25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 TEMMUZ 1984 * * • • HABERLERtN DEVAM1 CUMHURÎYET/U Türkİş fon taslağını reddetti (Baştarafı 1. Sayfada) işçilerin ghvencesi ve işverenlerin yukünü hafifletilmesi için devlet garantisini öngonnekte ve bir havuz oluşturmaktadır. Eğer İş Yasası ve Emekli Sandığı Yasası'nda değişiklik yapılması isteniyorsa, bunlar avn tartışma konusudur. Bunlarda japılacak değişiklik, bu kanun tatbikatına otomatik olarak intikal edecekür." Memurlann da fona bağlanması konusunda göruşlerini açıklayan bakan Kalemli, bu konuda şu bügüeri verdi: "Memurlann fona ithali tartışmalarda sttrpriz bir gelişme olarak ele alınmış, ancak memurlann haklannda bir gerileme olup olmayacağı genellikle tartışma gundemine girmemiştir. Ben bunu bir eksiklik olarak değerlendirivorum. Kıdem tazminatı sadece emeklilikte mi ödenmelidir? İstifa edenlerin tazminat almalan gerçekte çalışanlar için bir hak mıdır? Yoksa, emekli olunduğu zaman elde edilecek bir hakkın zaman içinde ve parçaJar halinde alınması bir kayıp mıdır? Çalışanlar için hangi yolun daha faydah olduğunu tartışalım." Çalışma Bakanı Mustafa Kalemli, konuşmasında taslak konusunda yeni önerüer de ileri sürerek, şöyle dedi: "İşçi işten »yrüdığı ihbar süresi için zaman haklu olan tazminatı tş Yasası'nın 14 uncu maddesinde ongörulduğu şekilde alsın. 3 ay içinde bir başka işe girmemişse, hak ettiğî kıdem tazminatının da uçte birini alsın, üçte ikisi emekliliğe kadar fonda kalabilir. Böylece, fon, teoride bahsedildiği gibi işsizlik sigortası fonksiyonunu da icra etmeje başlayacaktır. Bir başka husus taslagın U'inci maddesine ilave edilebilir, primlerin fona ödenrnemesi balinde muhasebe ve işletme >etkilileri neticeden şahsen de sonımlu tutulabilirier. Cezai mueyyideler koyalım. Suçlu çıkartmalarda işçinin kıdem tazminatı bakkı yanmasın. Ancak bu hususun suüstimal edilmesini önleyecek tedbirleri de duşıinelim." Türktş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, çalışma meclisinin toplantıya çağınldığı zaman kıdem tazminatınm guçlendirilip güvence altına ahnacağını sandıklarını, ancak bu konuda hazırlanan taslağı ve gerekçeyi gördukten sonra tüm ümitlerinin kınldığını anlattı. Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Taslağı ile gerekçesinde işçi haklannın korunması ve geliştirilmesinin düşunülmediğini kaydeden Şevket Yılmaz, "Oluşacağı sanılan fon vasıtasıyla ışverene ucuz kredi bulma fikrinin asıl amaçlar >erine ikame edildiğini fark ettik" dedi. Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdu: "48 yıllık muktesep hakkı bir kalemde ortadan kaldıran, iş teminatını zayıflatıp, işverenlerin keyfi işçi çıkarmalannı kolaylaştıran, ekonomik ve sosyal bakımdan beli bukulmuş işçinin tek guvencesi kıdem tazminatını tehlikeye atan bu taslağı yannki çalışma banşını bozucu nitelikte gonıy oruz. 48 yıldır uygulanan, işverene yuk olmadığı gibi, işçiye ve ailesine huzur ve umut kaynağı olan bir muktesep hak tatbikatmı ortadan kaldırmanın ne faydası vardır? Yannki saglıklı çalışma barışı bu anlayışla ve işçi haklannı durmadan budayarak, işçiyi işveren karşısında korunmasız hale getirmekle kurulamaz." MEMURLARI DA MAĞDUR EDECEK Yılmaz, yasa taslağının işçileri olduğu gibi memurlan da mağdur edeceğini vurgulayarak şunlan soyledi: "Memurlar, şimdiye kadar emeklilik ikramiyelerini bir seferde ve tam zamanında alırken, bundan sonra bu tasarıya göre gecikmeli ve taksitli olarak alabileceklerdir. Bu taslağın faydasına inanabilmemiz için, kıdem tazminatının işletmelere yuk olduğuna dair gerçek dışı ifadenin gerekçede yer almaması gerekirdi. Nitekim, Başbakanlık Yuksek Denetleme Kurulu'nun 1983 KİT raponındaki raporlara göre, KİT'lerde maliyel içinde işçi ucretleri ve emeğin bütün payı sadece yuzde 11,3'ten ibarettir. Kıdem tazminatı dahil, butün işçilik payının bu derece duşiık bir orana sıkışıp kalması, kıdem tazminatının işveren için agır yiik olduğu iddasını, devletin resmi rakamlarıyla tekrip etmektedir." Hur sendikacıhk idealinin gereği olarak, işçi haklarının korunması ve geliştirilmesi için var olduklarını belirten Yılmaz, "Oysa, elimizdeki taslakta bunu görmttyoruz ve bu haliyle bu taslağı kabul etmiyoruz" biçiminde konuştu. "NARİN'İN KONUŞMASI TİSK Başkanı Halit Narin de konuşmasına şu fıkrayı anlatarak başladı: "ttalyanlann neden alnı diız olurmuş bilir misiniz? Bir işi yaptıktan sonra, alınlanna şoyle ellerinin içiyle vururlannış ve "Ah neden böyie yaptım" derlermiş. Onun için alınlan duz olurmuş. Bizim kıdem tazminatı konusundaki tutumumuz da böjle olmuştur." Narın, şimdiye kadar sosyal dengenin sağlanmasında TürkIş'i hiçbir zaman yanlannda göremediklerini belirterek, Şevket Yılmaz'ın ucretin maliyetinin yuzde 11 dolaylarında olduğu yolundaki sözlerini eleştirerek, şu anda yalnızca birikmiş kıdem tazminatlannın 100 mılyar lirayı bulduğunu söyledi. Narin, kıdem tazminatı konusundaki göruşlerini şöyle açıkladı: "Kıdem tazminatuun hesaplanmasında işçinin sadece çıplak licretinin değil de işçiye licreti dtşında sağlanan para ve parayla olçulmesi mümkiın menfaatlerinin tamamının esas alınması ise, aynca üzerinde durulması ve uygulanmasından vazgeçilmesi gereken bir mesele olarak ortadadır. Bu uygulama, işçi ucretlerinin gizlenmesine yol açmakta, tek ucrete gidişi engellemektedir. Bugun tespit edebildiğimiz kadarıyla sayılan 32'ye varan yan ödeme ve sosyal yardım çeşitleri, sosyal yardım kavramının istismar edilmesi bir yana, iıcret yozlaşmasının tek sebebini teşkil etmektedir. Bu sebeple hiçbir işletmenin işçilik maliyetini tam olarak hesaplayabilmesi mumkun değildir. Bu durum sadece Tiirk muteşebbisini tereddutler içine sokmakla kalmamakta, yabancı sermayenin iılkemize akışında da ürkeklik yaratmaktadır." Kıdem tazminatı ile işverenin üzerindeki yükun kaldırılmasını da isyene Narin, "tşverenlere lüzumsuz sataşmalann ortadan kaldınlmasını bekliyoruz. Sosyal guvenlik kuruluşlannın tek çatı altında toplanması ve tazminatlarda eşitlik saglanması konusunda bakanlık ile aynı göruşleri paylaşıyoruz. Ancak kıdem tazminatı çıplak ucret esas alınarak belirlenmelidir. 50 bin lira veriyoruz. 110 bin lira öduyoruz. Bu mantıgı bir ttirlü kabul edemiyoruz" dedi. Çalışma Meclisi'nın öğleden sonraki bölumunde konuşan TİSK Başkanvekili Metin tplikçi. taslakta yeralan ve işverenlerin kıdem tazminatı primini her yıl fona odemesini öngören hükmu eleştirerek, "Kıdem tazminatını her yıl işveren ödeyecek. Bundan kim kazanacak? Ana parayı fona ödeyeeeğine, hak sahibine ödese, boylece kıdem tazminatı da ortadan kalkar" dedi. TtSK Yurutme Komitesi uyelerınden Nazmi Duzenli de işverenlerin tutucu bir nhniyet içinde olmadıklarını bildirdi ve "Kazanılmış haklardan rucu edilmesinden yana değiliz" şeklinde konuştu. Çalışma Meclisı, toplantısı bugun sona erecek. (Baştarafı I. Sayfada) broşür, TurkYunan siırtuşmesindeki en onemli oğelerden birini olanca çarpıcılığıyla sergiliyordu: Psikolojik faktör. Yunanhlar Ege'yi Helenizmin beşiği olarak gördukleri ve broşurun ıçındeki bir cumleye göre, "Türkler bölgede çok sonradan belirdikleri" için Ege ile ilgili Turkiye'nin tutumu, Yunan zihnıyetinde saldırı ihtimali ve saldırı tehditlerıyle eşanlamlı. Gerçeği soylemek gerekirse, bunun Papandreu ya da PASOK politikasıyla hiçbir ilgisi yok. Turkiye'de çoğu kez Papandreu'nun hezeyanlan olarak nitelenen Yunan Başbakam'nın Turkiye ile ilgilı çıkışlan, aslında Yunan kamuoyunda zaten var olan yaygın bir duyguyu ifade etmekten ötede bir sey değil. Yunanistan'ın tek siyasal ve toplumsal konulara ilişkin kamuoyu araştırmaları yapan kuruluşu, Dimitras'ın Eudorim'inin mayıshaziran aylarında "GreekOpinion" adlı yayınında ilan ettiği anket sonuçlanna göre, Yunanlıların üzerinde konsansus sağladıklan ender konuların başında bir "Tiırfc tehdidinin varlığı" geliyor. Buna göre, Yunanlılann yuzde 91'i bir Turk tehdidinin varhğına inanıyor. Komunıstlerde bu oran yuzde 81 'e düşuyor. Çeşitli ulkeler sıralanıp bunlar arasında hangisi Yunanistan için bir tehdıt oluşturuyor sorusuna ıse, yüzde 63'lük bir oran "Türkiye" yanıtını veriyor. Yuzde 30 ABD, yüzde 4 ise Sovyetler. AveroFun (ve Cumhurbaşkanı Karamanlis'in) ana muhalefetteki Yeni Demokratlarının yandaşlannın yuzde 80,8'i Türkıye, yüzde 2'si ABD ve yuzde 14'u Sovyetler diyor. Sosyalistlerin yüzde 73'u Türkiye derken, yuzde 24'u ABD yanıtmı veriyor. Görüldüğü gibi, Papandreu'nun PASOK'unun yandaşlannda Türkiye tehdidi inancı, ülkemızde "daha tercihe şayan" samlan Yeni Demokratlardan duşük. Bir başka ilginç gösterge, komunistlerde ABD tehdidinin Turk tehdidinden daha guçlu olduğu inancının bulunması. Sovyet yanlısı Harilaos Florakis önderliğindeki Komünist Partisi1nin yandaşlanndan yüzde 71'i ABD, yuzde 27'si Türkiye, Leonidas Kirkos önderliğindeki iç komünistler (EuroKomunizm yanlılan) yandaşlanndan yuzde 58'i ABD, yuzde 42'si Türkiye tehdidi inancını belirtiyorlar. Söz konusu anketin bir başka ılgi çekici bulgıısu, Türk tehdidi inancının bir Türk fobisi yaratmadığı, tersine yaygın bir uzlaşma niyetine kaynaklık ettiği. Buna göre, Yunan kamuoyunun yuzde 35'i iki ülke arasmdaki ıhtilaflarda tüm sorumluluğun Turkiye'nin sırtında olduğu kanısında. Yuzde 38'i bir kısım sorumluluğun da Yunanistan'a ait olduğu, yuzde 10'u her iki ülkenin eşit sorumluluğu, yüzde 27'si ise başta ABD, diğer ülkelerin sorumlu olduğu kanısını ifade ediyor. Yuzde 45'lik bir oran Turki Atina'da ne var ne yok? ye'ye karşı kesin bir uzlaşmaz tutumdan yana iken, yüzde 47 Yunanistan'm bazı tavizler vermesi gerektiğine, bu oranın içindeki yuzde 18'hk bir bölüm ise tavizlerin eşit olarak bolunmesi gerektiğine inanıyor. Belki de en ilginç bulgu, Turkiye'de uzlaşma yanlısı olduklarına inanılan Yeni Demokrasi yandaşlannın yüzde 60'ının Türkiye'yi suçlamalan ve sadece Türkiye'nin taviz verme«i gerektiğini duşunmeleri. Buna karşılık, Papandreu'nun PASOK'çuları ile komunistlerin karşılıkh tavizden yana olmalan ve sadece Türkiye'nin suçlanamayacağı duşüncesini taşımalan. Yunan kamuoyundaki bu psikolojik faktoru kaydettikten sonra, resmi Yunan gorüşlerine geçebiliriz. YUNAN GÖRUŞLERİ Örneğin, Turkıye ile Yunanistan arasmdaki temel çekişme konusu olan Ege sorununa ilişkin anlaşmazlık noktalarını şu ana başlıklar altında toplayabiliriz: 1. Kıta sahanlıgı 2. FIR hattı 3. Karasulan Butun bu anlaşmazlık konularında yeni bir ortam Başbakan Ozal'ın dunku açıklamasıyla doğdu. Hafta başında gazetemizde Mavros'un açıklaması, Dışişlerinin ust duzey yetkılilerınin tepkisi ve bizzat Başbakan Ozal'ın TurkYunan ilişkılerîne ilişkin yeni çıkışı ile yuvarlanmaya başlayan kartopu bugün Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun Turgut OzaPa vereceği yanıt ile bıcım kazanacak. Yunanhlar "Helenizmin beşiği" olarak gördukleri Ege adalannın dokunulmazlığı konusunda öylesine hassaslar ki, bu konudan soz edilmesi bıle onlan tedirgin ediyor. Nitekim, ozal'ın Turk sahillerine yakın adalann elektrik ve su sorunlarının çözumüne Turkiye'nin yardımcı olabileceği yolundaki sözleri bile kuşkular yarattı. Yunan basını Ozal'ın açıklamasında en çok bu bölümu vurguladı. Ne var ki, Başbakan ozal'ın konuşmasında, gozlerden kaçması mümkun olmayan uzlaşıcı tonu da inkâr edemiyorlar. İş, şimdi Papandreu'nun bu akşam yapacağı açıklamaya kaldı. UGUR MUMCU GOZLEM Evren kaynak yaptı (Baştarafı 1. Sayfada) Dalan katıldılar. Törende bir konuşma yapan Denız Kuvvetleri Komutanı Zahit Atakan, Taşkızak tersanesinde meydana getırilen eserlerin övunç vericı olduğunu belirterek şunlan soytedi: "Tersanelerimizin ana ve esas gorevi. ulke savunması için gerekli modern savaş gemilerinin inşaasının yanı sıra Turk denizciliğinin ihtiyacı olan çeşitli tip ve nitelikte gemilerin de kamu sektorune kazandınlması suretiyle buyuk boyutlara ulaşmaktır." Konuşmalardan sonra Cumhurbaşkanı EvTen, kızağa konulan 141 nolu LCT tipi çıkarma gemisinin omurgasına ılk kaynağı yaptı. Daha sonra yapınu tamamlanan gumruk muhafaza botu, Deniz Kuvvetleri Komuıanı tarafından Başbakan Turgut Özal'a, çıkarma gemisı Çıkarma Filosu Komutanı Tuğamiral Guven Kaya'ya, çıkarma gemisı "Sarucabev" gemisı de Guney Denız Saha KomutanlığYna teshm edildi. Başbakan ozal'ın eşi Semra Ozal, 401 nolu gumruk muhafaza botunun, Maliye ve Gumruk Bakanı Vural Ankan'ın eşi, LCT139 tıpi çıkarma gemisinin, Cumhurbaşkam Evren'in kızı Şenay Gürvit de, 500 yıllık Valide kızağında inşa edilen TCG Karamurselbey gemisinin denize indirilmesinde şampanya şişelerim patlattılar. Torenlerden sonra Cumhurbaşkam Evren, Başbakan Özal ve oteki davetliler, Sarucabey çıkarma gemisını gezdiler. Daha sonra Taşkızak Tersanesinde verilen yemeğe katıldılar. Cumhurbaşkam Evren daha sonra Çubuklu'daki Turing tarafından restore edilen tarihı Hidıv Kasn'nı hızmete açtı. DİPLOMA TÖRENl Şi§ü'de 4 9 (Baştarafı I. Sayfada) sı yetkilileri geniş çapta operasyona giriştiler. Zeynep Gönenç'ın yaklaşık on gun önce tstanbul'a geldiği, daha önce Adana'da genelevde çahştığı saptandı. İstanbul'a geldikten sonra Beyoğlu Ağacamii'ndeki Cenevre Oteh'nde kalan 36 yaşındaki Zeynep Gönenç'in kaçınldıktan sonra soz konusu yere getirilerek oldürulmüş olabileceği sanılıyor. Şişlı Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Teoman Alver, bıçak darbelerinin incelenmesi sonucu cınayetin tek kişi tarafından gerçekleştirildiğinin kesmlık kazandığım söyledi. Olayla ilgili olarak halen 7 kişinm gözaltmda olduğu ve sorgulannın sürduğu bildirildi. Cınayet öncesi uç gun Beyoğlu'ndaki Cenevre Oteli'nin 205 nolu odasında kalan Zeynep Gönenç'in, surekli olarak adını söylemediği, bir şahıstan korktuğunu soylediği bıldiriliyor. Resepsiyon görevlisı, genç kadının olay gunü 25 yaşlanndaki bir gençle otelden aynldığını soyledi. (Baştarafı 1. Sayfada) oyle serbestlık ya da lıberallık soz konusu değıldır Pekı IŞÇI, emek gucunu serbestce pazarlayabılıyor mu? Hayır, pazarlayamıyor Toolu pazarlık duzenınde bin bir türlu kısıtlama vardır Serbestlık ve lıberallık ış huku'<u duzenımıze yabancıdır Pekı ya memur, o busbütün kapıkuludur Memurun kâğıt uzerınde toplu pazarlık hakkı bıle yoktur Ozetle emek gucü serbest pıyasada ozgurce pazarlanamamaktadır İşçi ıçın, memur ıçın liberallik hıç soz konusu değıldır Lıberallığın siyasal yönunu belırlemek için bu alanda bırkac ornek daha secmek yararlı olur işveren kuruluşlannın güncel sıyaset alanında göruş bıldırmelerı bugune dek hükümetçe hıç yasak kapsamına alınmamıştır İşverenlerımizın büyük bir kısmı, hükumete danışman olarak seçılmışlerdir. TUSIAD'ın guncel konular hakkında goruş bıldırmesı, hükümetçe, acaba sıyasetle uğraşmak olarak nıtelenebılır mı 9 Ya da bıra ısverenlerınin alkollu ıckıler ile ilgilı tartışmalar sırasında, "bıldın yayınlayarak" siyasal gorus açıklamaları hükümetçe nasıl karşılanmaktadır? Işverenler ve işveren kuruluşları bu haklannı tepe tepe kullanmaktadırlar İşçi kuruluşlarınm, meslek odalannın ya da ulke aydınlarının boyle hakları yoktur. Sayın Başbakandan sormak ısterız Şu lıberal demokrasi anlayışınızda, ulke aydınlannın TÛSIAD ya da bıra ışverenlen kadar olsun göruş açıklama haklarına yer yok mudur? Lıberatlık laız duzenınde pek geçerlı değıldtr. Uygulanan model "serbest faız" değil, "yuksek faiz" pohtıRasına dayanmaktadır. Faız oranları ıse hukumet kararları ile saptanmaktadır. Para kredi uzenne Hazine tahvıllerı sokularakbu alanda "deWefmt/da/7a/ec»//ğ("oluşturulmuştur Hani nerede serbest faız? Koylu dersenız o da bu lıberallığın dışındadır. Köylu, ürettığı malı serbestce pazarlayamaz Ya ne yapar? Idarı ışlemlerle saptanan "taban fıyatları" uyarınca satar Gerıye ne kalıyor? Şırketler ve şırketler topluluğu demek olan holdıngler Bunlar ıçın de lıberallık aramayın Lıberallık, bu şırketler ıçın de soz konusu değıldır Uygulanan model ile ayrıcaliklı şırketler ve holdıngler yaratılmıştır Dış ticaret bırkaç ayncalıklı şırketın tekelıne bırakılmış. dışsatım şırketlen arasmda bıle serbest rekabet açıkça yok edılmıştır. Bunun neresı lıberaP Işın ozü şu' Her ekonomi su ya da bu ölçude mudahalecıdır. Devletin demokratık yapısını belırleyen temel olçut, bu mudahalenın hangı yontemlerle ve hangı sınıf ve toplumsal tabakalar yararına yapıldığıdır Gerısı bos sözdur Siyasal lıberalızmı yok sayan bu alaturka kapıtalızm, devlet mudahalecılığını 35 ayrıcalıklı şırkete destek olmak için kullanıyor. Bızımcıcı beylenmızde bu modelı lıberalızmdır dıye alkışlıyor Lıberalızmın taklrtlennden sakınınız Tasarı, işvereni surlar aranmaksızın bir kimsenin kendi isteği ile fona prim yatırarak kıdem tazminatı hakkını elde edebiltnesinin hukuki nedeni anlaşılamamıştır. Bir kimsenin hem işveren sıfatı ile prim yatırması ve yatırdığı bu primi, şartlar gerçekleştiğinde, işçi imiş gibi kendisinin geri almasındaki mana ve yarar, tarafımızdan çözulememiştir. Bir kimsenin işçi olmadığı halde, işçilik haklanndan yarartanabUmesini mumkun kılan hiçbir hukuk kuralı yoktur. Amaç, kıdem tazminatını genel işsizlik sigortası yerine kaim kılmak ise, bunun yolu bu olmamak lazım gelir." Bonolar gecikince makbuzla (Baştarajı I. Sayfada) yapmayı yeğledikleri belirlendi. Toplam 50 milyar lira değerinde olan ıkinci partı yuzde 5354 faizli Hazine bonolannın bugunden itibaren satışa yetkili banka şubelerine ulaştınlacağı sanılıyor. PAKDEMİRLt NE DEDİÎ Konuyla ilgilı olarak THA'ya bir açıklama yapan Hazine ve Dış Ticaret Musteşarı Ekrem Pakdemirli ıse, yeni satışa sunulan 50 mılyar liralık ikinci parti Hazine bonosunun da 810 gün içinde tukeneceğmı tahmin ettıklerini ve bundan bankaların fazla etkilenmeyeceğini sandığını söyledi. Pakdemırli'nin bu sozlenne karşılık gene THA'ya göruş belirten banka yetkilileri, hukumetin Hazine bonosu uygulamasının kendilerini kaygıya düşurduğünu söylediler. BANKAC1LAR NE DEDİ? Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası Genel Mudür Yardımcısı Haluk Dayıgil, "Devlet, bu tür satışlarda ısrar ederse, bankalardaki vadeli mevduatların da çözulmesine neden olabilir" dedi. Akbank Genel Mudur Yardımcısı Cemalettin Özabacı da, Hazine bonolannın hkıdıteyı emdiğıni ve bankalara etkide bulunduğunu soyledi. Özabacı, "Devlet bunu sık sık yaparsa, bankalan çok rahatsız eder. Bu tur uygulamalar her iilkede >apdabilir ama, bunun zamanlaması çok onemlidir. Bu politika böyle devam edemez, yeni Hazine bonosu çıkarılmasın. Banka kaynakları belli, mevduatlar ortada" dedi. Pamukbank Genel Miıdür Yardımcısı Akın Öngör de, Hazine bonolannın halka cazıp geldiğini ve banka piyasasını olumsuz yönde etkilediği gorüşüne katıldığını söyledi. Ongör, Hazine bonolarıyla banka faizleri arasmdaki farka dıkkat çekerek, "Hazine bonolannda ısrar edilirse, koprubaraj satışlan da gundeme geleceği için, bunlara da talep olur. Tum bunlar banka mevduatlarında artışı durdunır, hatta duşuşe neden olabilir" diye konuştu. Yapı ve Kredi Bankası Genel Mudur Yardımcısı Ali İhsan Karacan, devletin bankalara yuklendiğinı one sürerek, "Devletin Hazine bonosu çıkarması, diğer satışlara girmesi, serbest piyasa koşullarına uymaz. Devlet satışlarda hem haksız rekabet koşullan yaratıyor. hem de gelecekteki gelirlerini ipotek altına alıyor" dedi. EGELİ İŞADAMLARI Egeli işadamları, "Hazine bonosu"nu eleştirdiler. Izmir Ticaret Odası'nın önceki akşam yapılan toplantısında konuşan Şinasi Ertan, çıkartılan yuksek faizli devlet bonolannın daha önce de uygulandıgını anımsatarak, "Bonoları makro ekonomi açıdan ele almak gerekirse, ciddi endişeler duydugumu ifade etmek isterim. Ekonomi yine kısır donguye sıkışmıştır. Koşuya başlanılan noktaya geri dönulmektedir. tşadamlan ve sanayiciler suskunluklanna son vermeli, kamuoyu aydınlatılmalıdır" dedi. Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Diindar Soyer de, hükumetin çalışan paradan çok "tembel paraya taviz verdigini" söyledi. Soyer, "Oda olarak kısıtlı para politikasının yanındayız, ancak pahalı para politikasına hayır diyoruz" dedi. PHILIPS 1984 Los Angeles CHimpiyatlannı Philips RenkliTelevizyonlanndan izleyin. 1984 LOS ANGELES OLİMPİYAT YAYINLARI 29.7.1984 Pazar 18 3020 20 Açılış 30.7.1984 Pazartesi 18 0019 30 Ozet 19 3020 20 Yuzme 22 4024 00 Ozet 24 0001 00 Gureş 31.7.1984 Salı 18 0019 30 Ozet 23 0000 30 Ozet 2.8.1984 Perçembe 18 0018 45 Ozet 18 4519 15 Gureş 19 1520 00 Cımnastık 23 0024 00 Ozet 24 0001 00 Gureş 3.8.1984 Cuma 16 0017 30 Ozet 17 3018 15 Gureş 18 1519 15 Cımnastık 19 1520 20 Yuzme 22 4523 30 Ozet 23 3001 00 Gureş 4.8.1984 Cumartesi 14 0015 00 Ozet 15 0016 00 Cımnastık 16 0017 00 Yuzme 17 0020 20 Atletızm /23 0000 20 Ozet 5.8.1984 Pazar 14 0015 00 Ozet 15 001600 Cımnastık 16 0017 30 Yuzme 17 3020 20 Atletızm 22 3023 50 Ozet 6.8.1984 Pazartesi 14 0015 30 Ozet 15 3017 00 Atlama 17 0020 20 Atletızm 24 0001 00 Gureş 7.8.1984 Salı 14 0015 30 Ozet 15 3017 00 Atlama 17 0021 20 Atletızm 23 1524 00 Boks 24 0001 00 Gureş 8.8.1984 Çarçamba 17 0018 30 Ozet 18 3019 30 Voleybol 19 3020 20 Boks 23 1024 00 Boks 24 0001 00 Gureş 9.8.1984 Perçembe 14 0015 30 Ozet 15 3016 15 Atlama 16 1517 15 Boks 17 1520 20 Atletızm 24 0000 50 Yuzme 10.8.1984 Cuma 14 0015 30 Ozet 15 3016 30 Gureş 16 3020 20 Atletızm 22 4024 00 Ozet 24 0001 00 Gureş 11.8.1984 Cumartesi 14 0015 00 Ozet 15 0015 30 Dalma 15 3015 55 Gureş 15 5516 30 Rıtm Cım 16 3018 00 Basketbol 18 0020 20 Atletızm 22 5000 30 Atletızm 00 3001 15 Boks 01 1502 00 Gureş 22 1023 00 Ozet 23 0024 00 Boks 19 3020 20 Yuzme 1.8.1984 Çarçamba 18 0018 45 Ozet 18 4519 30 Cımnastık 19 3020 20 Yuzme 22 0523 00 Ozet 23 0024 00 Cımnastık 24 0001 00 Gureş 23 1524 00 Boks Philips Renkleri (Baştarafı 1. Sayfada) Kıdem Tazminatı Fonu taslağının gerekçesınin yanlış ve mantık dışı olduğu belirtilen Turklş Yönetim Kurulu'nun bildirısinde, "Taslak, kıdem tazminatı muessesesini zararlı ve tehlikeli gostererek, işverenleri bu illetten kurtarma zihniyetini Cumhurbaşkam Kenan Evren, Başbakan Turgut özal, Ge yansıtmaktadır" göruşune yer verdi. nelkurmay Başkanı Orgeneral Turklş olarak, taslak metni Necdet Üruğ ve Kuvvet Komuve gerekçesinde benimsenen dutanları saat 17'de Ayazağa'daki şünceleri paylaşmadıklan belirHarp Akademileri Komutanlıtilen bildiride şöyle devam edilğı'nda duzenlenen diploma töredi: nine katıldılar. "Bize gore, kıdem tazminatı Harp Akademileri Komutanı muessesesi, olumsuz etkiieri olan Orgeneral Recep Ergun, törenbir muessese değildir. Ancak, de yaptığı konuşmada Harp böyle bir mantıkla hazırlanacak Akademileri' nin görevinin öğolan tasannın, işçinin kazanılmış rencilere sorumluluk duygusu ve otan haklannı ortadan kaldırraabilincini vermek olduğunu, bunya ve kıdem tazminatını tek talan ispatlamanın da mezunlara raflı olarak iş>erenin sorumluluduştuğunu söyledi. ğundan çıkarmaya >onelik olaKonuşmalardan sonra Cumcagı endişesini taşımaktayız." hurbaşkam Evren, akademileri Yasal dayanağı sağlamlaştırılbirinciİikle bitiren subaylara dipmadan fon kurulmasının yarar lomalannı verdi. sağlamayacağı goruşu savunulan Yonetım Kurulu bildirisinde, Türklş'in kıdem tazminatmı (işçinin ödenmesi sonraya bırakılmış ucret parçası) olarak gorduğu, işçi bakımından geleceğe güven, iş ilişkisinin sona ermesinde maddi destek ve iş guvenliği temin eden bir unsur saydığı bildirildi. İşsizlik oranının arttığı, enflasyonun tehlikeh olmaya devam ettiği bir ortamda ucretinden başka bir geliri bulunmayan işçilerin iş guvenliğinin öneminin giderek arttığı belirtilen Turklş bildirisinde, ışverene sınırsız fesih hakkı tamnmasından, işçinin endişe duyduğu kaydedildı. 12.8.1984 Pazar 14 0015 00 Ozet Turklş Yönetim Kurulu'nun 15 0016 00 Rıtm Cım bildirisinde, taslağın 14'üncu 16 0017 30 Boks maddesinde şu değişiklikler ya17 3020 20 Atletızm pılması istendi: 22 3023 50 Ozet "Hizmet ilişkisini sona er13.8.1984 Pazartesi diren tüm sebeplerin vukuunda 22 3023 20 Kapanış kıdem tazminatı odenmelidir. Kusur ya da suç, işçinin hak ettiği ucretinin odenmemesi sonucunu doğurmaz. Ödenmesi sonraya bırakılmış ucretin işverende kalması adaletsizdir. İşverenin fesih hakkı yeniden duzenlenmeli. fesih sebeplerinin >argı organlan karşısında tartışılması yolu açümalıdır. Tapu kurumlarında geçen tüm hizmetlerin biıieştirilerek tamamı uzerinden son kamu kuruluşunca tazminat odenmesini sınırlayan duzenlemeler kaldırılmahdır. Ölum hali kıdem tazminatı için mutlak sebep savılmahdır. Kıdem tazminatının toplu iş sözleşmeleri ve ferdi hizluet akitleri ile işçi lehine geliştirilmesini onleyen yasal engeller ve kısıtlamalar kaldırılmalıdır. Kıdem tazminatının zamanında odenmesini sağlayacak hıikumler gelirilmelidir." Bildiride, memurlann bugune kadar emekli ikramiyelerini almada bir sıkıntı ile karşılaşmadıkları belirtılerek, memurlann hangı gerekçe ile fona dahil edildıklerinin anlaşılamadığı da kaydedildi. Bildirınin sonunda şu göruşlere yer verildı: "Kaldı ki, kıdem tazminatının temel şartı, tş Kanunu tanımına » ri.ii inı ı,sı. bunun karşısında özel ve tuzel nitelikte bir işveren ve bu ikili arasında hizmet akdi ilişkisinin bulunmasıdır. Bu ıın \ahya (Baştarafı /. Sayfada) dukça ağır hareket eden Yahya Demırel'ın basına açıklama yapması istendiğinde, buyuk bir bezginlik içindeydi. Gazetecilerin, "Bir şe> soylemek ister miydiniz?" şeklındeki sorulannı önce "yok" diyerek yanıtlayan Demirel, daha sonra Emniyet Muduru Mustafa Yiğit \e gazetecilere gülumsemeye başladı. Demirel gazetecilerin "vatanmıza dönmekten mutlu musunuz?" şeklındeki sorularını bu kez, "tnsanın vatanında ne duygusu olur? Siz vatamnızda ne duyuyorsanu, onu duyuyorum" şeklinde yaruüadı. Gazetecilerin sürekli fotoğraf çekip surekli soru sormaları uzerine sıkılan Yahya Demırel "Ltitfen beyler, rica ediyorum, artık yeter, bunaldım" şeklinde konuştu ve bunun uzerine Infaz Masası yetkililerince odadan çıkartılarak, geceyi gozaltında geçıreceği yere göturuldu. Yahya Demırel'ın Asayiş Şubesi Mudurluğu'nden aynlmasından sonra basına bir açıklama yapan İstanbul Emniyet Müdurü Mustafa Yiğit şunlan söyledi: "Bir muddet ewel vatandaşhğımızdan çıkanlmış olan Yahya Demirel'in bugün Cenevre'den 16.20de Yeşükoy Havaalanına gelecek olan Pan American uçağıyla gelmekte olduğunun büdirilmesi uzerine kendisi uçaktan alınmıştır. Kendisi Panama pasaportu taşımakta idi. Hakkında Ankara Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1976/384 ve 1978/74 karar sayüı 21.2.1978 tarihli ilamı ile kesinleşmiş 17 aylık mahkumiyeti, yine Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 1976/357 esas sayüı ilamı ile kesinleşmiş 21 aylık mahkumiyeti vardır. Bu sebeble Asayiş Şubesi'nde gozaltına alınmıştır. Yasal işlem yapılacaktır." 6 yıl 3 ay sonra vurda dönen Yahya Demirel'in geeeyı gozaltında, tstanbul'da geçirdikten sonra bu sabah kesinleşmiş cezaları nedeniyle Ankara'ya gonderileceği oğrenildi. • 18.3.1980 tarih ve 68019 561 nolu ıthalat belgesi kaybolmuştur. Yenisi alınacağından hukumsuzdür. tBRAHİM SEFEROĞLU ve ORTAKLARIKoll. Ştı. • Nutu» cuzdanımı kaybettim. Hukumsuzdur. AYŞt ALDEMİR • Pasaportumu ka>bettım. Hukumsuzdur. SALIH UNSAL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear