25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet ANNE KRUEGER'DEN: Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonim Şirkeıi adına Nadir Nıdi, # Genel Yayın Mudürü: Hasan Cemal, Muessese Vludüru: Emioe işaUıgü, Ya/J İşleri Mudurü: Okay Gönensin, # Yazı İşleri Mudur Yardımcısı: Ahmrt Konılsan, Haber Merkezi Mudurü: Yalçın Bayer, Savta Düzeni Yonetmeni: Ali Acar. TAkVIM 4 Ha/iran 1984 fmsak: 3.30 Gune>: 5.26 Temsilciler: ANKARA: Yalçın Doğan. IZMIR. Hikmet Çetinkaya, ADANA: Mehmel Mercan, 0 Servis Şefleri: Istanbul Haberleri: Relıa Öz, Dış Haberier: Ergun Balcı, Ekonomi: Osman Ulaga), Kultur: Ajdın Emeç, Magazin: Yalçın Ptltşen, Spor Danışmanı: Abdıiikadir Yucelman, Duzeitme: Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpay, IşSendika: Ştikran Kelenci. IKındı: 17.06 Akiam. 20.37 Yalsı: 22.25 Btirolar. • Anfcara: Konur Sokak No: Yenişehir, Tel: 189851253257 Idare: 183335, • Izmir Halit Ziya Bulvan No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Ataturk Caddesi, T.H.K. İşhanı Kat: 2/13, Tel: 1455019731 0 Basan ve Yavan: Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cagaloğlu, Ist. PK: 246lst. Tel: 5209703 Tele.x: 22246 Oğlc. 13.07 DUNYA BAİNKASI'İNIN YEM BAŞKAN YARDIMCISI BAYAN KRUEGER IMF, ücretleri arttınnadan ekonominin denetim altıııa alınmasını istiyor dilerinin biçimini değiştirmesi ve • faiz yükünun artırılması Prof. Krueger'in bu gezisini önemli Türkiye, Batı için her zaman önemli ülke olmuştur. kıldı. Yeni borçianma biçimini ODTÜ'de verdiği konferansta Piyasa ekonomisine geçmek için daha atmamz ge da ele alan Dünya Bankası Başreken adımlar var. kan Yardımcısı Cumhuriyet'e Türkiye'de tarımsal sanayi büyük önem taşıyor. bir özel demeç vererek sorulan Türkiye'de yapılan ekonomik reformları Uruguay, yanıtladı. Sorularımız ve Krueger'in yanıtlan şöyle: Arjantin ve Şili de yapmıştı. Türkiye'de ekonomik poYeni kredi mekanizmasıyla kredi alan ülkenin borç litika dışa açılmak ve piyasa ekoyükünü, yıllara yayıp azaltacağız. nomisinin egemenliği olarak tanımlamyor. Dünya Bankası yetrumlu." Bu amaçla sıkça dünya kilisi olarak sizin yakiaşımınız KENAN MORTAN gezilerine çıkıyor. Son olarak nedir? ANKARA Dünya BankaÇin Halk Cumhuriyeti ve TaiKrueger Anladığım kadası Başkan Yardımcılığına atanan wan'ı ziyaret eden Dunya BankaProf. Anne Krueger, Türkiye'sı Başkan Yardımcısı, şimdi de nyla Başbakan özal ekonomik de yakından bilinen bir isim. Son Merkez Bankası'nın yaptığı çağ politikada esaslı bir değişiklik 15 yılda Türk dış ncareti konunyı kabul ederek Türkiye'ye gel getirmek istiyor. Bu değişiklik sunda yaptığı bir dizi inceleme di. Prof. Krueger, kendi deyişiy ekonominin dışa açılmasını ile tanınan Bayan Krueger, şimle "dünyadaki gelişmeieri önem amaçlıyor. Ancak unutmamak di Dünya Bankası'nda "uluslarli ülkelcrde inceleyerek ögren gerek ki, böylesi önemli bir dearası ekonomi ve dünya ülkelemek" istiyordu. Ancak Dünya ğişiklik akşamdan sabaha gerrine etkileri konusunda tek soBankası'mn verdiği yatıntn kre çekleşmez. Hükumet anladığjm kadanyla nem dışa açılma hem de piyasa ekonomisine gidiş konusunda iki yönlu adımlar atıyor. Ama hâlâ atılması gereken adımlar var. HVfF Türkiye'ji "Türk modeli" olarak lanımlıyor. Bu tanım ne denli önemlidir? Krueger Türkiye Batı için her zaman önemli bir ülke olmuştur. Bu nedenle her zaman Türkiye olayı gundemdedir. Türkiye gibi Batı dunyasının ilgilendiği başka birkaç ulke vardır. Işte bir Kore, bir Brezilya. Bu uikeferle Batı dünyası ozellikle ilgilenmiştir. Bu nedenle her zaman için bir Türkiye olayının varlığından söz etmek mümkündur. Türkiye şimdiki hali ile de yine ilginçtir. Ancak bu duruma ek olarak Turkiye'de reform gayretleri 1908 yılına kadar dayanmaktadır. Her reform başka ülkelerde ilgi uyandırır. Son olarak bu reformlar Türkiye'de ekonomik etkinliğin bozulduğu 70'li yıllann sonunda yeniden yapılmıştır. Benzer durum yine ekonomik sorunların yaşandığı Uruguay, Arjantin ve Şili'de de yaşanmıştır. Ama bildiğimiz Arjanlin'de bir ekonomik başandan söz etmek mümkün degil. Krueger Evet, şimdi bir başandan soz etmek gerçekten mümkün değil. Türkiye'de kararlar daha iyi sonuç verdi mi? Krueger Evet, Türkiye nisbi olarak daha başarıh sonuçlar almıştır. Çunkü unutmamak gerek ki I970'li yıllann sonunda Türkiye'de büyüme hızı eksi oldu. Şimdi yeniden yüzde 4Mere ulaşıldığını göruyoruz. Dünya Bankası borçianma politikasını degistirerek borç olayına ticari bankalan da katmaya başladı. Bu örnek ilk kez geçtiğimiz hafta Paraguay'da denendi. Ancak Dünya Bankası borç faizinin belirlenmesinde yüzde 4'ü aşan oranlarda faizin borç alan ülkeye aynen yansıtılması öngörülüyor. Dünya Bankası artık hep böyle mi borç verecek? Krueger Evet, ilk kez bu teknik üzerinde çalışılıyor. ilk örnek de gerçekten Paraguay oldu. Hedef yeni finansman biçimlerinin bulunmasından ibarettir. Yani amacımrz borç alan ülkenin borç yükünü yıllara göre yaymak, dolayısıyla azaltmaktır. Bu yolla Dünya Bankası ticari bankalan da borçianma olayına kattığına göre daha fazla kaynak yaratılmış olacaktır. Dünyada faiz oranlan azalacağına artıyor. Sizin bu konudaki yakiaşımınız nedir? Krueger Umudumuz düşmesi ve sağhklı bir yatırım ikliminin oluşmasıdır. Bu yolla kaynak arayan ulkeiere de gerekli girişin olrnası beklenmektedir. Ancak bu beklentide Arjantin ve Brezilya gibi ulkeler için bir farklılık vardır. Örneğin, Arjantin'deki hükümet, işcilerin gerçek ucretını arttıracağını açıklamıştır. Bu cinsten başka vaatleri de vardır. Bu nedenle IMF bu ülkeye bunlara girişmeden ekonominin denetim altına alınmasını tavsiye etmektedir. Bu ülkeden Washington'a ulaşan belirtiler iyi değildir. Şimdi de bu konuda Brezilya ve Arjantin birleşmiş durumdadırlar. Yine Türkiye'ye dönelim. Beşinci kalkınma planı hazırlanıyor. Dünya Bankası Başkanı Clausen Türkiye'ye geldiğinde Türkiye'nin başta tanmsal sanayı olmak üzere özellikle rekabet edebilir mallar üretmesini tavsiye etti. Siz ne diyorsunuz? Krueger Önce şunu söyleyebilirim. Belli sektörlerin teşviki için selektif teşvik önlemleri \e selektif faizler kesinlikle yararlı değildir. Bu arada etkinlik ve verimlilik surekli olarak gözden kaçınlmaktadır. Bu nedenle Dünya Bankası gelişmekte olan ülkelere, teşvik önlemlerinin tek tip hale getirilmesini tavsiye etmektedir. Eğer tek tip bir teşvik olursa hükümetler makro ekonomik dengeleri kurma imkânı bulur. Bu sayede altyapı kuruiur. Altyapı sağlandığında özel girişimci hangi sektörlere girileceğini daha iyi görür. Türkiye olayına gelince; tarımsal sanayinin büyük bir önem taşıdığı konusunda kimsenin kuşkusu yoktur. Alcdn Delon: Mittermndb inananlam acıyorum Tarih boyunca karşılaştığı her güçlükten sonra yeniden dirilmeyi başarmış olan Fransa şimdi yozlaşmış, ruhsuzlaşmış ve uyuşmuş bir durumda. Dış Haberler Servisi Fransa'da sosyalıstlere karşı politik çıkışlar yapma modasının yeni yıldızı, "genç kızların sevgilisi" Alain Delon, muhafazakâr "Paris Match" dergisıyle yaptığı göruşmede, "Fransız politikacıları yozlaştı" diyor. Alain Delon ülkesi için taşıdığı endişelerı dile getirirken Fransa'yı, tüm çalışma azmini, yaratıcılığını ve yaşama sevgisini terkedip tatil günlerinin sayısım arttırmakla suçladı. Delon, bu durumda ülkedeki bunalımdan, enerji tasarrufunun gereğinden, kamu yaranndan söz etmenin yersiz olduğunu, ülkenin tutarsızhklar içinde kıvrandığını belirtiyor. Tarih boyunca karşılaştığı her guçlukten sonra yeniden dirilmeyi başarmış olan 1ransa'ya karşı Alain Delon güvenini yitirmiş durumda. Ülkesini "yozlaşmış, ruhsuzlaşmış ve uyuşmuş" olarak niteliyor. Alain Delon, bu sozlerine rağmen film üstüne film çeviren, başandan başanya koşan aktif bir kişilik sergiliyor. Delon, betimlediği toplum içinde kendisi gibi başkalarının da olmasıyla doğan çeşitli tutarsızlıkları Cumhurbaşkanı François MiMerrand'a bağlıyor. Mitterrand'ın politikada güttüğü yolu tutarsız bulurken bir yandan da içtenliğine inanmak istedigini belirtiyor. Delon'a göre, Mitterrand'ın kendinden sonra gelec«klere bıraktığı üç hizmetin ilki Fransa'da kollektivizmi en az elli yıl geriye atması oldu. Ikincisi, bütün söylediklerinin tersine muhalefette hiç kimsenin yüklenemeyeceği kadar güçlü bir görev yüklenmiş olması. Üçüncüsü ise, bütün dünyada ve ülkede liberalden çok teknokrat olarak tanınan kişilere bile liberalizmin erdemlerini tanıtmış olması. HAYAL KIRIKLIĞ1 Delon, Mitterrand'ın girişimlerini iyi karşılamakla beraber sonuç olumlu çıkmazsa "Bunu ödeyecek olanlara ve ona inananlara acıdığını" da ekliyor. Geleceğin liderlerinin tutamayacaklan sözler vermemeleri gerektiğini vurgülarken, sosyalist uygulamalardan ve Mitterrand'dan memnun kalmayan birçok kişinin var olduğunu da ekliyor. Şimdilik hoşnutsuzluklannı ifade etmemekle birlikte ona oy verenlerin ya da çekimser kalanlann, bu kararsızlıkları yüzünden gelecekte korkunç bir hayal kırıkhğı ile karşılaşacaklarını iddia ediyor. Alain Delon daha da ileri giderek asıl suçlunun Mitterrand değil, hatalan yüzünden Fransız halkını ona bağımlı küan mecliste, sağcı liderler Chirac ve Giscard olduğunu söylüyor. "Paris Match" dergisi Chirac ve Giscard'ın geçmişten çok fazla ders aldıklannı belirtirken, Alain Delon tam tersini savunuyor. Ikisinin düşünmeden kumar oynadığını, kaybedilecek olanın da milyonlarca kişinin mutluluğu olduğunu düşünüyor. Alain Delon, politikacılar arasında açık sözlülüğü ve sempatik oluşuyla tanınan Jean Marie Le Pen'i beğeniyor. Çarpıcı bir ifade kullanmasının yanı sıra hiç kimsenin duymak istemediğini söylüyor olması, sanatçının gözünde önem taşıyor. Delon, yabancı işcilerin haklarırun korunmasından yana olduğunu, fakat bu hakların Fransız işçilerinin çalışmalarını engellememesi gerektiğini düşünüyor. Kaderden söz etmenin faşistlik olmadığını, bir sinema oyuncusu olarak kendisinin bile kadercilik yaptığını belirtiyor. "Bir sinema oyuncusuyum ve öyle kalacağım." Delon, kendisine yöneltilen bir soruya karşıhk olarak politik amaçlarının olmadığını, ayrıca aktörlerin siyaset hakkında fikir yürütmelerinin tuhaf karşılanmasını yanlış bulduğunu belirtti. CESARETİM YOK Paris Match dergisinin Fransa'nın sıkıntılı bir dönemde olduğunu ve politikada değişik kişilerin fikirlerine de gereksinim duyulduğunu belirtmesi üzerine Delon, siyasi bir rol üstlenmeye cesareti olmadığını belirtti. Reagan'ı politika sahnesinde bir palyaço olarak gören Alain Delon, ön yargılı olmadığını söylüyor. Paris Match dergisine göre, Valerie Giscard D'Estaing hatırı sayılır bir devlet adamıydı. Chirac da Paris Belediye Başkanı olarak verdiği mücadeleyle önemli bir rol oynuyor. Demagojinin gölgesindeki Raymond Barre de birçok ülkeyi Fransız politikasına özendirecek ozgün bir değerdi. Bu yüzden arkadaşlarının onlara silah çekmesini doğru bulmuyor. Bu suçlamaya karşıhk Alain Delon, düşüncelerini, hataları çıktıktan sonra söylemektense, şimdi soylemenin daha yararlı olduğunu belirtiyor. Akşam okulları kapatılmıyor ASİYE L YSAL Akşam ortaokul ve liselerinin kapatılmayacağı öğrenildi. "Akşam ögrenimine devam" kararı Milü Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler'in imzasını bekliyor. Akşam okullarına son üç yıldır yeni öğrenci kaydı yapılmıyordu. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı üst yoneticilerinden edinilen bilgiye göre, ilkokuldan sonra okuma oianağı bulamayıp, yasal okul çağı geçenler ile ilkokuldan hemen sonra kuçük yaşlardan çalışmaya başlayanların istemleri dikkate alınarak dorder yıllık akşam ortaokul ve liselerinin kapatılmamasını içeren bir karar hazırlandı. Kararın, önümüzdeki haftalar içinde Bakan Dinçerler tarafından imzalanarak ilgili Milli Eğitim Mudürlukleri'ne gtfnderilmesi bekleniyor. Bakanhğın akşam okullarının kapatılmaması yolunda yüruttuğü bu çalışma, eğitim çevrelerinde olumlu karşılanırken, ozellikle bu yıl akşam ortaokullanndan diploma alıp da liseye devam etme olanağı bulunmayan öğrenciler arasında sevinç yarattı. Öğrenciler, "Akşam okullannın kapalılmaması çok sevindirici. Aksi halde biz sadece ortaokul diplomasını ne yapahm? Bugün artık lise diplomalarının dahi pek işievi kalmadıgı biliniyor," diyorlar. Akşam ortaokul ve liselerinde görevli öğretmenler de, zaten akşam okullannın kapatılması karannın aceleci almmış bir karar olduğunu belirterek şöyle konuştular: "Çoğunluğu genç olmakla birlikte, her yaşta insanın bir Alain Delon Prof. Ozer: Kaphca basen zararhdır Nurten özer, hastalığının ne olduğunu saptamadan kaplıcaya koşanların, bazen hastalıklarını azdırdıklarını söyledi. VURAL AHI Istanbul Üniversitesi Tıp Fakultesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nurten Özer, kaphca tedavisi konusunda hüküm süren yanhşlıklara dikkat çekerek, "iltihabi romatizmalarda kaphca tedavisinin yarar yerine zarar gelirdigini", ağrı çekiyorum diye hastalığının ne olduğunu saptamadan kaplıcaya koşanların bazen hastahklannı azdırdıklarını söyledi. Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Kürsüsü öğretim üyesi Prof. Özer, kireçlenmelerde kaphca tedavisinden geniş ölçüde yararlanmanın mümkün olduğunu, ama kaphca tedavisi görmenin bazı koşullan bulunduğunu anlattı. Özer, akciğer tüberkulozu ve mide kanaması gecirenierle hipertansiyon ve koroner yetmezliği cekenlerin kaphca kürlerinden "uluorta yarar YURDUMUZDAKİ EN ONEMLI KAPLICALAR kaplıcanın adı Armutlu Asar Çeşme Dağılıcası Emendere Gemlik ılıca Gönen Karahayıl Karamustafa Kaynarca Kestenbolu Kızıkahamam Kükürtlü Oylat Seyhamam Yalova Zeynine Bulundugu ver Gemlik Bigadiç Çeşme Balya Smdırgı Gemlik Gönen Denizli Bursa Bursa Ezine Kızıkahamam Bursa İnegol Kızılcahamam Yalova Bursa Miktar (Dakikada litre) 250 180 2000 80 250 50 180 180 420 360 86 60 1300 900 1250 1600 lyi geldiği hasfalıklar Komatizma, böbrek. mide Romatizma. siyarik Romatizma, cilı Romatizma. cilt Cilt Romatizma, siyatik Romatizma, metobolizma Göz, safra hastattkları Romatizma, siyatik, kadın hastalıkları, gut Romatizma, cilt, sindirim Romatizma, cilt Romatizma, cilt Cilt, mesane, prostat Cilt, kanser, surmenaj Romatizma, cilt, bobrek Romatizma, sinir Cilt, sinir, mesane Sıcakhk 36° 77° 50° 57° 77° 58° 65° 32° araya geldigi bo okullar, vazgeçilmez birer öğretim kurumlandır. Bu ogrenciler okula zoraki gönderilmezler, gonüllü ve çok büyuk ögrenme isteği ile gelirler. Bu ögrenme istekleri kınlmamalı, bu olanak insanlardan esirgenmemelidir." Akşam ortaöğrenimi, çeşitli illerde çok az sayıda okulda önceden girmiş öğrenciieri mezun etmek için surdürülüyor, öğretim kadrosu ayrı olmakla birlikte, gündüz öğrenim yapan ortaokul ve liselerin araç, gereç ve bina olanakları paylaşılıyordu. 53° 82° 70° 50° 69° 40,5° 43° 65° 45° Tarım işçileri sosyal güvenlik kapsamına alınıyor ANKARA, (UBA) Tarımda kendi nam ve hesabına çalışan tarım işçilerinin sosyal güvenlik kapsamına alınması çalışmalanna bu ay başında başlandı. Getirilen sisteme göre, tarımda kendi nam ve hesabına çalışan çiftçilerden 22 yaşını doldurmuş erkekler ile 22 yaşuu doldurmuş aile reisi kadınlar BağKur kapsamına almıyorlar. BağKurlu olacak çiftçiler, seçecekleri basamaklara göre 1140 lira ile 3600 lira arasında değişen aylık prim ödeyecekler. İlk uygulamaya başlanılan Konya ve Kırşehir illerindeki çiftçiler, üç ay içinde BağKur'a kayıt ve tescillerini yaptıracaklar. Bu sure içinde kayıtlarını yaptırmayan çiftçiler, kurumca res'en tescile tabi tutulacaklar. lanması"nın son derece sakıncalı olabileceğine işaret etti. Nurten Özer, Türkiye'de romatizmal hastalıkların çok yaygın olduğunu belirtti ve kaplıcalardan sağianabilecek yarann çok düşük düzeyde kaldığını söyledi. Özer, 2030 yaş grubun da sıkça rasUanan, belkemiği ve sağrı kemiklerindeki iltihabi gelişmenin yol actığı romatizmanın "spondilil artrit" birçok olumsuz sonuç doğurduğunu vurgulayarak, buna karşı en etkili tedavi yoiunun kaplıcalardan geçtiğini açıkladı. Ozer, " N e yazık ki," dedı, "devletin sağlık kurumlan bu tip hastalara yasanın ongordüğü ücretsiz kaphca kürü için ledavi şansı tanımıyor ve hastalar gereksiz ilaçlarla tedavi edilerek hasfalıklannın sürüp gitmesine yol açılıyor." Oğrenci affı PARIS'ten için başvuru MEHMET ALTAN sayısı çok Buyur gel, düşük kaldı ANKARA, (Cumhuriyel Bürosu) 19761977 öğretim yılından bu yana üniversitelerden atılan öğrencilerin affedilmesine ilişkin yasanın, öğrenciler üzerinde beklenen etkiyi yapmadığı belirtiliyor. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şakir Akça, aftan yararlanmak için başvuranların sayısının beklendiği gibi yüksek olmadığını söyledi. Prof. Akça, "Cumhuriyet" muhabirinin konuya ilişkin sorusunu yanıtlarken, Gazi Üniversitesi'nde başvuranların toplam sayısının henüz belli olmadığını belirtti. Akça, "Ancak en fazla başvurunun İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde olmasını beklediğimiz halde bu fakülternize 1500 dolayında öğrencinin başvurduğunu öğrendim" dedi. Akça, 2880 sayılı yasa ile geçen yıl yapılan afta da başvuran sayısının düşük kaldığını anımsatarak, toplam başvuru sayısının yuksek olmayacağının anlaşıldığını ifade etti. Prof. Akça'nın sözlerini görüşlerine başvurduğumuz öteki üniversite yetkilileri de doğruladılar. Yetkilüer, aftan yararlanmak için başvuru süresinin 8 haziranda sona ermesine karşm affa ilginin yüksek olmadığının şimdiden görüldüğünü dile getirdiler. Yetkilüer, aftan yararlanmak için başvuranların 20 bin dolayında olacağının tahmin edildiğini anımsatarak, bu sayıya ulaşılmasının su andaki duruma göre mümkün olmadığının anlaşıldığını kaydettiler. Yetkililer, tüm universitelerde toplam sayının beş bin dolayında gercekleşebileceğini tahmin ettiler. YÖK yetkilileri ise, kendilerine henüz başvurular konusunda bilgi ulaşmadığını belirterek, ileinin az olup olmadığının da şu aıda belli olmadığını savundubr. Oysa af için başvuran öğren. ciler arasında özellikle ilişkinin lesildiği yıl açısından geriye gicildikçe sayının azaldığı dikkati cekiyor. 19761977, 19771978 öğretim yıllarında atılmış olan öğrencilerin başvurmamalanndaki m önemli nedenin devam zorunlığu olduğu ifade ediliyor. Eski •ıllarda atılan öğrencilerin de•am zorunluğu koşulunu yerine jetirerek, yeniden öğretime donnelerinin zorluğuna dikkat çekiiyor. Affın asıl olarak bu yıl ilişlisı kesilenlere yararlı olduğu urgulanıyor. ey 35 saat... Endüstri devrimi" lafı, ilk kez 1880'lerde, iktisatçı Arnold Toynbee tarafından kullanılmıştır. Arnold Toynbee, kendisiyle aynı adı taşıyan ünlü tarihçi^/770/dJ. Toynbee'nin amcasıdır. Oxford Üniversitesi'nde "Endüstridevrimi üzehne dersler"verirken, 30 yaşında aniden ölünce ders notlan, öğrenciieri ve yakınlan tarafından kitap haline getirilerek 1884 yılında yayınlanmıştır. Endüstri devrimi kısaca, İngiltere'dekı dokuma tezgâhlarının, buhar gücüyle çalışan motorlu tezgâhlarda dokunması demektir. 18. yüzyılın başındaki bu yenilik, sıska omuzları, küçük bedenleriyle ei dokumacılığında kullanılan çocukları, kadınları fabrikalara sürmüş ve bir süre sonra da geçici de olsa işsiz bırakmıştır. Makinelerin kendi yerlerini aldığını gören işçiler ise, zamanın işçı fiderlerinden Ned Ludd önderliğinde, endüstri devrimini "genç makinelerini" kırmaya girişmişlerdir. O günden beri yeniliğe karşı olan işçiler, işçi hareketlerini "Luddizm"olarak nitelendirmekiedir. Endüstri devriminin başlangıcı olan 18. yüzyılın son çeyreğinden bu yana epey zaman geçti. İşçi sınıfı güçfendi. Güçlendikçe yeni haklar elde etti. Çalışma saatlen azaldı, sosyal güvenceler arttı. Ama teknolojik gelişmeler nedeniyle "işsiz katınm" korkusu hiçbir zaman işcilerin yüreğinden silinmedi. Bugün de yeryüzü teknolojik bir devrimi yaşıyor. Bilgisayar ve robotlar yavaş yavaş işcilerin yerlerini alıyor. Üstelik bu gelişmeler sermayenin emege bağımlılığını azaltırken, işletmenin kârını ve ürünün kalitesini arttırıyor. İşsizlik ise çığ gibi büyüyor. Fransa'da ayda 50 bin kişi işsiz kalıyor. Toplam işsiz sayısının ise yıl sonunda 2,5 milyonu aşması bekleniyor. Bugüne kadar suni tedbirlerle iki milyon civarında tutulan işsiz sayısını azaftma olanağı da yok gibi. Çünkü Fransa sanayiini, çağı kaçırmamak ve dünya rekabetindeki yerini tümden kaybetmemek için yenıleştirmek durumunda. Gün ışığı ile birlikte büyüyen işsizler ordusunun şimdi tek umudu ise, Almanya'da patlak verip Fransa'ya sıçrayan çalışma saatlerinin 35'e indirilmesini talep eden hareketin başansı. Talebin gerçekleşmesi için ilk girişimi Fransa'nın en büyük kamu sektörü durumunda bulunan Devlet Demiryolu işçileri gerçekleştirdi. Uyarı grevleriyle bütün ülke ulaşımını felçli hale getırdiler. Madenciler de 35 saatten yana olduklarını ilan ettiler. Vende'deki bir küçük işletme gibi, bu taleplerle dayanışma içinde olduklarını belirtmek için kısa süreli grevlere giden işyerlerine de rastlanıyor. Amaç, mevcut işlerin daha çok kimse tarafından paylaşılmasını sağlayarak işsizliğe çare bulmak. Mevcut sol hükümet de, bu isteklere "anlayışlı ve temkinli" bir tavjrla yaklaşıyor. Mitterrand döneminde, çalışma saatlerinin 4O'tan, 3 9 a indirilmesiyle, en azından 60 bin kişinin işsiz kalmasının önlendiğini belirten Başbakan Pierre Mauroy, "işsizliğe karşı çalışma süresinin kısaltılmasının etkili bir önlem o/duğuna inandığını" belirtiyor. Zaten Fransa'da sol, 1936 yılında Leon Blum başkanlığındaki Halk Cephesı döneminde de, çalışma saatlerini 40'a indirmişti. Bugün de, tarihten gelen yatkınlığıyla, 35 saatten fazla çalışmak istemeyen Fransız emekçilerine karşı anlayışlı duruyor. Ayrıca hızla artan işsizliği önteyecek başka çare yok gibi. Doğaldır ki, 35 saat haftalık çalışmanın her yerde uygulanması epey zaman alacaktır. Ama gelişmelere, endüstri devriminden bu yana topluca bakınca, insanlığın nihai hedefine doğru hızla yol aldığı soylenebilir. İki bin yılının başlarında haftalık çalışma süresinin 10 saatten az olacağım ileri süren ieoriler, çok gerçek dışı gibi öurmuyor. 6ün makineleri kıran Luddist işçiler, bugün teknoiojik gelişme yüzünden ilk bakışta "işsiz" kalıyor gibi görünseler de, aslında "iş" gene 0 teknoloji sayesinde yavaş yavaş ortadan kalkıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Üçü Dışişleri Bakanlığı'nda olmak üzere, Maliye ve Gümruk Tarım Orman ve Köyişleri ile Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlıklarf nda toplam 6 atama yapıldı. Buna göre; Dışişieri Bakanlığı'ndan Kansas fahri Başkonsolosluğu'na Jeffrey P. Hillelson, San Fransisco Başkonsolosluğu'na Bonnie Joy Kaslan, Riyad fahri Başkonsolosluğu'na da Ahmet Rıfat Bereket atandılar. Öte yandan, Maliye ve Gümrük Bakanhğı'nda açık bulunan bakanlık müşavirliğine Muhasebat Genel Mudurü Oğuz Aydemir, boşalan Muhasebat Genel Mudürlüğü'ne ise Abdullah Aslan atandılar. Yine Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı'nca Rıza Yılmaz, Kırşehir İl Veteriner Müdurluğü'ne, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca da Mehmet Sar, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Mudürlüğu bünyesindeki Istanbul Marmara İnşaat Bolge Müdurluğü'ne atandılar. 4 bakanlığa 6 atanıa yapıldı YUNUS NADI ARMAGANI '84 FINALISTLERI Kalılma I\o: 205
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear