23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 NİSAN 1984 EKONOMİ CUMHURİYET,9 Arjantin MF'ye rest çekmeyi göze alamadı IMFArjantinBankalar amsındaki pazarhk Arjantin IMF'ye resmen "evet" demeden bankalardan yeni kredi sağladı ama IMF'nin klasik reçetesinin temel unsurlannı Arjantin'e kabul ettirdiği anlaşılıyor. OSMAN ULAGAY Dış borç yükü en ağır olan ülkelerden Arjantin'in IMF ve uluslararası bankalarla giriştiği pazarlık süreci, IMF'nin nefesini ensesinde hisseden tüm ülkeler için ilginç bir örnek oluşturuyor. Bu süreçte bir yandan IMF ve bankaların katı tutumlarında zorunlu bir yumuşama gözlenirken, diğer yandan daha birbuçuk ay önce, "IMF'nin kemer sıkma reçetelerine uyarak Arjantin halkının hayat standardının düşmesini kabul edemeyiz", diyen Alfonsin yonetiminin IMF ile anlaşmak için çaba harcadığı görülüyor. Hükümetin IMF ile sürdürdüğü pazarlık ise ülke içindeki politik durumunu ve özellikle güçlü sendikalarla ilişkilerini ciddi biçimde sarsıntıya uğratıyor. Ülke içinde terorizme karşı savaş gerekçesiyle onbinlerce kişiyi katlettikten sonra lngiltere'ye karşı giriştiği Falkland savaşında hezimete uğrayan askeri yönetim döneminde Arjantin'in dış borçlan 1975'te 8 milyar dolardan 1983 sonunda 43 milyar dolara yükseldi. Bu borçlann ödenmemiş faizleri 2 milyar dolan bulurken, 1984 yılı içinde ertelenmesi gereken anapara odemeleri de 20 milyar dolan buluyordu. Arjantin'in gerek vadesi gelmiş faizleri zamanında ödemek. gerekse dev bir borç erteleme operasyonunu sonuçlandırmak için alacaklısı bankalarla anlaşması gerekiyordu. Tabii böyle bir anlaşmanın önkoşulu ise Arjantin'in IMF'yi kemer sıkma politikaları izleyeceği yolunda ikna etmesi ve IMF'nin "yeşil ışığY'nı sağlamasıydı. Sosyal demokrat doğrultuda politikaları savunarak iktidara gelen 57 yaşındaki Başkan Raul Alfonsin için IMF'nin kemer sıkma reçetesine evet diyebilmek kuşkusuz ki zordu. Seçim kampanyasında ücretlerde bu yıl içinde yüzde 6 ile 11 arasında reel artış sağlayacağını, bir yandan üretimi ve milli geliri arttırırken, diğer yandan yüzde 400 dolayına tırmanan enflasyonu dizginleyeceğini söyleyen Alfonsin'in "enflasyonu dizginleme" dışındaki vaatlerinin alışılagelmiş IMF reçetesiyle bağdaştırılması hiç de kolay görünmüyordu. Bu zor tercihie karşı karşıya kalan Arjantin yönetimi, mart ayı başında IMF'den geçen yıl yaprtuş olduğu anlaşmayla alması gereken 900 milyon dolardan vazgeçerek bu anlaşmayı tanımadığını açıklıyor; IMF istiyor diye Arjantin halkının yoksullaştınlmasına razı olamayacaklannı söyleyen Başkan Alfonsin, 19 mart tarihli Newsweek dergisinde yayınlanan demecinde şöyle diyordu: "Biz Arjantin'in ekonomi polilikasını tamamen tersine çevirdik. Monetarist bakış açısıyla bakıldığında çelişkili gibi göriinebilecek hedefier saptadık ve bir yandan ekonomiyi biiyiitiirken, diger yandan reel iicretleri arttıracak ve enflasyonu düşiirecek bir programı yürürlüğe koyduk. ' Alfonsin bunları söylerken 31 mart tarihi de hızla yaklaşıyordu. 31 marta kadar Arjantin'in 500 milyon dolar tutannda gecikmiş faizi ödemesi gerekiyor IŞÇININ EVRENINDEN ŞUKRAN KETENCİ borçlu ülkelere tşık tutuyor Arjantin'in İMF reçetesini kabul etmesiydi. Sonunda bir diğer dev borçlu ülke Meksika'nın Maliye Bakanı J. Silva Herzog'un yoğun "mekik diplomasisi" 31 mart akşamı sonuç veriyor; Meksika, Brezilya, Venezüella ve Kolombiya'nın aralarında topladıkları 300 milyon dolara, alacaklı bankalar 100 milyon yeni krediyle katkıda bulunuyor, Arjantin'in de rezervlerinden 100 milyon dolar kullanmaya razı olmasıyla 500 milyon dolarlık paket tamamlamış oluyordu. ABD ise, 300 milyon dolarlık bir köprü krediyle Arjantin, IMF ile anlaşana dek bu operasyonun aksamadan yürümesını guvence altına alıyor, böylece ABD bankaları zarar hanelerine yer^ milyonlar yazmaktan şimdılik kurtuluyorlardı. İlk bakışta bu, IMF'ye karşı direnen Arjantin'in bir zaferi olarak yorumlanıyor, IMF reçetesine "evet" demeden yeni kredi almanın ve belki de borç erteletmenin yolu açılmış gibi görunüyordu. Ama gerçek galiba tam böyle değildi. Daha sonra basına sızan bilgilerden Alfonsin'in ekonomik danışmanı, ünlü iktisatçı Raul Prebisch'in 31 mart öncesinde IMF Başkanı Larosiere ile özel bir pazarhğa girişerek temel konularda anlaştığı anlaşılıyordu. Prebicsh ile Larosiere arasında varılan anlaşmaya göre, Arjantin hükümeti, (1) Ücretlilere reel ücret artışları sağlamak hedefinden buyük olçüde vazgeçiyor, (2) Halen GSMH'nın % 18'ini bulan bütçe açıklannı bir yıl içinde % 6'ya indirmeyi kabul ediyor, (3) Faizleri enflasyon oranının üzerinde tutmaya söz veriyor ve (4) Devalüasyon sürecini hızlandıracağını belirtiyordu. IMF'ye verilen bu sözler Türk kamuoyunun hiç de yabancısı değildi. Arjantin'in sürmekte olan ilginç deneyimi, iktidarlann eğilimi ve niyeti ne olursa olsun, elindeki kozlar ne denli güçlü olursa olsun, azgın enflasyonu kontrol altına almak isteyen bir borçlu ülkenin IMF reçetesi dışına çıkmasının ne kadar zor olduğunu gösteriyordu. du. Alacaklı bankalar ünlü Amerikan bankalarıydı ve 31 marta kadar faiz tahsilatını gerçekleştiremedikleri takdirde bu faiz alacaklarını "donmuş kredi" olarak nitelendirmeleri ve zarar hanesine yazmaları ABD yasalarına göre zorunluydu. Bu nedenle alacaklı bankalar Arjantin'e bu faizleri odetmek için her yolu deniyor, döviz rezervleri boyle bir ödemeyi yapmak için müsait olan Arjantin ise, pazarlık gücünü iyi kullanarak ancak bankalardan yeni kredi sağlanması halinde bu faizleri ödeyeceğini söylüyordu. Bankaların yeni kredi sağlama koşulu ise. TİSK'in prensipleri Türkiye işverenler Sendikaları Konfederasyonu TİSK'in direktifler nitelığindeki toplu sözleşmelere ilişkin, "prensip ve tavsiyelerini" ellerine alan işverenlerimiz oturmuş kara kara düşünüyorlardır. İşçilerinı evlatları gibi seven "baba" işverenlerimiz, bu hayat pahalılığtnda, bu güç yaşam, çalışma koşullannda onlara yardımcı olmak istemezler mi ki hiç? Sendikaların faaliyetlerinin askıya alınmasından bu yana, YHK'nın bağıtladığı sözleşmelerle işçilerin yoksullaştığını elbette gözleri görüyor. Ama üzülerek, içleri sızlayarak bir şey yapamıyorlardı. Onların gönlünde yatan hiç değilse enflasyon artış oranına uygun ücret artışı vermekti. Gelin görün ki YHK'nın verdiğinin üstünde bir şey vermeye kalkarlarsa başlanna bir iş gelebilirdi. Nasılsa YHK dönemi geçici idi. İşçiler, sendikacılar biraz sabretsinlerdi. Özgür toplu pazarlık düzenine geçilince her şey düzelecekti... Biz Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ın yalancısıyız. O son zamanlarda yapılan her toplantıda, işveren dostlannın YHK döneminde bağıtlanan sözleşmeler için böyle konuştuklarını söylüyor. Hemen arkasından da şu cumleleri konuşmasına ekliyor: "Serbest pazarlık düzenine geçiyoruz. İşveren dostlanmız sözlerini unutmasınlar. İçten olduklannı, yalancı olmadrklannı bize kanıtlasınlar..." Evet, işverenlerimiz şimdi kara kara düşünüyorlardır; elbette işçilerinin YHK döneminde kaybettiklerine üzülüyorlar. Kayıpların bir kısmını toplu pazarlık düzeni içinde vermeye gönülden razılar. Ama bu iş nasıl olacak? Baksanıza TİSK'in toplu sözleşmelere ilişkin "prensipler ve tavsıyejer" başlıkları altında aldığı kararlara. Amaç maddesinde, "Üye sendikaların uyması zorunlu kurallar otup Merkezi Dayanışma Fonu'ndan yardım alabilmenin ön şartını teşkil etmektedirler" deniliyor. TISK Başkanı Narin de açıklamasında üyelerin uymak zorunda oldukları tavsiyeler olduğunu vurguluyor. Şimdi işçisinin YHK döneminde kaybettiklerini vermek isteyen işveren ne yapsın? Merkezi Dayanışma Fonu'ndan yararlanmamayı nasıl göze alsın? Daha da kötüsü bu işin ucunda işveren örgütünden dışlanmak var. Karmaşık ilişkiler içinde ticari ilişkilerin, kredi ilişkilerinin musluklannın kapanması var. Çaresiz bağnna taş basacak, işçisine "babalık" yapamayacak. Doğrusu biz Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz kadar iyimser, ya da nazik olamıyoruz. Açıkça, bu işten üzülen, "işçiler giderek yoksullaşıyor, çalışma, yaşama koşullan katlanılmaz oluyor" diye bağnna taş basan işverenlerimizin olduğuna pek inanamıyoruz. Bize göre YHK döneminde de, yeni baslayacak toplu pazarlık döneminde de, işçilere insanca yaşama, çalışma koşullan yaratmak isteyen işverenlerin önünde hiçbir engel yok. Ayrıca da işverenlerin sendikalarda ve TİSK'te örgütlenip, kendi çıkarlannı daha iyi koruma için çaba göstermeleri, "Merkezi Dayanışma Fonu" oluşturmaları, sonra da genel işveren çıkarları dogrultusunda ilkeler saptamaları ve işverenlerden bu ilkelere uymalarını istemelerinde, hiçbir şaşırtıcı yan yok. Elbette işverenlerin günlük tek tek çıkarları ile, uzun dönemii genei çıkarları arasında bazı çelişkiler olabilir. Tek başına kârını arttırmak isteyen bir işveren, verim artışı için işyerinde işçilere daha çok haklar vermeyi çıkarlarına uygun görebilir. İşveren örgütü de uzun dönemii işveren çıkarlannı gözeterek, "sen bu haklan veremezsin, senin günlük çıkann uzun dönemii işveren çıkarları ile çelişiyor" diyebilir. Daha da iteri gider, "işletmelerarası ücret laridılıklan haksız rakabeti yarattyor, herkes aynı ücretleri ve aynı haklan verecek" kararını alabilir. Kendi işletmesindeki değişik kredi olanakları, makine verimliliği ya da çeşitli koşullardan ötürü verimliliği çok farklı olan işverenlerin bazılan bunun üstünde, bazılan da bunun altında hak vermeyi kendi çıkarlarına daha uygun görebilirler. Ancak işveren örgütünün zoıiayıcı, bağlayıcı, cezalandırıcı ilkelerıne uymak zorunda da kaiabilirler. Bütün bunlar işverenlerin sorunu, onların bilecekleri işler. İşverenlerin, asla içtenlikle olmadığından emin olduğumuz, sadece şaka olsun diye söz ettiğimiz "kara kara düşünceler", aslında işçilerin ve gerçekçi sendikacıların beyinlerini kaplamış durumda. Tabii demokrasiye inanan aydınlar ve sağduyu sahibi işverenlerin de kara kara düşünmeleri gereken konular TİSK'in "prensipleri ve tavsiyeleri'" içinde sıralanmış. Birçok maddeyi birden özetlersek, TİSK işveren Sendikaları ve işverenlerden, işçilere yasalaria sağlanmış haklar üstünde haklar vermemelerini istiyor. Daha da ileri gidiyor, olabildiği kadarı ile, (YHK'nın aldıklan yetmiyormuş gibi) daha önce verilmiş ileri hakların geri alınmasını da buyuruyor. Doğrusu TİSK'in "işçi haklan yasalar smınnda dondurulsun" anlamına gelen bu prensipleri karşısında, hukukta uzmanlaşmış işveren danışmanları ile danışmanlıklarını yapan bazı bilim adamlarını bu prensiplerle, "toplu iş sözleşmesi düzeninin" hukuktaki yerı ve işlevini nasıl açıkladıklarını çok merak ediyoruz. Demokrasilerde, demokrasinin varlığı ile özdeş toplu sözleşme düzeni; sosyal dengeyi. sosyal barışı sağlamak için, yasalar üstünde haklar sağlanabilmesi için getırilmiştir. İşverenler karşısında tek tek güçsüz olan, hakkını koruyamayan isçinin sendikasında örgutlenerek ve grev hakkı ile toplu pazarlık gücünü kullanarak birtakım haklar edinebilecegi, böylece sosyal denge ve barışın korunabileceği düşünülmüştür. Demokratik düzenin, demokrasinin özünde bu sistem yatarken, ekonomide, işveren haklarında en üst liberalizmi yerleştirmiş bir sistemde, toplu pazarlık hakkının kâğıt üstüne kalacağı bir hak olarak düşünülmesi uzun dönemde neleri getirir? Uzun dönemii çıkarlannı demokratik rejimde, Batı ittifakı içinde gören işverenlerimiz elbette TİSK içinde bütünleşmeye, çıkarlannı daha iyi korumaya karşı çıkmayacaklardır. Ancak toplu pazarlık hakkının işçiler adına sonuna kadar kullanılmasını, kendi günlük çıkarları ile çelişse, işçinin daha iyi haklar, daha insanca yaşama koşullan elde etmesi kendi kâr paylarının düşmesi anlamına gelse bile, uzun dönemii çıkartannın gereği olarak savunmak zorundadırlar. TİSK'in "prensip ve tavsiyeleri"ne işte bu anlamda ve bu nedenle karşı çıkmak zorundadırlar. Prebisch: IMF ile pazarhğa oturan 3. Dünyu iktisatçm Halen 83 yaşında olan Raul Prebisch 3. Dünya'nın en ünlü iktisatçılarmdan ve "3. Dünya" teriminin ilk savunuculanndan. Kapitalist dünya sisteminin "merkez*'ini oluşturan sanayileşmişzengin ülkelerin sanayilesmeye çabalayan 3. Dünya ya da "çevre" ülkelerini nasıl baltaladıklannı çeşitli yapıtlannda incelemiş olan Prebisch, 35yılhk birsürgün yaşamından sonra anavatam Arjantin'e dönerek umut vaat eden Başkan Alfonsir.'in ekonomik danışmanı olmayı kabul etti. Alfonsin ve Prebisch, Arjantin ekonomisi için IMF reçetesi dışında bir çözüm yolu bulmayı, geniş kitlelerin fazla zorlanmasını gerektirmeden enflasyonu denetim altına almayı amaçlıyorlardı. Ancak enflasyon son aylarda daha da azarken dış borç ve İMF ile pazarlık konusu da gündeme gelince Prvhinrh'in hiitün ününü veadmın ağırlığını da kullanarak IMF Başkanı Larosiere ile pazarlık masasına oturması kaçımlmazlaştı. Sonunda kemer sıkma önlemlerini "gereldi" diyc savunmaK da 83 yaşındaki radikal 3. Dünya iktisatçısı Prebisch 'e düştü. Günün aynası Ayçiçek yağına 1 ayda üçüncü zam 1 Türkiye'ye sigara ihraç ederek rakende olarak 350 lira dolaylaEkonomi Servisi Ayçiçek nnda satılan ayçiçek yağı, üre 2 Ülkemizde tümü ihraç edilmek üzere üreyağı, yiyecek maddeleri arasıntici fırmalar tarafından bir haf tilecek Best sigaralanna % 30 ortak olarak da zam rekoru kırarak nisan ayı ta sonra, toptan 335 liraya yükiçinde üçüncü kez zam gördü. Salat ve Olin firmalan önceki seltilmiş, yaklaşık bir hafta son3 Koç ve Tekel'le ortaklaşa Türkiye'de içpagün ürünlerine yeniden zam yara yeniden zam görerek 360 lirazar için Rothmans fabrikası kurarak parak ayçiçek yağının toptan kiya çıkmıştı. Önceki gün yeni bir lo fiyatını 360 liradan 385 liraya yükselttiler. Bu durumda ayçiçek yağının perakende fiyatı 430440 liraya yükselmiş oluyor. zam görerek toptan kilosu 385 liraya yukselen ayçiçek yağındaki bu anonnal fiyat hareketi, üretici firmalarca Trakya Yağlı Tohumlar Birliği'nden aldıklan ithal malı ham yağ fiyatlanndaki yükselmeye baglanıyor. MERAL TAMER Dunhill ve Rothmans marka sigaralann üreticisi İngiliz Rothmans tnternational firması Türkiye'ye üç koldan giriyor: • TEKEL'in saptadığı sınırlı miktara uyarak Türkiye'ye sigara ihraç etmek. • Yüzde 70'i Bitlislilere ait olan ve salt ihracata dönük olarak kurulacak Bestaş sigara fabrikasına yüzde 30 ortak olarak ve teknoloji satarak. • Ülkemizde KoçTEKELRothmans ortaklığıyla kurulacak ve Türkiye pazan için üretim yapacak Rothmans sigara fabrikasına yüzde 35 dolaylarında ortak olarak. Rothmans International'in bu " 3 koldan" Türkiye harekâtının ilk bölümü başlamış durumda. Hatta sigaranın Türkiye pazanna yerleşmesi için Ingiltere'den bir pazarlama yönetmeni de TüTkiye'ye gelmiş bulunuyor. Türkiye'de 2 yıl kadar kalacak olan pazarlama müdürü Michael Jennings, TEKEL'in Dunhill ve Rothmans için ithal izni verdiği miktarlann çok yetersiz olduğunu hatırlattıktan sonra, "önce 300 baks (1 baksta 50 karton sigara bulunuyor), sonra 2223 baks getirttik. 2223 baksJık ikinci partinin iznini de aldık. O parti 3 hafta içinde Türkiye'de olur. Ama bu küçük miktarlar talebe cevap vermeyecek ve sanınz TEKEL miktarian daha makul düzeylere çıkaracaktır," dedi. Michael Jennings, yerli sigara ile yabancı sigara arasında 34 kat fiyat farkı bulunması nedeniyle tüm yabancı sigaralann Türkiye pazanndaki toplam payının ancak yüzde 5 dolaylannda olabileceği tahmininde bulunduktan sonra "Marlboro piyasaya çok önceden yerleşmiş. Onun için bizden avantajlı olarak işe başlıyorlar. Ben 1 yıi sonra Türkiye'deki yabancı sigara pazannın yüzde 25'ini ele geçirmeyi hedefliyorum. 3 yıl sonra da Ttirkiye'deki ithal malı sigara pazarının yansına sahip olacağımızı umuyorum. Eğer bu hedefe vanrsak, 3 yıl sonra Türkiye'ye 50 bin maks (25 milyon paket) sigara (yılda) ihraç eder dunıma gelebiliriz," şeklinde konuştu. ROTHMANSBESTAŞ Rothmans'ın Bitlis'te kurulacak Bestaş sigara fabrikasına ortaklığı konusunda ise Bestaş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cavit Dodanh'dan bilgi aldık. Yüzde 70'i Bitlisli 1556 ortağa ait olan Bestaş sigara fabrikasında yüzde 30 hisseyle ortak olan Rothmans firmasının kendileri Rothmans Türkiye'ye 3 koldan giriyor Nisan ayı başında toptan fiyatı kilo başına 310 lira olan ve pe Küçük esnaf da zamdan şikâyetçi İSTANBUL, (UBA) Istanbul Bakkallar Demeği 2. Başkanı Muammer Çay, arkası kesilmeyen zamlann küçük esnafı şaşkına çevirdiğini belirterek, "Zamlar bu hızia sürerse, tüketicinin alım gücü çok •rahicak ve sıfıra yaklaşacak" dedi. Çay, sıvı çitilere de dün zam geldiğini ve 925 gramlık çitilerin 370 lira olduğunu söyledi. Son zamlarla ilgili sorulan yanıtlayan Muammer Çay, çiçek yağlan başta olmak üzere pirinç, mercimek, sabun, deterjan ve margarin yağlarına da yeniden zam beklendiğini bildirdi. D'S TICAPET 2 YILDA YERLEŞTİRECEK Rothmans ve Dunhill marka sigaralann Türk paranna yerleşmelermi sağlamak üzere Ingiltere'den gelen pazarlamacı Michael Jennings, ' 'Sanınm 2 yıl kadar kahnm Türkiye'de. Sonra Rothmans için bir başka ülkeye..." diyor (Michael Jennings arkadaşımız Meral Tamer'le görüşürken). ne en önemli katkısımn teknolojik yardım olduğunu kaydedcn Dodanlı, fabrikarun temelinin 12 mayısta Bitlis'te atılacağını ve prefabrik olacağı için inşaatın 3 ayda tamamlanacağını söyledi. Bitlis'teki Bestaş sigara fabrikasında BEST marka sigara üretiminin kasım ayı başında başlayabileceğini dile getiren Cavit Dodanlı, bu sigaraların tümünün ihraç edileceğini hatırlattı. (Bilindiği gibi bugünkü yasalar, Türkiye'de sigara üretiminde yabancı ortaklığına, ancak üretilen malın tümünün ihraç edilmesi koşuluyla izin veriyor.) ROTHMANSKOÇ Ülkemizde KoçTEKEL ve Rothmans ortaklığıyla kurulacak ve Türkiye pazan için üretim yapacak olan üçüncü proje ise yıllardan beri hükümetlerden izin bekliyor. Önce 12 Eylül dönemi öncesi hükümetlerinden bu izin beklendi. Tam alınacakken 12 Eylül dönemi geldi. 12 Eylül döneminin sonlarına doğru da bu iznin verilmesi söz konusu oldu. Ancak bu kez de secimler ve özal hükümeti iş başına geldi. Şimdi de Rothmans firmasının yerli ortağı Koç Holding, Özal hükümetinden bu yönde yeşil ışık beklemeye başlamış bulunuyor. DIŞBANK 2 6 NİSAN 1984 DÖVİZ KURLARI 1 Amerka n Dola 1 B Alman MarK • ALIŞ 333.75 124.40 SATIS 337.09 125.64 DÖVİZ KURLARI B a n k a s ı d olarının esas kurunu 318 lira 01 kuruş olarak Döviz Efektif Efektif Döviz Satış Ahş Satış ş 337.09 333.75 340.43 333.75 309.72 291.32 312.78 306.65 17.86 17.68 18.03 17.6S 125.64 124.40 126.89 124.40 6.16 5.80 6.22 6.10 34.21 33.87 34.55 33.87 40.87 40.47 41.28 40.47 111.39 110.29 112.50 110.29 42.56 42.14 42.98 42.14 152.19 150.68 153.69 150.68 20.34 19.13 20.54 20.14 149.55 140.67 151.03 148.07 263.45 247.80 266.06 260.84 1132.31 1143.63 1075.69 1154.96 43.98 41.36 43.54 44.41 475.30 470.59 470.59 480.00 95.74 90.05 94.79 96.69 Dövizm 1 ABD Dolan 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 HoUanda Florini 1 lsveç Kronu 1 hviçre Frangı 100 ltalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kanada Dolan 1 Kuveyt Dinarı 1 Norveç Kronu 1 Stertin 1 S.Arabistan Riyatt Mart dışsatunı 713 milyon dolar Oiart ayında dışsatım geçen yılın eş ayına oranla yüzde 50 arttı. Dışalım yüzde 4.6geriledi ve 860 milyon dolarda kaldı. Böylece ilk üç ayhk dış ticaret açığı 324 milyon dolar olarak gerçekleşti. ANKARA, (ANKA) Devlet tstatistik Enstitüsü Başkanı Nihat Güner, Mart ayı ihracatının 713,3 milyon dolar, ithalatının ise 820 milyon dolar olarak gerçekleştiğini açıkladı. Buna göre, mart ayı ihracatı geçen yılın eş ayındaki 476,5 milyon dolarlık ihracata göre yüzde 49,7 oranında artarken, ithalat 859,6 milyon dolarlık düzeyine göre yüzde 4.6 oranında geriledi. Yılın ilk üç ayı itibariyle ise ihracat 1 milyar 855 milyon dolar ithalat 2 milyar 179 milyon dolar olarak belirlendi. Bu durum, geçen yılın eşdonemine göre ihracatın yüzde 36,6 oranında arttığını, buna karşın ithalatın yüzde 7,2 oranında gerilediğini gösteriyor. Geçen yılın ilk üç ayında dış ticaret açığı 991,2 milyon dolar düzeyinde iken, bu yılın aynı döneminde açık 323,8 milyon dolara düştü. Nihat Güner, DIE'nin 58'inci kuruluş yıldonümü nedeniyle bugun düzenlenen törende yaptığı konuşmada, DIE'nin her geçen yıl geliştiğini söyledi. Sirketlerden haberler ULUSLARARASI'NDA BtLGtSAYARLI MUHASEBE Uluslararası Endustri ve Ticaret Bankası 'nın önceki gun hizmete açılan yeni merkez şubesinde ayrı bir muhasebe bölümü bulunmuyor, şubenin tüm muhasebe işlemleri merkezi bilgisayara bağlı bir sistemle gerçekleştiriliyor. Uluslararası Genel Müdürü Erol Aksoy, IMB'nin en yeni sistemiyle donatılan yeni merkez şubesinde her türlü işlemîn en kısa surede sonuçlandınlacağını ve modern bankacılığa geçiş yolunda yeni bir adım atıtmış olacağını söyledi. ÇAPRAZ KURLAR 1 ABD DOLARI 18.8772 Avusturya Şilini 2.6828 B. Alman Markı 51.7131 Belçika Frangı 9.8538 Danimarka Kronu 8.2468 Fransız Frangı 3.0261 HoUanda Florini 7.9200 lsveç Kronu 2.2149 hviçre Frangı 1.657.14 ltalyan Lireti 225.40 Japon Yeni 7.6653 Norveç Kronu 3.5209 S.Arabistan Riyali 1 Avustralya Dolan: 0.9188 ABD DOLARI 1 Kuveyt Dinaru 3.3927 ABD DOLARI 1.4100 I Sterlin: ABD DOLARI DJE^ye yanhş bilgi verene en az 10 bin lira para cezası verilecek Kamu ve özelsektör tarafından toplanan bütün istatistik bilgiler, devlet denetimine tabi olacak. DİE, istatistik satan kuruluş oluyor. ANKARA (a.a.) Turkiye"de, kamu ve özel kesim tarafından her çeşit istatistik bilginin toplanması ve vayınlanması devlet denetimine tabi olacak. Devlet İstatistik Enstitusü'nün kuruluş kanununu değiştiren tasarı, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Kaya Erdem'e sunuldu. Tasanya göre, Devlet İstatistik Enstitüsü, Başbakanlığa bağlı Devlet İstatistik Teskilalı Müsteşarlığı'na dönüşturiilüyor. DIE'nin 23 ildeki taşra teşkilatı da yeniden duzenleniyor. DİE'nin sayısı 12 olan bölge müdurlükleri, yeni tasarıyla bölge valiliği merkezlerine naklediliyor ve sayıları da 8'e indiriliyor. Yeni tasarı, genel butçe, katma bütce, iktisadi devlet teşekkullerı, özel idareler, belediyeler ve ozel kuııııi'ıla k^ıulnıu^ MI rumların istatistiki bilgi toplamak için müsteşarlıktan i^in almaları esasını getiriyor. Bu kuınesinde, izlenen metodlar hakkında müsteşarlığa bilgi vermek zorunda olacaklar. Ayrıca toprumlar İMUMMİN l>il)<ilcrın ütıluı Londra'da 44 AI3TN GUMUS FTCSTLARI Cumhuriyet Reşat 24 Ayar 22 Ayar BUezik Gümüş SATIŞ 30.050 30.000 4.540 4.350 94 MAN AĞIR DİZEL MOTORU ÜRETİMİNE BAŞLIYOR Ercan Holding'in yüzde 51 hissesine sahip olduğu MAN Motor Sanayi ve Ticaret A.Ş. 'nin Ankara Esenboğa Havaalanı yakınlarmda gerçekleştirdiği motor fabrikasmda üretime mayısta başlanıyor. Fabrikarun I yılda ureteceği 180650 hp. gücündeki ağır dizel moıorlan, Türkiye 'nin tüm ağır dizel moloru gereksinmesini karştlayacağı gibi, önemli bir dışsatım olanaŞı da sağlayacak. Bu arada Türkiye'de ilk kez 180650 hp. gücünde ağır dizel motoru uretilmeye başlanmış oluyor. lanan bilgilerın vayınlanması da enstitunün "muvafakatına bağlı" bulunacak. Yeni tasarı, özel sektör kuruluşları ile istatistiki bilgi toplama konusunda uzmanlaşmış kurumlar için de denetim getiriyor. Bu bilgilerın toplanması "ön izin" gerektiriyor. Yayınlanması da izne bağlı oluyor. Tasarı ayrıca, Devlet İstatistik Teşkilatı Musteşarlığı'nca bilgi toplanması sırasında yanhş bilgi verilmesi, bilginin istencıı >urede temin edilememesi halinde, uygulanacak cezai yükumlülükleri de arttırıyor. Buna gore, geçerli özurü olmayan kamu ve özel sektör sonımlulanna 10 bin liradan az olmamak üzere çeşitli para cezaları verilebilecek. Bu gibi, kurum ve kuruluşlar hakkında savcılıkça, müsteşarlığın başvurusu üzerine kanuni takibat yapılabilecek. Halen vürürlukteki kanunda para cc/.ısı 2M lira ile sınırlı bulunuyor. LONDRA (a.a.) Ingıltere eski Başbakanlarından Edward Heath'ın konuk konuşmacı olarak yer alacağı "Türkiye" konulu bir seminere, Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Ekrem Pakdemirli de katılacak. "TürkiyeBir Avrupa Pers Türkiyer konulu seminer pektifi" konulu bir gunluk seminer, 4 mayısta Londra'nın Savoy Oteli salonlannda yapılacak. Garanti Bankası'nın Londra'da bir temsilcilik açması dolayısıyla düzenlenecek seminere Turk ve İngiliz işadamları ile uluslararası bankaların temsilcilerinin de katılacağı öğrenildi. T.C. ZtRAAT BANKASI 2 6 NİSAN 1864 TAMHİNOEKİ OÛVtZ KURLARI DÖVİZİN CİNSİ 1 ABDD0URI 1 AVUSTRALYA D0LAM 1 AVBSTURVA ŞİÜNİ DÖVİZ AUŞTL. EFEKTİF MJŞTl. 333.95 291.36 17.69 124.47 5.82 33.90 40.49 110.35 42.15 150.75 19.14 140.70 247.81 1175.77 41.37 470.70 90.08 SATIŞ TL. 343 45 315.42 18.20 128.01 6.30 34.86 41.64 113.49 43.34 155.04 20.72 152.31 268.27 1164.60 44.78 484.09 97.52 Aral: Gerekirse panıuk ipliği ithalatına gideriz ANKARA (ANKA) Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, son zamanlarda iç piyasada pamuk ipliğinde spekülatif amaçlı fiyat artışları gorulduğunu bildirerek, gerekirse pamuk ipliği ithal edileceğini açıkladı. Cahit Aral, bugun yaptığı yazılı açıklamada, gcniş uretici vc tuketici kitlelerini \akından ilgilendiren ve spekulaıil fiyat artıslannın gö/lendiği iplık piyasasının bakanlıkça \akindan i/lcndiğıni anlaltı ve, "Hedefimi/ bu fiyat arlışlarını, art ve talcp dengesi icerisinde kalmasını sağlamak suretiyle normal seviyeye indirmek ve endustri kolunda üretim istikrannı sağlamaktır. İplik uretiııı >c pu/urlamasında ihlisaslaşmıs birliklere ithalat konusunda on temas ve hazırlıkları yapmalan konusunda gerekli talimat verilmLstir. Alınan tedbirlere ve birliklerimizin iplik üretim kapasiteleri arttırılmasına rağmen gerekirse pamuk ipliğinin süratle ithali >oluna da gidilecektir." şeklinde konuştu. 1 BATI ALMAN MARKI 1 BELÇİKA FRAİGI 1 DANİMARKA KRONU 1 FRANSIZ FRANGI 1 HOLLANDA FLORİNİ 1 BVEÇ KRONU 1 İSVİÇRE FRAN6I 100 İTALYAN LİRETİ 100 JAPON TENİ 1 KANADA DOLARt 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 STERLİN 1 S. ARABİSTAN RJVALİ 333.95 306.69 17.69 124.47 6.13 33.90 40.49 110.35 42.15 150.75 20.15 148.10 260.85 1132.39 43.91 470.70 94 82 | T P TtBAAT B r.ü. mUUkm 1 M GiciiM crişikmeı" uunCASII SATJŞTL. 337.09 309.58 17.86 125.64 6.18 34.22 40.87 111.39 42.54 152.17 20.33 149 49 263.31 1143.03 43.91 475.12 95.72
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear