Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 EYLÜL 1983* * ¥ • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/U OLAYLARIN Herkes savaştı, Israil seyretti ARDINDAKI Saştarafı 1. Sayfada) mi olabilir. Ne var ki oradaki koşullar, Türkiye'den çok değişiktir. Bium televizyonumuzun (öteki programlarmda olduğu gibi) siyasal partileri ve liderleri halka tanıtmak yolunda başarılı olabileceğini düşünmek aşırı iyimserlik sayılmahdır. * • * Altı yaşındakilerin çoğu (Bastarafı 1. Sayfada) alacaklarını saptamadıklan, bazıları da 7 yaş grubundan fazla sayıda öğrencinin başvurması nedeniyle yer kalmadığını öne sürerek henüz oyun dönemindeki öğrenci adaylanna "oyun" oynadılar. 6 yaşındaki çocuklarını okula yazdıramayan veliler genellikle "bir hafta sonra gelin" ya da "kontenjanımız doldu. Gelecek yıl başvuracaksınız" yanıtlanyla karşılaştılar. Bu tür yarutlara en çok üzulenler de heyecanlı bir gece geçirdikten sonra siyah önlüklerini giyip, beyaz yakalarını takan ve içinde bir defter bir kalem olan çantalan ile okullarının yolunu tutan minikler oldu. İlkokullarda üst sınıf öğrencileri okullanna kavuşmanın sevinci içinde arkadaşları ile kuçaklaşırken, birinci sınıf öğrencileri heyecanlı bir şekilde anne ve babalaruun elini sıkıca tutmayı yeğlediler. Aralarında fazla "heyecanlı" olanlar ise sınıflara girilince ağlamaya başladılar. Öğretmcnlerin bir süre ?>nne ve babalan da sınıflara alması ile okul yaşantısına alışmaya başlayan birinci sınıf öğrencileri ilerleyen saatlerde söyledikleri şarkılarla heyecanlarını yendiler. lstanbul'da yeni öğretim yılının başlaması nedeniyle istanbul Valisi Nevzat Ayaz. Fenerbahçe Lisesi'nde bir konuşma yaptı. Vali Ayaz, Atatiirk'e lâyık olmalarını istediği öğrencilere başanlar diledi. 200 ÖĞRENCİ AÇIKTA KALDI Aileleri Anadolu'nun çeşitli kentlerinden Istanbul'a tayin olan 200 dolayındaki Anadolu Lisesi öğrencisi açıkta kaldı. Çocuklarını İstanbul'daki üç Anadolu lisesi'ne de kaydettiremeyen veliler, "Bize verilen güvenceye dayanarak Anadolu 'dan taşındık, başlangıçta ümit verdiler ama bugün çocuklanmızı açıkta bıraktılar" dediler. Veliler, Kadıköy Anadolu Lisesi yöneticileriin "sınıf açamayız ve sınıf mevcudunu arttıramayız" diyerek öğrencileri geri çevirdiğini belirterek şöyle konuştular: "Kadıköy'de sınıf yapılabilecek 6 boş oda var. İsterlerse yeni sınıf açabilirler. Bir sınıfta en çok 40 ögrenci olması kuralı varmış ama Nişantaşı'nda 59 öğrencili sınıfta öğretim yapılıyor. Aynca gecen yıl Kadıköy Anadolu Lisesi'nde sınıflarda 47 kişi varmıs." TRAFİK FELÇ OLDU tlk ve orta dereceli okullarda yeni ders yılının başlaması nedeniyle öğrencilerle birlikte velilerin de yola çıkması sonucu lstanbul'da sabah saatlerinde traTık felç oldu. Sabah saatlerinde, içinde öğrencilerin çoğunlukta olduğu özel otomobiller ve taksiler caddeleri doldurdu. Saat 8'den 9'a dek duraklarda taksi kuyruklan bile oluştu. Birçok veli, bir gün önceden taksi ile sözleşmesine karşılık yine de taşıt bulamadı. Milli Eğitim'in kurallanna eöre her öğrencinin kendi mahallesindeki okula gitmesi gerekirken, yollarda bunca tıkanıklığa neden olan "öğrenci goçü" velilerin kendüerine göre "iyi" okul seçmelerinden kaynaklandı tlk ve orta dereceli okullarda 19831984 öğretim yılı birinci dönemi 27 ocak 1984'tetamanılanacak. Bu tarihten itibaren 15 gün ara tatili yapılacak olan ilk ve orta dereceli okullarda ikinci yanyıl dersleri 13 şubat 1984'te başlayacak. GERCEK Lübnan'da silahlar sustu, Hüktimet istifa etti Dış Haberier Servisi Lübnan'da ABD ve Suudi Arabistan'ın arabuluculuk çabaları sonucu silahlar dün sabah saat 8.00'den itibaren susarken Başbakan Şefik Vazzan ve kabinesiistifa etti. Lübnan yetkilileri ateşkes sağlanmaHndan sonra bazı top mermilerinin gelişigüzel biçimde çeşitli bölgelere düşdüğünü, bununla birlikte ateşkese uyuldugunu söylediler Lübnan Başbakanı Şefik Vazzan ve kabinesi istifa etti .Şefik Vazzan dun öğle saatlerinde Başkanlık Sarayına giderek Devlet Başkanı Emin Cemayel'i istifasını sundu. Sünni Müslüman olan Şefik Vazzan 57 yaşında. Beyrutlu. tki buçuk yıldır Başbakanhkgörevinisürdüren Vazzan. eski Basbakanlardan. BeyrutSünnilerininlideri olarak tanınan S. Arabistan yanlısı Saeb Sciam'a yakınlığı ile tanınıyor. Vazzan "Ulusal uzlaşma hiikiimetinin" kurulmasına olanak tanımak amacıyla istifa ettiği bildiriliyor. Hükümetin istifası ile ulusal uzlaşma görüşmelerinin yakında başlaması bekleniyor. Vazzan, İsrail'in beyrut kuşatması sırasında, 1982 haziranında da istifa etmiş, istifasını sonra geri almıştı. ABD ve Fransa'nın belli ölçülerde katıldığı üç haftalık iç savaşı durduran ateşkesle birlikte taraflar arasındaki anlaşmanın ana hatları Lübnan hükümeti tarafmdan açıklandı. Buna göre: 1 Tarafsız gözlemdlerin gözeliminde Lübnan'ın lümünde ateşkes saglanacak. 21975 yılından beri süregelen çarpışmalar nedeniyle savaşlara sahne olan bölgelerdeki evlerini terkederek kaçanlann geri dönmesini kolaylaştıncı önlemler alınacak. 3 Ateşkesin koşullannı beliriemekie görevli, Lübnan ordusu, Muhafazakâr Hıristiyan partilerinin birleşmesinden oluşan Lübnan Cephesi, Diırzi lider Velid Cunblat'ın yönetimindeki llerici Sosyalist Parti ve Şii Emel Örgutü'nu temsil eden bir komite kurulacak. 4 Cumhurbaşkanı Emin Cemayel en kısa zamanda ulusal diyalogu başlatmak üzere tarafla UGUR MUMCU GÖZLEM ra çagrıda bulunacak ve bunun ardından taraflar toplanacak. Toplantıya katılacak kişiler, Lübnan Cephesi'nden Pierre Cemayel ve Camiile Chamoun, Ulusal Selamet Cephesi'nden Süleyman Franciye, Velid Cunblat ve Raşit Karami, Emel'den örgüt lideri Nebih Berri. Toplantıda eski başbakanlardan Sünni lider Saeb Selam. eski Meclis Başkanı Şii Adil Osseiran ve ıhmlı Maruni Hıristiyan politikacı R. Edde de yer alacak. Avrupa Konseyi Danışma Meclisi Kıbrıs'm temsili konusundaki kararı erteledi NEW YORK (a.a.) Türkiye Dışişleri Bakanı tlter Türkmen, önceki akşam New York'ta Başkan Reagan'ın verdiği resepsiyona katıldı. Başkan Reagan, New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılan heyet başkanlan onuruna bir resepsiyon veriyordu. Dışişleri Bakanı tlter Türkmen ayrıca, New York'ta bulunan KTFD Başkanı Rauf Denktaş, onuruna bir akşam yemeği verdi. Türkmen'in Denktaş onuruna verdiği yemekte, Türkiye'nin B.M. nezdindeki daimi temsilcisi Büyükelçi Coşkun Kırca ile Türk Heyeti'nin öteki mensupları hazır bulundular. Bu arada Türkmen dün sabah Islam Konferansı Genel Sekreteri Habib Satti ile bir göriişme yaptı. Görüşmede Ortadoğu sorunu ve özellikle Lübnan'daki durum ile İranIrak savaşı konu' 'nnda görüş alışverişinde bulujldu. Türkmen Reagan'ın verdiği resepsiyona katıldı Bir polis (Bastarafı 1. Sayfada) memuru kapıyı açmadı. Olay daha sonra Emniyet Müdürlüğüne bildirildi. Başta Ankara Emniyet Müdürü Ünal Erkan olmak üzere polis ekipleri hemen olay yerine geldiler. Önce Trafik Şube Müdürü Abdullah Bolcfi, memuruna seslenerek teslim ol cağnsında bulundu, polis memurunun bu çağrıya verdiği yanıt ise yine "karımı ve üç çocugumu öldürdüm çekip gidin buradan" oldu. Teslim ol çağnlanndan bir sonuç alınamayınca Yenimahalle Savcı Yardımcısı istemi üzerine güvenlik görevlileri içeriye önce gözyaşartıcı bomba attılar. Daha sonra kapıyı kırarak içeri girdiler. Polislerin içeri girdiğini gören Hüsnü Tulumcu elindeki silahıyla bu kez göğsüne bir el ateş etti. 32 yaşındaki polis memuru Numune hastanesine kaldırılırken yolda öldü. Hüsnü Tulumcu'nun eşi Döndü Tulumcu'nun 29, çocuklan Hayri'nin 7, Murat'ın 4, ve Bilal'in de 2 yaşında olduklan beIirlendi. 7 yaşındaki Hayri dün okula başlayacaktı. Yenimahalle Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili soruşturmaya başlarken, Hüsnü Tulumcu'nun kansı ve üç çocuğunu geçirdiği bunalım sonucu öldürdüğü sanılıyor. Lübnan'da sağlanan ateşkesin kalıcı bir banşa dönüştürülmesi için çok yönlü diplomatik çabalar sürdürülüyor. Bu çerçevede Lübnan Ticaret ve Ekonomi Bakanı tbrahim Malavi, Cumhurbaşkanı Cemayel'in özel bir mesajını Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'e iletmek üzere Kahire'ye gitti. Önümüzdeki günlerde Washington'u ziyaret edeceği bildirilen Mübarek'e gönderilen mesajın Lübnan'daki son gelişmelere ilişkin olduğu belirtildi. Ateşkes anlaşmasının sağlanmasından sonra Dürzi lider Velid Cunblat, ateşkesin Lübnan'ın içine düştüğü karmaşadan kurtarılması için bir ilk adım olduğuna işaret etti ve güç dengesini yansıtacak bir Lübnan hükümeti ile yönetilecek "Arap, demokratik ve özgiir bir Lübnan" kurulana dek mücadelelerini "siyasi ve toplumsal araçlarla" sürdüreceklerini söyledi. Velid Cunblat, eski Başbakanlardan Trablusşamlı Sünni lider Raşit Karami'nin Başbakanlığa getirilmesini savundu. Dürzi lider, lsrailLübnan Anlaşması'nın feshedilmesini de isteyerek şöyle dedi: "Ulusal Selamet Cephesi, Lübnan iizerinde tsrail hegemonyasına yol açacagı ve kardeş Suriye'ye zararlı olduğu için Lübnan ile tsrail arasındaki anlaşmanın feshedilmesini istemektedir." Bu arada AF.T, Lübnan'a 450 bin dolarlık acil yardım yapılmasını kararlaştırdı. Israil uçakları bu gelişmeler olurken, dün sabah uzun süredir ilk kez Lübnan Uzerinde uçtular. Dış müdahaleli iç savaş 3 hafta sürdü Dış Haberier Servisi Lübnan'da çatışan taraflar arasındaki ateşkes dün sabah, çarpışmaların başlamasından 22 gün sonra sağlanabildi. ABD ve Fransa'nın da deniz ve hava bombardımanlarıyla rol aldığı çarpışmalar 3 eylülde başlamıştı. 1982 yazında Beyrut banliyölerine dek tüm Güney Lübnan'ı işgal eden Israil, yaklaşık 6 aydır, kuvvetlerini Beyrut'un 40 kilometre güneyinde, LübnanIsrail sınırının yaklaşık 40 kilometre kuzeyindeki Sayda kenti dolaylarındaki Evveli Irmağı'na dek çekeceğini açıklamıştı. tsrail, bu karannı ay başında yürürlüğe koydu. israil'in kuvvetlerini geri çektiği bölge Beyrut ile güneye uzanan kıyı yolunu, BeyrutŞam karayolunu ve bizzat başkemBeyrut'u denetleyen dağlık Şuf mıntikasını da kapsıyordu. Bu bölgede Lübnan nüfusunun yüzde 10'unu oluşturan Dürziler topluca yaşıyorlardı. Israil işgali sırasında Hıristiyan Falanjist milisler de bölgeye yerleşmişti. Israil kuvvetleri çekilince, Dürziler Şuf'a Falanjistlerin kontrolünde gördükleri Lübnan ordusunun yerleştirilmesini reddettiler. Emin Cemayel ise Lübnan ordusunun Şuf'a girmesinde ısrar etti. Dürzi lider Velid Ctınblar, Cemayel'in tavnna karşı çıktığı gibi rejimin geçerliliğini de sorguladı. 3 eylülde patlak veren çarpışmalar Dürzi milislerle Falanjistleri ve Lübnan ordusunu karşı karşıya getirdi. Dürzi milisler, k;>a sürede Şufun en önemli kasabalarından Aley ve Bhamdun'u ele geçirdiler. Bölgeden Falanjistleri temizlediler. Ve, Falanjistlerle birlikte köylerini ve kasabalannı terkederek kaçan 40 bin Hıristiyanı Deir ElKamar kasabasında kuşattılar. Lübnan ordusu, Beyrut'a inen yolda son savunma mevzii olarak beşkentin 15 kilometre güneydoğusundaki Suk ElGarb'ı elinde tuttu. Suk ElGarb da kuşatıldı. Suk ElGarb'ın Dürzilerin eline düşmesi Beyrut havaalanının dibindeki Amerikan deniz piyadeleri karargâhını da kuşatma altına sokacaktı. Bu arada, deniz piyadeleri karargâhının da topçu isabeti alması ve çatışmaların ilk günlerinde 4 deniz piyadesinin ölmesi üzerine Amerikan savaş gemileri denizden Dürzi mevzilerini bombalamaya başladılar. ABD, Dürzilerin Emin Cemayel'in tek dayanağı olan Lübnan ordusunu çökertici girişimlerini durduramayınca Başkan Reagan. Beyrut'taki deniz piyadeleri komutanına gereğinde Hava Kuvvetleri'ni çağırmak ve Lübnan'da hava saldınları düzenlemek yetkisini verdi. İc savasın uluslararasılaşmasına lngiltere ve Fransa da katkıda bulundu. lngiltere, Buccaneer uçaklarından oluşan bir filoyu Kıbrıs'taki Akrotiri Üssü'ne gönderdi. Buccaneerler Beyrut üzerinde uçmaya başladılar. Çarpışmalardan Çok Uluslu Kuvvet'te görev yapan Fransız birliği de zarar gördü. Fransız karargâhının da top ateşi sonucunda isabet alması ve 10'dan fazla Fransız askerinin ölmesi üzerine Beyrut açıklarında bekleyen Foch uçak gemisinden havalanan Super Etendard uçakları Dürzi milislerle Suriye mevzilerine hava saldırısı yaptılar. ABD ve Fransa'ya karşılık Suriye ile FKÖ'nün Suriye denetimindeki birlikleri Dürziler safında yer aldılar. Sovyetler Birliği de diplomatik planda Suriye ve Dürzilere destek oldu. tsrail çatışmalara katılmamaya özen gösıerdi. Ancak, birkaç kez Filistinli gerillaların çatışmalara kanşmaması için Dürzilere uyarı mahiyetinde Evveli Irmağı'nın kuzeyine zırhlı devriye konvoyları gönderildi. Ateşkes çalışmalan, çarpışmalar boyunca Suudi Arabistan'ın özel temsilcisi Prens Bender Bin Sultan ile ABD'li Mc Farlane tarafmdan zaman zaman çıkmaza girerek Beyrut ve Şam arasında bir mekik diplomasisiyle yürütüldü. Arada bir Lefkoşe, Larnaka ve Atina da taraflar arasındaki temaslara sahne oldu. Banş girişimleri ve iç savaşm yanyana yarışırcasına birlikte geçirdikleri üç hafta sonucunda, dün, Lübnan'da silahlar "şimdilik" sustu. Memur (Bastarafı 1. Sayfada) aylıklan belirliyor. Memurlaştırılacak işçinin gelirinin artmasının belirsiz bir süre için önlenmesi anlamına gelen fıkra aynen şöyle: "Yapılan intibak neticesinde flgililerin alacagı aylık, ek gösterge, iş güçlügü, iş riski, temininde guçlük zamları ile mali sorumluluk tazminatı ve diger mali ve sosyal haklann net tutarları toplamı, 31 aralık 1983 tarihindeki hizmet akdi veya toplu sözleşmelerle almakta olduklan iicretlerin net tutarlanndan az olması halinde, aradaki fark kademe ilerlemesi, derece yükselmesi, katsayı artışı ve sair ödemelerdeki artış ve ilavelerie giderilinceye kadar hîçbir vergi ve kesintiye (âbî olmaksızın tazminat olarak ödenir." İlgili çevrelere göre, pu hüküm, memurlaştırılan işçinin gelirinin intibak ettirildiği aynı derece ya da kademedeki bir memurun alacağı maaş ile eşitleninceye kadar dondumlması anlamına geliyor. llgililer, bu konuyla ilgili olarak yasada herhangi bir süre belirtilmesinin sorunlar yaratacağını belirtiyorlar. Türkİş'in, Türk Tarih Kurumu matbaasındaki işçilerin memurlaştırılmasına karşı çıkan önerisinin kabul edilmediği yasa ile yalnızca bu işçilerin memurlaştırılma sürecinin 30 haziran 1984'e uzatıldığı bildirildi. Matbaada basılan seçim belgelerinin basımmın tehlikeye girmesi nedeniyle yasa Oır günde değıştirilerek seçim belgelerinin basımı kurtarıldı. STRASBOLRG (Cumhuriyet) Avrupa Konseyi Danışma Meclisi Kıbrıs'ın temsili konusunda bir karar almayı erteledi. BBC'nin haberine göre ayrıca KTFD'nin Konsey'de temsil edilmesi gerektiğine ilişkin başvurusu reddedildi. Red kararına gerekçe olarak daha önce Rum tarafının Kıbrıs adına temsil yetkisinde olduğunun kabul edildiği gösterildi. Türk tarafının Kıbrıs Dışişlerine başvurması gerektiği hatırlatıldı, ancak Rumlara yetki belgesinin Komisyon incelemesinden sonra verileceği açıklandı. Avrupa Konseyi Parlamento üyelerinden bir heyet İstanbuTa geldi ÎSTANBUL, (a.a.) Türkiye'yi tanıtmak amacıyla Onileverİş tarafmdan davet edi1 Avrupa Konseyi Parlamenw9U üyelerinden oluşan bir heyet, dün tstanbul'a geldi. Avrupa Konseyi'nde Türkiye ile ilgili görüşmelere katılmadan önce Türk siyasal ve kültürel yaşamını yakından tanımaları amacıyla davet edilen heyet, Istanbul ve Ankara'da temas ve incelemelerde bulunacak. Emekli (Bastarafı I. Sayfada) Hatice Çiğdem Tuna: Hizmet yılına göre emekli olma uygulamasının kaldırılması, devlet hizmetine erken yaşta girenler için aleyhte olacaktır. Devlete hizmet vermek esas ise, hizmeti en uzun süre veren memur da başka bir kısıtlamaya uğramadan emekli olmalıdır. Bu, özellikle kadın memurlar açısından önemlidir. Çünkü hem kadınlar daha erken ve kolay yıpranmaktadırlar, hem de genç emekli olmuş bir kadın çocuklannın yetişmesine daha iyi katkıda bulunabilir. Genç emekli olmak özellikle çocukların yetişmesine dolayısıyla da toplumun gelişmesine katkıda bulunmak açısından önemlidir. Metin Tekinsoy: Ek göstergelerin emekli ikramiyelerinin hesabında dikkate alınması önemli bir teşvik ve destek unsuru olacaktır. Bugünkü sistemde Emekli Sandığf nın hesaplayıp verdiği çok düşük bir para olmaktadır. Aynca, memur aylığı ile emekli aylığı arasındaki farkın kapatılması da çok yerinde bir uygulamadır. Ali Osman Yıldız: Erkeğin 50'sine, kadının 45'ine gelmeden emekli olamaması hizmet süresine yeni sınırlar konulması, emekli maaşlannın, ikramiyelerin yükseltilmesi, Türkiye'de memurlann dertlerini çözemeyecektir. Memurun sorunu konuttur. Bunlarla uğraşmak yerine memura oturacak bir yer sağlanmalıdır. Devlet memurlanna hem hizmet hem de emeklilik döneminde yapılacak en büyük iyilik budur. Memura ö m rünün sonuna doğru verilen ikramiyeyi devlet baştan konut yapımına harcayıp, memurunu bir konut sahibi yapmalıdır. Gerisi boştur. Ayse Dogan: Bugün memurlara verilmiş maaş bir anlamda işsizlik sigortasıdır. Devlet daireleri gizli işsiz memurlarla doludur. Günde dolu dolu biriki saat bile çalışmayan memurlarla daireler dolup taşıyor. Bunu devlet de biliyor. Onun için verdiği düşük aylıklar yüzünden fazla bir iş istemiyor. İnşallah yeni düzenleme olumlu etki yapar ve devlet kurumlan da rnemurların durumu da biraz düzelir. (Bastarafı 1. Sayfada) Kimse siyasal düşüncesinden ötürü kınanamaz ve suçlanamaz ama herkes "kınanmayacağı ve suçlanmayacağı" Anayasa ile ilan edilen gorüşlerinden ötürü beş yıldan onbeş yıla kadar hapis yatabilir. Ama kınanamaz Onbeş yıl hapis yatar ama kınanamaz ve suçlanamaz... "Canım olur mu böyle şey "demeyiniz. Olur. Oluyorda... Anayasa "Kimse düşünce ve kanaatleh sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz" diyor, Ceza Yasası da bu düşünce ve kanaatleh nedeniyle insanın nasıl suçlanıp, cezaevine sokulacağını öngörüyor. Basın Yasası Danışma Meclisi'nde görüşülüyor.. Anayasa yine "Basın hürdür, sansür edilemez" diyor ama"kazın ayağı" hiç öyle değil. Madde böyle başlıyor, sonra süreli ve süresiz yayınların dağıtılmadan nasıl toplanacağı öngörülüyor. "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" diye bir özdeyişimiz vardır. Anayasamızın özgürlüklerle ilgili sistemi bu özdeyişi anımsatmaktadır. Madde "basının hür" olduğunu ilân ediyor, daha sonra da "hür olan" bu basının nasıl kısıtlanacağını öngörüyor. Soyut olarak özgürlük veriyor, somut olarak özgürlüğün nasıl kısıtlanacağını ve geri alınacağını düzenliyor. Alın bir çelişki daha. Bakın, madde 29 ne diyor: Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerinin serbestçe yayınlanmasını engelleyici veya zortaştırıcı siyasi, ekonomik, mali ve teknik şartlar koyamaz... Yani? "Van/"si şu: Bu maddeye bakarsanız, anayasamız, "Haber, düşünce ve kanaatlerin" serbestçe yayınlanmasından yanadır. Bu serbest yayın engellenemez ve zorlaştıntamaz... Ama?. "Ama"s\ da şu: Anayasa ve görüşülmekte olan Basın Yasası, basılmış yapıtların, yayından önce toplatılmasına ve ayrıca belli suçların işlenmesi koşuluna bağlı olarak basımevi ve eklentilerinin de zoralımına olanak vermektadir. Ama basın hürdür, hiç bir yasa, haberierin serbestçe yayılmasına engel olamaz. Engel olmak ne kelime? Zorlaştıramaz. Bu hükümlerin, yarın hangi iktidarlar tarafmdan, kimlere nasıl uygulanacağı belli değildir. Hele uygulamada, bu hükümlerin nasıl işleyeceğini bugünden kestirmek hiç kolay değildir. Yaşayacağız ve göreceğiz. Derler ki: Bu önlemler, gizli örgütlerin elindeki fraksiyon basını içindir. Siz hiç endişe etmeyin... Bilebildiğimiz kadanyla yasalar, "genel, nesnel ve kişh lik" dışı hukuksal düzenlemelerdir. Yasa bir kez kabul edilırse, artık bundan sonra, "Bunlar fraksiyon basını içindir" diye sözlerin hiç bir anlamı oimaz. Yasa, yasadır: Herkese uygulanır. Bakın şimdi de sizlere uygulamadaki bir güçlükten söz edelim: Anayasa ve yeni Basın Yasası Tasarısı "dağıtımı önleme" hükümleri getirmektedir. Bu hükümlere göre,"Dev/etin iç ve dış güvenliğini ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden ve suç işlemeye veya isyana teşvik eder nitelikte olan ve devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türiü haber ve yazı gazetenin basımı sırasında öğrenilecek ve dağıtım hemen önlenecektir." Peki, gazete dağıtılmadan, gazetede bu tür yazılar bulunduğu nasıl öğrenilecektir? Demek ki, devletin, gazetelerin içinde "ajanı" bulunacaktır! Diyorsunuz ki, "Basın hürdür, sansür edilemez... "Diyorsunuzki, "Haberlerserbestçeyaytnlamr..."Diyorsunuz ki.. "Kimse düşünce ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz, svçIanamaz.." Bütün bunlan Anayasa ile ilân ettikten sonra, gece basılan gazetenin nasıl dağıtımından önce toplanacağını öngören kurallar getiriyorsunuz. Bu yasa yetmez. Bu konuda bir başka yasa daha gereklidir. Bu yasada suç sayılan yazıların basıldtğını iigili yerlere haber verecek olanların hak ve yetkileri ile yükümlülüklerini belirlemelidir. "ihbar tazminatı" vs... gibi... Basın artık holdinglerin elindedir. Basın özgürlüğünü önce ekonomik koşullar ve holdingleşme sınırlamaktadır. Holdinglerin dışında biriki gazete kalmıştır. Basında, toplumun ayrıcalıklı kesimlerini eleştırmek gittikçe güçleşmektedir. Yarın, bir siyasal iktidar, bu Basın Yasası'na dayanarak, bu çevreleri eleştiren holding dışı basını da susturabılecektir. Ama üzülmeyin efendim, ne çıkar? Düşünce ve kanaatlerinizden dolayı, hiçbir biçimde kınanamaz ve suçlanamazsınız. Arasıra hapis yatarsınız, o kadar!.. Araplar için özendirme (Boştarafı 1. Sayfada) lantıyı düzenleyen odalar Birliği yetkililerine, daha sonra da toplantıya katılmak için ülkemize gelen Arap işadamlanna yönelttik. Odalar Birliği Başkanı Mehmet Yazar, "Bu toplantı da dışa açılma cabamızın bir parçası, yeni bir halkasıdır", diye söze başladı. Arap ülkeleriyle ticaretin daha da geliştirilmesi ve Arap işadamlannın Türkiye'de çeşitli alanlarda Türk işadamlanyla ortak yatırıma özendirilmesini de toplantının amaçlan arasında sıralayan Mehmet Yazar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu toplantının önemli bir amacı da, 1969 yılında kurulan, ancak son 5 yıldır etkili hiçbir faaliyeti bulunmayan TürkArap Müşterek Ticaret Odası'nı canlandırmaktır. Biz bu toplantının sonunda, TürkArap Müşterek Ticaret Odası toplantılannın 2 yılda bir yapılmasını karara baglamaya çalışacagız. Bu toplantıların duzenlenmesi görevini iistlenmeye de talibiz". Mehmet Yazar, "Bu toplantıda Arap işadamlan, Türkiye'de yatınm yapma karan alabilirler mi?" şeklindeki sorumuzu ise, şöyle yamtladı: "Toplantıya katılanlar, çeşitli Arap ülkelerinin meslek odaları yöneticileri. Onlar bizden aldıklan bilgileri kendi ülkelerindeki işadamlanna götürecekler. Meselâ Suudi Arabistan Odalar Birliği Başkanı tsmail Ebudavud, Yabancı Sermaye Dairesi Başkanı Vekili Namık Kemal Kılıç'ın konuşma metninden ülkesindeki işadamlanna götürmek üzere çok sayıda istedi. Bu çok sevindiricidir. Bu toplantı karşılıklı bilgi aktarmayı amaçlıyor. Ama yatınm olur mu diyorsunuz. Belki yannki ikili toplantılarda biriki anlaşma da sağlanabilir." Aynı soruyu daha sonra Kuveyi'ten gelen delegasyonun Başkanı Yusuf El Fulaij'e yönelttik. Fulaij, "Türkiye'ye çeşitli yatınm ve ticaret olanaklan konusunda bilgi toplamaya geldiklerini, kendilerinin bu bilgileri Kuveyt'teki işadamlanna aktarmakla görevli olduklanm" söyledi. Anlaşılan oydu ki toplantıda Arap Meslek Odalan yöneticilerine, Türkiye'deki yatınm olanaklan anlatılacak ve bu ülkelerle ticaretin daha da geliştirilmesinin yolları bir kez daha aranacaktı. Nitekim başta Ticaret Bakanı KemalCantürk ve Yabancı Sermaye Dairesi Başkan Vekili Namık Kemal Kılıç olmak üzere Türk konuşmacılann hemen tümü, Türkiye'nin ekonomik göstergeleri, artan ticaret rakamlan konusunda Arap delegelere aynntılı bilgiler verdiler ve onlan Türkiye'nin yatınm yapılabilir bir Ulke olduğu konusunda ikna etmeye çalıştılar. Ama, Batılı heyetlerin katıldığı toplantılann aksine bu toplantıda "Türkiye'de siyasal istikrann da sağlandığı ve bu istikrann sürekliligi" konusunda tek kelime bile söylenmeye gerek görülmedi. Kastelli'nin bilirkişi incelemesi 6 aydır gelmedi Son dil (Bastarafı 12. Sayfada) soru sorabileceğini ve bunlan yanıtlayacağını bildirdi. Türk Dil Kurumu'nda bu Bayram'da ayrılanlar vardı. Sevinç Koçak, Sevgi Özer, Leyla Giray, Ayla Bayas, Giineş Müftüoglu, Osman Demir, Ahmet Bayas, Halit Serap, Ali Püsküllüoğlu, Ömer Eryiğit ve Ergiin Rendan kurumdan ayrıhyorlardı. Plaketlerini salonda bulunan ünlü isimlerden alan bu kişiler, artık yeni yaşama yöneliyorlardı. Töreni izleyen Danışma Meclisi Başkanı Sadi Irmak, bugünkü duygulannın ne olduğunu sorunca şöyle yanıt verdi. "tlk kuruldugu yıldan beri TDK'nın iiyesiyim ve belki de en yaşlı üyesiyim. Bugün bahtiyarİık duyuyorum. Dilimizin nereden nereye geldiğine bakınca bu bahtiyarlığı duymamak mümkün degü. Ben Atatürk'ün huzurundaki bütiin tartışmalara kaülmış mutlu bir insanım. Dil devrimi bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da sürüp gidecektir. Babama yazdığım mektuplarda ona hep veli nimetim demiş ve bir kere olsun babacıgım demenin hasretini duymuşumdur. Çocuklanm bana babacığım derken onları kıskandıgımı itiraf edeyim". Kurumun 1940'dan bu yana kesintisiz üyeliğini sürdürmüş ve etkin görevlerde bulunmuş Ömer Asım Aksoy ise, heyecanını yaşına ve konunun önemine veriyordu. Tören bittiği zaman tiyelerin birbirine seslenişi ilginçti: "Son dil bayramın kutlu olsun" İstanbul Haber Servisi "Dolandıncılık ve emniyeti suiistimal" iddiaları ile bir süre tutuklu kaldıktan sonra "Bilirkişi incelemesi uzun sürer" gerekcesiyle tahliye edilen Banker Abidin Cevher Özden'in yargılanmasına bugün İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edilecek. Mahkeme Kastelli'nin tutuklu olarak yargılandığı 11 Mart 1983 tarihli oturumda, "İstanbul'dan seçilecek bilirkişüerin davaya gölge diişürecegi" gerekçesi ile dosyanın Ankara nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermişti. 11 mart tarihinde alınan ara karan gereğince Nisan aymda "Acele ve önemli" kaydı ile Ankara'ya gönderilen dava dosyası aradan altı ay geçmesine karşın henüz gelmedi. MEHMET YAZAR YÖNETTİ "Müşterek toplantı" Türkiye Odalar Birliği Başkanı Mehmel Yazar tarafmdan yönetildi. Fotoğrafta (soldan sağa), DPT Yabancı Sermaye Baskanvekili Dr. N. Kemal Kılıç, Mehmet Yazar, Suudi Arabistan Ticaret Odası Başkanı İsmail Ebudavud ve Türk Arap Müşterek Ticaret Odası Baskanvekili Bedreddin Şallah göriilüyor. (Fotograf: ENDER ERKEK) Biz Araplara, Araplar bize (Bastarafı 1. Sayfada) düşünmenin mümkün olmadığına değinerek, "îlişkileri alt yapı hizmetleri, turizm, bankacılık ve diger hizmet alanlan olarak de almak daha gerçekçi bir tutum olacaktır," şeklinde konuştu. İstanbul Hilton'da dün sabah Kur'anı Kerim'den bir bölümün okunmasıyla başlayan, TürkArap Müşterek Ticaret Odası 6. dönem toplantısında açış konuşması, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kunılu Başkanı Mehmet Yazar tarafmdan yapıldı. "Içinde bulunduğumuz bölge, maalesef bazı ciddi ihtilaflann arenası haline gelmiştir," diyen Yazar anlaşmazlıklann çözümü için, TürkArap Müşterek Ticaret Odası'nın da hizmetleri olabileceğini belirtti. Mehmet Yazar konuşmasında, Türkiye'deki gelişmiş sanayiye, güçlü üretim potansiyeline, hizmet sektöründeki gelişmeye, insan gücü potansiyeline ve doğal kaynaklara dikkat çekerek, Arap ülkelerinin de zengin petrol kaynaklanna, uluslararası ticaret tecrübesine ve geniş mali imkânlara sahip olduğunu vurguladı. Yazar, birbirini tamamlayan bu imkânlarm akılcı kullanımı ile bölgede güçlü bir kalkınma sağlanabileceği iizerinde durdu. Toplantıda bir konuşma yapan Ticaret Bakanı Kemal Cantürk de, Türkiye'nin Arap ülkeleriyle olan karşılıklı ticari ve ekonomik ilişkileri geliştirme konusuna verdiği önemin olumlu sonuçlarının açık biçimde alındığını vurgulayarak, ithalat ve ihracatta kaydedilen gelişmelere dikkat çekti. Cantürk, "thraç kalemlerimiz arasında her tiirlü malın yer alması, ticaretimizin çok daha yüksek bir değere ulasacagı konusunda bizi haklı bir iimide sevketmektedir." dedi. Kemal Cantürk, ekonomik iliskilerin sadece mal alışverişi şeklinde dar çerçevede değerlendirilmemesi gerektiğini, ilişkilerin alt yapı hizmetleri, turizm bankacılık ve diğer hizmet alanlan olarak ele alınması gerektiğini söyleyerek, Türk ve Arap sermayelerinin müşterek teşebbüsler halinde faaliyete geçmelerinin ekonomik bakımdan çok yararlı gelişmeler saglayacağı üzerinde de durdu. Toplantıda Türk konuşmacılar genellikle Arap ülkeleri ile Türkiye'nin ekonomilerinin birbirlerini tamamlayıcı özelliklerine ve Türk teknolojisi ile Arap sermayesinin işbirliğinin yararlanna değinirken, misafir konuşmacılardan bazıları da ticarette dengenin sağlanmasının önemi uzerinde durdu. Haşaraıa karşı kesin çozüm bir yıl garanti Yeşilkaya llaçlama Servisi Tel: 164 09 76 Sendikalara üye kaydıyla ilgili vönetmeliğin îptali istendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sendika ve konfederasyonlarca düzenlenecek üye kayıt fîşleri ve defterlerinin şekli ve içereceği bilgiler hakkındaki yönetmeliğin iptali için bazı işçi sendikalannca Daruştay'da iptal davası açıldığj öğrenildi. Açılan bir davanın dilekçesinde yönetmeliğin, işverene ve idareye, işçinin sendikaya girme hakkını engelleme olanağı tanıdığı ifade edildi. Sandık üyeleri SSK intibaklarında üç yıl için bir derece alacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bankalar, reasürans şirketleri, Ticaret Odalan ve Borsaları ile bunlann birliklerindeki hizmetliler SSK'ya tabi olacak. Bu sandıklarda geçen her hizmet yılı için bir kademe, üç yıl için bir derece kabul edilerek intibaklar yapılacak. 506 sayılı Sosyai Sigortalar Yasası *na ek üç madde eklenmesi ve bu yasanın bir geçici maddesinin kaidırılmasına ilişkin yasa tasansı Danışma Meclisi Başkanlığı'na sunuldu.