Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CumhuriyeC Sahıbr Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şirketi adıııa Nadir Nadi, # Genel Yaşın Muduru: Hasan Cemal. Muessese Muduru: Emine Lşaklıgil. Yazj Ijlen Muduru OKa? Gonensin, 0 Haber \lerke21 Muduru Yaiçııt Bajer, Sayfa Duzenı Yonetmenı. Ali Acar. TAKVI.M 18 Eylül 1984 Imsak: 5.13 Güneş: 6.40 Teııısj/aler: ANKARA. YaJfin Doğan, IZMIR. Hikmef Çetinkaya, ADANA: Mehmel Mercan, • Servıs Şeflerr klanbul Haberlen Reha Oz, Dış Haberler: Ergun Baleı, Ekonomi Osman Llagay, Kultur: A>dın Emeç, Maga/m ^alçın Pekjen, Spor Danı^manı. Abdulkadir Yucelman, Duzeltme Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpaj, IşSendika: Şukran Kelenci. Ikındi: 16.32 Akşam: 9.16 Yatsı: 20.37 Burolar: % Ankara: Z»a Gökalp Bulvan Fnkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33114147, • İım\r: Halıl Zıya BuKan No: 65/3, Tel 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel 1455019^31 A Basan \e Ya\an Cumhurhel Matbaacılık \e Gazetecılık T.A Ş Turk Ocaiı Cad. 39/41, Cağaloğlu, 1si PK: 246lsl. Tel: 5209 7 03 Telev 22246 " Oğle: 13.03 BEYRUT AYNASEVDA ORTADOGU '84 Lilbnan, İsrail örsü ve Suriye çekici arasmda CENGtZ ÇANDAR BEYRUT BayTama girerken Lübnan Lirası dolar karşısında bir rekor değer kaybına ilerliyordu. Acaba 1 dolar, inanılmaz görülen 7 Lübnan Lirası'na denk duruma gelecek miydi? Arife günü, 1 dolar 6.95 Lübnan Lirası'ydı. 7'nin eşiğine dayaıulrmştı. Bayramdan çıktık, haftaya 1 dolaı eşittir 7.10 Lübnan Lirası'yla girdik. Lübnan'ın ufkunun ne derece karanlık olduğunun, umutsuzluğun, Lübnan Lirası'nın dolar karşısındaki değeri kadar net bir göstergesi olamaz. Lübnan Lirası ülke savaşlar içinde yanıp kavnılurken bile değeri değişmeyen çok dayanıkh bir paraydı. 1982 yazında İsrail işgali başiadığında 100 dolar zaman zaman 500 Lübnan Lirası'ndan bozdurulduğunda artık felaket gününün geldiğine inanılmıştı. 1982 sonbahanyla birlikte Lübnan Lirası'nın değeri yine yıikselmeye başlamıştı. Oysa, geçtiğimiz haftayla birlikte, 100 doların 700 Lübnan Lirası'ndan bozdurulması bile neredeyse mucize haüne gelecek biçimde, para sürekli değer kaybediyordu. Bir Lübnanlı dostumuz ülkesinin ve iktisadi durumun umutsuzluğunu kırgın bir yüz ifadesi ve içli bir sesle, bizi şaşırtarak, "Lübnan Lirası sizin paranıza döndü" diyerek dile getirdi. Kuşkusuz, Lübnan'daki mevcut durum, eğer bölge ülkelerinin her biri bakımından geleceğe yönelik sinyalJer çaknuyorsa, hiçbir ülkeyle, bu arada Türkiye ile de kıyaslanmayacak ölçüde vahim. 1982 yazındaki tsrail işgalinin altüst ettiği denge ve iç yapının yıkıcı etkileri şimdilerde ortaya çıkıyor. Beyrut'ta sahip oldukları şirketler, sağladıkJarı işgücü olanakları ve yarattıklan sermaye hareketleriyle ülkenin iktisadi canlılığında büyük rol oynayan Filistinlilerin gitmesinin doğal somıcu iktisadi durgunluk ve işsizlik oldu. Ayrıca, ülkenin fuUi parçalanmışlığı ve silahlar konusmasa bile, hiç dinmeyen gerilim ve güvensizlik mal dolaşımıru durdurmuş. Açık pazar niteliğindeki bir ülke dışanya (örneğin havaalanı bir yıl içinde yaklaşık 6 ay kapalı kaldı), 10 bin kilometrekarenin her köşesi bir diğerine kapanırsa, o ülkenin iktisadi durumunun nasıl olabileceği de anlaşılabilir. dördüncü günu, İsrail işgalinin habercisi olan ilk hava bombardımanını, bombardıman mıntıkasının dibinde birlikte izlediğimiz bir Sünni muhasebeci dostumuz, o mahşer anında bile iyimserliğini yitirmemiş, nükte yapmakla meşguldu. Çevresinde iyimserliğiyle bilinen bu dostumuzu da Suriye'ye yerleşme planları içinde bulduk. GUney Lübnanlı bir Şii dostumuzu soruşturuyoruz, Fildişi Sahili'nde yaşadığını, ticaretle uğraştığını isitiyoruz. Ticarete dayalı bir duzenin insanları ticaret olanaksızlaşınca dağıhvermişler. Geleceğe ilişkin olmalanndan öteye, 1983 sonbaharında Dürziler karşısında dağ savaşında yenik duşmüş olduKları için de sungüleri eğik. Tek umut, ABD'nin besleyip büyüttüğü Cumhurbaşkanı Emin Cemayel'in şahsında iktidarlannı sürdürmeleriydi. Ancak, ne Emin Cemayel, ne de ABD, istedikleri amaçlara Lübnan'da ulaşamadılar. En önemlisi, İsrail, BeginŞaron ikilisinin yerini alan ŞamirArens döneminde Hıristiyanlardan çok Dürzileri kayırmaya yöneldi. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Hıristiyan camiası 1984 ağustosunun sonunda "tarihi 6nd«ri" Falanjist çatışması ihtimali yine öne çıktı. Yani, tüm işaretler, yeni güç dengesi arayışlan gereği olarak Lübnan'ın yakın geleceğinde Falanjistler ve Lübnan Ordusu'nun Hıristiyan birlikleri bir yanda Müslüman giıçler ve Suriye diğer yanda yer alaa.ğı bir çatışma ihtimalini gösteriyor. İsrail'in gözünde Hıristivanlar Hıristiyanlann bu yönde kışkırtıldığını, bazı bölümlerini dün yayınladığımız İsrail'in yeni Lübnan politikasına iliskin raporunda, şu satırlarda bulabiliriz: "tsrail, Lubnan'daki Hıristinn ve halkıaızm moralini yiikseltin. Hıristiyan cemaatinde önderlik eksikliği var. Hıristiyan cemaatinin İsrail'de güçlü bir Yabudi lobisi var. Bunu kullannuyor." Raporda, Emin Cemayel'in Suriye ile yakınlaşmayı deneyeceği tahmin edilerek şu caydıncı satırlara yer veriliyor: "Hıristiyanlar yine Şam'a döneceklerdir. Şam'dan bazı tavizler elde edebilirler. Hıristiyanlar, Suriye'nin nüfuzu altında nasü bir Lübnan istiyoriar. Hıristiyanlann çok zayıf bir bdleği var. Suriye seçenegi yoktur." Emin Cemayel'in koltuğunu koruyabilmek için ABD'den çarkedip Suriye'ye yanaşmasından once kaleme alınmış bu satırlann ardından, Hıristiyanlan İsrail 'le yeni bir sayfa açmaya davet eden şu satırlar göze çarpıyor: "Tarihte merhamet yoktur. Halklar yok olabilir. İslam dünyası hoşgörüsüzdür. Bakın Mısır'daki KoptJara, Ortadoğu'daki Yahudilere, Ermenilere ve diğer azınlıklara ne oldu. Ancak, içten ve dürüst bir ilişkiye sahip olursak, o zaman diğerlerini koruyabilir ve savunuruz. Lübnan, bir devlet, Hıristiyanlar da bir cemaat olarak, karşılıksız garanti olmadığım anlamalıdır." Böylece, Lübnan'ın, yönetici ögesi Hıristiyanlann şahsında İsrail örsü ile Suriye çekici arasında sıkıştığı ayan beyan belli oluyor. Lübnan Cumhurbaşkanı Emin Cemayel, Suriye ile yakın ve hem de "uysal" ilişkiler geliştirmeye çalışırken, kayınbiraderi ve partisinin siiahlı gücü Lübnan kuvvetleri'nin lideri Fadi Frem, Hıristiyanlann en önde gelen askeri komulanlan Eli(Arkası 8. Sayfada) Lübnan'daki kartlarm çoğu Suriye'nin cebinde. Suriye'nin aracıhğıyla iki ülke, Sovyetier Birliği ve Iran da Ortadoğu denkleminde yerlerini ahyorlar. İsrail'in Lübnan raporunda Hıristiyanlara ilişkin satırlar: Tarihte merhamet yokiur. Halklar yok olabilirler. Islam dünyası hoşgörüsüzdür. Bakın Ortadoğu'daki Yahudilere, Ermenilere ve diğer azınlıklara ne oldu. Ancak içten ve dürüst bir ilişkiye sahip olursak diğerlerini koruyabiliriz. Hırisiiyanlar karşıhksız garanü olmadığım anlamalıdır. kuşkular ve korkular da Lubnan'ı boşaltıyor. Toplam sayısı 200 bin dolayında tahmin edüen Ermeni cemaatinin Lübnan'ı terk eden cemaatler içinde baş sırayı işgal ettiğini du^yoruz. Ermeniler, büyük sayılar halinde özellikle ABD'ye ve Kanada'ya gidiyorlarmış. Zaten, bir genelleme yapılacaksa Hıristiyanlar Müslümanlara oranla Lübnan'ı terk etme bakımından çok daha ön planda. Belki de bu olgu, Lübnan'da "kaybedecek şeyi" olanın onlar olmasından ileri geliyor. Hıristiyanlar dışa göç nedeniyle sadece Muslumanlar karşısında sayısal olarak alta düşmüş Partisi'nin kurucusu ve Başkanı Pierre Cemayel'i yitirdi. Pierre Cemayel'in ölümünden sonra, Hıristiyanlann iç bütünluklerini sağlayabilmeleri bile pek kolay değil. Beyrut'taki genel söylenti, Falanjistlerin Pierre Cemayel'in yerine yapılacak seçimden sonra bir gerilim siyaseti izleyecekleri ve yakında Lübnan 'dayine silahların konuşmaya başlayacağı doğrultusunda. Israil'de de nihayet yeni hükümet kurulabildi. Ayrıca, İran Cumhurbaşkanı'nın Suriye temaslarından sonra Lübnan'da Müslüman mezhepleri arasında bir çatışmanın önü alınınca, HıristiyanMüslüman yanlann imhasına izin vermeyecektir. Ama bu Ulkedeki her şeyin Hıristiyan hâkimiyetinde bulunacağı 19^3 formulune de izin vermeyeceğiz. Yeni bir Lübnan'da Hıristiyanlann >aşamsal ve yönetici bir rol oynamalannı görmek istiyoruz. Bu amaç esasta aynı kalmakla birlikte taktik planda değişmiştir. Lübnan Hıristiyanlan psikolojik bunalımlardan geçiyorlar. Arnelivatlan sonra acı duymaya başladılar. Karşılıklı hayal kınklıgı, belki de yeni dıişuncelere olanak verir. ... Şu anda benüz çok geç değildir. Bizimle oyun oynamayı bırakın. Giicünüzu sağlamlaştı İŞGALCİ ASKERLER tsrail askerlerinin Güney Lübnan'da ıırhlılannın üzerine Lübnan bayrağı da asmalan çetin bir direnişin önüne geçemedL Anubiyotikler beslenmeyi olumsuz etkiüyor Milli Prodüktivite Merkezi'nce düzenlenen kursta konuşan Prof. Ayşe Baysal, "Sanayileşmiş ülkelerde verimi yüksek tutmak için işçilerin beslenmesine önem veriliyor. Yetersiz ve dengesiz beslenme yaşam süresini kısalîıyor" dedi. ANKARA (Cumburiyet Bürosu) Yetersiz ve dengesiz beslenmenin yaşam süresini kısalttığı, yetersiz beslenenlerde bebek ve çocuk ölum oranlannın yeterli ve dengeli beslenenlerden on kat daha yüksek olduğu belirtildi. "Toplu lüketim yerlerindeo insangücü verimliligini artırmaya yönelik beslenme egitimi" konusunda Millı Prodüktivite Merkezi'nce düzenlenen kursta konuşan Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim uyesi Prof. Dr. Ayşe Baysal, "beslenmenin sağlık ve ekonomi yonünden önemi"ne değindi. Günümüzde gelişmekte olan ülkelerde; proteinenerji yetersizliği hastalıklarının anemi, raşitizm, A ve B2 vitaminleri yetersizliğine bağlı sağlık bozukluklannm yüksek oranda gorülduğünü anlattı. Gelişmekte olan ülkelerde enerjinin büyuk çoğunluğunun duşük kaliteli protein içeren tahıllar ve benzeri besinlerden sağlandığına dikkat çeken Prof. Baysal, şöyle konuştu: "Beslenme yetersizliği dengesizliğinin dolaylı olarak neden olduğu hastalıklann en önemlileri, enfeksiyon hastalıkları, arteriokslerotik hastalıklar, diyabet, hipertansiyon, şişmanlık, diş çurüklükleri ve karaciğer hastalıkJandır. Kötü beslenenlerde kızamık agır seyretmekte ve ölum oranlannı artırmaktadır. Gene kotu beslenme tuberküloz insidansını artırmaktadır. Aşın tuz tüketiminin hipertansiyon, aşın şeker tüketiminin diş çürüğü, aşın alkol alımının karaciğer hastalıklarının oluşumunda önemli etmenler olduğu kabul edilmektedir." Prof. Ayşe Baysal, besinlerin hazırlanması, pişirilmesi ve sakianmasını da sağlık kuraliarına uyulmamasının parazit, küf ve bakteri enfeksiyonlarına ve besin zehirlenmelerine neden olduğunu bildirdi. Prof. Baysal, beslenme durumu uzerine olumsuz etkisi olan ilaçların başlıcalarını şöyle sıraladı: "Oral kontoseptifler, antikonvülsantlar, antibiyotikler, kortikosteroidler, anfetaminler, enestetikler, kanser tedavisinde kullanılan diğer ilaçlar. Antibiyotikler, bağırsak florasını değiştirerek B vitaminleri ve K vitaminine olan gereksinmeleri artınrlar. Özellikle aspirin ve C vitamini birlikte kullanıldığında, aspirinin olurasuz etkisi daha da artar. İlaç tedavisinin etkin olması, bireyin uygun şekiide beslenmesine bağlıdır. Beslenme ihmal edilerek yalnız ilaçla tedavi hastanın iyilesmesini güçleştirir." Prof. Baysal, doğum öncesi ve sonrası ilk uç yılda yetersiz ve dengesiz beslenmenin etkisinin kahcı olduğunu vurgulayarak, bugün sanayüeşmiş ülkelerde verimi yüksek düzeyde tutmak için işçilerin beslenmesine önem verildiğini anlattı. Yeterli ve dengeli beslenmenin, kötü beslenme sonucu oluşan hastalıklar için sağlık harcamalannı azalttığına da işaret eden Prof. Baysal, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye'de sıfırbeş yaş grubunda ağır derecede beslenme hastalığı olan çocuk oranı ortalama yüzde 3 kadardır. Buna göre, bu yaş grubunu oluşturan 7 milyon çocuklan 200 bin kadannın hastanelerde en az bir aylık tedavisi gerekmektedir. Yeterii ve dengeli beslenmek için gerekli koşullann başında, yeterli miktarda besin uretimi, uretikn besinlerin dengeli dağılımı ve ziyan etmeden etkin şekiide kullanımı gelir. Yetersiz ve dengesiz beslenme, sağlık ve uretimi olumsuz yönde etkilemektedir. Yefersiz besin uretimi de yetersiz beslenmeye yol açmaktadır." NEW YORK'tan TANJU AKERSON Soykırım Korkusu.. New Yorkluların en çok korktuğu günler, ağustostan eylülün ilk haftasına kadar uzanan dönem geride kaldı. Sıcağın v© rutubetin olağanüstü boyutlara ulaştığı, Manhattan'ın bir kasvet merkezine dönüştüğü zaman dilimine dayanmak bayağı güç.. Canı istedığinde bulutlanan grimavi gök insana aptal aptal bakıyor. Metro saunadan farksız.. Sokaklarda insanlar yavaş dönen filmlerdeki gibi hareket ediyorlar. Central Park'taki güvercinler nereye uçacaklarını bilmezcesine ağaçlann gölgesi altında dolaşıyorlar.. "Boynunuzda hep berberin sardığı sıcak bir havlu varmış sanıyorsunuz" diyor bir New Yorklu.. Beledıye binasının yanmdaki restoranın barmenı, "Herkes kent dışında., Hiç hareket yok.. Kimseyi bulamıyorum" diye yakınıyor.. Belediye Başkan Yardımcılarından birıne göre kent halkı ıkiye bölünüyor: Niagara Şelalesi'nde gezınenler ve Büyük Sahra'da dolaşanlar.. Bazı insanlar metroda ter dökerken bazıları ceket kravat müthiş rahat oturuyor. Bu rahatlar, özellikle VVall Street sakinleri.. Görevieri gereği sıcaktan bile rahatsız oimuyor' lar. Bu arada bunaltıcı günlerde küçük bir aşk olayı yaşarız diye direnenlerin uğradığı düşkınklığı var. Agustos bitip eylül yaşanmaya başlandığında bir yaz macerası geçirme umutlan sönüyor. Yaşadıklan günlerin erkekkadın ilişkilerinin en sakin geçtiği dönem olduğunu içlerine sindirenler, sonbaharda bir sevgili bulacakları ve ilkbaharda evlenecekleri inancıyla geleceğe bakıyorlar. Bu konuda telefonla bağlantı kurdukları New M>rk dışına kaçmış ruh doktorları tatil yerlennden kendilerine gerekli güvenceyi veriyor. İşi ruh doktortarına bırakmayıp daha sağlam yöntemlere başvuranlar var. Bunlardan biri, bir magazin dergisinin bekâr yönetmeni, gökdelenlerin tepesindeki teras katına portatif havuz ve ızgara kömür ocağı kurdurmuş.. Akşamları havuz ve ızgara et aracılığıyla birini bulurum diye planlamış.. Ama pişirdiği etleri kendi yemek ve havuzda da yalnızbaşına yüzmek zorunda kalmış.. Kasvetli günlere karşı alınacak bazı önlemler var olduğuna inananlar da yok değil.. Bazıları en iyi çarenin Proust okumak olduğunu söylüyor.. Bir barmen "boliçki"diyor, "Neyazıkki, çalışırken içmem yasak.."Oturduğum mahallede erken saatlerde işe gıdenlerle otobüs durağında yolda içmek üzere alınmış kahve yudumlayıp otobüse binmeyen ve öğleden sonra polis giysisi ile dolaşan uzun saçlı bir genç var. O da "Benim çok sıkı bir önlemim var, ama yazamazsın ki" diyor.. Ünlü polis romanı yazarı RaymondChanöler, bırakın önlemleri, bu tür havalar için son derece kaygılı olduğunu yazmıştı bir zamanlar. "En kendi halinde kadınlarbile böyle günlerde bıçaklann keskinliğini ve kocalartnın boynunu inceler. Her şey olabilir" görüşürtdeydi. Şair CelalSılay'm ilginç gözlemlerinden birini anımsıyorum. Yıllar sonra komşu olduğu eski kansının çok kasvetli günler geçirdiğini söylüyordu. Gerekçe olarak, akşamları pencereden baktığında karşı binada oturan kansının evinde abajurlann eğik durmasını göstermekteydi. Celal Sılay'a göre eğik abajurlar hüzün ve kasvet göstergesiydi. New Yorklu bir karikatürist eğik cisimler ve kasvet ilişkisinde Celal Sılay'dan daha ileri.. Manhattan'ın korkulu günlerini betimlemek için gökdelenlerin tepelerini sıcaktan aşağıya doğru eğilmiş çiziyor.. New Yorkluların bu kasvetli günler korkusunun yanında bir de potikacıların korkusu var. O da soykınm korkusu.. BM'nin 1948 tarihli Soykırım Konvansiyonu'nu Sovyetier dahil birçok Avrupa ülkesi kabul ettiği halde Amerika bir türlü onaylamamış.. Söz konusu konvansiyon soykırım suçu işleyen ülke ve liderlerinin, ayrıca tek tek kişilerin uluslararası mahkemelerde yargılanarak cezalandırılmalarını öngörüyor. Özellikle tutucu Amerikan politikacılarının yıllardır bu konvansiyonun onayını Kongre'de engellemelerinin nedeni, ABD'nin ırk ayrımı ve Vietnam savaşı nedeniyle yargılanma olasılığı.. Reagan'm Kongre'nin tatile girmesine 3 hafta kala Senato'dan bunun onaylanmasını istemesi lıberaller tarafından içten bir davranış olarak görülmüyor. Çünkü pratik olarak Kongre'nin bu süre içinde yoğun gündemi arasında bu yasayı görüşme olanağı pek yok.. Önce yüzbinlerce işçı, sonra oğrenciler caddeleri doldurdu ve kasvetli günler korkusu geçti. Ama ötekisi sürüyor: Soykınmdan yargılanma korkusu.. Acaba Amerikalı politikacılar bu korkuyu unutmak için mi Türkiye'yi soykırımla suçlamaya kalkıyorlar? Giden gidene Parasızlık, işsizlik, hayat pahalılığı ve sürekli gerilim ve çatışma ihtimalkri, kesikn elektrik ve su, kaldınlamayan çöpler ve leş gibi kokan mikroplu Beyrut, dış göçü besliyor. Lubnan'daki dostlanmızdan bir kısmını yalnızca ölum nedeniyle bu dünyadan göçtükleri için görememiş değiliz. Birçoğu ülkeyi terk etmişti. Bir Durzi gazeteci dostumuz Kıbns Rum kesimine, bir Arap dergisine çalışmaya gkmiş. Bir Hıristiyan meslektaşımızı soruyoruz, Londra'da yerleştiğini öğreniyoruz. 1982 haziranınm 27 Irardı öğrenci taİJİiye edildi 1981 yılında Cağaloğlu'ndaki İran Başkonsolosluğu'nu basan 27 Iranlı öğrenci ikinci kez yapılan yargılama sonunda, 4'er yıl, 6'şar aya mahkum oldular ve tahliye edildiler. Haber Merkezi 1981 yılın çarptınlan 12 sanıktan Kadir Geda Cağaloğlu'ndaki İran fslam dik, Süleyman Çeran, Nedim Cumhuriyeti'nin Başkonsoloslu Yıldınm, Mehmet Baygın, tbrağunu basarak gorevlileri rehin him Bay ve Mehmet Uyar hakalan 27 İranlı öğrenci İstanbul 2. kındaki kararı bozdu. Sanıklar Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci Ayten Dönmez, Yücel Can, tbkez yapılan yargılama sonunda rahim Dönmez, Raziye Dönmez, 4'er yıl 6'şar ay hapis cezasına Ali Kaya, Arif Kaş haklarında çarptınldılar. Dun yapılan gizli verilen hapis cezaları ile sanıklar oturum sonunda baskın olayı sı Uğur Acar ve Necdet Gökçe rasında konsolosluğa ait eşyaları haklarmdaki beraat kararlannı tahrip ettikleri gerekçesiyle mah ise onadı. kum olan İranlı oğrenciler, tutuklu kaldıklan süre göz onünde bulundurularak tahliye edildiler. İranlı oğrenciler aynı mahkemede daha önce 6'şar yıl ağır hapis cezalanna çarptınlmışlardı. Kararın Askeri Yargıtay'da bozulması üzerine 3 yıldır tutuklu bulunan oğrenciler ikinci kez yargılanmaya başlamışlardı. • Ses sanatçısı Erol Büyükburç hakkında, devletin askeri kuvvetlerini âlenen tahkir ve tezyif ettiği savıyla İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde dava açıldı. 1 yıl ile 6 yıl arasında ağır hapis cezası istenen Erol Buyukburç'un "'0 Haziran 1984 tarihinttUfJHlU JUf tŞl rekU pazar yeri" bir yandan de Etiler Çamlık'taki evinde giderek artan sayıda satıcı ve alıcıyı kendisine çekerken, satıcüar araapartman yoneticisi emekli Zühsmda yer kapma yarışı başladı. Artık bu alanda mal satanların ger tü Arkan'la yaptığı tartışma sıçek üretici değil, çevre esnafi olduğu görüluyor. Bu arada, satıcılar rasında kullandığı sozlerle devaçısından siyasal bazı kaynrmaların da yapıldığı belirtiliyor. Bu koletin askeri kuvvetlerini âlenen nuda, Beşiktaş'taki otoparkta ilk satış yapanlardan biri olduğunu tahkır ve tezyif ettiği ileri süruvurgulayan bir satıcı yerinin değiştirildiğini, isin içine yer pazarlalüyoı. masının karıştığını one sürdü. Adının açıklanmasım istemeyen bu ANKARA Ege Sıkıyönesatıcı, kendisinin de Beşiktaslı olduğunu vurgulayarak, "Burada sa tim komutanlığı 2 Numaralı Astılan malları gerçekten üreticiler değil çevre esnafi getiriyor. Kamkeri Mahkemesi'nce karara bağyonlarla hale gelen tnalı adamlarla anlaşıp buraya çektiriyor ve salanan 14 sanıklı Eşme TDKP datıyorlar" dedi. Bu arada bu alanda dün meydana gelen diğer geliş vası Askeri Yargıtay'da bozulmede ise otoparkın hemen yanmdaki Et Tanzim Satış Mağazası 'na du. Askeri Yargıtay 1. Dairesi mal getiren kamyonun yukünün boşaltüması satıcılar tarafından en inceleme sonunda 58 yıl arasıngellendi. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) da çeşitli ağır hapis cezasına Peres: Lübnaırdan birkaç ay içinde çekileceğiz İsrail polisi, Batı Şeria'da Sabra katliamım protesto eden Filistinlilere karşı gözyaşartıcı bomba kullandı. KUDUS, (AP) İsrail Başbakanı Şimon Peres ülkesinin Lübnan'dan birkaç ay içinde çekilmeyi tasarladığını bildirdi. "Kuzey sınınmızı güvenlik albna almak ve askerlerimizi geri getirmek istiyoruz" diyen Peres "Bu görevi birkaç ay içinde gerçekleştirebileceklerini umut ettiğini" belırtti. "Koalisyonu oluşturan partiler arasında ayrılıklar bulunmasma ragmen bunlan birleştiren bir hedef bulundugunu" söyleyen Peres, "Bn hedef Lubnan'daki vaıiığımıza bir son vermektir" dedi. Öte yandan İsrail desteğindeki Falanjist milislerin Beyrut'taki Sabra ve Şatilla mülteci kamplannda giriştikleri katliamın 2. yıldönümü dolayısıyla İsrail işgali aJtında bulunan Batı Şeria ve Gazze'de gösteriler yapıldı. Batı Şeria'da gösteri yapan Filistinlilere karşı İsrail polisi gözyaşartıcı bomba kullandı, üniversiteyi de, öğrencilerin yürüyüşünu engellemek amacıyla kordon altına aldı.