Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyef Uyumcular marş öğrendi Sahıbı Cumhuri)el Matbaacılık \e Gazeiecılık Turk Anonım Şırkeıi adına Nadır \adi. • Genel Ya\ın Muduru Hasan Cemal, Muessese Muduru Kmıne l'^aklıgıl, Yazı Işlerı Muduru Oka> Gonensın, # H.ıber \1erke zı Muduru. Yalçın Bater. Sa\fa Duzenı \onetmem. Ali Acar. Imsak. 5 12 Gunei6.39 Oğle TAKVIM 17 Evlul 1984 13.03 Ikındı: 16.33 Temsıkıler *\NKARA >.al<,ın Dogaıı, IZMIK Hikınel (,elınka\a, ADANA Mehmel Mercan, % Ser\ıs Şe/lerı htanbu! Habcrlerı Reha Oz, Dı> Haberter Lrgun Balcı, Ekonomı Osmsan llaga), Kullur \\öm Fmeç. Magazın \alçın Pek>en, Spor Danışmanı Abdulkadir Yucelman. Duzelıme Refik Durbaş. Araştırma Ijahin Alpa>, IşSendıka Şukran Kelenıi. Akşam 19.18 Yatsı 20 39 Burolar 0 \nkara: Zı\a Gokalp BuUan Inkılap SokâlTJo: İ9/4 Tel 3311414"'. • limir: Halıt 7ı\a Bul\arı No 65 3, Te! 2<4"O9 131230 • Adana: Çakmak Cad \ o 134 Kaı 3, Tei 1455019731 # Büsun \e Yavan Cumhuri\et Maıbaaulık \e Gazelecılık T A Ş Turk Ocaâı Cad 39 41, Cağaloğlu, Isı P k 246Kt Tel 52O9TH Tele\ 22246 " Uyumcuların Türkçe öğretmeni Aysel Erensoy, son derece memnun: Bu bir ay içinde istediğimizden çok şey elde eîtik. Türkçe'nin özelliklerini büyük ölçüde verebildik diyor. FATİH GÜLLAPOĞLU Kabataş Erkek Lısesi'nin bir ders salonu. Salondaki kara tahtada bir şiir. Şaırinin ismi E. Bayraktar olarak belirtilmiş. Şiırin bir dortluğu aynen şöyle: Allah, Peygamber, Atatürk Ne mullu ki ben Thrk'üm Tflrk Dünya'ya bedelmiş her Turk Sende öğrendim okulum Bu ders salonu öncekı gune kadar kesin donuş yapan isçi çocuklan için duzenlenen "uvum kurslan" için kullanılıyordu. Şıir de bu çocuklara oğretilenlerin sonunculanndan bınsiydi... Kabataş Erkek Lisesı'nin bahçesınde uyum kursunun sona er 1S yaşındaki Nilşün Kasap, "Matematiğin Türkçe deyimlerini öğrendim, iyi oldu" diyor. Ama ortak bir yakınmaları var: Bu süre bazı şeyleri öğrenmek için yetersiz. mesiyle duzenlenen toren nedeniyle, kursa katılan tum oğrenciler torenin başlamasını bekliyor. 14 yaşındaki Banu Ulusoy bunlardan birı. "Neler oğrendin Banu?" sorusuna Banu'nun yanıtı şu: Marşlar oğrendik, Gençlik Marşı, İsliklal Marşı, Ataturk Marşı, Dağ Başını Dııman Almtş Marşı, Annemize Türku... Sonra arkadaşlarla dostluk kurduk. Çok fazla bir şey ogrenemedik. Ben Almanya'da GymnasiıınTun 8. sınıfını, yani burada ortaokul son sınıfı bilirdim. ama burada bize lise 1 dersleri verdiler, pek bir şey anlamadım. Yalnız Türkçe dersleri biraz yararlı oldu." Kesin dönuş yapan işçi çocuklanndan Almanya'da Gymnasium ve Realschule isimli okullardan gelenler Turkiye'de bır ust sınıfa devam edebilıyorlar. Ancak Hauptschule'den gelenler bir alt sınıftan oğrenime devam edecekler. Bu öğrencilerden ne oğrendiklennı kime sorsak aldığımız ilk yanıt, "marşlar, şiirler" oldu. Bazılan Turkçeyi aılelerınden daha ıyı öğrendikleri için kurslardan biraz daha fazla yararlanabılmiş. Örneğin 16 yaşındaki Nilgün Kasap, "matematiğin Turkçe deyimlerini öğrendim, iyi oldu" diyor. Birçoğu da verilen Türkçe derslerinden memnun kalmış. Ama hepsınin ortak bir yakınması var: Bu sure, uyum sağlamamız, bazı şeyleri oğrenmemiz için yeterli değıl.. Bir başka işçi çocuğunun yanına yaklaşıyoruz. Adı Huseyin Şenturk, "Tekrar Almanva'va donmek ister misin?" diye soruyoruz. Huseyin Şenturk acı acı güluyor ve ekliyor: "Geldiğimiz giinden beri buraya kola> kolay alışamayacağımızın farkındayız. Ama Almanlar da cehennemin dibine. Bizi kovdular, kovulduğurauz yere bir daha doner miyim hiç?" Huseyin Şenturk'u biraz deşiyoruz. O diğerlerine göre biraz daha fazla hakarete maruz kalmış. Bu çocuklara Turkçe dersi veren Türkçe öğretmeni A>sel Erensoy ile konuşuyoruz. Erensoy son derece memnun. Diyor kı: "Bu bir ay içinde istediğimizden çok şey elde ettik. Bu süre içinde Türkçe'nin özelliklerini büyük olçude verebildik." Tören nedeniyle yapılan konuşmalarda uyum kurslarının başarısı ve elde edilen sonuçlar anlatıldı. öğretmenlerin rrepsi memnun. Çocuklardan bıri mikrofona davet edildi. tstiklal marşını eksıksiz söylediği için coşkuyla oğretmenler tarafından kuüandı. Ama çocukluklanndan beri yaşamlannı bir başka dunyada geçiren bu gençlenn kendi aralanndaki esprileri, dünyaya bakışlan Turkiye'de yetişenlere göre daha geniş. Açık ve rahat. Buna karşın Türkiye'nin kültür yapısının farkhlıklan anladığımız kadarıyla bu kurslarda pek gundeme gelmemiş. Bunlann sonuçlan ve zorluklan zaman içinde su yuzune çıkacak. GİRDİLER HER GUN ARTIYOR Üreticiler tanm girdilerinin her geçen gün artmasından yakmıyorlar. "Gübreye 10 ayda yüzde yuz zam yapıldı. 600 liraya alman yazlık gubre 1500 lira oldu. Elli kiloluk kışlık gübre, bin liradan 2 bin 200 liraya çıktı" diyorlar. (Fotoğraf: KADtR CAN) GÖKHAN ÇAĞLAYAN Olmazsa Almanya'ya döner, orada okuruz. Yabancı diyorlar, ama hiç olmazsa surunmeyiz. MEHMET DEĞİRMEKCİLER Ben ne kadar Türkçegordum ki?... 5 dakikada yanm sayfa testi okuyupcevaplamamız gerekti. SEDA T PL'R Olmazsa Almancayı unutmaya baslar, yeniden Türkçe oğreniriz. Dersleri de o zaman anlarız. Kursun sonunda... Hakan Özcan (16): Disıplin kurallanna uymakta guçluk çekiyorum. Kurslar matematik \e Turkçe dersleri konusunda yararlı oldu. Ertan Gök (14): Disiplinın yanı sıra, 'Almancı' diye kızdırılmaktan şikâyetçiyim. Orada da 'Turk' dıye kızdınyorlardı Turkçe anlatmak ve matematik dersleri konusunda kursların yarannı gordum, ama hayatımda lakım elbise giymemiştim. Serap Albayrak (15): Kurslar yararlı oldu, ama suresi çok kısaydı Karşılaştığım en büyuk sorun, sokağa >alnız çıktığımda peşime takılıp laf atmaları. Canan Demirkan (11): Sokağa çıkınca mutlaka peşıne takılıyorlar. Gezecek fazla bır yer de yok. Kurslann devam etmesini isterdım. Yalnız okulumuz çok pısti, hiç temizlemıyorlardı. Murat Eskim (17): Kurslar Turkçemı ilerletmek açısından vararh oldu. Kurslar daha çok kuçukler için yararlı. Sosyal bilgıler dersinde bir saat ıçınde bir suru tarıh duvduk, hıçbırı aklımda kalmadı. thsan Tuzel (12): Turkçe okumam hızlandı. Iyı de yazabiliyorum. Burada oğretmenler iyı, bizım oğrenmemizi istiyorlar. Mehmel Boz (10): Ataturk'u tanıyorum Vatanımızı duşmandan kurtardı. Zaten ben eskıden de bilıyordum, annem sovlemişti. Seçkin Ergin: Bize terbiye verdiler. Bu çok guzel oldu. Artık büyüklerımizın yanında ayak ayak ustune atmıyoruz. Parmak kaldırmasını, oğretmemm demesini oğrendik. Nalan Önal (15): Kursa geç katılıp folklor ekıbinde yer alamadığıma çok uzuldum. Almanya'da folklor çalıştım, Yunan ve Bulgar oyunlarını oynadım. Ama Turk folkloru çok guzelmış. Refik Yucesoy (11): Eğer hep Turkiye'de olmuş olsa>dım ben de buradaki oğrenciler gibı olurdum. Şımdı 4. sınıf yerıne 2. sınıta gideceğım. Bız zaten en şanssız çocuklarız. Iki sene kaybettım. Dünya tüketiminden fazla jındık üretiyoruz Doğu Karadenizli, natürel fındık ihracatmdan kesilen kilo başına bir dolarlık fonun, hiç olmazsa yarıya indirilmesini bekliyor. tjreticiler, fındık dikiminin Doğu Karadeniz'e özgü olmasını istiyor. 1981 yılında nasıl tüiün alanları sınırlandınldıysa, fmdıkta da bu sistem uygulanmahdır diyorlar. HtKMET ÇETtNKAYA GIRESUN/ORDU Tanm urünleri içinde en fazla fon uygulaması fındık ıhraeatında yapıhyor. Dışsatıma dayalı tarımsal urunlerde ihracat payı yuzde ondörtonyedı olan fındığın en önemli dış pazarı Federal Almanya'nın Hamburg kenti. Hamburg'ta fındık bağlantısı yapan tekelleşmiş büyük firmalar var. Diğer alıcı ulkeler arasmda ise Sovyetler Birliği, Fransa ve Ingiltere yer ahyor. 1973 yılından bugune değin ıhracatçı bırliklerin "ortak fiyat" saptaması ile asgarı ıhraç fiyatı 175 ile 225 dolar arasında değişıyor. 197983 yıllarında Turkiye fındık rekoltesi 300 milyon kilo ile 400 milyon kilo arasında oynuyor. Bu yıl fındık üretimi ise geçen yıla oranla yuzde elli düşük. 1984 yılı fındık rekoltesinin yaklaşık 220 milyon kilo olması bekleniyor. Türkiye'nin dünyada fuıdık üretımindeki payı yaklaşık yüzde 6570 dolaylarında. Bir kilo iç fındık, bugun 2 dolar 10 sente satılıyor dışarıya. Devlet bir kilo fındıktan 100 sent (bir dolar) fon kesiyor. Üretıcinin Fiskobirlik'e ya da ihracatçı tuccara kilosunu 240 liradan sattığı fındık 840 liraya dış alıcı bulduğuna, devletin de kiloda bir dolar fon kestiğine gore; bu kesilen bir dolar karşılığındaki 400 lira acaba nereye gidiyor, diye sormayacağız elbet. Kesilen fonun adı "Destekleme Fiyat Istikrar Fonu". Kısaca bu fon uretici ıçın açılmış. Oysa gorulen kesilen paralar üreticinin alınteri olmasına karşın Hazıne'ye yatıyor. Bugüne değin geçen 78 yıllık sure içinde bırakm ureticiyi destekleme, ureticilerin oluşturacağı bir yatmm ya da devlet tarafından bir teşvik nedense düşunulmuyor. Natürel fındık ihracatından kesilen kilo başına bir dolarlık fonun hiç olmazsa yarıya; yani elli sente indirilmesi, bunun da ureticiye yansıtılması Doğu Karadeniz'de bir beklenti görunümünde. Fındık uretiminde modern bir uygulama örneği veren uretici Kutay Larçın, bu yıl üretim düşüklüğünun nedenini hava koşullanna bağlıyor. Fındık konusunda uzman olan Kutay Larçın, "Dünya fındık tüketimi 150160 milyon kilo, yani iç fındık tuketimi" diyerek sozlerını şöyle surduruyor: 1983 yıhnda Turkiye fındık rekoltesi 400430 milyon kilo idi. Yani 215 milyon kilo iç fındık uretilmişti. Hemen belirteyim, 400430 milyon kilo rekolte kabuklu fındıktı. Dunya tüketimi 150160 milyon kilo olduğuna gore, Turkiye dünya tuketiminin üzennde fındık uretiyor. 1970'li yıllarda taban arazide fındık dikimı arttı. Çarşamba ve Terme Ovalarından sonra, Akçakoca Adapazarı, Düzce, Hendek, Bursa ve hatta Istanbul'da, Doğu Anadolu'nun bazı bolgelerinde devlet fındık ekimini destekledı. Bu nedenle fındık uretımi hızla artmaya başladı. Bugun diğer tanm urunlerinde, örneğin tutunde bır başfıyat olayı vardır. Ege tutununde başfiyat ayrıdır, Karadeniz tutununde, Marmara tutununde, Doğu tutununde ayrıdır. Çekirdeksız kuru uzumde de durum aynıdır. Çukurova pamuğu ile Antalya ve Ege pamuğu arasında da fiyat farkı vardır. Oysa bu durum fındıkta böyle değildir. Giresun fındığı da 240 liradır. Hendek fındığı da 240 liradır. Ama, Giresun fındığıyla Hendek fındığı arasında kalite farkı vardır. Çunku dunyanın en iyı fındığı Gıresun'da yetiştirüir. Bize fındıkta rakip ulkeler hangileri? Evet ben de bu konuya değinecektim. Italya ve Ispanya ile son yıllarda Amerika fındık uretiyor. Italya'nın üretımi 100 milyon kilo, bunun 35 milyon kilosunu ihraç ediyor. Ispanya'nın uretimi ise 40 milyon kilo. İtalya AET uyesı olduğu için bizimİe rekabet şansı fazla. AET ulkelennden himaye goruyor. Fındığı hangi ulkeler alıyor? Fındığı gelişmiş ve zengin ulkeler alıyor. Özellikle çikolata sanayiinde kullanılıyor. Biz fındığı Fransa'ya, Isviçre'ye, Ingütere'ye, Sovyetler Birliği'ne ve Almanya'ya satıyoruz. Fındık dikim alanlan sınırlandırılmalı mıdır? Fındık dikimi Doğu Karadeniz'e ozgu olmalıdır. 1981 yılında nasıl tutun dikim alanları sınırlandınldıysa, fındıkta da bu yontem uygulanmahdır. Fındıkta tanm girdileri her geçen gun artıyor sanırım. Vallahı gubreye 10 ayda yuzde 100 zam yapıldı. 600 liraya alman yazhk gübre 1500 lira oldu. Elli kiloluk kışlık gubre bin liradan 2 bin 200 liraya çıktı. Lretki Fiskobirlik'e nedea güvenmiyor? Zamanında parasını alamadığı için, Fiskobırlik'in üretici ile ilişkisi çok az. Üretici 240 lira taban fiyattan memnun değil mi? Elbet memnun değil. Giderı çok fazla çunku. Bakın size bir sayı çıkartayım. Üretici fındığı 240 liraya satacak değil mi? Bunun yuzde beşi stopaj vergisi. Yani kiloda 12 lira. Yuzde ikisi gider payı, bu da 480 kuruş. Yuzde bin fire, o da 480 kuruş. Toplam 21 lira 60 kuruş bir kiloda üreticinin cebinden çıkan para. Devletin fındık ihracatmdan kestiği fona ne diyorsunuz? Fındıkta kilo başına 100 sent fon kesiyor devlet. Bu sayı pamukta 35 sent, uzumde 25 sent, incirde 9 senttir. Yani bir kilo fındık satımında 400 lira fon kesiyor devlet. Bu para ureticıye ödenmelidir. Çunku ureticinin hakkıdır. Fon kesiminin kaçak fındık ihracatına yol açtığını öne surüyorlar. Bu doğrudur. Bugun bir vagon (10 ton) kaçak fındık çıkaran dört milyon kazanır. Çunku fındık devlet garantisinde gider yurt dışına. Burada yüklendi mi, Kapıkule'de denetimden geçmez. Fındık, fasulye, pirinç,' mercimek, nohut niyetine gider dışarıya. Kaçak fındık ihracatı bu yörede kulaktan kulağa değil, açık açık söyleniyor. Kendileriyle konuştuğumuz ihracatlar da doğruluyor bu savlan. Üç gecekondu kiralayıp okul yaptılar İzmir'in gecekondu semti Cennetçeşme'de ilkokul çağında çocuğu bulunan 100 aile, okul olarak kullanmak ü'zere kiraladıkları 3 gecekondu için aralannda 150 bin lira topladılar. Okul olarak kullanılan gecekonduların elektriği ve suyu yok. Hemen yamndaki bakkalda tek bir kaletn bile satılmıyor. Dükkân sahibi Meryem Çakır, bunun nedenini şöyle açıklıyor: Daha okullar açılmadı, hele bir açılsın. SEVİN tZGÜ İZMİR Türkiye'nin uçüncü büyük kenti Izmir'in sırtlarındaki gecekondu semtlerınden biri olan Cennetçeşme'de halk, çocuklannı okutabilmek için gecekondu kiraladı. Kent merkezıne epey uzakta, tepelerin uzerine kurulu Cennetçeşme'de birbirine belirsiz aralıklarla dizilı yuzlerce gecekonduda Kars'tan, Ağrı'dan, Maraş'tan gelen ınsanlar yaşıyorlar. Toz toprak içindeki yollarıyla daha çok bir köy görumünde. Yolları asfaltlanmadığı gibi su da yok. Kimi evlerin üzerine çakıh sarı tabelalarda, 'su tanker durağı' yazılı. Suyun, yolun olmadığı Cennetçeşme'de okul da yok. Kimselerin haberi yok Cennetçeşme'deki Aliler'in, Guller'in, Haliller'in, Havvalar'm okulsuz olduğundan. Çocuklarını okutmak isteyen Cennetçeşme'nın insanları okulsuzluk sorunlanna kendi başlarına çözüm bulmuşlar. Aralannda topladıkları para ile üç ayrı gecekonduyu okul olarak kullanmak uzere kiralamışlar. İlkokul çağında çocuğu olan yaklaşık 100 aile imece ile okul kirası için aralannda 150 bin lira toplamayı başarmışlar. Çocuklan rahat etsin, okusunlar diye duşunmuşler. Duşunmuş belediye temizlik işçisi Köroğlu Okçu: Kocaman gözlü ikizleri Halil ile Havva'yı >ine miEski Izmir Ilkokulu'na gonderecek. Okul uzak, otobüs parası çok. Aldığı 28 bin hra ayİıkla iki çocuğu okutmak kolay değil. Parasızlık yuzunden otobus ile 15 dakika süren yolu okuma sevgisıyle yurüyerek aşan ikizleri soğuktan, çamurdan kurtarmak gerek. Duşunmuş Kdroğlu'nun gelini Asiye. 5 çocuklan var. En büOM i hSİ/, Ç ANTASIZ, OKULSUZ i ıleleı ınm kiraladığı gecekondularda ilkokul öğrenimlerinigorecek çantasız, önlüksüz Cennetçeşmesemtinın minikleri "Çanta ve önluk kiralayan var m?"diye soruyorlar. yuklen Hatice.Eski Izmir Ortaokulu'nda okuyor. Salt onun aylık otobüs masrafı ıki bin lira tutuyor. En kuçuk Ramazan'ın dışında Ali, Hayriye ve Gul'e ilkokul gerek. Duşunmuş bakkal Meryem Çakır: Tek kızı okusun, ekusun ki adam olsun. Okuması gerek. Bu duşunce ile Koroğlu Okçu toplanan 150 bin liraya kendinin bin 500 lira kattığıru soyluyor ve, "Bizim de bir payımız olsun dedik, dişimizden tırnağımızdan arttırdığımızı verdik" diyor. Koroğlu Okçu'nun yeğeni orta ıkiye giden Hatice Okçu bize okul olarak kullanılan gecekondulan gosterme gorevini ustlenıyor. Biraz yurudukten sonra Hatice elıyle "tşte dorduncü ve beşinci sınıf derslikler" diyor. Gosterdiği basık tavanlı, iki kuçuk odası olan bır gecekondu. Onun yanındaki iki gecekondu da okul olarak kullanılıyor. Hiçbınnın elektnğı suyu yok. Şimdiye dek görmediğinuz kiralık gecekondu okulun yanındaki bakkala giriyoruz. Dığer semtlerde Avrupa kırtasiye urünleri kapış kapış satılırken, "gecekondu bakkal dükkânı"nda tek bir kalem bile bulamıyoruz. Nedenini sorduğumuzda bakkal Meryem Çakır omuzlarını kaldırarak, " D a h a okullar açılmadı, hele bir açılsın" yanıtını veriyor. ilkokul ikinci sınıfa giden bir kızı olan Meryem Çakır'ın gecekonduların kıralanmasında çok fazla katkısı olmuş. "Ev sahibi tanıdıktı, bize guvenerek evini okul olarak kullanmamıza izin verdi" biçimınde konuşan Meryem Çakır sozlerine şunları ekliyor: "Gecekonduların ikisinin sahibi Gultepe'de oturuyor. Evlerini vıllık 150 bin liraya kiraya verdi. Ama şimdi kirayı 300 bin liraya çıkarmak istiyor. Ama bu parayı >eremeyiz. Bu yüzden Milli Eğitim'e başvuracağız. Diğer evin sahibi ise para istemedi. Yalnızca evine elektrik bağlatmaraızı istedi. Elektriği daha bağlatmadığımız için o'da vermem diyor." Şaşkın bakıyoruz Meryem'in yiızüne. "Şurada ne kaldı ki okulların açılmasına?" diyecek oluyoruz. Bakkal dukkânına doluşmuş semt halkı hep bir ağızdan, "Mecburlar, verecekler, evler boş dunıp da ne olacak?" diye söyleniyorlar. Kıralanan gecekondu okulda 11 oğretmenin gorev yaptığını sovleyen Meryem Çakır, "Öğretmenlerin gelmesi için Limontepe İlkokulu'nun müdürüne başvurmuştuk" biçiminde konuşuyor. Hatice bızi evine götürürken yol boyunca anlatıyor: "Çok okumak istiyorum. Öğretmen olacağım. Babam bizi çok sever, hepinizi okutacağım diyor." Senden başka kaç kardeşin okuyor?" sorusunu yönelttiğimizde yanıtlıyor: "Benim kuçüğum 11 yaşındaki Ali, ilkokul beşinci sınıfa, dokuz yaşındaki Hayriye üçiıncü sınıfa gidecek. Gül yedi yaşında, bu yıl okula başlayacak. Ramazan daha küçük, beş yaşında." Haticeler'ın evleri Cennetçeşme otobüslerinin son durağının az otesinde. Annesi Asiye Okçu'ya çocuklannın okul hazırlığını yapıp yapmadığını sorduğumuzda şu yanıtı ahyoruz: "Hiçbirinin hazırda bir şeyi yok. Dordune de önlük gerek, çanta gerek, ayakkabı gerek. Para yok ki. İnşaat ustası kocamın haftalığı hangi birine >etecek? Babaları naylon (orbalan çanta gibi kullansınlar" diyor. YOK'ten "Düekçeci'lere kmama Prof. Tekeli, Prof. Göksel, Prof. Güvenç, Prof. Turan, Doç. Haberal, Doç. Öner, Dr. Gitmez ve Sölçün 'e verilen ceza için YÖK Genel Sekreteri, "Benim haberim yok" diyor. ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) YÖK'un isteği uzerine rektorler tarafından aydınlar dilekçesine imza koyan 8 oğretim uyesine kmama cezası verildi Aydınlar dilekçesini ımzalayan 8 oğretim uyesine once YOK Disiplin Yönetmeliği'nın 8 maddesi uyarınca maaştan kesme cezası verildi, ancak söz konusu oğretim uyelerinın geçmıştekı başarı ve iyi durumlan d'kkate alınarak, "maaştan para kesme" cezası, bir alt ceza olan "kınama"va dönuşturuldu. YOK Disiplin Yonetmeliği'nin 8. maddesinin " h " fıkrası, oğretim uyelerinın " t o p lu muracaat etme ve şikâyette bulunmalarım " >asaklıyor. Rektorler tarafından kınama cezası ile cezalandırılan oğretim uyelerı şunlar: ODTU'den Prof. İlhan Tekeli, Dr. Ali, Gitmez, Hacettepe Unıversitesı'nden Prof. Hüsnu Goksel, Prof. Bozkurt Guvenç, Dr. Sargut Şolçun, Doç. Mehmet Haberal, Doç. Zafer Oner, Ankara Üniversıtesı'nden Prof Şerafettin Turan. YOK Dısıphn Yonetmelığı uyarınca kınama cezasına çarptırılan oğretim uyelennin Danıştay'a başvuru hakları bulunmuyor Kınama cezasının kaldınlması ıçın YOK Başkanı Prof. İhsan Dogramacı'ya başvurulması gerekıyor. Kınama cezası, oğretim uyelerinın sicıllerıne ışlenecek. Ote yandan YOK Genel Sekreteri Uygur Tazebay, aydınlar dilekçesine ımza koyan 8 oğretim uyesinin kınama cezasına çarptırılması oiayından haberı olmadığını belirterek, "Benim bilgim dahilinde bövle bir şey olmamıştır" dedi. YOK Başkanı İhsan Doğramacı daha once, aydınlar dilekçesine ımza koyan oğretim uyelerı hakkında soruşturma açıldığını, ancak universite ile ılışkilerinın kesilip kesılmemesi konusunda kararın unıversitelere bırakıldığını açıklamıştı.