22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet CENGİZ ÇANDAR PARİS 4 Ermeni terörist hakkındaki karar, Fransız kamuoyunu hâlâ meşgul etmesine rağmen, basında bu konuya verilen yer, giderek azalıyor. Hatta ortadan kalkıyor. Dunkü Fransız basınında bu konu sadece Le Monde (duruşmadan sonraki gün bu konuda gazetede hiçbir yazı yer alamamıştı) ve Le Matin gazetelerinde kısaca gözüktü. Dünkü Le Matin'de iç sayfalarda kısa bir haberde, Fransız hükümetinin, Türk Dışişleri Bakanlığı'nın yayınladığı ve Fransa'yı "Adalet Urihinde utanç verici bir sayfa"ya neden olmakla suçladığj bildiriyj reddettiği açıklandı. Fransız basını Türkiye'de karara duyulan tepkilere sütunlarında yer açmakla birlikıe, bu konuda Türkiye'ye karşı alaycı bir tavır içindeLiberation gazetesinde önceki gün "Türkiye'de tepkiler" başhğı altında çıkan yazıda Turkiye'deki tepkilere karşılık, "komünizm 'propagandası'ndan ötürii sanıklann 8 yıla mahkum edilebildiği bir iilkede ölümle sonuçlanmış bir olayda 7 yıl hapis cezasına hükmetmek, herhalde "adaletin katledildiği" anlamında yorumlanabilir" denilerek alaycı bir dil kuJlaıuhyor. Bu konuda asıl alaycı tavır Le Monde gazetesinin dünkü sayısında birinci sayfada "Au Jour Le Jour" (Günu gününe) başlıklı Bruno Frappal imzalı kısa fıkra sütununda gözüktü. "Sayfa" başlıklı kısa fıkrada karara Türkiye'nin Fransa için "utanç verici bir sayfa" nitelemesine değiniliyor. Türkiye'nin tepkisinin yersiz olduğu savunulduktan sonra, "Orada" (Türkiye'de) her gün zincirleme verilen öliim cezalan haberleri ile kanlı sayfalar doluyor. Herhalde bu kararı verenler için bunlar utanç verici değiidir" deniierek, Turkiye'deki tepkilere hem aiaycı bir tavır gösteriliyor, hem Sahıbı Cumhuri>rl Maıbaacılık \e Ga^eteıilik Turk Anonım Şirkeli adına Nadir \adi, • Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal. Vluessese Müdürü. Kmine l ^akhgil. Ya/ı l>lerı Muduru: Oka> Conensin. • ^ azı İşlen Mudur \ardımciM. Ahmet Korulsan, Haber Merke^ı Muduru: Yalçın Ba>er. Sayfa Du/eni >oneımenı: Ali Acar. TAKVtM 4 Şubat 1984 îmsak: 6.38 Güneş: 8.05 Temsilciler: ANKARA. Valçın Dogan. IZMIR Hikmel Çelinkaya. ADANA: Mehmet Mercan. • SentsŞeflerr. ktanbul Haberleri: SelahallinGüler. Dış Haberlcr: Ergun Balcı, tkonomı: Osman liagay. Kultur: Aydın Kmev, Magazin: \alçın Pek$en. Spor Danı$mam: Abdulfcadir Vucelman, Du/ellme: Refik Durbaş, Araşurma: Ş*hin Alpa>. lkindi: 16.05 Akşam: 18.30 Yatsı: 19.51 Burohr: • Ankanı: KonurSokak No. 24/4 Yenişehir, Td: 175825175866, İdare 183335, • Izrair: Halit Ziya Bulvarı No:65/3, Tel: 25470913123Ü • Adana: Alaturk Caddesı, T.H.K. Işhanı Kat 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yavan: lumhnriyel Maıbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk Ocagı Cad. 39'4I, Cağaloğlu.'lst. PK: 246İsl. Tel: 5209703 Tele\: 22246 öğle: 13.22 Fransa basını kararı savunuyor karşı çıkılıyor. Karann mantıgında terör eylemlehni cay de Daha önce de belirttiğimiz gidırmak yaîıyor. Ama Le Figaro'nun sorau bi karar konusunda Fransa'da ğu gibi, böyle birsuça 7yıllık ceza acabaye egemen duygu, bunun ne Türkleri, ne de Ermenileri tatmin etterince caydırıcı olacak mıdır? meyecek cinsten, işlenen suça göre gereğinden az, fakat Ermeni lerin uğradıklanna inamlan haksızhklar göz önünde tutulursa, ağır ve dolayısıyla Fransa'daki terör eylemlerini caydırmaya yönelik bir ceza olduğu. SİMTBh Aslına bakıhrsa karann işlenen füle uygun adil bir ceza olmadığı bir başka örnekle kolaylıkla görülebilir. Fransız adaleti, tran'm Şah dönemindeki son Başbakanı Şahpur Bahtiyar'a Paris'te başarısız bir suikast girişiminde bulunan ve bu girişim sırasında Bahtiyar'm muhafızının ölümüne neden olan Lübnanlı ve lranh saruklan müebbet hapis cezasına çarptırmtştı. Sanıklar Ermeni olunca Fransız adaletinin de ölçüleri besbelli ki değişiyor. Ermenilerin karardan hoşnut olmadığı, Ermeni Ulusal Hareketi lideri Ara Toransan'ın "fhanete uğradık. Bütiin Ermeniler, karara karşıdır" sözlerinin tüm Fransız gazetelerinde yer almasından da anlaşılıyor. Aynca, Yardım miktanııı beğenmeyeıı Yunanistan ABD'yi protesto etti \unan hükümet sözcüsü Dimitris Marudas yardım paketinin "ABD Yunanistan anlaşmasımn ruhuna ve özüne aykırı" olduğunu söyledi. 7/10 oranının bozulduğunu belirten Marudas ABD'nin yükümlülüğünü yerine getirmesini istedi. STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan hükümeti, ABD Devlet Baskanı RonaM Reagan'ın Türkiye'ye yapılan askeri yardımı arttırma önerisini protesto etti. Yunan Hükümet sözcüsü Dimitris Marudas, 1985 yılı Amerikan bütçe tasansmda önerilen yardım programının geçen yıl ABD ve Yunanistan arasında imzalanan anlaşmanın "özüne ve ruhuna" ters düştüğünü söyledi. Marudas'ın açıklamasına göre Yunan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yuannis Kapsis önceki akşam ABD Büyükelçisi Monteagle Stearns'ı makamına çağırarak Yunan hükümetinin protestosunu bildirdi. Kapsis Amerikan büyükelçisine "Amerikan hükümetinin 1985 yılında Türkiye ve Yunanistan'a yapılmasını istediği yardımın YunanAmerikan anlaşmasımn ruhuna ve özüne aykın" olduğunu bildirdi. Kapsis "ABD hükümetinin anlaşmada uyulması öngöriilen koşullara göre hareket etmesi gerektiğini" belirtti. ÜSLER ANLAŞMASI Yunan hükümeti geçtiğimiz kasım ayında bir yıl süren görüşmelerden sonra ÂBD ile Amerikan üslerinin 5 yıl daha Yunan topraklannda kalmasını öngören bir anlaşma imzalamıştı. Yunanistan söz konusu anlaşmayı imzalamak için "Türkiye U« Yunanistan'a yapılacak askeri yardımın 7/10 oranında olması" sürdü ve "Bu karar yerine Türkiye kınanmalıydı" dedi. Liberation, kararla ilgili geniş değerlendirme yıazısına, "Yan incir yan üzüm bir karar" başlığını attı. Kararda, 1915 "Ermeni soykırımı" gerçeğinin kabul edildiğini, 4 kişiye aynı ceza verilerek ola>ın siyasi karakterinin teslim edildiğini, bunlann karardaki olumlu unsurlar olduğu değerlendirmesini yaptt. Eğer 5 yıl hapis cezasi verilseydi, cezanın hafif kaçacağını, çünkü olayda birölü bulunduğunu belirtti; 10 yıl cezanın ise Ermenilerin haykırışlanna karşı sessizliğini koruyan Ankara yetkililerini rahatlatmış olacağını, böylece arada bir karar vererek, "armudu ikiye bölmeyi" tercih ettiğini, yani mahkum etmeden, mahkum etmiş olduğunu ifadeetti.Bu değerlendirmeden kalkan gazete, lcaran melez bir karar olarak niteledi. Ermeni Taşnak Partisi Merkez Komitesi, bir bildiri yayınladı ve kararın bir sürpriz yarattığmı, hoş karşılanmadığmı ve mahkemenin siyasi akışı göz önünde tutulursa, karann çok ağır bir şekilde çıktığını savundu. Taşnak'ın yanı sıra Ermeni davasını Savunma Komitesi (Taşnak denetimindedir) de bir bildiri yayınlayarak karann çok etkili Türk diplomasisinin baskısı sonucunda ortaya çıktığını öne 2 Viflf>n tif» Miİzİk Funrt'nn İlxrİ fnSİH Y*rliyabancı 50'ye yakm firmanm ürettiği televi koşulunu koymuştu. Bu koşul imzalanan anlaşmanın maddeleri arasında yer almamıştı. 7/10 oranının korunması koşulu anlasma günü karşılıklı verilen mektuplarda belirtilmiş, ancak bu koşulun bağlayıcı görünümü bulunmayışı dikkati çekmişti. Başkan Reagan çarşamba günü yaptığı konuşmada askeri yardım programı dahilinde Türkiye'ye 755 milyon dolar Yunanistan'a 500 milyon dolar yardım yapılmasını önermişti. Bu program çerçevesinde Türkiye ve Yunanistan'a yapılan yardımın oranı 6.6/10 oluyor. Hükümet sözcüsü Marudas ABD'nin bu oranı düzelterek anlaşma ile girdiği yükümlülüğü yerine getirmesini istedi. Ermenileri en çok kızdıracak türden sözcüklere sütunlannda yer veren Le Figaro gazetesi ise, vaymladığı değerlendirme yazısına, "Ermeni terörizmi: Polemik" başlığını koydu. Gazete, pkan karan beb'rsizlikle eleştiren bir dil kullandı. Ve yazıyı şu dikkat çekici bölümle tamamladı: "Soykınmı unutmaya olanak yoktur. Asilerin 'ezilen halka onurunu kazandırmak için' mücadeleleri de buradan dogmuştur. Ama bu karar ki Paris Ağır Ceza Mahkemesi'ne göre pek ılımlı değiidir bir soruyu sormayı zorunlu kılıyor: 15 temmuz 1983'te 8 kişinin ölümü ve 60'ının yaralanmasıyla sonuçlanan Orly Havaalanı olayındaki teröristlerin mahkemelerinde ne olacaktır?" Zaten Fransız kamuoyu hem Türkiye'den gelen tepkileri, hem de Ermeniler'in kırgınlığına fazla duyarlı değil. Karar, Fransız (Arkası II. Sayfada) ri, HiFi müzik setleri, müzik âletleri, plaklar, kasetler, notalar ve aksesuarlarla ilgiliyeniliklerin topluca sunulduğu "2. Video ve Müzik Fuarı" dün başladı. EtapMarmara Oteli'nin ait katlarında hazırlanan fuarda aynca ünlü sanatçılar plaklarını imzalarken, Okay Ergil ve Mozaikler müzik topluluklan tarafından mini konserler sunuluyor. Verilen bilgiye görefuar süresince sırasıyla Ruhi Su, Timur Selçuk, Erol Evgin, Coşkun Sabah, Gülden Karaböcek, Yıldınm Cürses, Selami Şahin, Neco ve Coşkun Demir plaklartnı imzalayacaklar. Açıldığı andan itibaren katabalık bir izleyici topluluğu tarafından ziyaret edilen fuarda genellikle videolar egemen. Bıınlar arasında en büyük ilgiyi, fllmleri küçük bir sinema perdesine yansıtan "Cinevision " adlı aygtt topluyor. Firma yetkililerinden alman bilgiye göre aygıtın fiyatı I milyon 650 bin lira. Genellikle okullarda ve seminerlerde kullanılmak üzere imal edilen bu videolar büyük salonlu evlerde de kullanılabiliyor. Fuar bölümlerinde çok sayıda firmanm aynı anda müzik ve video yaytnı yapması büyük bir gürültünün doğmasına yol açıyor. Zeki Müren'den Olivia NevvtonJohna kadar çeşitlenen müziklerin arasında, Orhan Gencebay'dan E.T.'ye kadarfllm gürültüleri de kanşınca sergi ziyaretçileri oteli hafifçe sersemlemiş olarak terkediyorlar. 2. Video ve Müzik Fuarı 12 subat tarihine kadar açık kalacak ve 9 gün süreyle 11.0020.00 saatleri arasında gezilebilecek. (Foıoğraf: OM.) BIR YAPRAK TUTUN CELAL BAŞLANGIÇ Dışsatımcılar: Umudumuz doların değer kazanmasında Tütüncü için bekleyiş başlamıştır artık. Önce Ege, ardından Karadeniz, Doğu ve Marmara yörelerinde piyasa açılacaktır. Bekleyişin ardından doğacak "umul" ya da "sevinç" yerini "burukluğa" bırakmamalı. Toprakla savaş, daha iyi ve güzeli bulabilme uğraşısı kırsal kesimin yıllardır yürüyen çizgisidir. Işte bu çizgidir Marmara'dan Doğu'ya, Ege'den Karadeniz'e dek fideleri yeşerten, altln yapraklarını sarartan... Şimdi burada duralım. Şubat ayının ikinci haftasından başlayarak sırasıyla açılan tütün piyasalanndaki rekolte durumlarını gözden geçirelim. Türkiye'de "lütün" denince akia Ege yöresi gelir. Ege bölgesinde üretilen yaklaşık 135 bin ton tütünün 70 bin tonunun dışsatımı gerçekleştirüir. Karadeniz'de ise 30 bin ton civarındaki rekoltenin yaklaşık 3 bin tonu yabancılar tarafından alınır. Marmara'da, tütüncülük ise yokolmaya doğru hızla gitmektedir. 1978 yılında bölgede 20 bin ton olan rekolte, 1981 yıhnda altı bin tona dek düşmüş. Tütün dışsatımımız ise yıldan >ila artan bir çizgi izliyordu. An 4 cak önümüzdeki yıl, tütünün tüm değerlerindeki düşuşe dışsatımın da katılacağı endişesi var. Dışsatımcı ne kazanır? Tütün dışsaıımının sorunlarını gündeme getirmezden önce, dışsatımcı kuruluşlarıyla, üretici kuruluşları arasında süregelen bir tartışmayı aktarmak istiyoruz. Doların, Türk Lirası karşısında hızla değer kazanması nedeniyle dışsatımcının, Türk Lirası'na göre ucuz aldığı tnalı enflasyon nedeniyle bir yıl sonra çok yüksek bir fiyatla sattığı, uretici kuruluşlannın bugüne kadar savladığı bir olgu. Üretici kuruluşları, doların değer kazanmasından aşırı kâr edenlerin bu fiyat farkının bir bölümünü prim olarak üreticiye ödemesini istiyorlar. Dışsatımcılar ise, bu fiyat farkını, mevcut gelişmeleri gözönüne alarak, daha üreticiden malı alırken odediklerini öne sürüyorlar. Ancak ortada kesin bir gerçek var ki, o da dışsatımcının "kâr umudu"nu, doların Türk Lirası karşısında değer kazanmasına bağlamış olması. TZOB Genel Başkan Vekili Reşit Kurşun, "Şimdi bir hesap Türk Parlamento heyeti ÂBD Kongresi ile görüşüyor VVASHİNGTON, (a.a.) Milli Savunma eski Bakanı Haluk Bayülken, 1985 ABD yardım miktannın arzu edilen düzeyde olmadığını bildirerek, "Bundan dolayı. üzgünüz. İslerdik ki, tam talep ettiğimiz raiktan sunabilsinler" dedi. Milli Savunma eski Bakanı Haluk Bayülken (Bağtmsız), Ferrnh Hter (Anavatan Partisi), Doğancan Akyürek (Anavatan Partisi), Vecihi Akın (Milliyetçi Demokrasi Partisi) ve Reşit Ülker (Halkçı Parti)'den kurulu Türk parlamento heyeti ABD hükümeti yetkilileri ve Kongre üyeleriyle resmi temaslarda bulunmak üzere Washington'a geldi. Türk parlamento heyetinin, temaslarına başlamadan önce Türk gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında konuşan Bayülken, Kongre üyeleriyle yardım ilişkilerini görüşeceklerini, ABD yöneticileriyle de iki ülke ve Kıbns konusunu görüşeceklerini söyledi. Kongre üyeleriyle temaslan sırasmda, Kıbrıs konusunda kendilerini aydın iatacaklarını belirten Bayülken, şöyle konuştu: "Kıbrıs konusu iki toplunı arasında bir konudur. Bu konuya yabancı unsurlar karıştırmamak lazımdır. Bu temel görüşe rağmen haten konuya başka açılardan bakıslar ortaya çıkabiliyor. Bu hususta bizde böyle bir bakış açıları varsa düzeltmek ve lüzumlu olan açıklamalan yapmak ve özellikle TürkABD ilişkilerini sarsıntıya uğralmamak lazımdır." Bayülken, bir soru üzerine, 1985 bütçesinde açıklanan rakamlann Türkiye'nin istediklerini karşılamadığını, yardımların bir milyar doların üzerine çıkanlması gerektiğini bildirdi. Türkiye ~. Barolar Birliği: Fransa'yı hukuk yargılayacaktır ANKARA,(Cumhuriyet Burosu) Türkiye Barolar Birliği, bütiin dünya hukukçularını, Fransa'daki Ermeni teröristlerin gülünç yargılanmalannı incelemeye çağırd). Açıklamada yargılamanın tarihe geçecek gülünç garipliklerle dolu olduğu, Fransa'da yargılama değil o>ian oynandığı belirtilçrek, "Bn siyasi mahkemcnin vardıgı karann utancinı Fransa jaşamı boyunca çok agır ödeyrceklir" denildi. TBB'nin yazılı açıklamasında. mahkemede tarihin yargılanması gibi tuhaf bir duruma düşüldüğü de vurgulandı. Açıkiamada "Bu çirkin yargılamanın ve sonuçlannın adalet duygusanda yıpratlıgı yıkınrıyı onaramayacak olan Fran&a'yı hukuk yargılayacaktır" denildi. \'e teröristlere hoşgörü saglayanların Türk milletinin vicdanında mahkum oldukları kaydedildi. İSTANBUL BAROSU İstanbul Barosu Başkam Selahallin Sulhi Tekinay da yayınladığı mesajda, "Suçnn agıriığına oranla Ermeni kalÜlere verilen ceza, beraat karan niteligind«dir" dedi. GAZETECİLER CEMİYETİ Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu. Ermeni katillerle ilgili haberleri karauoyuna saptırarak yansıtan Fransa'daki ban gazetelerin bu tavrını tepkiyle karşıladı. Bu konudaki mektup, İJgililere duyurulması amacıyla Fransa'nın Ankara Büyükelçiliği'ne gönderildi. vapalım" diyerek kâğıdı kalemi eline aldı ve başladı sayıları yüksek sesle yazmaya: "Türkiye'de doların kuru bugün 260 lira. Ortalama olarak dolar Türk Lirası karşısında her yıl yüzde 60 değer kazanır. Şimdi tüccar 1983 ürünü tütünü alacak. Verecegi farkla ödese odese, bir kilo tütüne 800 lira öder. Kilo başına tüccarın işleme maliyeti 150 lira civarındadır. En çok mal etsin de bin liraya mal etsin. Tüccar tütünü önümüzdeki yıl satacak. Yüzde ahmış değer kazanan dolar o zaman lahmini bir yaklaşımla 410 lirayı geçecek. A grad tülünün satış fiyatı 4 dolar 25 sent. Yani o zaman, bizden bin liraya aldığı tütünü 1750 liraya satacak. Böyle dengesiz gelir dağılımı olur fı yapıyoruz. tlginçtir, bu 350 liranın 211 lira 78 kuruşu sadece kredi faizidir. Geriye kalanı da işçi ücretleri, primler, depo, işletme, nakliye masrafları ve kanaviçe ile sicime yapılan harcamadır. Çünkü kullandığımız paranın kirası yüksek. Bizim masraflarımızın yüzde 70'i finansmana gidiyor." Bu yıl dışsatımımızı bekliyen tehliiceler nelerdir? "En büyük sorun kalite düşüklüğü. Şu anda Ege tütününde dışpazann kesinlikle talep etmediği B grad ve kapa tütünler çok fazia. İhracatımızın temetini oluşturan A grad tütün ise çok az. Tüccar bu yıl yüzde 3540 daha az ürün alacak piyasadan. Tüccardan kalan B grad ve kapa tütünler Tekel'de birikecek." Tekel bu tütünleri nasıl tasfiye edebilir? "Önemli bir sorun bu. Çünkü biz düşük kaliteli tütünleri sosyalist ülkelere satıyorduk. Ancak onlar da içinde bulundukları döviz sıkıntısı nedeniyle tütünü serbest dövizle değil mal değişimine davalı ikili anlaşmalarla alıyorlardı. Ancak, bu ikili anlaşmanın kaldınlması nedeniyle artık bizden yok denecek kadar tütün alıyorlar. Bir örnek vereyim: Sovyetler Birliği her yıl bizden 13 bin ton tütün alırdı. Şimdi ise, 6 bin ton aldı." Bizim kaybettiğimiz pazar nereye kaydı? "Bu pazan Yunanistan aldı. Geçen yıl Sovyetler Birligi'ne 15 bin ton bizim (kabakulak) dediğimiz' düşük kaliteli tütünden sattı. Ancak bazı kolaylıklar getirdi. Biz de elimizde biriken kalitesiz tütünleri satabilmek için böyle bir yola başvurabiliriz." Türkiye'de tüccann böylesi ödeme koşullanna dayanabilecek sermaye birikimi var mı? "Böyle bir şey sözkonusu değil. Türkiye'nin döviz girdisi sağlaması için bunda devletin aracı olması gerekir." mu?" Düşük kaliteli tütünü satamıvoruz "Bizim ihracatçı olarak önemli bir sorunumuz yok" diye başlıyordu anlatmaya Türkiye Tütüncüler Federasyonu ve TUtün İhracatçıları Birliği Başkam Esin özgener: "Ancak söylendigi gibi değil kilo bası maliyet. Biz bir kilo tütüne 350 lira işleme masra DISK DAVASI Fehmi Işıklar: Faşizmle mücadele Anayasa'yı savımmakla eş anlamda DİSK Genel Sekreteri savunmasında, demokratik platformun yasadışı veya gizli bir örgütlenme ile ilgisinin bulunmadığım ihtilal yapma gibi bir amaç taşımadığını belirtti. # İstanbul Haber Servisi DİSK davası yargılamasında dün 7. Genel KuruPa ait ses bantlarının delil olarak dinlenmesi sürdürüldü. Dünkü duruşmayı Avrupa Sosyalist Grubu Parlamenterleri Federal Alman Sosyal Demokrat Ludwing Fellermaier ve yardımcısı ile fngiliz Konsolos da izledi. Ses bantlarının dinlenen bölümlerine ilişkin gorüşlerini bildiren sanıklar.7. Genel Kurul'da çalışma yaptıklannı, ancak bantlardaki seslerin kendilerine ait olduklannı kesin olarak söyleyemeyeceklerini bildirdiler. Daha önceki duruşmalarda delil olarak okunan Genel Temsilciler Meclisi'ne ilişkin kararlar üzerinde açıklamalar yapan Genel Sekreter Fehmi Işıklar, sadece bu karar metinlerinin incelenmesinin dahi, iddianamedeki suçlamaları çürütmeye yetecek durumda olduğunu söyledi. Işıklar, DİSK Genel Temsilciler Meclisi gündeminin zamanında Ankara valiliği ile basına duyurulduğunu, DİSK Ajansı ile alınan kararlann kamuo>'una açıklandığını ve görevliler tarafından iziendiğini belinerek, özetle şöyle dedi: lecek mücadelenin anayasal devlel düzenine karşı verilecek mücadele olarak değerlendirilemeyeceği, tam aksine faşizme ve emperyalizme karşı verilecek ge oylanarak karar haline geti mücadelenin bağımsızlık, derilmiştir. Gen«l Temsilciler Mec mokrasi ve Anayasayı savunma lisinin bu kararları incelenecek ile eş anlama geldiği, demokraolursa; DİSK Yürütme Kurulu' tik platformun yasadışı veya giznun faşist saldırı ve cinayetler li bir örgütlenme ile ilgisinin bukarşısında aldığı tavnn onaylan lunmadığı ve ihtilal yapma gibi dığı, demokratik platformun ha bir amaç taşımadığı açıkça göyata geçirilmesinde tüm DİSK riilmüş olacaktır." üyelerinin görevlikılındığı,faşizDuruşma 8 şubat çarşamba me ve emperyalizme karşı veri gününe ertelendi. Belçika'da her yü 20 çocuk anababası tarafından dövülerek öldürülüyor da her yıl 20 çocuğun ana veya babaları tarafından dövülerek veya kötu davranılarak öldürüldüğü bildirildi. Belçika'nın Fransızca konuşan topluluğunun Sosyal İşler BRÜKSEL, (AP) Belçika' Gelir dagıhmında denge Tüccarın, piyasa zamanı kredi almakta zorlanması, ya da aldığt kredinin yetmemesi gibi bir sorun var mı? "Tüccann şu ana kadar kredi konusunda en ufak bir sıkıntısı olmadı. Bize verilen krediler de geri dönüyor. Biz iyi örgütlenmiş bir cemiyetiz. Krediyi verildiği yerde kullanıyonız. Bazı tanm ürünlerinde ve hatta sanayide verilen krediler geri dönmedi. Bizde böyle bir aksama sözkonusu olmadı." Üretici kuruluşlan 600 lirayı aşkın başfiyat istiyor. Siz dışsatımcılar olarak, nasıl bir başfiyat uygulaması istersiniz? "Bildiğiniz gibi biz kuruluş olarak bu konuda polemiğe girmeyiz. Ancak talebimiz, gerçek çi bir başfiyat uvgulamasının olması, yabancı alıcılara tütün satabilecegimiz oranda başfiyatın saptanması gerekli." Özgener, bu konuda gelir dağılımının dengeli olmasını ve üreticinin ezilmernesini de istediğini belinerek "Üreticinin yanında dışsatımcının da korunması gerekli. Doların yükselmemesi balinde ihracalı koruvacak tedbirler alınmalı" diyordu. SALDIRDI Gazetecilere gösteriMikieri sırada yüzünü gizlemeye çaiısan arkadaşı Güler brişke'nin üzerine çullanan Sevim Şimşek, "çıldırtma beni kadın, sen de bizim gibi bırsızsın aç şu yüzünü de fotoğrafını çeksinler" diye bağmyordu. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) 27 bankadan 105 milyon lira dolandıran şebeke yukalandı İstanbul Haber Servisi Sahte belgeler ve teminat mektupları düzenleyen 27 banka şubesinden yaklaşık 105 milyon lira çeken 6'sı banka görevlisi 20 kişi Asayiş Şubesi dedektiflerince ele geçirildi. Aralarında emekli banka müdürünün de bulunduğu 4'ü kadın olan şebekenin, 1980 yılından bu yana faaliyetini sürdürdüğü belirlendi. Uzun süredir birbiri ardına gelişen banka şubelerinden sahte belgelerle para çekme olaylarına el koyan Asayiş Şubesi Hırsızlık Masası dedektifleri, yaptıklan çalışmalar sonucunda şebekenin elebaşlannı belirledi. Düzenlenen bir dizi operasyonla gözaltına ahnan Savaş Okay, Ferdi Tuğ, Mustafa Aytekin, Davut Somer Arıso>, Orhan Çakır ve 20 yıla hükümlü olarak aranan Erol Yalçınkaya yapılan sorgulamalannda suçlannı itiraf ederek, 1980 ve 1984 yılları arasında İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, İzmit, Edirne ve Denizli illerindeki 27 banka şubesinden çeşirli firmalara ait belgelerin sahteleri ile yaklaşık 105 milyon lira çektiklerini söylediler. Hırsızlık Masası dedektifleri, daha sonra şebeke elemanlarından olan matbaacı Fevzi Erişke, emekli banka muduru Turhan Oral, oto komisyoncusu Önder Pekerier, muhasebeci Tarık Aktop ve para çekme işlemlerini yurüten Songül Özleşan, Güler Erişke, eşi Yaşar Erişke ile Nevmı şimşek adlı kişilerı ac cic uıçirdi. Yaklaşık bir ay suren seri operasyon ve soruşturmalar sonucu aynca, çeşitli banka şubelerinde görev yapan ve para karşılığı şebeke elemanlarına yardımcı oldukları saptanan veznedar Akif Kütük, banka memurlarından Eribe Şimşek, Sevim Şimşek, Haldun Ercan, Emin BaşileCumhurSeyhanda yakalandı. Sanıkların üzerlerinde ve evlerinde yapılan aramalar sırasında, sahte fatura, teminat mektubu. bu belgeleri tanzim etmekte kullandıklan çok sayıda sahte mühurlerle sahte huviyetler ve paralann bir bölümü bulundu. Yetkililer, olayla ilgili sorıışturmanın sürdürüldüğunü bildirdi. "Toplantıda DİSK'e bağlı • sendikalann temsilcileri demokratik platform konusunda görüşlerini açıklamışlar, yöneticilerin imzalarını taşıyan bir öner Yanytl tatili ve ödev sorunu Bakanı Philippe Monfils'in yaptığı açıklamaya göre ülkede her yıl 10 bin çocuk dövülüyor. Sosyal İşler Bakanı bu dövme olaylarının 600'ünün sürekli sakatlıkla sonuclandığını belirtti. Tüm Belçika'yı kapsayan sonuçlar, Çocuk ve Doğum Ulusal Bürosu tarafından yapılan 4 yıliık bir araştırmanın ürünü. » Araştırmaya göre dövülen çocukların üçre ikisi üç yaşmdan küçük. Dövme olaylarına eğitim düzeyi düşük anababalı ailelerde daha çok rastlandığı belirtiliyor. Bitti
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear