24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 EYLÜL 1983 HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/ll Evren: Şimdi basına büyük sorumluluk rlüşüyor ANKARA, (ANKA) Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkam Beyhan Cenkçi ve Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan bir heyeti dttn Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla tlişkiler Müşavirliği'nden verilen bilgiye göre, Başkan Cenkçi ve Yönetim Kurulu üyeleri, Cumhurbaşkanı Kenan Evren1 e Türk basınına ve mensuplarına daima gösterdiği sıcak ilgiden dolayı şükranlannı sundular. Cumhurbaşkanı Evren de kabul sırasında yaptığı konuşmada demokratik parlamenter sisteme geçiş sürecinde ve daha sonraki dönemde basına büyük görev ve sorumluluklar düştüğtnü hatırlatarak şöyle devam etti: "Degerli basınımız, bu alanda kamuoyunu haberdar etme ve aydınlatma görevini her çeşit siyasal şartlanmadan. duygusallıktan, önyargıdan ve ekonomik enflasyon oranının yanısıra, ülkenin genel ekonomik dunımanu da gözönünde bulunduracmğız." Bilindiği gibi, Çalışma Bakanı Turhan Esener, ek zam konusunun Yüksek Hakem Kurulu1 nun görev alamna girdiğini söylemişti. Toplu iş sözleşmelerinde belirlenen işçi ücretlerine enflasyondaki artış oranınında bir ek zam yapılması konusunda Türkİş'in bazı girişimleri olmuş, bazı işveren çevreleri de bu yöndeki bir artışa karşı olmadıklarını belirtmişlerdi. Tozkoparan'da evlerinden çıkarılanlar 6dam' arıyor "Vali Bey bize devlet sözü vermişti 33 ailenin kadınlan, çocuklan, konu komşu yanında, eşyalar boş dükkânlarda, kömüriüklerde, erkekler limon sandıklarraın üstünde, eşyaiann başında, nöbette. tstanbol Haber Servisi "Vali burda olsaydı bizi çıkarmazdı. Bize söz verdi. Devlet sozö veriyorum hiç birinizi evlerinizden attırmayacağım dedi. Onun yokluğundan faydalanıp koydular bizi kapıya." Önceki gün Tozkoparan Belediye Konutlan'ndan mahkeme kararı ile çıkanlanlardan Nigar Ulucan, bir yandan göz pmarlanna biriken yaşlan silerken, bir yandan da bunları söylüyordu. "Dar Gelirli Aileler Yapı Kooperatifi"nin tmar ve tskân Bakanlığı aracılığı ile yaptırdığı Tozkoparan'daki bloklarda çatlaklar görülmesi üzerine 17 ocaku geçici olarak belediye konutlanna yerlestirilen 100 aileden kiracı durumunda oian ve biriktirdikleri paralarla oturduklan daireleri devralan 33 aile geceyi sokakta ve komşu evlerinde geçirdiler. Ailelerden bir kısmı eşyalarını mahalledeki boş dükkânlara. kömürlüklere yerleştirirken, erkekler eşyalara bir şey olmasın diye limon sandıklannın üstünde geceleyerek nöbet tuttular. Tozkoparan Eser Sokak önceki günden beri bir heyecan bir telaş içinde. Mahalleli, kadınlan çocuklan evlerine almış, erkekler çaresizliğin çaresini aramaya koyulmuş. Nigar Ulucan, eşyalannı koyduğu kahve deposunun önünde bekliyor. Depoda bulunan iki ailenin eşyalannı almalan durumunda kendininkilere brr şey olmasın diye. "Kocam" diyor, "diin geceyi Eminönii'nde bir tanıdıgın dükkânında geçirdi. Çocuklardan birini halamın evine yolladım. Diğer ikisi de babaannesinin yanında. Ben de komşularda kaldım." Ve ekliyor: "Kocam llker'deçubuk ambalajında çalışıyordu. Ev aramak yüzünden işinden odu. Ben evi teyzemin oğlundan devraldım, iki sene önce. Bileziklerimi bozdurdum. el kapılarında hizmetçilik yaptım, bniktirdim parayı. Şimdi tutmuş yasal değil diyoriar. Yasal kardeşim yasal, istersen evrakları göstereyim." Konuştukça sinirleniyor, sinirlendikçe sağa sola çatıyor ve dayanamıyor. "Fakir misin, değil mi ki aghyorsun. işte böyle yersin tekmeyi", diyor. Turgut Demif de eşyalannı kahve deposuna koymuş ve geceyi deponun kapısında geçirmiş. Seyyar satıcıhk yaparak geçimini sağlayan Demir'e eşini çocuklannı soruyoruz. "Durua", diyor, "bekleyin çagırayun." Bir süre kaybolup geliyor ağlamakh, "Kanm fenalaşmış hastaneye kaldırmışlar sabahleyin komşu lar. Allahrazı olsun." Daha fazla konuşamıyor ve yanımızdan ayrılıyor. Belediye konutlanndan çıkanlan 33 ailenin dışındaki asıl konut sahiplerine ise 3 ay daha müddet vermişler 1 no'lu dairenin 2. katında oturuyormuş Sevgi Giiney ev boşaltılınca bir alt katta oturan görümcesinin evine yerleşmiş. Yerleşmek için de epey uğraşmış. Güney şöyle anlatıyor: "Bu bloklara girmemiz kesinlikle yasak. Komşulann evinde bile gecelememize izin vermediler. Karakolda eniştem akraba oiduğumuzu ispatladı da gece burada kalabildik. " Ve şöyle sürdürüyor: "Bir de bizden iyi evlat yetiştirmemizi istiyorlar. Nerede? Sokakta mı? Ev kiralamava kalktık. depozito olarak 100 bin lira istediler. Borç bulalım dedik, bulamadık. Şurada okullann açılmasına ne kaldı ki? Ev bulamazsam kızımı okula yollayamam." Sevgi Güney'in sesi titriyor konuşurken, "Bu işi halletmek için başvurmadığımız yer kalmadı. Cevap bile vermediler. Kocam işçi, mumkünü yok bir ev bulup taşınmamıza" diyor... UĞUR MUMCU (Baştarafl 1. Sayfada) run daha! "8u işlerin hiç hesabı kitabı yok mu?" diye sormaz mısınız? Sorarsınız etoet.. Eldeki ilkokullu sayısı bilindiğine göre "altı yaştakileri bu yıl ilkokula başlatacağız" yolundaki karann da bir araştırmaya dayanması gerekmez miydi? Böyle bir araştırrna var mıdır, yok mudur?. Devletin Planlama Teşkilatı ve İstatistik Enstitüsü ne işe yarıyor? Tabii ki bu gibi işlere. "Altı yaştaki çocuklar ilkokula başlayacak" denilirken, hiç böyte bir araştırma yapılmamış mıdır?.. Yapılmışsa, ilkokul müdüıieri altı yaşındaki çocuklan niçin okullara kaydetmiyorlar?.. Böyle bir araştırma yapılmamışsa, "altı yaştaki çocuklar okula başlasın" emri neye dayanıyor? Efendim, yer bulursak bir kısmını alalım, öbür kısmını da ilerdeki yıllarda düşünürüz.. Bu da olmaz! Hayatta bir yıhn önemi vardır. "Boş yerlere şimdilik bunlann bir kısmını alalım" dersek, okula kaydı yapılamayan altı yaşdaki öteki çocuklara haksızlık edilmiş olur. Boş yerlere kaydı yapılanlar, yapılmayanlardan bir yıl önce hayata başlayacaklar, böylece "alt yaştaki çocuWar arasında bir adaJetsizlik ' doğacaktır. Peki nasıl iş bu?. İşte böyle bir iş bu.. Önce, yaratacağı sorunlar hesaplanmadan karar alınmış, iş uygulamaya gelince. her "HesapsızKitapsız iş" g\b\ sorunlarla karşılaşılmış.. Gazeteci olarak bu konuyu öğrenmek ve okurlara yansrtmak için Milli Eğitim Bakanlığına başvursanız da bir sonuç alamazsınız: Sayın Bakan yoklar efendim... Sayın Müsteşar Sayın Bakanın yanındalar efendim.. Sayın Genel Müdür toplantıdalar efendim.. ! !?? Ne olacak bu altı yaş sorunu? Beş yaşını bitirmiş, altı yaştan gün almış çocuklar, bu yıl ilkokula başlayacaklar mı, başlayamayacaklar mı?. Başlayamayacaklarsa, böyle bir karar nasıl alındı? Böyle bir karar alındıysa, karar niçin uygulanmıyor? "Boş olan yerlere şimdilik kayıt yapalım" gibi bir yola gidiliyorsa, bu uygulama nasıl bir karara dayanıyor? Bunları anlamaya olanak yok; anlamaya olanak olmadığı için yarın nasıl bir çözüm düşünüldüğünü kestirmek de kolay değil.. Şimdi, herhangi bir ilkokulun kapısına gidin, göreceksıniz. Ellerinde altı yaşından gün almış çocuklan ile veliler, okul kapılarında şaşkınşaşkın dolaşmaktadırlar: Acaba kayıt yapacaklar mı? Yapmayacaklar mı? Bu aşamada, Milli Eğitim Bakanlığına bir iş düşüyor: Bu konuda alınan kesin kararı, bir genelge ile ilkokul müdürlüklerine duyurmak, duyurulmuş ise konuyu TRT aracılığı ile kamuoyunun bılgisine sunmak.. Ve böylece anababalann çilesine son vermek.. Kaydırak oynayan altı yaşındaki çocuklar şimdi anababaları ile birlikte ilkokulların önünde "kayıtçılık" oynuyorlar... Fakat pek eğlendirici oyun değil bu... GOZL YİNE GÖRÜŞECEKLER Türktş Genel Başkam Şevket Yılmaz, Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Koşk'te yaptığı gönışmeden sonra, "Ek zam için Başbakan Büleod Ulusu ile görüşeceğim, daha sonra da sayın Cumhurbaşkanımıza bilgi vereceğim" dedi. Türkİş Başkam Evrerfle (Baştarafl 1. Sayfada) sözleşme farkı, arazi tazminatı, 19 yevmiyelik ikramiyeleri ile yakacak yardımlannı alamamışlardı. DSÎ işçilerinin alacaklan yakIaşık 1 milyar, 400 milyon lirayı buluyor. Zonguldak Kömür lşletmeleri'nde çalışan 50 bin ve Sümerbank'ta çalışan bir o kadar işçinin de alacaklan ödenmeye başlandı. MKE işyerlerinde çalışan 20 bin kadar işçinin 200 milyon lirayı bulan alacaklan da verilen talimat üzerine bayramdan önce ödenecek. GENEL KURUL DELEGELERİ Şevket Yılmaz, Evren ile görüştükten sonra lçişleri Bakanı Selahattin Çetiner'i ziyaret etti. Yılmaz, ziyaretin nedeninin, tçişleri Bakanlığı'nın valiliklere gönderdiği ve genel kurul delegelerinin 15 gün önceden belirlenmesini isteyen genelge ile ilgili olduğunu ifadeetti. Yılmaz, bu genelgenin Sendikalar Yasası'nda yapılan değişikliğin tersine uygulamalar yaratabileceğini vurguladı. Lübnan^da barış çabaları (Baştarafı I. Sayfada) çekilmesi ve orada bir polis gücü görevlendirilmesi yolundaki talebinin kabul edilemeyeceğini, Liihnan ordusunu Lübnan'da kullanamamasının Lübnan hükü metinin yetkileri ile bağdaşamayacağım söyleyerek banşçı girişimlerin şansını zayıflatmış oldu. Bunun yanısıra Israil Başbakan Yardımcısı David Levy, lsrail'in Lübnan'da Hıristiyanların katlıama uğramasına izin vermeyeceğini bildirdi. David Levy, İsrail'in gelişmeleri dikkatle izleü'.ğini bildirerek, Dürziler tarafından kuşatılan Deir ElKamar kasabasını kurtarmak için Israil'in askeri müdahalede bulunup bulunmayacağı sorusuna "buna hükümet karar verecektir" karşılığını verdi. Beyrut'taki çarpışmalar ise Dürziler ve Lübnan ordusu arasındaki karşıhkh topçu ateşiyle sürüyor. Dürzi topçusu Beyrut havaalanının bulunduğu Halde mevkiindeki Lübnan ordu mevzilerini topçu yağmuruna tuttu. Lübnan'daki çatışmanın en önemli taraflarından birini oluşturan Durzi lideri Velid Cunblat Şam'da Filistin Demokratik Cephesi Lideri Nayif Havatme ile görüştü. Havatme, Filistin gerillalannın bir Amerikan müdahalesi halinde Dürzilere destek olacağını vaadetti. George Habbaş'ın Halk Cephesi ise Filistin gerillalarıyla Suriye ve Dürzi kuvvetlerinin ABD'ye karşı omuz omuza savaşacaklannı duyuran bir bildiri yayınladı. lran Başbakanı Mir Hüseyin Musavi ise Lübnan'daki durumla ilgili bir demeç verdi ve "Vietnam'dan kolu ve bacaklan kınk çıkan ABD eğer Lübnan bataklıgına girerse kollannı ve bacaklarını kınk olarak bile kurtaramayacaktır" dedi. Suriye Hükümeti Lübnan'a ikinci bir çıkarma konusunda, ABD'yi uyardı. Suriye hükümeti, Lübnan'a yapılan Amerikan askeri çıkartmalanyla, hem bölgede, hem de dünyada barış ve güvenliğin tehdit edildiğini ileri sürdü. Bu konuda görüşlerini açıklayan bir sözcü, Suriye silahli kuvvetlerine yönehilebilecek herhangi bir saldırımn karşılık göreceğini ve Suriye güvenlik kuvvetlerinin yasal haklarını kullanarak her türlü saldırıyı "püskürtmege çalışacaklanm" duyurdu. °artiler en ^iŞtarafı 1. Sayfada) dek adayın Marmara Oteli'nde 5 gün süren Kurucular Kurulu topANKARA (Cumhuriyet Bülantısında belirlenmiş olduğunu rosu) Kurban Bayramı az busöyledi. Musa Öğün, vetolardan lutlu ve yer yer sağanak yağışlı sonra boşalacak yerlerin doldugeçecek. rulması sırasında, son seçimin Meteoroloji yetkililerinden alıyapılması ve nihai kararın verilnan bilgilere göre, bayramın bimesi konusunda Genel Başkan rinci ve ikinci günü Trakya, MarTurgut Sunalp'in tam yetkili olmara parçalı bulutlu, diğer bölduğunu belirtti. Anavatan Partisi'nde veto ön geler açık ve az bulutlu geçecek. Bayramın üçüncü günü ise kucesi hazırlıklar yoğunlaştı. Parti zeybatı kesimleri parçalı bulutlu, yöneticilerinin her adayın veto Trakya, Marmara, Kuzey Ege, edilebilmesi olasılığını gözönüne Batı Karadeniz ile lç Anadolualınarak uyguladıkları "her adaya bir yedek" yönteminin dışın nun kuzeybatı kesimleri yer yer sağanak yağışlı olacak. da, bazı yedekler için ikinci yeBayramın üçüncü günü diğer dek saptama çalışmasına başlabölgeler açık ve az bulutlu geçedıklan öğrenildi. Halkçı Parti'de dün vetolar cek. konnsunda iyimser bir havanın hakim olduğu gözlendi. Bazı parti yöneticilerinin "Vetolar bizim tahmin ettiğimizden de az (Baştarafı 12. Sayfada) olabilir" şeklindeki yorumlanna karşın, Genel Sekreter Özer Gür çok yoğun bir biçimde kendilebüz "MGK incelemelerini tarini sorgulamalıdırlar. Bugüne mamlamadı. Sonuçların daha değin kendi mesleklerinin etkinönce ilan edilen tarih olan 21 ey liğini artırmak için Türkiye'de liıl'de açıklanacağını tahmin edine yapmışlardır? Bunlar tartışılyorum" dedi. malıdır, "Bir mimara ödıil verilSeçime katılacak paniler kenmedi" dendiği anda, kentleridi liste ve yedek listeleri konumizdeki müteahhitkalfa karışısundaki çalışmalarını yoğunlaşrru ve ekonomik gücü olan intınrken, birbirlerinin listeleri ve sanlann yaptırdıklan bütün kobağımsızlann durumlanyla da ilnutlan, bozduklan bütün çevregileniyorlar. Bu ilgi daha çok, leri onaylamış oluruz. Bu nok"diğer partilere kaç veto geleceta, spekülatiftir. Dolayısıyla, ""* ya da "ne kadar bağımsızlıtartışmaya, demin söylediğim . • veto barajını aşabileceği" merkezden başlamak gerekir. noktalannda odaklaşıyor. Kurban Bayramı az bulutlu ve yer yer sağanak yuğışlı geçecek Kurban Bayramı'nın 4. günü kuzey kesimleri parçalı bulutlu, Marmara"run doğusu, Karadeniz ile tç Anadolu'nun kuzeyi yer yer sağanak yağışlı geçecek. Diğer bölgeler ise az bulutlu ve açık geçecek. 21 eylül pazartesi günü Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu'nun kuzeyi yer yer sağanak yağışlı, öteki bölgeler az bulutlu ve açık geçecek. Meteoroloji yetkililerince hava sıcaklığının haftanın ilk vansında mevsim normallerinin Uzerinde, ikinci yarısında mevsim normalleri civannda olacağı bildirildi. Bankerlerin tasfiyesini hızlandırıcı yasa tasarısı DM'de benimsendi Prof. Murat Baştarafl 1. Sayfada) den doktora derecesini aldı. 1960'da Î.Ü. Hukuk Fakültesi Umumi Amme Hukuku Kürsüsü'ne asistan olarak atandı. Bu arada Belçika Hükümeti'nden kazandığı bir burstan yararlanarak 196364 öğretim yılında çalışmalannı Brüksel Üniversitesi'ıde sürdürdü. Ardından Türki/e'ye dönerek 1968 yılında 'Fransa ve İngiltere'de Emredid Vekaletten Yeni Temsil Anlayı>ına Geçiş" konulu tez* ile do;'ent ünvanım kazandı. Ve, l.U. Hukuk Fakültesi Devletler ümumi Hukuku Kürsüsü do;entliğine atandı. On yıl süreyle Durada öğretim üyeliği yaptı. Daha sonra Î.Ü. Siyasal Bilimer Fakültesi'nin kuruluşuna ku•ucu üye olarak katıldı ve öğreim üyeliği görevini bu fakülteie sürdürdü. 1982 yılında profe;ör olan Sarıca, 14 şubat 1983 arihinde 1402 sayılı Sıkıyönetim ^asası'na göre görevden alındı. Prof. Sarıca, İ.Ü. Hukuk Facültesi'nde Devletler Umumi Hukuku İstanbul İktisadi ve Ti;ari İlimler Akademisi'nde Siya;i Düşünce Tarihi derslerini verli, İ.Ü. Hukuk Fakültesi'nde Devletler Umumi Hukuku ile ilpli konularda seminerler yöneti. İ.Ü. Siyasal Bilimler Fakülted'nde de Siyasi Tarih ve Siyasal Düşünce Tarihi derslerini verdi. Sarıca'nın "27 Mayıs 1960'dan 1961 Anayasası'nın tiazırlanışına Kadar Gecen Döıemde Anayasa Hareketleri", "Mrinci Dünya Savaşı Sonunda nıpa Siyasal Sorunlanna Gelel Bakış" başlıklı makaleleri .anısıra başlıca eserleri arasında; Jona Aybay ile birlikte yazdığı 'Faşizm" (1965), "1961 Anayaası'nın Sosyal Niteligi" (1%9), 100 Soruda Fransız thtilâli" 1970), "100 Soruda Siyasi Dü;ünce Tarihi" (1973), "Kıbns torunu" (1975), "Siyasal Taih " (1980), "Birinci Dünya Sa.aşı'ndan Sonra Avrupa'da Baışı Koruma ve Sürdürme Çabaan 19191929" (1982), bulunu,'or. yıl böyle bir yapı seçilemez miyması mümkün değildir. Bu çatış minci asrın deneyinden hareket di? Seçilebilirdi kuşkusuz. Türk ederek yeni bir kültürün islam ma kaçınılmazdır. Benim son jüülkelerinde geliştirilmesine yar Tarih Kurumu Binası'na eşit deri çalışmalarından edindiğim inğerde yapılar vardı. Ama bu yadım etmektir. tiba da, herkesin böyle bir çatışpılardan birinin seçilmeyişi, bu manın, böyle bir farklı görüşün Yöresel minıari 15 bin mimarın beklentisini boonaya çıkacağını iyi bildiği. neden tartışılmıyor? şa çıkarmıştır. Uğraşlarına anDeğerlendirme eğer statükoyu Tuncel: Daha önce söyledik lam veren kabullerini sarsmıştır. devam ettiren görüş açılarındcn lerime ekler yapmak istiyorum. Tepkinin büyüklüğü, bu boşluk hareket edilerek yapılır veya bu duygusuyla orantılıdır. Türk miÜç yıl önceki ödül dağılımı ile görüş açıları kuvvet kazanırsa, marları, haklı olarak iddialıdır. 1983'teki ödül dağılımı arasında ödül, durum değiştirme amacın15 bin Türk miman ki, bu sayı yöntem olarak hiçbir fark budan vazgeçmiş olur. Dolayısıyİslam ülkeleri mimarlarının topİunmamasına karşın, bir tartışla, değerlendirme sisteminin, bu lamından fazladır. Türkiye, ilk ma çıkmıştır. Ülkemizdeki bügelişmeye yeni yönler aramaya mimarlık dergisini yayınlamış ültün mimarlar ve eğer bu tartışimkân verecek bir yapıya sahip kedir. ma uluslararası basına yansıyaolması lazımdır. Yeni namzet Ben, biraz önce Turgut Bey'caksa dünyada bunu okuyan bügösterme sistemleri oluşturabilirin söylediği "Yirminci yiizytl, intün mimarlar, bu tartışmanın nise, bu sistemler daha evvelki Odüllendirmeye giden sanlık kültürü cevresinin en fazla ye bu yıl çıktığını tartışmalıdırnamzet gösterme sisteminin yebozulmaya uğradıgı bir dönemsüreç tartışılmalı lar. Çünkü bu tartışma, "Ben rine değil, onun yanında yer aldir" duşüncesine katılmıyorum. neyim. ben dünyada ne yapıyomalıdır. "Sayın Afife Batur, siı 19. yüzyıl ve 18. yüzyıl cevresirum, niye devreye geç girdim?" İslam Kültürü'ne gelince, şunAğa Han Mimarlık Ödulleri'ni nin bugünkünden daha iyi, datartışması olacaktır. Bu ülkede lan söyleyebilirün. İslam Kültünasıl degerlendiriyorsunuz?" ha sağhklı olduğunu hiç kimse15 bin mimar var. Bu, 15 bin ayBatur: Bu yılki odül konusun rü hakkında çok hararetle savunin iddia etmemesi gerekir. Burı görüş demektir. Benim sağlada bir değerlendirme yapmak ge nulan bir Batı tezi şudur: "tslam gün, çevre bozulması olarak söymaya çalıştığım, 15 bin ayrı görekirse, ki bunun iki açıdan ya mimarisi yoktur. Olmamıştır. tslediğimiz konu da, kentleşmenin rüşün çıkıp İslam Ülkeleri Milamdan önceki mahalli kültürlepılabileceğini düşünüyorum biri bir araya gelmenin sonuçlandır. marisi kavramını tartışmalandır. ödülle doğrudan ilgili bir değer rin devamı oimuştur." Bu tez raBir de îslam Mimarisi ile İsAynca, ömeğin, "yöresd mimalendirme, ikincisiyse ödüle uza hatlıkla, emperyalist dünyanm lam Ülkeleri Mimarisi konusunan değerlendirme sürecinin dena değinmek istiyorum. Jüri ğerlendirilmesi olmalıdır. Ödü CANSEVER: "İslam kültürü'ne gelince; bir dinin, üyeleri de seçimleri ile zaten bu lün yapılan değerlendirmesi, bebir inanç sisteminin kaçınılmaz bir şe çeşitliliği göstermişlerdir. Bu nim olumlu gördüğüm bir yakkilde bir mimarisi vardır. İnsanın farklılıklar bu denli açıkken ve laşım. Ama odüllendirmeye giinancı ile sanat eseri arasında aynlmaz biliniyorken, ben biraz zorlama den süreç tartışılmah. Bir ülkebulmuyorum Mali'deki cami ile bağlar vardır. den beş ya da yedi kişilik bir noSüleymaniye arasındaki üslup minatör grubu seçmek ve onlaBATUR: "İslam Mimarisi" kavramı açık değil. benzerliğini. Çünkü İslam dürın beğenilerine güvenerek aday şüncesinin Mali'de İstanbul'datoplamak.her zaman sağlıklı soTürkiye gibi laik rejime dayalı bir top kinden farklı olduğuna inanıyonuç vermeyebilir. İkinci olarak, lum için "İslam Kültiirü" kavramı tar rum. Anadolu topraklarındaki gerçekten de oturduğu tanım baİslam düşüncesi ile Mali'deki, İstışmaya açık görunüyor. kımından, "İslam Mimarisi" lam düşüncesi hem kültür birikavTamı açık değil. Türkiye giTUNCEL: "İslam Mimarisi" deyimi ilginç.bir de kimi bakımından, hem de ulaşılbi laik bir rejime dayalı, laik bir yim. Bunun yerine, "islam Ülkeleri mış fiziki çevre bakımından çok kültür içinde kendisine kitnlik farklıdır. Mimarisi" denilmesini doğru buluyoarayan bir toplum için "tslam Ben yöresellik konusunda da, Kültiirü" kavramı tartışmaya geleneğe bağlılık konusunda olruz. açık görunüyor bence. Yirminduğu gibi, büyük bir dikkat göson dokozuncu asırda karşısında ri" tartışılmalıdır. Uluslararası ci yüzyılda, dini bir kavrama terilmesi gerektiğine inanıyodüzeyde tartışılmakta olan, üzeki en büyük engeli parçalamak oturan bir mimarlık tanımı yaprum. Türkiye'de geleneğin ve ve eritmek çabasının vasıtası ola rinde teoriler oluşturulan bu komak, son derece güçtür. Ödülün yörenin etkisi konusunda özümrak kullanılabilir. Kültürün mer nunun Türkiye'de neden yeterinoturduğu ana sistem bakımınlenmesi diyeceğim, "ödiinç alınkez özellikleri ile sınırlardaki dan eleştirilecek üçüncü nokta, ce tartışılmadığı tartışılmalıdır. ması" değil. Salt yöreselliği kulözellikleri arasındaki farka işa Tepkinin büyüklüğü geçmiş ile günümüz ve gelecek lanmak ve popülizme düşmek ret etmek isterdim. Mesela, bir arasmda bağın kurulması soruboşluk duygusuyla konusunda çok dikkatli olmak Endonezya, İslam Kültürü'nün nudur. Ama dediğim gibi, en gerekir. Ben 1983 Ağa Han Misınır noktasındadır. Dolayısıyla, orantüı fazla tartışılması gereken nokta, marlık ödülleri sonuçlarının bu farklılıklan vardır. Fakat, Ma "Sayın Afife Batur, 1983 şekilde değerlendirilmesi olasılıödül sisteminin aday belirleme li'deki caminin üslup özellikle sonuçlanna ilişkin tartışmaları sürecinin düzeltilmesi olayıdır. ğından tedirginlik duymaktariyle Süleymaniye Camii'nin üs siz de değerlendirir misiniz?" Ki bunun düzeltilmesi çalışmayım. Aynı şekilde, bu tür odüllup özellikleri aynıdır. BiçimleBatur: 1983 sonuçları gerçeklannın başlatıldığını biliyoruz. lendirmeye "gericilik" sıfatının ri, malzemeleri aynı değildir, fa ten de Türkiye'de büyük tepki ve "Sayın Turgut Cansever, yakıştırılmasına da, Afrika ülketartışmalara yol açtı. Az önce kat üslup özellikleri aynıdır. gerek Abdullah Tuncel, gerek lerini büyük ölçüde rahatsız eden Sayın Başkanın da söylediği giHatta, Hac Terminali'nin bile, Afife Batur aday belirleme sis"Tarzan" imajının kullanılmaMali'deki camiye ve Süleymani bi Türkiye'de 15 bin mimar var. temi ve tslam Mimarisi kavramı sı şeklindeki yaklaşımlara da Bu nicelik sorunu gerçekten çok ye'ye üslup özellikleri bakımınkonusunda eleştiriler getirdiler. karşı çıkıyorum. 83 ödüllerini önemli. Mimarlar bu niceliği badan Fransa'daki bir katedralden Siz bu konuda ne düşünüyorsutartışırken iki büyük tehlike daha yakın olduğunu hatırlat zı anlamlı nitelik değiştirmeleri nuz?" Türk mimarlarım beklemekte; ile ifade etmek istemektedirler. mak gerekir. Dolayısıyla, bir diCansever: İnsanlık tarihinde, biri yöreselliğe ve popülist yaknin, bir inanç sisteminin kaçınıl Tartışmanın bugün çıkması buyirminci asırdaki kadar, çevrelaşım içine düşmek, ikincisi de maz bir şekilde bir mimarisi var nun için anlamlıdır. İkincisi, nin kültür düzeyinin buhranını tartışma yolunu açık tutacak "1980 ödülü niçin tartışılmadı dır. İnsanın inancı ile sanat eseyansıtan bir dönem muhtemelen da, bu yıl tartışmalar çıktı?" Ge bir esneklikten yoksun katı bir ri arasında aynlmaz bağlar vargörülmemiştir. Bu durumda, karşı çıkış. Her ikisine de Türk çen defa kuşkusuz tüm ödülleri dır. Sanat eserinin üslubu ve ödülün amacı, mevcut durumu mimarlarının dikkatle yaklaşadiplomalılar aldığı için değil. özellikleri, bu inançların bilinçdeğiştirmektir. Bugunkü ducağına inanmak istiyorum. Ödül alan Türk Tarih Kunımu li ve bilinçsiz yansımalarıdır. rumu değiştirmeye yönelik amaBinası, hiçbir mimarın uzerinde cın statükonun işleyişinin daya Ağa Han Ödülleri'nin bugünkü SÜRECEK tartışamayacağı bir yapıdır. Bu naklarıyla, güçleriyle çatışma çabası, tarıhı tekra' etmeden yir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danışma Meclisi'nde ödeme güçlüğü içinde bulunan bankerlerin işlemleri konusundaki yasa gücündeki 12 kararnameye ilişkin yasa tasarısı kabul edildi. Mali İşler Komisyonu Başkanı Hilmi Sabuncu bankerlerin tasfiye işlemlerine katılmalannın tasfiyenin hızlandırılmasına ^rdımcı olacağını söyledi. Genel Kurul'da Selçuk Kantarcıoğlu ve arkadaşları tarafından verilen bir önergenin kabul edilmesiyle DM'nin 26 eylül pazartesi gününe dek çalışmalarına ara vermesi kabul edildi. DM 26 eylul pazartesi günü Basın Yasasını değiştiren tasanyı görüşecek. Ergun Göze'nin Atatürk'e Bankerzede rıca, tlhan Selçuk'un Cumhuri(Baştarafl 1. Sayfada) yet "te yayınlanan "Kemal llınde gazetemiz Yazı Işleri Müdüru Okay Gönensin ve avukat cak'a Beş Soru" başlıklı "PenBurhan Apaydın hakkında dava cere"sinde Tercüman gazetesi sahibine soru yöneltilmiş, fakat açmıştı. Tercüman gazetesi yazarı Er Kemal Ilıcak bu yazı>a karşılık, gun Göze ile vekilleri mahkeme Cumhuruet gazetesine gönderye 27 ağustos 1976 günlü "SU ve diği tekzibinde bu konuyu >anıtBiz" başlıklı yazının bir fotoko layamamıştır" demişti. Mahkeme bir başka güne erpiuni sunmuşlardı. Bu fotokopiye göre yazının sonu şöyle bi telendi. tiyordu: "Biz "ceddim" deyince MDP KONYA ADAYI kastımız "Adem pe>gamberİstanbul Toplu Basm Mahkedir". siz "ceddimiz" derseniz rresi'nde görülen davada, "müşkastınız maymundur." teki" Tercüman gazetesi yazarı Bu durum üzerine avukat Ergun Göze, Milliyetçi DemokBurhan Apaydın ile Yazı İşleri rasi Partisi'nin Konya listesinde Müdürümüz Okay Gönensin, ikinci sırada milletvekili adayı avukatı Orhan Apaydın, Toplu olarak bulunuyor. Basın Asliye Mahkemesi'ne sundukları 10.8.1983 günlü dilekçe(Baştarafl 1. Sayfada) lerinde şu noktalara değindiler: bin lira peşin ödeme olacağını, 1) Tercüman yazarı Ergun (Baştarafl 1. Sayfada) bu parantn da 29 ekim öncesinGöze ile vekilleri mahkemeye gerekçesiyle Toker ve Heper de odenmesine olanak bulunmaverdikleri dilekçelerinde, 27 hakkında dava açılmıştı. İddiadığını söyledi. Kendisinden en az ağustos 1976 günlü "Siz ve Biz" namede 1402 sayılı yasanın 16/1. 100 bin peşin ödeme bekledigibaşlıklı yazida Atatürk ile ilgili maddesi uyannca sanıklann 3 ay mizi. daha önceki görüşmemizbir kısım bulunmadığım bildir ile 1 yıl arasında hapisleri istende 50 bin liranın uygun bulunmişler ve adı gecen yazının "tah mişti. duğunu hatırlattım. Başbakanırif" edildiğini ileri sürmüşlerdir. mız, buna imkân olmadıgını 12 eylül 1983 tarihinde 1 Nu2) "Lozan zaferimizi küçük maralı Askeri Mahkeme'de yasöyledi. göstermek isteyen ve Atatürk ile pılan ilk duruşmada, Metin ToFaizin ise en az yüzde 40 olIsmet Paşa'nın Türkiye'nin ba ker, sorgu ve savunmasında memasını, 200 bin liranın uzerindeğımsızlığını tescil eden hukuki ve selenin basit bir yanlış anlamaki alacaklar için bankerlere cesiyasi zafer abidesine gölge dü dan kaynaklandığını, Milliyet zai yaptınm getirilmesini ve banşürmek gayretiyle başlayan ya Gazetesi ve onun yöneticilerinin kerlerin peşinin bırakılmamasızının" amacı ve sonucu doğru 12eylül 1980'den itibaren bu hanı talep ettim." dan doğruya, Atatürk'ü hedef rekâtın bilinçli ve yapıcı en etkili Maliye Bakanlığı tarafından almıştır. ve samimi desteği olduklarını hazırlanarak Bakanlar Kurulu'3) Ancak yazının tamamının na gönderildiği belirlenen yönet değiştirilememesıne karşın, son söylemişü. Doğan Heper de sorgu ve sameliğe göre 1 ocak 1984 tarihiy cumlenin yeni bir baskıya sokuvunmasında, yazıda bir senaryole bankerzedeler için 200'er bin larak değiştirilmesiyle gerçekten dan bahsedildiğini MGK'nın iclira yatınlacak. Bu paranın 25 bir "tahrif" cihetine gidildiği anbin lirası vadesiz olacak. 1 ocak laşılmaktadır. Adalet mekaniz raatlerinin tartışılıp, eleştirilmetarihinden itibaren, bankerzede masını yandgıya düşürmek ama diğini aksine yazıda MGK'ntn ler 25'er bin liralarını çekebile cını tesbit eden 27 ağustos 1976 övüldüğunü bildirmişti. Dünkü duruşmada, karan cekler. Geri kalan 175'er bin li tarihli yazıyi bir ibret oelgesi olaaçıklayan duruşma yargıcı Haraları ise, ancak 1 ocak 1985 ta rak sunuyoruz. kim Albay Taner Candemir, rihinde çekebilecekler. 175'er bin ADALETt YANILTMAK "MGK'nın kararlanna aykırı lira paraya 1 yıl için yüzde 35 Burhan Apaydın ayrıca söz davranmak suçunun sabit görülbrüt faiz öngörülüyor. İsteyen bankerzedeler 25 bin liralarını alarak "Bu vazı, İlhan Selçuk' düğünü bildirerek, Toker ve Heçekmeyerek bankada yüzde 35 un "Atatürkçülüğün Alfabesi" per'in 1402 sayılı yasanın 16/1. faizle 200 bin liralarını tutabile kitabında Atatürk düşmanlığına maddesi uyarınca 3'er ay hapis cekler. Paralar Emlak Kredi nrnek olarak yayınlanmışür. Ay cezasına çarptırıldığını bildirdi. Doğan Heper'in cezası 5680 Bankasf na bağlı şubelere yatınsayılı Basın yasası uyannca 9 bin lacak ve bankerzedelerin tasfiye lira para cezasına çevrildl. kurullarına başvurulannda gösMetin Toker ve Doğan Heper terdikleri adrese banka defterleri (Baştarafl 12. Sayfada) rıcıhk olayından sonra ortadan hakkında verilen 3'er ayhk hapostalanacak. kalktığını söylüyor Herekeliler: pis cezası Sıkıyönetim Yasası "Bir yıl önce bir çarpıldık tam uyannca 6 aydan az olduğu için çarpıldık. Bu olay canımızı yak sanıklar ve Askeri Savcı taraü, belimizi büktü, tezgâhlanmızı fından temyiz edilemiyor. Bu ce(Baştarafl 1. Sayfada) çökertti. Ağzımız öyle bir yandı za ancak, Sıkıyönetim KomutaBunların arasında mahkemelik nı tarafından temyiz edilebiliyor. olanlar, sahte olanlar, teftişi ge ki ayranı Ufleyip içiyoruz." Hereke Hah Pazarında halısırektirenler, çeşitli işyerlerindeki nı satanlar paralannı peşin alıp hizmetleri bir araya getirilmemiş ceplerine koyTayor ve sevinçle evolan kişilerin dosyalan da yer allerinin yolunu tutuyorlar. Halı(Baştarafl 1. Sayfada) maktadır. 90 giinlüksüreoin böy.sını satamayanlar "geçecek cu çıkarlardan uzak bir biçimde yele durumlarda uygulanması martesiyi" bekliyor. Yine sata rine getirmeye özen gösterirse, mümkün değil, mazlarsa "bir başka cumartesi" inanıyorum ki, sağlam ve sağhklı DM iiyesi Mustafa Alpdiinyine geliyor. "Üç cumartesi ol bir devlet yapısı ile toplum dttdar'ın verdigi ve DM'de kabul du gelip gidiyonım. Çok cumar zeninin oluşmasına mutlaka büedilen yasa önerisi, 90 günliik sütesi var, Allah'ın cumartesileri yük katkıları olacaktır." renin aşılması halinde faiz odenne biter ne tükenir," diyor Gebmesi hükmunü getiriyor. Biz Bu arada, Cumhurbaşkanı zeli Ibrahim Polattüm bu sıkıntıları anlattık, ama Evren saat 10.30'da da Türkiye Hereke Halı Pazanna el emek Trafık Kazalannı Önleme Deryasa DM'den gecti." lerini göz nurlarının karşılığını SSK'nın üst düzeydeki yetkineği Başkanı Prof. Rıdvan Ege'lisi, bir soru üzerine geç emekli almaya gelenlerin yüzlerinde kayi kabul etti. Rıdvan Ege, Cumrarlı bir ifade var ve Nuh diyor liğin özendirilmesi konusunda hurbaşkanı Evren'e trafik soruPeyganıber demiyorlar: Onbin herhangi bir girişim bulunmadınunun çozümu konusunda dereksiğine, yirmi bin eksiğine, otuz ğını belirterek, konunun "Hasnekçe sürdürülen çalışmalar bin eksiğine; yeter ki peşin para sas" bir konu olduğunu sözlerihakkında bilgi sundu. olsun. ne ekledi. Metin Toker Herekelî ŞSK 9 0 YHK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear