25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 MART 1984 * * • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/U Asgari ücrette etfasulye tartışması IŞIK KANSU ANKARA Asgari ücrete esas alınacak besin harcamaları belirlenirken, baklagillerin kalori miktarı etle aynı oranda ise, et yerine baklagillerin fiyatlarının göz önüne ahnmasına ilişkin Asgari Ücret Komisyonu işveren temsilcilerinin onerileri tartışılıyor. Aralık 1983 fiyatlarına göre, asgari ücretli işçinin I kilo fasulye almak için 5 saat 19 dakika, 1 kilo et almak için ise 17 saat 23 dakika çahşması gerektiği saptandı. Bu arada, Türkîş'in Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nasunduğu raporda, 1 Mart fiyatlarına göre asgari ücretin ayda net 21 bin 354 lira olması istendi. Komisyona bilgi veren Maliye Bakanlığı temsilcisi ise, yeni asgari ücretin memurlara ne kadar yansıyacağını belirlerken, asgari ücretin brüt 25 bin lira olması varsayımından hareket et Mahkumiyetler, Yeni soruşturmalar,Eylemleri Milliyet Gazetesi başyazan ve Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi'nin 1.2.1979 tarihinde öldürulmesinden sonra olay failleri olarak Mehmet Ali Agca ve Yavuz Çaylan yakalandılar ve lstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin 11.7.1979 gün ve 1979/7204901 sayılı müzakeresi ile tutuklandılar. Aynı nedenle, Mehmet Şener hakkında da gıyabi tutuklama kararı verildi. Yapılan yargılama sonucunda da Ağca, Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nin 28.4.1980 gun ve 1980/418207 sayılı kararı ile "öliim" cezasına çarptırıldı ve hüküm Askeri Yargıtay 1. Dairesi'nin 20.8.1980 gün ve 1980/279290 sayılı kararı ile onanarak kesinleşti. Ölüm cezasının infazı ile ilgili kanun Resmi Gazete'nin 12.3.1982 gün ve 17631 mükerrer sayılı nüshasında yayınlanarak yürürlüğe girdi. Aynı hükümle Yavuz Çaylan hakkında TCY'nın 296'ncı maddesi gereğince verilen 3 yıl hapis cezasına çarptınlan kararı bozuldu. Yeniden yapılan yargılama sonucunda (1) nolu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nin 2.7.1981 gün ve 1980/11031981/57 sayılı kararı ile TCY'nm 450/4, 65/3 maddeleri gereğince 10 yıl ağır hapse mahkum edildi. Bu ceza halen infaz edilmekte. Mehmet Ali Ağca 7.11.1979 gunü muayene için sevkedildiği Adli Tıp binasından kaçınlmak isıendi ve bu eylemden dolayı Atilla Serpil ile Nurettin Çiçek mahkum edildiler. Bayram Sarıtaş. Muzaffer İnan, Vusuf Hududi, Adnan Atmaca, Yusuf Kayabaş. Ali Çam ve Osman Alasu hakla.rında Sıkıyönetim (1) nolu Askeri Mahkemesi'nin 23.12.1980 gün ve 1980/805664 sayılı kararı ile beraate hükmedildi. Mehmet Ali Agca, 23.11.1979 tarihinde tutuklu bulunduğu KartalMaltepe cezaevinden firar ettiğinden bu eyleme karıştıklan anlaşılan Bunyamin Azer Yıltnaz. Mehmet Tanaydın. Rasim Gürbüz ve Ramazan Gürbüz, Sıkıyönetim (2) nolu Askeri MahkemesCnin 16.6.1981 gün ve 1980/1094625588 sayılı kararı ile çeşitli cezalara mahkum edildiler. Aradan geçen süre içerisinde yeni gelişmeler olabilecği ve yeni deliller ortaya çıkacağı düşüncesi ile, bir kısım gazetelerde çıkan haberler ve Ağca'ya atfen yapılan açıklamalar da ihbar kabul edilerek, 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı'nın 5.1.1983 gün ve Ad. Müş: 1982/1777 sayılı emri ile soruşturma açıldı. Soruşturma emrinde şu hususların araştırılması gerektiği bildirildi: • Mehmet Ali Ağca'nm cezaevinden kaçırılışından sonra Ankara'ya götürülmesinde kullanılan aracın Abdi İpekçi cinayetinin diğer sanığı Mehmet Şener'in kardeşi Hasan Hüseyin Şener'e ait olduğunun ortaya çıktığı, • Olay yerinde bulunan boş kovanların sayı ve niteliği itibanyle otopsi raporunun incelenmesinden olaya karışan başka bir kişinin de silah kullandığının ortaya çıktığı, • Memel Ali Ağca'nın cezaevinden kaçınlması olayının ve kendisinin kanştığı diğer olayların sanıklannın çoğunluğunun Malatyalı ve Pötürgeli oluşunun dikkate alınmadtğı, • Mehmet Ali Ağca yakalandığı esnada üzerinde bulunan sahte kimlikte adı yazılı şahsın üzerinde durulmadığı, • Cinayetten önce Abdi İpekçi'nin kaybolan ve sonradan kapağı yırtılmış şekilde bulunan özel not defteri ile maktülün öldürülmesinden kısa bir süre önce ilgilendigi olayların üzerinde durulmadığı, • Yakalanan Mehmet Ali Ağca'nın kısa bir sürede kaçacağını. soruşturmanın başlangıcında Askeri Savcıya söylediği, buna rağmen bunun üzerinde durulmadığı, • Mehmet Ali Ağca'nın kaçakçı örgütleri ve özellikle Abuzer Lğurlu ve Bekir Çelenk ile irtibatının araştırılması gerektiği, • Sanık adına yatırılan paraların kaynağının araştırılması gerektıgi, • Kaçınlma ve kaçırma leşebbüsünde müdahil olan kişilerin ve silahlann lam bir araştırmaya konu edilmediği, İddianamede "terör eylemlerinin dunya çapındaki geniş kapsamı karşısında kısa bir sürede o'ayı çözümlemenin ve herhangi bir siyasi görüşe bağlamanın mümkün görülmediği" bildirilirken, "kesinleşmiş mahkumiyet kararlarının değiştirilmesinin de mevcut deliller karşısında soz konusu olmadığı" belirtildi. Askeri savcıhkça yapılan soruşturmalar sırasında, örneğin Abuzer Lğurlu'nun Ağca'ya Bulgaristan'da iken para yardımı yapması, Yalçın Özbeyln emlak bürosunun Ağca'nın bir kısım banka hesaplannda adres olarak gösterilmesinin, iddia ve sanıklar arasındaki ilişkiyi ortaya koyabilecek deliller olarak kabul edildiği bildirilen iddianamede, ayrıca "bunlar dışında' Mehmet Ali Ağca'nın Mustafa Kemal Derinkök'ün eylemlerle ilişkisi, Gaziantep'te faaliyette bulunan İplikİş Sendikası'na ü>e olduğu, Filistin'de gerilla eğitimi gördüğü gibi anlatımlannın mücerrel ve gayriciddi bir iddia olarak kalmalan nedeniyle itibar olunmamıstır" da denildi. İddianamenin bundan sonraki bölümunde Mehmet Ali Ağca'nın kişisel eylemleri şöylece sıralandı: • Lniversile seçme sınavlarında sahte giriş belgesi düzenleverek yerine bir başka kimseyi sınava sokması ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne girmeye hak kazanması. • İstanbuPda Beyazıt ve Laleli bölgelerinde karıştığı kaçakçılık eylemleri, • Abdi İpekçi'nin öldürülmesi. • 5.11.1979 günü muayene için sevkedildiği Adli Tıp'tan kaçmaya teşebbüs etmesi. • KartalMaltepe cezaevinden 23.11.1979 tarihinde firar etmesi, • Yakalanmadan önce 22.3.1979 tarihinde İstanbulKızıltoprak Bağdat Caddesi 204 no'da kuyumcu Hamza Yıldınm'a ait dükkândan, 3.4.1979 tarihinde Koşuyolu'nda Fruko deposundan silahlı gasp, • Şubat 1980 tarihinde kendisini ihbar edip. yakalanmasına neden olduğu gerekçesiyle Ramazan Gürbüz'ün öldürülmesi eylemine kanşması, • Firar sonrası çeşitli yer ve tarihlerde sahte pasaport ve nüfus cüzdanlarının temin edilip kullanılması, • Roma'da mayıs 1981 tarihinde Papa II. Jean Paul'un üldürülmeye teşebbüs edilmesi. AGCA'NIN SUÇ DOS1ASI UGUR MUMCU GOZLEM MEYAK kesintilerinin ödenmesi aksıyor Haber Merkezi MEYAK kesintilerinin ödenmesi çeşitli gerekçelerle aksıyor. Tekel Genel Müdürlüğü, belediyenin bazı bolümleri ve Milli Eğkime baglı bazı okullarda memurlar bugüne kadar MEYAK kesintilerini alamadılar. Devlet memurlannın ve öğretmenlerin maaşlarından MEYAK'ın kurulduğu günden bu yana kesilen ödentilerin geri verilmesine pazartesi gününden itibaren başlandı. Ödemeler, saymanlıklar ve mal müdürlükleri tarafından yapılvyor. Ancak bir çok resmi dairede ödemelere henüz başlanmadı. Yetkililer, ödemelerdeki aksaklığın kuruluşların kesinti bordrolarını zamanında saymanlıklara getirmemelerinden kaynaklandığını öne sürüyorlar. 6W Tapular" yetişmiyor cuma gününe kadar vatandaşlara dağıtılacağı açıklanan tapu tahsis belgelerinin yasal geçerliliğine de dikkati çeken ilgili çevreler bunların hiçbir " a n l a m " ifade etmediğini söylüyorlar. Söz konusu belgelerin sol ait köşesinde parantez içinde yazılan "Bu tapu tahsis belgesi islah imar planı yapıldıktan sonra verilecek tapuya esas teskil eder" açıklamasına değinen ilgili çevreler, islah imar planı ile yıkılması kararlaştırılacak gecekonduların hak sahiplerinin bu durumda ellerindeki tahsis belgesi ile hiçbir hak iddia edemeyeceğini belirtiyorlar. Devlet Bakanı Sudi Türel, partisinin Şişli örgütünde düzenlediği basın toplantısında, Talatpaşa Mahallesinde dağıtılan ancak nasıl düzenlendiği öğrenilemeyen tapu belgelerini örnek göstererek, "Dağıtıma başladık," dedi. Yasa hükmune göre söz konusu belgelerin düzenlenmesi için yeminli özel bürolar tarafından Bakanlığın hazırlayacağı özel formların doldurulması gerekiyordu. Devlet Bakanı Türei, bugüne dek tapu vereceğiz diyenlerin sözlerini yerine getirememeleri nedeniyle bu kez de öyle olacağının sanıldığını belirterek şöyle konuştu: "Bu bizim şerefimizdir. Bu sefer öyle bir şey olmayacak. Tapu tahsis belgeleriyle satış yapılamayacağını söylüyorlar. Elbette yapılmayacak. 4 yılda 12 taksitte paralan ödeyecekler. Sadece tahsis edildi. Satış gerçekleşmedi. Bunu söyleyenler Türkiye'de tapu düzenini bilmemektedirler. Bu tapuyu delmek demektir." ÖZAL'IN İZMİR GEZİSİNDEN Petek'ten sesler AHMET TAN İZMİR "Merhaba canım..." "Nasılsınız..?" "Merhaba efendim." "Saygılar sunuyorum." "Balkondan düşmeyesiniz?.." "Teşekkür ederim hanımlar." "...bilsem ki öleceğim.." "Sağolun beyler." "Yine onu seveceğim.." Bu sözler Başbakan Turgut Özal'ın dudaklarından çıkıp, bin küsur vatlık hoparlörlerle İzmir'in sokaklarına, caddelerine gün boyu yankılanan sözler ve nağmeler. İzmir, dün HP ve DYP ile bugün akşama doğru SODEP liderlerinin gelmesi ile bir er meydanına dönüştü. Ancak Necdet Calp'in Konak'taki dinleyici ve seyirci sayısı biraz da yağmurun etkisi ile heyecansız ve sönüktü. Bu durum Anavatanlıları hem heyecanlandırdı, hem gayretegetirdi. Söylendiğine göre bugün çevre il ve ilçelerden minibüsler ve otobüslerle "takviye vatandaş" getirtilecek ve "gövde" büyütülecek. Liderlerin gelmesine bağlı olarak Babıali'nin bazı ünlüleri de lzmir'e ve peteğe doldular. Siyah deri pantolonu ile Tercüman refikimizin sahibinin refikası ve başyazarı Nazlı Ilıcak da bunlar arasında en ilgi çekeni oldu. Ilıcak'ın ilgisini ise Özal'ın otobüs mikrofonundan türkü söylemesi çekti. Ilıcak sordu: "Sayın Özal, bu türkü sistemini birisi mi önerdi?" Özal yanıtladı: "Hayır, içimden geliyor." Asgari (Baştarafı 1. Sayfada) ÖZAL Hayır karar çıkmaz. Peki çıkarsa müdahale eder mişiniz? ÖZAL Bize sorarlar. Orada hükümetin rolü vardır. Benim tavsiyem seçime bunları karıştırmamaktır. Ama biz asgari ücrete de sahip çıkarız. Asgari ücret sizce ne kadar olabilir? olmalıdır? ÖZAL Bakalım, onlar incelerler, biz de neticeye bakanz. Rakamını söylemem. Etkileri var. Yani işçiler fasulyeye talim etmeme konusundan emin olabilirler mi demek istiyorsunuz? ÖZAL Kim söylemiş, öyle olur diye. Halit Narin mi? Onun adamlan mı? Bazen onlar da. Merak etmeyin... bakacağız bakacağız. Anavatan Partisi Genel Başkanı daha sonra muhalefet partisi liderlerinin kendisi hakkında söyledikleri çeşitli sözlere yanıt vermek istemediğini söyledi. (Baştarafı 1. Sayfada) nacak Olan Işlemler hakkındaki 2981 sayılı yasanın 24. maddesi, yasanın uygulanma esaslarına ilişkin olarak üç ay içinde yönetmelik çıkartılmasını hükme bağlıyor. Bayındırhk ve lskân Bakanlığı'nca henüz bu yönetmelik hazırlanmadığı için yeni imar affı ile ilgili hiçbir işlem yapılamıyor. 2805 sayılı yasaya göre başlanan çalışmalar da durdurulmuş durumda. Bakanlık, 14 Mart tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren "Yeminli Özel Teknik Bürolar Yönetmeliği''nden başka herhangi bir yönetmelik çıkartmış değil. Yönetmeliğin yayınlanmasmdan sonra geçen bir hafta içinde de henüz hiçbir özel büro kurulmadı. Hükümet dün gece TRT'de bir bildiri yayınlayarak yeminli özel bürdarın kurulması için çağn yaptı. Hükümet bildirisinde yeminli özel büro belgesi almak isteyenlerin Bayındırhk ve lskân Bakanlığı ile Valiliklere başvurmaları istendi. 2981 sayılı yasa, tapu tahsis belgelerinin verilmesi için gecekondu hak sahibi vatandaştan üç belge istiyor. Bunlar "başvur u " , "tespit" ve "değerlendirme" formlan olarak belirlenmiş. Yasa hükmüne göre söz konusu formlar Bayındırbk ve İskân Bakanlığı'nca hazırlanacak, Valilik ve Belediyeler tarafından bastırılıp dağıtılacak. Ancak bugüne kadar bu belgeler de hazırlanmadı. Bu bakımdan yeni yasaya göre başvurmak isteyen vatandaşlar ilgili kuruluşlardan geri çevriliyor. Eski yasaya göre yapılan başvuruların geçerli sayılmasına karşılık, bunların yeni yasaya göre işleme konulması için yine tespit ve değerlendirme formlarının eklenmesi gerekiyor. Yasa ayrıca, başvuru, tespit ve değerlendirme formlannı düzenleme yetkisini yeminli özel bürolara vermiş durumda. Yeminli özel bürolar henüz çalışmaya başlamadığı için vatandaşların bu belgelerini düzenlemesi de söz konusu olamıyor. İlgili çevreler, uygulama yönetmeliğinin çıkması, yeminli özel bürolann faaliyete geçmesi, başvuru, tespit, değerlendirme formlarının hazırlanması ve buna göre yapılacak başvurular sonunda gecekondu hak sahiplerine tapu tahsis belgelerinin dağıtılmasının en erken ikiüç ay içinde gerçekleşebileceğini belirtiyorlar. YASAL ANLAMI NE? Geçtiğimiz günlerde Bakanlık tarafından hazırlanarak İl Tapu Müdürlükleri'ne gpnderilen ve (Baştarafı I. Sayfada) Holding ve şirket ağalığı, ağalıklarını, bankalar eliyie sağlariar. Ver eloğluna sekiz milyar, sorma hesabını; araya hatırlı dostlar ve sırtı kalın bürokratlar girsin, ağamız, şirketler, yalılar ve bankalar eliyle sağladığı milyarlarla yine gününü gün etsin... Sonra?. Sonra şirket ağalanna kredi veren özel bankalar, devlet eline geçsin, siyasal iktidarlar beyimizin borçlarını yine ertelesinler. Ne o? Serbest piyasa ekonomisi uyguluyoruz.. Ne diyelim? Maaşallah... Bugünlerde, elimizdeki binbir dosyadan birine daha göz atıyoruz. Dosya, "TES İŞ" kısa adıyia bildiğimiz, Türklş'e bağlı "Enerji, Su ve Gaz Sendikalan Federasyonu" ile ilgilidir. Biri Maliye, biri İş Müfettişi olan 2 kişinin hazırladıkları raporda günümüzde sendikacılığın nasıl yürüdüğünü gösterir ilginç belgelere yer verilmiş. Şimdi, bu örneklere bakıp, "Türklş kapansın" mı diyelim? Hayır. Bakın neler olmuş: Müfettiş raporunda, TES İŞ Başkanı Orhan Erçelik'in "kredi kartı kullanarak gazinolarda 3 milyon 200 bin 995 TL. harcadığı" belirtilmektedir Erçelik, bu paranın bir kısmının kişisel, bir kısmının da Federasyon adına yapılan harcamalar olduğunu söylemiş ve ayrıca bir kısım faturalarda da veznedarın imza sahteciliği yapabileceğini ileri sürmüştür. Gazinolarda harcanan işçi parası, 3 milyon 200 bin liradır. Raporda, Genel Başkan Erçelik'in 1 milyon 79 bin 38 lira, Genel Sekreter Faruk Barut'un 840 bin 442 lira "avans borcu" olduğu saptanmaktadır. Neyin avansıdır bunlar? Federasyonun, "Afgan mültecileri, Bakırköy Akıl Hastanesi, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay Genel Meritezi" için topladığı bağışlar, 8 milyon 777 bin 250 TL.'dir. Bu konuda rapordan bir alıntı yapalım: Yargı amacıyla toplanan paralann adı geçen kurumlara verilmediği ve söz konusu paralann (Sosyal Yardım Fonu) hesabına aktarıldığı, sendikalara yazılmasma rağmen böyle bir (fon) hesabının açılmadığı, toplanan paralann Federasyon harcamalannda sarfedüdiği anlaşılmıştır... Federasyon kasası, kuruşu kuruşuna, tam 32 milyon, 618 bin, 281 lira 44 kuruş açık vermiştir. Nereye gitmiştir bu paralar? İşçilerden toplanan bu paralar kimlerin cebindedir? Belli değildir. Yine rapordan bir alıntı yapıyoruz: Federasyonun banka hesaplarının incelenmesi sonucunda, bankalardan sahte çek düzenlemek suretiyle para çekildiğl, bazı çeklerin altına, icra kurulu üyelerine ait sahte imzalar atıldığı bilirkişi raporu ile kesinlik kazanmıştır... Dosya şu anda Ankara Savcılığı'ndadır. Umarız, Erçelik ve arkadaşları, belgelere bağlı bu ağır suçlamaların yükünden kurtularak aklanırla.... Müfettiş raporu, "sendika ağalığı" konusunda acı örnekler veriyor. Banka ışlemlerini inceleyen denetim raporlan, hangi şirket ve holding ağalığına kaç milyar verildiğini kanıtlıyor, bir başka büyük denetim biriminin aylar önce verdiği bir raporda, banker olayındaki sorumluluk ve sorumlular belirleniyor. Başbakan Özal'ın devlet arşivinden kolayca getirtebileceği bu raporda banker olayının nice "aşina yüzleri" sergileniyor. "Ağalık" deyip geçmeyin, ağalar her yerde... Savcı, tiç sanığın idamını (Baştarafı 1. Sayfada) Kar altında "Merhaba Kolesterol: Kalbinıiziıı en büyük (Baştarafı 1. Sayfada) kolesterolün büyük bölümü, karaciğer tarafından üretiliyor. °?o 20 % 30'u ise, yediğimiz besinlerle dışarıdan geliyor. Doktorlar, kolesteroldan ilk kez kalp hastalannın damarlannın iç cidarlarını muayene ettiklerinde şüphelendiler. Cidarların normal olarak yumuşak ve esnek olmaları gerekir. Ancak, kalp hastalarında damarların iç kısmının kolesterol parçalan ile şişmiş ve sertleşmiş olduğu görüldü. 1913'te Rus bilim adamı Nikolai Anitshkov, farelere bol kolesterollü gıda vererek, damarlannın cidarlarını sertleştirebileceğini kanıtladı. Bundan sonra denemeler birbirini izledi. Dünyada en yağlı yemekleri >iyen Finlilerin kanındaki kolesterol miktarı çok fazla. Finlandiya, aynı zamanda, kalp hastalıkları oranının dünyada en yüksek olduğu ülke. Finlilere oranla, birazcık daha az yağlı yemek yiyen Amerikalılar ise, kalp hastalığı oranı bakımından ikinci sırada yer alıyor. Aldıkları yağ miktarı çok az olan Japonya ise, kalp rahatsızlıkları oranının dünyada en düşük olduğu ülke. ABD'de son olarak yapılan ve 10 yıl suren büyük araştırma, dunyadaki kolesterol tartışmasına kesin yanıtlar getirmiş görülüyor. Araştırmaya gore kolesterol, kalp hastalıklarına yol açan en büyuk etken. Cincinati Üniversitesi Lipid Araştırma Merkezi Yönetmeni Dr. Charles Glueck şöyle diyor: "Araştırmadan alınacak ders açıktır. Kandaki tüm kolesterol miktan °o 1 oranında duşerse, kalp hastalığına yakalanma olasılığı °7o 2 oranında azalıyor." Columbia Üniversitesi kalp uzmanlarından Dr. Robert Levy ise, şöyle diyor: "Amerikalılann besin maddeleri ile aldıkları kolesterol miktarını ° o 10 % 15 duşürebilirT sek, Ulkede kalp sektelerinden meydana gelen ölüm olayları % 20 r o 30 oranında azâlır. NE KADAR1 NORMAL? Ancak, kanda ne miktar kolesterolün normal olduğu ve tehlike çanlarının ne zaman çaldığı konusunda doktorlar arasında tam bir uyum yok. Kimi doktorlara göre, kanındaki kolesterol miktan 200 miligramdan fazla çıkanlar, yağlı yiyecekleri kesmeli. Bu ölçüye göre, Amerikalılann yarısından fazlasının yağ perhizine başlaması gerekiyor. Ancak, diğer bazı doktorlara göre, sadece kanındaki kolesterol miktarı 240 miligramdan fazla olanlar ciddi perhize başlamah. Bu gruptaki Amerikalılar, toplam nüfusun % 20'sini oluşturuyorlar. Fakat, kalp krizlerinin °7o 4O'ı, bu grupta meydana geliyor. Vücuttaki kolesterol protein zarfları içinde paketleniyor. Bu paketlerden sadece bazıları zararlı. Bunların en tehlikelisi ise, LD1 (yoğunluğu az olan hafif Lipoprotein) adli madde. Bu madde, vücudun yağ kamyonu. şırken, Modaya ilgi duyanlann merakla beklediği Vakko defilesi Sheraton otelinde başiadı. tlk gecenin çağnlılan tstanbul sosyetesinin tanınmış kişüeriyle ünlii iş adamlarıydı. Koçlar, Sabancüar, Demirörenler, Narinler ve diğer tanınmış işadamlan gösteride ailece hazır bulundular. "Merhaba yaz " adını taşıyan defilede sergilenen mayolara bakılırsa bu yıl bikiniler ortada görülmeyecek. Onun yerine tek parça adı verilen ve "göğüsle bacak arasını" kapatıyormuş gibi görünen mayolar ortalığı dolduracak. (Foıograf: UĞUR CÜNYÜZ) tS^^Sİ^S Hududi'nin de 1 yıl ile 25 yıl arasında değişen çeşitli hapis cezalanyla cezalandınlmalan istendi. Dünkü oturumda, sanıklardan Mehmet Gürbüz'ün de sorgusu yapıldı. Duruşma, öteki sanıkların herhangi bir partiye kayıtlı olup olmadığının araştırılması ve sorgulara devam edilmesi için yarına ertelendi. Dünkü oturumda mahkeme heyeti, başkan Tank kıdemli albay Yaşar Vılmaz. duruşma yargıcı Muzaffer Kaptanoğlu, üye yargıç kıdemli üsteğmen Salih Şahin'den oluşurken, iddia makamında sıkıyönetimin yardımcı savcıları Yavuz Tunç Onat ve Cevdet Varol yer aldılar. Saat 10.30'dabaşlayandünku oturuma, bu dava nedeniyle Kartal Maltepe Askeri Cezaevi'nde tutuklu bulunan sanıklardan Mehmet Gürbüz, Mehmet Tanaydın, Osman Alasu ve Mehmet Metiner ile tutuksuz sanıklar Selçuk Atar, Zülfikar Yasan, Hasan Hüseyin Şener ve Yusuf Hududi katıldılar. Ankara'da tutuklu olan Abuzer Lğurlu ile Ydma Durak ve tutuksuz sanıklardan Doğan Yıldırım ise katılmadılar. Ölüm cezası istemiyle yargılanan Zülfikar Yasan'ı avukat Zeki Hacıibrahimoğlu, Osman Alasu'yu Avukat Cengiz Kayıtmazer, Abuzer L'ğurlu'yu avukat Doğan Azmioğlu savunurlarken, Prof. Uğur Alacakaptan ile Abdi İpekçi'nin eşi Sibel İpekçi davaya müdahil olarak katıldılar. Duruşmayı İpekçi'nin kızı NUkhet İzzet ile eşi Engin İzzet de izlediler. Tutuklu ve tutuksuz sanıkiarın kimliklerinin saptanmasından sonra Prof. Uğur Alacakaptan'ın "müdahale dilekçesi" okundu ve İpekçi ile Alacakaptan'ın müdahil olarak davaya katılmaları kabul edildi. Daha sonra saat 11,00'de savcılardan Yavuz Tunç Onal, iddianameyi okumaya başladı. İddianamenin okunmasının saat 12.00'de bitirilmesinden sonra ise saat 13.30'da sanıklann sorgularına geçildi. GÜRBÜZ'ÜN SORGUSÜ Öğleden sonraki oturumda Ağca'yı kaçtıktan sonra evinde sakladığı savıyla yargılanan ve 29 yıl arası hapsi istenen tutuklu sanık Mehmet Gürbüz mahkemeye, sorgusu yerine geçmesi istemiyle 8 sayfalık bir dilekçe verdi. Dilekçesini okuyan Gürbüz, bu davanın dört yıl sonra açıldığını belirterek şöyle dedi: "Aradan 4 yıl geçtikten sonra maksatları sizce de belli olan, memleketin bölünmesi için seferber olan bazı fitne ve fesat kokan gazetecilerin sözlerine biat edilerek, üst düzeyden gelen Hücrelere yağ ve kolesterol götürüyor. LDI oranı yükseldikçe, kalp hastahkları oranı da artıyor. Buna karşılık, HDI adli (yoğunluğu yüksek olan Lipoprotein) madde ise, kolesterolü azaltıyor. Günde bir iki kadeh^ıçkı de kolesterolü azaltan etkenler arasında. Yapılan araştırmalarda günde bir iki kadeh içki içenlerin kanında kolestrini yok eden madde olan HDL'nin, hiç içki içmeyenlere kıyasla ^o 30 daha fazla olduğu ortaya çıktı. Amerikan Kalp Derneği, erkeklerin günde en çok 300 miligram, kadınların ise 225 miligram kolesterol aimasını salık veriyor. Yani bir yumurtada bulunan kolesterol miktan. Denktaş (Baştarafı 1. Sayfada) belirtirken, "Biz, sadece masaya oturulması ile meselenin halledileceği kanaatinde değiliz. Masaya oturup evvelden anlaşılmış olan şeyleri görüşmek, konuşmak, evvelden anlaşılmış olan hedefi arzu ederek görüşüp konuşmak önemlidir diyoruz." dedi. "Kıbrıs Türkleri'nin barıştan yana olduklannı, barış istediklerini banşın şeklinin ortada olduğunu" belirten Denktaş. "Bunun yolunun, iki tarafm bir masada olurarak göriişmesi yolu olduğuna" işaret ederek, "Başka yolun bulunmadıgını, santajla, tehditle, Kıbrıs'a asker göndereceğiz, Kıbrıs'a silah vıgacagız, şöyle yapacağızböyle yapacağız gibi söylentilerie meseleyi halletmenin mümkün olmadığını" hatırlattı. "Meselenin halli için Türk tarafının duşündüklerini arkadaşlanvla ortaya koyacaklarım" açıklayan Denktaş, "Bu düşüncenin yakın bir gelecekte de Cuellar'a aktarılacağını" duyurdu. Denktaş, "Gazete haberlerinde gördüğünüz şekliyle, şunu kesip atarak, bunu kesip vererek değil, gorüşerek, anlaşarak ve barışı temin ederek yürümek yolundayız ve kararındayız." dedi. "Cumhurbaşkanı Evren'in herkesin içerisine su serpen beyanatları için teşekkür" eden Denktaş, "Karşılıksız taviz mi isteniyor?" sorusuna, "Sadece masaya oturmak, herhangi bir karşılık değildir." yanıtını verdi. Denktaş, "taviz istekleri arasında, Maraş'ın da bulunduğunu biliyorsunuz. Tekrar sormakta hiçbir mana yoktur." dedi. • Yurt kimliğinıi, pasomu, şebekemi yitirdim. Geçersizdir. MUSA ATAV üaç fi v atmı artırnıamak için (Baştarafı 1. Sayfada) imalatı büyük ölçüde yun dışından itha! edilen hammadde ve yardımcı maddelerle yapılıyor ve hammadde maliyetler içinde en önemli unsurlardan ve fıyatı belirleyen etkenlerden biri oluyor. 1983 yıhnda Türkiye'de fabrika fiyatlarıyla yaklaşık 75 milyar liralık ilaç üretildiği nibelirten ilgililer gümrük vergilerinin sıfıra indirilmesiyle imalatçı fırmalara yaklaşık 7.5 milyar liralık bir kaynak aktarılacağını uzun süreden beri ilaç fiyatlanna zam isteyen imalatçı firmalann zam oranını sınırlı tutmalarına imkân hazırlanmış olacağını belirtiyorlar. Yurt dışından ithal edilecek hazır ilaçların ise Türkiye'de uretilmeyen önemli ilaçlar olduğu ve bunlarda sağlanacak ucuzlamanın hasta açısından yarar sağlayacağı belirtiliyor. İlaç fiyatlarını serbest bırakma hazırlığında olan Özal yönetiminin öncelikle gümrükleri sıfıra indirmesinin "ilk fiyat şoku"nun hafif geçiştirilmesine yönelik bir adım olduğu ileri surülüyor. Boylece serbest bırakıldıktan sonra hızlı bir ürmanışa geçmesi beklenen ilaç fiyatlarının daha da yükselmesini önlemek için fedakârlığı, faizlerde olduğu gibi gene devlet üstlenmiş oluyor. Öte yandan İlaç ve Kimya Endüstrisi İşverenler Sendikası ile Turkiye İlaç Sanayii Derneği'nin iiacı itham edenlere karşı ilacın kalitesini savunmak için birleştikleri bildirildi. İlaç ve Kimya Endustrisi İşverenler Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Turgut, konuya ilişkin olarak THA'ya yaptığı açıklamada, Türkiye'de üretilefı ilaçların, yabancı ilaçlara göre daha az etkin olduğunun öne sürülmesinin üzücü olduğunu söyledi. Türk hekiminin büyük çoğunluğunun bu görüşleri paylaşmadığını belirten Turgut şöyle kcnuştu: "Bir ilacın kalitesi ve etkinliğini saptayan testler yurdumuzda üretilen ilaçların tamamında, hammadde alımından başlanarak üretimin her safhasında ve nihai mamulde, gerek müesseselerimiz bazında gerekse Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nca ciddi bir şekilde yapılmaktadır." Türk hekiminin büyük çoğunluğunun hastalannda yerli ilacı güvenle kullandıklarını da vurgulayan Turgut sözlerini şöyle sürdürdü: "İlaçlardan şifa bekleyen büyük kitlelerin psikolojisine olumsuz etki yapan bu ithamlara karşı, yurdumuzda üretilen ilaçların kalitesi hakkında karar vermeye yetkili tek merci olan Sağlık ve Sosyal Vardım Bakanlığı'nın görüşlerini açıklamalarını acilen bekliyoruz. Bu arada biz de yerli ilaçları itham edenlere karşı ortak bir çalışma başlalacağız." Kolej (Baştarafı 12. Sayfada) sizliği nedeniyle bir okulc giremedi divebilsin. Gecen yılki ikinci basamak sınavlara kontenjanlann dört misli ada\ı çağırmıştık. Bu yıl altı misli ada>ı çağıracağız. Ayrıca, sorulann en çok ilkokul dördüncü sınıf ile beşinci sınıfın ilk >arı ders programından seçilmesine özen gösterdik. Böylece. sınıfında çok başanlı olan, dersaneye gitmiş >a da özel ders almış öğrenciler yerine, hiç özel ders almamış ve sınııında ortalama durumda olan adaylann da ikinci basamak sınava katılmasını sağlayacağız." Anadolu liseleri ile özel Türk ve yabancı okullann birinci basamak sınavı soru kitapçıklarının basım işlemleri tamamlandı. Soru kitapçıkları en geç yarın tüm sınav merkezlerine ulaşmış olacak. emirlerin mecburiyetinde bu dava tekrar açılmıştır." Gürbüz, Ağca'nın cezaevinden kaçınlması olayı nedeniyle yargılanan ve hapis cezasına çarptınlan Bünyamin Yılmaz'ı daha önce tanımadığını, aynı suçtan yargılanıp hapis cezasına çarptınlan kardeşi Ramazan Gürbüz'ü ziyaret ederken Bünyamin Yılmaz'ı tanıdığını söyledi. Ramazan Gürbüz'ün ağabeyi olması nedeniyle olaya adının kanştığını ileri süren Mehmet Gürbüz, bir hukukçuya danıştığını, hukukcunun kendisine, davanın geç açıldığını belirterek şöyle dediğini söyledi: "Hukuki 'dava erken açılsaydı sen çoktan tahliye olurdun. Yine de Banş Derneği davasına bakan, kamuoyunun ve basının etkisi altında kalmayan bir heyete düşersen beraat edersin,' dedi. Adalet er geç tecelli edecektir." Duruşma yargıcı Muzaffer Kaptanoğlu'nun 'Ağca'yı tanıyıp tanımadığı' şeklindeki sorusuna Gürbüz, "Tanımıyonım. O da Malatyalı. Zaten bu olaydan sonra, suçlu olsun olmasın herkesi Malatyalı diye tevkif ettiler," yanıtını verdi. Kırşehir Eğitim Enstitüsü'nden 1979 yıhnda mezun olduğunu, emlak yazıhanesi ve kahvesi olduğunu bildiren Gürbüz, hiçbir partiye kayıtlı olmadığını, işinin dışında hiçbir görüşle ilgilenmediğini bildirdi. Duruşma yargıcı Kaptanoğlu bunun üzerine Gürbüz'e bir dönem tüm okullarda sağ ve sol grupların olduğunu belirterek, 'kendisinin hangi grupla okula gittiğini' sordu. Gürbüz'ün "her iki grupla d a " yanıtını vermesi üzerine Kaptanoğlu, "1yi.. Ağca da öyle söylüyor zaten" dedi. iddianamede adı geçen kişileri tanımadığını, Ağca'yı da evinde saklamadığını ileri süren Mehmet Gürbüz, Bünyamin Yılmaz'ın kendisini tehdit ettiğini, Yılmaz'ın söylediği hiçbir şeye inanılmaması gerektiğini de ileri sürdü. Kardeşinin Ağca ve Yılmaz'la ilişkisi olabileceğini, ancak kendisinin hiçbir şekilde bu olaya karışmadığını bildiren Gürbüz, emniyet ifadesinin baskı altında alındığını belirterek, bu nedenle kabul etmediğini bildirdi. Gürbüz'ün tahliye istemini reddeten mahkeme, dava sanıklannın ve dosyaları ayrılan sanıklann MHP'ye kayıtlı olupolmadıklarının emniyet mudürlüğünden sorulmasına karar verdi. Duruşma, sorgulara devam edilmek üzere yarın saat 10.00'a ertelendi. • Freze torna tesviyede çalışacak tecrübeli kalıp ustaları aranmaktadır. 354 16 61354 07 85 Saat 1215 arası.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear