24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AĞUSTOS 1983 EKONOMİ CUMHURİYET/9 EKONOMİDE DİYALOG ZEYYA T HA TİPOĞLU 1925 'de doğdu. Istanbul Üniversitesi tktisat Fakültesinl bltirdi. Doktorasmı da aynı üniversitede verdlkten sonra 19S2'de doçent, 196Vde profesör oldu. Istanbul Üniversitesi îsletme Enstitüsü 'nde uzun yıllar ders veren ve tstanbul Teknik Üniversitesi îsletme Fakültesi Dekanhğı da yapan Hatipoğlu halen Bahreyn'de Gulf Politechnic'de Işletme Fakültesi Or.kanı. Bir ara TRT Yönetim Kurulu üyeliği de yapan Hatipoğlu 'nun yedisi Ingilizce olarak yayınlanmış elliyi aşkın eseri bulunuyor. HATtPOĞLU Güzel ifade ettiniz, tam böyle oluyor. SORU Peki bu olgu milli gelir rakamlannı nasıl şişiriyor? HATtPOĞLU Bir kere Türkiye ekonomisinde büyük bir transformasyon olduğu için ve üretilen malların kompozisyonu hızla değiştiği için sabit fiyatlarla milli gelir artışı tesbitleri son derece hatalı olabiliyor, fiyatlar bu hesaplarda büyük rol oynuyor. Yüksek fiyatla çahşan, rantların ortaya çıktığı endüstrilerin, kesimlerin büyüyen rakamlan Türkiye ulusal gelirinde büyük artışlar gösterilmesine yol açıyor. Buna göre, 195082 döneminde Türkiye'nin ulusal geliri yılda ortalama yüzde 6.2 büyümüş görünüyor. Bu bence anlamsız bir rakam. Böyle olduğu da şimdi daha iyi anlaşılıyor... Geçen Hafta Dolar tahtından inmemeye kararh Doların "çılgın" tırmanışı bir türlü önlenemiyor. Merkez Bankalan'mn döviz piyasasına müdahale etmelerine rağmen dolar, eecen haftayı da yeni rekorlarla kapadı. Dolar, 2.68 markla son 9 yılın, 8.09 Franstz Frangı ve 1.592 ttalyan Lireti'yle tarihinin en yüksek düzeyine ulaştı. Aynı şekilde 244 Japon Yeni ve 2.17 lsviçre Frangı'ndan işlem gören dolar TUrk Lirası'na karşı da hızlı bir tırmanış kaydetti. Dolar, bir haftada 320 kuruş artarak 232.10 liraya yükseldi. Doların tırmanışı ABD'de kısa dönemli faiz oranlarının yükselişine ve faiz oranlarının yakın gelecekte de düşmeyeceği beklentisine bağlanıyor. Doların tüm para sistemi için tehlikeli boyutlara ulaşan yükselişini durdurmak için bütün Merkez Bankaları yoğun biçimde dolar sattılar. 8 Avrupa Merkez Bankası'nın cuma günü 1 milyar dolar sattığı belirtiliyor. Buna rağmen, dolar tahtından inmemekte direniyor. Dolar bir haftayı şöyle geçirdi: TL Mark lsviçre Fr. Fransız Fr. 1 Ağu. 228.90 2.67 2.15 8.02 243.10 1.51 5 Ağu. 232.10 2.69 2.17 8.09 244.15 1.48 Ülke içinde dışardan daha pahalıya üretilen malların alıcı bıılabilmesi için içerde daha ucuza üretilebilen malların fiyatları da artırılıyor. Böylece rantlar yeni rantlan döğuruyor ve milli gelir büyümüş görünüyor. SORU Şimdi bu olgunun, yani tarımla tarım dışı kesim arasındaki farkın açılmasına yol acan ve rantların birbirini doğurmasını sağlayan olgunun ekonominin bütüntt üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir? Bunu biraz daha ayrınlılı anlatabilir misiniz? HATtPOĞLU Olumsuz etkilerini dört ana grupta toplayabiliriz. Birinci ve en önemli olumsuz etkisi istihdamı sınırlayıcı, yani işsizliği artırıcı etkisidir. Tarım dışı kesimde gelir ve Ücretleri o kadar artırıyorsunuz ki tanmdan bu kesime doğru bir işgücü akışı oluyor. Ama bu yüksek ücret düzeylerinde bu işgücüne yeterli iş imkânları yaratılamıyor ve işsizlik artıyor. Bence bugün Türkiye'de gerçek işsiz sayısı öyle tahmin edildiği gibi, üçdört milyon değil, on milyon civarındadır. Her yıl çalışma çağına giren genç sayısı I milyon, oysa en iyi şartlarda biz 200 bin kişiye yeni iş imkânı yaratabiliyoruz. Demek ki, bu sorun giderek büyüyecek.. SORU tkinci olumsuz etki ne oluyor? HATtPOĞLU İkinci olumsuz etki ihracat üzerindeki etkisi. Türkiye'de ihracat yıllar yılı ulusal gelirin yüzde 45'i seviyesinde kaldı, ancak son yıllarda yüzde 10'a yaklaştı. Neden ihracat yapamıyorduk? Çünkü geleneksel bir ihracat potansiyeli olan tarım kesimi dışında oluşan rantlar fiyatları o kadar şişirmiş ki, o fiyatlarla mal ihraç etmek imkânsız. Üçüncü mesele, sosyal bakımdan da fevkalade önemli olan gelir bölüşümü meselesi. Sözünü ettiğim rantlar toplam nüfus içinde çok küçük bir zümre tarafından kazanıldığı için bu tabii gelir dağılımını bozuyor. Tarımla tarım dışı kesim arasındaki fark o kadar büyüyor ki, Türkiye'de ^anki iki tür insan yaşıyor, biri köylü biri kentli diye. Dördüncü mesele ise enflasyon. Pek çok malın fiyatının bu rantlar nedeniyle devamlı artması Türki ye'de maliyet enflasyonunun en önemli nedeni oluyor. Yen Sterlin Cumhuriyet altını 200 lira düştü Altın fiyatları geçtiğimiz hafta dünya borsalarında hafif bir yükseliş kaydederken Türkiye'de geriledi. önceki hafta sonunu 421 dolardan kapayan bir ons altın, doların hızlı tırmanışıyla pazartesi günü 408 dolara düştü. Yine de altın daha sonraki günler kendini biraz toparladı ve hafta sonunda 412 dolara çıktı. Cumhuriyet Reşat 24Ayar 1 Ons ($) Türkiye'de ise altınfiyatlarıönce düştü, perşembe günü biraz yükseldi, ama hafta sonunu daha düşük değerlerden kapadı. Hafta başında Cumhuriyet Altını 200, Kulpsuz Reşat Altını 500, külçe altının gramı da 35 lira değer yitirdi. Altın fiyatlarında geçen haftanın görünümü şöyleydi: 1 Ağustos 5 Ağustos 25.80026.000 25.70025.80: 25.50026.000 25.00025.500 3.580 3.600 3.555 3.565 408 412 eyyat Hatipoğlu (sagda), Ulagay'la görüşiirken Jlagay sordıı. Hatipoğlu yanıtladı: Ekonominin sorunlarını milli geliri iüşürmeden çözmemiz mümkün değil SORU Sayın Hatipoğlu, yanlış hatırlamıyorsam siz 1970'li yılırda Türkiye'nin erişmiş olduğu kişi başına milli gelir düzeyinin orunamayacak bir düzey olduğunu ve gerilemesi gerektiğini ortaa atan ilk iktisatçımızsınız. Şimdi son rakamlar bu tahminimizin oğrulanmakta olduğunu gösteriyor. Siz bu tahmini yaparken net dayanarak yapmıştınız, bunu açıklayabilir misiniz bize? HATİPOĞLU tlk çalışmalar doğrusu ben de tam olarak neres varacaSımı bilmivordum, fakat içe dönük endüstrileşmenin Türki e ekonomisinde bir takım çarpıkhkla ortaya çıkardığım ve bu çarıklıkların eninde sonunda düzeltilmesi gerektiğini düşünüyor ve u noktadan hareket ediyordum. Bu konuda dünya literatüründe e çalışmalar vardı ve Türkiye'nin bu durumu bazı yabancı uzmanırca da belirtilmişti. Bu konudaki temel ilkeyi ortaya koyan ise bu edenle Nobel ekonomi ödülünü alan ünlü iktisatçı Kuznets idi. Kuzets'in ortaya koyduğu ilkeye göre bir ekonominin tarım dışı kesiıiyle tarım kesimi arasında ilkelerin gelişmişlik düzeyine göre berli bir gelir farklılaşması oluyordu. yani tarım kesiminde kişi başıa geliri 100 olarak alırsak tarım dışı kesimde bu 250'ye kadar çıabiliyordu. Ülkeler geliştikçe bu fark kapanıyor ve tarım kesimi elirleriyle tanm dışı kesim gelirleri eşitleniyordu.. nu herkes bilir. Mesela talebi olan bir malın ülkeye ithalini kısıtlarsanız burada bir rant doğar ve bu malı içeride üreten ya da satan bir rant kazanır. Bu rantlar mukayeseli avantajı olmayan, yeni ülke içinde dışandakinden darra pahalıya üretilen mallarda oluşur. Ama benim asıl üzerinde durduğum rantlar, yani bir anlamda havadan kazançlar, bunlar değil. Benim üzerinde durduğum mukayeseli avantajı olan endüstrilerde doğan rantlar. SORU Bu nasıl oluyor, yani mukayeseli avantajı olan ve içeride dışandakinden daha ucuza üretmek imkâmna sahip olduğumuz mallarda nasıl rantlar oluşuyor? HATİPOĞLU Şimdi diyelim ki, Türkiye'de iç pazara dönük endüstrileşme başlıyor ve mukayeseli avantajı olmayan endüstriler, otomobil gibi, elektrikli aletler gibi gelişiyor. Şimdi siz bunları ithal edebileceğiniz fiyattan daha pahalıya üretiyorsunuz. Bir kere bunları ürettiğinize göre satmanız gerek. Peki kime, nasıl satacaksınız? Bunları diğer endüstrilere, diğer kesimlere satacaksınız. işte bunu yapabilmeniz için diğer endüstrilerin, diğer kesimlerin de fiyatlarını ve gelirlerini artırmanız gerekiyor. Mesela tekstil, mukayeseli avantajımızın olduğu bir endüstri ama otomobil endüstrisi böyİe değil. Siz otomobil uretiyorsunuz ve fazla fiyattan satmak istiyorsunuz.lşte o otomobili o fiyattan satabilmeniz için tekstil fiyatını da artırmanız gerekiyor. Böylece tekstil gibi mukayeseli avantajı olan endüstrilerde de rantlar oluşuyor. Benim asıl üzerinde durduğum ve Türkiye'de büyük boyutlara vardığını söylediğim rantlar işte bu rantlar. SORU Bu olgu tanm kesimiyle tarım dışı kesim arasındaki gelir farklılaşmasını nasıl etkiliyor, Sayın Hatipoğlu? HATtPOĞLU Türkiye'de tarımla tarım dışı kesim arasında kesin bir ayırım, adeta bir uçurum var. Bu nedenle mukayeseli avantajı olmayan endüstrilerin ürettiği pahalı malları satabilmek için tarım kesimine dokunamıyorsunuz. Bu malları gene tarım dışı kesimde satmanız gerek ve onun için o kesimdeki gelirleri artırmanız gerekiyor. ' yüzden diğer endüstri mallarının fiyatları artıyor, bu endüstrilerde çalışanların, hizmet kesimindekilerin gelirleri artıyor. Tarım kesiminde ise böyle bir artış olmadığı içirt,, buikili ekonomik . yapı içinde tarım kesimiyle tarım dışı kesim arasındaki gelir uçurumu açıhyor. SORU Burada anladığını kadar sanayiitı bir kesiminde oluşan rantların diğer tanm dışı kesimlerde yeni rantlan doğurması kaçınılmaz oluyor ve tanm kesimi ikili yapı nedeniyle busürecindışında kalıyor. Böylece tarımla tanm dışı kesim arasındaki gelir farklılıkları artıyor.. KİM NE DEDİ? Kemal Cantürk (Ticaret Bakanı) İlan olunan destekleme fiyatları ve yeni ödeme şekli ile üreticimizin geçen yıl karşılaştığı bir kısım sorunlar çözümleneceği gibi destekleme ahmlannın Ulkemizde uygulanan ekonomik politikaya da uyumu sağlanmış olacaktır. Osman özbek (TZOB Yönetim Kurulu Başkanı) İlan edilen taban fiyatlar Ureticimizi hayli üzmüştür. örneğin pamukta yüzde 20'lik bir artış getirilmiştir. Ekonomik Kurul üyelerine sorarız, enflasyonun yüzde 30 dolayında olduğu bir dönemde verilen bu fiyatlar yeterli midir? Halit Narin (TİSK Başkanı) Türkiye'de kullanılmayan kapasiteyi Üretime sokmak mecburiyeti vardır. Çünkü mal azlığı enflasyonu körükleyen birinci unsurdur. Merkez Bankası'nın her gün değişen uygulamaları ve devamlı aksayan ihracat kredilerinin ve faiz iadelerinin devamlı işlerlik kazanmaması anlaşılır bir hadise değildir. çe dönük endüstrileşme tarım kesimiyle arım dışı kesim arasındaki gelir farkını ırtırıyor. Orta gelirli ülkelerde 2.5 kat üan bu fark Türkiye'de 5 katı buluyor ve 'konomiyi çarpıtıcı etki yapıyor. SORU Yani bu eşitsizlik durumu daha çok gelişme sürecindei ülkelerde ortaya çıkıyor.. HATtPOĞLU Evet, özellikle sanayileşmenin başlangıç aşamaırtda ve orta gelirli ülkeler grubunda.. SORU Türkiye'de durum nasıl? HATİPOĞLU Benim hesaplamalarıma göre Türkiye'de bu fark ok büyük. Tarım kesiminde kişi başına gelirle tarım dışı kesimdei kişi başına gelir arasında dörtbeş kat fark var... SORU Peki bu büyük farkın ekonomik yapıyı çarpıcı etkisi nasıl luşuyor? Bunu basite indirgeyerek anlatabilir misiniz? HATtPOĞLU Çalışayım. Umumiyetle Türkiye gibi içe dönük ndüstrileşme sürecindeki ülkelerde büyük çapta rantlar oluştuğu Türkiye'de planlamanm hedefi artık hızlı büyüme değil) istihdam, ihracat artışı, gelir bölüşümü ve enflasyon gibi temel sorunların çözümü olmalıdır. Kemal Cantürk Sakıp Sabancı (Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı) Şirket kurtarmak için, Ankara'ya gelip sesini duyuran yerine, gerçekten muhtaçları tesbit etmek lâzım. Bunları bir sepete koyup işkolunda yarattığı istihdam, vergi, ihracat gibi kriterler esas alınıp bir program içinde çözüm bulunmah. Daha da önemlisi şirketler neden bu duruma düştüler? Buna ve ana sebeplere bakmak lâzım. Turgut tlhan (Ankara Ticaret Odası Başkanı) Serbest piyasa sistemi unutularak şirket kurtarılıyor. Bunun yerine felç olan inşaat sektörü canlandırılmalıdır. Karl Heinrich Sctmarz (Textile Wirtschaft dergisi yöneticisi) Türkiye'ce uygulandığı ileri sürülen damping iddiaları gerçek dışıdır. İhracat destekleri AET ülkelerinin kendi aralarında uyguladıkları teşviklerden başka birşey değildir. Hattâ Türkiye'deki devlet destekleri diğer ülkeler gözönünde bulundurulduğunda yetersiz bile. İ». «»JJSft. Adana Çiftçi Birliği: Bu taban fiyatla üretici pamuğunu devlete satmaz rtEHMET YAPICI Önceki gün açıklanan pamuk aban fiyatına tepki sürerken, 90 iralık fiyatla, devlet adına desekleme alımı yapmakla görev"ndirilen kooperatif birliklerine ıreticilerin pamuklarını satmaracakları bildiriliyor. Adana Çiftçi Birliği Başkanı Izzettin Özgiray, Cumhuriyet'in lOrularını yanıtlarken,, "pamuk aban fiyatı için yapılan hesap ranlıştır. Bu yanlış hesabı Baglat'a ulaşmadan düzeltmek laümdır" dedi. Pamuk taban fiyatının sapanmasmda maliyet, enflasyon, iış pazar ve dolar kurunun gözönüne alınması gerektiğini anımsatan özgiray, şöyle dedi: "Bu fiyattan öyle anlaşılıyor ki, maliyete tesir eden etkenlerin hiç biri gözönünde tutulmamış. Şöyle ki, gerek maliyet, gerek enflasyon ve gerekse dolar kuru, geçen yıla göre büyük çapta artarken, dış piyasada pamuk fiyatları bir hayli yüksektir. Şu günlerde dünya borsalarında Çukurova tipi Sawgin 1 pamuğun kilogramı 170 centten işlem görmektedir." Pamuk tarımının el değdirilmeden elektronik aygıtlarla yapıldığı ABD'de bu yıl bir kilogram pamuk için 90 lira maliyet hesabı yapıldığını kaydeden özgiray, "Bizde tümiı insan gücüne dayalı olan pamuk üretiminde maliyet ABD'den çok daha yüksektir. Buna rağmen bizde pamuk taban fiyatı 90 lira olarak ilan edilmiştir. Bu hesap yanlıştır. Yanlış hesap Bağdat'tan döner derler. Ancak bu hesabı Bagdat'a ulaşmadan düzeltmek lazımdır. Yoksa çok acı çekeriz. Bu fiyatla Uretici, paıtıugunu devlet adına destekleme alımı yapmakla görevlendirüen birliklere satmayacaktır. Bunun sonucu olarak da gerek Çukobirlik, gerek Tariş ve gerekse Antbirlik'in kurulu dev tesisleri işleyecek pamuk olmadığından duracak ve büyük çapta mali kriz içerisine düşeceklerdir. Yine bu yanlış hesabın sonucu olarak giderek düşen pamuk ekim alanları daha da azalacaktır. Ekim alanlarının azalmasıyla birlikte düşecek üretim, ülke ekonomisini olumsuz yönden etkileyecektir". Adana Çiftçi Birliği Başkanı Izzettin özgiray, zaman yitirilmeden pamuk taban fiyatının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Danışma Meclisi Adana üyese Ali Girmen de, pamuk taban fiyatının düşük tutulduğunu söyledi ve "fiyatlar tatminkâr bir seviyede değildir" dedi. Birliklerin pamuk alımı yapıp yapamayacaklarının dış piyasa fiyatı ile tüccarın iç piyasada uygulayacağı alım politikasına bağlı olduğunu kaydeden Ali Girmen "Eğer serbest fiyatlar yüksek olursa tabii ki birlikler pamuk alamayacaklardır. Yok eğer bu düzeyde bir seyir izterse durum degişir" dedi. Bu arada, Çukurovah pamuk üreticileri, taban fiyatının azlığından yakınıyor. Üreticiler, "verilen taban fiyatı, maliyetin altındadır. Borçlarımızt nasıl ödeyeceğiz" telaşındalar. Taban fiyatın 75 lira olduğu geçen sezon kütlü pamuk fiyatı bir ara serbest piyasada 120 liraya kadar çıkmıştı. SORU Söylediklerinizden şu çıkıyor: Biz bu rantların oluşmasını önleyemediğimiz sürece bu temel sorunları çözemeyecegiz. Peki bu rantların oluşmasını nasıl önleyeceğiz? HATtPOĞLU Fiyat mekanizmasının artan ölçüde kullanılması buradaki çarelerden biri. Nitekim son yıllarda fiyat mekanizmasının daha fazla kulianılmasının yarattığı şokla son yıllarda biraz düzelme görüldu. Ancak fiyat mekanizması kendi başına yeterli olmayabilir ve bu rantların bilinçli şekilde azaltılması için başka şeyler de yapmak gerekebilir, bu yönde, devlet müdahalesi de gerekebilir. Burada barometre tarım kesimindeki gelirlerle tarım dışı kesim gelirleri arasındaki farktır ve bu farkı azaltacak bir planlamaya yonelmesi şarttır Türkiye'nin. SORU Bu farkı azallmak için milli gelirin azalmasını da hiç değilse belli bir noktaya kadar zorunlu görüyorsunuz... HATtPOĞLU Tabii öyle. Türkiye'de ulusal gelirin düşmesi tabii hepimizi t'evkalâde rahatstz edecek. Yöneticileri, fevkalâde rahatsız edecek bir şey ama bunu bizim sistematik olarak yapmamız gerekiyor... Karl Heinrich Schwarz Tarım kesimiyle tarım dışı kesim arasında bir ayrım, bir uçurum var. Bu nedenle tarım dışı kesimdeki gelir artışları tarım kesimine yansımıyor ve bu kesimden kaçışı hızlandırıyor. SORU Tarım kesimiyle tanm dışı kesim arasındaki farkı milli geliri fazla düşürmeden, tarımın gelirini yükselterek kapatmak olanağımız yok mu? HATİPOĞLU Şimdi biz tarım kesiminde fazla hata yapmamışız. Tarımdaki büyüme potansiyeli azami yüzde 34 ve biz bunu gerçekleştirmişiz. Bunun fazla üzerine çıkıp tarımın gelirini artırmak mümkün değil. Demek ki tarımla tarım dışı kesim arasındaki çarpıtıcı farkı kapatmak için tarım dışı kesimdeki gelirleri, dolayısıyla da ulusal geliri düşürmek şart. SORU O halde sizin önerdiğiniz yeni tür phınlamanın birinci hedefi de her halde hızlı büyüme olamayacak. Ya da şöyle sorayım: Siz nasıt bir plânlama öneriyorsunuz? HATtPOĞLU Bu herşeydenönce piyasa mekanizmasına işlerlik kazandıracak bir plânlama olmalı. Piyasa sistemi kâfi gelmiyorsa başka şeyler de yapmak gerekebilir. lkincisi bu planlamada ulusal gelir artışını birinci hedef olarak almayacağız, mesela istihdamı artırmayı birinci hedef olarak alacağız. Hızlı büyümeyi temel hedef aldığımız zaman ekonominin nasıl tıkandığını geçmiş yıllarda çok iyi gördük. Ayrıca, hızlı büyümenin istihdam, gelir bölüşümü, ihracat ve enflasyon gibi temel sorunları çözemediğini de yaşayarak gördük. Demek ki, bundan sonra planlamada önceliği hızlı büyümeye değil bu sorunların çözümüne vermemiz zorunlu. NELER OLDU? İndirimli satışlar sönük başladı Her yılın ağustos ayı, yaz sezonu resmi indirimli satışlarına sahne olur. Bu yıl da öyle oldu. Ancak indirimli satışlara ne mağazalar ne de tüketicilerce pek rağbet var. özellikle büyük şehirlerde indirimli satış için izin alan işyeri sayısında azalma var. Şirket kurtarma operasyonlan bundan böyle bir komisyon denetiminde sürdürülecek. Başbakan Bülend Ulusu'nun direktifiyle oluşturulan "Beşli Komisyon"da Maliye Bakanı'nın yanısıra Gümrük ve Tekel Bakanı, tndirimli satış yapan birçok mağazanın da vitrinlerini kıyıda köşede kalmış kalitesiz mallarla doldurması varolan ilgiyi de sönükleştirdi. Ayrıca, alım gücü günden güne azalan tüketici, indirimli de olsa pek birşey alacak durumda değil. KUltür ve Turizm Bakanı, Sanayi Bakanı ve DPT Müsteşarı yer alıyor. Komisyon, uygulama ilkelerini belirlemek amacıyla ilk toplantısını perşembe günü yaptı. Şirket kurtarmada "Beşli Komisyon" Kuşçulu: Yalnızca tekel olmayan sanayi işletmeleri desteklenmeli İSTANBUL (UBA) Istanbul Ticaret Odası İTO Yönetim Kurulu Başkanı Nuh Kuşçulu, zor duruma düşen firmaların taahhütlerinin uzatılmasını, haksızlık olarak niteledi ve bunun ihracatı zararına da olsa yapanları cezalandırmak anlamına geleceğini ileri sürdü. Nuh Kuşçulu, gUç durumdaki şirketler desteklenirken serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde kahnması gerektiğini belirtti ve bu konuda şu ilkelerin gözönünde bulundurulmasını istedi: • Destekleme firma bazında yapılmamalı, uygulama bir sisteme baglanmalı ve objektif esaslara dayanmalıdır. • Bu firmalann ülke ekonomisi bakımından önemi, ihraca» ve ithal ikamesi sağlama durumları, yarattıkları istihdam imkânı sıralamada gözönüne alınmalı ve muhakkak bir sıralama yapılmalıdır. • Destek yalnızca tekelci olmayan sanayi işletmelerine sağlanmalıdır. "Dünyada bizdeki gibi uygulama yoktur. İhracat reeskontu kullanıp da zor duruma düşen firmaların durumlariıiı düzeltmek için istisnai olarak taahhütlerini uzatmak ihracatı zararına da olsa yapanları cezalandırmak anlamına gelir. Zarar eden firmalar zaten vergi mükellefi olmadıklan için maliyenin bir kaybı yoktur. tşçilerin işten çıkarılmaları zaten yasaktır. tflaslarda da işçi hakları emniyete alınabilir". Perakende fiyatlar temmuzda binde 6 arttı İstanbul Ticaret Odası'nın hazırladığı Ücretliler Geçinme Endeksi'ne göre temmuzda perakende fiyatlar binde 6 yükseldi. Akaryakıt zammının henüz etkisini göstermediği temmuz ayında fiyat artışının düşük düzeyde kalmasında gıda maddeleri endeksinin çok az artması etkili oldu. Uluslararası yılın ilk yarısında 1.4 milyar lira kâr etti Taban fiyatları düşük Açıklanan tabanfiyatlarıUreticiyi memnun etmedi. "Aman enflasyona prim vermeyelim" anlayışıyla taban fiyatlarındaki artışın yüzde 20 dolayında tutulması üretici birlikleri ve üreticiler tarafından tepkiyle karşılandı. Maliye Bakanı'nın bile enf üretici küskün lasyon hedefinin tutturulmasını olanaklı görmediği bir ortamda bu düzeyde bir artışın üreticiyi küstürücü bir etki yapacağı öne sürülüyor. Tarım üretiminde bu yıl beklenen düşüşün bu taban fiyatlarıyla daha da körüklenmesinden endişe ediliyor. Türkiye Odalar Birliği: Yatırımlar iki yıîda yüzde 40 oranında azaldı ANKARA, (a.a.) Türkiye Odalar Birliğince yaymlanan ikinci Uç aylık ekonomik raporda, "1983 yılının ilk beş ayında ihracatta yüzde 6.9 oranında büyüme olduğu" kaydedildi. Raporda 1982 yılının ilk beş ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60.7 iken, bu yılın aynı dönemi içinde oranın yüzde 0,5'e indiği belirtildi. Yatırımlar konusuna da değinilen ekonomik raporda 19811983 yılları arasında yatırımlarda, yüzde 40'ın altmda azalma görüldüğü bildirilerek, azalmanın başlıca nedeni, ekonomik büyümedeki girdilerden çok petrole ödenen döviz miktarındaki artışlara bağlandı. 1982 yılının ilk altı aylık fiyat artışlarına göre bu yılın aynı bölümü içinde, yüzde 25.2'lik bir artış beklenildiği bildirilen ekonomik raporda, fiyatların planda öngörüldüğü şeklini koruyacağı ve bu arada tedavüle çıİcarılan para miktarında bugüne V?.dar bir artış görülmediği kaydedildi. Raporda üretim konusunda şu görüşlere yer verildi: "Bu yılın ilk altı aylık tahminlerine göre, milli gelir sonuçlarında tanm kesiminde bir önceki yıla oranla (1968 Üretici Fiyatlanyla) yüzde 2.6, sanayi sektöründe ise yüzde 6.9 oranında gelişme olacak. sanayi mamülleri üretimlerinde görülen düştişlere rağmen imalat seklöründeki büyüme 1983 yılında da olumlu bir gelişme izleyecektir." Ekonomi Servisi Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası bu yılın ilk yarısında 1.4 milyar lira tutarında kâr sağladı. Banka'nın geçen yılın eşdönemindeki kârı 435 milyon lira düzeyinde gerçekleşmiş, yılın bütünündeki kârı ise 1.88 milyar lira olmuştu. Uluslararası Bankası Genel Müdürü Erol Aksoy'un yaptığı açıklamaya göre, yılın ilk yarısında banka dışsatım plasmanlarını 32 milyar liraya, teminat mektubu kredilerini de 56 milyar liraya yükseltti, ayrıca 219 milyar dolar döviz girdisi sağladı. Erol Aksoy, "Son zamanlarda bazı bankalann kâr edemedikleri ve dolayısıyla sektörün bir kriz içinde olduğu söylentilerine karşılık, Uluslararası'nın elde ettiği başarı bu iddiaları çürütmektedir" dedi. Türkiye'de işsiz sayısı bence 10 milyonu bulmuştur ve artacaktır. Ulusal geliri düşürüp rantlan azaltmadan bu dev meseleye çözüm bulunamaz. SORU Peki sizce bu süreç ne kadar sürecek ve yeniden büyümeye hangi noktadan sonra başlayacaftız.? HATİPOĞLU Bizim potansiyelimiz çok. Mesela insan kaynaklarımızın ne kadar büyük ve üstün olduğunu Ortadoğu ülkelerini gördükten sonra daha iyi anladım. Bu nedenle ulusal geliri bir noktaya kadar düşürdükten sonra yeniden artırmaya başlayacağız tabii. Bu düşünmeyi biz sistematik ve bilinçli olarak yaparsak bunu sanıyorum altıyedi senede başarmz ve ondan sonra büyümeye geçebiliriz. Ama yok her yıl yüzde 45 büyüyeceğiz diye ısrar edersek korkarım ki daha çok vakit kaybedeceğiz ve eninde sonunda aynı noktaya geleceğiz. Şimdi burada son yıllarda alınan fevkalâde olumlu sonuçlar da gözümüzü kamaştırmamalı. Görüyoruz işte büyüme hızı gene düştü, ihracat artışı yavaşladı, enflasyon yükseİiyor. İstihdam ve gelir dağılımı konusunda zaten birşey yapılamamıştı. Onun için Türkiye'nin şimdiden tatlı bir inişle kişi başına milli gelirini düşürecek tedbirleri alması ve bu meseleleri çözecek hale gelmesi lazım. Bu zor işin gereğine inanılması ve bunun için kamuoyu oluşturulması lazım. Çünkü bunun alternatifinin sosyal maliyeti sonuçta çok daha ağır olacak. "Yabancı sigara üretimi" yine gündemde Phillip Morris firması Başkanı VValter Thoma'nın, yanında işadamı Sakıp Sabancı olduğu halde Gümrük ve Tekel Bakanı Cafer Tayyar Sadıklar'la görüşmesi yabancı sigara Üretimi konusunu yeniden gündeme getirdi. Görüşmeden sonra Sadıklar Döviz pozisyonu tutan bankalar, döviz pozisyonu limiti dışında açtıklan döviz tevdiat hesaplannda pozisyonun beşte birini aşmamak üzere, yurt dışında ça"Bütün görüşleri dinliyorum. Dikkatli çalışıyorum. Bu konuda bir rapor hazırlayıp hükümete sunacağım" dedi. Sabancı HoldingMorris ortaklığının, eğer bir özel sigara fabrikasının kurulmasına izin verilirse, Türkiye'de 4 tip sigara yapacakları belirtiliyor "san muteahhitlik firmalarına döviz ya da Türk Lirası kredi açabilecekler. Bu krediler için Türk Lirası kredilerde uygulanan esas ve şartlar geçerli olacak. Yurt dışı müteahhitlere olanak
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear