29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
PLAMJ YAŞAMIN İLK AD1MLAR1 CUMHURİYET/8 30 HAZtRAN 1984 KENAN MORTAN İnönü ve üç Başbakan Yardıması (Alican, Feyzioğlu ve Dinçer) ile Maliye Bakanı Ferit Melen ve ilgili bakanlardan kurulu Yüksek Planlama Kurulu'nda tartışmalar ilk günden başladı... YTPH Başbakan Yardıması Ekrem Alican'ın, plan metnini "ideolojik ifadeler ile dolu" bulup itiraz ettiği görüldü. Koalisyonu bıçak sırtı bir dengeyle kuran îsmet Paşa, Alican'a "Ekrem Bey sen istediğin yerleri ayıkia" deyince plan ilk budamaya uğradı. Ittaliye Bakanı Ferit Melen, planın dengeli büyüme için zorunlu gördüğü nüfus ve aile planlamasını "komünistlik" olarak niteledi. YPK'da birkaç gün de nüfus planlaması konusunda Melen'i ikna etmekle geçmişti. run'a göre artık "demokratik bir düzen içinde adil ve dengeli hızlı kalkınma olanağı kalmamıştı." tSTİFA GİJNLERİ Plancılar, Danışma Kurulu'nda pian metnine takınılacak lutumun neklenmesini kararlaştırdı. Çunku planın, bir de sanayi ve sendika kesimiyle tartışılması uygun görülmüştu. Odalar Birliği Sozcüsü Behcet Osmanağaoglu'nun, "Planı realist bıılmadık. Vergi arlıslannın realist olması gerekir" sözleri, planın mevcut dengelerı değiştirmede.n ortaya çıkacağını göstermiş oldu. Buna karşıhk sanayileşme içinde yüzde 7'lik kalkınma hızını bile yeter^v cören Seyfi Demirsoy ve Halıl I unç'tan kurulu TürkIş ekibinin "Cevval" yaklaşımını tsmet Paşa çok beğeniyor ve "Bu çocuklar pek bir belagatlı konuşuyor" diyordu. Kaynaksız büyüme, araçsız sosyal adalet karan üzerine plancılar, 26 ağustos gecesi istifalarını hazırladılar. Ancak, istifalannı gizlediler. İstifadan sadece tsmet Paşa haberdar edilecekti. 27 eylül sabahı Mustafa Ekmekçi imzasıyla Milliyet Gazetesi, "Bundan böyle yapılacak çalışmalann faydalı olmayacağına kani olduklan" gerekçesiyle DPT beyin takımının istifa ettiğini duyuruyordu. tstifa üzerine Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel bile aracı olunca, aynı gün Bakanlar Kurulu ile istifa eden uzman yöneticilerle görüşme yaptı. 2,5 saat süren görüşme sonunda kapı önünde bekleşen basın mensuplarına Dr. Nejat Erder, "Bize bir şey sormayın" diyordu. Çunku planlamacılar, "Türkiye'de yeni bir siyasi buhran yaratmamak ve polemiğe yol açmamak için konuşmama karan" almışlardı. Bu kararlarım 25 yıl süreyle bozmadılar ve "plancıya saygı" geleneğini başlattılar. Bir gün sonra bu kez tsmet Paşa, plancıları kabul ediyordu. Müsteşar Torun, vergisiz kalkınma olmayacağı volundaki görüşünde ısrar etti. İsmet Paşa, arayol bulunabileceğini anlatmaya çalıştı. Torun, anlaşmalı ısrarını sürdürdü. Bunun üzerine İsmet Paşa, diğer daire başkanlanndan görevde kalmalarını istedi. Onlar da bunu kabul etmediler. Toplantı sonrası İsmet Paşa, istifaları kabul ettiğini açıkhyordu... Türkiye'de olup bitenleri öğrenmek için bir ay sonra Ankara'ya gelen DPT Başmüşaviri Prof. Tinbergen'e tsmet Paşa, plancıları şikâyet etli. Tinbergen de, "Sayın Başbakan, Türkiye'de vergileme yüzyıl geri. Türkiye'de bu saptamayı yapan bir ekip, suçlanır mı?" diyecekti.. 29 eylül gecesi Kemal Satır, İsmet Paşa'ya Maliye Bakanı Ferit Melen'in DPT Musteşarhğı için yine maliyeci olan Ziya Müezzinoglu'nu önerdiğini söylüyordu. tsmet Paşa, Müczzinoglu'nu "mutedil insan" olarak tamyordu. öneriyi kabul etti. Yeni müsteşar Müezzinoglu 30 eylül günü çıkan ilk demecinde, "Yüzde 7 kalkınma hızından eksilme olmayacak" diyordu... Yuzde 7 kalkınma hızı gerçekten sağlandı. Ama hangi araçlarla? tşin bu yönü yeni araştırıların konusunu oluşturuyordu. Yalnız Türkiye'nin 1984haziranı itibariyle 18 milyar dolar dış borcu olduğunu ve 25 yılhk dönemde 20 milyar dolarhk işçi dövizi kullandığını anımsatmak gerek. Plancılar, istifa sonrası ne yaptı? Karaosmanoğlu, bugün Dünya Bankası'nm Başkan Yardıması, Dr. Erden de uzun yıllar bu bankada çalıştı ve ODTÜ'de öğretim üyeliği yaptı. Çilingiroğlu ise, OECD tarafından "model çok ortaklı şirket" olarak gösterilen bir özel şirketin Yönetim Kurulu Başkanhğını yürutüyor. Ekip başı Osman Nuri Torun, bir başka özel firmada mali koordinatör olarak gorev yapıyor ve yaşanan 352 dopdolu güzel gün için de "Carpe diem" (Günü yaşadık) diyor... BİTTİ ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Aysız gecelerde olur ne olursa... Kaynaksız büyüme kararı üzerine beyin takımı istifasını veriyor 6 "Tarıma bu vergi kanununu çıkarırsak, ihtilâllerin daniskası çıkar." (Başbakan Yardımcısı Ekrem Alican) "Bana kalırsa bu vergi kanununu talbik etmek için ber eve bir jandarma dikmek gerekir." (Maliye Bakanı Ferit Melen) "Memur plancılar Türkiye'yi bilmiyor." (Başbakan Yardımcısı Hasan Dinçer) Bu ifadeler DPT'nin hazırladığı kalkınma planının Îsmet tnönü başkanhğındaki Yüksek Planlama Kurulu'nda görüşülmesi sırasında kullanılıyordu. 1962 yılının mayıs ayında DPT'nin düzenlediği uluslararası plan kollokyumunda yabancılarla "çarpışa çarpışa" Türkiye'nin sanayileşme hedefini Batı dünyasına kabul ettiren plancılar, plan yazım çahşmalannı hızlandırmışlardı. Istikrar içinde büyümek, yüzde 7 gibi dunya ölçülerine göre yüksek sanayileşme düzeyini gerçekleştirmek ve bu arada 850 milyon dolan bulan dış borçları ödeyebilmek için, yeni vergi kaynakları yaratmak gerekiyordu. Plancılar, ünlü Ingiliz vergi uzmanı Lord Kaldor'un önerisiyle, lanmda "potansiyel kaynâk" üzerinden vergi salınmasını kararlaştırdılar. Bu vergi, toprağın mevcut geliri yerine, getirebileceği potansiyel kaynak üzerinden vergileme öngörüyordu. Bu şekilde toprak düzeninde de gerekli değişiklik olacak, sonuçta toprağı ancak en verimli çalıştıracak olan işletecekti. Aynca, fıilen vergi vermeyen serbest meslek sahiplerinin de daha etkin vergilendirilmesi için yeni vergi basamakları öngörülmuştü. Milli Birlik Komitesi, 27 Mayıs'ın ilk günlerinde vergi adaletinin sağlanması için dolaysız vergilerin tüm vergiler içinde yüzde 40'a ulaştırılması ilkesini benimsemişti. Planaların önerisi bu ilkenin ifadesi oluyordu. TARTIŞMA VE BUDAMA Onbirinci İnönü Hükümeti, Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi koalisyonudan oluşuyordu. Inönü'nün 1 temmuz 1962 günü açıkladığı hükümet programında "Toprak reformu gerçekleştirilecek, mevcut vergi sisteminin ıslahı cihetine gidilecek" demesi, plancıları umutlandırdı. Ama umut tez günde Kaf Dağı'nın ardında kaldı. İnönü ve üç Başbakan Yardımcısı Alican, Feyzioğlu ve Dinçer ile Maliye Bakanı Ferit Melen ve ilgili bakanlardan kurulu YPK'da tartışmalar ilk günden başladı. Kulakları ağır işiten Îsmet Paşa'nın tartışmalardan geri kalmaması için, YPK'nın " T " harfini andıran oturuş düzeninde tsmet Paşa'nın sol yanının boş bırakılması kararlaştınlmıştı. Görüşlerini anlatmak isteyen kurul üyesi, Îsmet Paşa'nın yanına oturacaktı. Ancak, tartışmaların dozu günler geçtikçe o denli arttı ki, tsmet Paşa,yanına bile oturmadan kimin ne dediğini duyar hale geldi. Beş Yılhk Birinci Kalkınma Planı, 15 yılhk bir strateji ile hazırlanmıştı. Üyelerden 15 yılhk gelişme spiralini tartışmaları beklenirken, YTP'li Başbakan Yardımcısı Ekrem Alican'ın plan metnini "İdeolojik ifadeler ile dolu" bulup itiraz ettiği görüldü. Koalisyonu bıçak sırtı bir dengeyle kuran Îsmet Paşa, Alican'a, "Ekrem bey, sen istediğin yerleri ayıkia" deyince, plan ilk budamaya uğradı. Başbakan Yardımcısı Turhan Feyzioğlu, bu müdahaleye itiraz etti. Esasen hemen her konuda Alican ile Feyriofclu çekişirdi de. Birinci günkü "usül" tartışması bir koalisyon bunalımı yarattı. Kemal Satır, arabulucu oldu. YTP Genel Sekreteri Raif Aybar'a giden CHP yetkilisi Kemal Saür'a Aybar, "Turhan beyi geri çekiniz. Alican geri çekilirse, koalisyon çöker" diyerek kesin konuştu. Çözüm, Feyzioğlu'nu "geri çekmek" yerine "beyaz planın" değiştirilmesinde bulundu. Bu kez Maliye Bakanı Ferit Melen, planın dengeli büyüme için zorunlu gördüğü nüfus. ve aile planlamasını "komünistlik1' olarak niteledi. YPK'da birkaç gün de nüfus planlaması konusunda Melen'i ikna etmek üzere geçti. Melen, görüşmemizde böyle bir konunun olmadığını söyledi. YPK'da tartışmalar böyle sürüp giderken, Îsmet Paşa radyo yoluyla yurttaşlara, "Planlı kalkınma yolu, milletçe geniş ölçüde tasarruf, fedakârlık ve sebat şartlan isteyen bir zafer yoludur. Türkiye'nin kalkınmasıyla yakından ilgili olan dost memleketler, her şevden önce planlı bir kalkınmanın hazırianmasını merak ediyoriar" diyerek hem moral veriyor, hem de planın iç ve dış finansmanının ciddiyetini vurguluyordu. Bir başka gün YPK üyesi ve Başbakan Yardımcısı Hasan Dinçer, secim bölgesi Afyon'dan geçecek olan karayolunu sorun etti. Dinçer, yolun geniş şeritli olmamasına kızıyor, bunu tartışma konusu haline getiriyordu. Dinçer ikna edildi, yol da genişletildi... Sanayileşmenin iklimi ve planın bütünlüğü yerine YPK'hlann yatınm programlarını ele almaya başlamıştı artık. Hangi ilin öncelikli olacağı tartışması büyüyüp Feyzioğlu, "Beyler, ya yüzde 7 kalkınma hızından fedakârlık edecegiz, ya da gerekli iç fınansmanı saglayacağız. Buna mecburuz" deyince, kurul uyesi bakanlar, "Feyzioğlu hep bize ders mi verecek?" diye homurdanıyordu. VERGt YERİNE BORÇ Plan "Türk Ulusu" böyle tartışılıp ve şekillendirilirken OECD, 20 temmuz 1%2'de Türkiye'ye Yardım Konsorsıyumu'nun kurulmasına karar verdi. Konsorsiyumun kuruluşu baa yüreklere su serpecek ve "verkavnak yaratacak önerisini 9 ağustos 1%2'de Inönü'ye "Ver;gi sisteminde adalet ve randnnanı artürmak için muhtelif tekliflerde bulundum" şeklinde sunan Kaldor'a karşı Maliye'de Ali Alaybek başkanhğında alelacele kurulan "Vergi Reform Komisyonu" yılda 50 bin TL'e kadar olan tarımsal kazançların vergiden muaf olmasını öngören taslağını hazırlamıştı. Bu taslağın açıklandığı günde, 2500 liranın altmda ücreti olan bir sabit 'elirli, gelirinin yüzde 10'unu ge lır vergisi olarak ödüyordu. Kaldor'un plan metninde de yer alan taslağını resmen sunmaüindan birkaç gün sonra, basında, "planda esasa tesir etmeyen değişiklik yapılıyor" haberi çıktı. O güne dek sessiz kalmayı yeğlemiş olan DPT beyin takımı, Müsteşar Osman Nuri Torun aracıhğıyla "Acıklanan tasanıun vergi gelirleri (Alaybek Tasarısı kastediliyor K.M.) Planın finansmanını sağlamaya yetmeyecek" deme gereğini duydular. Torun'un bu onemli açıklaması, gazetelerin arka sayfalannda SA T1RİNÖNÜMELEN: Planlı kalkınma dönemine geçilirken, koalisyon hükümeti üyeleri arasmda görüş aynlığı nedeniyle sık sık tartışmalar çıkıyordu. Kemal Satır bu tartışmalarda udaştmcı görevini üstUniyordu. Fotoğrafta Kemal Satır, îsmet tnönü ve Ferit Melen Yüksek Planlama Kunılu toplantılanndan birisinde... Türkiye'de olup bitenleh öğrenmek için bir ay sonra Ankara'ya gelen DPT Başmüşaviri Prof. Tinbergen 'e tsmet Paşa plancıları şikâyet etti. Tinbergen de, 'Sayın Başbakan, Türkiye'de vergileme yüzyıl geri. Türkiye'de bu saptamayı yapan bir ekip suçlanır mı?" diyecekti. gi olmazsa o zaman dış borçlanma yapılır" görüşü yerleşiverecekti. Öyle oldu da... Îsmet Paşa'nın 23 temmuz gecesi radyo aracıhğıyla "Kalkınma ve sosyal adalet biriikte olacak" demesinden iki gün sonra, hükümet önce Ortak Pazar'a girme kararı aldı. Beş gün sonra Maliye Bakanı Ferit Melen'in yönergesiyle "arazi vergisi yerine, önce altı yıl sürecek bir kadastro çalışması" yapılacaktı. Sakarya'daki "kiiçük arazisi" nedeniyle tarımsal yapıyı iyi bilen Alican da, Melen'in önerisini benimsediğini, "Mazide varlık vergisi gibi tecnıbelerin vatandaşlarda uyandırdıgı menfi aksiilamellerden ders almış olarak hareket etmek zorundayız" sözleriyle açıkhyordu. Ingiliz vergi uzmanı Lord Kaldor da çalışmalannı tamamlamıştı. Tarıma yılda 1 milyar TL tek sütun bir ilan gibi kaldı... Yüksek Planlama Kurulu'nda beklenen fırtına kopmakta gecikmedi. 22 ağustos günkü oturumda iki vergi tasarısı yüzünden DPT ile maliye temsilcileri birbirlerini ağır bir şekilde eleştirdiler. OECD TÜRKtYE'DE Türkiye'nin ince dengesi bir kez daha beliriyor, ülkenin "Makus talihini" etkiliyordu. Alican, "Biz buraya planı tescil etmeye gelmedik" diyerek toplantıyı terk ederken, muhaletetteki AP'nin sözcülerinden Hüıni Okçu, "Kalkınma planı artık bir hayalden ibaret" diyerek planlı kalkınmaya tıkaç koyuyordu. Koalisyon ortağı YTP, Yüksek Planlama Kurulu çahşmalarına katılmama kararı aldı. O günlerde OECD Türkiye Yardım Konsorsiyumu Başkanı Ripken, Türkiye'ye plan çahşmalannı TanısıKolay •fedavisi Kesin Çağdışı Bir Hastahğı Maketrneyi Amaçhyonız! "yerinde incetemek" üzere gelecekti. Bunahmsa büyüyordu. Her zaman dengeden yana olan tsmet Paşa, bu kez "Türkiye'nin başarısı, Batı sisteminin de başansı olacak" diyerek, bunalımı "sogutmaya" çalıştı. Ankara'ya gelen Alman Ripken, yine de, "Planın iç fınansmanı nasıl saglanacak?" demekten kendismi alamıyordu. Ancak sağduyu sürekli gerileyecek, günlük siyaset kaygusu ön plana çıkacaktı. Alican, "Bizim ihtilafımız prensip ve fikir ihtilafıdır" diyerek ısrarını sürdürüyordu. 31 ağustos 1%2 gunü OECD Türkiye Konsorsiyumu Başkanı Ripken'e bir brifing verilecek, plan anlatılacaktı. Ripken, brifing başlamadan, "Bana tarımı ve vergilendirilmesini anlatın" dedi. Plancılar, hazırlanan Kaldor tasansını anlattılar. Alman Ripken, memnuniyetini yuz ifadesiyle belli etti. Sonra ekledi: "Ama iç finansmanda kusur etmeyin." Ripken, ertesi gün yaptığı basın toplantısında "DPT çalışmaUınnın çok esaslı oldugunu", ancak "Hükümet ile hemfikir oldugunu söyleyemeyeceğini" kaydetti. Anlaşılan Türkiye için büyük miktarh program kredilerinin yolu tıkanmıştı. Aynı gün Türkiye'de bulunan Amerikan Yardım Teşkilatı Başkanı Carl Rowan, "Türkiye'ye 5 yıllık plana paralel olarak büyük ölçiide yardım yapılacaktır" diyordu. Anlaşılan program kredisi yerine dış borç yolu açılacak 1.5 milyar dolarhk dış açık böyle karşılanacaktı. Dört plan döneminde bu yol çokça kullanıldı da. Daha sonra Başbakan Yardımcısı Hasan Dinçer, "Konsorsiyumun 220 milyon dolarhk yardımına çok bel bağladık, hemen para gelecegini sandık. Para yerine mal vermeye kalkıştılar. Bunun acısını çok gördük" diyecekti. Vergi yerine "ıslahat" getiren metin, YPK'dan plancıların deyişiyle "mavi plan" olarak çıktı. Mavi, yanık karşıhğı kullanılıyordu. 41 gün süren çalışmada belki siyasi iktidar yara almamış ama plan, mevcutla yetinen, statükoyu koruyan bir nitelik kazanmıştı. Plan metninin resmen açıklandığı 29 ağustos günü Müsteşar Osman Nuri Torun, kader arkadaşları Daire Başkanı Dr. Karaosmanoğlu, Dr. Erder ve Çüingiroğlu'na istifa etmek düşüncesini çıtlattı. To•İETT kartımı kaybettim. Hükümsuzdür. DENİZGÖKER * Ehliyetimi yitirdim. Hükümsüzdür. ALt DÖNMEZ Server Tanilli'nin "Yüzyılların Gerçeği ve M/ras;"nı okurken, banttan Ruhı Su'nun türküteri geliyor kulağıma. Ruhi Su'yu, sanatçıiarımızı neden bu denli çok seviyorum... Bahkların öyküsünü anlatıyor Ruhi Su: Gelelim bahkların öyküsüne: Camgöz balığını bilir misiniz? Köpek balığından biraz küçük bir deniz canavan; sardalya balıklanna bayılırmış. Sardalya balıktan, Camgöz'ün yaklaşmakta olduğunu, kokusundan mı, denizin kıpırtısından mı, nasılsa anlarlar hemen biraraya gelir, birleşir, yan yana, sırt sırta bir duvar oluştururlarmış... Camgöz gelir, gelir, gelir iyice sokuldu mu, sardalyalar birden pullarını silkeleyip kaçaıiarmış. Sonra o pullar, denizin üstünde pırıldamaya başladı mı, balıkçılar: "Surada camgöz var" deyip, ağlarını atar, kazıklarını çakarlarmış... Kılıçbalığının öyküsünü de ozan Halim Şefik Güzelson'dan dınleyelim: (Ruhi Su, burada sazıyla söylüyor) Bu bir kılıçbalığının öyküsü/ Yazılmasa da olurdu.JAma bizi yeni sulara götürecek akıntı durdu./ Uskumrunun arkasından gidıyorduk/ Sürünün içinde ben de vardım/ Sııtmda bir zıpkın yarası... Mutlu olmasına mutluydum/ Nedense gitmryordu kulağımdan bir türlü o/"Ağ var" sesleri... Denız kızı girmiş düşünceme ben iflah olmam/ Dalyanları birbirine katmak, orkinoslann haroı I Dolanınca ağa çok geçmeden kusenm l Çeker sandalla beni bir çocuk bile IO kadar ağır olmasam... Beni öyle koşturan yaşama sevinci/Kanal boyunca bir o yana bir bu yana... Siz yok musunuz siz, derya kuzulan. Kestim kılıcımla karanlığını dibin I Yakamoz içinde bıraktım suları I Ah! Aysız geceierde olur ne olursa / Sırtımda bir zıpkın yarası... Atın beni, mor kuşaklı bir takaya götürun/ Iri gözlerimde keder, kılıcımda hüzün/ Satın beni satın beni/ Rakı için! Ramazanda TV programlannın çoğu, din sömürüsüyle geçti. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde baskılar yapıldı. Bir örnek, Ramazan diye Antalya PTT'sinde çalışanlara gündüz verilen yemekler kaldırıldı. Oruç tutmayanlar da, zorunlu oruca tutuldular. Ama, yine de baskılar geçmiş yıllardaki gibi değildi. Örneğin Konya'da, namaz saatlerinde "Haydi cumaya " diye esnafa dükkân: kapattınimadı. Eski baskıcılar, sinmişlerdi besbelli Ama yine de, birçok yerde yollarda sigara içenlere dik dik bakanlar vardı. Turgut Bey'in basın toplantısında, gazetecilerin sigara içmediklerini görüyordum TV'den, Ramazan olmasa öyle mi olurdu? ittarlar da bana, bir başka sömürü fırsatı gibi geldi. Oruçlu olmayanlar da, iftar saatınin gelmesinı beklediler, çatallara, bıçaklara bakıp... Doğru Yol Partisi'nin iftarından sonra, Turgut Bey'in iftarına gittim. Çorbadan başlandı. Tıka basa doydu herkes. Kura ile oturuluyordu masalara. Yanıma Halil Şrvgın düşmüştü. Sağda solda da ANAP'lılar, bakanlar vardı... İftar bahaneydı galiba, Turgut Bey'in söyleyecekleri vardı Gerçekten rahat konuşuyordu. Keyifleniyor, gülüyor, gelecekten umutlu gözüküyordu. Toplantının sonuna dek konuşulan konu, ekonomiydi. Enflasyondan, yaşam güçlüğüne dek, her şey soruldu. Düşünüyordum: Turgut Bey, hükümete sadece ekonomık sorunları çözmek için gelmemişti. Ülkenin sosyal sıkıntılan, tedirginlikleri vardı. Dışarıdan ülke nasıl görünüyordu ? Elimi kaldırdım, düşündüklerimi sordum. Bunu beklıyor gibiydı. Rahat yanıtlar veriyordu. Dışarıdan gelen eleştirılerin bazıları kasıtlıydı, durum o denli de kötü değildi. Özgürlükleri de "adım adım" elde edecektik, "bir adırp daha..." diyordu. Nerelerden geldiğimizi unutmamalıydık. İçimden, Turgut Bey'e katılmıyordum. Dışarıdan gelen her eleştıri neden kasıtlı olsun? Usumdan, "dost acı söyler" atasözünü geçıriyordum. Eleştiriliyorsak, "uygar dünyanın beğenisini kazanmak için ne yapmalryız?" diye düşünmeli değil miyiz? diyelim, Amerika dostumuz bizi övüyor da ne oluyor? Oradaki Ermeni öç anıtları, dikili durmuyor mu? insanlar dünyada yalnız olmadıklan gibi, ülkeler de yalnız başlarına değillerdır. Ülkeler arasmda, dayanışmayı. barışı, dostluğu, demokrasıyı pekiştirecek olan o üikelerin yazarları, sanatçıları, aydınlarıdır. Yönetimlerin işine gelmedı diye, bir görüşü yadsıyıp atamayız, atmamalıyız. Bayrama bu düşüncelerle girmek istedim. Bayramlarda cezaevlerinde yatanların bayramını kutlamak gibi, güzel bir geleneğimiz var Dilerim bu bayramda da, mahpuslar, ayırım gözetilmeksizin yakınlarıyla yüz yüze, yan yana bayramlaşırlar... Ramazanda iftarlardan başka kokteyllere de gittim. Yunanlı gazeteci, Atina Haber Ajansı'nın temsilcisı Alkis Kourkoulas'ın. Agence France Press'in yönetmenı Serge Amold'un, Kanada Büyükelçisi Mr Gilles'in kokteylleri ilginçtı. İkınci Uluslararası Simavi Karıkatür Yarışması ödülleri dolayısıyla Ankara Resim Heykel Müzesi'nde venlen kokteyl, gerçekten uluslararası nitelıkteydı. Birinciliği alan Gürbuz Doğan Ekşioğlu'nun "barış" karikatürü, insanlığın mutluluğu için barışa düşen görevi simgeliyordu. Bir ak güvercin, zeytin ağacını köküyie sökmüş, uçuyordu. Barıştan yana olanların işi kolay değil demek ıstemiş sanatçı. Barış, tüm üikelerin, insanlığın öz malı olduktan sonra, gerçekten bayram yapılabilir... Bayramda Türkiye'nin her yerinde okuyabileceğiniz gazete lliiyiiiııı Bayramda tetanbul BAYRAM Gazetesini almayı unutmayınız Tel: 582 12 12 İSTANBUL Mezunlarımızı tercih eden Sayın işadamlan ve yetküilerin, mezunlanmızın ve dostlarımızın Bayramını kutlar, Mutluluk ve başarılar dileriz. • Ö Z E L DAKTİLO SEKRETER KURSLARIİ Merkeiı Beyazıt Mithat Pa*a Cad . 1 4 1 Beyoglu Subesı Istıklat Cad Vonca Han 87 7 Kadıko, Subesı Altıyol Kuşdılı Caddesı 6 3 T»l 527 55 25 Tel ı«9 79 93 T«l ] » 0 1 11 BİZE YARDI ED1NİZ SINAVA DOGRV 528 66 29 Üniversite Adaylarını ÖSYS'ye güvenle hazırlayan Sınava Doğru'nun son sayısı 64 Sayfa BAYİNİZDE GALERILER «••afcSANAT GALERI5I AEDPA EVLER I M i m M AkMl Avnl Artnş Fahrattln Baytul V«elh BwM«to4lu Muzaffsr 8«k«m Cnut Burak OdnlMOuy» Motln Edf«mtt Ltyla Gannu MlhllMt Oürt>«y NacdMKalay FHtral Ko<v»rdl NHgön Ongan Ortıan P*k«r OOray SaOun BurtMn Uygur MmutCHda« Yatar Y o t l o l l Nazmi Yılnuz GARANTİ BANKASI YONCA SANAT GALERİSİ OESTEK SANAT GALERİSİ İSMAİL AĞAN Resim Sergisi 25 Nazlran 1984 9 T a n m n 1984 TeşvHaye Cad No 141 NIŞANTASI Marmara Universıtesi Ataturk Eğıtim Fakultesi Resımlş Bölumu Öğretim Üyeleri Sergisi AMı 15 Harinn 30 Htdr» Ipekçı Cad 75 MaçkaU60354 URART SANAT GALERİSİ 4. YA2 RESİM ÇALIŞMALARI 10 TEMMUZ1 EYLUL 19S4 İSTANBUL RESİM VE HEYKEL MUZESİ T1: RESM ÖGflFTMENLERI İLE CALISMA VE M»SHF»MAJ.AR COCUKLAR (1014 YAS) COCUKLAR 159 VASl GENÇLER (1517) YETISiaNlER/CI€NEYM.I YFnSKlNLEIVDENEVlMSIZ I0MUR *T«OOK GyN IRX SEMRAMIS DCKU FÛSim S£LEN GULAY SfVSEVİL YUSUF TAKTAK YUSUf TAKTAK CARSAMBA SALICARŞ SALICAR$ 'SALICARŞ SALICARS SALI 13 30 15 30 13 3016 00 13 » 1 6 00 „ 161 4 2 »«99 19841985 ÖğretimYılı başında Sınava Doğru Yine bayinizde Sayın Aboneler ÖYS başan belgenizın fotokopısinı 25 ağustos'a kadar yollayın 25 başanlı a b o n e m i z e 2 0 biner TL. eğititn yardımı Tanısı kolay, tcdavisi kesin bir hastalığı yok etmeyi amaçlısoru/. Hasıalarııııı/a ve çahşmalarımıza destek olan, UCRETSI2 7 500TL YARDIMSEVER DOSTLAR KURUM VE KURULUŞLAR v.eker bayramını/ı kutlar, teşekkürlerimizi ^unar, ilgi \e yardıııılarını/ı beMeri?. Şchıcmıııı /iraaı Bankası Hcsap No. 4205 Kıunbul l cpra Hasiancsı Tel.: 572 61 22 RKpansor Tel.: 523 (N 58521 17 29 Kl:ı/ıu hmlak Krcdi Bankası H. No. 191 Mehmet Zaimoviç Resim sergisi 22 Hazlnn 15 Tenmuz 1984 13 3016 00 913 14 0015 30 00 12 500 TL 12 500TL UCRETS1Z 0W GÖSTEKSİ VE KMOSMALAR Husrev Geırte Cad 126 Teşvıluye Meydanı Tel 141 27 11 KAYITLAR 12 HA2IRAN7 TEMMÜ2 SALICARSAMBA SAAT 10 0016
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear