22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
r HURİYET/S HABFRLERİN DEVAMI Türkiye Sınırlanmn IçiDışı... (Baftara/ı 1. Sayfada) ANKARA...ANKA.. MUŞERREF HEKİMOĞLU 5 EKİM 1984 ğu'nun karmaşık ortamındaki süper çatışmalann izlerini ve uzantılarını da sezmek o kadar zor değildir... Alçakça düzenlenmiş pusunun ardındaki tuzakJarı görebilmek için, öncelikle, bir süreden beri ülkemize yönelik saldınların ortak noktasını yakalamak gerekir. Hem yurt dışındaki diplomatımızı, hem yurt içindeki askerimizi şehit eden teröristin amacı tektir: Lczan Antlaşması'nın koşullarını değiştirmek, ülkeyi parçalamak... Ne var ki, amacı bu olan terörist, kendi gücünün, Türkiye gibi büyük bir devleti bölebilecek ya da parçalayabilecek düzeyden çok geride ve zayıf olduğunu bilir... Bu nedenledir ki, teröristin ardında hangi güçlerin bulunduğunu ve hangi amaçlarla bu katilleri kullandığını saptamak gerekir. Bu işin son derece serinkanlı, önyargılardan arınmış bir biçimde yapılmasında yarar vardır. Çünkü, taşları yerinden oynamış, çelişkiler yumağı halindeki bölgede oyunun kuralları son derece acımasızdır Bunun en çarptcı örneği Lübnan'dır... Geçmiste olduğu gibi bugün de Türkiye üzerinde oyunlar oynanmaya devam etmektedir. Günümüzde dünyanın en sıcak bölgesine dönüşmüş olan Ortadoğu'da ülkemizin rahat bırakılacağı gibi bir hayale gerçekçi bir kimsenin kapılması söz konusu değildir. Türkiye'ye dönük baskılann değişik neden ve kaynaklan vardır. Ülkemizi kendi çıkartarının yörüngesine kaydırmayı isteyen büyükküçük çeşrtli devletlerin buyükküçük oyunları hiçbir zaman eksik olmamıştır. Kimi, iç istikrardan yoksun bir Türkiye görmek ister; kimi, İslam dünyası ile gelişen ilişkilerimizden rahatsızlık duyar; kimi, bölgede korumaya çalıştığımız denge pditikasından memnun değildir, dış politikamızı rayından çıkartmak için oyun kurar; kimi, Türkiye'nin genel olarak ittifak ilişkilerinden rahatsızdır, bu yuzden istikrarsızlaştırma programlannı yurdumuzda sahnelemeye çalışır; kimi, Türkiye'nin sürekli zayıf kalmasını çıkarına uygun görür; kimi de gereğinden çok güçlenmesini içine sindiremez... Bütün bu hedeflere ulaşabilmekte Ermeni teröristler de, askerimize pusu kuran ayrılıkçı güçler de öteden beri kullanılan araçlar arasında yer alırlar... Oyun içinde oyun oynanır gider kısacası... Bununla biriikte oyunları bozmanın, etkisiz kılmanm bazı temel koşulları vardır. Birinctsi, dış poiitikada gelenekselleşmeye yüztutmuş dengeleri yitırmemek, bölgede tarafların herhangi bir biçimde aleti olmaktan özenle sakınmaktır. İkincı temel koşul ise, ulusal birliğimizi demokrasi potasında pekiştirmektir. Ulusal birliğımiz ile ülke bütünlüğüne dönük tehdillerin ancak demokrasi içinde üstesinden gelineceğine hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Ağaçlar Ayakta Ölür... Ankara'da yazdan kışa dönüş, sanat olaylarıyla gerçekleşir. Tiyatrolar perdelerini açar, opera, bale başlar, sergiler, konserlerle başkent yaşamı canlanır birden. Söyieşilere başka bir renk ve boyut katar sanatçılarımız. Bu yıl Devlet Tiyatroları'nın otuzbeşinci kuruluş yıh. Perdeler değişik türde açıldı. Turgut Özakman'ın becerisini kutlamak gerekir. Deviet Tiyatrolan'nda Dün, Bugün, Yarın diye bir açıkoturum düzenlendi. Cevat MemduhAltar, Cüneyt Gökçer, Ergin Orbey ve Ozakman dünden bugüne görev yapan genel müdürler olarak Devlet Tiyatroları'nın sorunlarını tartışthlar. Soruntar alabildiğine, yaktaşımlar da değişik. Profesör Sevda Şener, dört genelmüdürarasındaustacabir uzlaşmasağladı, ama açıkoturumun tablosu çok düşündürdü beni. İnsanlar hiç değilse bir görevden uzaklaştıktan sonra olaylara neden tepeden bakmaz, gerçekçi bir yaklaşımda bulunmazlar acaba? Bencilliği, burukluğu aşamadıkları için belki de... Ben o açıkoturumda en çok Cevat Memduh Altar'ı alkışladım. Devlet Tiyatroları'nın kuruluş yıllarındakı coşkuyu hiç yitirmemiş, konuşurken o kuşağın gücünü, içtenliğini çok güzel yansıtıyor. Turgut Ûzakman, yeni bir tasandan söz etti bir aralık. O tasarı ne zaman yasalaşır bilmem, ama tiyatro konusunu ele alan politikacıların biraz geçmiş yıllara dönmesini, Devlet Tiyatroları'nın kuruluşunda çaba gösteren kişilerin düşüncesini kavramasını öneriyorum ben. Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak savaşında sanatın rolüne büyük önem vermişler. Ankara Devlet Konservatuvarı'nı kurarken en iyi yöneticileri. Batı ülkelerinin ünlü tiyatro adamlannı, müzik ustalarını getirmişler. Bir Hindemith, bir Karl Ebert gelmiş ülkemize. O yılların dar bütçesini özveriyle zorlamışlar, kimi gençleri de Batı ülkelerine yollamışlar. Bugün Devlet Tiyatrolan bu altyapı nedeniyle ayakta duruyor. Ama çağdaş düzeyini koruması için başka bir şey yapılmıyor. Ergin Orbey, tiyatrolara aşağı yukarı yirmi milyar ayrıldığını söylüyor. Her şey parayla, bütçeyle görülmüyor. Elbet çağdaş yöntem daha önemli galiba. Bugün tiyatro sanatçılarımızın Türkçesi bile kulağı tıımalıyor. Tryatro olaymı konservatuvardan başlayarak yeniden ele almak zorunluluğu var. Bence dünü iyi degerlendirmek gerekiyor. Dün konservatuvarda kimler öğretim üyesiymiş, bugün kimler? Aradaki boşluklar doimadan devlet sahnelerinin iyi oyunculara, iyi rejisörlere kavuşması mümkün mü? Tiyatrolara milyarlar veriliyor ama Türkiye'deki nüfus patlamasına, kentleşmeye karşı hiçbir plan, bir önlem düşünülmüyor. Sonucu da ortada.arabeskmüzikle çınlıyor kulaklarımız, Türkiye'nin gündeminde Zeki Müren'ler, Bülent Ersoy'lar, bilmem kimler var ancak. Devlet adamları bile onları seyretmeye daha çok vakit buluyor. Kamuoyu onların çevresinde oluşuyor, neredeyse toplumun modeli oluyorlar. Gerçek sanatçılarımız, halkımızın yaratıcı gücünü kanrtlayan çağdaş sanatçılarımız gölgede kalıyor çok zaman. Açıkoturumdan bir gün sonra Küçük Tiyatro'da Goldoni'nin "Otelci Kadın"güldürüsünü seyrederken düşündüm, Turgut Özakman ve arkadaşları güzel bir girişim yapmışlar. Goldoni'nin bu oyununa kırk üç yıl önce konservatuvarın uygulama sahnesinde oynayan sanatçılan da çağırmışlar. Muzaffer Kurdoğlu, Nermin Sarova, Cüneyt Gökçer, Meliha Ars, Seref Gürsoy, Mahir Canova ön sıraların onur konuklarıydı. Önce kırmızı güller sunuldu onlara, sonra sahneye çağrıldılar, alkışlandılar. Çok duygusal dakikalar yaşadık hep biriikte. Kuşaklar yaşlı gözlerle genç sanatçıları öptüler. Güzel bir sanat geleneği, bir kurumlaşma yaşandı... Otelci Kadın'ı o öncü kuşaktan da seyrettim ben. Ama o gece, o eski oyunu anımsayamadım. Sahnedeki ünlü oyuncuları, gençlik yıllarımda duygu ve düşünce bahçemi çiçeklendiren kişiler, diye selamladım uzaktan. Tiyatroda klasik yapıtları, çağdaş oyunları onlardan seyrettim yıllarca. Tiyatro dağarım onlarla zenginleşti, tiyatro sevgim, güzel duygularım onlarla gelişti, onlara çok şey borçluyum doğrusu... Otelci Kadın sahnesinde seyrettiğim tablo bana başka özlemler de duyurdu. Genç ve olgun kuşağı biriikte seyretmek özlemini. Tiyatroda da taze kana gereksinim var elbet, ama sanatının doruğunda bir sanatçıdan vazgeçmek de kolay değil. Ağaçlar ayakta ölür, oyuncular da sahnede, başka bir deyişle sanatçılann emekliligini aklım almıyor? Onlar sahne ışığından uzak kalamazlar. Kulisin karanlığına terk edilince daha çabuk ölürler. Alkışlardan güç alır sanatçtlar, seyircilerden soluk... O soluğu yasalarta kesmek yanlış bir yöntem. Çünkü, acı ama gerçek, kimi sanatçılann genç yaşta da eskidiğine çok tanık oluyoruz sahnelerde, özünü yenilemiyor, çağdaş düzeye varmak için hiçbir çaba göstermiyor, tersine vaktiyle bir yıldız olmanın parıltısını sömürür gibi. Ama kimi oyuncular panltılannı hiç yitirmiyorlar. Onları yaşlarından ötürü emeklıye ayırmak çok ters olay. Çünkü onların yaşı yok bence. Takvimdeki yıllarla yaşlanmıyor, yaş alıyorlar. Aslında her sahne ve meslek için geçerii bu. Bizim yokuşta Nadir Nadi'nin emekliye ayrılacağını kim düşünebilir? Tersine "Neden daha çok yazmıyor?" diye tepki ve özlem duyuluyor. Politika sahnesinde de böyie değil mi? Örneğin İnönü, o sahnede en uzun kalan kişilerden biri, ama emekli olmayı, Pembe Köşk'te torunlarıyla yaşamayı düşündü mi hiç? Oysa İnönü'nün oğlu yaşındakiler sahnede kalmak için tum çabalara, direnmelere karşın emekli oluverdiler, genç yaşta ıhtiyarladılar... Her sahnede ayakta kalmanın belli kosullan var galiba. İktidar sahnesinde bile kolay tutunamıyor insan. Flaşlar çabuk sönüyor yüzünde... y ç başiadu tskele değişimi nedeniyle Kadıköy vapurlan Eminönü iskelelerine yanaştığı için, deniz trafiği bir süre yoğunlaştı ve vapurlar sıra beklemek zorunda kaldılar. Bu arada Karaköy yakasmda çalışanlar da, sabah ve akşamüstü köprü üzerinde kafileler oluşturdular. Yeni köprünün montaj çahşmalanmn bir hafta içinde tamamlanması bekleniyor. (Fotoğraf: CUMHURtYET) d ü n 'Yılanın başı küçükken ezilir' Geçen yıl 30 ekimde meydana vermeyecektir," dedi. gelen ve 1.330 yurttaşın ölümüYALAN MAKİNELERİ ne, 11 bin ailenin de acıkta kalİCAT EDİYORLAR masına neden olan deprem nede"Değişik makineler icat edi niyle 2 bin 937 yeni konut ihale yorlar. Teknoloji ilerliyor," di edilmişti. Bu konutlardan yapıyen Cumhurbaşkanı, sözlerini mı biten 2 bin 132'sine kura ile şöyle sürdürdü: bugüne kadar 1.121 aile yerleş"Ama bu arada yalan ve ifti tirildi. ra makineleri de icat ediyorlar. Bana, Miili Güvenlik Konseyi BÜYÜK HADİSE OLMADI Beraberinde Cumhurbaşkaniiyelerine, devlet adamlarına iftira ediyorlar. Memleketin huzu lığı Konseyi üyeleri Tahsin Şarunu bozmak istiyorlar. Bu ah hinkaya ve Nejat Tümer ile gelaksızlıktır. Korkum yok. Almm zisini sürdüren Cumhurbaşkanı açık. Yıizüm pak. Bunlan bili Evren, deprem bölgesindeki inyorsunuz. Ben her duyduğumu celemelerinin ardından Kars'ın hemen söylerim. Bunlara inan Selim ilçesine gitti ve kaymakamdan ilçenin sorunlarına ilişmayın." Gezisinin dünkü bölümüne kin bilgi aldı. Selim'de halka hi(Baştarafı 1. Sayfada) Erzurum'un geçen yılki deprem taben bir konuşma yapan CumMuş'ta Şeker Fabrikası Müdü de tamamen yıkılan bazı köyle hurbaşkanı Güneydoğu bölgerü, "90 çocuk için ortaokul" is rinde incelemeler yaparak başla sindeki asayiş konusuna değinteyince, Evren kızdı ve "78 ki yan Curahurbaşkanı Evren, he di ve şöyle dedi: lometre ilerde Muş var. Oraya "Bu kadar miıhim bir hadise likopterle önce Narman'm Şegidiyorlar ya, daha ne istiyorsu kerli köyüne gitti. Şekerli köyün mi oldu da oraya gittim? Aklınuz?" dedi. de yapımı tamamlanan yeni ko nıza bu soru gelebilir. Büyük bir Evren, yöredeki yöneticilerin nutlan kura ile belirlenen hak sa hadise olmadı. Baskına ugrayan hemen her isteklerine açık, ama hiplerine teslim eden Cumhur yerler vardı. Onlara geçmiş olböyle isteklere tepki gösteriyor başkanı Evren, yurttaşlann ev sun demek istedim. Devletin ve hemen ekliyor: "Üretimi art lerinin önünü ağaçlandırarak yanlannda olduğunu göstermek tırmak için ne istiyorsunuz, onu köylerini şirin bir yer haline ge istedim. Gördiim ki, vatandaş söyleyin bana." Her denetledi tirmelerini istedi. Konuşmasın devletin yanındadır. Canilerin ği yerde kendisine muılaka bir da, 18 yıl önceki Varto depre umutlarının aksine vatandaş rapor sunuluyor ve kendisi de, minde yıkılan evlerin hâlâ yapı kendikrine yardımcı olmadı. Yı"bu Lşleri Ankara'ya döndükten lıp teslim edilemediğini hatırla lanın başı küçükken ezilir. Olay sonra izleyeceğini" belirtiyor. tan Cumhurbaşkanı, devlet ile olunca oraya hemen emniyet Daha toplu yerleşme merkez milletin el ele vermesi sonucu Er kuvveti sevk ettik. Ben de o neleri tartışılırken, yerleşmeyle il zurum'da bir yılda yeni konut denle gittim." gili yeni bir sorun doğuyor: ların yapıldığını söyledi. Cum YOLUMUZ İLJM YOLU Komşu ülkelerden güneydoğu hurbaşkanı Evren, "Bundan Bayburtlu yurttaşın telgrafınyöresine yeni bir göç var. Iran sonra eski usul, yuvarlak laşları dan Selim'de de söz eden CumIrak savaşı nedeniyle Türkiye' çamurla sıvayıp değil de, böyle ye göç edenler arasında bu iki iil evler yaparsanız, insan kaybı da, hurbaşkanı, "Göriinttz cehaJeti. Bunlann kafalan bu. Cahil, gekede yaşayan Yahudilerle Ker mal kaybı da olmaz," dedi. rici, örümcek kafalı insanlar kük Türkleri var. Göç yeni bir KONUTLAR BİTtRİLSİN bunlar," dedi. para kazanma yolu açmış. tran Konuşmasma, "Yolumuz ilim Şekerli'den Koyunören köyüve Irak 'tan parayla göç etmeyi sağlayan yeni yeni şebeketer tü ne geçen Cumhurbaşkanı, bura bilim yoludur. O yolda yiiriida yapımı devam eden konutla yeceğiz. Başka bir yolumuz yokremiş. "Seni şu kadar paraya nn bir an önce bitirilmesini iste tur. Medeni miUetler seviyesine Türkiye'ye geçiririm" gibi padi. Köy muhtannın yol ve cami o yoldan yükseleceğiz," diyerek zarltkları yürüten şebekelerin istemesi üzerine, yol yapımı için devam eden Cumhurbaşkanı Evelemanlarmdan yüz kadarı şu gerekli direktifi veren Cumhur ren, hükümet konağı onündeki anda tutuklu. Cumhurbaşkanı Evren, Türki başkanı, muhtara ibadetin her yurttaşlara, "Tamam mı vatanye'nin dört bir yanından mek yerde yapılabileceğini hatırlattı daşlanm?" diye sordu. Yurttaşve daha sonra köy imamına da lar da bu soruya toplu olarak, tup alıyor. Aklınıza hangi sorun gelirse, bunları yansıtan mektup caminin gerektiği cuma ve bay "Tamam," karşılığını verdiler. Geceyi Kars'ta geçiren Cumlar. Bunların ttimü de inceleme ram namazlan için uygun bir yer hurbaşkanı Evren, bugun Kars'den geçiyor. Bir sohbet sırasın düzenlemelerini önerdi. KUTLUTAŞ'IN KONUTLARI ın Kağızman ve Digor ilçelerinda Cumhurbaşkanı güneydoğu bölgesinden gelen mektuplarda Koyunören'den Horasan'ın de incelemelerde bulunduktan daha çok belli bir konunun dile Muratbağı köyüne gelen Cum sonra Erzurum'dan uçakla Angetiri/diğini söyledi: "Bana gehurbaşkanj, depremde yerle bir kara'ya dönecek. len mektuplarda, bizi aşiret reolan bu köyde, Kutlutaş firmaislerinden kurtann, diyorlar." sı tarafından karşılıksız yaptınlan konutları ve sosyal tesisleri Evren, daha sonra çevresine gezdi. 600 milyon lira harcanadöndü ve şunları ekledi: rak kurulan köyde 1 ilkokul, "Biz halkı aşiret reislerinden köy konağı, sağlık ocağı, çarşı, neden kurtaramıyoruz? Neden oyun sahalan, lojman gibi tesisşeyhlik, ağalıkta bir devamlıhk ler bulunuyor. Muratbağı'nda var? Niye buna son veremiyoANKARA (Cumhuriyet Biiköy hanımlarına hitaben "Çoruz? Sebebişu: Vatandaş devlet cuklannızı okula gönderiniz" di rosu) Milli Güvenlik Kurulu dairesine geliyor ve işini yaptırayen Cumhurbaşkanı, Bayburtlu Genel Sekreteri Orgeneral Halit mıyor. Ama onun bağlı olduğu bir yurttaştan aldığı telgraftan Toroslu, dün Başbakan Turgut aşiret reisi ya da şeyhi devlet daÖzal başkanlığındaki bazı basöz ederek şöyle dedi: iresine gelip aynı vatandasın işini yaptınyor. Bütün mesele va"Oranın imamı kız çocuklan kanlara son gelişmelerle ilgili biltandaşm devletteki işini yapmaknı okutuyor diye, bu imamın ar gi verdi. Başbakan Turgut Özal, millettır." kasında namaz kılınmaz demişler. Bakın ne kadar geri kafalı vekili evlerinin temelini atmak Müfettişlerin okulları denetleinsanlar var memleketimizde. üzere toplantıdan aynlırken, gamesinden öğrencilerin kıyafetleAman öyle geri kafalı olmayın. zetecilerin sorusu üzerine, toprine, dikilmesi gereken beton diSiz böyle cemaatten olmayın. lantınm olağan bir toplantı oldureklerin nerede üretiidiğinden Çocuklarınızı sakın ola ki, oku ğunu, 15 gün önceden Milli Gükadınların peçelerini çıkarmalala göndermemezlik yapmayın." venlik Kurulu'nun Bakanlar Kurına kadar çokfarkiı sorunlarla ilgilenen Cumhurbaşkanı, her Kırkdikme köyünde de, yapı rulu'na brifing vermeyi düşünkonuda yetkililere soru soruyor, mı tamamlanan konutları dep duğünü söyledi. Özal, toplantıbilgi alıyor. remzede yurttaşlara teslim ede nın güneydoğudaki son gelişmerek tapu tahsis belgelerini veren ler üzerine yapılıp yapılmadığıBunlar arasında dün depreme Cumhurbaşkanı, inşaatı bir ay n' soran bir gazeteciye, "Hayır, yönelik sorunlar ağırlık taşıdı. öncesinden bitiren müteahhite hayır normal çalısmalannı anlaSanınz bugün de yine böyle olaüyorlar. Hemen heyecanlanmateşekkür etti. cak... yın öyle. 15 gün önce karar verilmiş bir brifing bu" dedi. Milli Güvenlik Kurulu'nun, (Baştarafı 1. Sayfada) Göktürk'le catıştı. Göktürk'ü öl Bakanlar Kurulu'na brifingi sürvetleri tarafından taşocaklarında düren sanık, yaralı olarak olay düğü sırada, Karslı Mahir Seyele geçirildi. yerinden uzaklaştı. han Güneş admdaki 4 çocuklu THA'nın haberine gore öldüKurtuluş Trafik Amirliği bir aile, yeni Başbakanlık binarülen emekli komiser Enver önünde bir çocuğun "Sanşın, sı önüne gelerek kendilerine iş Göktürk, 12 Eylül öncesi Bahçe uzun boylu bir kişi, karnını tu bulması için Başbakan'la görüşlievler, Piyangotepe ve Balgat tarak bir otomobile bindi" şek mek istediler. 12 Eylül öncesi katliamlarının soruşturmasında lindeki sözleri üzerine operasyon anarşik olaylarda yaralanan Magörev almış, bu arada TDKP ör genişletildi. Söz konusu oto sü hir Seyhan Guneş, Başbakanlıkgütü üyesi olarak gözaltına alırücüsünün ifadesi ile soyguncu taki koruma polislerine 4 yıldır nan Hasan Asker Özmen'in işnun araçtan indiği yer ve oturdu iş aradığını, ancak iş bulamadıkenceyle ölümünden sorumlu ğu ev belirlendi. Gecekonduya ğmı anlatırken, eşi kucağındaki olarak yargılanarak 6 ay hapis gelen güvenlik kuvvetlerine idam üç aylık çocuğu ile Başbakan'ın cezasına çarptırılmıştı. hukümlüsü kacak Hüseyin Yeni yolunu kesmek istedi. Koruma yapan'ın kardeşi, Zehra Yeniya polisleri tarafından müracaat Olay, dün saat 12.30 sıralarınpan ağbisinin üzerindeki kanlı odasına alınarak yatıştırılmaya da meydana geldi. İki yıl önce giysileri değiştirdikten sonra ev çalışılan ailenin Başbakan'la göcezaevinden kaçtığı bildirilen ve den ayrıldığını söyledi. idam cezasına hükümlu olan rüşmesi mürnkün olmadı. KoruHüseyin Yeniyapan, soygun Güvenlik kuvvetlerinin taşo ma polisleri, olayı görüntülemek amacıyla girdiği kuyumcu dükcaklarında giriştiği operasyonda isteyen gazetecilerin fotoğraf Vânında emekli komiser Enver Hüseyin Yeniyapan ele geçirildi çekmelerine izin vermediler. (Baştarafı 1. Sayfada) lardı. 7080 kişilik kayıplar verdikleri bile olmuşlu. Şimdi de öyle serbestçe dolaşabileceklerini sanmışlardı. Hemen karşüıgım aldılar. Bu karşılık inşallah akıllarını başlanna getirir. Gelmezse daha zecri tedbirler alınz." Cumhurbaşkanı Evren, Kars konuşmasında Cumhuriyet'in en zayıf dönemlerinde bile aynlıkçı bölücü grupların Ostesinden geldiğini belirterek, "Şimdi Cumhuriyet'in böylesine giiçlii olduğu bir dönemde, devlet bu çapulcu gnıbuna hiçbir imkân Şehitler için Hın'da tören düzenlendi Cumhurbaşkanı Evren, Genelkurmay Başkam'na gönderdiği başsağlığı telgrafında, vatan topraklannın bütünlüğüne yönelik her hareketin mutlaka ezileceğini söyledi. VAN (Cumhuriyet) Askeri araçla geçtiğimiz salı gecesi Şemdinli'ye dönerken ayrılıkçı sol teröristler tarafından şehit edilen bir subay, bir astsubay ve bir er için dün Van'da tören yapıldı. Şehitlerin cenazeleri memleketlerine gönderildi. Şehit Jandarma Komando Yüzbaşısı Bilal SoybOgiç Aydm'ın Kuyucak ilçesinde, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ali Kaya Sivas'ın Divriği ilçesinde, jandarma eri lsmail Şeremet de Bolu'nun Küllük köyünde toprağa verilecek. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Van'da düzenlenen tören nedeniyle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ'a gönderdiği başsağlığı telgrafında, vatan topraklannın bütünlüğüne göz dikmek gafletine yönelik her hareketin geçmişte görüldüğü gibi devletin gücü karşısında mutlaka ezileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Evren'in başsağlığı telgrafı şöyle: "Şemdinli'de bir avuç ayrılıkçı hainin menfur saldınlan sonunda SUahlı Kuvvetkrimiz'in üç değerli mensubunun şehit düşmelerinden derin acı duydum. Bu kutsal vatan topraklannın bütünlüğüne göz dikmek gafletine yönelik her hareket geçmiş örneklerde görüldüğü gibi devletimizin kahredici gücü karşısında mu'laka ezilip yok edilecektir. Suçlulann en kısa zamanda yakalanacaklan ve hak ettikkri cezaya carptırılacaklan inancıyla, canlanndan aziz bildikleri vatan ve miilet yolunda şehit düşen snbay, astsubay ve erimize Tann'danrahmetdiler, ailelerİDe, yakınianna ve şahsınızda Türk SUahlı Kuvvetieri'ne içten taziyetlerimi sunarun." Senato yardımı kısmadı (Baştarafı 1. Sayfada) Kongre sisteminde gelenek olduğu üzere yerinde ama ayakta bir konuşma yapan Senatör Pressler, Kıbns'ın "20 bin Türk askerinin işgali altında" olduğunu ileri sürdü ve "Kongre'nin işgali sona erdirmek zamanı gelmiştir. Bunu sağlamanın yolu ise bu önergeyi kabul etmektir" dedi. 10 yıl önce gerçekleştirilen Kıbns Barış Harekâtı'mn, "aralannda Amerikan vatandaşlan da bulunan 2000 kişinin kaybolması ile" sonuçlandığını iddia eden Pressler, bu önergenin Türkiye'yi görüşmelere zorlayacağını ileri sürdü. Daha önceki deneyimlerden yola çıkarak yumuşak davranılmasının yarar sağlamadığını da iddia eden Pressler, "1978'de ambargoya kaldınnanız için Kıbns'Un çekikcekleri güvencesini vermişlerdi. Bunu yapmadılar" diye konuştu. Türkiye'nin hiçbir dönemde verdiği sözü yerine getirmediğini öne süren Pressler, "Türkiye'nin bu davranışı, ancak bir karşı hareketk yola getirilebilir" dedi. Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde "Türk parası ve Türkiye saaü kullanılmasının Kongre tarafından göz ardı edilemeyeceğini" söyleyen Pressler, Banş Harekâtı'ndan bu yana Türkiye'nin NATO'nun güney kanadındaki ittifak üyeliğini de tam anlamıyla yerine getiremediğini ileri sürdü. Pressler, "Türkiye, KKTC'yi tanımazsa, bütçesinin yüzde 40'ını vermezse Başkan Denktas diye birisi var olmaz" dedi. Pressler'in konuşmasını tamamlamasından sonra Cumhuriyetçi Parti Grup Başkanvekili Howard Baker, söz alarak, "Çok duyariı olan bu dış politika meselesine böyle af aki olarak yaklaşmak mümkün değildir" dedi. Baker'dan sonra görüşlerini açıklamak üzere ayağa kalkarak söz isteyen Cumhuriyetçi Parti üyesi Joseph Biden, Türkiye'ye yardım koşula bağlanmadığı sürece Kıbns sorununun çözülemeyeceğini iddia ederek, "Şimdi bunu yapmanın sırasıdır" diye tavır aldı. Senato'daki çoğunluk partisi olan Cumhuriyetçilerin Grup Başkanı Baker, tekrar söz alarak, değişiklik önergesinin oya sunulmasını istedi. 18 saat süren uzun Senato maratonunun en gerilimli oylaması bu oylama oldu. Senatörler, Başkanük Divanı'nın önünde toplanarak, önergenin gündeme alınıp alınmamasmın oyianmasmı beklediler. Değişiklik önergesini desteklediğini açıklayan Charles Percy'nin oylama sırasında Genel Kurul salonunda bulunmadığı görüldü. Oylamada sadece Cumhuriyetçi Parti üyeleri değil, azınlık partisi olan Demokrat Parti'nin Grup Başkanı ile Birleşim Başkanı da önergeye ret oyu verdiler. Yapılan oylama sonucunda, önerge 46'ya karşı 51 oyla reddedildi. KIBRIS KOŞULU Hibe yardımının Maraş'ın Rumlann yerleşimine açılmasını öngören değişiklik önergesi bir kez de Senato Genel Kurulu'nda reddedildi. Ancak Türkiye'ye yardımın yapılabilmesini Başkan Reagan'ın Türkiye'nin Kıbns'taki tutumu konusunda Kongre'ye güvence vermesini kabul etmiş olan ödenekler Komitesi karan, Yardım Yasası'nın içinde kalmış oldu. Buna göre Başkan Reagan, Kıbns Türk toplumunun Maraş'a yerleşmemesi için Türkiye'nin ağırlığını kullanacağı yolunda ve Türkiye'nin KKTC'nin tanmmaması yolundaki komisyon karanna uyacağı yolunda Kongre'ye güvence vermesi gerekiyor. Yardım tasansı, en geç bu hafta sonuna kadar Başkan Reagan'ın onayından geçecek. "TÜRKİYE ERMENİ KATLİAMINI TANIMALI" Öte yandan ABD Kongresi'nde dün bir basın toplantısı diizenleyen Temsilciler Meclisi uyesi Tony Coelho (DemokratKaliforniya) ile senatör Alan Cranston (DemokratKolifomiya) "Türk bükümetinin şantajlan sonucunda" ABD Dışişleri Bakanhğı'nın Ermeni soykırımı ile ilgili tavsiye kararlannı engellediğini ileri sürdüler ve Türkiye'nin "Ermeni katliamını tanımasını" istediler. Çok yönlü MGK Genel SekreterL, Ozal ve bahanlara bilgi verdi Ankaralda bir emeklî (Baştarafı 1. Sayfada) fertlerinin, dul ve yetim aylığı alanların muayene ve tedavileri hakkındaki tüzükte yapılan değişiklikler yürürlüğe girdi. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayınlanan tüzüğe göre, genel ve katma bütçeli dairelerle özel idarelere, beîediyelere ve kamu iktisadi teşebbüslerine bağlı poliklinikler, hastaneler, doğumevleri, sanatoryumlar, prevantoryumlar, rehabilitasyon merkezleri, sağlık merkezleri, dispanserler, ana ve çocuk sağlığı merkezleri, hükümet tabiplikleri, belediye tabiplikleri, sağlık ocakları ve benzer sağlık kurum ve kuruluşları, resmi sağlık kurumları sayılacak. Tüzük gereğince, yapılan muayane, tedavi, verilen reçetelere yazılan ilaç, gözlük, işitme ve konuşma cihazlan, malül araçları. vucut organları, protezler, kalp pili, yapay kalp, yupay damar, yapay kemik protezleri, iyileştirme araçları, resmi sağlık kurumlannca, tarih belirlenerek ilgililerin sağlık karnesine işlenecek. Bakanlar Kurulu'nun karanyla, yatarak tedavi edilen hastaya zorunlu hallerde eşlik edecek olan kimseye de "refakatçi ücreti" ödenecek. (Baştarafı 1. Sayfada) rak oluşturduğu Acil Müdahale Birliği'ne ilişkin olarak Türkiye'nin tutumunu anlattı. Rubin, konuşmasında Türkiye'nin Körfez'e müdahale ile doğrudan bağlantı kurulmasından rahatsızlık duyduğunu belirterek, "Türkiye sessiz ve doiaylı olarak ABD'nin Körfez'in istikran konusundaki görüşlerini desteklemektedir. Orneğin Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye'nin askeri iiretim alanında ortak yalınm ve eğitim programlan bunun bir kamlıdır" dedi. Bjneklîler Ifedi yıl sonra herkes (Baştarafı 1. Sayfada) şimdiye kadar kaç kişi geçirildi? TANRIYAR Bu proje kendi sahasında büyük bir projedir. Bu nedenle önce deneme uygulamalanna başlamlmıştır. Bu uygulama öncü ve pilot bölge olmak üzere iki aşamada yapılmaktadır. Çankaya ilcesi dahil yaklaşık 500 bin kişinin nüfus kütüklerindeki kayıtlan da bilgisayar ortamına geçirildi. Yaklaşık 4 milyon vatandasın kütük kayıtlan taranarak kodlanacak hale geldi. Bu sistemde kullanılacak bütün formlar hazırlandı ve uygulamaya konulmak üzere 1984 yıh başlarında baskıya verildi. Bu yıl sonunda, ayrıca bütün nüfus başmemurianrun "MERNİS" kursuna tabi tutulmaları kararlaştırıldı. Tüm yurtta uygulama ne zaman başlayacak? TANRIYAR Genel uygulamanın başlaması ana bilgisayar sisteminin kurulmasına bağlı. 1984 yıh sonuna kadar bu merkez kurulabildiği takdirde 1985 yıh sonlanna doğru genel uygulamaya geçilebileceğim bekliyoruz. Bütün nüfus kayıtlannın bilgüşlem ortamına geçirilebilmesi 7 yıllık bir zaman içinde mümkün olabilecektir. Kaç kişinin yurt dışma çıkması yasaklanmış bulunuyor? \ urt dışına çıkışlanna izin verilmeyenkre uygıılanan ölçü nedir? TANRIYAR Yurt dışma çıkışı yasaklananların sayısı her gün değişmektedir. Mesela bugün vergi borcu olduğu için yurt dışına çıkması yasaklanan bir kişinin, vergi borcunu ödemesi halinde yurt dışına çıkma yasağı kaldınlmaktadır. Kaldı ki mahkemesi sonuçlanmadığı için adına tahdit konan bir kişinin durumu bir sonraki duruşmada değişmektedir. Bu nedenle yurt dışına çıkması yasaklananların sayısı her gün farklı olmaktadır. Yasakİamada uygulanan ölçüye gelince, 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22. maddesi kimlcrin yurt dışma cıkamayacağını belirtmiştir. Durumları bu maddeye uyanlara pasaport verilmemektedir. 12 Eylül 1980 tarihinden bu yana kaç kişi Bakanlar Kurulu Karan ile Türk vatandaşlığından çıkanldı? TANRIYAR Hiç kimse vatandaşlıktan çıkanlmamıştır. Elimizdeki veriler, aynı dönemde izinsiz olarak bir başka devlet vatandaşlığına geçtiğinden dolayı 4081, yapılan çağnlara rağmen askerlik görevini yapmak üzere yurda dönmeyen 1177, Türkiye'nin iç ve dış güvenliği veya kanunların suç saydığı şekilde iktisadi ve maii güvenliği aleyhinde faaliyette bulunarak yurt dışına kaçan veya yurt dışında bu tür faaiiyetlerde bulunan ve yapılan çağnya rağmen yurda dönmeyen 116 kişiye Bakanlar Kurulu Karan ile Türk vatandaşlığı kaybettirilmiştir. Vatandaşlığımız kaybettirilen bu 116 kişinin mallan 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 25'inci maddesi uyarınca Hazine'ce tasfiye edilmesi için Maliye Bakanlığı'na intikal ettirilmiştir. ' Kuşvet oiavıan koau»undaki gelişmeler ne durumda? TANRIYAR Yapılan calışmalar sonunda 70 emniyet personelinin 10 milyon 568 bin 300 lira rüşvet aldıklan tespit edildi ve düzenlenen raporlar adli makamlara intikal ettirildi. Ayrıca 91 kişi hakkında da rüşvet vermekten dava açıldı. Görevden uzaklaşUnlmalar konusunda bilgi verir misiniz? TANRIYAR 1 emniyet müdürü, 2 yardımcısı, 1 emniyet şube müdürü, 1 emniyet âmiri ve 33 polis memuru mülkiys müfettişlerince görev lerinden uzaklaştırılmışlardır. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUINLARI YILMAZ ŞIPAL Kira, faiz, ücret, vergi Ülkemizde uygulanan vergi sistemi yıllar boyu tartışılagelen bir konudur. Tartışmalarda birleşilen tek sonuç ise ücretlerden yüksek oranda vergi kesildiğidir. Vergi kaçakçılığının büyük boyutlarda olduğu bilinen ve sık sık yinelenen bir başka konudur. Bugüne değin, bu kaçakçılığın önlenmesi için yapılan yasal değişiklikler ve alınan önlemler yeterince etkili olamamıştır. Bazı kişilerce, vergi kaçırmak "beceri, yetenek ve işini bilmek" olarak yorumlanmaktadır. Anayasa'run 73. maddesi; "Herkes, kamu giderlerini karşüamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür." demekte, ancak bu yükümlülük bu kişilerce yok sayılmaktadır. Ayrıca Anayasa'ya göre "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." Kişisel görüşümüz, Anayasa'nm, özünde ve içeriğinde yer alan "Vergi Ödevi"nin, uygulamada çelişkili olduğu yönündedir. Gelir Vergisi Yasası'nın "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı"nı nasıl sağladığını, kira, faiz ve ücret gelirlerinde uygulamanın nasıl yapıldığını örnekleyelim. YILLIK BRÜT GELİR GELİR İSTÎSNASI GÖTÜRÜ GİDER GENEL INDİRİM ÖZEL İNDİRİM İSTİSNA VE ÎNDİRİM TOPLAMI VERGİ GELİRİ VERGİ ORANI GELİR VERGİSİ NET GELİR KİRA FAİZ ÜCRET 1.200.0001.200.0001.200.000 360.000 210.000 16.200 16.200 54.000 586.200 70.200 613.8001.200.0001.129.800 Vo 25 % 10 °7o 2530 Terorizme ' 153.450 120.000 288.940 1.046.5501.080.000 911.060 Yukarıda aidığımız örnekler 1985'de yapılacak uygulamaya ilişkindir. Kademeli olarak uygulanan Gelir Vergisi indirimi 1985'de son bulmaktadır. "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı'' acaba ne zaman başlayacaktır?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear