25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET'2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER doğal bir olgu; onu onlemek senin elinde degil " denm kendı kendıme ve ışıme dalanm Yayın >a>amına geçtığınden ben on sekız yıl okuru, kırk ıkı yıla çok vaklaşan bır sure de hem okuru hem vazarı olarak altmış vıldır ıçmde bulunduğum Ataıurk devrımcısı Cumhurıyet'e vazı yazmak ve yazar arkadaşlarımla zaman 7aman soyleşmek benım ıçın bu\uk sevınç kaynağı oluyor adamlarından soz eden vazılarımda da dıkkatle okuyanlar ıçın kulturel, ekonomık, sosval ve sıyasal eleştınler vardır Kaldı kı, bu tur yazılartm yuzde bırı bıle bulmaz 12 Eylul 1980'den sonra, vukanda sozunu ettığım turden eleştiri mektupları daha sık gelmeye başladı. Oysa benım 27 Mayıs 1961 Anayasası'nı ne buvuk dırençle savunduğumu ınsaflı okurlanm anımsarlar 23 Nisan L'lusal Egemenlik Bavramı'nı resmı tatıl gunlerınden çıkarıp bır "ılkokullar bayramı" durumuna ındırgeyen yasayı bu sutunlarda ılk kez eleştırenlerden bırı olmuştum Nevse kı, aradan bır yıl geçtıkten sonra bu sıyasal ve tarıhsel yanılgı duzeltıldı; Ulusal Egemenlik Bavramı yıne verlı yerıne kondu Yenı anayasa tasarısında, sorumsuz Cumhurbaşkantna smırsız yetkıler tanıyan maddeyı de eleştırdık Daha sonra o madde, eleştırımız doğrultusunda az çok degıştırildı ve oyle yasalaştı Son olarak Ataturk tarafından kurulan Turk Dıl ve Tanh Kurumlan'm bırer resmı daıre durumuna getırerek gelecektekı ıkudarlann sıyasal eğılımlerıne bağımlı kılan yasa tasarısına karşı az mı yazı yazdık. Ne yazık kı, bu konudakı eleştırılerımız göz onune alınmadı, tasarı yasalaştı ve çok yazık oldu. Temel varhklanmızın satılığa çıkanlması bence, vatanın parça parça saiışı ıle eşanlamlıdır. İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu çok guzel ışledıler bu konuyu Ben de susacak değılım • •• Butun bunlar ortada dururken, benden "Daha sert eleşlinler içeren" yazılar bekledıklerı nı bıldıren okurumu haklı bulmak elımde değıl Doğrusunu ıster^enız, arasıra ıçıme şoyle bır kuşku duşuyor "\caba di>orum, çok sert eleştiri bekleven mektuplardan kımisini yazanlar. şu olaganustu donemde beni kendi kalemımle tuzaga duşunıp ilerı yaşımda içerive alırnnamı amaçlamış olmasınlar." Bılırsınız, boylelerıne Osmanlitada "tahnkçı", uluslararası dılde de "ajan provokator" derler Gerek 27 Mayıs 1960 Devrımı'nden, gerek 12 Mart 1971 mudahalesınden nıce sonra bu gıbı bazı ajanların yuzlenndekı utanç maskesı duştu, ama onların tuzağına duşenlerın çektıklen acılar ve aldıkları yaralar hâlâ ışlıyor Bu konuda pek çok deneyımım olduğundan, yazılanmı kaleme alırken, kıdemlı bır hukukçu olarak, olaganustu donemın kurallarını her zaman göz onunde tutanm. Bunlara uyarak ıvı nıyetlı duşunce ve eleştınlenmı surdurmeye çalışıyorum. Son nefesıme kadar da çalışacağım. Çunku, ulkenın bır aydın kışısı olarak, duşunce ozgurîuğunu savunmanın ve vanlış olduğuna ınandığımız ıcraat ve uygulamaları da yukanda örneklerını verdığım gıbı ınceleyıp eleştırmenın bızlere duşen baş gorev olduğuna ınanıyorum Zaman zaman bıze yoneltılen haksız eleştırıler karşısi'ua "Ya sabur" çekmek pahasına da olsa! . Haksız bir eleştiri HIFZI VELDET VELİDEDEOGLU Her >azı onu okuvan kışıde bır ızlenım yaratır, tepkı uyandınr, sevınç veya uzuntu doğurur Bu doğaldır Geçen hatta çıkan "Hasan Âli'den \nılar" başlıklı yazıda da buna tanık ol dum Tanıdık, lanımadık bırcok dosttan telefon geldı, "Hasan Âlı unutulur mu hıç, elınız var olsun" dedıler Bu doğrultuda mektuplar da alıvorum Bunlar benım ıçın çok sevındıncı ve özendırıcı gostenler Ne \ar kı, ofkelendırıci mektuplar da çıkıyor bunlann arasından Nıtekım ıkı gundur, ıkı mektup v uzunden "Ya sabur!" çekıyorum Bırının yönu ve rengı bellı Rahmetlı Hasan Âlı Yucel'ı yerın dıbıne batırıyor Dınden ımandan soz ettığı halde Muslumanlığın "Ölulerinizi ha>ırla \adediniz" öğudunu unutmuş lğrenerek okudum ve >ırttım attım. Otekı mektup "suretı haktan görunerek" aynı konuda \e buyuk yurtsever edasıyla eleştırıler yapıyor. Boyleyapay yurtseverlıkten nefret ederım. Bu gıbılerın tuzağına duşmemeh Onlar, Ataturkçuluğu ulkemızden sılmek ıçın turlu yontemler kullanırlar Butun melunluklannı "Ataturkçu" maskesıyle yaparlar lnanmış Ataturkçulere "Yalancı •Matarkçuler", "devrımbazlar", "devrım \obazlan" derler Işte ben bu gıbılere ofkelenınm En az otuz yıldır Ataturkçulerle uğraşıyorlar. Ama <\ıaıurrvuluğu yıkamadılar. vıkamavacaklaı, <,unku onun temellerı \atanse\er Turk evlatlannın kata \e gonullerınde gıttık ve guçlenerek kuşakıan ku^ağa gevmektedır Bu, ovle bır tınsel \e yuce kalınmdır kı, onu yasalarİa bıle \ıkmava olanak yoktur • * * Yıllar once çıkan bır vazımda, rahmetlı babamın Istanbul'da tarıh oğretmenlığı vaparken bır dersınde her nasılsa Frans\z De\ rımı'nden kısaı.a iOz etmesı uzenne Kızıl Sultan Abdulhamıt yonetımının hafıvelerınce gammazlandığını ve bu yuzden, once Trablusşam, sonra Dıyarbakır'a "tenzılı rutbe" ıle surgun edıldığını, oralarda vıllarca ılkokul oğretmenlığı vaptığmı kı^aca anlatmıştım O tarıhte henuz bekâr olan babam, oturduğu odanın duvanna bırı "Bu da geçer >ahuî", oburu "Ya sabur..." yazılı \e çerçevelı ıkı levha asmış, evdek\ vakıtlerını tanh kıtaplan \e Kuran okumakla geçırır, bu levhalara bakarak da kendtnı avuturmuş. Bu yazım çıknkıan sonra Naci Be\ adında amator bır hattat boyle ıkı levha yazıp çerçeveleterek bana armağan etmek luttunda buluntnuştu Onlançalışma odamın en çarpıcı koşesıne astım Hastalandıkça, onlara bakıp kendı kendıme "Bu da geçer vahu" dıye mırıldanınm Çunku daha once de kuçuklu buvııklu, daha do|rusu, tehlıkesız \e tehlıkeh hastalıklar geçırdığım ıçın, her hastalanışta, bunu da atlatacağıma ivten ınanırım Seksen vıla vaklaşan yaşamım bo>unta benı yoklayan hastalıkları hep bu ısienç ve ınançla atlatt\m Bırısı çok tehlıkelıydı PENCERE 4 MART 1984 • * * Bugunku gıbı kımı yazılarımda babamın ya da kendımın baGeçırdıkten altı ay sonra, Fakulzı o/el yaşantılarımızdan soz ette Profesorler Kurulu toplantımeklığıme ofkelenen genç okularına katılmava başladığımda, yuLUİarımdan arasıra eleştırıcı onumdekı kâğıda eskı yazıyla remektuplar alırım. Başta sozunu sım yapıyormuş gıbı, "Ya sa ettığım mektuplar da bu turbur" altına da "Essuküt" >aden Bunlardan, ıkıncısınde zar ve katılmadığım duşunceleozetle şoyle denıyor "Ulkenın rı dıngınlıkle eleştınr, sert tartışsosyal, ekonomık bunca sorun malardan kaçınırdım Doktove dertlerı dururken \e memle1 rum "stres' denılen ruhsal gerketın kopru, vol, baraj, fabrıka, gınlıklerden olabıldığınce uzak lıman gıbı temel varlıklarının >akalmamı oğutlerr.ıştı bancılara satılması tezgâhlanırken, sız onları bır yana koyup, * * * herkesı değıl, belkı yalnız tanıdıklarınızı ılgılendıren, "Hasan Aradan aylar, hele yıllar geÂlı Yucel'den Anılar"da olduçınce hem o hastalığımı hem de ğu gıbı, ozel yaşamınızdan pardoktorun oğutlerını unuttum gıtçalar aktarıyorsunuz sutunlannıtı. Duşuncelenmı, eskısı gıbı, za Bızler sızden yukankı konuaçıkça ve gerektığınde sert, coşlarda gerçek eleştırıler ve vol kulu bır tonla söyleyıp vazmakgosterıcı yazılar beklıyoruz, eğtan gerı kalmadım, 59 yaşımdan lendırıcı yazılar değıl " seksenın eşığıne boyle ulaştım Bu ış daha ne kadar surer? Orasını duşunmem; duşunmenın vararı yok çunku Hep "S*n dinden gddigince sağhğını konı, gerisini duşunme; iplik, incele incele bir gun elbet kopar; bu Ben bu eleştırıyı genelde haklı bulmadım Çunku arasıra babamdan, kendımden va da Hasan Alı gıbı bu ulkeye buyuk hızmetlerı dokunmuş kışı ve devlet "Güvenlık Aylık Polıs Dergisı"n\r\ ocakşubat 1984 saytsında "Sultan 2'na Abdülhamit Han'a Yazılan Gülunç Üç Jumal" başlıklı bır yazı okudum "Sultan 2'ncı Abdülhamit Han" bu yazıda şöyte sunuluyor: " Kımm haklı kimın haksız olduğunu elbette zaman ve tanh gösterecektır O Abdülhamit Han kı, Istanbul'da Edebıyat, Fen, Hukuk ve Mülkıye Fakültelen başta olmak üzere memleketın dört bır yanında yuzlerce mektep açmış, devletın malıyesıne bır düzen vermış, sıyası dehasıyla da ımparatorluğun ömrunü 35 sene uzatmışür Şurası bır hakıkattır kı hakkında en çok yazı yazılan, hatta tanhe bıle yanlış tanmtmak ıstenen Osmanlı padışahlarından bh nsı, belkı bınncısı Sultan Ikıncı Abdülhamit Han'dır En buyuk ıftiralara uğrayan yıne O'dur Turkçu, mıllıyetçı, vatanperver olmasına rağmen zamanın ıç ve dış düşmanlan tarafından adı 'Kızıl Sultan'a çıkmıştır " Yazıyı okuyunca düşundurrr Turk polısı ne zamandan berı Abdülhamıtçı olmuştu 7 "Güvenhk Aylık Polıs Derg/sı"nı "Polıs Emeklılennı Koruma ve Sosyal Yardım Derneğı" çıkarıyordu Yoksa bu dernek geçım sıkıntısındakı emeklı polıslere Abdulhamıtçılık propagandası yaparak mı sosyal yardım sağlıyordu? Polısın ıçınde her fikırde ınsan olması doğaldır. her meslekte herkesın bır tornadan çıkmış gıbı bırbırıne benzemesı ıstenemez, ama, devletın polısını oluşturan kttlede Abdulhamıtçılığın yerı olmadığına ınanıyorum, çunku Abdulhamıtçılık güncel bır sıyasal akıma dönuşmüştür, Ataturk duşmanlığıyla eş anlamlıdır. * Abdülhamit "ıstbdaf'ı 1876'dan 1908'e değın kesıntısız surmüştür. Bu dönem dunya tarıhınde 20'ncı yüzyıl patlamasını oluşturan bılımsel ve toplumsal değışımlerle doludur Turkıye bu surede dunyadan soyutlanmış, dıkta karanlığında yaşamış, yarısömurge devlet nıtelığıne donuşmuş ve "mülk"un nıce toprağı elden gıtmıştır Batum, Kars, Ardahan, Mısır, Sudan, Kuveyt, Tunus çeşıtlı devletlerın egemenlığıne ya da denetımıne geçmiş, Avrupa'dakı Osmanlı topraklannın yarısından çoğu Ikıncı Abdülhamit yönetımınde Imparatortuktan kopmuştur Ne var kı "Polıs Dergısı"nın Abdulhamıt'e ılışkın buyuk yanılgısı temel üç noktadadır Ikıncı Abdülhamit dergıde yazıtdtğı gıbı "Turkçu, mıflıyetçı, vatanpen/er" değıldı ve olamazdı. Neden olamazdı"7 1) Abdülhamit Osmanlıydı, çok uluslu bır ımparatorluğun padışahıydı, Turkçuluk o donemde ayrılıkçı, bölucu ve dev1«tı y>kıcı bır akım olarak kovuşturulurdu Abdulhamıt'ın Turkçütere duşmanlığı doğaldı 2) Abdülhamit, mıllıyetçı değıldı Mıllıyetçılık de yıkıcılık ve bölücülükle eşanlamlıydı; "kavmıyetçılık"X\, "Osmanlı tebaası arasına nrfak sokmaktı " Abdülhamit, Türk mıllryetçıliğine düşmandı. 3) Abdülhamrt • Vatansever" olamazdı. Osmanh'da "vatan" yoktu, "mulk" vardı Fethedılen yer mulktu Padışah mülkünü sever, mülkunu korumaya ve savunmaya çaba gösterırdi; ama. padışahın ve halıfenın vatanı yoktu Vatan kavramını ilk kullanan Namık Kemal'dır, eytemde gerçekleştıren Mustafa Kemal Ataturk'tür. * Bunca yalın gerçeklerın polis eğrtım kurumlannda öğretıldığıne ınanıyorum Acaba yanılıyor muyum? Mustafa Kemal Ataturk'ün de ıçınde bulunduğu "Hareket Ordusu"nun Ikıncı Abdulhamıt'ı neden yıktığını tanh derslerınde çocuklarımız okumuyorlar m ı ' Cumhuriyet Polisi ve Abdülhamit... EVET/HAY1R OKTAY AKBAL OKURLARDAN Bağbankzedeler makam arıyor Bağbank Istanbul şubesine ek gelır temin etmek duşuncesiyle emekli ikramiyesini yatırmış yuzlerce kişıden biriyim. \falum olaydan sonra tum maddi guvencernk. olan me\ duatımızı iki aya yakın lamandır çekememekteyiz. Bağbank, Vakıflar Bankası hatta Merkez Bankası yetkiUlerine yaptığımız muracaatlarda maalesef herkes topu birbirine atmaktadır. Orta dıreğin teminaıı olmayı slogan haline getiren hukumet ı e sayın Maliye Bakanı herhalde şu sıralarda yerel seçimlerden başka duşunceleh yok kı olayt tamamen kendi sevri haline bırakmış gorunmek tedirler. Çıkanlan bir kararnameyle bankalardaki 3 milyona kadar olan mevduatlar sigorta guvencesiyle Merkez Bankası 'nca teminat altına alınmıştı. Derdımizi anlatacak bir yetkili makam bulamıyoruz. Paramızı çekmek ve ihtiyaçlarımıza kullanmak için uzun vade beklemeye gucumuz yok. olduğumu sanıyorum. Bakanhk yetkiİilerinden, memurlar hakkında verilen raporlann doğru olup olmadığı konusunun araştınlmasım ıstıyorum. kadrolarına atanmaktadırlar. Bilgılerinizi rica ederim. TUĞRUL AĞAR MUSTEŞAR YARDIMCISI ÇAUŞMA VE SOSYAL GUVENLtK BAKA \LIĞI Geçmiş Zaman Olur ki! Eskı yazılarınv karıştırıyorum Işte, 30 Mayıs 1960'da 'Vafan' gazetesınde çıkan bır yazı "lyı Gıtmeyı Bılmedıler " 12 Temmuz 1958"de çıkan bır yazı "Yenı bır 12 Temmuz daha yaratmalıyız". Dolabı açar açmaz yuzlerce, belkı de bınlerce gazete kesığı dağılıverdı halının üstüne Geçmiş zamandan kalanlar Gazete koleksıyonlarında uyuyanlar Ama hepsı yaşanmış, duyulmuş, tartışıtmış olaylar, olgular. Hepsı boşlukta yrtıp gıttı mı 9 Yoksa bır ışe yaradı mı? Olumlu sonuçlann alınmasında etken oldu m u 9 Bunlan kesınlıkle söytemek zor Yaz yaz yaz1 Yığınla kâğıt, yığınla mürekkep, daktılo şerıdı, zaman harca' Sonuç nedır? 27 Mayıs 1960'dan uç gun sonra şunları yazmışım "Aylarca önce çıkan bır yazımda ıktıdardakı polıtıkacılar tyı gıtmeyı bılmelıdırler' demıştim Hıç kımse suresız ıktıdarda kalamazdı Ne kadar başanlı, zekı olurlarsa olsunlar ıktıdar lıderterı ergeç yerlennı başkalanna bırakacaklardı En korkunç zalımler, dıktatörler, krallar, ımparatortar bıle kısalı uzunlu saltanatlardan sonra devnlıp gıtmışlerdı Iktıdar sandalyesıne oturanlar uç yıl, beş yıl, on yıl sonra yerlennı bırakmak zorundaydılar Bundan başka yol yoktu 'Sabık' sıfatından kurtulmak ımkânsızdı. Gunu gelınce her ıktıdar lıden sabık olacaktı Kaçınılmaz bıncık gerçek buydu ' Yazı şu satırlarla bıtıyor "Kör ınatla, kör gururla kittelerin hürnyete ve demokrasıye olan sevgısı, bağlılığı önlenemezdı. Inönu'nün 'Hem de fena gıdeceksınız' sözünun gerçekleşmemesı ıçın neler vermezdık Ne yazık kı gerçek butun katıltğıyla karşımtzda Fena gıKler, hem de çok fena gıttıler Tanh sayfalarında kara ızler bırakarak," Bu da 12 Temmuz 1958'den 12 Temmuz 1947'de Cumhurbaşkanı Inönü'nun bıkjirısınden bır parça alarak başlamışım "Ihtılâlcı bır teşekkul değıl, kanunı bır sıyası partinın metotlanyla çatısan muhalıf partinın ıktıdar partısı şartlan ıçmde çahşmasını temın etmek lazımdır. Bu zemınde ben devlet reısı olarak, kendtmı her ık, partıye karşı musavı derecede vazrfelı görürüm " Türkıye'de 'gerçek' bır demokratık ortam 12 Temmuz 1947 bıldmsıyle yaratılmış oluyordu Tam bır özgurluk ıçmde çalışan muhalefet partısı uç yıl sonra ıktıdara geçecektı Ama o partı, ıktıdara oturur oturmaz bu yerden bır daha ayrılmamanın koşullarını yaratmaya başlayacaktı Bu yazımdan bır kaç parçayı bırlıkte okumakta yarar göruyorum "Iktıdann her turlü ımkân ve gucünü elınde tutan bır devlet başkanı, kendını yıkmaktan başka bır amaç ardında koşmayan muhalefet partısıne ıstedtğı serbestlığı tanıyor Bu, yeryüzünde kolay kolay görulur bır olay değıldır Sanırım tarıhçıler de geçmışte bır benzennı bulamazlar Dıktatör sayılan bır lıder rakıplennı kendı arzusuyla, kendı elıyle kuvvetlendırsın Bu, eşı olmayan bır ömektır" 12 Temmuz 1958 tarıhlı yazımda o gunlerdekı ıktıdar partısınden buna benzer bır davranış, bır anlayış, bır ozverı beklediğımı belırtıyorum Ikıncı bır 12 Temmuz Bıldırısının bu kez 1947'nın muhalefet partısı, 1950'lerın ıktıdar partısı tarafından yayınlanmastnı onerıyorum. İşte son satırlar "Şunu belırtmek gerekır, böyle bır bıldınye bugun 1947'den daha fazia muhtaç durumdayız Dunun muhalefet lıden, bugunün muhalefet lıdennden on bır yıl önce kendısıne gösterdığı anlayış ve tarafsızca yakınlığt esırgememelıdir Tanh karşısında sorumluluk duygusu da bunu gerektınr " Dolaba tıktım bütun bu eskı yazıları1 Tanh bır yıneleme değıldır. Öyleyse neye yarar yırmı beşotuz yıl oncekı yazıları okumak, anmak! Her kuşak kendı seruvenını yaşayacak Öncekılere benzer yonler olsa da, olmasa da, demokrası sürecı acılarla, yorgunluklarla, bezgıniıklerie geçecek Ui\AL SEVİN tSTANBUL Olıınısııs raporım kurbanı oldu,n 19811982 oğretim yılında iki vıllık Eğıtım Enstıtusunu uçuncuİukle bitiren bir koylu kızıyım. Tayin beklerken, bakanlıktan tayinımin vapılamayacağını bildıren bir yazı aldım. Hayatı boyunca ideolojik bir suçu ışlememiş, ne mahkemeye ne karakola tanık veva sanık olarak çağrılmamış, yuz kızartıcı herhangi bir durumu olmayan bır insan olarak, gorev \erilmemesi beni kahrednor. Hakkımda yanlış ranzım edilen bir raporun kurbanı HAStSE YILDIZ GELlNKAYA KÖYU MİDYAT/MARD1N Elektriğimiz var, karanhktayız Baknrılığın yanıtı 14 şubat 1984 tarihli gazetenizin 2. sayfasındaki "Okurlardan"" sutununda yaymlanan "Laborantlar Mağdunyetımız Onlenmelı" başhklı yazı Bakanlığımızca incelenmişür. Vfeslek Hastahklan Hastanelen hariç, SSK sağhk tesislerınde, biyolog ve kimvager kadrosu bulunmamaktadır. Kurumdan iş talebinde bulunan biyolog, kımya muhendisi ve kimyagerlere bu durum bildirilmekte ve kendı ıstekleri doğrultusunda da laborant Koyumuz Niğde ili Ortakoy ilçesine bağlı. Elektriğimizi yine îlçemiz Harmandalı kasabası ve Ankara iline bağlı Ağaçoren kasabasıyla Kutuklu, Sarıyahşi, Camili, Boğazkoy koyleriyle birlikte Hirfanlı Barajı'ndan almaktayızAncak bağlandığı gunden bu gune kadar "tam gun" cereyan olduğunu soylememiz olanaksıı olduğu gibi, sık sık olan anzalar gunlerce (bazen 75 gun) bizltri karanUğa boğmaktadır. A> bu arızaların nedeni bilinmekte, ne de bir candan ilgilenen olmaktadır. V ORTAKOY DEVEDA W KÖYU NİĞDE Evdeki Iş Bankası İş Bankası kumbarası... TEŞEKKÜR Eraekli Tümamiral HtLMİ NUR ÖNSAL'ın vefatı nedeniyle acımızı paylaşan, Cumhurbaşkanlığı Konseyi Uyesi Emeklı Oramiral Sayın NEJAT TÜMER Başbakan Sayın TURGUT ÖZAL Bayındırlık ve İmar Iskân Bakaru Sayın SEFAGİRAY K.K.K., Dz.KK., 1. Or.K., 2.Or.K., Harp Ak.K., Donanma K., Kuzey Dz.Sh.K., Guney Dz.Sh.K., Harp Filosu K., Denizaltı Filosu K., Dz.Eğt.K., Gölcuk Üs. K., Ist. Boğaz K., Dz. Harp Ok.K., Taşkızak Tersanesı K., Dz.Hst. Baş Tbp., tller Bankası Yönetim Kurulu Uyelen ve Gn.Md. ve Bölge Md.leri, Dz. Harp Ok. 800'ler sınıf arkadaşlan Cenaze törenine katılan, evimize kadar bizzat gelen, telefon ve telgrafla acımızı paylaşan akraba, dost ve sevenlerimize en içten teşekkurlenmizı sunarız. EŞİ ve KIZLARI Tasaraıf, artan parayı biriktirmek değil, ele geçen paradan... eve giren paradan ama az, ama çok artırabilmektir. Tasarruf alışkanlığı edinebilmenin en elverişli aracı, bir tş Bankası kumbarasıdır. Gelin İş Bankası'na... Alın kumbaranızı. Evde, bir tş Bankası kumbarası olursa, 50 liralar. 100 liralar, bir araya gelir, buluşur... ...Kumbaranın her dolu şunda, tasarrufa alışmanın yeni bir sevinci oluşur. TÜRKİYE $ BANKASI •parani7in. ıstıkbalını/ın emnıvetı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear