağı yukanda görülüyor. Samrnlung VIDEO KULUPLERENDE NE VAR NE YOK? REFLEXIONS IN A GOLDEN EYE / Yönetmen: John Huston / Oyuncular: Marlon Brando, Elizabeth Taylor, Brian Keith, Juiie Harris, Robert Forster, Zorro David / 1968yapımı /100 dakika. Çağdaş ABD edebiyatının genç yaşta ölen büyük kadın yazan Carson McCullers'ın en başanlı romanlanndan birini, büyük yönetmen Huston aynı adla beyazperdeye uyarladı. Füm, barış çağında Georgia'daki bir askeri kampta olup bitenlerin öyküsü. Bir askerle bir subay arasındaki eşcinsel eğüim, subayın kansırun evlerindeki konukla ilişki kurması ve benzer olaylar filmin genel çizgisini oluşturuyor. İlk bakışta gülünç gelse de, bu ilişkiler Huston'un yönetiminde başanlı ve eğlendirici çizgilere dönüşüyor. Büyük oyunculann varlığı da, Huston'un çabalanna olumlu katkıda bulunuyor ve ortaya izlenmesi gereken bir film çıkıyor. (VİDEOTHEQUEBebek ve öteki bayiler) CA SANO VA / /önetmen: Federico Fellini / Oyuncular: Donald Sutherland, Tina Aumont, Ciceiy Brov/ne, Carmen Scarpitta / 1976 yapımı / 160 dakika. Giovanni Giacomo Casanova (17251798), 18. yüzyılın en ünlü serüvencisidir. Papaz okulunda öğrenim gören, Roma'da Kardinal Acquaviva'ya sekreterlik yapan, Venedikli bir senatör tarafından korunan Casanova, hem büyük bir kadın düşkünü, hem kumarbaz, hem de iğneleyici soneler yazanydı. Bu yüzden 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Üç yıl yattıktan sonra kaçıp Fransa'ya sığındı. Orada da bir sürü serüven yaşadı ve ancak 1774'te Venedik'e dönebildi. Dünyaca ünlü "Anılar"ı da ölümünden sonra yayımlanabildi. "Ajular"ın tam metni ise 196063 yıllannda basıldı... Usta yönetmen Federico Fellini, bu ilginç kişinin yaşamından bazı bölümlere yer veriyor filminde. özellikle de bir rahibeyi baştan çıkarışını, bir mekanik bebekle, topal ve isterik bir kadınla cinsel ilişki kuruşunu gösteriyor. Donald Sutheriand'in ilginç bir Casanova tipi canlandırdığı film, özellikle Fellini sinemasından hoşlananlar için Ugiyle izlenecek nitelikte. (Akademi Video Nişantaş) TARIHTE BUGUN MIMTAZ ARIKA\ 'DE BUGÜN, BİK APAM, MICHELANGELO'HUN *PIETA* HEYKEUNE ÇEKJÇLE £AU>l£Pl.'' Al/t/STRALYALI AK/L H4£77t£l LA2LO TOTV, VATİICAN'DAKİ SEN PİYE/S (SAN PfET/eo) KİLİSESİ'HDE BULUNAN ÜNLÜ HBYKELE BİRKAÇ DAR8E İNDİKDlKTEU SONRA YAKALAMOf..KÖfJESANS 'IN EN güYÜK HEYKELCİSİ OLAN MCHELANGELO SUONABROTTİ ; MERYEM'i KUCAĞIAJ&A ÖLÜ İSA İLE GÖSTEHEM Bli HEYKEÜ 1438 /SOO YILLARJ ARAS/MPA YONTMUŞTU. YAPIT, BİRJEK.NİK I/E ESJEliK KXJSuesu2LUK Ö&JEĞi OLARAKsSANAT TAKİHİNe 6EÇMİŞTİ. thf'lhkfinca "acifnak."anlomına gekn *p/e/a' öiü İsa r/e Her. SALD/RİYA UĞRAD/f ^ ş a r KeıııaTiıı "Deniz Küstü"sü Ingilizce'de Kültür Servisi Yaşar Kemal'in Ingilizceye eşi Tilda Kemal tarafından "The Sea Crossed Fisherman" adıyla çevrilen "Deniz Küsııi" romanıyla ilgili olarak "Observer" gazetesinin kitap tanıtma bölümünde Jonathan Keates imzalı bir yazı yayımlandı. Collins / Harvill'den çıkan romanla ilgili yazısında Jonathan Keates, Yaşar KemaJden dolaylı olarak Nobel Edebiyat ödülü adayı diye söz etti. İngiliz romancı Jane Austen'in bir sözünden yola çıkan Keates, "Deniz Küstü"yle ilgili yazısında şöyle dedi: "Kuşkusuz, Nobel'i hiçbir zaman alamayacak olan Jane Austen, farkında olmadan bu ödül için en iyi reçeteyi vermişti; Austen, yazar olmak isteyen bir akrabasına, 'Bir köyde üç dört aile, işte asd işlenmesi gereken' diye ögüt vermişti. Austen'in söylemek istediği, hiç kuşkusuz, İsveç Akademi üyelerinin ödüle değer bulduklanndan farkhydı, ama söz konusu ilke hâlâ gecerii... Henüz Nobel almamış olan Yaşar Kemal bu çizgi için biçilmiş kaftan... tlk romanı 'İnce Memed' modern Türk edebiyatında bir temel taşı olarak baklı yerine oturtulmuş ve Yasar Kemai ile Thomas HardyveTolstoy arasında kaçınılmaz kıyaslamaiar yapılnuşo." T I Y A T R O GOSTERI528 66 29 52610 00/412 DOSTLAR TİYATROSU RARTJU. BOaİYE StMBUSI'Bİa 2528 Mam I 50 YIL ONCE Cumhuriyet Tarrare Cemiyetinin 6. kongresi Ankara 24 (Telefonlaj Türk Tayyare Cemiyetinin altıncı kurulıayı bugün saat 14'ıe Kamutay salonunda ioplandı. Başbakan İsmeı İnönü tarafından açılan kurultayda bütün vekiller, yüksek kurmay 25 Mayıs 1935 Bu söylevin her kelimesi bütün yurddaşlann ibret ve dikkat gözünü çekecek kudrette içten ve tesirli idi. Tayyare Cemiyetinin nizamnamesinde yapılacak değısiklikler arasında her sene 15 mayısın Türkiye Tayyare Şehitlerinin ihtifal günü olarak kabul edildiği vardır.. Tayyare Cemiyetinin ismi de 1935 1985 "Türk Hava Kurumu " olarak değiştirilmektedir. Nizamnamedeki yeni maddeler arastnda umumi merkezde ve lüzum görülecek yerierde gençliği motörlü motörsüz uçuculuğa ve bütün hava sporlarına alıştırmak için Türk Kuşu şubeleri açılacağı da vardır. sw 4 t y n 18^0214» KURTULUR? l* 9v NASIL ASIYE YAŞAItVLAn YENİKAPI GAR BAZİNOSU'NDA 523 71 7 2 Çar*. Ht*. Cwu • CJU: CJW Pazar 16J00 21J0 B M b r 2000 TL 1 Q M n I^IAIKI Sl K\R\RI ZFKİ M K I İ N ALASYA AKPINAR ı/ı An Müzikal Komedi (erkâmharbiye) erkânı Partiden, Basın Cemiyetinden, Anadolu Ajansından Muallimler Birlîğinden, İdman Cemiyetleri İttifakından, Kızılaydan seçilen murahhaslarla 57 vilayetten gelen delegeler, birçok dinleyicıler bulundu. Alkışlar arasında İsmet tnönü bütün yurddaşlann bellemesi lazım gelen çok değerli söylevini verdi. SAN KONSERİ AHMET KAYA Ardında unuttuğaN umut olur senden 1BODRUM JAZZ 1 OĞUZ DURUKAN Grubu 215.19115 C u M r t M İ Saat: 17J» Taksim Meydanı No: 7 Otafl Reslauram a/ü KAYALARIN DİBİNDE BİR NAZLI ÇİĞDEM! • Yaylı sazlar e$Milnde • Orkestra ve *oka< Öğrencl 500 TL. Tam: 1000 TL. 26 MAYIS 1985 PAZAR Saat 14.00 Dernefimiz, körlere yönelik kamu yararh hizmetleri, hayırsever mü$fik vatandaşlarımızın çok kıymetli maddi ve manevi yardımlan ile aralıksız olarak sürdürmektedir. Bu hizmetleri daha ileriye götürebilmek amacı ile içinde bulunduğumuz mübarek ramazan ayında tüm hayırsever vatandaşlanmız ile özel ve tüzel kişi ve kuruluşlann yardımlarına ihtiyaç duymaktadır. Yardımcı olmak isteyen valandaşlarımız, yardımlarını derneğimizin Türkiye İş Bankası Kadıköy Rıhtım Şubesi 913 Nollu hesabına yatırabilirler. Yapılacak yardımlardan dolayı şimdiden teşekkür eder saygılar sunarız. KÖRLERİ EĞİTİM VE KALK1NDIRMA DtRNEĞİ YÖNETİM KURCLU (Kamu Varanna Çalışır) ILAN ILAN İSTANBUL 1. ŞULH HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN 977/360 Vasi (Mülga 12. S. H. Mah.) Yahya oğlu, Güner'den doğma 1954 D.'lu Orhan Çağatay"ın velisi Güner Şanıbelli vefat etıiğinden yerine Beyazıt, K^)alıçarşı, Kalpakçılarbaşı No: 116'da bulunan babası YAHYA ÇAGATAY'ın veiayeıi alnna konuimasına 22.5.1985 farihinde mahkememizce karar verilmişlir. İlan olunur. 22.5.1985 Basın: 6694 ŞAN TİYATROSU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear